Christopher Bang, 25 yaşında çok tanınan fanları olan ünlü bir kişiydi. Kendisi böyle ünlü olmak için kendini geçmiş yıllarda çok zorlamış, bu da onun sinir problemleri olmasına yol açmıştı. Bu yüzden çok fazla arkadaşı yoktu. 2 yakın ünlü arkadaşıyla sürekli görüşür, beraber müzik yaparlardı. Yine bir gün arkadaşlarıyla buluşmuştu, bugün müzik yapmıyorlardı. Sıcak şarap içip, son zamanlarda yaptıklarından bahsediyorlardı. Bugün beraber kalacaklardı.
C: Jisung, Minho'yla nasıl gidiyor?
J: İyi, hyung. Bu aralar ona açılmayı düşünüyorum.
C: Ooo, hadi bakalım.
Changbin mekâna giriş yaptı.
CB: YOOOO, NABER? İYİSİNİZDİR.
BEN ÇOK İYİYİM KARDEŞİMM!
C: Hayırdır, Chang? Güzel bir şey olmuş belli.
CB: Hani biz Yang Jeongin'le beraber çalışmayı teklif etmiştik ya.
C: Ee?
CB: Kabul etmiş, yarın New York'a uçuyoruz.
J: WHOA DOSTUM BU MÜKEMMEL BİR ŞEY! NEW YORK MU?
C: Jisung kendine gel sen ünlüsün.
J: AMA HYUNG DUYMADIN MI?
NEW YORK WHOAAAAA!!
CB: Dur Jisung hemen heyecanlanma.
J: Haydaaa, neden?
CB: Fanlarımız bunu istemeyebilir.
J: Dostum biz 3RACHA'yız, neden böyle bir şeyi istemesinler ki? MAKNAERACHA'da onların sevdiği bir grup.
CB: Şey... Onlarla shiplenme ihtimalimiz de var...
J: Bu sizin için sorun olmaz *göz kırpar*
J: Changbin'in Jeongin'de gözü olduğunu biliyorum.
CB: NEREDEN ÇIKARDIN ŞİMDİ BUNU?!
C: Çocuklar, tamam. Abartmayın.
Hem onlarla shiplenirsek, durumla ilgili açıklama yapıp düzeltiriz.
CB: Hyung seni de biliyoruz, Seungmin ha? *chris'i dürter*
J: Karrdeşiiimmm, biliyorsun bu işi. *changbin'e göz kırpar*
C: ÇOCUKLAR SAÇMALAMAYIN.
BENİ SİNİRLENDİRİYORSUNUZ.
J: Çocoklor soçmolomoyon. AHAHAHHAAHA
CB: Hyung hadi ama Seung'un fotosunu görünce nasıl elin ayağın dolanmıştı amaaaa?
C: Cidden yeter. *kadehi fondipler*
J: Tamam seni daha fazla sinirlendirmeyelim.
C: Changbin söyle bakalım, yarın için işler halledildi mi, ne yapmamız gerekiyor?
CB: Şeeeyyyy... Bilet paralarını sen ödersin değil mi canım hyungum benim *chris'e sarılır*
C: Ah Changbin, bazen ünlü bir milyoner olduğunu unutuyorsun. Öderim tamam.
CB: YEEEEYYY CANIM HYUNGUM!
J: E biz gidince bizi havalimanından alacaklar değil mi?
CB: Evet kardeşim bizi bir otele götüreceklermiş.
J: Umarım konforludur.
C: Ah Jisung ah...
C: Biz yavaştan otelimize dönelim. Yarın yolculuğumuz var sonuçta.
CB: YAAA HYUNG BURASI GÜZELDİ AMAAA!
J: HYUNGGGGG!!!!
J, CB: YAAAAAAAAA!!!!
*chris güler*
C: Hayır, itiraz istemiyorum gidiyoruz.
Yolda Jisung uyuyakaldı. Changbin müzik açıp eğlendi. Chris camdan gecenin güzelliğini izledi.
Chris şoföre, otele ne kadar kaldığını sordu. Daha yarım saatleri vardı. Chris "Neden bu kadar uzak bir mekan tutmuşum?" diye düşündü.
Otele sonunda vardıklarında, Jisung'u uyandırmaya çalıştılar.
CB: KALKSANA BE ADAM! İLLA KUCAĞIMIZA MI ALALIM?
C: Jisungcum, uyanır mısın artık? 10 dakikadır seni uyandırmaya çalışıyoruz.
CB: Yok arkadaş, bu böyle olmaz, şükürler olsun ki kaslı kollarım var.
*jisung'u kucağına alır*
C: Dikkatli ol.
Changbin, Changbin'in kucağında Jisung ve Chris otellerine dönüp uyudular.
✮
(CB: Changbin C: Chris/Chan J: Jisung)