Uyandığımda okula geç kalmıştım, anneme neden uyandırmadı diye içimden kızarken hızlıca üzerimi değişip evden çıktım. Çantamı hazırlamaya vaktim olmamıştı bile.
Hızlı adımlarla bazen adımlarıma koşmayı da ekleyerek otobüs durağına vardım. Kaçırmamayı dilerken yanıma yanaşan otobüs ile gülümsedim.
Binip her zamanki yerime oturdum. Genelde hep boş olurdu ve ben otururdum. Her gün git-gel aynı kişiler, birbirimizi tanıyorduk artık ve resmen herkesin belirli bir yeri vardı.
Camdan dışarıyı izleyerek vakit geçirdim, her zamanki gibi.
Okula vardığımızda benimle beraber 5 öğrenci daha indi. Onlar ilk sınıflardandı, yenilerdi. Okulun bahçesine girdiğimde Minho Hocayı gördüm. İlk önce öğrenci sansamda dikkatli bakınca hoca olduğunu anladım. Aynı öğrenci gibi beyaz gömlek, siyah pantolon giymişti. Tek farkı kravatının olmasıydı. Hızlı adımlarla yanına gittim.
"Günaydın hocam"
Olabilidiğince sevecen bir şekilde konuştuğumda bana doğru döndü, beni görünce küçük bir gülümseme yayıldı yüzüne.
"Günaydın Jisung"
Onu baştan aşağı güzelce inceledikten sonra kravatını aldım avcumun içine, o ise ne yaptığımı dikkatlice izliyordu. Hafif kendime doğru çektim.
"İlk gördüğümde öğrenci sandım, bu kadar yakışması garip"
Elleri cebinde gülüyordu.
"Okulun bahçesinde olduğumuzun farkındasındır umarım. Bir öğrenci öğretmenine karşı böyle konuşabilir mi?"
Daha geniş gülümseyip kravatını sıktım.
"Etkileniyorsunuz değil mi?"
Bir eli, elimi kavradı ve kravatından kurtardı.
"Sınırını aşma, ikinci teneffüs odama getir testi"
Duyduklarım ile gözlerim olabildiğince açıldı. Testleri masanın üzerinde unutmuştum! Allah belamı versin benim! Bunu söylesem bahane uyduruyorum sanacak. Ne yapacağım?
Yapmadım desem, ceza alacağım.
Şu cezayı merak etmiyorum değil.
Hayır Jisung, söyleme.. Söyleme..
"Yapmadım"
Bir süre sessiz kaldıktan sonra ciddi olduğumu anladığı için kaşları çatıldı.
"Daha ikinci günden?"
Başımla onayladım. Eli alnını buldu ve ovalamaya başladı.
"Şaka mısın sen Jisung?"
Gülmeye başladığımda dik dik yüzüme baktı. Büyük ihtimalle deli sanıyordu beni ama gerçekten komik gözüküyordu.
"Yaptım. Gerçekten, ama evde kaldı"
Dudaklarını birbirine bastırdı, ardından eli çenemi kavrayıp kendi yüzü ile hizaladı.
"Çocuk gibi davranmayı kes ve sorumluluk al artık. Sana ne verdiysem yapmak zorundasın bunu o küçük kafana sokmaya çalış. Anlıyor musun beni? Seninle uğraşacak vaktim yok benim."
Sinirlendiği her halinden belli oluyordu, boynundaki damarlar fazla belirginleşmişti.
"Zamanın yoksa bırak gideyim, sen ve sikik testlerin sıkıyorsun beni"
Tuttuğu çenemi sertçe bıraktı. Sinirlenmeye başlıyorum ama, ne sanıyor bu kendini?
"Dersine git"
Göz devirip adımladığımda konuştum
"Emir verme bana"
Sınıfa vardığımda Hyunjin koşarak yanıma geldi.
"KANKA NAPIYONUZ BAHÇEDE LAN"
Onu iteleyip sırama yöneldiğimde peşimden geldi, hala deli gibi bağırıyordu. "Sus Hyunjin"
Aniden sustuğunda birbirimize baktık sadece. Sinirim bozuktu ve şuan sadece uyuyup kendime gelmek istiyordum.
Sıraya kafamı koyup gözlerimi kapattım. Kendimi uykunun ellerine bıraktım.
Uyandığımda - daha doğrusu uyandırıldığımda - gözlerimi ovalayıp uyandıran kişiye baktım.
Bangchan'dı. Kantine gittiklerini gelip gelmeyeceğimi sordu. Başımla reddedip sıramda belimi kütletmeye çalışırken telefonuma gelen bildirim ile dikkatim dağıldı. Saati görünce 2 ders uyuduğumu fark ettim. Mesaj atan kişiye baktığımda Minho hocaydı.
gıcıkpic2-jisung
gıcıkpic2:
Neredesin?
Jisung:
catıda
gıcıkpic2:
ne?
Jisung:
nerde olabilirim
sınıftayım
gıcıkpic2:
yanıma gel
Jisung:
gelemem
gıcıkpic2:
neden?
Jisung:
üseniyorum
gıcıkpic2:
cezanı vereceğim
bekliyorum
Jisung:
offf
-
Telefonu sinirle kapatıp cebime koyduktan sonra hızlıca çıktım sınıftan.
Oyun oynuyordu bildiğin. Disipline gideceksem gideyim ben bunlara katlanamam daha fazla.
Babamla tartışmak daha zahmetsiz yemin ederim!
Odasına vardığımda kapısını tıklatıp içeri girdim. Aynı şekilde koltukta oturuyordu. Karşısına geçtiğimde baştan aşağı süzüldüğümü hissettim, öyleydi.
"Bakın, disipline falan verecekseniz verin. Sizinle uğraşmak istemiyorum"
Gülüp diğer bacağının üzerinde olan bacağını indirdi ve mayıştığı yerden doğruldu.
"Tekrar resmi konuşuyorsun, alışamıyorum ama seç birini"
Göz devirip pencereyi izlemeye başladım. Cidden okul dışında olsaydık yumruğu yemişti.
"Bana bak,"
Gözlerim tekrar onu bulduğunda ayağa kalktı ve yanıma adımladı. Yutkundum.
"Disiplin falan umrumda değil"
Elleri gömleğimin yakalarını bulduğunda vücudumun titrediğini hissettim. Fazla yakındık.
"Yakında bir veli toplantısı olacak, toplantıda okuldaki bütün öğretmenler,müdür yardımcıları ve öğrencilerde olacak."
Yakalarımı düzlerken ara sıra bakışlarını yüzüme çıkarıyordu.
"Ve senin babanda olacak. Orada seni övmem için bir şeyler yapman gerekli, seni öylece övemem. Bunlar kayıt altına geçecek ve ona göre notlarınız belli olacak. Müdür yardımcılarına neler yaptığını göstermem lazım, ayrıca sınıf arkadaşların ve ben ingilizceden nefret ettiğini biliyoruz"
Tek kelime etmeden bütün dikkatimle onu dinlerken onun elleri gömleğimin eteklerini bulup düzeltmeye başlamıştı.
Yakından çok daha güzeldi.
"Onlara göstermelisin ki seni iyi bir öğrenci olarak anlatabileyim, çok fazla bir şey istemiyorum senden. Sadece test çöz. Bana bir yararı olmayacak senin için, anladın mı?"
Başımla sakince onayladığımda gülümsedi, ben daha sert olmasını beklerken bu kadar nazik olması şaşırtmıştı beni. Gözlerimi alamıyordum dilim tutulmuş öylece izliyordum.
"Güzel, çıkabilirsin şimdi"
Kolumu patpatlayıp arkasına döndü ve koltuğa adımladığı sırada zar zor konuştum.
"Ceza?"
Tekrar bana bakıp güldüğünde ben hala dikkatlice onu izliyordum.
"Ceza, seni korkutmak içindi ama pek korkmuşa benzemiyorsun"
Gözlerimi kırpıştırdım. Cidden bu kadar düşünceli ve nazik bir tarafı var mıydı? Alışık değildim. Hep azarlardı, en azından bana karşı öyleydi.
"Cezamı çekmek istersem peki?"
Çantasını toplarken sorduğum soru ile duraksadı ve yüzüme baktı,
"Ceza falan yok Jisung öylesine dedim"
Ne dediğimi ne yaptığımı bilmiyordum, beynim ne derse engel olamıyordum.
Ona doğru birkaç adım attıktan sonra kaşlarının hafif çatıldığını gördüm.
"Hayır hayır, ben istersem? Nasıl cezalandıracaksınız?
Masaya yaslanıp kollarını önünde birbirine bağladı.
"Ne istersin?"
Sonunda aklımı başıma toplayıp kendime geldiğimde içimden kendime sövdüm. Az önce adama resmen beni sikin demediğim kalmıştı. Rezilsin Jisung cidden rezilsin.
"Hayır yani merakımdan sordum ve şaşırdım yani kızmanızı beklemiştim aslında o yüzden saçmaladım biraz özür dilerim"
Ellerimle yüzümü ovdum. Sadece bir an önce çıkmak istiyordum bu odadan.
"Aslında aramız iyi olabilir Jisung, iyi bir öğrencisin."
Gülümseyip kapıya yöneldim, dışarı çıktığım an derin bir nefes alıp verdim.
Gerçekten az önce kendimi durdurmasaydım adamla flörtleşecek miydim? Aptalsın Jisung. Aptal!
Hızlı adımlarla sınıfa ilerledim, ellerini, dokunuşlarını hala üzerimde hissediyordum ve bu beni huylandırıyordu. Sınıfa girer girmez Seungmin'i gördüm.
"Nerdeydin lan"
Tekrar derin bir nefes aldım ve cevapladım.
"Oğlum çok gerginim amına koyayım bayılacağım az kaldı"
Kolumdan tutup beni sırama oturttuğunda bizimkilerin hepsi başımıza toplandı.
"Minho hoca çok garip davranıyor oğlum adam beni düşünüyormuş lan! Ve, ve gereksiz bir yakınlık var önceden yüzümüze bakmıyorduk şimdi çoğu zaman onu görüyorum çıldıracağım"
Felix eli ile ateşime baktı,
"Oğlum yanıyorsun lan ne yaşadınız biz ciddi değildik harbi verdin mi amına koyayım?"
Felix'in koluna sertçe vurdum.
"Saçmalama, iğrenç"
Bir süre sessizlik hakim oldu ortama, ardından Hyunjin konuştu,
"Uzak dur o adamdan cidden fazla konuşuyorsunuz şu aralar"
Bangchan onu onayladığında yüzümü ellerimin arasına aldım.
"Veli toplantısı olacakmış, aramızın iyi olması lazım"
Jeongin kendini dramatik bir şekilde sıraya attı. Ardından Changbin bir yandan yemek yerken konuştu.
"Aranız iyi olsun ona lafımız yok amına koyayım da, sonu nereye gidecek"
Seslice ofladım.
"Ya kesin sesinizi amına koyayım sikerim sizi de o aptal düşüncelerinizi de kafama silah dayasanız onunla beraber olmam ben egoist kendini beğenmiş piçin teki tamam mı?"
Engeli basmak istiyordum ama yapamıyordum işte.
"Tamam sakin ol bişey demedik"
Herkes kendi sıralarına dağıldığında başımı geriye yasladım. Nefret ettiğim insanlar listesinde birinci sıraya yerleşmişti artık.
★
SELAM GEBES KAPLUMBAGALAR
bolum xok atesliydi
jisung rezil diyenler -->
he bi de fanart var onu da koyayim suraya;
COK IYI DEGIL MIIIIIÖ
bol yorum ve oyyyyy
iyi okumalarrr