KAYBET-ME

best_writerrr

1.8K 1K 1.1K

Babalarının yaptığı yanlışlar onların hayatını zindana çevirdi. Onlar bu zindan hayatını güzelleştirmeye çalı... Еще

DİKKAT BAŞARILI BİR YAZAR VE HİKAYE GELİYOR!
BÖLÜM 1
BÖLÜM 3
BÖLÜM 4
BÖLÜM 5
BÖLÜM 6
BÖLÜM 7
BÖLÜM 8
🎊🗣️DUYURU🗣️🎊

BÖLÜM 2

226 153 158
best_writerrr

YENİ BÖLÜM😎💞
BOL BOL YORUM YAPIN VE VOTE ATIN OLUR MU?🙏
İYİ OKUMALAR 💙

Sabah saat 07.00 'da kalkıp, hemen abimin evine sürdüm arabayı. Bugün kesinlikle evde idi. Artık bu üvey aile konusunu konuşmamız gerekiyor.

Evin önünde arabamı garaja park edip, kapıyı çaldım. Daha 3 ay öncesine kadar ailecek yaşardık. Ama daha sonrasında o babam olacak adamın annemi aldattığını öğrenmiştik. Annem teyzemle kalmak istemişti. Abim de kendine bir ev tutup oraya yerleşmişti. Abimin evi Eylül' ün okuluna da yakın olunca, Eylül onun yanına taşınmıştı. Ben de bizim evde tek başıma kalıyorum. Ama sanırım o evde daha fazla tek başıma dayanamayacağım.

Abim kapıyı açtı. Beni karşısında görünce nedendir bilinmez ufak çaplı bir şok geçirdi. Hayırdır yani abimizin evine de gelemeyeceksek kime gideceğiz. Hemen ona güzel bir gülüş bahşettim. O da tabii ki minicik kardeşine karşılık verdi.

"Selamünaleyküm, nasılsın bakalım? Bu arada hoşbuldum abiciğim."

"Ve aleyküm selam, hoşgeldin güzelim. Aslında pek iyi olduğum söylenemez. 2 gündür üvey ailemizi araştırıyorum. Sanırım onlara güvenebiliriz. Neyse geç içeri birşey yiyip içmek istersen beni uğraştırmadan mutfaktan al. "

"Baya misafirperversiniz bakıyorum Koray Bey! Neyse ki canım birşey yiyip içmek istemiyor. Acilen şu üvey aile işini konuşmamız lazım. Eylül nerde o da gelsin de konuşalım."

"Eylül üst katta sanırım. Ben bir bakıp geleyim. Olur mu?"

" Abi sence de gereksiz bir şekilde fazla mutlu değil mi bu 3 aydır."

"Evet, bak buna bir tek ben dikkat ettim sanmıştım. O adamın annemi aldattığını öğrendiğimizden beridir böyle. Anlam veremiyorum. Belki de bu olayı bu şekilde atlatmaya çalışıyordur."

" Bilmiyorum."

" Neyse sen bekle ben hemen Eylül' ü ve üvey ailemizin sicilini alıp, geliyorum."

Başımı olumlu anlamda salladım. Abim beni arkasında bırakarak gitti. Abim gazeteci, baya bir araştırmış olmalı. Neyse araştırması lehimize olur zaten. Güvenilir insanlar olup olmadıklarını iyice araştırmamız gerekiyor. Birkaç dakika sonra önünde Eylül ve elinde bir dosyayla salona girdi.

Eylül beni görünce hemen gelip bana sarıldı.

" Nasılsın ablacığım?"

"İyiyim birtanem sen nasılsın?"

"Bende iyiyim abla. Ee niye toplandık yine babamla ilgili sorunlar var galiba. Çünkü son 3 aydır sürekli babamı kötüleyip duruyoruz. Başka işimiz yokmuş gibi. Halbuki her kötü şeyin iyi yanları da vardır."

Eylül'e bu aralar neler oluyordu Allah aşkına. Neden böyle saçmalıyor. O adama hala babam diyebiliyor ya pes doğrusu.

Bu cümlesinin ardından abim bir anda ona baktı ve kaşlarını çattı. Eylül' e bağırmak istemediği için gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve hemen ardından söze giriş yaptı.

" Eylül bak canımın içi senin kalbini kırmak istemiyorum. Ama o babam dediğin adam annemi aldattı. Başka bir kadından benden 2 yaş küçük bir oğlu ve benden 4 yaş küçük Sena yaşında bir kızı var. İki belki de daha fazla kadını aynı anda kötü bir yaşama mahkûm etti. İkisinin de hayatını mahvetti. Biz küçükken bir gün bile adam gibi eve gelmedi. Geldiğinde ne yaptı haa? Annemi, beni, Sena'yı ve seni daha o küçük yaşına rağmen dövdü. Bir gün bile saçımı okşayıp "oğlum" demedi lan bana. Şayet ikinize de "kızım" demedi. Hayatımızın en zor gününde yanımızda mıydı? Ben üniversite sınavına hazırlanırken evde 2 kardesim bide annem aç kalmasın diye ne yaptım? Gece 3'e 4'e kadar eve gelmedim. Geldiğimde ise 2 - 3 saat uyukuyla kalkıp okula gittim. O adam parası olmasına rağmen bir gün bile 5 kuruş atmadı lan önümüze. Bak dikkat edersen bize verdi demedim "attı" dedim. Sence 18 yaşında genç bir çocuk ne yapar? Dersini çalışır, çalışmasa bile arkadaşlarıyla zaman geçirir. Ben ne yaptım? Daha lüks bir hayat yaşayalım diye köpek gibi çalıştım. Sırf ailemle mutlu, huzurlu, mesut bir şekilde yaşayabilmek için. Evet belki de o ders çalışmalarım pek işe yaramadı ama ben yine de sizin için hayallerimden vazgeçtim. Sırf annem ve kardeşlerim mutlu olsun diye. Sen gelmiş karşıma babanı savunuyorsun. Hey Allah'ım ya."

Abimin kurduğu cümleler boğazımda büyük bir yumru oluşturdu. Haklıydı tabii ki. Onun hedefleri daha farklı meslekler olmasına rağmen gece yarılarına kadar işte çalışıp yorulduğu için sınavda pek de başarılı olamamıştı. Bir sene daha hazırlanmak istemişti ama eline yüklü bir para geçsin diye gazeteci olmaya karar vermişti. Babamı savunmak ona çok büyük bir haksızlık olur. Çünkü babamın yokluğunda o vardı. Ben bir sıkıntım olduğunda hemen kendimi onun yanında bulurdum. Eylul'de aynı şekilde. Peki şimdi Eylül'ün yaptığı...

Eylül hiç birşey demeden hemen kalkıp odasına gitti ve ardından kapıyı çarptı. Ben de kalkıp abimin yanına oturdum. Abim Eylül'ün bu tavrını pek ciddiye almış gibi görünmüyordu. Bana döndü bir an bana patlayacak sansamda öyle olmadı.

"Sena'm sen beni anlıyorsun değil mi?"

"Abi ben seni tâbi ki anlıyorum. Senin o zamanlar neler çektiğini bir ben gördüm. Ama Eylül'ü pek ciddiye aldığını düşünmüyorum." Deyip güldüm. O da benimle birlikte güldü.

"Almıyorum doğru. Neyse zaten böyle havaya uygun olsun diye sormuştum." Deyip güldü. Ben de hemen güldüm. Daha sonra konuşmamız gereken konular olduğu aklıma gelince hemen ciddileşip abime döndüm.

"Abi bu üvey aile hakkında neler öğrendin?" Dosyayı aldı eline ve boğazını temizleyip söze başladı.

"Sevim Demirbilek; üvey annemiz! 61 yaşında. Bir oğlu var. Adı Caner ; 26 yaşında. Kızının adı Merve; seninle yaşıt. Caner ve Merve 1 yıl önce bir şirket kurmuşlar ve ortaklar. Bu şirkette farklı işler dönüyor. Karanlık işler döndüğü ortada. Bu yüzden daha temkinli olmalıyız. 3'ü de 2 yıl önce Türkiye'ye taşınmışlar. Ama tatillerde Almanya'ya gidip geliyorlar. İyi haber şu anda burdalar. Daha iyi bir haber vereyim o zaman 2 saat sonra onlarla görüşmeye gideceğiz. Yani bir görüşme ayarladım. Bu konuları onlarla konuşmamız gerekiyor. Hemen hazırlansan iyi olur üvey aile ile sonunda tanışacağız."

Şoktan ağzım açık abime bakıyordum. Bu nasıl birşey? Onlar hakkındaki bilgilere mi şaşırayım? Abimin bu bilgileri nereden öğrendiğine mi şaşırayım? 2 saat sonra üvey ailem ile tanışacağımıza mı? Yoksa nasıl hazırlanacağıma mı şaşırayım? Ben hala durmuş abime bakıyordum.

"Yine harikalar yarattığıma şaşırıyorsun değil mi? Yorulmuyor musun kız her gün bana şaşırırken? "

Ben hemen kalktım benim hazırlanmam gerek. Ne giyecegim? Ne diyeceğim? Ne yapacağım? Beynimde herşey birbirine karışmış bir şekilde kapıya gittim. Abim arkamdan bana seslendi:

"Tamam tamam sen hazırlan ben seni almaya gelirim tamam mı güzelim?

Allah aşkına ben ne yapacağım şimdi? Hemen gidip hazırlanmam gerek. Daha sonra neler olacağını asla ama asla kestiremiyorum. Ben şimdi babamın mahvettiği bir hayatla daha mı tanışacaktım? Allah'ım yardım et. Çünkü hiç hazır değilim.

**********
Eve geldiğim gibi hemen şık olduğunu düşündüğüm bir tulum giyip, kendime de çeki düzen verdikten sonra evden çıktım. Abim beni alacağını söylemişti. Nerde şu çocuk ya. Onu aradım ve yolda olduğunu öğrendim. Bu benim için güzel bir fırsat. Şimdi düşünme vakti. Orda ne konuşacağım? Nasıl davranacağım? Hepsini aklımdan planlamam gerekiyor.

5 dk sonra abim hemen önümde arabasıyla durdu, camı aşağı indirdi ve havalı olduğunu düşündüğü bir bakış attı. Bu sürede plan yapacaktım dimi? Ben ne yaptım? Tâbi ki elbisem bana yakışmış mı? Üvey kardeşlerim beğenir mi? Düşüncelerine kapılmıştım. Aslında böyle süslü olan bir kız değildim ama yani insanların arkamdan"köylü kezban" demelerini de istemem. Bu yüzden fazla olmasa da bakımlı ve kendine özenen bir kızım.

Arabaya bindiğimde abim hiç birşey demeden sürmeye başladı. Neydi bu şimdi ciddi abi rollerine falan mı bürünüyordu? Bir süre sonra arabayı sağa çekti ve bana baktı. Bu ne demekti biliyor musunuz? Öğüt yükleniyor demekti. Hadi bakalım.

"Abicim bak onları daha tanımıyoruz. Başka işlerle uğraştıklarını da biliyoruz. Bu yüzden çok temkinli olmalıyız. Biliyorsun değil mi?"

"Abi sence ben çocuk muyum? Hayır yani öyle gösteriyor da olabilirim. Hangisi?"

"Ya kızım insan senin iyiliğin için de birşey yapamıyor be. Bak ben seni uyarayım da sonra söylenme. Çünkü çekemem biliyorsun."

"Koray bey ben bu nutuklarınızı her gün dinlediğim için ezberledim ondan bu tavrım. Sen benim kusuruma bakma ben biliyorum senin benim iyiliğim için yaptığını."

"Peki canım. Ama o adamın onların hayatını nasıl mahvettiğini ve onların bu adamı neden ortadan kaybetmek istediklerini öğrenmeliyiz."

"Abi hemen gidelim. Hem isterseler anlatırlar zaten. Hadi abi."

Bana göz devirdikten sonra hemen arabayı tekrar hareketlendirdi. Bir yarım saat sonra onların şirket binalarının önünde durduk. Abim bana bakıp onay ister gibi baktı. Bende başımı olumlu anlamda sallayıp arabadan indim. Abim de ardımdan indi. Arabayı valeye verdikten sonra şirkete giriş yaptık.

Şimdi ben görmemişlik yapmak istemiyorum. Ama bu şirket bir harika anlatamam. Bu dizaynı çok beğendim. Neyse ben buraya bunun için gelmemiştim değil mi?

Girdiğimiz gibi bir kadın bizim yanımıza geldi ve;

"Siz Koray Kara ve Sena Kara olmalısınız." Abim evet der gibi başını salladı. Kadının kaşları hemen çatıldı. Ne yani bu kadar istemediğimizi belli etme istersen.

"Efendim Eylül Kara'nın da gelmesi gerekmiyormuydu?" Abim kadına baktı.

"İsterseniz bunu Caner ve Merve ile konuşalım. Ne dersiniz?" Kadın hesap sorduğunu yeni anlamış olacak ki hemen yutkundu.

"Afedersiniz. Benn ... Kusura bakmayın lütfen üzgünüm. Caner Bey ve Merve Hanım sizi kafede bekliyor. Lütfen buyrun" deyip bizi kafeye yönlendirdi. Biz Caner ve Merve'nin fotoğraflarını görmüştük. Bu yüzden onları bulmada fazla zorlanmadık. Masalarına doğru ilerlerken kalbim resmen yerinden çıkacaktı. Hayatımda ilk defa böyle bir anda bulunuyorum.

Caner bizi görür görmez hemen ayağa kalktı. Merve o kalkınca arkasına baktı ve bizi gördü. Yüzüne gerçek bir gülümseme koyup ayağa kalktı. Abim Canerle tokalaşırken ben de Merve'ye elimi uzattım. Ama o elime bakıp itti ve bana sımsıkı sarıldı. Bende ayrıldığında hemen abime de sımsıkı sarıldı. Ben Caner'e bakınca baya çekindim. Hemen bana gülümseyip gelip sarıldı. Bu neydi şimdi? Bunun üzerine abimle kısa bir süreliğine göz göze geldik. Abim de baya şaşırmış benziyordu. Bu yakınlık bana fazla geldi bana. Çünkü yeni tanışıyorduk yani.

"Lütfen geçin oturun. Kusura bakmayın sizi böyle ayağımıza çağırmış olduk. Tekrar özür dilerim. Büyük ihtimalle biliyorsunuzdur. Ama ben yine de söyleyeyim. Ben Caner bu da kardeşim Merve. Hayat ne kadar garip değil mi? Bunca yıldır birbirimizi hiç tanımıyorduk. Ayrıca Eylül nerde?" Ben ne diyeceğimi bilemezken abim beni kurtardı. Canım benim ya.

"Lütfen böyle düşünme Caner. İşlerinizin yoğun olduğunu da biliyorum. Eylül bu aralar kendini pek iyi hissetmiyor. Bu yüzden gelmesi pek hoş olmazdı. Onun adına özür dilerim."

"Yok canım ne özürü. Kendini kötü hissediyorsa başka zaman inşallah tanışırız."dedi. Bence asıl konumuza gelmeliyiz. Ama hala hal hatır soruyorlar. Masada baya uzun bir sessizlik oldu. Ben bu sessizlikten rahatsız olduğum için konuşma ihtiyacı hissettim.

"Ben buraya geliş amacımız hakkında konuşmak istiyorum."dediğimde Merve daldığı düşüncelerden sıyrıldı ve garsonu bizim masaya davet etti.

"Ya bu aralar çok dalgınız malûm konudan ve bir yandan da işler derken. Size isteklerinizi bile sormadık."dedi ve bize gerçekten üzgün ve dalgın bakışlar attı.

"Yok lütfen o olaylar bizde de var. Ne yaşadığınızı en iyi biz anlarız."dedi abim. O sırada garson yanımıza gelmiş bulundu. Abim bana bak.

"Ne alırsınız?"dedi Caner ve bize baktı.

"Biz Senayla iki filtre kahve alalım."dedi abim. Daha sonra Caner ve Merve 4 filtre kahve isteyip garsonu gönderdiler. Daha sonra Merve birden boğazını temizledi.

"Bizim yaşımız vesaire herşeyi zaten öğrenmişsinizdir. Ben size biz ve o adam hakkında birşeyler anlatmak istiyorum. Ben küçükken o adamdan bir gün bile sevgi görmedim. Keza abimde öyle. Hep abimle bir odaya girer ağlardık. Bu süreçte en zoruma giden yer ise okuldu. Salak çocukların bize laf atmasıyla büyüdük biz. Çok zordu ama büyüdükçe bu duygu yerini kin, nefret gibi duygulara bıraktı. Bu yüzden üniversiteyi bitirdiğimiz gibi abimle bir yerlerden para bulup bir şirket kurmaya karar verdik. Ama para bulmak biliyorsunuz ki kolay değil. Birde az buçuk bir para değil bizim istediğimiz. Abim birgün gelip parayı bulduğunu söyledi. Çok sevindim ama abim o parayı tefecilerden bulmuş meğersem. Faizi ile alacaklardı. Ben de abim de buna razı gelmezdik. Ama mecburduk o adamı devirmek için böyle olması gerekiyordu. Her neyse kurduk şirketi. Adam bize sadece 1 yıl verdi. Biz 1 yıl da nasıl 5 milyar dolar bulalım. Tabii kii biz o sürede o parayı bulamadık. Adam bizi tehdit etti "eğer bulamazsanız sevdiklerinizi unutun"dedi. Ama yinede bulamadık. Adam bizim çok sevdiğimiz bir arkadaşımız olan ve aynı zamanda çok büyük destekçimiz olan bir arkadaşımızı öldürdü. Bunun üzerine harap olduk. Sonra adam "eğer bulamazsanız kendinizi ve çevrenizdeki herkesi unutun"dedi. Biz adama yalvardık süreyi biraz daha uzatsın diye. Evet, uzattı 1 yıl daha uzattı. Bu süreçte annem hastalandı. Sonra bağırsak kanseri olduğu ortaya çıktı. Onun tedavisi için de paraya ihtiyacımız vardı tabi ki. Biz şirketi ne kadar büyütebiliriz diye düşündük. Sonra kendimizi borç bataklığında bulduk. Annem, ben, abim ve arkadaşlarım hepimiz tehdite maruz kaldık. İnanır mısınız bilmem ama biz şirketi büyüttük. Ama toplam borcumuz 12 milyar dolardı. Bunun sadece tefeci kısmını ve birkaç mafya olan iş adamının borcunu kapatabildik. Biz birkaçının borcunu kısa sürede ödeyemeyince 68 tane arkadaşımızı ve çalışanımızı kaybettik. Öldürüldüler. Bu bizi biraz daha zorladı. Acımızı bile yaşayamadık. Ama daha sonrasında borcu kapattık ama bir sürü can kaybı ile. Annem kanseri atlattı.Sonra 4 ay önce sizi öğrendik. Yıllarca baba dediğimiz adamın başka kadından 3 tane çocuğu varmış. Ama olsun biz zaten o adamı hayatımızdan silmiştik. Ama sizinle iletişime geçmeye korktuk. Çünkü ne tepki vereceğinizi bilmiyorduk. Siz iletişime geçince de çok mutlu olduk ve hemen kabul ettik. Gönül isterdi ki daha önceden tanışmış olalım ama şartlar buna izin vermedi." Merve konuşmasını ağlayarak yapmıştı ve konuşmasını bitirince fark ettim ki ben de ağlıyordum. Abime bakınca onunda gözlerinin dolduğunu gördüm. Caner ise öylece dalıp gitmişti. Sanırım o günlere döndü. Sevdiklerini kaybetmeleri çok kötü olmalarına sebebiyet vermiş. Ben bu durumda olsam sanırım hiç toparlanamayabilirdim. Sonra abim söz aldı ve konuşmaya başladı:

"Bizde kardeşlerimle küçükken hiç baba sevgi göremedik. Sevgi yerine dayak gördük. Her gün dayak yerdik ve sonraki gün kalktığımızda her yerimiz mosmor uyanırdık. Ben kendime razıydım ama annem ve küçük kardeşlerimin böyle bir cezaya maruz kalmasını istemiyordum. Zaten eve doğru düzgün geldiği yoktu. Okulda bizimde psikolojik sıkıntılarımız oldu. Ama daha sonrasında resmen yılda bir defa falan uğramaya başladı. Bu benim işime gelirdi. Sonra annemin evdeki eşyaları sattığını gördüm ve artık bir yerden başlamam gerektiğini gördüm. Bir sanayide başladım yaz tatilinde annem ne kadar istemese de. Günlük 50 lira. Çıkış saati 19.00'dı. Ben buradan çıkıp bir mafyanın kafe gibi görünen ama aslında kafe olmayan bir yerde gece 3-4'e kadar çalışırdım. 3-4 saat uyur yine sanayiye giderdim. Okul zamanı da sanayide 4 saat çalışır, o kafeye gider 3-4 gibi çıkar.Sonra gelip 2-3 saatlik uyku ile okula giderdim. Genellikle göz altlarım mosmor okula giderdim ki Sena Hanım buna izin vermezdi. Fondöten mi kapatıcı mı her neyse göz altlarıma sürerdi"abi sonra kızlar seni beğenmeyecek başıma kalacaksın."derdi. Son sınıfa geldiğimde gazeteci olmak aklımın ucundan bile geçmezdi. Ama ders çalışamadığımdan dolayı gazeteci olmaya karar verdim. Sena o zamanlar okula giderdi. Teneffüs arasında, öyle arasında, boş derste, evde her yerde örgü örerdi. Sonra onları satardı. Ben geldiğimde benimle ilgilenirdi. Yemek yapardı. Eylül küçüktü ve ben evden kimsenin çalışmasına razı olmazdım. Annem tekstile giderdi orda çalışırdı. Biz böyle geçinip aynı zamanda da birikim yaptık. Ama bir gün bir adam geldi kapıya "babanızın bize 60.000 TL borcu var bize bu parayı vermezseniz sizi öldürürüz"dediler. Ben bizim öyle bir babamız olmadığını söyledim ve kapıyı adamın üstüne kapattım. Adamlar gitti. Bizim okulda olduğumuz bir gün adamlar yine gelmiş. Annemi zorlamışlar annem de tüm birikimimizi onlara vermiş. Daha sonrasında da o parayı babamın bizi 5 kuruşsuz bırakmak için istediğini borcunun olmadığını öğrendik. Sonra ben üniversiteyi bitirdim. Gazeteci oldum işte. Şimdi kafamız rahat ama... 3 ay önce sizi öğrendik sizinle aynı olmasa da benzer şeyler yaşadık ve bu yolda birlikte yürümemiz gerektiğini düşündük." Abimin kurduğu bu cümleyi hepimiz dalarak dinledik. Sonra Caner söze girdi;

"Ben iki hayat içinde üzgünüm. Ama suçlu ne biziz ne de sizsiniz. Bu işte birliğiz hem annelerimiz hem kendimiz hem de kardeşlerimiz için." Dedi Caner. Bu arada bir şey farkettim önümüze kahveler gelmişti ve ben bunu hiçbir şekilde farketmemiştim. Ama belli ki kimse fark etmemişti. Çünkü hepsi kahvelere şaşkınlıkla bakıyordu. Kahvelerimizi de içtik.

"Ben aslında hep birlikte yaşamak istiyorum. Annelerimiz tanışsın hep birlikte mutlu mesut yaşayalım. O adam da yok olduğunda herşey güzel olacak."dedi Merve.

"Herşey çok güzel olacak. Zamanı gelince herşey olacağına varır."dedim uzun zaman sonra konuşarak. Caner bana gülümsedi.

"Aslında annem sizinle tanışmak istiyor."dedi Caner. Şaka mı?

"Ne"dedik abimle birlikte. Aman Allah'ım bu ne ben bugün yeterince stres yaşadım zaten. Ne yapacağım ben şimdi. Bizi nasıl karşılayacak. Tahmin etmesi çok zor.

İleri ki zamanda abim tanışmayı kabul etmiş. Verdiğimiz tepki için özür diledi. Ordan hemen ayrıldık. Abim beni eve bıraktı ve kendi evine gitti. Beni kendimle yalnız bıraktı.

Ben yarın ne yapacağım. Bu nasıl hayat ya. Annemin bu olaylardan haberi yoktu. Öğrenince nasıl bir tepki vereceğini kestiremiyorum. Allah yardımcımız olsunnnn.
Ben en iyisi uyuyayım. Biraz rahatlamam gerek. Yatağıma girdim ve bir süre sonra gözlerim kapandı.

BÖLÜM SONU😽💕

BÖLÜMÜ BEĞENDİNİZ Mİ?

İKİ FARKLI AMA BENZER HİKAYE HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

SİZCE EYLÜL HAKLI MI?

ÖZ KARDEŞLER ARASINDA GERİLİM ARTABİLİR Mİ?

SİZCE HİKAYE NASİL DEVAM EDECEK?

OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM
DİĞER BÖLÜMLERDE GÖRÜŞMEK ÜZERE 💛💕


Продолжить чтение

Вам также понравится

3.5M 79.7K 26
• Daddy issues • || Mardin'den Kaçış Serisi: I || * Kurgu ve isimler değiştirildi. "Bazen evler, dört duvar olmaz." Kadın küçücüktü fakat adamın k...
116K 3.2K 46
Arkadaşı tarafından para için ihanete uğrayan bir kızzın adama mahküm edilmesi ön izleme : 3.bölüm Helin ben çok özür dilerim pişman oldum gerçektenn...
745K 46.5K 50
GERÇEK AİLE KURGUSU İlk kitabım olduğu için yazım yanlışları ve mantık hataları olabilir. *13.11.2023*
KARMAŞIK ✮⋆˙

Чиклит

572K 36K 12
Melis, annesinin kaderini yaşayan bir genç kızdı. Babası ve abisi tarafından evin hizmetlisi gibi görülür ve onlar için para kaynağı olmaktan ileri g...