Tuana:zeynep...
Dedim omzundan itip.
Tuana:zeynep!
Dedim biraz daha sesimi yükseltip.
Tuana:zeynep kalk üstümden!
Dedim üzerimden itmeye çalışıp.
Evet üstümde uyumuştu ve ne yaparsam yapayım kalkamıyordu!
Bir eli bacağıma sırılmış,diğer eli tişörtümü tutuyordu.
Başını belime koymuştu.
Tuana:zeynep!
Dedim tekrar.
Zeynep:ne var tuana.
Dedi uykulu sesiyle.
Tuana:kalk üstümden!
Zeynep:ne?
Dedi gözlerini açıp o an üstümde olduğunu fark etti.
Zeynep:çıplak mıyız?
Tuana:yok artık!
Dedim hızla.
Zeynep:artık namusumsun tuana.
Dedi göz kırparak.
Allahım sen bana sabır,bu aptalara beyin ver. AMİN.
Zeynep:tamam ya dalga geçiyorum.
Dedi üstümden atlayıp.
Yatağın diğer tarafına uzandı yastığa sarılıp uyumaya devam etti.
Omzumu silkip yataktan kalktım.
Damağım kurumuştu dünden beri su içmemiştim ve şuan kendimi aylardır su içmiyor gibi hissediyordum.
Odadan çıkıp aşağı indecektim ki karşıma ülkü çıkana kadar.
Ülkü:günaydın.
Dedi gülümseyerek.
Tuana:günaydın.
Dedim gülümseyerek.
Ülkü:abime bakacağım gelsene?
Tuana:olur.
Dedim beraber arda ile kadıkları odaya girdik.
Ülkü ile birbirimize baktık.
Tekrar onlara baktık.
Ve tekrar birbirimize baktık.
İlk kahka ülküden geldi.
Onun gülmesi ile bende kahka attım.
Arda:ananın a*ı!
Dedi sıçrayarak.
?:a*ına koyayım ne oluyor!?
Dedi ikiside kalkamak istedi ama kallamadılar.
Elaların sahibi ardanın üstene yatmış sayılırdı. Arda bir ayağını yataktan sarkıtmış diğer ayağını onun bacağını sarmıştı.
Ardanın eli onun çıplak vücudundaydı.
Onun bir eli yastığın altında diğer eli ardanın omzunda idi.
Dudakları ardanın yanağında idi...
Ardanın duduakları saçlarının arayındaydı...
Ve ikiside çıplaktı...
Tamam onun altında siyah bir şort.
Ardanın ise gri bir eşofman vardı.
Ama sadece şort ve eşofman vardı üst kısımları tamamen çıplak idi.
Ülkü:abi bunu ilk benimle paylaşman gerekirdi.
Dedi hem gülüp hem afalarken.
?:o elini seksi vücdumdan çekmen için iki saniyen var!
Dedi ardanın eline bakıp.
Arda:seninde üstümden kalkman için sadece üç saniyen var!
Dedi oda tehdit eder gibi.
Ülkü:yani biz gidebiliriz siz devam edin.
Dedi bana bakıp.
?:ülkü!
Ülkü:uyumaya...sen ne anladın?
Dedi alaya.
Arda:hiç...hiç.
Dedi ona ters ters bakıp.
Yutkundum.
Ülkü:yok o kadarda değil.
Dedi bana bakıp.
Tuana:sözleri öyle demiyor ama?
Dedim korkuyla.
Ülkü:abim sonuçta olsa birdim.
Diğerleri bize kaşlarını çatmış bakıyordu ama biz aynı şeyi düşünüyorduk.
Tuana:gizlemiş demek ki.
Dedim hala korkuyla.
Ülkü:abim...benim abim...yok ya olmaz öyle şey!
Dedi hızla ama oda korkuyordu.
Telaşlıydı.
Tuana:önünüzdeki manzara pek öyle demiyor.
Dedim inanmak istemiyordum ama ikiside çıplaktır ve beraber uyumuşlardı ve az önce sarmaş dolaşlardı...
Ülkü:abi!
?:ne oldu ülkü?
Ülkü:abi yalvarırım bana gay olmadığını söyle!
?:ha?
Dedi ağzı bir karış açık kalıp.
Tuana:ay bayılacağım!
Dedim nefes nefese.
Ağlamak istedim.
Ama bir tarafım kahka atmak istiyordu.
Ne yani şimdi o ve arda...
O ve arda...
Hayır! Hayır! Bu rüya ve geçecek uyanacağım birazdan.
Arda ona olan bakışlarımı fark etti.
Arda:saçmalma!
Tuana:hala aynı yataktasınız.
Dedim yutkunarak.
Tuana:ve çıplaksınız!
Ülkü:ve az önce sarmaş dolaştınız.
Dedi benim sözümü tamamladı.
?:ebenizim ama!
***
:Berat:bu durumda bizi buraya getirmek zorunda mıydınız?
Dedi oflayarak.
Beste:ne var canım? Gez işte.
Zeynep:canım ha?
Diye mırıldandı ama sanırım benden başka duyan olmadı.
Beste:biz hala kaçağız beste!
Dedi hızla.
Beste:ne var be! Kaçağız diye gezmeyelim mi?
Göz devirdim.
Beste zorlada olsa bizi dışarı çıkarmıştı.
Nerdeyse aylardır evdeydik. Evet sadece üç ay sonra büyüleyici yeri görebiliyorduk.
Ve gerçekten büyüleyici bir görüntüsü vardı.
Olağanüstü bir yer...
O kadar sesizdi ki dalgalanan suyusn sssi net bir sekilde kulaklarımıza geliyordu.
Ülkü:hadi dondurma yiyelim.
Dedi bir çocuğun mutluluğuyla.
Arda:hasta olma Sonra?
Dedi gerçekten ilgiliydi ülküye karşı,ama bir abi gibi değil.
Ülkü:iyileştire bilirsin sonra.
Dedi cilveli bir sesle.
Yağız:gidin alın.
Dedi ve hepsi birden bana baktı.
Bende hepsine teker teker baktım.
Ülkü:en küçüğümüz olarak sen gidip alıyorsun bebeğim.
Dedi dudakalarını büzüp.
Tuana:ben?
Leya:evet sen.
Göz devirdim.
Ülkü:bana limonlu ve kakolu.
Ciddi ciddi hepsi beni gönderecekti.
En küçük olmaktan nefret ediyorum.
Eyer bir gurubun,ailenin,sınıf gibi yerlerin en küçüğü iseniz kulanılan kişi hep siz olursunuz.
Sen küçüksün,biz senden büyüyüz diyerek herşeyi size yaptırırlar.
O yüzden hep sizden küçük kişilerle arkadaş olun.
Hepsinin isteklerini dinledikten sonra arkamı dönüp gitmeye başladım.
?:seninle geleyim tek taşıyamazsın.
Başımla onayladım.
?:welcome beautiful couple.
(Hoş geldiniz güzel çift)
Dedi neşeli bir sesle.
Tuana:çift mi?
Diye düşündüm.
Sanırım sesli söylemiştim adamın bakışları direk parmağımdaki alyansa kaydı.
Eh kimlikte evli olunca direk olarak parmağımızda da alyans oluyor.
Aslında güzel bir hiss.
Onununla (sahtede olsa) evli olmak.
Adını bilmediğin biriyle evli olmak...
O adamla konuşmaya başlamıştı bile.
İngilizcem onunki kadar iyi değildi.
O adamla konuşmaya devam ederken etrafı inceledim.
Sesizdi.
Etraftan geçen insanlar varla yok arasında idi.
Sadece ayak seslerini duyabiliyorduk.
Daha çok denizin dalga sesi vardı.
Kendimi birden geride buldum.
Karşıdan gelen kadın bir körmüşçasına önünde duran koskoca beni görmemişti.
Tuana:noluyo lan?
Dedim birden afalayarak.
?:masal güzeli?
Dedi yanıma gelip.
?:oh sorry i didn't notice
(Ow özür dilerim fark etmedim)
Abla önümde direk gubi durmuşum neyimi görmedin?
Demek yerine sadece gülümsedim.
Kadın kırklı yaşlarda gibiydi belkide eli.
Yüzündeki kırışıklıklar kendini beli ediyordu.
?:I hope you're okay, I really didn't notice (iyisindir umarım,gerçekten fark etmedim)
Dedi kibar bir tavırla.
Tuana:I am good thanks.
(İyiyim teşekkürler)
Kadının türkçe bir şivesi vardı.
?:ah türksün sanırım.
Dedi tahmin etiğim gibi türktü.
Tuana:evet efendim türküm.
Neden bu kadınla konuştuğumu bilmesemde sorduğu sorulara cevap verdim.
?:adın ne güzel kızım?
Diye bir soru yönelti.
Tuana:tuana naz.
Dedim soyadımı söylemeyecek çünkü hangisini söyleyeceğimden emin değildim.
?:soy adın naz olamaz kızım çekinme benden.
Derin bir nefes verdim.
Ona baktım kısa bir an.
?:türkmüş bizi tanıyabilir.
Diye mırıldandı.
Tuana:a...ak. tuana naz ak.
Dedim sesim aniden titremeye başladı ve yutkundum.
?:ah seni birine benzetim ama o değilmişsin anlaşılan.
Küfür etsem ayıp olur mu?
Sert bir nefes verdim.
?:aslında soy adın hariç benziyorsun gibi de.
Dedi aniden beni incelemeye başladı.
Tuana:insanlar çift yaratılırmış.
?:tuana naz tiryaki...yani yeğnim çok benziyorsun.
Yutkundum.
?:yeğnin mi?!
Dedi oda benim gibi afalayarak.
?:siktir.
Diye mırıldandı.
Tuana:yeğnin yani ne?
Dedim hızla.
Titrek bir nefes verdim.
?:ah yasak bir aşkın ikinci kurbanı.
Yanımda o varken hayatım hakında konuşulması rahatsız hissetmemi sağladı.
?:annesi ve babasının evlilik dışı ikinci çocuğu.
İkinci...
İnsanların hayatımı başkalarına anlatması sinir bozucu bir hisseti.
Kendi hayatımı başka bir insandan dinlemek dahada iğrenç bir hisseti.
Diğerleri yanımıza geldi.
Ne olduğunu sorunca o kısaca açıkladı.
?:yanlış anlama sana karşı bir samimiyet besledim ondan anlatıyorum.
Yiaa çok kibarsın teşekkür ederim.
Benim iç sesimi duymadığı için konuşmaya devam etti.
?:abisi vardı...yazık bırakıp gitiler yavrucağı.
Abim..
Benim abim...
Benim abim mi vardı!?
Başka bir çocukları vardı...
Ölmüştü!
Ama benim bir abim yoktu!
Tuana:ne-neden?
Dedim titreyen sesimle.
Ardanın yutkunuşunu duydum.
?:bak emin ol bende bilmiyorum daha yeni doğmuştu yavrucak.
Dedi acı çeker gibi.
Yalan söylüyor!
Yalan söylüyor!
Tuana:ne?
Diye bir mırıltı çıktı dudaklarımdan.
?:bebeği aldırmak istedi...kabul etmedi adam.
Dedi gözleri dolarken.
?:defalarca öldürmek istedi başaramadı kadın.
Onunki ile birlikte benim de gözlerim dolmuştu.
?:en son zorlada olsa doğurdu...nefret eti bebeğinden...emzirirken bile nefret kusuyordu çocuğa altı aylık idi öldürmeye kalktı. Psikolojisi iyi değildi en son bıraktı giti.
Gözümden akan yaşlara engel olamadım.
Kadınında gözleri dolu doluydu.
Ve tek biz değil.
Arda da bizim kadar üzgündü.
Ama onun gözlerinde öfke vardı.
Sanki öfkesi sadece bana gibiydi.
Kadına öfkeye baktım.
Beni tanımıyordu.
Benim Hayatımın bilmediğim gerçekelrini bana anlatı.
Yalan söylüyordu...
Benim abim yoktu!
Annem bu kadar kalpsiz olmazdı.
Tuana:yalan söylüyorsun!
Dedim hızla.
Kadın bana baktı.
Tuana:benim bir abim yok!
Dedim öfkeyle.
Tuana:benim benden başka kimsem yok!
Dedim aynı öfkeyle.
Kadın anlamayarak bana bakıyorsun.
Tuana:benim annem o kadar kalpsiz olamaz.
Dedim akan göz yaşlarım ile.
?:ne?
Dedi kadın.
Leya:tuana...
Dedi omzuma dokunup.
Tuana:annem birini öldürmez...
Dedim titreyen sesimle.
Tuana:o çocuk birşey yapmıştır annem böyle birşey yapmaz!
Arda:daha yeni doğmuş bir çocuk o kadar kötü olmaz tuana.
Dedi oda öfkeyle.
Tuana:hayır...
Tuana:hayır benim bir abim yok!
Arda:nerden biliyorsun? Yoksa geçmişi mi görebiliyorsun?
Dedi alayla.
Nedne böyle bir tepki verdiğine anlam veremedim.
Birden birne neden bu kadar yükselmişti ki?
Tuana:benim bir abim yok! O kadın yalan söylüyor!
Dedim o anki hırsa ardaya tokat attım.
Ah gerçekten yaptım.
Ardaya tokat attım.
Ardaya baktım ama bir pişmanlık duymadım.
Sonunda pişman olacağımı biliyordum ama birşey yapmadım.
Ülkü:tuana!
Dedi Ülkü ardaya yaklaşıp.
Tuana:benim bir abim yok!
Arda:ya varsa?
Dedi hemen ardımdan.
Tuana:umarım ölmüştür.
Dedim ve çıkıp gittim.
Her zaman yaltığım gibi kaçtım.
***
Arda (tiryaki) kalaycı...
Günlerce düşündüm.
Ağladım.
Öfkelendim.
Özledim.
Hiç bilmedoğim bir hissi özledim.
Küçüktüm çok küçük.
Ama hiç düşünmedim 'annem beni neden istemedi' diye.
Hep 'babam beni niye sevmedi' diye düşündüm.
Çünkü hep annemin beni sevdiğini düşünürdüm nerden bileyim beni asıl istemeyenin annem olduğunu.
Sahi neden?
Neden istemedi beni?
Sevmediği bir adamdan olduğu için mi?
Ama oda sevmediği bir adamdan.
Peki onu neden sevdi?
Neden onun kadar beni sevmedi?
Dudaklarımdan bir hıçkırık çıktı.
Hep yastığıma sarılır ağlardım.
Sonunda hep anneme sarıldığımı düşünür öyle uykuya dalardım.
Nerden bileyim annem bana dokunduğunda bile benden nefret etiğini.
Öz annem neden istemedi beni?
Küçücük bir çocuktan ne istedi?
Lan beni terk etikten bir yıl bile geçmeden başka bir çocuğa kardeşime hamile kaldın!
Onu neden istedin?
Bunları yüzüne söylemek isterdim ama ne yaziki bu yaşıma kadar annemi hiç görmedim.
Ama hep babama nefret besledim.
Annemi hep beni severken gözümde canlandırırdım.
Ama babam aklıma bile gelmezdi.
Başıma ne gelirse gelsin hep 'babam yüzünden 'der ona nefret kusardım.
Kardeşim olduğunu çok geç öğrendim.
Ama ondan nefret etmedim.
Belki onu annem korumuştur dedim.
Ama şuan fark ettim ki ondan nefret ediyorum.
Ama fark ettim ki oda benden nefret ediyor.
Umarım ölmüştür.
Ölmemi mi istiyordu? Evet.
Ölsem sever miydi beni peki?Sen ölsende sevilmenin arda.
Ölsem kabul edecek miydi beni?etmezdi...
Tek istediği ölemem miydi?Tek istediğim hiç doğmamış olmamadı.
Peki annem oda ölsem sever miydi?hiç sevmemiş bırak bu saaten sonrada sevmesin.
Peki gidip ben senin abinim desem yine kabul eder miyidi beni?
Ben arda kalaycı...
Yirmi bir yaşında bir çocuğum.
Ve sevgiye çok ihtiyacım var.
Kardeşimin,annemin ve babamın.
Bu saaten sonra beni sevmeyeceklerini biliyorum.
Ama hala bir umut varsa, sadece bir dileğim var.
Yalvarırım annem tarafından sevileyim.
Kardeşim tarafından kabul edileyim.