Kimsin Sen? || Yarı Texting

By kimsebilmez1878

12.3K 715 1.2K

Bilinmeyen Numara: Eğer çevrende biri olsaydım sana arkandan dönen işleri anlatırdım. Bilinmeyen Numara: Mese... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
24
25
26
27
28
29
30||Final

23

302 17 47
By kimsebilmez1878

'İdil hazır mısın?' diye seslendi Hazar bana salondan.

Bluzumu düzeltip tuvaletten çıktım. 

'Hazırım.' dedim salona doğru ilerlerken.

'Sen?' diye sordum.

'Hazırım.' dedi üstündeki beyaz gömleğin kırışıklıklarını kumaşı iki yandan çekiştirip düzeltmeye çalışıyordu.

'O olmaz öyle.' dedim.

'Ütü yok mu evde?' diye sordum.

'Var, var da ben yapmayı bilmiyorum.' dedi.

'Ben yaparım çıkar gömleğini.' dedim.

'Birde ütüyü getir.' diye ekledim.

'Ya ne gerek var uğraşma.' dedi.

'Ütüleyeyim işte Hazar. Bak bu fırsat bir kere gelir ayağına.' dedim 

'Allah Allah?' dedi bir kaşını kaldırıp.

'Kırk yılda bir gelen ütü yapma perilerim geldi. Hadi getir ütüyü.' dedim.

'İyi hadi bakalım.' dedi ve içeri gitti.

Sonra içerden bir şeyler düşer gibi ses geldi.

'İyiyim hala yaşıyorum.' dedi Hazar.

Salona geldiğinde elinde ütü ve ütü masasını tutuyordu. Ütü masasını tek eli le açıp sonra üzerine ütüyü koydu. Eli kafasını gittiğinde kaşlarımı çattım.

'Kafana ütü falan mı düşürdün içerde.' dedim.

'Yani belki.' dediğinde gülmemi tutmaya çalıştım.

'Ayıp ya sen bacağını burktuğunda ben güldüm mü?' diye sordu.

'O benim suçum değildi.' derken bir yandan da mutfağa gitti.

'Doğru şoförün suçuydu.' dedi mutfaktayken.

Elimde çaydanlık ile geldiğinde ona ölümcül bir bakış attım. 

'Niye öyle bakıyorsun ki şoför suçluydu.' dedi ve elindeki çaydanlıkta ki suyu ütüye koydu

'Dalga geçiyorsun benimle.' dedim kaşlarımı çatıp.

'Dalga falan geçmiyorum güzelim.' dedi ütünün fişini taktı.

'Geçemezsin zaten ütülerim seni.' dedim ütüyü bir elimle kaldırıp.

'Tamam tamam.' deyip ellerini teslim oluyorum şeklinde kaldırdı.

'Acıdı mı çok kafan?' diye sordum.

'Yok abartılacak bir şey yok.' dedi.

'İyi o zaman hadi ver ütüleyim.' dedim gömleğini gösterip.

Karşımdaki koltuğa oturup önce gömleğin bileklerindeki düğmelerini açtı ve tek tek gömleğin önündeki düğmeleri açtı. Büyük bir titizlikle üst bedeni tamamen çıplakken bana gömleği uzattı.

Önümde üstü çıplak bir Hazar vardı. Ve şunun da tekrar tekrar eklemeliyim ki üst bedeni muazzam bir ölçüdeydi. Tüm kasları o kadar simetrikti ki sanki biri o kasları onun üzerine çizmiş gibiydi.

'İdil?' dediğinde gözlerimi gömleğe çevirip onu aldım.

'Hazar?' dedim onun gibi.

'Bi daldın sanki.' dediğinde gözümü ona çevirmeden gömleği ütülemeye başladım.

'Yok canım niye dalıyım?' dedim ve ütüye devam ettim.

Gülümsediğini duyduğumda kıpkırmızı olmuş gibi hissetmiştim. Ütü bittikten sonra gömleği omuzlarından tutup ona uzattım.

'Teşekkürler güzellik.' dedi gömleği giyerken.

'Birşey değil teşekkür etmene gerek bile yok.' dedim.

Her kapattığı düğmede içimi bir hüzün kapladı çünkü o hain düğmeler onun müthiş bedenini tek tek kapatıyordu.

Gömleği tamamen giydikten sonra bana tekrar döndü bende o sırada ütünün fişini çektim.

'Burayı sonra toplarız hadi gidelim.' dedi ve beni önden geçirip arkamdan beni takip etti.

🌚

Eve girdiğimizde evin kalabalıklığı daha şimdiden içimi bunaltmıştı. Hazar'ın arkamda olduğunu bilmek iyi hissettiriyordu ama bu bunalmaya o bile iyi gelmezdi.

'Koridorun en sonundaki sağ tarafta olan odaya girin geliyorum.' dedi Nehir sevecen bir tavırla. Belliydi o da bunalmıştı kalabalıktan elindeki küçük bebeği ile ondan ona gidiyor herkese gülümsemeye çabalıyordu.

Hazar bir elini belime sardığında koridorda yürüyorduk. Tanımadığımız büyük ihtimal ile Nehir'in akrabası olan insanlar bize selam veriyordu.

Odaya girdiğimizde ki sessizlik çok güzeldi. Küçük salon gibi olan odada sadece Hazar ve ben vardık.

'Ne kadar kalabalık ev ya.' dedim Hazarla birlikte koltuğa otururken.

'Sen buna kalabalık diyorsan bir Karadenizli evine hiç girmemişsin demektir.' dedi Hazar.

'Doğuda öyle olmuyor mu ya?' dedim merakla.

'Çocuktan değil çoğu evde tüm akrabalar oturuyor, halası amcası falanı filanı.' dedi.

'Ooo kalabalık evleri hiç sevmem.' dedim.

'Bizimkileri tanısan seversin.' dedi.

İçeriye bebeği işe birlikte Nehir girdiğinde ikimizde Nehir'e döndük.

'Hoş geldiniz.' dedi kocaman bir gülümseme ile.

'Hoş bulduk.' dedim bende onun gibi büyük bir gülümseme ile.

'Özlediniz mi bakalım küçüğü?' diye sordu İdil bebeği bize doğru uzatırken.

Önce Hazar'a baktım bebeği almaya karşı bir hamlede bulunmayınca bebeği ben kucağıma aldım.

Kollarımın arasındaki sıcacık bu küçük beden bana gülümsediğinde içim ısınmıştı.

'Çok tatlısın sen.' dedim minik burnun dokunup.

Hazar bana ve bebeğe yaklaştığında bedenim biraz kasılmıştı. Kafasını omzumun üstünden çıkardığında ve bebeğe baktığında gülümsemem arttı.

'Ne kadar güzel gözüküyorsunuz.' dedi Nehir.

Kafamı kaldırdığımda Nehir ile göz göze geldim. Yüzümde ki gülümseme oraya sabit kalmış gibiydi.

Hazar'a dönüp 'Kucağına almak ister misin?' diye sordum.

'Böyle güzel.' deyip bebeğin kafasını sevmeye başladı.

'Ama bana ayıp oluyor.' dedi Nehir.

'Hayatım bu akrabalara müstakbel damatlarının ben olduğumu nasıl belli edicem.' dedi Eren odaya girip.

'Ooo damat mı?' dedi Hazar, ayağa kalkıp Eren ile selamlaştı.

'Hayırlı olsun.' dedim Nehir'e imayla.

''Size de size de çok tatlı olmuşsunuz.' dediğinde gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.

'Bizim aramızda yani ikimizin arasında öyle birşey yok.' dedim acemi bir şekilde.

Hazar'a döndüğümde hafifçe dudağını büzmüştü.

'Yani henüz yok.' diye ekledim.

'Henüz yok?' dedi Hazar ima ile.

'Bu bebek ağlayacak galiba.' diyerek konuyu değiştirdiğimde herkesin yüzünde bir tebessüm vardı.

'Hayatım Hazar'ı da alıp bebeği anneme götürür müsün?' diye sordu Nehir.

'Tek başıma yaparım Hazar'a ne gerek var?' dedi Eren aptal bir ifade ile.

Bebeği benden alırken kucağımdaki boşluk bana bebekten daha ağır gelmişti.

'Hadi Hazar çok önemli bir görevimiz var.' dedi Eren.

Hazar bana dönüp tek gözünü kırpıp Eren'in arkasından gitti.

'Yakışmışsınız.' dedi Nehir.

'Gerçekten aramızda öyle bir şey yok.' dedim.

'Henüz yok.' dedi gülümseyip.

'Aramızda sadece eski bir arkadaş ilişkisi var he birde onun evinde kalıyorum ama aramızda romantik bir ilişki yok.' dedim.

'Aynı evde kalıyorsunuz?' dedi Nehir tek kaşını kaldırıp.

'Evimde kamera vardı, sapığım tarafından takılan.' dedim.

'Ay ne! Sen şunu bi baştan anlatsana.' dedi Nehir.

Nehir'e olayları anlattığım sırada beni can kulağı ile dinledi. Arada o şerefsize küfür etti ve arada sırada bana tavsiyeler verdi.

'İstersen bu gün bende kal.' dedi.

'Gerçekten gerek yok Nehir.' dedim içten bir şekilde.

O sırada odanın kapısı tıklandı ve odaya Hazar girdi.

'Noldu?' diye sordum meraklı bir şekilde.

'Konuşalım mı iki dakika?' dediğinde ayağa kalkıp yanına doğru gittim.

O kapının bir tarafında bende bir tarafındaydım. Kafamı kapı pervazına yasladığımda konuşmaya başladı.

'Bu geceyi emniyette geçirmem gerekiyor. Tüm ekip mesai yapıp bu gece bitirelim şu şerefsizin işini diyoruz?' dedi sorar gibi.

'Geliyim mi?' diye sordum.

'Tüm gece emniyette heba olursun ama  seni yalnız başına bırakmakta aklıma yatmıyor.' dedi.

Sonra bizi merakla dinleyen Nehir'e döndüm.

'Teklifin hala geçerli mi?' diye sordum.

Büyük bir gülümseme ile kafasını aşağı yukarı salladı. Sonra Hazar'a  tekrar döndüm.

'O zaman bu gece Nehirdeyim?' dedim.

Kafasını olur şeklinde salladı.

'Ne zaman gideceksin?' diye sordum.

'Az önce mesaj attılar, toplanmışlar. Bende çıkarım şimdi.' diye cevapladı.

'Ne zaman geleceksin peki?' diye sordum.

'Bilmiyorum ama bu sefer yanına geldiğimde bu şerefsizi yakalamış olacağım eminim.' dedi.

'Hazar.' dedim fısıltı gibi çıkmıştı sesim.

'Dikkat et kendine.' dedim.

'Sakin ol güzellik.' dedi.

'Hem daha henüz yaşamadığımız şeyler var.' dedi çapkın bir gülümseme ile.

'Henüz.' dedim kısık bir ses ile.

Yüzüme doğru yaklaştığında bedenim yanıyor gibiydi. Yanağımdan ziyade duğdağıma yakın bir öpücük kondurdu. Bunun geri dönüşünü onun dudağını öperek olmasını isterdim ama çok hızlı olmasın diye bende onun gibi yanağından ziyade dudağına yakın bir yeri öptüm.

Yüzünü tam anlamı ile çekmeden burunlarımızı birbirine değdirdi.

'Görüşürüz güzellik.' diyerek fısıldadı ve yüzünü yüzümden uzaklaştırdı.

•Bölüm Sonu•

HENÜZ YAŞANMAYAN AKLIMDA OLUŞAN ONLARCA ANINIZ VAR ONLARCA ANINIZ. 

Finale yaklaşıyoruz da arkadaşlar o yüzden biraz gerilmiş gibi oldum.

Continue Reading

You'll Also Like

1.7M 63K 57
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
66.6K 2.3K 45
Deli dolu bir kız sevgilisine yazmak yerine yanlışlıkla yanlış bir numaraya yazarsa ne olur?... Oysaki sadece sevgilisine yazmak istemişti. Nereden b...
3.8K 236 16
05***: Hadi gel benim ol 05***: Benim olmazsan kime giderim? 05***: Beni duymazsan kime veririm yüreğimi? 05***: Hadi gel benim ol, gel benim ol Efli...
436K 20.6K 39
(Tamamlandı)05**:Gülme, çok güzel gülüyorsun. 05**: Şaşırma, seni dikizlemiyorum. 05**: Kameradan diyorum, ne güzel çıkıyorsun. Engellendi.