Nasipte Varsa Olur

By rainbowandcandies

23.8K 3.1K 6.1K

Birçok dizideki gay çiftlerin buluştuğu Naspite Varsa Olur yarışmasına hepiniz hoşgeldiniz More

Tanıtım Bölümü
Başlangıç
Kıpkırmızı Oda
Kıpkırmızı Oda 2
Kıpkırmızı Oda 3
Twitter Gündem
Haftanın Popüleri
Birtakım oyunlar
Ceza ve Ödül
Dostluk sohbetleri
Twitter Gündemi 2
Yeni Hafta
Yeni oda arkadaşlıkları
Takım oyunu
Son cezalar
Oda sohbetleri
Konsept değişikliği
Konsept Değişikliği 2
Twitter Gündemi 3
Küçük meseleler
Rol değişimi
Rol değişimi 2
Basketbol
İlk kaos
Tatil Ödülü
Birlikte Son Gece
Twitter Gündemi 4
Üçüncü Hafta
Farklı eşleşmeler
Sosyal Medya
Futbol maçı
Peluş oyuncak
Oyuncak furyası
Tekne tatili
Çok şanslıyım
İyi geceler öpücüğü
Dördüncü Hafta
Twitter Gündemi 5
Havuz eğlencesi
Çocukça davranışlar
Tarot Falı
Dalga geçme benimle
Haftanın Son Günü
Çift Sorunları
Şelale tatili
Çözülen (!) Sorunlar
Twitter Gündemi 6
Yeni hafta Yeni konsept
Gerginlik Dolu Anlar
Kurul toplantısı
Ortalık Karışacak
Twitter Gündemi 7
Boşluk hissi

Gerçekler konuşulsun

429 54 133
By rainbowandcandies

Herkes nedensizce havuz kısmında oldukça eğlenmişti. Birlikte yarışlar yapmışlar, oyunlar oynamışlardı.

Ama havuz sonrasında ciddi olaylara dönüş olmuştu elbette. Şu oda mevzusu birkaç kişinin canını sıkmaya devam ediyordu.

"Vegas."

Pete duşunu alıp kurulandıktan sonra Vegas'ın yanına gelmiş ve küçük bir kedi edasıyla ona sarılıp yanına kıvrılmıştı.

"Sen böyle yapıyorsan kesin bir olay vardır, birisi bir şey mi dedi?"

"Hayır, kimse bir şey demedi ama şey... benim kafama takılan bir durum var."

Pete bunu derken başını kaldırıp Vegas'ın yüzüne bakmıştı.

"Ben seninle aynı odada kalmak istiyorum. Ama sırf bu yüzden de sevgili olduğumuzu açıklamak saçma geliyor."

Pete içinde olan şeyleri bir bir söylemişti. Vegas'a karşı dürüst olmak istemişti çünkü o an. İçinden geçenleri Vegas da bilsin istemişti.

"Peki ne yapmak istersin?" Demişti Vegas onun saçlarını eliyle severken. Kendisi de benzer şeyler düşünüyordu aslında. "Açıkçası seninle aynı odada olmak istiyorum ben de."

"Ben seninle aynı odada olmayı ve sevgili olmayı aynı anda istiyorum." Demişti Pete Vegas'ın yüzüne bakarak. "Sen de istiyorsan eğer, bu şekilde düşünüyorsan, bence açıklamalıyız. Ama istemiyorsan, erken diyorsan ya da belki hiçbir zaman istemeyeceksen şimdi açıkça söyle. Ben de kendi kendime hayal kurup kendimi kandırmayayım."

Vegas, Pete'in bu açık sözlü haline bir süre şaşırmış ama hoşuna da gitmişti bu durum.

"Ne istediğimizi bilmemek beni mutsuz ediyor."

Pete yüzünü Vegas'ın boynuna çıkarmış ve derin bir nefes almıştı. Bunları söylemek onun için zor olmuştu ama söylemek zorunda hissetmişti. Söylemeli ve ne olacağını kendi gözleriyle görmeliydi.

"Bunları ben de çok düşündüm Pete." Demişti Vegas elini yavaşça Pete'in kolunda gezdirirken. "Ben senin sandığın ya da düşündüğün kadar iyi birisi değilim. Gözünde nasıl birisiyim bilmiyorum ama insana iyi gelmeyen de bir yanım vardır. Bu evde bana ne oldu, neden bu derece sakinleşip değiştim ben de bilmiyorum. Ama iç dünyam çok karmaşık, birisine kolayca zarar verecek kadar acımasız birisiyim. Genelde karşımdaki kişinin duyguları benim için önemsizdir. Rekabet söz konusu olunca kazanmak için her türlü pisliği yapan da birisiyim. Ama şöyle ki, senin yanında kendimi mutlu hissediyorum. Ne zaman ya da nasıl olur bilmiyorum ama eski halime dönersem seninle aramızın bozulmasından da endişe ediyorum. Sonsuza dek bu evde kalmayacağız, eninde sonunda gerçek dünyaya döneceğiz. Oradaki beni sevmezsen, beni bırakmak istersen, o zaman gerçekten yıpranırım. Ve sonrasında seni de yıpratabilirim. Eğer bu tarz riskleri göze alabileceksen ben de bir ilişkiye başlamak istiyorum."

"Açıkçası yıpranmaya ya da yıpratılmaya hazırım tarzında bir şey diyemem, böyle bir şey olmamasını dilerim elbette. Kötü bir şey yaşamak istemem, her zaman mutlu ve huzurlu olmayı düşleyen bir yanım vardır. Ama kolay da pes etmem ben, mücadele de ederim. Seni değiştirebilirim, sana iyi gelirim diye bir iddiam asla yok, bence kimse kimseye böyle bir iddia ile gitmemeli. Ya da kötü huylarına katlanırım, görmezden gelirim de diyemem. Öyle bir karakterim yoktur. Eğer sen de bunları kabul edersen bence şansımızı deneyebiliriz."

Pete bunu deyip Vegas'a küçük bir bakış atmıştı. Aslında Vegas'ın istediği cevap da tam buydu.

....

Jace evin spor salonunda Alec ve Porsche ile spor yaparken Tay da onların yanına gelmişti.

Jace, üstüne giydiği gri kolsuz tişört ile gereğinden fazla çekici gözüküyordu.

Kol kaslarını geliştirmek için kullandığı aleti çekerken Tay bir an için nutkunun tutulduğunu hissetmişti.

"Beyler, misafirimiz var." Demişti Porsche kapıdan giren Tay'a bakarak. "Bize katılmaya mı geldin Tay?"

Jace, Tay ismini duyunca neredeyse barı yere düşürecekti.

"Hoşgeldin." Demişti Jace yerinden kalkıp yanındaki havlu ile terlerini kututarak. "Çok terliyim, kusura bakma."

"Yok canım, ne kusuru." Demişti Tay istemsizce Jace'i süzüp. Bunun kusura bakılacak bir yani yoktu. "Ben öyle... sıkıldım da... sizi izlemeye geldim."

"İyi yapmışsın, yeni başladık zaten biz de. İstersen bize katıl hatta."

"Burada çömezler için de bir şeyler var." Demişti Porsche elindeki küçük dambılı Tay'a uzatırken. Tay bir anda dambılı tutamamış ve dambıl Jace'in ayağına düşmüştü.

"Ben... çok özür dilerim."

Porsche anında olay yerinden kaçarken Alec uzaktan olaya gülmeden edememişti.

"Çok acıdı mı?"

"Sorun değil, fazla ağır değildi zaten."

"Benim bu konuda hiç gücüm yoktur, Porsche bir anda bırakınca da tutamadım."

"Senin suçun değil." demişti Jace Tay kendini kötü hissetmesin diye gülerek. Elbette acıtmıştı ama Tay'ın ona olan hassas tavrı yüzünden bunu belli etmemişti. "Ama biraz otursam iyi olacak."

Jace yan taraftaki banklara doğru yönelirken Tay da pıtı pıtı peşinden yürümüştü.

"Revire gidip göstermeli miyiz sence?"

"Sorun yok Tay, kendini kötü hissetme."

Jace oturduktan sonra Tay da onun yanına oturmuştu.

"Çok yaklaşma, kötü kokuyor olabilirim."

"Saçmalama, öyle kokmuyorsun." Demişti Tay ayaklarına bakarak. Ayaklarını utandığında hep çarpraz bir halde tutardı, şimdi de öyle yapmıştı. "Aslında seni spor yaparken izlemeye gelmiştim ama benim yüzümden sakatlandın."

"Abartma Tay, o kadar da değil." Deyip gülmüştü Jace. "Biraz soluklanıp devam edeceğim. Sen de beni istediğin kadar izleyebilirsin, ne dersin buna."

"Peki sana katılabilir miyim? Çömez olmak biraz can sıkıcı olabilir ama belki bana birkaç şey öğretirsin."

Tay o sırada kollarını Jace'e göstermişti.

"Bak burada hiçbir şey yok."

Bileğini sıkıp kası olmayan kolunu ona doğru uzatırken Jace gülmemek için kendini zor tutmuştu.

"Benim mesleğimi biliyor musun peki sen? Bu konuyu hiç konuşamadığımızı fark ettim şu an."

"Neymiş mesleğin?"

"Ben spor antrenörüyüm."

"Ciddi misin?"

"Evet. Bu iki dingil niye bana yapışıyor sanıyorsun. Dışarıda işletmesini yaptığım bir spor salonum var. Burasını da vücudumu soğuk tutmamak için kullanıyorum. Kısaca.." deyip Tay'ın bileğini tutmuş ve bileğine bir öpücük bırakmıştı Jace. "Ayağıma daha ağır dambıllar da düşmüştü ama düşüren kişilerin hiçbiri böyle şirin değillerdi."

Tay bir an kıpkırmızı kesildiğini hissetmiş ve bileğini utançtan hızlıca geriye çekmişti. Kendisi rahat oldukça Jace de daha rahat davranıyordu ki bu Tay'ın işine gelmişti.

"Pekala, mis gibi öğrenci geldi sana işte. Bana bir şeyler öğretirsin artık. Ama Jace, uyarıyorum. Gerçekten hiçbir şey bilmiyorum."

"Önce ısınmana yardım edeyim o zaman."

İkisi bir muhabbetin içine girerken Alec de Porche'a bir bakış atmıştı.

"Hadi onları yalnız bırakalım."

"Bence de. Sonra tekrar geliriz."

İkisi sessizce kapıdan çıkıp giderken Tay ve Jace onların gittiğini bile fark etmemişti

"Zayıfsın, kas ve yağ kütlen de düşük." Deyip onu ayağa kaldırmıştı Jace. Sonrasında onu aynaya doğru çevirdi ve arkasına geçti. "Sana iyi bir diyet programı lazım aslında. Bol protein içeren bir diyet programı."

Bunu derken elini Tay'ın karnı üstüne götürmüştü Jace. Tay yemek yediğinde bile burada hiçbir şey yok gibi duruyordu.

"Aşırı zayıfsın ama güzel bir program ile kilo alıp kas da yapabilirsin."

Jace bir kolunu onun beline sarmış ve bir anda dayanamayıp Tay'ı kendine çekmişti.

"Bol bol pratik yapmalıyız." Demişti Jace Tay'ın saçlarının kokusunu içine çekerek. Nasıl oluyorsa Tay her seferinde bebek gibi kokuyordu.

"Bunun antrenmanın bir parçası olmadığına eminim." demişti Tay aynadan bulundukları pozisyonu işaret edip.

"Evet bir parçası, şu an enerji depoluyorum."

"Daha çok karnına bir dirsek yemek istiyor gibisin."

Tay bunu dediğinde Jace gülümsemiş, sonrasında Tay'ın saçına bir öpücük bırakıp geriye çekilmişti.

"O zaman işe ısınmakla başlayalım."

....

Rain ve Chay bahçede kurulan masa tenisi için iki raket kapmışlar ve masa tenisi oynamaya başlamışlardı.

Chay bu konuda kendine güveniyordu ama Rain de iyi sayılırdı.

"Chay sen de her masada varsın." demişti Payu onlara yaklaşıp. "Futbol, basketbol, voleybol, masa tenisi... her konuda yetenekliyim diyorsun yani."

"Hiçbir konuda tam olarak yetenekli değilim ama." Deyip gülmüştü Chay. O sırada topa kavisli bir vuruş yapmış ve küçük top Kim'in olduğu tarafa doğru gitmişti.

"Kim de iyidir bence masa tenisinde." Demişti Rain Kim'e bakıp. "Katılmak ister misin yalnız kurt?"

Kim onun seslenme şekline gülmeden edememişti.

"Yalnız ben iddialıyımdır cidden." deyip topu alarak onlara yaklaşmıştı Kim.

"Madem iddialısın, görelim bakalım iddianı. Chay da iddialı çünkü."

Rain elindeki raketi Kim'e uzatmış, sonrasında maçı izlemek için Payu'nun yanına ilerlemişti.

Chay bu emrivaki tavırdan hoşlanmamış olsa da Rain'in amacını az çok anlayabiliyordu. Gerçi ne kadar uğraşsalar da Kim ile aralarında beklenilen tarzda bir şey olmayacaktı.

"Bakalım gerçekten iddialı mısın?" Demişti Kim servis kullanırken. Chay onunla oynamanın verdiği heyecan yüzünden topa zar zor karşılık vermiş ve top çok alakasız bir yere gitmiştı.

Chay utanmış hissediyordu.

"Sanırım biraz odağını kaybettin." deyip tekrar atış yapmıştı Kim. Chay bu sefer karşılık vermiş ama birkaç tur sonrasında yine kötü bir vuruş yapmıştı.

Chay kendisi gibi oynamıyordu şu an.

"Hadi Chay." Demişti Rain alkış yaparak. "Sen daha iyisini yaparsın."

Yapardı elbette ama yapamıyordu. Elleri titriyor gibi hissediyordu, Kim ile ne zaman karşı karşıya gelse bu hale geliyordu.

Ne kadar kendisine kızsa da kendini kandırmaya çalışsa da bu adama hisleri vardı ve bu hisler hafife alınacak seviyede de değillerdi.

Bazen olur ya, yaşanacak şeyler aklına gelir ve yaşanmadığı için üzülürsün... Chay o durumdaydı işte.

Chay, Kim ile yaşayabileceği her şeyi kaybettiği için üzülüyordu. Burada herkes birbiri için çaba sarf etmişti, birbirine hislerini söyleyen ve cesur olan birçok insan olmuştu.

Kim de cesur olmuştu, Chay'ı kırma konusunda cesur olmuştu.

Ve hala karşısında gülebiliyor muydu ya? Bu böyle basit mi olacaktı?

Chay bir an kendini kaybetmiş ve elinde duran raketi masaya sertçe fırlatmıştı. Onun bunu yapmasıyla bir anda ortamda sessizlik olmuştu.

"Oyun bitti." Demişti Chay direkt olarak Kim'in gözlerine bakarak. "Artık seninle oynamak istemiyorum. Sen de benimle oynamayı bırak."

Chay başka bir şey demeden oradan uzaklaşırken Kim elindeki raketi sakince masaya bırakmıştı. Rain kendini kötü hissederken Payu ona destek olmak için kolunu onun omzuna koymuştu.

"Sanırım bunu hak ettim, değil mi?"

"Güzel duyguların katili olursan..." demişti Rain ona bakarak. "O güzel duyguları tekrar yerinde bulamadığında üzülmeyeceksin."

Payu ona katılır bir şekilde başını sallamıştı. Kim de bir şey demeden oradan uzaklaşmış ve mutfağa gidip tek başına sessizliği dinleyerek kendine bir kahve yapmıştı.

Sonuçta her şeyin suçlusu yine kendisiydi.

....

Chay abartmıyor, aksine bence Chay az bile yapıyor...

Continue Reading

You'll Also Like

76.8K 8.8K 41
Tanrı biliyor ki yaşadım Tanrı biliyor ki öldüm Tanrı biliyor ki yalvardım Yalvardım, ödünç aldım ve ağladım Tanrı biliyor ki sevdim Tanrı biliyor ki...
7K 313 17
Hasta Babasi tarafindan zorla evlendirilen, Vegas Acisini Pete'den cikarmaya and diçmiş hislerini umursamayip Pete'in bu saçma evliligi sonlandirmasi...
8.5K 750 25
"Bambi; Yağmur her iki kırmızıyı da ıslatır." Zhan Yibo'ya dair her şeyi kalbinin en derin yerlerine gömüp üstüne toprak atmıştı. Yibo ise yaptığı ha...
243K 21.7K 22
Tiyatro bölümü son sınıf öğrencisi Taehyung ve tiyatro oyuncusu Jeongguk •texting•