UFAKLIK | Daddy Issues ✓

By -Kirilmisbirkalp

2.3M 98.1K 31.7K

Motor yarışlarının gözde ismi olan Demir Atasoy, yıllardır kendisine platonik olan genç kız ile talihsiz bir... More

TEASER I 🐻
TEASER II 🐻
1. DEMİR ATASOY
2. YARIŞ
3. HER ŞEYİN BAŞLADIĞI GECE
4. AMANSIZ İDDİA
5. PANSUMAN
6. GÜZEL GÖZLÜ KIZ DEMEK
7. HIÇKIRIKLAR
8. ŞÜPHELİ YARA
9. İLK TEMAS
10. DÖVÜŞ
11. KELEBEK ETKİSİ
12. VE KELEBEKLER ÖLÜR
13. DÜŞ KIRIĞI
14. KIVILCIMLAR
15. HESAPLAŞMA
16. KALPLİ ŞEKER 🍭
17. KARMA
18. BİR UMUTTUR SEVMEK
19. ERKEĞİN GÖZYAŞLARI
20. YAKICI ATEŞ
21. ATEŞİN KORLARI
22. KETENPERE
23. KENAN ATASOY
24. GEÇMİŞİN ACI DOLU PENÇELERİ
25. ISLAK BEDENLERİN ŞARKISI
CAST 🐻
26. KOR ATEŞİN KIVILCIMLARI
27. NEZARETHANE
28. UFAKLIK NEREYE İSTERSE
29. LUNAPARK
30. SOKAK ÇOCUKLARI
31. BERABER UYUMALIYIZ
32. AŞKIN SAÇTIĞI KIVILCIMLAR
33. YENİ EV
34. KURŞUN
35. ONA TUTUNMAK
36. KAYIP GİDEN ÖZGÜRLÜK
37. YAŞLI ADAM
38. SORGU
39. KASET
40. BEN VE SEVGİLİM
41. ECELİN
42. TUTKU VE ŞEHVET (+18)
43. BENİM İÇİN DÖVÜŞ
44. ÖLÜMCÜL KARAR
45. ÖLÜMCÜL DÖVÜŞ
46. UÇURUMUN KIYISI
47. İNTİKAM ATEŞİ
48. BENDEN NEDEN SAKLADIN?
49. MELİS & ATAKAN
50. AŞKIN VERDİĞİ MUTLULUK
51. ŞEHVETKAR DAVET (+18)
52. NUR & CENGİZ
53. İKİGAİ
AÇIKLAMA (2023)
54. NUR & CENGİZ
55. PASTA🍰
56. KÜLE DÖNMÜŞ HAYALLER
57. HER BİTİŞ BİR BİTİŞTİR
58. HAYAT HIRSIZLARI
59. BİR TUTAM MUCİZE
60. YENİ BAŞLANGIÇLAR
🐻
61. GÖNÜL SALINCAĞI
62. NUR & CENGİZ
63. KIZ KIZA
64. FUTBOL MAÇI
65. NUR & CENGİZ
💌
66. EN MUTLU GÜN 💌
67. JAGUAR VE PANTER (+18)
68. BAYRAM ÖNCESİ 🍭
69. TRABZON MASALI ☘️
70. TRABZON KABUSU🍃
71. AYI KABUSU 🧸
72. ÇİÇEK AÇAN PAPATYA
73. KÜÇÜK MUCİZE
74. TALİHSİZ DÜĞÜN
75. GÜVENLİ KOLLAR
76. NUR & CENGİZ
77. MELİS & ATAKAN
78. YENİ BAHARLAR
80. VEDA
🤍♾️
1 MİLYON - Özel Bölüm

79. AL YANAKLI PAPATYA

11.8K 465 288
By -Kirilmisbirkalp

"Al yanaklı."

🤍

Bundan seneler seneler önce, ben gelip de bana bu anı gerçekten yaşayacaksın deseydi; şüphesiz ki ona gülerdim. Ben kim, Demir Atasoy kim der geçerdim. Öyle ki onun adını duyduğumda bile heyecandan kalbimin ritimleri yön değiştirip kendini saklama isteğiyle yanıp tutuşuyordu. Şimdi bile öyleydi ama önceden olsa değil elini tutmak, onun gözlerine bile bakamazdım.


İşte hayat bu kadar şaşırtıcıydı. En beklenmedik anda hatta en zor anımda bana gelmişti sevgilim. Beni kurtardığı gün dün gibi dolanıyordu zihnimde. Sanki bundan seneler önce değil de, günler önce yaşamışız gibi hissediyordum her şeyi.

Gözlerime ilk kez kaskın kopçasını takarken bakmıştı; o an derin bir girdaba dalmak gibiydi. Girdabın o uçsuz bucaksız çukuruna düşmek gibiydi ve evet, öyle de olmuştu. Ben onun gözlerindeki girdaba düşüp, düştüğümdeyse evimi bulmuştum; o çok sevdiğim kalbini.

O gün o boks kulübünde aramızda daha hiçbir şey yokken dudaklarının dudaklarımda bıraktığı o nefes kesici dokunuş silinmiyordu hafızamdan. Sanki daha önce ben hiç nefes almıyormuşum, Demir'in dudaklarını hissedince hayat bulmuşum gibiydi. O an, o dokunuş ve hissiyat kalbimi hatırlayınca bile hızlandırıyordu.

Bana sarılışı, kokusunu aldığım ilk an. Kendimi hiç olmadığım kadar evimde ve güvende hissettiğim o gün. Öz babam tarafından satılmaya kalkıştığım gün; ilk kez bir erkeğin benim için ağlamasına şahit olmuştum ve bu kişinin üç yıl boyunca yalnızca uzaktan sevebildiğim adam olması yüreğimi öylesine coşturuyordu ki; aslında o gün anlamıştım bana karşı boş olmadığını. Seviyordu beni, belki de benim onu sevdiğimden bile çok seviyordu ama bunu söylemeye aramızdaki yaş farkı yüzünden korkmuştu. Kendi için bile değildi bu korkusu, sırf ben üzülmeyeyim, pişman olmayayım diye elinden geleni yapmıştı. Beni her defasında vazgeçirmeye kalkmıştı ama ben yine de kendi bildiğimi okumuş, aşkıma kör bir halde sevdiğim adamın kollarına koşmuştum.

Karşımdaki manzaraya bakıp iyi ki, diyordum şimdi.

Bu uğurda canımdan çok sevdiğim biriciğimi kaybetsem de; yine de geriye dönsem yine severdim onu. Vazgeçmezdim ondan. Öyle ki; istese sorgusuz sualsiz kendi canımı bile önüne sererdim.

"Kızım," dediğinde, sanki tüm dünyada bir tek onun sesi duyuldu. "Giy bakalım bunu üzerine."

"Bapa istemiyoyum! Pen punu giyicem." Tatlı bebeğim eline aldığı babasının deri ceketini yerden kaldıramıyordu bile.

Kıkırdadım bu haline. "Almila'm." Demir'in sesi her konuştuğunda kalbime işliyordu. Öyle aşkla bakıyordu ki kızımıza, ona bir kez daha aşık oldum. "Bir tanem sen bunun içinde kaybolur gidersin, hadi üzme babayı giy bakalım şunu." Elindeki pembe ceketi ona uzattı ama Almila reddedip babasının deri ceketini kaldırmaya yeniden yeltendi.

"Çiçeğim," diyerek bu konuya el attım. "Babayı üzmek yok."

"Anne yütfen..." O sarıya çalan altın harelerini bana yönelttiğinde buna karşı koymak çok güçtü. Bembeyaz teni, adına yakışır koca kırmızı yanakları ve kahvenin en açık tonu olan saçlarıyla kocaman kehribar gözlerini öne çıkarıyordu. "Sadece bikeyecikk!" Dayanamayıp gülümsediğimde Demir de gülerek yanağını öptü. "Giyebiliy miyim bapa?"

Demir bana bakıp gözleriyle aşkını saçarken "Giyebilirsin tatlım." diye huzurla mırıldandı. "Ama ağır olursa hemen anneye söylüyorsun tamam mı?"

Benim akıllı kızım başını salladı hemen. "Hadi giydiy." Ceketini babasına uzattığında dayanamayıp sesli güldüm.

"Bak sen hanımefendiye?" Demir gülerken bir yandan da koca ceketi Almila'ya giydirmeye çalışıyordu. "Kızım düşüyor bu üzerinden aaa."

"Oyşun bapa bıyak." diye yakındı Almila. Henüz üç yaşında olmasına rağmen o kadar inatçıydı ki; aynı Atakan amcasına benziyordu. "Hadi anne şıkalım!" Parmağımı tutup yürümeye başladığında sorgusuz sualsiz peşinden gitmeye başladım. Başımı çevirip Demir'e baktığımda gülerek peşimizden geldiğini gördüm.

Merdivenleri koşar gibi inen Almila'ya "Kızım yavaş düşeceksin." diye kızdım yalandan bir sinirle.

Durup bana döndü. "Düşmem ki," dediğinde bakışlarını arkamda duran Demir'e kaydırdı. "Bapam düşmeme izin veymez. Hemen tutay o peni."

Kocaman bir gülümsemeyle Demir'e döndüğümde yanağımı öpüp Almila'yı kucakladı hemen. Almila'nın babasına olan güveni ve sevgisi bana hiç sevgi vermeyen babamı hatırlatıyordu bana. Bu yüzden bile Demir'e tonlarca kez teşekkür edebilirdim. Bu yüzden bile ona binlerce kez yeniden aşık olabilirdim. Bu adam çok başkaydı... Bu adam benim kalbim olmuştu artık.

"Tutmaz mıyım prensesim?" Yoğun sesiyle birlikte gülümsedi kızına. "Senin bu güzel saçlarına bile zarar gelmesine izin vermem ben." Almila'nın saçlarını tutup avucuna aldığında derin bir öpücük bıraktı saçlarına. Trabzanlara kalçamı yaslayıp onları izlerken, sanki başka bir evrende gibi hissediyordum.

"Annemi de öp bapa." Almila yine yaramazlığını konuşturken Demir bana döndü.

"Öpeceğim," dedi sinsi bir sırıtışla. "Anneni gece çok fazla öpeceğim." Dudaklarımı yalayıp güldüğümde Demir'in bakışları dudaklarıma kaysa da Almila onu dürttüğünde kendini toparlayıp kızımıza döndü.

"Neden gece bapa?"

Almila'nın sorusuyla ben sesli bir kahkaha attığımda Demir'e kal gelmişti. "Söylesene babası?" dedim munzurca. "Neden gece?"

Bana kızgın olmaya çalışır gibi bir bakış attıktan sonra gülerek Almila'ya döndü. "Şimdi kızımı öpeceğim de ondan." Almila'nın boynuna, yanaklarına, her bir yanına öpücükler kondururken Almila kahkahalarla gülüyordu. Bense gülümseyerek, koca bir keyifle ailemi izliyordum.

❥❥

Bugün yarış müsabakalarının belki de en önemli günlerinden biriydi. En bilindik, ünlü ve işinin ehli olan yarışçılar bugün burada toplanmış, yarışmak için anı bekliyorlardı. Bu yarış için en heyecanlı olan kişi şüphesiz ki Almila'ydı. Benim tatlı bebeğim üzerindeki babasının deri ceketiyle yerde küçük bir kedi gibi önden önden gitse de, her daim tedbirli bir şekilde onu koruyordum.

"Dikkatli kullan Demir." diye yine de uyarmak istedim Demir'i. "Bak, aşırı hızlı kullanman bir yana dursun bari dikkatli ol tamam mı?"

Demir bana cevap vermeden etrafına bakındı. Bir de önümüzde pıtı pıtı giden Almila'ya baktığında ben de ona bakacaktım ki, buna fırsat vermeden belimden tutup dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Bu cevap beni gerçekten tatmin ettiğinde hızlıca geri çekilip yürümeye devam etti. "Dikkatli olacağım bebeğim merak etme." Beni yanıtlarken bir yandan da Almila'nın minik omuzlarından tuttu. "Kızım yavaş, düşeceksin şimdi."

"Düşmem bapa!" diye babasının sözlerini dinlemeden yürümeye devam etti Almila. O sırada yanımızdan geçen hızlı motorlar beni korkutmuştu açıkçası.

"Demir kucağına alsana," dedim endişeyle. "Çok hızlı sürüyorlar."

"Endişe etme güzelim, tutuyorum." dedi ve bana gülümsedi.

Almila'nın, "Atakan amcaaaa!" diye bağırması ve Demir'in ellerinden pırtıp koşması bir olduğunda endişeyle öne atılmıştım ki, Atakan hızlıca kucakladı Almila'yı.

"Oyy! Amcasının prensesi!" Atakan Almila'nın yanaklarını defalarca öperken, ben de Melis'le sarıldım sıkıca. "Nasılmış bakalım bizim küçük prenses?"

"Tok iyiyim." diyen Almila, amcasına daha sıkı sarılırken gözleri yerdeki Bulut'u görse gerek, hızlıca indi Atakan'ın kucağından. "Buyuttt!"

"Aymiyaa!"

İkisi sarıldığında, dördümüz de gülerek onlara bakıyorduk. "Ver şu kızı artık, uğraştırma bizi lan." Atakan bıkmadan, usanmadan oğluna Almila'yı istediğinde, Demir bacağını kaldırıp Atakan'ın bacağına vurdu.

"Siktir lan oradan."

"Demir!" diye kızdığımda pardon dercesine gülümsedi.

"Kızımı kimselere vermem." diye hayıflandı. "O benim bir tanem, annesinin kopyası o bu yüzden ömür boyu benim ikisi de."

Atakan, "görmemişin bir karısı olmuş." diye söylenirken, bu kez ben ona vuracaktım ki geri kaçtı. "Bak seninle anlaşabiliriz küçük şey, ver şu kızı uğraştırma oğluşumu."

"Kocam ne derse o." diyerek sinir bozucu bir ifade takındım yüzüme. Kendimi mahallede kocasıyla övünen o dedikoducu teyzeler gibi hissettiğimde bir an için yüzümü buruşturdum.

"Karımı duydunuz." diyen Demir, kollarını bedenime sardı.

"Hanım köylü oldu bu da iyice." Atakan artık gülmeye başladığında, Melis gözlerini kısarak ona baktı.

"Hanım köylülükte kimse senin eline su dökemez aslanım."

Atakan anında hazır ol pozisyonuna geçerken, üçümüz sesli bir kahkaha attık. O sırada Almila üzerindeki ceketi Bulut'a tanıtıyordu. İkisi gözüme o kadar tatlı gelmişti ki; o ponçik yanaklarını şu an ıssırmak geçiyordu içimden. Bulut beyaz tenli, kocaman yanaklı hafif sarışına kayan bir çocuktu ama ne yalan söyleyeyim babasına taş çıkarır bir yakışıklılığı vardı.

"Heyoo gençler!" Yağmur ve Berk el ele yanımıza geldiğinde Yağmur'la sarıldım hemen. Demir de Berk'le el sıkışırken Almila'nın koca gözleri açılmıştı.

"Aa! Dayım geymiş!"

"Dayısının kuzusu!" Berk Almila'yı kucaklarken, Demir de eğilmiş, kucağımdaki Bulut'un yanaklarını öpüyordu. "Bunu bize verin lan." dedi Berk Almila'yı öperken. "Aşırı tatlı bir şey şuna baksana!"

"Höst ulan!" diyerek Almila'yı aldı Demir kucağına. "Kızımdan o gözlerinizi çekin çabuk oymadan."

Almila gülerek babasına sarıldığında biz de bu tatlı hallerine gülüyorduk. O sırada yarışçılar için anons geçildiğinde, Atakan Almila'yı kucaklayıp diğerleriyle birlikte koltuklara giderken Demir'in boynuna sarıldım. "Lütfen dikkatli sür."

"Sanki ilk kez yarışıyorum güzelim?" dedi, başını boynuma gömerken. "Korkma ben bu yolların tozunu toprağını biliyorum."

Boynuma bir öpücük bıraktığında başımı kaldırdım. "Öyle, öyle olmasına da çok hızlı kullanıyorsunuz korkuyorum." Elimi yanağına koyup baş parmağımla okşamaya başladım. "Biliyorum bu bir yarış ama yine de çok hızlı kullanmamaya çalış."

"Tamam," dedi hiç düşünmeden. "Sizin için çok dikkatli olacağım karıcığım."

"Bizim için," deyip gülümsediğimde dudaklarını bastırıp gülüşümden öptü beni. Kollarımı boynuna sardığımdaysa o da güldü ve alt dudağımı yavaşça emmeye başladı. Biz öpüşmeye dalmış giderken yarışın başlamak üzere olduğuna dair son anonslar yapılıyordu. Bu yüzden geri çekilip yanağımı öptü Demir.

"Almila'yı yalnız bırakma güzelim," deyip elimin üzerini öptü. "O piç Atakan'ın elinden de al kızımızı, ayak üstü bebeğimi istiyor durmadan!"

"Demir," dedim gülerek. "Abartma sevgilim, sadece şaka yapıyor."

"Her şakanın altında bir gerçek yatar." derken, gerçekten de ciddi görünüyordu. Anonslar devam ettiğinde acelece dudaklarımı öpüp "Seni seviyorum," dedi giderken.

"Ben de!" diye bağırdım arkasından. "Ben de seni seviyorum Demir adam!" Onunla olmak çok güzeldi. Onunla geçirdiğim seneler bile gün gibi geliyordu ve her gün daha fazlasını istiyor, yaşayacağımız yeni şeyler için sabırsızlanıyordum.

Giderken sırtı bana dönüktü. Geniş omuzları gece boyunca asılmak isteyeceğim türdendi. Kocam diye demiyorum, tam bir kas yığını olmakla beraber o nefes kesici saçlarıyla tüm erkeklere taş çıkarırdı. Sanırım biz bir an evvel eve dönmeliydik.

"Efnan," diye seslendi Nur. Dönüp arkama baktığımda Cengiz'le el ele bana doğru geldiklerini gördüm. "Naber aşk kuşum? Başlamadı değil mi yarış?"

Onunla sarılırken "Başlamadı." diye yanıtladım sorusunu. "Daha az evvel anons ettiler, Demir de hazırlanmaya gitti içeriye."

Nur geriye çekilip başını salladığında Cengiz de bana dönmüştü. "Bizim küçük cadı nerede Efnan?"

"Ay valla Atakan'ın kucağında koltuklara gidiyordu en son." diye yakındım gülerken. "Bir sağa bir sola zıplıyor, hiç yerinde durmuyor yaramaz kedi."

"Özledim onu." dedi özlemle. Ona gülümsediğimde Nur'un elini tuttu ve hepimiz koltuklara yöneldik.

Almila o keskin gözleriyle Cengiz'i görmüştü çoktan. "Kuyt amcaa!" diye bağırarak Cengiz'in kucağına zıpladığında, Cengiz hemen tutmuştu Almila'yı.

"Küçük cadı." dedi yanaklarını öperken. "Özlettin kendini, hani spor salonuna babanla beraber gelecektin? Seni bekledim vallahi."

"Bapam izin veymedi!" diye kızdı Almila. "Oyadaki adamlay yermiş peni öylek dedi." Demir gerçekten de Almila'yı böyle korkutmuştu. Çünkü Cengiz, çocuğu olur olmadık şeylere sürüklemeye çalışıyordu. Almila da heveslenip babasına yüklendiği için Demir çareyi o kas yığını adamların canavar olduğunu söylemekte bulmuştu.

"O Demir adam yalan söylemiş," diye konuştu Cengiz. "Onlar yemez seni, belki sadece ısırırlar ucundan."

"Babam öylek demiyoy." Almila yine de babasına inanmayı seçti. "Hem, sen niye bapama Demiy adam diyoşun kuyt amca? Bapam demiy mi?"

Şaşkınca Cengiz'e bakarak cevap beklediğinde hepimiz gülmüştük aynı anda. "Kızım bakma sen amcana," diyerek araya girdim. "O takılıyor babana."

"Neden?" dedi Almila. Sanki daha da şaşırmış gibiydi. "Kuyt amcam ağ mı? Neden bapama takılıyoy anne?"

Dayanamayıp sesli güldüğümde diğerleri de eşlik ediyordu. "Uf bu cadı çok tatlı." Cengiz kollarıyla sımsıkı Almila'ya sarıldığında Nur da Bulut'un yanaklarını sıkıyordu.

"Oo?" diyerek Bulut'a baktı Cengiz. "Bizim küçük boksör de buradaymış."

"Buydayım." diye tatlı bir şekilde konuştu Bulut. Cengiz dayanamayıp oturdu ve Bulut'u da kucağına alıp yanaklarını öptü. Şu an kocaman bir boksör değil de, tatlı bir bebek bakıcısı gibi duruyordu. Biz bu tatlı haline gülerken Nur da içli içli nişanlısına bakıyordu.

O sırada herkesin yerlerini alması gerektiğini söyleyen bir anons duyuldu. Yerime oturduğumda Almila da hemen kucağıma yerleşmişti. "Aa! Anne pak bapaam!" Hevesle küçük parmağını kaldırıp piste tuttuğunda Demir'in motorun üzerindeki o nefes kesici görüntüsüne baktım.

"Evet çiçeğim, baban." diye iç çektiğimde aslında binlerce kez içten içe teşekkür ediyordum.

"Ben de pinmek istiyoyum!" Kucağımdan inmeye çalıştığında sıkıca tuttum onu.

"Şimdi olmaz bebeğim, yarış bittiğinde baban bindirir seni olur mu?"

Başını salladı hemen. Zaten beni hiç üzmüyordu. O minik burnunu öptüğümde göğsüme sokulup babasını izlemeye başladı. Ben de iç çekerken o çok sevdiğim adama baktım yeniden. Kaskını kafasına takmadan önce koltuklara göz gezdirdi. Gözleri bizim üzerimizde durduğunda kocaman gülümsedi; o an içim coştu, kelebekler durduğu daldan birer birer uçup onun üzerine yoğunlaştı. Bize eliyle öpücük yolladığında Almila hevesle gülüp elini öptü. Sonra da elini babasına doğru tutup üfledi. Demir gülerek hayali bir şekilde öpücüğü havada yakaladığında bir an için onları yemek istedim. İkisi de o kadar tatlı geliyordu ki gözüme; akşam yemek yerine onları pişirmek istiyordum resmen.

"Hazır," diye bağırdı starter kadın. "Start!" dediğinde önce şiddetli bir ses duyuldu; ardından tüm yarışçılar uçarcasına gözden kayboldu.

Almila gülerek kucağımda ayağa kalkıp alkış çalmaya başladı. "Anne bak! Bapam çok hızlı!"

"Evet kızım, dikkatli ol düşeceksin." diyerek bir yandan da onun küçük bacaklarından tutuyordum. Babasının koca ceketiyle gerçekten de çok tatlı duruyordu.

"Pişt cadı!" Nur seslendiğinde oraya döndü Almila. Döner dönmez Nur fotoğrafını çekmişti. "Hahahah! Eniştemin ceketiyle çok tatlı görünüyordu dayanamadım."

"İyi yaptın," dedim gülerken. "Bana da yolla olur mu?"

"Hemen yolluyorum." deyip telefona gömüldüğünde yarışçılar ikinci turu dönüyordu. Her zaman olduğu gibi, Demir Atasoy öndeydi. Aynı kalbimi talan ettiği gibi asfaltın anasını da ağlatıyordu yakışıklım.

Son turu da döndüklerinde Demir birinci olmuştu. Bilindik, ismini birkaç kez duyduğum Engin de onun arkasından gelmişti. Diğerleriyse birer birer durmuşlardı. "Hadi anne bapamın yanına gidelim!" Almila elimi çekiştirdiğinde gülümseyerek onu kucağıma aldım. Koltukların merdivenlerinden dikkatlice indiğimizde kalabalığın arasından sıyrılıp Demir'in yanına doğru gittim. O sırada Almila da kucağımdan inmiş babasına doğru koşuyordu. "Bapaa!"

"Prensesim!" Demir kendine gelen Almila'yı kucaklayıp yanaklarını, boynunu, saçlarını her bir zerresine öpücükler kondurmaya başladı. "İki dakikada özledim meleğimi."

"Kıskanıyorum." diyerek ona yaklaştığımda Almila ona sarıldığı için belimden tutup çok kısa anlığına dudaklarımızı birleştirdi.

"Senin yerin çok ayrı," dedi geriye çekilirken. "Biliyorsun canımın içi."

Ağzım yay misali iki yana açılırken Almila dönmüş, motorun kollarına asılmıştı. O sırada starter kadın da ortaya çıkmıştı. "Yarışın galibi Demir Atasoy!" diye bağırdığında etraftan alkışlar yükseldi. Birkaç kız kocama yiyecekmiş gibi baksa da sakin olmaya çalıştım, ama bir tanesi elindeki kağıdı geçerken Demir'in kucağına attığında sinirden burnum yanıyordu. Tam saçlarını tutacaktım ki, Demir benden önce davranıp kolumdan yakaladı.

"Bırak," dedi şirince. "Vallahi değmez karıcığım ellerine yazık."

"O kağıdı yedireceğim ona!" diye söylenirken kağıdı alıp açtım. Numara yazıyordu üstünde. "İyi bari, numarasını yazıp benim için kolaylık sağlamış."

"Efnan'ım," derken gülmeye başladı. "Yapma güzelim." Sinirle ona baktığım sırada starter kadın Demir'e kazandığı parayı vermişti. Demir paraları çantama koyduğunda içimdeki sinire hakim olamıyordum. Benim kocama nasıl yürüyordu ya! Bu numaradan anasına kadar yazmazsam ben de Efnan değildim! "Bin hadi." diyerek gülmeye devam etti Demir. Elini uzattığında elini tutup arkasına bindim. Sonra da kollarımı ona dolayıp motoru çalıştırmasını bekledim. "Sıkı tutun prensesim." dedi, Almila'ya ardından aşırı yavaş bir şekilde diğerlerinin yanına gittik. Almila'yla Bulut'u ayırmak pek kolay olmasa da vedalaşıp evimize doğru yol aldık.

Almila yol boyunca gülerek ellerini açmıştı. Demir o kadar yavaş ve tedbirli sürüyordu ki, düşmesine imkan vermiyordum. Yılların yarışçısı, hız tutkunu Demir Atasoy iki santimlik bir cadı için yürür gibi sürüyordu motoru. Bu bile kocama aşık olmam için bilmem kaçıncı sebepti. Yanağımı sırtına yaslayıp gülümserken daha sıkı sarıldım ona. Gülüşü kulaklarıma dolarken huzurla gözlerimi kapadım.

Demir benim en büyük şansımdı...

❥❥

Eve geldiğimizde Demir Almila'nın elini yüzünü yıkamak için banyoya çıkarmıştı. Ben de onlara dün yaptığım pastadan çıkarıp tabaklarına koymuştum. O sırada Almila ve Demir de gelmiş, Almila koşarak pastasına gitmişti. "Ağzınla ye kızım, tüm vücudunun pasta olmasına gerek yok." Güldüğümde Demir de güldü.

"Bırak nasıl yiyorsa yesin, yıkarım ben." dedi, keyifle.

"Tabii senin hoşuma gidiyor onu yıkamak." diyerek kollarımı boynuna doladım. "Oyuncak bebek mi o Demir?" Gülmeye başladığımda boynuma dudaklarını bastırdı.

"En çok seni yıkamak hoşuma gidiyor." diye fısıldadı kulağıma doğru. O an kulağım yanıyordu sanki. "Eve geldiğimde beraber gireriz diye girmedim." dedi munzurca. "Bekle beni."

Geri çekilip yüzüne baktım. "Nereye gidiyorsun?"

"İşim var biraz," deyip yanağımı öptü. "Halledip geleceğim güzelim, çok sürmez."

"Tamam," derken, dudaklarımı boynuna bastırdım. "Geç kalma sevgilim."

"Yapma gider ayak," diye yakındı. "Dışarı çıkıyorum zor durumda bırakıyorsun." Ateşli sesi bile bir taraflarımı titretmeye yetiyordu resmen. Kıkırdayarak yanağını sıktığımda ceketini giydi. "Görüşürüz," dedi ve Almila'yı da öpüp kapıya yöneldi.

Tam çıkacakken "Demir!" diye seslendiğimde durup bana döndü. "Unutmadan, gelirken Almila'ya çilek al, çileksiz uyumuyor biliyorsun."

"Hiç unutur muyum?" diye güldü ve çıktı evden. Ben de minik cadının yanına oturup tüm bedeniyle yediği pastayı ona çatalla yedirmeye başladım.

❥❥

Birkaç saatin ardından, hava kararmaya başladığında gelmişti Demir eve. Açıkçası bu saate kadar dışarıda kalması beni meraka düşürse de, çok aç olduğunu söyleyerek hızlıca elini yıkamaya kaçmıştı. Yaptığım yemekleri tabaklara koyduğumda ikili de masaya oturmuş bir güzel yemeğimizi yemiştik. Almila uykuya daldığında Demir onu odasına çıkarmış, ardından mutfağı toparlamama yardımcı olmuştu.

"Neredeydin?" dedim, ellerimi kurularken. "Ne kadar uzun sürdü gelmen. Bir an için endişelendim."

"Çok mühim bir işim vardı." dedi, elime uzanırken. "Duşa girelim anlatacağım."

"Böyle anlatamıyor musun?" Kaşlarımı kaldırıp sinirle baktım ona. "Sorduğum sorudan kaçıyor gibisin?"

"Yok karıcığım ne alaka?" derken, omuzlarımı tutup çevirdi beni. Bir yandan yürürken, bir yandan da ensemde hissettim dudaklarını. "Gel güzelim." Odaya girdiğimizde elimi tutup duşa soktu beni. Suyu açıp sıcaklığını ayarladığında, ben de üzerindeki tişörtü çekip çıkardım. Demir de benim tişörtümü çıkardığı sırada, eğilip iki göğsümün arasına derin bir öpücük kondurdu. "Güzel karım benim..."

Kemerini açarken "Ne karıştırıyorsun?" diye söylendim bir yandan da.

"Hayatımda aldığım en iyi karar sendin." dedi birden bire. Kemerindeki elim duraksadığında, beni belimden tutup kendine çekti. "İkincisi de gözlerini enseme kazıtmak oldu güzelim." Dudaklarım şaşkınca bir parça açılırken başını arkaya doğru çevirdi. Açılan dudaklarımı elimle kaparken ellerinden kurtulup arkasına geçtim. Ensesindeki dövme yeni yapılmıştı, ve gerçekten de benim gözlerimdi bu...

"Demir bu!" Kocaman gülümsedim. "Sen gerçekten de yaptın mı bunu? İnanamıyorum..."

Bana döndü gülümseyerek. Gözlerime öyle bir baktı ki sanki o an gözlerinde kayboldum. "Gözlerini gördüğüm ilk gün sana söylediğim sözü hatırlıyor musun?" dedi ve elini yanımdaki duvara koyup beni esareti altına aldı. Hatırlıyordum. Hem de dün gibi, bir an olsun aklımdan çıkmamıştı ki... "Gözlerin, demiştim sevgilim. Adının hakkını veriyor demiştim. Öyle ki gözlerine her baktığımda kayboluyorum. Sanki gözlerin cennetten bir parça Efnan'ım, bana geleceğimi vadediyor. Oraya hapsolmak istiyorum. Oradan hiç ayrılmamak istiyorum güzelim."

"Demir," diye mırıldandım ama cümlemin devamını getiremeden dudaklarımı öptü.

"O gözlerin hep aşkla baksın bana karıcığım," sesindeki naiflik içime işliyordu sanki. "Her ne kadar artık küçük bir meleğimiz olsa da, sen benim her daim küçük kızım olarak kalacaksın ufaklık."

Konuşmadım. Konuşmadı. Gözlerimiz birbirine kenetlendi. Birbirini sevdi, sanki o an dünya durdu ve dudakları dudaklarımı şefkatle kavradı; ben o an bir kez daha doğdum.

Sizinle serüvenimiz burada bitse de, bizi çok güzel günler bekliyordu.

❥❥

Kalbim... (:


Almila ve Bulut


Continue Reading

You'll Also Like

3.3M 121K 67
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum. İkiz erkek kardeşim yerine ben hayatta kalmıştım, ben yaşamıştım...
728K 24.6K 82
O, uyuşturucu içerek kendini acılarından kurtardığını sanıyordu. Ama yanılıyordu. Yanıldığını o da biliyordu. O, uyuşturucu içerek kendini başka insa...
47.2K 37.9K 31
6 Yıl önce çocukluğunu, mutluluğunu, huzurunu, kahkahalarını, sevincini, hayat olan bütün hayallerini... En önemlisi ablasını kaybeden yaralı genç bi...
440K 17.1K 200
Hayattan kısa dini hikayeler watpatta en fazla dini hikaye barındıran kitabı