TAKSİCİ //BxB//Final Yaptı

By Igaroto11

294K 16.9K 3.9K

Gündüz okuyup gece takside çalışarak evi geçindirmek zorunda olan Anıl ve holding sahibinin gece hayatına düş... More

Giriş
Bl.1
Bl.2
Bl.3
Bl.4
Bl.5
Bl.6
Bl.7
Bl.8
Bl.9
Bl.10
Bl.11
Bl.12
Bl.13
Bl.14
Bl.15
Bl.16
Bl.17
Bl.18
Bl.19
Bl.20
Bl.21
Bl.22
Bl.23
Bl.24
Bl.25
Bl.27
Bl.28
Final
YENi HİKAYE

Bl.26

5.5K 318 51
By Igaroto11

Emniyete gelip ifadesini aldıktan sonra Poyraz'ı, mahkemeye sevk edilmek üzere gözaltına almışlardı. Anıl ve Doğukan'ın da ifadeleri alınmıştı. Anıl "Poyraz'la bir kaç dakikalığına görüşebilir miyim acaba?" diye sordu polis memuruna.

Polis memuru "Tabiki" derken Doğukan'da hareketlenmişti. Onun kolundan tuttuktan sonra "Poyraz'la yalnız konuşmak istiyorum" dedi. Doğukan "Tamam. Sen nasıl istersen" diyerek koridordaki koltuklardan birine oturdu.

Anıl koyu gri boyalı duvarları olan dar uzun koridorda yürüdü polis memurunun ardından. Bir kaç demir parmaklıklı kapıdan geçtikten sonra Poyraz'ı gördü çaresiz bir şekilde otururken.

Onun geldiğini farkeden Poyraz telaşla ayağa kalkarak "Bana bunu yapamazsın. Anıl kurtar beni buradan!" dedi ağlamaklı bir ses tonuyla. Hapis yatacağı için çok korkuyordu.

"Sana bir şey sormam lazım."

"Tamam sor ama n'olur çıkmama yardım et!" dedi yine yalvarırcasına bakarken.

"O duraktaki fotoğrafları kim çekti?"

Poyraz "Tarık çekti. Plan da onun planıydı zaten. Yoksa sen bilirsin beni. Ben kimseye şantaj yaparak para almadım şimdiye kadar" diyerek baktı çaresiz gözlerle.

"Tarık'ın planı neydi?"

"Ben parayı alacaktım o kadar. Başka bir şey bilmiyorum" dedi titreyen ses tonuyla. Onu bu kadar aciz ve çaresiz görmek Anıl'a büyük bir haz veriyordu. Bütün yaptıklarının tek tek hesabını soruyordu sanki şu an onun karşısında.

"Soruma cevap alamadığım için benim yapacağım bir şey olmaz artık sana bu saatten sonra" diyerek arkasını dönerken, Poyraz "Dur! Yalvarırım gitme. Galiba amacı sizi ayırmaktı. Sen parayı versen bile fotoğrafları Doğukan'a yine gönderecekti" diye bağırdı arkasından. Korkuyla çıkan sesi koridorda yankılanmıştı.

"Neden bizi ayırmaya çalışıyor? Doğukan'dan mı hoşlanıyor yoksa Tarık?" diyerek baktı Poyraz'a kaşlarını çatarak.

"Hayır. Aksine Doğukan'dan son derece nefret ediyor. Adını dahi duymaya tahammülü yok. Galiba hoşlandığı kişi sensin" dedi Poyraz.

"Peki sen niye onun planına yardım ettin?"

"Doğukan'ın parası için yaptım ama çok pişmanım. Şu an ki aklım olsaydı asla bu işe kalkışmazdım. Ne olur Doğukan'la konuş şikayetinden vazgeçsin. Ben daha bu yaşta hapse girmek istemiyorum!" derken demir parmaklıkları sımsıkı tutuyordu.

"Bence sen bunu çoktan hakettin Poyraz. Bir süre içerde düşün bence. Ben niye böyle yanlış bir yol seçtim diye!" dedi baktı kaşlarını çatarak ona.

Poyraz "Bunu sen mi söylüyorsun bana? Herkesi kendine aşık sanıyorsun. Herkesin söylediğine hemen kanıyorsun. Doğukan seni sevmiyor. Sadece kullanıp canı sıkılınca atacak seni bir kenara. Sana yüz defa söyledim. Zenginlerin hayatında aşk diye bir şey yok. İşte bu yüzden sen her zaman üzülmeye mahkum bir zavallısın Anıl! Asıl yanlış yolda olan sensin!" dedi sinirle bağırarak.

Alaycı bir yüz ifadesiyle onu baştan aşağı süzdü Anıl. "Buradan bakınca hiç öyle görünmüyor ama. Ben yanlış yoldaysam niye şu an dışarıda olan ben, parmaklıkların arkasında sen varsın? Poyraz sakın beni kendinle karıştırma. Ben kimseyle parası için birlikte olmayı düşünecek kadar alçalmadım senin gibi. Sadece sevdiğim kişilerle uzun bir gelecek hayal ettim. Hatta seninle bile. Zaten bu hayatta tek girdiğim yanlış yol da seninle gittiğim yoldu. Umarım yaptıklarını uzun uzun düşünecek kadar ceza alırsın!" diyerek arkasını dönüp oradan ayrıldığında Doğukan'la karşılaştı.

Ona gülümseyerek bakarken "Ne ceza alır bilmem ama bu söylediklerinden daha büyük ceza olmaz ona!" dedi.

"Sen bizi mi dinledin?"

Doğukan "N'apayım, iki eski sevgilinin yüzleşmesini merak ettim sadece. Çok güzel konuştun" derken kolunu omzuna atarak yürümeye başladılar koridorda.

"Peki Tarık hakkında söylediklerini duydun mu? Bu onun planıymış!"

Dudaklarını sıkan Doğukan "Evet duydum" dedi. Anıl meraklı gözlerle bakarken "Onu ne yapacağız peki?" diye sordu. Başını yukarı aşağı sallayan Doğukan "Onu ben hallederim merak etme" diyerek baktı düşünceli gözlerle.

Arabaya binip emniyetten ayrıldılar. Eve geldiklerinde bir sürprizle karşılaşmışlardı. Doğukan'ın babası Nazlı'yla oyun oynuyordu. Bir süre sessizce onları seyretti iki genç. Babası küçük kızla ilgilenirken adeta kendinden geçmişti. Geldiklerini duymamıştı bile. Nazlı da neşe içinde oyun oynarken çok eğleniyordu. Önce onların geldiğini küçük kız farketti "Abi!" diyerek koşarak sarıldı.

Doğukan'ın babası "Bakıyorum bu aralar karakollardan çıkmıyorsunuz?" dedi yanlarına gelirken.

"Bunu sonra konuşsak olmaz mı?" dedi oğlu.

Bakıcı kız "Siz rahat rahat konuşun. Nazlı'nın yemek ve ilaç saati geldi" dedikten sonra oradan küçük kızla birlikte ayrıldılar.

Doğukan "Bazı kişiler bizi kıskanıyorlar. Biz de kendimizce önlemler alıyoruz sadece" dedi gülerek.

"Bu defa kim sıktı canınızı. Yine taksiden birileri mi?"

Babasına "Hayır bu defa tanıdığımız biri baba. Sende onu çok iyi tanıyorsun!" diyerek baktı kaşlarını çatarak.

"Kimmiş o?"

"Tarık!" derken, babası şaşkın bir şekilde "Bizim Salim'in oğlu mu? Hani senin çocukluk arkadaşın. Şu kafadan rahatsız olan. Peki ne istiyormuş o sizden?" diye sordu babası hayret içinde.

Anıl " Beni üniversiteden tanıyor. Galiba aşık olduğunu düşünüyor ve bizi ayırmak için benim de tanıdığım parayı çok seven birisiyle plan yapmışlar. Aklınca biri Doğukan'dan beşyüzbin lira koparacaktı. Diğeri ise Doğukan'dan ayırıp sevgili olmayı planlıyordu. Birinden kurtulduk. Geriye sadece Tarık kaldı" dedi derin bir iç çekerek.

Adam gülümserken "Sizin çözümlerinizin sonu ya karakol ya adliye oluyor. Ama Tarık'ın cezai ehliyeti var. Hapse atarak kurtulamazsınız ondan bu defa. O işi ben hallederim" diyerek baktı gence.

"Nasıl halledeceksin acaba?"

"O iş bende. Yalnız dikkat ettim de tanıştığınız günden beri size bir rahat nefes aldırmadılar. Sürekli hep sıkıntı, hep stres! Bence Nazlı'yı bana bırakın bu haftasonu başbaşa bir tatile gidin" dedi gülerek.

Anıl ve Doğukan şaşkın bir şekilde baktılar birbirlerine. Gencin yüzünde olumlu bir ifade aradı. O ifadeyi yakalayınca da heyecanla "Nereye gitmek istersin?" diye sordu.

"Bilmem. Sen ayarla işte bir yerler."

Doğukan "Tamam ben odamdaki bilgisayardan bakarım güzel bir yer" diyerek yanlarından ayrıldı.

Genç, adama bakarak "Siz gerçekten hayatımda gördüğüm en iyi ve en anlayışlı kişisiniz. Çok teşekkür ederim" dedi dudaklarını sıkarak.

Adam elini omzuna atarken "Sen hâlâ bana ve ailemize yaptığın iyiliğin farkında değilsin değil mi? Doğukan'ı gece hayatından kurtardın. Son zamanlarda kendisini o kadar kaybetmişti ki başına bir şey gelecek diye korkmaya başlamıştım. Onu adeta uçurumun kenarından çekip aldın. Asıl ben teşekkür ederim sana. Sizin mutlu olmanız için elimden geleni yapacağımdan şüphen olmasın" dedi.

Anıl tebessüm ederek baktı adama. Ardından Doğukan geldi "Ben yeri ayırttım. Gördüğünde sende bayılacaksın. Hadi bunu bir şeyler içip kutlayalım" diyerek içki doldurmaya başladı.

Onlar içkilerini yudumlarken kapı çaldı. Nazlı'nın bakıcısı kapıya bakmaya gitmişti. Kadını iterek salona giren Tarık sinirli bir şekilde baktı onlara.

Adam gülümseyerek "Tarık oğlum hoşgeldin. Ne içmek istersin?" diyerek davet etti yanlarına.

"Ben içki içmek için gelmedim. Anıl'ı buradan götürmek için geldim!"

Doğukan'ın babası "Birisi polisi arasın!" diye fısıldadı onlara. Ardından "Tarık oğlum gel bir şeyler iç. Sonra yine Anıl'la gidersiniz buradan" diyerek onun dikkatini kendisine çekmeye çalıştı.

"Beni kandırmayı bırakın. Anıl kardeşini hazırla artık birlikte yaşayacağız. Sende beni seviyorsun biliyorum. Zaten çocukluğumdan beri bu Doğukan denen itin, hep benim sevgililerimde gözü vardı. Ama bu defa onu kandırmana izin vermeyeceğim" dedi.

Doğukan sinirle "Sen delinin tekisin oğlum! Anıl burada kalıyor. Sen hemen defol benim evimden!" diye bağırdı.

Bu sırada belinde sakladığı silahı çıkarıp Doğukan'a doğrulttu. Odadaki herkes korkuyla Tarık'ın elindeki silaha baktılar.

"Seni öldürmeden aramızdan çekilmeyeceksin belli ki. Anıl'la birlikte olmamızın tek yolu seni ortadan sonsuza kadar kaldırmak!" dedi öfkeyle Doğukan'a bakarken.

Anıl korkuyla Doğukan'a ve Tarık'a baktı. Aklı yerinde değildi ve her şeyi yapabilirdi şu an. Bu riski göze alamazdı. Söylediğini kabul etmekten başka şansı olmadığını düşündü. Ona bakarak "Tamam seninle geliyorum. Ama bir şartım var. İndir o silahı" diyerek onun yanına gitti.

"Hayır. Buradan gidene kadar silahı indirmeyeceğim. Bu kıskanç şerefsizden her şey beklenir. Hadi git kardeşini getir sen!"

Anıl kardeşini de tehlikeye atmaya göze alamazdı. Tarık'a bakarak "Ona gerek yok. Ben sadece ikimiz yaşamak istiyorum" dedi. Ona gülümseyerek bakarken gerçekten sevdiğine inanmış gibiydi. Ardından "Hadi gidelim hemen buradan!" diyerek kapıya doğru yürümeye başladı Anıl'a beraber. Ardından evden çıkıp Anıl'ı arabaya bindirdikten sonra hemen oradan uzaklaştı Tarık.

Continue Reading

You'll Also Like

244K 17.6K 34
Ela gözleri önce mahallelinin sonra da bulundukları sokağın üstünde gezinirken, uzakta ortalama 1.65 boylarında oğlan çocuğuna benzeyen bir beden...
702K 41.2K 57
Daddy issues kitabıdır. Bölümler kısa kısadır. Cok fazla bölüm olmasına aldırmayın. Uyuşturucu bağımlılığı ve tedavisi hakkında pek bir bilgim yok...
905K 30.2K 56
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
344K 21K 37
Ülkücü reis Serhat ve tüm zorluklara rağmen ayakta kalmayı başarıp kardeşine bakan Ozan...