Dude Don't Be Silly, He's Twe...

By breakingwalterbad

10K 921 194

Theodore nott'un minik borcu yüzünden karşılaşan çiftimizin hikayesi. More

1
2
3
4
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23 final

5

460 43 8
By breakingwalterbad

Gözlerini araladı Draco, kendini tanımadığı bir odada bulmasıyla kirpiklerini kırpıştırdı. Etrafına güçlükle baktı. Beyaz temalı güzel bir odadaydı ve soluna doğru baktığında uyuyan Harry'i görmüştü.

Onu görünce aklına yaşananlar gelmişti. Dün çok hastaydı ve kendisini evinden alıp buraya getirmişti Harry. Üstelik ateşi düşsün diye banyo da yaptırmıştı.

Ona minnettardı.

Önüne döndü, sızlayan kemikleri şimdi çok daha iyiydi, sağında ki komodine baktığında orada dolu dolu ilaçlar ve kabın içinde bezler görmüştü. Tüm gece kendisinin başında durmuş olmalıydı. Tam doğrulacakken, Harry karnına doğru elini attı ve kendisine iyice sarıldı. Şimdi kalkmak istese de kalkamazdı.

Zaten hâlâ yorgundu, bu yüzden yatakta kalmayı tercih etmişti.

Kendisi bu tercihi isterken "yukardalar mı!" Diye bir ses duydu aşağıdan.

Bu o cadı kadındı.

Dün tokat atmıştı, bugün de hasta haliyle kendisini evden atacaktı.
Üstelik... İç çamaşırı vardı üstünde sadece. Bacaklarıyla zorlanarak ikisinin de üstüne örtüyü çekti ve tam o sırada kapı açılacakken gözlerini kapattı.
"Pislikler! UYANIN, UYANIN DEDİM KALKIN!"

Harry uykusuz gözleriyle aniden kalktı ve annesine hemen "sessiz olsana!" Dedi. "Hasta, uyuyor!"

"Umrumda bile değil! Kalkın dedim!"

Draco Harry'e daha fazla ayıp olmasın diye gözlerini açmıştı. Bir tokat daha yemeyi gerçekten istemiyordu. Kendisi sinirli görünen kadına bakarken, Harry "uyandı işte!" Demişti. "Beğendin mi yaptığını?"

Gerçekten de sırtında hâlâ ağrılar hissederek zorlukla doğruldu Draco.

"Ne istiyorsun anne?"

"Nişanlının yatağına bu pisliği mi aldın birde, hiç mi utanman yok senin?"

"Attım ben nişanı anne rahat bırak bizi." Harry ilgiyle, yorgun Draco'nun gözlerine dönmüştü. Ona tatlı tatlı bakıp, "Draco, iyi misin?" Diye sordu.

Draco başını aşağı yukarı salladı ve Harry onu dağınık saçlarıyla daha da tatlı buldu. Ona hafifçe gülümserken annesi çenesinden çekiştirip kendisine baktırmaya zorladı. "BİRDAHA BU İBNE BU EVE GELİRSE ÖLÜMÜMÜ GÖR!"

"Atestim ben anne, dualara inanmam."

"Lanetli köpek! Bu yüzden sende ibnesin işte!"

"Sanki her ateist ibne oluyorda..."

"Ne olduğun umrumda değil! İtibarını düzelteceksin, bu çocukla birdaha görüşmeyeceksin. Bana bak!" Diyerek Draco'nun üstüne yürüdü lily. "Yemin ederim seni birdaha bu evde görürsem okulundan attırırım seni!"

"Deneyin o zaman!" Diye bağırdı Draco hasta sesiyle. Okulunu katması onun damarına basması için yetmişti. "Deneyin o halde bende sizi dava dava süründürmezsem Draco Malfoy değilim!"

"Sen beni mi tehtid ediyorsun!?"

"İlk önce siz bulaştınız bana! HARRY BENİM SEVGİLİM, BENİMLE EVLENECEK OLAN DA HARRY, SİZ DEĞİLSİNİZ! NE BU ATAR GİDER YA, SİZENE BİZİM HAYATIMIZDAN, SIRF HARRY'İ DOĞURDUNUZ DİYE ONUN HAYATINDA SÖZ SAHİBİ OLABİLME GİBİ BİR YETKİYİ KİMSE SİZE VERMİYOR! BEN İKİ GÜN KATLANAMADIM SİZE, OĞLUNUZ NASIL KATLANMIŞ!"

"Draco, tamam" dedi Harry ve annesini çekti. "Sevgilim haklı anne, lütfen aşağıya inip bir bardak kahve içerek sakinleşir misin?"

"Yok, yok siz beni çıldırtacaksınız! Lady! Papatya çayı yap bana!" Dediğinde gitti lily.

Harry'de nefes almış, Draco'nun yanına yatakta emekleyerek gitmişti. Alnına dokundu yavaşça. "Düşmüş ateşin... Daha iyi misin?"

"Teşekkür ederim, çok daha iyiyim. Siz olmasanız ne yapardım bilmiyorum."

Harry gülümsedi, bu aralar fazla gülümsüyordu zaten. Draco'nun gözlerine güzel güzel bakarak "ben söyleyim kahvaltını getirsinler" dedi. "Hâlâ yorgun olmalısın."

"Hiç gerek yok, iyiyim ben. Artık eve gitsem daha iyi olur zaten."

"Yok gitme," dedi Harry birden. "Bir gece daha kal burada ne olur ne olmaz diye. Aile hekimi de akşam sana bakmaya gelecek, bu yüzden kalmalısın. Annemi gönderip geleceğim tamam mı? Uzan sen."

"Peki"

Harry oyalanmadan gittiğinde Draco telefonunu eline aldı ve mesajlara girdi.

Theo

Draco: 12.10
Oğlum yaşamadığım şey kalmadı ya

Theo: 12.10
Üç günde ünlü oldun, villa da iki gündür kalıyorsun, İngiltere'nin en zenginlerinden biriyle sevgilisin.
Seni çok kıskanıyorum. Keşke beni beğenseydi.

Draco: 12.10
Keşke seni beğenseydi aq
Annesinden yemediğim hakaret kalmadı, nişanlısı bana metres diyor, okulumla tehtid edildim, evden yalınayak kovuldum, tokat yedim.
Üstelik hasta ettiler beni, ne yaşıyorsun tanrı aşkına? Güzel bir hayat mı bu?

Theo: 12.11
Yinede zenginlik içindesin.
Mutsuz ama zengin seçeneğine bastın işte

Draco: 12.11
Mutlu ama fakir>>>>

Theo: 12.11
Tam tersi>>>>

Draco: 12.11
Neyse, ne yapıyorsun?

Theo: 12.11
Açlıktan gevrek kemiriyorum, süt alacak param yok yine

Draco: 12.11
Bende var biraz, git süt al

Theo: 12.11
Daha fazla yok mu?
Sadece süt alacak paran mı var gerçekten ya?

Draco: 12.12
Olsa göndermez miyim?

Theo: 12.12
Abi bilmiyorum ya, sen zengin olunca samimi bile gelmiyorsun artık

Draco: 12.12
Ben zengin değilim ki, ayrıca ne alakası var? Ne yaptım sana?
Hem sen beni bu yola sürükledin, ben hiç istemedim ki.

Theo: 12.15
Neyse Draco ders çalışacağım

Draco: 12.15
Süt almayacak mısın?

Theo: 12.15
Sen orada güzel güzel yemekler ye, ben burada senden süt parası isteyeyim. Yok, kalsın istemiyorum.

Draco: 12.15
Ben dünden beri çorba yedim sadece

Draco: 12.18
Hem buraya çok gelmiyorum ki zaten, bay Potter çağırınca geliyorum sadece. Yemin ederim.

Draco: 12.22
Theo neyim varsa seninle paylaşıyorum zaten.

Draco: 12.25
Theo

Draco üzgünce kapattı telefonu, kapısı çalınıp içeriye lady elinde ki tepsiyle geldiğinde yutkundu. "Afiyet olsun"

Lady gitmiş ve Draco isteksiz gözlerle kahvaltısına bakmıştı. İki farklı domates, dört farklı peynir, üç çeşit zeytin, yumurtanın iki halı, sosis, salam, ekmekler, reçeller, ballar, portakal suyu ve çay...

Arkadaşı orada kuru gevrek yerken kendisinin boğazından hiç geçecek değildi bunlar.

Bu yüzden ekmeğe kızarmış yumurta, domates, zeytin koydu ve peçeteye sardı. Bir başka ekmeğe de peynir ile zeytin yerleştirmişti. Diğerini de reçelli yapmıştı. Bu ekmekleri, geldiği battaniyenin içine sakladı ve kendisine kalanları bıraktı.

Ayağa kalktığında üstünü giyinmişti. Ayakkabıları yoktu yine ama bu sefer şoförün bırakmasını isteyecekti. Battaniyeyi eline aldığında odadan çıkıp merdivenleri inmeye başladı.

"Ona kötü davranmayı bırak artık anne."

"Nefret ediyorum ondan!"

"Tanısan çok seveceksi- Draco? Neden kalktın canım?"

Draco çıplak ayaklarıyla ikisinin de karşısında durunca lily "varoş" dedi yine. "Şuna bak ayakkabı bile giymez"

Draco birşey demedi ona ama biraz utanmıştı. "Ben eve gideceğim, bay Potter."

"Neden? Hâlâ çok hastasın ama, bugün kalacağını söylemiştin. Hem akşam doktor gelecek."

"Bay Potter gerçekten iyiyim, gitmek zorundayım. Arkadaşım çok hasta."

"Sen ondan da kötüsün. Birde gidip hasta arkadaşına mı bakacaksın? İzin veremem."

"İyiyim." Dedi draco gülümseyip ikna etmek uğruna yaklaşarak. "Gitmem lazım" diye fısıldadı.

"Neden? Kal işte burada."

"Ben yarın gelirim tamam mı? Görüşürüz sevgilim." Draco Harry'nin yanağını öptü ve lily yine söylenmeye başlarken kuzgun gülümsedi.

"Gel ama," diye mırıldandı Harry, Draco'nun öpücüğünden çok memnun kalarak. "Bekleyeceğim."

"Gelirim söz, şoförün beni bıraksa olur mu?"

"Tabiki şoför bırakacak, bu halde yürütmem seni. Kötü olursan ara beni tamam mı? Seni arada arayacağım."

"Tamam bay Potter, merak etmeyin artık." Boğazını temizledi. "Görüşürüz sevgilim, iyi günler bayan Potter."

Lily elini sinek kovalar gibi salladı ve sarışın olan kapıyı açıp Harry ile çıktı. "Keşke kalsaydın, arkadaşına doktor gönderirdim ben."

"Bay Potter merak etmeyin diyorum, iyiyim artık. Herşey için çok teşekkür ederim."

Draco'nun saçlarını karıştırdı Harry ve arabaya bindirdi. "Kendine dikkat et."

"Tamam, görüşürüz."

Harry onun gidişini izlerken gülümsemiş, eve dönmüştü.

Draco ise Theo'ya biraz kırgındı ama ona yine kıyamamıştı. Theo'nun evine vardıklarında birkaç öksürük sonrasında merdivenlerden çıkıp yurdun içine girdi. Kapıyı çaldığında hemen açılmıştı.

"Senin ne işin var burada? Villan da kalman gerekmiyor mu?"

"Senin için geldim"

Theo arkadaşının zayıf vücuduna baktı ve sonra solgun gözlerine.

"Birkaç ekmek arası kaçırdım Theo ama o kadar. Daha fazla hırsızlık yapamazdım." Battaniyenin içinden peçeteye sarılı üç ekmeği çıkardı ve Theo'ya uzattı. "Bunları ye, elimden başka birşey gelmiyor."

Ardı ardına öksürdü Draco.

"Elli dolar gönderdim kartına, artık aramız bozulmuş kalmasın. Sana hâlâ çok değer veriyorum."

"Hasta mısın?"

"Biraz."

"Geç içeri."

"Yok geçmeyim, eve gideceğim. Bay Potter beni orada biliyor, akşam olunca gelir falan yalan söylemiş gibi olmayayım."

"Bu aptal ekmekler için mi bunca yol hasta halinle geldin?"

"Aç kalmanı istemedim diye."

"Sen yemek yemedin mi?"

"Yedim." Theo gözlerini kaçırdı ve Draco gülümseyip "görüşürüz o zaman" dedi. "Yarın değil, diğer gün gelirim yanına."

Arkasını dönüp merdivenleri inerken, Theo Draco'nun öksürüklerini duyuyordu. Yavaşça kapıyı kapattı, içeriye geçti ve yumurtalı ekmeğin peçetesini açtı. Boğazında ki düğüm yemesine engel olmuştu... Yaptığından çok pişmandı.

Draco

Theo: 13.00
Özür dilerim.

Draco: 13.29
Ne için?

Theo: 13.29
Seni boşu boşuna kırdım.
Sadece zengin olduğunu sandığım için boşuna kıskandım seni.
Özür dilerim. Utancımdan ekmeklere dokunamıyorum.

Draco: 13.29
Saçmalama, bende sana öyle hissettirdiysem bende de bir sorun vardır elbet.
Sorun değil, ayrıca o ekmekler için o kadar yol geldim. Ye onları, yoksa bu sefer cidden kırarsın.

Theo: 13.30
Seni çok seviyorum ben

Draco: 13.30
Keşke hislerimiz karşılıklı olsa

Theo: 13.30
Yalancı akalsmkwjdjw

Draco: 13.30
Neyse askm bende seni seviyorum, yatacağım şimdi sonra görüşürüz!

Theo: 13.30
Görüşürüz, yanına uğrarım bugün.

Draco: 13.30
🫶🫶
___________________________________________

Gittikçe daha az seviyorum bu hikayeyi. Niye bu kadar garip şeyler yazmışım ki sjsjwjzkwkzkdejisk

Continue Reading

You'll Also Like

4.6K 413 26
küçücük kalbinin içine sokulup yaşama fikri mahvediyor darp ediyor *** bottomdraco bir daha gülücük saçmadan yaşamanın üzüntüsü bana zor geliyor kü...
112K 13.1K 34
değişiyorsun, dayanamıyorum
3.1K 402 13
"Hiç mi olmayız Kadıoğlu?" "Değil sen Arda, tüm dünya gelse senle ben olmayız."
62.3K 6K 22
hataydı, unutmak gerekiyordu, peki neden hayatına devam edemezmiş gibi hissediyordu