platonik (ÇT)

By Gnelkan

174K 10K 3.1K

Yeni başladığın okulda kimsenin konuşmaya cesaret edemediği sadece okulun zorbalarıyla takıldığı çocuğu ilk g... More

bölüm 1 ~yeni okulun ilk günü~
bölüm 2 ~yardım çığlıkları mı?~
bölüm 3 ~~
Bölüm 4
bölüm 5
bölüm 6
bölüm 7
bölüm 8
bölüm 9
bölüm 10
bölüm 11
bölüm 12
bölüm 14
bölüm 15
bölüm 16
bölüm 17
bölüm 18
bölüm 19
bölüm 20
bölüm 21
bölüm 22
bölüm 23
24. bölüm
bölüm 25
bölüm 26
bölüm 27
bölüm 28
bölüm 29
bölüm 30
bölüm 31
bölüm 32
bölüm 33
bölüm 34
bölüm 35
bölüm 36
bölüm 37
bölüm 38
bölüm 39
bölüm 40
bölüm 41
bölüm 42
bölüm 43
bölüm 44
bölüm 45
bölüm 46
bölüm 47
bölüm 48
bölüm 49
bölüm 50
bölüm 51
bölüm 52
53. bölüm
54. bölüm
55. bölüm
56. bölüm
bölüm 57
58. bölüm
59. bölüm
60. bölüm
61. bölüm
62. bölüm
63. bölüm
64. bölüm
bölüm 65
bölüm 66
bölüm 67
bölüm 68
69. bölüm
70. bölüm
71. bölüm
72. bölüm
73. bölüm.
74. bölüm
75. bölüm
76. bölüm
77. bölüm
78. bölüm
79. bölüm
80. bölüm
81. bölüm
82. bölüm
83. bölüm
84. bölüm
85. bölüm
86. bölüm
87. bölüm
88. bölüm
89. bölüm
90. bölüm
91. bölüm
92. bölüm
93. bölüm
94. bölüm
95. bölüm
96. bölüm
97. bölüm
98. bölüm
99. bölüm
100. bölüm
101. bölüm
102. bölüm
103. bölüm
104. bölüm
105. bölüm
106. bölüm
107. bölüm
FİNAL

bölüm 13

2.8K 147 15
By Gnelkan

Bir ay olmuştu...
Onurun ölmesinin üzerinden bir ay geçmişti.

Onur ölmüştü, onur öldürülmüştü!

Ama kimse buna inanmıyordu.

Bir haftada unutulmuştu.

Herkes onurun intahar etiğini düşünüyordu.

Ama eminim ki o öldürülmüştü.

Hatta haberlere de şu şekilde geçmişti.

On ikinci sınıfa giden bağımlı bir öğrenci, onur****** okul tarafından düzenlenen bir baloda terastan atayarak intahar edip hayatını kaybetti.

O ordan atlamadı ama onu ordan atılar.

Ama kimse buna inanmıyordu işte.

Bana katılan tek kişi sıla ve zeynepti.

Biz hala katili merak ederken diğer herkes eski hayatına geri dönmüştü.

Hiçbir şey olmamış gibi.
Bir çocuk öldürülmemiş gibi.

Neden onca kötü varken ölen kişi onur olmuştu?

Onurun ne suçu vardı kii?

Çok küçüktü.
Ölmek için çok küçüktü!
Ve ölmek için çok masumdu.

Omzumda hissetiğim el ile irkildim.

Zeynep:benim...daldın yine.

Tuana:iyiyim.

Zeynep:değilsin...onuru düşünüyorsun değil mi?

Diye sordu gerçekten üzgün gibi bakıyordu.

Başımı saladım.

Zeynep onurun ölümünden sonra kaydını bu okula almıştı.

Nedenini sorduğumda ise.

Zeynep:böyle bir durumda seni yanlız bıraka bilirmiyim sence? Okulun içinde bir katil var tek başına kalman doğur değil.

Demişti sadece.

Zeynep üniversiteye gidiyordu.
Buna rağmen sanki benden de küçükmüş gibi davranıyordu.

Şımarık bir kız olabilirdi ama aklı başında bir kızdı.

Herşeyi iki kez düşünerek yapan.
Olacakları önceden tahmin ederdi.

Zeynep:kantine gidelim.

Dedi beraber kantine ilerledik.

Tuana:sıla!

Dedim sevinçle.

Sıla buruk bir gülümseme ile baktı bana.

Zeynep:gelsene.

Dedi gülümseyerek.

Hepimiz gülümsüyorduk.
Ama hangimiz gerçekten gülümsüyorduk?

Sıla çekinerek yanımıza geldi.

Bir ayda baya zayıflamıştı.
Göz altları mosmordu.

Kendini fazla beli etmesede gözleri kıpkırmızıydı.

Her an ağlayabilecek gibi duruyordu.

Sıla onurun ölümünden sonra okula ilk defa bugün geliyordu.

Sanırım en çok yıkılanımız oydu.

Sıla:kantine gidiyordum isterseniz beraber gidelim.

Dedi onu onayladıktan sonra beraber kantine gittik.

Hepimiz sadece bir bardak kahve almıştık.

Zeynep:bahçeye çıkalım hava alırız.

Sıla:bahçe kalabalıktır terasa geçelim.

Dedi sesizce tutkundum.

Alt tarafı terasa çıkacaktım basit bir şeydi.

Ama onurun ordan atıldığını bilemek korkmama neden olyordu.

Derin bir nefes verdim.

Birlikte terasa çıktık.

Zeynep ile sıla bir şeyler konuşurken bakışlarım etrafta gezindi.

Onurun nerden atıldığını düşünmeye başladım.

Gözlerim dolmuştu...

Sılanın çığlık sesi...
Onurun kanlı bedeni...
Etraftaki bağrışlar...
Anbulans sesi...
Tekrar sılanın bağrışı...
Dokunduğumda onurun atmayan kalbi...

Omzumda hissetiğim el ile nerdeyse çığlık atacaktım.

Yerimden sıçrayarak bana dokunan kişiye baktım.

Ülkü:korkutmak istemedim seslendim ama duymadın...

Dedi bakışlarını kaçırıp.

Tuana:dalmışım pardon.

Dedim hızla dolan gözlerini silip.

Ülkü:oturabilir miyim?

Tuana:tabi kii.

Hemen karşımdaki sandalyeye oturdu.

Ülkü:arkadaşınız için üzgünüm.

Diye hiç uzatmadan konuşmaya başladı.

Ülkü:hem çok küçüktü hemde...ölmeyi haketmedi.

Dedi çekinerek konuşuyordu.

Tuana:biliyorum...çok küçüktü.

Diye mırıldandım.

Ülkü:asıl konuşmak istediğim şey bu değil aslında.

Dedi derin bir nefes verip.

Tuana:seni dinliyorum.

Onunla rahatça konuşmak isterdim ama sesim bile o kadar soğuktu ki ülkünün kendini bir fazlalık gibi hissetiğine emindim.

Ülkü:be-ben yani...nasıl söylemeliyim bilmiyorum ama...

Tekrar sustu gözlerini hiç kaçırmadan bana baktı.

Ülkü:ben onurun intahar etiğini düsünmüyorum.

Dedi tek nefeste.

Sıla:çünkü o intahar etmedi...o öldürüldü.

Dedi omzunu silkip.

Ülkü:ama haberler...

Dedi kafası karışmış gibiydi.

Sıla:yalan.

Zeynep:onur intahar etmedi onur ordan biri veya birileri tarafından atıldı.

Dedi ne rahatça konuşuyordu ne de üzülduğünü beli ediyordu.

Ülkü:Peki neden? Yani kim yaptı?

Hiç yadırgamamıştı.
Sorgulamamıştı çünkü oda biliyordu.

Tuana:bilmiyoruz.

Dedim arkama yaslanıp.

Ülkü:kameralar-

Tuana:şansa bak o gece sadece terasın kamerası bozukmuş.

Dedim öfkeyle.

Kameralardan bakmak istemiştik ama sadece terasın kamerası çalışmıyordu.

Bilerek kameralar bozulmuştu.

Bir süre havadan sudan konuştuktan sonra sınıflara dağıldık.

Hoca ders anlatırken camdan dışarı izliyordum.

Camdan onu izliyordum.

İzleyecek birsey bualamayınca futbol oyanayan çocukları izledim.

Futbol oynayan onu izledim.

Bakışlarımı hiç ayırmadan izlemeye devam ettim.

?:tanıdığımen en mükemmel kızlardan birisin.

Derin bir iç çektim öyle bir gecenin sonu bu şekilde bitmemeliydi.

?:bir nokta kadar net ve bir melodi kadar samimi.

Gözlerimi kapatım.
Vicudumdaki sıcaklığını tekrar hissetim.

Neden böyle hissediyordum?

Sanki her an bana dokunuyormuş gibi oluyordu.

Konusu geçtiğinde dahi kalbim tekliyordu.

Her an aklımdaydı.

Gözlerimi açtığımda yoktu saha bomboştu.

Kimse yoktu.

Zilin çalmasıyla kütüphaneye doğru ilerledim.

Kitaplara bakarken izlenme duygusu sardı içimi.

Etrafa bakındım ama görünürde kimse yoktu.

En üst rafta istediğim kitabı görüdüm.

Ah tek sorun alamıyordum.

Raf çok uzundu ve sanırım ben çok kısaydım.

Parmak uçlarına yükseldim ama değişen pek birşey olmadı.

Birkaç kere daha şansımı denedim ama olmadı.

Etrafama baktım ama yardım isteyeceğim kimse yoktu.

Oflayarak tekrar denedim ama yine yetişemedim.

Tuana:son bir kez daha.

Diye mırıldandım.

Tekrar parmak uçlarıma yükseldim ama başaramadım.

O an arkamda birini hissetim.

Kimin olduğunu bilmesemde tam arkamda duruyordu.

Bana birşey sormadan istediğim kitaba uzanan kolunu gördüm.

Sırtım göğsüne yaslı bir şekide duruyordu benim tedirginliğime rağmen arkamdaki kişi gayet rahatı.

Kitabi aldı bir iki adım geri çekildi birkaç saniye neklesmde sonra bende ona doğru döndüm.

Kitabi bana uzatı.

?:bazen gururu bir kanara bırakıp insanlardan yardım istmelisin.

Gururla alkası yoktu etrafta yardım isteyeceğim biri yoktu.

Bana istediğim kitabı uzatan elaların sahibine baktım.

Tuana:kendim alabilirdim!

Aferim tuana teşekür edecegin yerde yaltığına bak!

Hissetiğim korku yüzünden bir an çıkıştım.

Ama o hiç rahatını bozmadan.

?:pek alabiliyor gibi değildin.

Dedi sırıtarak.

Tuana:gelmeseydin alırdım.

Dedim omzumu silkip sadece alaylı bir bakış attı.

?:emin misin?

Tuana:eminim.

Dedim meydan okuyorak.

Elimdeki kitabı alıp terar eski yerine koydu.

Kaşıyla kitabi işaret etti.

?:al.

Dedi arkasındaki kitaplığa yaslanıp.

Bir kitapa bir arkamdaki çocuğa baktım.

Bir süre almayı denedim ama olmadı.
Saçlarım yüzümü kaplamış ,terlemiştim ama hala kitaba yetisemiyordum.

Tuana:aman kimin umrunda.

Diye mırıldandım.

Kitaba kısa bir bakış attım.

Ben arkamı dönemeden bir el belimi kavradı.

Aynı anda ayaklarım yerden kesildi.

Dudaklarım arlandı.

Kitabı alabeceğim kadar kaldırdı.

Bu sefer inat etmeden kitabı aldım.

Beni yere indirdi ama eli hala belimde oyananıyordu.

Ona doğru döndüm.

Biraz daha üstüme eğildi sırtım kitaplara çarpıyordu.

Eli belimde geziniyordu,üstüme ediliyordu, kalbim durmak üzereydi.

Yüzüme nefesini verdi.

?:kalbinin bu kadar atmasının sebebi ben miyim?

Diye sordu masumca.

Normalde hayır derdim ama bu sefer doğruları söylemeye karar verdim.

Tuana:sensin.

Diye mırıldandım bakışlarımı kaçırıp.

Belimdeki elerinden birini çeneme yerleştirdi.

Çenemden tutup, kaldırdı ona tekrar bakmamı sağladı.

?:kalbin herkes için mi bu kadar hızlı atıyor?

Diye sordu eli yanağımı okşarken.

Başımı olumsuz anlamda saladım.

Tuana:kalbim sadece senin için bu kadar hızlı atıyor.

Bu kadar itiraf benim içinde fazlaydı.

Ama ilk defa duygularımı saklamayacaktım.

Böyle bir itiraf beklemediği kesindi.
Kısa bir süre afladı ama tekrardab eski bakışlarına döndü.

?:biliyorum bencile ama...

Dedi bir çocuk edasıyla.

Şuan o kadar masumdu ki dediği her şeyi yapabilecek durumdaydım.

Biraz daha yaklaştı anlını anlıma yasladı.

?:kalbin sadece benim için bu kadar hızlı atsın olur mu?

Yutkudum.

Ama geri çekilmedim tepki vermedim.

Bir süre sustum cevap vermedim sesim çıkmadı.

Ama o hala bir cevap bekler gibi bakıyordu bana.

Tuana:kalbim sadece senin için bu kadar hızlı atıyor.

Diye mırıldandım tekrardan.

?:kalbin sadece benim için bu kadar hızlı atacak.

Dedi hipnoz olmuş gibiydim.

Eli yanağımı okşadı.

Duduaklarıma doğru eğildi.

Karşı çıkmadım.
Onu öpmek istiyordum.

Dudaklarını yavaşca dudaklarıma bastırdı.

Dudakalrı duduaklarımın üzerinde biraz oyalandı.

Dudakları yavaşça öpütü dudaklarımı.

Eli elimi kavradı.

Belimi daha sıkı kavradı.

Bir elimi sıkıca boynuna doladım.

Öpüşüne karşılık verdim.

Dudaklarından zevkle bir inilti döküldü.

Bir elim boynunda diğer elim yanağını kavramıştı.

Nefesi alkol kokuyordu.
Dudakları nemliydi.
Naneli şeker gibiydi.

Tırnaklarını belime geçirdi.

Kafamı biraz daha geriye yatırdım biraz daha üstüme eğildi.

Eli bacağımı kavradı.

Bugün etek giyimemeliydim.

Bir eli çıplak  bacağımı kavramış parmagıyla daireler çiziyordu.

Diğer eli hiç bırakmayacak gibi belimi kavramıştı.

Dudakları vahşice dudaklarımı öpüyordu.

Bir elim saçlarının arasında geziniyordu.

Diğer elim yanağında geziyordu.

Tırnaklarıma yanağını çizmiştim kan elime değiyordu.

Ama şuan ikimizinde umrunda değildi.

Dili dudaklarımda gezindi.

Alt dudağımı emdi.

Hafif bir inilti çıktı dudaklarımdan.

Her seyi Şuan idrak ediyordum.

Kütüphanenin ortasıydaydık.

Bir kitapliğa yaslanmıştım.

Ve adını dahi bilmediğim biriyle öpüşüyordum.

Ama asla pişman değildim...
Hiç olmauacak kadar huzurluydum.

Continue Reading

You'll Also Like

6.2K 1.2K 24
Beş kitaplık serimizin ilk kitabı olan Aydan Doğan Fedaileri'ne hoş geldiniz. Bu roman evreninde her şey mümkün! Vampirler, kurt adamlar, cadılar...
134K 6.4K 16
Felaketlerle başlayan bir gece kaç Bedel ödettirdi? 🕯️
11K 818 20
"Bir gün sevebilir miyim seni? Dokunabilir miyim? Öpebilir miyim? Biz aramızdaki örülü bu koca duvarı bir gün yıkabilir miyiz?" Bir ZeyÇağ hikayesi...
YANSIMA By Gizme

Science Fiction

6K 481 29
İKİ AYRI YAŞAM AMA TEK BİR NOKTA : RUH Amelia kendini hiç bilmediği bir dünyada bulmuştu. Bir anda 19. yüzyıl İngiltere'sine gitmişti. Bu bir rüya m...