ArLin | SadGül Tahiri Evren

By Bookwriterbooklover

5.7K 714 7.3K

Araz ve Aylinin tutkulu aşk hikayesi Osmalı tarihinde başka bir evrende. SadGül karışık tüm GHBG ekibi karışı... More

👑Karakter Tanıtımı 👑
👑 Karakter Tanıtımı devami 👑
👑Karakter Tanıtımı son kısım👑
👑 1 bölüm 👑
👑2 bölüm 👑
👑3 bölüm 👑
3 bölüm fotoları
👑3 bölüm👑 düzenlendi
👑4 bölüm👑
👑5 bölüm👑
👑3.1 bölüm 👑
👑3.2 bölüm👑
👑3.3 bölüm👑
👑3.4 bölüm 👑
👑6 bölüm👑(yeni)
👑7 bölüm👑(yeni)
9 bölüm trailer
👑9 bölüm👑(yeni)
👑10 bölüm👑(yeni)
👑11 bölüm👑(yeni)
👑12 bölüm👑(yeni |2ci sezon başlangıcı)

👑8 bölüm 👑

186 16 331
By Bookwriterbooklover

Duyuru: 💞✨
Yazdığım bölümü uzun olmasın diye 2 hisseye ayırmağa karar verdim. Bu yüzden de 9 bölümü yakında atarım. ArLin ve SadGül karşılaşma artık cidden an meselesi.

Merhaba arkadaşlar uzun süre sonra 8ci bölümle yeniden karşınızdayım. Bu hikaye Araz Aylin, Sadi, Songül,Gelsin Hayat Bildiği Gibi ve Tarihi Kurgu seven her kes içindir. Bu hikayenin gerçek tarihle hiç bir alakası yokdur sadece GHBG fanfiction olarak yazılmakdadır. Bölüm orta uzun (2912 kelime)  ama umarım sıkılmadan okursunuz. Bu arada farklı başlıklarla hikayeni bölmekde amacım kim hangi kısmı isterse onu okusun. Muhteşem Yüzyıl ArLin ve SadGül karışık tarihi kurgu hikayemi okuyacak olan her kesi selamlıyorum ve eger beğenirseniz yorum ve votelerinizi görmek beni çok sevindirir. Her kese iyi okumalar Sevgilerle 💕✨

Bölüm içerikleri 💞🔥

#ÇerkezSarayındaZorAnlar
#HaleniyaHatun
#YaverAğa
#SongülHatunNerede?
#AksiyonluSongülSahneleri
#AksiyondanAksiyona
#SultanMustafadanBüyükKarar
#SultanMustafaŞehzadeBoraSahneleri
#TahtOdasında
#SaraydaBeklenenKonukKim?
#BizansSeferineSayılıGünler
#ArLin&SadGülKarşılaşmasınaSonBirBölüm

Yazarken kullandığım esas arka fön müziği.💞💜💕


Ilave arka fön müziği💕✨



                            💞Ar👑Lin💞

                          💜Prensesim💜

                      💞Sad👑Gül💞

Çerkez Sarayı. Songül Hatunun Kaçırılması Sahnesi✨

Çerkez sarayında herkes Songül hatunu arıyordu. Ama kimsenin onun nereye gittiğine dair bir fikri yoktu.

Haleniya Hatun: Nereye gitti bu bacaksız şimdi! Yaver nerede bu kız!

Yaver Ağa: En son sesini duydum ama sonra ne oldu inanın ki bende bilmiyorum.

Haleniya: Çıldırmak üzereyim. Ah Songül ah. Eğer kaçıp sarayımızın ve babanın ismine leke yaktıysan vay haline. Seni bulunca o kaçak bacaklarını kendi ellerimle kıracağım.

Yaver Ağa kendi kendine: Eyvah cadı karı yine cinlenmiş yapar mı yapar bu şimdi.

Şamil Bey içeri dahil olarak: Noluyor burada? Songül nerede?

Haleniya Hatun: Gelir şimdi birazdan. Odasında hazırlanıyor.

Şamil Bey: Ne bitmek bilmeyen hazırlıkmış bu hatun? Şamxal bey dışarda beklemekten ağaç oldu. Bana bak bu yene bir şeyler karıştırdıysa ben onu...

Haleniya Hatun: Yok bir şey Şamil bey siz merak etmeyin. Eşyalarını filan toplamak baya zamanını almış belliki.

Şamil Bey: İyi tamam ben gidip bir bakayım ben buna.

Haleniya Hatun: Olmaz! İçerde değil!

Şamil Bey: Ne demek içerde değil hatun? Senin dediğini kulağın duyuyor mu?

Haleniya Hatun ne diyeceğini bilemeden Yaver Ağayla bakışarak donup kaldı.

Şamil Bey: Haleniya! Bir şey desene!

Haleniya Hatun: Efendim Songül şu an banyoda. Malum yolçuluk uzun banyo filan yapamayacaktı. O yüzden yıkanıp saçlarını kurutup öylesine gitmek istedi. Bende kıramadım tabi.

Yaver Ağa: Heh ağam bak doğru diyo.

Şamil Bey: Haydaaa! Banyonun sırasımıydı şimdi ya?! Geceler çuvala mı girmişti. Akşamdan yıkansaydı ya bu kız.

Haleniya Hatun: Ama Şamil bey...

Şamil Bey: Tamam kes her neyse ne. En geç iki saate hazır istiyorum Songülü. Daha kaç saatlik yolculuk var. Çok bekletmeyelim Şamxal beyi.

Haleniya Hatun yutkunup iki saate Songülü nasıl bulacağını düşünerek: Emriniz olur Şamil bey - diye cevapladı.

Şamil Bey hemen odadan çıkar çıkmaz Yaver Ağa: Oh neyseki  ucuz atlatdık- diye iç çekti.

Haleniya Hatun: Yaver Ağa kes gevezeliğide hemen çık bir grup adamla Songülü aramağa başla.

Yaver Ağa: Emriniz olur efendim.

Haleniya Hatun: Bana bak o bacaksız Songülü bulmadan bu saraya dönersen onun yerine senin bacaklarını kırarım ona göre.

Yaver Ağa korkudan yutkunarak: Emriniz başım gözüm üstüne Haleniya Hatun. Ben hemen aramağa başlayayım.

Haleniya Hatun: Çabuk ol Yaver sallanma!

Yaver hemen koştura koştura dışarı çıkıp "Vıııy Songül Hatun kaçtımı kaçtı şimdi. Of ya asıl sen ne yapacaksın nerelere kaçacaksın düşün Yaver düşün. Gerçi Songül Hatun kaçıp kurtuldu ya bu saraydan bunada şükür. Kurtuldu diyomda nereye gider nasıl gider ki bu kız şimdi. Vıııy ya bunu birileri kaçırdıysa? Eyvahh... Songül Hatunnnn Neredesiniz? - diye aramaya başladı.

Aradan 1 saat gibi bir süre geçmişdi. Ne kadar arasalarda Songül Hatundan bir iz bir işaret yoktu. Haleniya Hatunsa sarayda "Nerede kaldı bunlar? Ulan bacaksız seni bir elime geçiriyim var ya göstereceğim ben sana benden kaçmak neymiş...Gardiyan Yaver Ağadan bir haber var mı?

Gardiyan: Henuz yok efedim.

Haleniya Hatun: Bir kere de bir işi becer Yaver bir kere de becer...

Yaver Ağa ve diğerleri Songülü aramaktan git gide yorğun düşmekteydiler. Yaver Ağa askerlere "Siz bu tarafa, siz öteki tarafa gidin ben ve Halim bu tarafa doğru gidecek" dedikten sonra kiçik gruplara ayrılıp aramağa başladılar.

Yaver Ağa: Songül Hatun!!... Songül Hatun!...Of be Songül Hatun neredesiniz kim bilir. Hay güvencede olduğunuzu bir bilsem içim rahat edecekte. Of of Haleniya bir rahat vermedin ki şu kıza... Songül Ha...- diye tekrardan bağıracaktı ki bir el onunda ağzından tutarak geriye doğru çalıların arasına çekti.

Halimse Yaver Ağanı birinin çektiğini fark edip kurtarmak için kendini çalıların arasına atacakken arka taraftan bir kılıçın arka kısmıyla darbe alarak yere serildi.

Asker 1: Eyvallah koçum.

Asker 2: Hadi sallanmayalım. Ağzını sıkı kapada şunun yolda işimize çomak sokmasın.

Asker1: Pekala. Hadi biri bizi bulmadan uzayalım - diyip Yaveri  çekiştire çekiştire ortadan kayb oldular.

Çerkez askerleri Halimi yerde öylece uyuyor görüp hemen uyandırdılar. Halimse Yaver Ağanında kaçırıldığını diyince bir grup haberçini saraya yollayı verdiler. Haleniya Hatun Yaverinde kaçırıldığını duyup "Nee? Siz ne diyorsun? Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu? Nasıl kaçırılır kim kaçırır bu iki pisliği hayle aklım almıyor.

Şamil Bey aniden odaya dahil olarak: Neler oluyor burada?- diye keskin bir sesle bağırınca Haleniya Hatun artık gizleyemeyeceğini anlar ve herşeyi olduğu gibi anlattı. Şamil Beyse sinirden çılğına dönerek yerinde takla attı...

Songül Hatun Nerede?✨

Yaver Ağa gözleri, ağzı, elleri bağlı şekilde kaçırılarak bir faytona bindirilip ağzı ve gözleri açıldığında "Ne yapıyorsunuz? Sizde kimsiniz yav? Benden ne istiyorsunuz?...Vıyy Songül Hatun!"

Songül Hatun: Yaver senide mi kaçırdı bunlar ya.

Yaver Ağa: Songül Hatun siz beni boş verinde siz iyisiniz...Ama ama bunlar kim ki şimdi? Bizi niye kaçırdı bunlar  yağ?

Songül Hatun: Of Yaver bende bilmiyorum ki. Öyle kolumdan tutup bindirdiler arabaya. Ne yapacağız biz şimdi.

Yaver Ağa: Ahanda bak biri geldi.

Songül Hatun: Yüzleride kapalı. Bir şeyde soruyorsun durup mal mal bakıyorlar.

Siyah giyimli yüzü kapalı asker içeri girdiğinde Yaver Ağa hemen "Bizi nereye kaçırıyorsunuz lan?...Hop cevap versene hemşeri" dedi. Adamsa umursamaz bakışlarla kapıyı kapatıp "Gidince görürsünüz" dedi tok bir sesle.

Yaver Ağa: Ama...

Asker hançerini Yaverin boğazına dayıyarak: Kapa çeneni yoksa seni şuracıkta gebertir leşini yere serip öyle devam ederiz.

Songül Yavere göz kaş haraketleri yaparak sakin olmasını işaret edip kulağına " Bunların şakası yok Yaver. En iyisi susup bakalım yol bizi nereye götürüyor" diye fısıldadı.

Yaver Ağa korku içinde yutkunup: Valla haklısınız Songül Hatunum bu durumda en iyisi susmak.

Songül Hatun: Dimi ya.(Sonra kendi kendine) Hadi bakalım madem hayat bizi bilinmez yolculukların içine soktuysa elbet vardır bu işte de bir hikmet. - dedi cesurca. Ve o hayatları değişecek olan bitmek bilmeyen uçsuz bucaksız aylarca devam edecek olan gizemli yolculuk başladı.🔥🔥🔥

Edirne Sarayı💒
Sultan Mustafanın Büyük Kararı.✨

Sultan Mustafa(Araz) öz odasında uzun uzun Prenses Alessasın (Aylin) resmine baka  kalmıştı. Dışardaysa o gün büyük bir ihtişam vardı. Sultan Mustafa resimden gözlerini ayırıp aşağıya baktığında Valide Sultan'ın hiç olmadık bir telaş içinde olduğunu fark edip kendi kendine "Var bunda yine bir işler ama yakında göreceğiz nasıl olsa" diyip ayağa kalkıp koridora çıktı. Nöbetçi askerlerden birine hemen Şehzade Borayı bulup yanına getirmelerini emr etdi ve kendiside taht odasına geçti.

Bu sırada koridorda Mustafanı görüp hemen bir kenarda gizlenen Şehzade Biladis bu saatde Mustafanın taht odasına geçmesinden kendi kendine "Var bunda bir şey ama dur çözeriz şimdi. Bakalım gizli gizli neler çeviriyorsun Deli Sultan" diye fısıldanıp takibe devam etdi.

Şehzade Bora bahçede Leyla Sultanla oturup sohbet ediyordu. O sırada Valide Sultanda saray bahçesinde tedirgin tavuk gibi ordan oraya burdan buraya dönüp durmaktaydı.

Şehzade Bora Valide Sultana bakarak: Kaç metre Validem?

Valide Sultan şaşırarak: Ne demek oluyor bu?

Şehzade Bora pis pis sırıtarak: Diyorumki Validem ölçtün mü bahçeyi kaç metreymiş.

Leyla Sultan dayanamayıp elini ağzına tutarak altdan altdan gülmeye başladı.

Valide Sultan: Bora! Terbiyesizleşme! Bu ne biçim konuşma tarzı oğlum yakışıyor mu hiç sana? Şehzade gibi ol biraz.

Şehzade Bora Leylala dönerek: Eyvah bu da başladısa şehzadelik moduna çekeceğim var billah.

Leyla Sultan: Bu kez kendin kaşındın oğlum- diyip pis pis sırıtdı.

Şehzade Bora annesine dönerek: Validem bak gözünü seveyim sabahdan beri yerinde bin takla atdın yeter. Ne arıyorsun bilmem ama bunca taklada bulamadıysan o bu bahçede yok demek ki. Hadi git biraz kahve mahve iç rahatla diyorum.

Valide Sultan: Yok yok akıllanmayacak bu çocuk yok.  Biz Sultan Abildevranşahla nerede hata yaptık ki hiç bilmiyorum.

Gardiyan: Şehzadem.

Şehzade Bora Leyla Sultana dönerek: Bana mı dedi o?

Leyla Sultan: Yok bana dedi...Sana dedi tabiki salak. Senden başka şehzade mi var burada?

Şehzade Bora: Vay demek ki bu sarayda birileri hayle bizimde şehzade olduğumuzu hatırlıyor... iyi bari.

Leyla Sultan: Sevin sevin nede olsa bu da bir şey... Hem bak belki bir gün Sultanda olursun alış böyle devleti aliye işlerine felan.

Şehzade Bora: Oha ne yaptın kızım ya!...Ben nere sultanlık nere. Ben daha şehzadelik olayını pek bi sindirmiş değilim sen sultanlık diyosun.

Leyla Sultan: İyi tamam şaka yaptık be. Hemen celallenme. Senden değil sultan bu saraya ağa bile olmaz biliyorsun- diyip sırıtdı.

Şehzade Bora: Başlama sende abilerim gibi kız...Ne var gardiyan?

Gardiyan: Sultan Mustafa hazretleri sizi taht odasına emr etdi.

Şehzade Bora Leylaya doğru: Ohaa abim bu sultanlık işini baya ciddiye almış bakıyorum. Biz zaten akşamlar beraber takılıyorduk noldu da bu şimdi beni emrine çağırır oldu.

Leyla Sultan alaycı tavırla: İyi git madem. Belki yeni bir rütbe filan verir sana.

Şehzade Bora: Ha ha ha... Çok komik...Tamam geliyorum.

Valide Sultanın bu çağırıştan içine şüphe düştü. "Bu saatde Mustafanın ne işi var Borayla taht odasında?...Bu yine bir şeyler çeviriyor... Bakalım".

Taht Odası.👑
Sultan Mustafa ve Şehzade Bora Sahnesi. Sultan Mustafadan Büyük Karar✨

Şehzade Bora kapının önünde kendi kendine: Ay hayır ola.Bu işte bir iş olmasın. Ulan Bora hatırla bakalım yine bir ters bir işler karıştırmış olmayasın. Eyvah kellen tehlikede mi yoksa lan? Of abi ne güzel takılıyorduk iki şehzade şehzade. İşe bak lan öz kardeşimizden korkar olduk.

O sırada Sadi Paşa taht odasının önünden geçerken Borayı görüp: Oğlum senin ne işin var burada?

Şehzade Bora: Sormayın Paşam.

Sadi Paşa: Ne demek sormayım evlat?

Şehzade Bora: O demek ki hocam bu kez bende bir şey bilmiyorum.

Sadi Paşa Boranın kulağına fısıltılı sesle: Bana bak evlat yine bir pot mu kırdın?

Şehzade Bora: Yok hocam ne münasebet ya. Bir gün saray yıkılsa benden göreceksiniz billa.

Şehzade Biladis bir köşeden bakarak: Vay vay vay...Demek Sadi Paşayle Bora da burada. Taht odasında konuşma olduğuna göre önemli bir şey. Hadi bakalım neymiş.

Sadi Paşa: İyi peki ben bir şey yapmadım diyorsan öyledir.

Şehzade Bora korkak bir sesle: Siz nereye paşam? Sizde gelseydiniz ya benle içeri.

Sadi Paşa: Korkma evladım o senin kardeşin. Etini yese bile kemiğini çöle atmaz merak etme...Hem benim bir işim var.

Şehzade Bora: Ne işi?

Sadi Paşa Boranın kulağına uzanarak: Vuralı görmeye gideceğim.

Şehzade Bora:  Ha tamam o zaman eyvallah size. Hayırlı yolculuklar paşam.

Sadi Paşa: Hadi sanada eyvallah koçum. Gönlünü ferah tut. Delidir doludur ama abindir sonuçta o senin.

Şehzade Bora: Peki hocam.

Sadi Paşa gitti. Şehzade Boraysa karnını tutarak: Bu ne lan korkudan karnıma kıraplar girdi. Ne yapacaksın şimdi ulan Bora? Abimin huzurunda olsam kırıp kaçarım da hünkar huzurundasın oda olmayacak. Neyse bindik bir selamete artık girelim- diyip korkak bir şekilde içeri girdi.

Sultan Mustafa ellerini arkasına yaslayarak yüzü tahta doğru öylece sessiz bir şekilde dayanmıştı.

Şehzade Bora korkak bir sesle: Hünkarım beni emir etmişsiniz.

Sultan Mustafa arkasına çevrilerek deli dolu çılğın bakışlarla Boranın gözlerinin içine bakarak Boraya yaklaşmaya başladı.

Şehzade Bora eyvah deli Mustafanın yine tutmuş deli damarı. Geliyo lan üstüme üstüme. Gözlerde maşşAllah fıldır fıldır. Ulan Bora bu kez sahiden bittin sen.

Sultan Mustafa Boranın önüne gelip dayandığında Bora korkudan bayılacak gibi oldu. İki adım geri gidip ayağı kilime dolaşarak yere düşecekken Mustafa onu tutup tekrar ayağa kaldırdı.

Sultan Mustafa: Noluyor lan ne bu korku? Hortlak mi gördün hayır ola?

Şehzade Bora: Yok hünkarım ne hortlağı estağfurullah. Ayıptır söylemesi benim biraz karın kramplarım var da bugün ondan biraz şey oldum.

Sultan Mustafa: Ulan ne hünkarı? Kafana saksı mı düştü lan gerizekalı? Meclis toplantısındamıyız ne bu resmiyet?

Şehzade Bora: Yok abi sen öyle birden bire taht odasına akşam üstü beni çağırınca ondan şey etdim işte...Şey yani önemli bir konu var sandım.

Sultan Mustafa: Önemli bir konu var tabi lan...Ne sandın? Yoksa taht odasında ne işimiz var bu saatde.

Şehzade Bora: Orasıda doğru ya...E tamam abi sen bi dökül bakalım ne iş?

Sultan Mustafa: Yeni Sultan sensin Bora!!!

Şehzade Bora: Ne? Anlamadım bu eşek şakası filan mı abi?

Sultan Mustafa: Ordan bakınca şaka yapıyormuş gibi bir halim mi var?

Şehzade Bora: Yok sen gayet ciddisin...Ciddisinde abi bu nerden çıktı şimdi ya? Bu sultanlıkta babamdan sonra iyice futbol topuna döndü ha. Bi ona bi buna. Hayir ola her güne farklı güncelleme mi geliyor. Sultan güncellemesi.

Sultan Mustafa: Bora kes sersemlemeği. Taht odasındayız şakanın sırası değil şimdi.

Şehzade Bora: Abi iyide gözünü seveyim nerden çıkdı bu sultan değiştirme işi ya? Sen varsın işte.

Sultan Mustafa pencereye doğru giderek: Ben bir süre buralarda olamayacağım koçum. Bu yüzden bu tahtda bu sarayda sana emanet.

Şehzade Bora: Yani geçici süreliğine diyosun.

Sultan Mustafa: Bakarsın gittiğim yerden hiç geri dönemem saray sana kalır be aslanım. Belli mi olur bu işler.

Şehzade Bora: Abi ağzından yer alsın. O ne biçim laflar öyle. Hem sen bu işi bana niye devir ediyorsun ya? Nevzat var Vural varken neden ben lan?

Sultan Mustafa: Oğlum...Bak gerizekalı...Vuralı öldürmek için bin takla atmadı mı düşmanlarımız? Ha bide biz daha o düşmanlar kim onu bulamadıkta. Şimdi böyle durumda Vuralı ortaya çıkarma şansımız var mı?  Yok... Hasan desen o şerefsizler yüzünden kayb etdik. Nevzatta şimdi yine savaşta. Diğer şehzadelerede pek güvenim yok biliyorsun.

Şehzade Bora: Abi iyi diyorsun hoş diyorsun da ama bende de koskoca sarayı idare edecek kafa yok o işi ne yapacağız şimdi?

Sultan Mustafa: Öyle deme be koçum sen yaparsın.

Şehzade Bora: Diyosun?

Sultan Mustafa: Koçum bak ben o işi düşündüm merak etme sen içini ferah tut. Sen sadece devleti aliyenin başında duracaksın her işi Sadi Paşa halledecek.

Şehzade Bora: Ha yani sen öyle korsan korkuluğu gibi otur diyosun. Ne de olsak şehzade olarak doğulmuşuz ya danğalakta olsak saygıdeğeriz.

Sultan Mustafa: Boraaa

Şehzade Bora: Of iyi tamam anladıkta niye şimdi bu iş ya.

Sultan Mustafa: Geçen defa ben savaşa çıktığımda noldu?

Şehzade Bora: Ne mi oldu...Sarayda kaos başladı. E abi ama çok uzun yolculuktu o yüzden.

Sultan Mustafa: Bu kez daha bilinmez  bir yolculuk kardeşim. Geri dönüşü olacak mı bende bilmiyorum.

Şehzade Bora: Abi delirtmesene adamı nereye bu yolculuk?

Sultan Mustafa: Zamanı geldiğinde öğreneceksin...Ama olurda ben bu yolculuktan sağ salim dönemezsem o zaman bu taht sena bu sarayın, devleti aliyenin yönetimiyse Sadi paşaya emanet.

Şehzade Bora abisinin böyle veda edermiş gibi konuşmalarına dayanamayıp zırıl zırıl ağlamaya başlayarak abisine sarılıp: Abi nolursun ne yap ne et geri dön o yolculuktan. Beni sensiz bırakma nolursun. Ben seni çok  seviyorum be abi.

Sultan Mustafa: Şşş sakin ol be oğlum. Sen şehzadesin şehzadeler ağlamaz lan.

Şehzade Bora: Abi bırak yaa...Bi sal beni ya...Ben her şeyden önce abiyim lan abi. Ağlarım tabi.

Sultan Mustafa: Gel buraya lan gel buraya...Merak etme koçum gün gelecek bu cihanın tek en güçlü sarayı biz olacağız- diyip Borayı öpüp bağrına bastı...

Songül Hatun Yaver Sahnesi✨

Songül Hatun ve Yaverin. yolculuğa başladığı günden çok uzun zaman çekmişti. İkiside bu sonu bilinmez yolculuktan aşırı yorulmuştu. Dağlar dereler geçtikce bitmeyen yolculuktan aylar geçmişti...

Bir gün yolculuk devam ederken at durdu ve atı süren siyah giyimli adam atından düşüp faytonun kapısını açarak "İnin aşağı geldik" dedi.

Yaver Ağa: Nasıl?...Yolculuk bitti mi şimdi?

Siyah giyimli adam: Evet bitti. İnin hadi.

Yaver Ağa: Vıyyy Songül hatun kurtuluyoruz baksanıza.

Songül Hatun: Dur Yaver bakalım kurtuluyormuyuz yoksa bu daha başlanğıç mı.

Yaver Ağa: Haklısınız Songül Hatun.

Songül Hatun: Hem ne demiş şair bilir misin?

Yaver Ağa: Ne demiş?

Songül Hatun: Gerçek kuruluşa yalnız kurtulduğuna inanmayanlar erermiş.

Yaver Ağa: Vayy...İyi demiş hoş demiş tam da yerinde demişte ama kimmiş bu şair Songül Hatunun dilinden düşmüyor.

Songül Hatun: Kimse kim Yaver Ağa. Önemli olan kim olması değil ne demiş olması.

Yine tabiki bu sözlerin sahibi Sadi Paşaydı. Songül Hatun onun kitaplarını ezbere bilecek kadar çok seviyordu bu alimi. Ve beklenen an yetişti. Songülde Yaverde hiç beklemedikleri ve tanıdık olmayan bir ormanda indiler arabadan. Asker bundan sonrasını ayakla devam edeceğiz dedikten sonra onları takip etmeli oldular.

Yaver Ağa: Ya siz böyle bir yer daha
gördünüz mü daha önce?

Songül Hatun: Yaver...Sen salak mısın? Biz kaç zamandır yol geldik. Sence burası Çerkez sarayına yakın bir yer ola bilir mi?

Yaver Ağa: Iı...Olamaz...Değil de zaten. Buranın değil dağları dereleri suyu havasıda bambaşka yahu.

Tam Songül Hatun cevap verecekken siyah geyimli yüzü kapalı olan askerlerden biri Yaver Ağanın kolundan tutarak: Gel benimle....Bundan sonra yolculuğa ayrı ayrı devam edeceksiniz. Songül hatun bu işten tedirgin olup "Ama ama
neden? hayırrr Yaverr" diyip itiraz etse de ne Yaveri ne de onu duyan olmadı ve Yaver askerlerin biri tarafından farklı yöne doğru götürüldü...

Aradan biraz geçmişdi. Songül Hatun ve iki asker ormanın arasıyla bilinmezliğe doğru gidiyordu.

Songül Hatun: Şerefsizler...Ukala herifler...Ne istediniz ulan Yaverimden? Nereye götürdünüz onu? Beni nereye götürüyorsunuz bari onu diyin.

Asker1 Asker2 ye: Bu karıda aylardır bir susmadı ya.

Asker2: Az kaldı birazda sabır et kurtuluyoruz bu
hatundan.

Asker1: Yalnız ben bun
karının aylardır etdiği küfürleri buna yedirtmeyi bilirdim ama neyse....

Asker2: Aman tut sinirlerini gözünü seviyim. Sonra daha büyük dert açarız başımıza.

Tam o sırada karşılarını 15 civarında asker kesti. Onlarda yüzleri kapalıydı.

Asker2: Neler oluyor lan? Bunlarda kim böyle?

Songül Hatun kendi kendine: Eyvah benide kaçıran kaçırana.- Ve gözlerini yumup her şey iyi olsun diye dua etdi.

Asker2: Siz kimsiniz lan?!

Karşıdan gelen askerin biri hançerini çekerek "Şimdi görürsünüz siz kim olduğumuzu diyip hücuma geçti...

Bölüm sonu sorusu: Sizce Songül Hatunu kaçıranlar kimdi? Onu nereye götürdüler? Ve onu yeniden kaçırmağa gelenler kim? Bu aksiyonun sonu nasıl biter?

Azıcık da spoi: Mustafa ve Alessa karşılaşması artık an meselesi.

                    🔥8 bölüm sonu🔥











Continue Reading

You'll Also Like

3.9K 134 30
O soylu babasının gayri meşru kızıydı Soylu üvey annesinin istemediği Soylu üvey kız kardeşinin ablası olarak görmediği Soylu üvey abisinin kardeşi...
FATİH'İN MÜNECCİMİ By Su

Historical Fiction

7.2K 581 13
Biraz daha yasasaydi Hazreti Fatih Ne Venedik kalacakti, ne Floransa... Ya sonra ? Fatih hayranı genç bir tarih öğrencisi kendini 2. Mehmet'in devrin...
216K 9.2K 18
Ben Asenath. Prens Seth'in biricik hizmetkarı. Bir Firavun olduğunda, uğruma kendi kız kardeşini öldürdü. Ben Asenath. Canı beş para etmez bir köley...
AŞK-I DERUN By 👑

Historical Fiction

6.3K 509 16
Büyük bir sevda ile bir araya gelen iki gönlün büyük imtihanları. Kuruluş Osman karakterlerinden alınmıştır. Algon sevdasını birde kendi hikayelerimi...