Bir haftadır bölüm gelmemiş vay anasını.Neredeydin mal oğlu mal diye sorarsanız derslerle kafes dövüşü yapıyordum.
--
Ben bu isteği niye daha yine görüyorum amk.
--
°☆Büyük ihtimal ile birlikte öylesine bir anlığına belki ışık hızından bile hızlı bir şekilde gelivermiş istekler ve amansız gayeler doğrultusunda rastgele bir ülkeye,en azından senin ve su gibi ilerlemekte olan, kesin bir hükmu tam olarak ne kadar istesen dahi bulunamayan kaderin için fazlasıyla önemli eğitimin yüzünden geçici olarak kendine sıcak bir yuva edindiğin derme çatma,bol rütübetli,bir konutu az çok andırıyor gibi duran,plastik gibi gereğinden fazla bir şekilde ucuz,fazlasıyla kalitesiz olduğu çokça belli olan betonlarla inşa edilmiş binanın birinde,bir adet oda arkadaşı oluverdin.°☆
°☆Aslında,tanıştığınızdan,ileti-
şime geçtiğinizden beridir manevimsi varlığını ıssız,pek bilinmeyen,adı,senin benim gibi gündelik yaşamıyla ve maddi olanaklarla kendini soyutlamış, ismi insan olacak canlılar için fazlasıyla önemsiz ve gereksiz bir diyarda sürdürmekle meşgul ilişkiniz,sonunun ya da başlangıcının tam olarak neresi olduğunu, yaşamış veya hala yaşamakta olan, varlığı dogma kanunlar ile kanıtlanmış herkesin, doğuştan gelme akıl sınırlarını zorlasa dahi kestiremeyeceği zamanın ufacık evresinin kalaylanmış misali parlak mı parlak ilk başlarında
olabildiğince anormal bir sıkkınlıkla sıradan ve düzgün idi.°☆
°☆Fakat elbette,işte okulundan apar topar,neye uğradığına şaşırmış bir şekilde geldiğin o lanetimsi günde, bütün uğraşlarla birlikte,eninde sonunda,ikinizin arasında tamı tamına olmasa dahi kalıcı olarak kendine ciddi ve uğraştırıcı bir konum edinmeye çalışan,birazcık,toz zerresi kadar olsa dahi sözünü geçirtmeye uğraşan, baldan,bir kaşık almanızla beraber sizi diyabete kuvvetli bir akarsu misali sürükleyecek çilek reçelinden bile çok çok,hatta katlarca daha tatlı ve şeker huzur ile uyum,sıcak bir yaz gününün eşiğinde serinlemek için alınmış bol aromalı dondurma gibi eriyiverdi.☆°
Yok.Gerisini yazamadım.Artık şu pov şeyini bu kadar uzun yazar mıyım,en ufak fikrim yok.Büyük ihtimalle istisnalar dışı bir daha olmayacak o.Ama özetlemek gerekirse bu bölümün povunu,işte ilk başlarda iyisiniz sıkıntı yok,sonra bir gün sen eve sargılar içinde geliyorsun(vay anasını) rastgele ülke de bir öğreniyor sen bilmem kaç zamandır zorbalığa uğruyormuşsun,işte anlatıyon şöyle şöyle oldu diye,bakıyor durum hayli ciddi,ne tepki verirlerdi.Betimleme güzel,betimleme seviom da bazen kafa sıkıyor.
--
Çad:*Doğuştan gelen lanetli hastalığı yüzünden pek görme yetisi olmayan, birazcık açık bir renkle yaratılmış,yoktan var edilmiş turuncumsu,yumurta şeklindeki kestane iriliğinde gözlerini fal taşı gibi açarak baktı sana,iyice süzdü seni şöyle bir*
Çad:Kanka..yanlış anlama ama üstünden 5 fil,6 kaplan geçmiş gibi duruyorsun karşımda şuan..hayli bu kadar kötü mü oldu yav?
Çad:*İç çekti gürültülü bir şekilde,yaslandığı krem rengi duvarla iç içe geçmiş gibi duruyordu o anlığına*
Çad:Eğer bu kadar şey ise.Bence oradan ayrılmak senin için en iyisi olacaktır.Tabii,sen bilirsin ama okul yönetmenliği ayrılman konusunda pek sorun çıkartırsa *Kendini işaret etti gururla* ben bile gelebilirim,şahsen.Hem yardımcı olmuş olurum,ha.
Çad:*Kıkırdadı* Beni gördükleri andan itibaren bence sesleri bile çıkmaz..hehe.
( Çad: 🚹 )
Bosna-Hersek:*Seni o halde gördüğü gibi kiler maksadıyla kullanmakta olduğunuz tamda yanınızda konumlanmış odaya ilerledi hızlı ve geniş mi geniş adımlarla,çok zaman geçmeden de elinde ufak,ağır demir ile kalaylanmış bir çanta ile geliverdi,ilk yardım çantasıydı bu,fazlasıyla belli oluyordu zaten ne olduğu,acele ile sarılmış sarımsı rengindeki sargıları teker teker çıkarttı ve daha yeni açılmış yaraları acıtmamaya özen göstererek ilk önce bu tür durumlar için gerekli olan merhem tarzı ilaçları sürdü,sonra da daha da özenli bir şekilde,temiz ve yeni sargılar ile geri sardı onları,çok dikkatli olduğu buram buram yeni açmış zambak ile kıymalı börek kokan, lacivert rengine batırılıp çıkarılmış misali sivri uçlu yüzünden nohut gibi süzülmekte olan terlerden fazlasıyla belliydi zaten*
Bosna-Hersek:*Olabildiğince yumuşak ve şefkatli bir sesle* Bu tür sargı işleri,eğer yanlış yapılırsa, basit bir şeyi dahi dağdan inen derenin hızından bile daha hızlı bir biçimde ölüme kadar sürükleyebilir. . .
Bosna-Hersek:*Yüzüne baktı,gamzelerini göstererek gülümsedi* Bir daha ki sefere dikkatli ol ve onlar kimse.Uzak durmaya çalış.Olur mu?Eğer devam ederlerse de.
Bosna-Hersek:*Yumruğunu sıktı ister istemez* Karşılık ver.
( Bosna-Hersek: 🚺 )
Sırbistan:*Her zaman ağzının birazcık,diğerlerine göre solda kalan kenarının bir yerlerinde tüttürmekte olduğu, gayette kalın enleme sahip sigarasını sol eline aldı yavaşça,kebab şişi battığı için körleşmiş sağ gözüne dokundu diğer eliyle nedensizce,gözlerini kıstı sinsi bir hareket ile,sırıttı*
Sırbistan:*Rahatsız edici sırıtışından bir süre sonra, yeni doğmuş maymunların yemek aramak için çıkarmakta olduğu sese benzer bir gürültüyle gülmemeye çalıştı olabildiğince zorlanarak,hala ucu sessiz sedasız yanmakta olan sigarasını sol elinden hızlıca bıraktı,zarardan başka bir şeye yaramayan, çubuğa benzer bir şekli olan cismin sert zemine dramatik bir biçimde düşüşünü izledi ve karnını tuttu boş kalan eliyle*
Sırbistan:PAUAHAAUAHRUSURUSJUDSIJDUWJSRUSKDJSKDUSKDJEKDUIEJSRUKSJFSKFUWOAUWJA7DJRIAJDUSJ. . .
Sırbistan:PAUAAJDUSKDUSKDUSKDHDIDJUDSJDUJSDJJSJDIDSJDIJSDISJDJD. . .
Sırbistan:Maymuna dönmüşsün sende iyice. . .
Sırbistan:*Asalak gibi,yüzüne dik dik bakaraktan katıla katıla kahkaha atmaya devam etti bir süre boyunca,ayağının ucuyla sigarayı söndürmeye,etkisiz hala getirmeye çalışıyordu bir yandan da*
Sırbistan:*Fakat sonra bir şey oldu,bir anda susmak bilmeyen çenesini kapadı,büyük ihtimalle şakasının komik olmadığını anlamıştı,homurdandı,teneke kutu gibi büzülmüş sırtını geri dikleştirdi,göz bebeklerini yuvarlarında gezintiye çıkarır edasıyla dolaştırmaya başladı ve en sonunda da sana kenetledi onları*
Sırbistan:Şahsen umurumda bile değil.Kendi derdin.Kendin çaresini bakacaksın.Aynı şekilde de o sargıları yanlış bağlamışsın,git ve yeniden bağla.
Sırbistan:*Fazlasıyla koyu bir tona sahip gri rengiyle işlenmiş,diğer slavlar ile birlikte paylaşmakta olduğu kültüründen ufak ufakta olsa izler taşıyan şekiller ile bezendirilmiş kumaş eldiven ile gayretle kuşatılmış elinin, tamda üstünde duran orta uzunluktaki parmaklarından adı işaret olacak parmağını sana doğrulttu tezle,bir anda ciddileşti,kaşlarını hafiften çattı*
Sırbistan:Tabii,bunları yaparken bir yerleri kan falan yapma sakın,yoksa bir de ben seni dövmek zorunda kalmayayım.
( Sırbistan: 🚹 )
Çin:*Görmemezlikten geldi seni,sanki orada yokmuşsun gibi,pekte umrunda değildin sonuçta*
( Çin: 🚺 )
Karadağ:He. . .kötü olmuş ya. . .valla...ki zaten niye okula gidion ki..*Esnedi* Yani benc..*Ayakta uyudu*
( Karadağ: 🚹 )
Meksika:*Kaşlarını büzdü,yanına yaklaştı ve çömeldi,bir anda yumuşamıştı sana karşı,seni anlamaya çalışıyor fakat ne yapacağını bilemiyor gibiydi,bir tutam pişmanlıkla sargılarına dokunmaya çalıştı ama acıtacağını düşünüp,elini ani bir şekilde geri çekti* Bu gerçekten fazlasıyla kötü olmalı.Yani senin için.Nasıl yardım edebilirim,ha?
( Meksika: 🚹 )
İsveç:*İlk başlarda seni sakinleştirmeye çalıştı fakat sonra bir anda suçu sende aradı*
İsveç:Yani..tamam,anladık,kötü bir şey olmuşta. . .Sana nedensiz bir şekilde saldırmamışlardır bence ya..
İsveç:*Omuzlarını silkti* Bir şey yapma,onlara bulaşma,bitecektir.
( İsveç: 🚹 ( Trans ) )
--