O KIZ BENİM +18

By psikopatcivciv012

629K 22.8K 8.1K

"Bana büyü mü yaptınız!" . Hayatını kurtardığı adam tarafından kaçırılan Lale. Hayatını kurtaran genç kıza... More

-1-
-2-
-3-
4
-5-
-6-
-7-
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-
-13-
-14-
-15-
-16-
-17-
-18-
-19-
-20-
-21-
-22-
-23-
25
-26-
27
28
29
-30-
31
32
33
34
-35-
36
-37-
38
39
40.
41.

-24-

14K 563 194
By psikopatcivciv012


Arabanın otelden uzaklaşması içimi rahatlatacağına daha çok huzursuzlaştırdı bir deli cesaretle çıkmıştım gelmiştim, nereye gidecektim ki...

Otobüse binsem param yoktu taksiye binsem ona hiç param yoktu. Polise mi gitseydim sanırım en başında yapmam gereken şey oydu. Karakola gitmeliydim ama polise gitmem için bu adamın durması lazımdı.

Yaklaşık 10 dakika sonra bir benzinlikte durdu durunca adam daha kapıdan inmeden arkadan aşağıya atladım, koşarak benzinliğin lavabosuna girdim resmen kaçmıştım aynada yüzüme bakıp gülümserken yüzüme su çarptım.

Acaba Demir şu an ne yapıyordu?

⏳️

DEMİR

Gözlerim denizin üzerindeyken saatime baktım Lale masadan kalkalı 6 dakika olmuştu. Gerçekten benden kaçabileceğini mi sanıyordu, ona böyle zıt gidip sinirlendirmek istemiyordum ama her kaçacağım demesi sinirlerimi bozuluyordu

Yarın ablasını ve abisini görse daha çok üzülecekti ne kadar az görse o kadar iyiydi.

Bir süre daha gelmeyince ayağa kalktım. Odaya mı çıkmıştı ama anahtarı yoktu ki. Belki lobide oturuyordu hala kahvaltı bile yapmamıştı. Restorandan çıktıktan sonra etrafa baktım göremedim lobiye baktım yine göremedim kapıya doğru gittim kapıda benim adamların birine,

"Bu tarafa geldi mi çıkmaya çalıştı mı?"

"Hayır efendim kapıya geldi fakat bizi görünce geri döndü, asansöre bindi." sanırım odaya çıkıp kapıda bekliyordu. Adamın yanından ayrılıp asansörün düğmesine basıp yukarıya çıktım.

Kaldığım odanın önüne gelince Lale'yi göremedim kaşlarımı çatılırken telefonumu çıkarıp güvenlikten sorumlu olan Burağı aradım

"Buyurun Demir Bey?"

"Bana hemen dün gece beraber geldiğim kızın şu anda nerede olduğuna kameradan bak soyle."

" Hemen bakayım Demir Bey." Kaşlarım çatılırken içime bir huzursuzluk çöktü.

"Demir Bey şu anda yaninizda görünen Hanımefendi hiçbir yerde görünmüyor."

"Nasıl görünmüyor lan koskoca otelde güvenliğin olmadığı yer mi var!" Sinirle yumruğumu kapıya geçirdim.

Nerede bu kız!

"Yaklaşık 7-8 dakika önce restorandan çıkmıştı, bir bak bakalım nereye gitmiş?" 

"Bir saniye Demir Bey hemen bakıyorum..." bir kac saniye sanki ömür gibi geçiyordu. Nefes alamıyor gibiydim.

"Demir Bey restorandan çıktıktan sonra kapıya doğru ilerlemiş daha sonra oradan dönüp asansöre binmiş, asansöre bindikten sonra nerede indiği görünmüyor-" 

"Ne demek görünmüyor! Görünmüyor ne demek lan! asansörün içinde mi bu kız hala!"

"Güvenlik kamerasının olmadığı tek yer çamaşırhane o katta inmiş olmalı." Hızla telefonu kapatıp çamaşırhaneye indim.  Sağıma soluma her yerine baktım. 

"Lale!" diye bağırdım, sonra bir kadın bana doğru geldi

"Burası çamaşırhane Efendim yanlış geldiniz herhalde-"

"Buraya kahverengi saçlı mavi gözlü beyaz tenli bir kız geldi mi üzerinde kahverengi bir elbise vardı?"

"Hayır buraya çalışanlardan başka kimse gelmez normalde, kimseyi görmedim."  İçimdeki kaygı büyürken kulaklarım uğulduyordu sanki. 

Tekrar telefonumu çıkardığım anda gözlerim açık bir kapı fark etti. Dışarıya açılan siyah bir kapıydı.

Çıkardığım telefonla yine güvenliği aradım.

"Dediğim dakikalarda çamaşırhanenin dışarıya açılan kapısına bak." 

"Hemen bakıyorum Demir Bey."  İçimde bir türlü adını koyamadığım duygu sanki boğazımı sıkıyordu.  Hayatımda ilkkez korkmuştum bu korku o kadar büyüdü ki kalbim hızla çarpmaya başladı

Kaçmıştı... gerçekten kaçmıştı.

Dediğini yapmıştı, nasıl böyle bir hata yapıp onu bırakmıştım!

"Demir Bey..." deyip durakladı telefondaki ses. Kalbime tekme atmışçasına irkildim

"Söyle!"

"Dediğiniz dakikalarda  bir tane pikabın arkasında bir kadın var ve dışarıya çıkıp otelden uzaklaşmışlar." Sinirden gözlerimi kapattım.

"Geliyorum." deyip telefonu kapattım, hızla yukarıya çıkıp güvenliğin olduğu odaya girip

"Göster çabuk o pikabı." güvenlik dışarıya çıktığı yeri gösterince sinirden dişlerimi birbirine vurdum. Bindiği arabanın plakasını alıp telefonumu çıkardım Ali'yi aradım.

"Sana vereceğim plakayı 5 dakika içerisinde nerede olduğunu buluyorsun. İzmir Boyalık tarafında. sadece 5 dakikan var." 

"Bir bakayım seni arayacağım abi."  Güvenlikten çıktıktan sonra hemen dışarıya çıkıp arabama bindim.  Çamaşırhanenin kapısının çıktıktan sonraki yolu takip ettim. Bu yoldan gitmiş olması gerekiyordu.

Bir kaç dakika içerisinde telefonum çaldı

"Çabuk söyle?"

"Abi araba şu anda bir benzinlikte, sana benzinliğin konumunu atıyorum." tamam deyip kapattım

Telefonuma gelen konuma bakıp hızla oraya sürdüm.  Bunu lale'ye çok kötü özletecektim, beni onsuz bırakabileceğini sanıyordu! En çok da buna sinirleniyordum. 

Benzinliğe girdiğimde pikabı fark ettim. Hareket edince gideceğini anladım.  Hemen kendi arabamdan inip pikapın önünü kestim. İçindeki 30 lu yaşlardaki adam

"Ne oluyor!"dedi ama onu dinlemeden pikapın arkasına baktım. Lale orada yoktu! Sinirle tekrar dönüp camdan adamın yakasından tutup çektim

"Nerede lan kız!"

"Ne kızı abi?" 

"Arkada bir kız oturuyordu!" Diye bağırdım öfkeyle.

"Nerede o şimdi!"

"Yemin ederim kız mız yok, öyle bir şey yok abi ne kızı evli barklıyım ben-" Adamın yakasından ittim

"Sus lan!" Öfkem o kadar büyüdü ki yumruğumu yarım olan cama indirdim. Cam yumruğumun etkisiyle tuz gibi dağıldı adamı bıraktıktan sonra Etrafıma baktım.

Tam o anda Lale'nin lavabodan çıktığını gördüm. O anda içimdeki acı azalırken değişik bir his kapladı Vücudumu özlem gibi. Lale de gözlerini kaldırıp beni gördüğünde elinin ayağına dolandığı fark edince kendimi pislik gibi hissettim.

⏳️

Lale

Demir karşımda çılgın bir boğa gibi duruyordu. Yutkunurken Ne yapacağımı bilemedim aynı bir katil gibi duruyordu.... beni öldürecek gibi.

Ayağım bir adım geri giderken korkudan ne yapacağımı bilemedim ve aklıma gelen ilk şeyi yapıp koşmaya başladım.  Yakalanacağımı bilsem de bu korku koşmamı engellemedi.

Hızla koşarak karşıdan karşıya geçen arabaların arasından geçtim.

"Kızım dursana araba çarpacak şimdi!" diye bağırdı Demir arkamdan, ama umurumda değildi daha çok koştum.

" Lale!" diye bağırdı yine, daha sonra önümdeki parka girdiğimde daha yakın olduğunu hissediyordum. Tek çare olarak köşede bir bankın arkasına saklandım.

Demirin parka girdiğini ayaklarından gördüm nefesimi tuttum oan. Demirin ayakları koşmaya bıraktı sanki nerede olduğumu biliyormuş gibi bana döndü yavaş adımlarla üzerime gelirken Gözlerimi kapatıp ayağa kalktım.

Gözlerimi yavaşça açtığımda ağladığımı bile yeni fark ettim. Demir elimi tuttu

"Gezmek istiyordun, yeterince gezdin gidiyoruz."  elimi bırakmadan yürümeye başlayınca elimi kolundan çektim

"Gelmek istemiyorum." dedim

"Istiyor musun diye sormadım!" diye cevap verdi.

"Ablamla abimi bile görmeme izin vermiyorsun!"

"Bu kaçmandan sonra azıcık bir ihtimal varsa da artık yok!"

"Sen Sebep Oldun! kışkırttın beni! Kaç dedin!"

"Ben kaçamazsın dedim. Sen de kaçarım dedin, kaç kaça biliyorsan dedim, kaçtın, ama yakalandın. Bunun sonuçlarını da biliyorsun değil mi. Bunu en başından söylemiştim, benden kaçmaya kalkarsan en başta sevdiklerin zarar görür demiştim."  Sertçe yutkunurken kalbim acıyla çarptı.

"Demir." 2 elini de ellerimin içine aldım, elleri çok büyüktü.

"Haklısın özür dilerim. Ne olur bir şey yapma, sen öyle sen konuşunca bende inat ettim. Yoksa aklımın ucundan bile geçmemişti."

"Niye elin siktiğiminin arabasının arkasına biniyorsun! Ya başka bir yerde dursaydı! Ya sana bir zarar gelseydi!" Diye bağırdı ama sanki öfkesini bastırmak istiyormuş gibiydi

"Haklısın ama Demir ne olur kimseye bir şey yapma, bana yap. Ne yapacaksan bana yap ama aileme bir şey yapma ne olur!" elini tuttuğum elimin birini kaldırıp dudaklarını bastırdı. Elimi ne kadar çekmek istesem de şu anda bunun sonuçlarını daha kötü olacağını bildiğim için çekmedim.

Dudaklarını uzunca bastırdı elimin üstüne...

"Sana zarar vermek mi? sana zarar verebilir miyim ben?"  ağlamam daha da şiddetlendi

"Ne olur kimseye bir şey yapma yalvarıyorum..." bir elimi bırakıp diğer Elim elindeyken yürümeye başladı, geldiğimiz yolu yavaşça yürüyerek dönüyorduk.

Ağlıyordum hala durduramıyordum kendimi. Ya dediğini yapıp ablama Abime zarar verirse...

"Ağlayıp durma!" dedi sinirle. Aptal gibi davranmıştım ama Demirin kaçamazsın demesi resmen beni kışkırtmıştı.

O an oradan kaçacaktım. Sanki başka çarem yoktu. Tam bir ergendim!

Bnzinliğe girince arabaya yaklaştık. Beni ön tarafa oturtup kapıyı kapattı. Kendisi de şoför tarafına geçti, arabayı sürmeye başlayınca. Ellerimi gözüme bastırdım. Gözyaşımı sildiğim anda tekrar tekrar akıyordu.

"Ağlama dedim Lale! daha çok sinirleniyorum!" 

"O zaman söz ver ablam ve abime bir şey yapmayacağına?" cevap vermedi.

Araba otelin önünde durunca ikimiz de indik anahtarı bırakıp otele girdiğimizde bir görevliye

"Kahvaltıyı odaya çıkarsınlar." dedi ve asansöre ilerledik. Asansöre bindiğimizde hala elimi bırakmamıştı.  Asansörün aynasında onun yüzüne baktığımda, onun gözleri de benim üstümdeydi.

Gözlerini gözlerinden çekip arkasını döndü. Sanki bana bakması acı veriyormuş gibi. 20. kata gelince ikimiz de arka arkaya indik, yüzüme ne kadar bakmasa da elin elimden hiç çekmemişti.  Kaldığımız odanın kapısına gelince kartla açtı. Girdikten sonra arkamdan kapıyı kapattı.

Elimi bırakıp birkaç adım ilerlediğinde,

"Demir." diye mırıldandım

"Ne olur bir şey yapma?"

"Ben şimdi sana nasıl güveneyim?" dedi arkası dönükken

"Bir daha aynı şeyi yapmayacağını nereden bileyim?"

"Yapmam zaten aklımda böyle bir şey yoktu sen öyle konuşunca saçmaladım işte, ne olur kimseye bir şey yapma." arkasında dönüp yüzüme baktı

"Laf anlamıyorsun!" Normalde olsa bu lafın cevabını çok güzel verirdim ama şimdi ablam ve abime zarar vermesinden korkuyordum.

Ben ona hiçbir zaman kendi ayaklarımla gelmemiştim. O beni zorla kaçırmıştı, ne laf anlamasından bahsediyordu!

Ellerimi küçük çocuk gibi birleştirip gözlerimi kaldırıp yüzüne baktım

"Özür diledim ya, dinleyeceğim bundan sonra, ne dersen dinleyeceğim."

"Söz mü?" diye sordu hemen başımı salladım

"Evet söz. Yeter ki bir şey yapma." uzun uzun baktı yüzüme

"Tamam." Tam tekrar dönecekken

"Sen de söz ver!"

"Ne için?" Diye sordu bıkınlıkla

"Hiçbir şey yapmayacağınıza söz ver."

"Zorunda değilim Şansını zorlama."

"Lutfen Demir bunu duymaya ihtiyacım var. Gerçi sen pek sözünde durmuyorsun-"

"Lale!" Diye bağırınca hemen sustum. Neden düşünmeden konuşuyordum!

"Yapmayacağım söz git yüzünü yıka." acıyla gülümsedim ve gözlerimdeki yaşı sildim daha sonra banyo ilerleyip girdim.

Yüzümü yıkarken aptallığıma kızdım, adam beni eliyle koymuş gibi bulmuştu, nasıl kaçacaktım ki! Ellerimi kurularken kapının çalma sesini duydum. Daha sonra açıp kapanma sesi kulaklarımı doldurdu.

Banyodan çıktığımda kahvaltının gelmiş olduğunu gördüm.

"Otur kahvaltını yap." Dedi Demir.

"Sana afiyet olsun benim canım bir şey istemiyor." dedim terasa doğru giderken

"Oturup doğru düzgün kahvaltı yapacaksın."arkamı dönüp yüzüne baktım

"Ama canım istemiyor."

"Umurumda değil Eren abin menemen göndermiş senin için bak gel de ye!" Dedi imayla.

"Hem ne söylersem dinleyeceğini söylemiştin otur." Kaşlarım havaya kalktı

"Ben kaçma meselesinden bahsetmiştim." 

"Umurumda değil dedim otur." Ona zıt gitmemek için başımı salladım ve oturdum. Saat 10 olmuştu.

"Kahvaltıdan sonra dışarıya çıkacağım, odadan çıkma!" Diye bastırdı.

"Bu odada sıkılırım." dedim hemen sonra başımı salladım

"Neyse aşağı ya inerim. Eren abimin yanına falan giderim." kaşları iyice çatıldı

"Benimle geleceksin." dedi hemen

"Nereye gideceksin ki?"

"Buradaki galeriye bir uğramam lazım. Daha sonra otele döner hazırlanırız akşam da açılışa gideriz."

"Peki." dedim akşamki açılışta da getirdiğim beyaz kazağımı ve siyah pantolonumu giyecektim. Zaten başka da bir şey getirmemiştim Bir de eşofmanın vardı...

Demire yarınla ilgili hiçbir şey söylememiştim. Kesinlikle hayır demişti ama bu gece yine konuyu açacaktım. Ablama geleceğim demiştim ve gitmeliydim.

Onları gerçekten çok özlemiştim.

"Ne düşünüyorsun?" diye sordu Demir. Sanki düşündüğüm şey Onu rahatsız ediyormuş gibi. Dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Söyle kızmayacağım."

"Her şeye kızıyorsun." dedim kaşlarımı çatarken

"Sen de kızacağım şeyler yapıyorsun."

"Seni tanımıyorum. Neye kızıp kızmayacağını da bilmiyorum."

"Ben buyum işte."

Buyum?

"Birbirimizin huylarını öğreniriz zamanla." dedi kibirle gülümserken.

"Ne düşünüyorsun söyle." Dedi bu sefer daha ılımlı bir sesle.

"Ş..şey yarın nişana katılabilirim değil mi? Ne olur olmaz deme ablam ve abimi görmek istiyorum. Çok özledim."

"Olmaz dedim o konuya. Sabaha karşı çıkacağız yarın Ankara'ya varıp işlerimi halletmem lazım."

"Niye uçakla gitmiyoruz!"

"Arabamla yolculuğu daha çok seviyorum."

" Ben de ablam ve abimi yarın görmek istiyorum. Ne var bir kerelik uçağa binsek?" 

"Uçaklar aktarmalı gidiyor direkt uçuş yok." 

"Ama-"

"Yeter kahvaltını yap." deyip lafı ağzıma tıkmıştı. Kahvaltıyı yaptıktan sonra Demir'in dediği galeriye gitmiştik çok büyük bir oto galerisi vardı. Bu adam da yok yoktu galiba.

Arabadan inip içeriye girdiğimizde çalışanların hepsi Demirin önünde esas duruşa geçmişti. Bunlar saygıdan mı korkudan mı anlamamıştım.

Onlar iş konuşurken ben de arabaların etrafında arasında geziyordum. Gözlerim dışarıya kaydığında birini fark ettim. Demirin siyah jeepinin arkasında o adamı görünce kanım dondu.

Bu geçen akşam Ankara'dayken Demirin dövüp eline bıçak sapladığı adamdı.

Yüzünde hafif geçmeye başlayan yaralarla dim dik ayakta duruyordu. O amdam göz işaretiyle beni çağırdı bir anda.

Korkarak bir adım geri gittim, adam telefonu çıkarıp bir şeyler yaparken bir adım daha gittim. Tabii ki de yanına gitmeyecektim, önündeki telefonu kaldırıp bana çevirdiğinde kalbim atmayı durdurmuştu. Elinde abimin ve ablamın bir fotoğrafı vardı bir el sanki Boğazımı sıkıyormuş gibi nefesim daraldı. Arkamı dönüp demire baktım.

Oradakilerle hareretli bir şekilde konuşsa da arada gözleri bana değiyordu. Tekrar dönünce adam tekrar başıyla beni çağırınca ne yapacağımı bilemedim sonra Demire doğru yaklaştım.

"Arabada ceketim var gidip almak istiyorum."

"Üşüyor musun sicak burası aslında hasta mı olacaksın?"

"İyiyim sadece biraz üşüdüm." arabanın anahtarını uzattı

"Hemen al gel." gözlerindeki tehdit i görmek zor değildi. Titreyen elimle anahtarı aldığımda kaşları çatıldı

"İyi misin?"

"İyiyim sadece Üşüdüm  dedim ya."

"Tamam al da gel hemen." başımı salladım ve titreyen ayaklarımla arkamı dönüp galeriden çıktım.

Hemen jeep'e yaklaştım, o adam arkaya doğru çekti

"Benden ne istiyorsun?"  dedim korkuyla

"Korkma sana bir şey yapmayacağım sadece bir şey yapmanı istiyorum."

"Ne... ne yapacağım, ben bir şey yapamam ki Demir beni öldürür."

"Hiçbir bok yapamaz." cebinde bir telefonun neredeyse iki katı büyüklüğünde bir şey çıkardı.

"Bunu akşam açılışa gittiğinizde fırsatını bulduğun bir yere yapıştır. Yapıştırdık da sonra kırmızı düğmeye bas. Ondan sonra sadece 40 saniyen kalacak. 40 saniye sonra bu patlayacak 40 saniye içinde olabildiğin kadar uzaklaşman gerekiyor."başımı salladım

"Hayır yapmayacağım, yapamam, o kadar insanın ölümüne sebep olamam."

"Bu adamın seni zorla kaçırdığını biliyoruz, seni yanında zorla tuttuğunu da biliyoruz. Gürkan abi de bu geceden sonra seni ailenin yanına götürecek, sen de bu orospu çocuğundan kurtulacaksın." başımı sağa sola salladım. Arkama dönüp baktığımda Demirin gelmesinden ölesiye korkuyorum

"Hayır yapamam Demir ne kadar beni kaçırsa da böyle bir şey yapamam. Kimseye zarar veremem ben."

"Sen zarar vermeyeceksin biz vereceğiz."

"Sen sadece dediğimi yap. Al bunu yapıştır yeter."

"Bu arabanın altına yapıştırıp bizi öldüredebilirdin sen neden yapmadın?"

"Birincisi Bu arabanın içinde sen de varsın senin hiçbir suçunun olmadığını biliyoruz. ikincisi Demirle birlikte diğerleri de ölecek. Füşmanlarımız bu akşam birleşecekler orada.

Başımı salladım

"Yapamam öldürürler beni." elmi açıp Elimin içine koydu

"Yaparsın, yapmak zorundasın. Biz bir ablan ve abinin olduğunu biliyoruz.  Onlar için yapacaksın, yapmazsan ikisini de öldürürüm." benim abimle ablamın bu insanlardan çektiği neydi Allah aşkına!

Daha sonra cevap bile vermeme müsaade etmenin arkasını dönüp çekip gitti. Elimde titreyen şeyi hemen avuçlarıma Sakladım Arabanın kapısını açıp ceketimi giydim ve Ceketimin cebine koyup galeriye girdim

Ne bok yiyecektim bundan sonra!

Girdiğimde Demire yaklaştım O da kalkmış yanıma geldi

"Gidiyoruz." dedi başımı salladım ve tekrar çıktık arabaya bindiğimizde aklım hala Allak bullaktı.

Demir arabayı çalıştırırken bana döndü

"Bir şey mi oldu benzin bembeyaz olmuş?" Yüzümü ona çevirdim

"Yoo, bir şey yok." biraz daha yüzüme bakıp tekrar önüne döndü.

Saat akşamın dokuz buçuğuydu. Ben geldikten sonra bir duş almıştım. Saat öğleden sonra olduğu için yemek yemiştik yemeğimizi yine odaya istemişti.

Şimdi de üzerimizi giyinip arabaya bindiğimizde. Cebimdeki bomba hala diken üstündeymişim gibi hissettiriyordu. Ne yapacağımı bilmiyorum, ablam ve abim için orada bir sürü insana nasıl okuyacaktım.

Ama demirden de kurtulabilirdim,..

"Sana diyorum lale!" deyince daldığım düşüncelerden uzaklaşıp Demire baktım

"Ne? Anlamadım?"

"Aklın nerede senin, hala Yarınki nişan meselesi mi o yüzden mi böyle tavırlısın bana?"

"Yok sadece biraz başım ağrıyor."

"Çok kalmayız, hemen döneriz merak etme." başımı salladım. Demir'in yüzüne bakakaldım o arabayı sürerken.

Evet onu sevmiyordum beni kaçırdığı için ondan nefret ediyordum. Ama bir insanın ölümüne nasıl sebep olacaktım! Gözlerimin dolmasına engel olamadım. Bu kişi Demir de olsa. Kimseye zarar veremezdim ki ben!

Demir gürültü ile arabayı durdurup bana döndü

"Söyle durma! şöyle bakmayı da kes!"

"Ne dediğini anlamadım?"

"Tamam bu kadar üzülüyorsan yarın bir saat gideriz tamam mı. Bir saatte ablanı abini görürsün, daha sonra zorluk çıkarmadan Ankara'ya döneceğiz." vicdan azabı boğazımdan tutup sıkmaya başladı. Gözlerimden yaş düşerken acıyla daha çok ağlamaya başladım. Demir çenemi tutup başımı kaldırdı

"Niye ağlıyorsun? Tamam dedim ya! Ağlama artık!" Yutkunurken gözlerimi kaldırıp gözüne baktim

"Demir." Diye fısıldadım cebimden çıkardığım bombayı ona uzattım. Gözleri elimdeki bombaya düşünce kaşları çatıldı. Elini çenemden çekerken bombayı yavaşça aldı

" Nereden buldun bunu?"

"Zorla verdi, yemin ederim zorla verdi. almadım, almak istemedim ama ablamla ve abimle tehdit etti beni-"

"Kim?" diye sordu ofkeli sesiyle

"O adam. Geçen gün dövdüğün... club'tayken."

"Ne zaman verdi orospu çocuğu sana Bunu!"

"Bugün sen galerideyken ben ceketi almaya çıkmıştım ya-"

"Yalan mı söyledin bana!"

"Korktum-"

"Devam et!" Diye bağırdı

"Bunu verirken gittiğimiz mekanda bir yere takıp üzerine düğmesini bastıktan 40 saniye sonra çalışacağını söyledi. 40 saniyede oradan uzaklaşmamı daha sonra patlayacağını söyledi. Sadece senin değil oradakilerin de ölmesini istiyorlardı." Demir iç çekip sırtını koltuğa yaslarken cebinden bir sigara çıkarıp yaktı

"Ben istemedim yemin ederim istemedim."

"Niye?" diye sordu dudaklarından çektiği sigaranın külünü dışarıya dökerken,
"Neyi?"

"Niye istemedin? eğer bana şimdi söylemesen benden kurtulabilirdin, tek bir kurtulma şansın vardı."

"Beni kaçırmış olsan da  ölmene göz yumamazdım. Hem de benim yüzümden bir sürü insanın canı alınacaktı. Ben bunu nasıl yapardım? ben kimseye zarar veremem, buna sen de dahilsin. " sigarasını söndürdükten sonra tekrar bana döndü

"Bu geceyi bir atlatalım ben bu bombayı onun götüne sokacağım."

"Demir o adam bana eğer bugün bunu yapmazsam ablamla abime zarar vereceğini söyledi."

" Korkma Hiçbir bok yiyemezler. Ben halledeceğim. Yeter ki her zaman Şimdiki gibi dürüst ol." başımı salladım

"Yarın ablamla abimi görebileceğim değil mi? Kararin değişmedi."  güldü

"Göreceksin."

⏳️

Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin 💋💋

Continue Reading

You'll Also Like

YUVA By _twclr

Teen Fiction

897K 43.6K 50
Amelya 20 yıl sonra aslında ailesinin gerçek olmadığını intikam için bebeklerin karıştırılmasına nasıl bir tepki verecek gelin hep birlikte okuyup öğ...
827K 37.4K 20
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuni...
2M 72.4K 59
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
4.3M 122K 41
054* ***: benim seninle sevişme 054* ***: pardon antrenman yapma ihtimalim nedir? - : kapak tasarımı için @gokbuttired 'a çok teşekkür ederim.<3 :