O KIZ BENİM +18

بواسطة psikopatcivciv012

630K 22.8K 8.1K

"Bana büyü mü yaptınız!" . Hayatını kurtardığı adam tarafından kaçırılan Lale. Hayatını kurtaran genç kıza... المزيد

-1-
-2-
-3-
4
-5-
-6-
-7-
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-
-13-
-14-
-15-
-16-
-17-
-18-
-19-
-20-
-21-
-23-
-24-
25
-26-
27
28
29
-30-
31
32
33
34
-35-
36
-37-
38
39
40.
41.

-22-

15.1K 574 209
بواسطة psikopatcivciv012

Kendimi hafif geriye çekince Demirin elleri boşlukta kaldı yönümü önüme çevirdim

"Gdelim mi artık." diye mırıldandım. Birkaç saniye durduğu yerde durdu daha sonra kendini geriye çekti ve arabayı çalıştırdı araba yol almaya başlarken başımı cama yaslayıp yolu izlemeye başladım

Demirden de, hislerinden de korkuyordum. Ona karşı bir şey hissetmiyordum hissedemezdim her şeyi zorla yaptıran zorba'nın tekiydi.

Alışık olmadığım bir ses yükseldi arabadan. Demir cebinden çıkarınca telefon olduğunu gördüm. Bu yeni telefon olmalıydı acaba numarasını verdiğim telefon neredeydi...

"Söyle." dedi telefonu açarken

"O ne demek oluyor lan! siz ne güne duruyorsunuz!" konunun ne olduğunu bilmiyorum ama Demir Çok öfkeli duruyordu

"Olmaz ben düşüneceğim." deyip telefonu kapattı. Sonra bir küfür savurdu. Hala kime bu kadar sinirlendiğini anlamamıştım

"Eve gittiğimizde bir şeyler ye üzerini değiştir çıkmamız lazım."

"Neden, nereye?"

"İşimiz var." 

"Benim senin yanında ne işim olabilir-"

"Lale!" diye bağırdı birden. Arabanın içinde korkuyla sıçrayıp kendimi koltuğa yasladım. Ağzımı açmama bile izin vermiyordu 'hayvan mıyım?'diye sorduğu zaman 'Evet hayvansın!'  deseydim keşke...

Araba evin önünde dururken indim O da arabadan indiğinde yanıma geldi zili çalıp beklerken

"Bir iki günlük bir şeyler al yanına, uzayabilir." Ankara'dan gidecek miyiz diye soracaktım. Ama arabadaki bağırmasının üzerine hiçbir şey sormadım. Sadece başımı salladım.

Eve girdiğimizde "hoş geldiniz." diyen Merve'ye başımı salladım sadece daha sonra merdivenlerden yukarıya çıktım. ve kaldığım Odaya girdim.

Demir Bey'in EMRETTİĞİ üzerine küçük bir çanta hazırlamıştım, daha sonra banyoya girip küçük bir duş almak istedim.

Hangi ara konduğunu bilmediğim şampuan saç kremi duş jeli taraği kullanarak küçük duşun buyuk bir banyo yapmaya çevirmiştim.

Halbuki geçen sefer girdiğimde sadece bir tane şampuan vardı onu kullanıp iki dakikada çıkmıştım. Çıktıktan sonra mis gibi kokan saçlarımın suyunu havluyla alabildiğim kadar aldım.  Üzerime o gün baktığım ama Demirin bütün baktığı elbiseleri de verin dediği kare yaka kahverengi triko elbiseyi giydim. Kolları uzun ve boyu dizimin epey altındaydı. 

Elbise çok güzeldi...

Kendime son kez aynadan bakıp çantayı aldım ve aşağıya indim. İner inmez mutfağa girdim Merve masayı hazırlıyordu. Beni görünce

"Yemek hazır Lale Hanım, siz oturun ben Demir beye haber vereyim başımı sallayıp masaya oturdum.

Acaba nereye gidecektik? meraktan çatlasam da sormayacaktım bir dakika bile geçmeden Demir'in mutfağa girdiğini gördüm gözleri üzerimi süzdü hatta kare yaka giydiğim için açık olan gerdanımda bayağı durdu daha sonra sanki boğazını temizlediğini duydum.

Karşıma oturdu yemeklerimiz yerken ne o ne de ben konuşmuştuk kaşığımı bırakıp suyumu içtiğimde gözlerimi kaldırdım. Oanda onun da bana baktığını fark ettim

"Yukarıya çık önce saçımı kurut sonra üzerini değiştir hemen çıkacağız." kaşlarımı çatıldı

"Üzerimi yeni giydim."

"Bu kılıkla gidemezsin."

"Neyi varmış, sen almıştın o gün." Kaşları çatıldı

"Ben ne aldığıma baktım mı, ne baktıysa alsın dedim." Hayretle yüzüne baktım

"Saçmalıyorsun, bu elbisenin hiçbir şeyi yok."

"Var."dedi başını sallarken

"Elbise sana haddinden fazla yakışmış, zaten bembeyazsın."  gözlerimi devirip kendimi geriye yasladım. İlk defa biri çok beyaz olduğum için yakıştığını söylüyordu. Halbuki ben hep ablam gibi esmer olmak istiyordum.

"Devirme gözlerini hadi dediğimi yap çıkacağız." Kollarımı göğsümün üzerinde birleştirdim

"Değiştirmek istemiyorum. Her şey senin istediğin gibi oluyor, benim istediğim hiç bir şey olduğu yok."

"Benim istediğim gibi olacak zaten." dedi acımasızca

"Ben gelmiyorum." deyip ayağa kalktım yanından gidecekken kolumu tuttu. O oturuyordu ama boyu o kadar uzundu ki o otururken bile neredeyse aynı boydaydık

Tamam o kadar da değildi ama bayağı uzundu işte.

"Trip atma." diye fısıldadı kolumu elimden çektim

"Ne haddime Demir bey."

"Lale!" dedi uyarıcı bir tonda. Ondan korkuyordum ama bir şeyler de söylemezsem her şeyiyle beni ele alacağını hissediyordum.

"Giydiğim kıyafeti sana sormayacağım, bu kadarı da fazla. Hepsini geçtim elbisenin boyu dizlerimin altında!" Diye serzenişte bulundum

"Önemli olan açık yada kapalı olması değil zaten. Önemli olan sana çok yakışmış olması."

"Yakıştığı için giydim zaten." Dedim hemen ardından

"Sanki başka frekanslarda konuşuyormuşuz gibi."dedi parmaklarıyla burun kemerini sıkıştırırken

"Bence de." tekrar yanından geçtim. Bu sefer engel olmamıştı yanından geçip gittiğim zaman salona geçtim ve oturdum kendimi geriye yaslayıp kaşlarımı çatarak pencerenin dışındaki bahçeye bakıyordum

"Tamam böyle git kalk hadi." Omuz silkip yüzüne bakmadım.

"Sikeceğim tribini Lale! Tamam dedim amına koyayım. Niye tavırlısın hala!" Yüzümü buruşturdum geriye dönüp yüzüne baktım

"Utanmaz ve arsızsın ağzından çıkanı kulağın duymuyor. Ayrıca gelmek istemiyorum sen git."  Kaşları çatılırken önüme döndüm.  Demir yanıma gelip tam karşıma geçti. Ben koltukta otururken o ayaktaydı.

"Lale sen beni sınıyor musun? Eğer öyle yapmaya çalışıyorsan yerinde olsam yapmazdım."

"Hiçbir şey yapmaya çalışmıyorum." dedim

"Sadece sinirlerimi bozuyorsun." kaşları daha da çatıldı. Hep onun mu bozuluyormuş şimdi de benim ki bozuluyordu.

"Sinirlerini mi bozuyorum?" Sesinde hayret uyandıran bir tını vardı. Omuz silktim

"Ne giyeceğime karışamazsın. Bu çok saçma!" 

"Dışarıdaki sapık piçlerin seni böyle görmesini istememem kötü bir şey mi!"

"Evet." dedim açık açık

"Bir nevi sen de sapık sayılırsın. Senin yanında böyle giyinmeyi birak evinde kalmak zorundayım." Ağzından çıkanı gerçekten kulağım duymamıştı. Demir sinirle güldü. Pişman olsam da iş işten geçmişti artık

"Ben miyim sapık?"  cevap vermedim konuyu kapatsam mıydım keşke az önce.

Kalk dediğin de hemen kalksaydım of!

"Sana soruyorum, ben miyim sapık?" yerimden yavaşça kalktım

"Geleyim bari. Tartışmayalım daha fazla." Diye mırıldandım yüzüne bakmadan. Demir Kollarımı tutup kendine çekti

"Önce sorduğum soruya cevap ver, sonra zaten geleceksin." Onjn bu anı tepkileri beni delirtiyordu. 

"Evet." Diye fısıldadım

"Sapık gibisin işte."

"Sen daha sapık halimi görmemişsin." diye mırıldandı gözleri dudaklarıma düşerken. Onun ne demeye çalıştığını anladığım anda elimi göğsüne koyup ittim

"Tamam anladım artık çeker misin ellerini!"  Demir ikirletmeden elini çekti kollarımdan.

"Ben dışarıdayım, 2 dakikaya arabada ol."  deyip yanımdan geçti gitti. Yerimde sinirle kudururken arkasından baktım

Çok sinir bozuyordu...

⏳️

Gözümü huzursuzlukla açtım ve etrafa baktım hala arabadaydık, yola çıkalı kaç saat olmuştu bilmiyorum ama hava aydınlanmak üzereydi. Biz çıkarken de kararmıştı. Akşam yola çıktıktan 1-2 saat sonra uyumuştum.

Bu kadar saat nereye gidiyorduk?

Kaşlarım çatılırken Demire baktım hiç uyumadığını belli eden gözleri yolu takip ediyordu. Biraz doğrulduğumda onun arabaya binerken giydiği ceketini üzerime örtülmüş olduğunu fark ettim.

Ceketi üzerimden kaldırıp arka koltuğa bırakırken gözleri bana döndü

"Neredeyse geldik." Dedi sanki soracağımı biliyormuş gibi

"Nereye?"

"İzmir'e." Gözlerim sağ tarafta İzmir yazılı tabelayı görünce irileşti

"İzmir'e mi?"  Başını salladı

"Niye geldik ki buraya?" 

"Bir mekan açma işim var, açılışa katılıp hemen gideceğiz."

"Mekan derken?" diye sordum tek kaşım havalanırken.

"Clup, geçen gördüğün varya onun gibi." Dedi tane tane. Sanki ben malmışım gibi.

Aklıma kuzenlerim geldi. Neredeyse bütün akrabalarım buradaydı. Acaba görmek istediğimi söylesem ne derdi?

Hayır diyecekti.

O anda aklıma bir fikir geldi. Belki bu sefer gerçekten kaçabilirdim. Demir benim burada akrabam olduğumu bilmiyordu. Kaçsam bakacağı ilk yer otogar yada karakoldu. Sonrada abimleri gözetlerdi ama asla burada akrabam olduğunu bilmezdi.

Kalbim heyecanla korku karışık çarpmaya başladı.

Yakalanırsam da beni mahvederdi.

Ablan ve abine zarar vereceğim demişti...

Ama ya kaçmış değil de kaçırılmış olarak kendimi gösterirsem...

Sağlam bir plan yapıp kaçmalıydım. Sular biraz durulunca da ablamlara haber verirdim.

"Demir?" Dedim adını söylediğimde etkilendiğini bildiğim için. Onun aklını bugün iyice karıştıracaktım. Yutkunurken adem elması oynadı.

"Evet?"

"Ne kadar kalacağız burada?" Bana yandan bi bakış attı

"Yarın gideceğiz."

"Ankaraya alışmıştım hemen gidelim." Diye yalan söyledim. Başını bana çevirip bir süre yüzüme bakınca ciddi durmaya çalıştım

"Bu gece açılış var belki hemen sonra çıkarız." Başımı salladım

"Tamam." Bugün benim son şansım olabilirdi...

⏳️

Araba yarım saat gibi bir sürenin sonunda durunca bir otelin önündeydik. Demir ile beraber indiğimizde Demir benim ve kendisine ait olan çantaya aldı.

Gelen valeye anahtari bıraktı ve boşta kalan eliyle de elimi tutunca elimi hemen çekmeye çalışma ama izin vermedi

"Elimi tutma!"

"Sus." dedi ve beraber otele girecekken üstünde Lodos yazdığını görünce artık şaşırmıyordum gerçekten de çok zengin olmalıydı.

Otelin içine girdiğimizde orta yaşlarda kısa boylu bir adam yanımıza geldi

"Hoş geldiniz Demir Bey. Yolculuğunuz nasıl geçti?" Demir kısa bir an durdu

"İyi hazır mı oda."

"Evet Demir Bey odanız hazır."

"Odalar demek istedin değil mi ayrı ayrı herhalde-" dedim adama bakarken Demir bana öyle sert baktı ki hemen sustum. Adam demire kart uzattı

"Buyurun Demir Bey kapı kartınız." Demirle beraber asansöre doğru yürüdük asansörün düğmesine bastı bide süre sonra asansör kapıları önümüzde açılınca ikimiz de girdik

"Ne saçmalıyorsun sen adamın yanında!" deyince

"Saçmalamıyorum, aynı odada kalacak değiliz herhalde."

"Aynı odada kalacağız." dedi üstüne basa basa

"Sonuçta diğer odada kalıp da bir haltlar yemeyeceğini nereden bileyim, gözümün önünde ol." gözlerimi devirdim.

Asansör 20. katta durunca beraber indik Demir kalacağımız odanın kapısının önüne gelince kartla kapıyı açtı sonunda elimi bıraktığında hemen ellerimi Ceketimin cebine koydum .

O önde ben arkada odaya girdiğimizde Demir arkamdan kapattı. Oda muhteşemdi kral dairesi dedikleri bu olsa gerekti.

Kahverengi ve Kırmızının ağır olduğu oda şimdiye kadar gördüğüm en güzel o da olabilirdi boydan boya penceresi pencerenin ardında çok güzel bir balkonu vardı hatta balkon demek buna az kalırdı teras gibiydi.

" Nasıl beğendin mi?" diye sordu Demir omuz silktim

"Iyi." dedim sadece.

Allah çarpardı bu odaya sadece iyi denir miydi?

Demir elindeki çantaları bırakırken bana doğru geldi

"Her ayrıntısıyla ayrı ayrı ilgilendim.  iyi değil fazla iyi demeliydin."

"Soyadın Lodos yerine ego olmalıydı." diye mırıldandım

"Egolu değilim. Sadece gerçekler." Üzerindeki kazağı bir hamlede çıkardı

"Uyuyacağım çok uykusuzum." Dedi hemen arkamı döndüm. Onda edep denen bir şey yoktu.

"Ben nerede uyuyacağım?" Dedim ve şimdi fark etmiştim odada koltuğa dair hiçbir şey yoktu sadece terasta vardı orası da çok soğuk görünüyordu

"Yatakta." dedi düz bir sesle

"Peki sen. Sen Nerede uyuyacaksın?" dedim bu sefer aynı yatakta uyumayacaktık değil mi?

"Yatakta." dedi yine

"Nasıl yani-"

"Lale ilkokul çocuğu değilsin değil mi? beraber yatakta uyuyacağız." kaşlarım çatılırken dönüp yüzüne dik dik baktım. Gözlerim vücuduna kaymadan Doğruca gözlerini bakarak

"Seninle aynı yatakta uyumam!" 

"Yerde yatarsın o zaman." dedi ve yatağın içine girdi ağzım açık kalırken etrafıma son kez baktım

"Senin bu muhteşem odanda, niye bir koltuk yok, hem de o kadar çok boş yer varken?"

"Canım öyle istedi."

"Lütfen söyler misin bana da bir oda ayarlasınlar-"

"Işığı kapat uyuyacağım."

"Sana diyorum duymuyor musun?" Cevap vermedi yüzünü yastığa gömüp uyumaya başladı. Kaşlarım çatılırken ceketime daha çok sarılıp terasa çıktım.  Etrafıma baktığımda yukarıda her yer çok güzel görünüyordu sonra denizi fark ettim. Denizi özlemiştim.

Bu otelin kendisi gibi gerçekten de manzarası da çok güzeldi. Üşümeye başladığımda oradaki koltuğa oturup kendimi sarmaladım öleceğimi de bilsem onunla aynı yatağa girip uyumayacaktım. Dönüp odaya baktığım da o hayvan gibi uyuyordu.

Tekrar önüme dönüp Gözlerimi kapattım biraz uyumaya çalışsam iyi olurdu ama üşüyordum çok üşüyordum.

İnşallah ölmezdim...

⏳️

Vücudumu ateş basmış gibi sıcaktı. Gözlerimi açtım ve etrafım baktım hangi ara buraya gelmiştim, en son balkonda uyuyordum...

O anda birinin ağırlığın üstümde hissettim gözlerimi iyileşirken sağ tarafıma baktım. Demirin bir kolu ve bir bacağı üzerimdeydi. Çığlık atıp onu üzerimden itmeye çalıştım

"Ne yapıyorsun sen, çekil üzerimden!" Demir bir gözünü açıp yüzüme ters ters baktı

"Sabahın köründe ne bağırıyorsun kulağımın dibinde!" hala onu üzerinden itmeye çalışıyordum

"Üzerime yatıyorsun çekil!" kolunu ve bacağının üzerinden çekip kendi tarafına yattı hemen yataktan kalktım Demir uyumaya devam ediyordu. Şaşkınlıkla ona baktım

"Sen beni hangi ara getirdin buraya!"

" Gece uyanıp terasa baktım sana buz gibi olmuşsun, insanlık yaptık getirdik Kes sesini!" Gözleri hala kapalıydı ve uyumak üzereydi tekrar

"Yapmasaydın insanlığını. Senden böyle bir şey istedim mi? Bir de sarmışsın sarmalamışsın!"

"Isın diye sarılmıştım sonra da uyuyakalmışım." Dedi sanki çok normal bir şeyden bahseder gibi.

"Seninle aynı yatakta yatmamak için balkondaydım ben." Demir Bu sefer başını yastıktan kaldırdı yüzüme dik dik baktı

"Ben geldiğimde götün donuyordu, biraz daha gelmesem geberecektin!"

"Geberseydim!"

"Sesini kes!" diye bastırdı

"Biraz daha uyuyacağım sus."  dedi ve tekrar yattı sinirden ellerim titriyordu

"Uyuduğum yastığı aldım. Sonra banyoya doğru ilerledim banyonun kapısının önünde durup bütün hırsımla Demirin yüzüne yastığı fırlatıp banyoya girdim ve kapıyı üst üste kilitledim

"Lan... Lale! Eninde sonunda çıkmayacak mısın oradan! Göstereceğim ben sana!" omuz silkerken biraz rahatlamıştım. Küçük bir duş almak istedim. En azından zaman geçerdi biraz.

Duş alıp çıktığımda yanıma kıyafet almadığım için çıkardıklarımı tekrar giymiştim. Saçlarımı da hafif kurutup dışarıya çıkmaya yeltendim. Acaba Demir hala uyuyamıyor muydu?

Odadan çıkıp kaçsamıydım yakalanırsam da kahvaltı için indim derdim. Evet mükemmel zekam yine kendini belli ediyordu.

Banyonun kapısını yavaşça açtım, yatağa baktığımda Demir görünmüyordu. Tamamen çıkıp kapıyı kapattım. Gözlerim terasa kayınca Demiri orada sigara içerken gördüm.

Acaba yüzüne yastık attığımı unutmuş muydu ?

Üzerinden yarım saat bile geçmemişti nasıl unutsun!  Belki de tınlamazdı, oturup burada celladını beklemeyecektim. Adımlarımı balkona çevirdim balkon kapısını açıp dışarıya çıktığımda yanına adımladım.

Nolacaksa olsun artık...

"Ne yapacaksan yap tamam mı? yüzüme yastık mı basacaksın yoksa yastıkla kafama kafama mı vuracaksın. Ne yapacaksan yap, böyle tetikte beklemek çok sinir bozucu."

Demir bana döndüğünde yavaş adımlarla üzerime gelmeye başladı

"Sonuçları o kadar basit mi olacaktı?"

"Basit mi? bu söylediklerim basit miydi? Ben sana yastık fırlattım seni sopayla dövmedim." bir anda dudakları kıvrıldı

"Olabilir. Ben her zaman bana yapılanı bin katını yapmaya alışkınım." gözlerimi hemen gözlerimden kaçırdım

"Acıktım." Demir hala üzerime gelmeye devam etti . Birkaç adım geriye gittiğinde kolonlardan birine sırtım değdi

"Acıktım diyorum."  tam karşıma geldiğinde boştaki eli başımın yanında yerini aldı. Içine çektiği sigaranın dumanını yüzüme üflerken

"Ben de acıktım." dedi yüzümü buruşturup dumanın gitmesini bekledim

"Sabahın köründe sigara mı içiyorsun, hem de aç karnına. Çok zararlı-"

"Hayatımda zararlı olan çok şey var." Öyle konuştu ki sanki zarar bendim.

"Yani buradaki zararların biri de ben miyim?" diye sordum

"Sen söyle, sen bana zarar mısın, yoksa şifa mısın?" Omuzlarımı silktim

"Sadece acıktım." dedim konuyu değiştirmek istemiştim hemen. Demir yüzüme öyle bir baktı ki sanki yiyecek bendim

"Ben de acıktım."  Tam o anda odanın kapı sesini duyunca rahatlayıp Demirle duvarın arasından çıktım. Demir önden ben de arkadan odaya tekrar girdik.

  Demir ilerledi ve kapıyı açtı açtığı anda 20'li yaşlarda çok güzel bir kız odaya girdi

"Demir, gelmişsin. Seni gördüğüme çok sevindim." sonra kızın gözleri bana dönünce yüzündeki gülümseme soldu.

Kızın kim olduğunu bilmiyordum ama gözlerindeki ışığa bakılırsa Demire kör kütük aşık olduğu belliydi...

⏳️

Geciktiğim için çok özür dilerim...

Vote vermeyi unutmayın muah💋💝

واصل القراءة

ستعجبك أيضاً

2M 73.5K 60
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
190K 9.4K 20
Staj yaptığım hastanede karışan o kız çocuğu bensem?
536K 19.6K 49
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...
1.1M 36K 20
"Bana cehennemi yaşatmana rağmen, sen benim cennetimsin Meira." Fantastik değildir, karanlık aşk türündedir. DİKKAT! Bu kitapta cinayet, psikolojik...