Khaenri'ah'ın Hırsı
Birkaç bin yıl önce, eski uygarlık Sal Vindagnyr'in düştüğü sıralarda, Khaenri'ah krallığı tanrısız bir ulus olarak kuruldu ve sakinleri uluslarını "insanlığın gururu" olarak görüyordu. Khaenri'ah'ın varlığı ve tanrılardan bağımsız olarak yaşama amacı Teyvat'ta bir sır değildi, ve Yedi Ulus'tan insanlar Khaenri'ah'ın orijinal kurucularından oldular.
Khaenri'ah halkı, sözde "tanrıların" ve özellikle de Göksel İlkeler olarak bilinen varlığın aslında bu dünyaya yabancı olduğundan ve dünyayı orijinal sakinlerinden gasp ettiğinden şüpheleniyordu. "Teyvat'ın [yıldızlı] göklerinin sahte olduğu" söylentisini biliyorlardı. Khaenri'ah, tanrılara isyan etmek ve onları devirmek için planlar yapmaya başladı. Celestia'ya karşı savaşmanın bir yolu olarak artık Harabe Makineleri olarak bilinen Otomatları geliştirdiler ve başlangıçta " Harabe Muhafızlarını " "Tarla Çiftçileri" olarak adlandırıyorlardı.
Khaenri'ahn'ın The Seven'ın kurulmasına yol açan Archon Savaşı'na bakış açılarıyla ilgili çok az açıklama ortaya çıktı . Ancak, bu süre zarfında bazı önemli faaliyetlerde bulundular. Harabe Makineleri Teyvat'ta 3.700 yıl kadar erken bir tarihte ortaya çıktı ve bazıları Guizhong (Toz Tanrısı) tarafından mekanik araştırmalar sırasında toplandı. Enkanomiya'daki son insanların Watatsumi Adası'na göç etmesinden kısa bir süre önce Khaenri'ah'tan diplomatlar, tanrıların gaspçı olduğuna dair kanıt bulmak için Enkanomiya'ya gittiler. Güneş ve Ay'dan Önce yasaklanmış kitabı çalmaya teşebbüs ettiler.
Tanrıların, uzun tarihi boyunca Khaenri'ah'a karşı neden hiçbir zaman harekete geçmediği belli değil, ancak Celestia'nın Khaenri'ah'ın doğası gereği yozlaştırıcı olan yasak bilgi nedeniyle nihayet 500 yıl önce harekete geçtiği ima ediliyor.
Uçurum ve Yasak Bilgi
Abyss'in gücü, Teyvat dünyasına "uzaylı" olarak tanımlanır ve tanrıların gücünü lekeleyebilecek tek güçtür. Uçurumun derinliklerinden kaynaklanan yasak bilgi, Bilgelik Tanrıları tarafından bile anlaşılamaz ve ölümlüler üzerindeki etkileri hem tehlikeli hem de çıldırtıcıdır, onları delirtebilir ve Eleazar gibi ölümcül hastalıklar olarak tezahür edebilir. Withering'in kanıtladığı gibi,
"Dünyanın kendisi onun etkisi altında çürüyor ve ölüyor gibi görünüyor. Eğer yasak ilim tamamen ortadan kaldırılmazsa, onun izleri dahi sonsuza kadar dünyayı musallat etmeye devam edecektir."
Teyvat'ta Abyssal gücünün ilk varsayılan ortaya çıkışı, İlksel Olan ile İkinci Gelen arasındaki savaş sırasında meydana geldi. Bir zamanlar insanlığa rehberlik etmekle görevli göksel elçiler olan Seelie ırkından sağ kurtulan Nabu Malikata(Çiçek Tanrıçası), Kral Deshret'e istilacıların gökkubbenin ötesinden gelip yanlarında yıkım getirerek, nehirleri alabora ederek, vebalar yayarak nasıl anlattıklarını ve bu işgalcilerin sadece Seelie'ye savaş getirmekle kalmadığını, aynı zamanda karadaki prangaları kırmaya da çalıştıklarını söyler. Daha sonra, İlkel Olan, aynı zamanda fani diyarı da yerle bir eden yeryüzünü onarmak için ilahi çivileri atar. Bu, kabaca Sal Vindagnyr'in yıkımının zaman çizelgesiyle aynı hizadadır ve bu da Khaenri'ah krallığının bu zaman diliminde oluştuğunu gösterir.
"Prangalar", "yedi döngüden" birini veya tümünü içerebilir; "güneş, ay ve ağırlık;" "yaşam ve ölüm arasındaki engel ve/veya "orijinal kurallar, hükümler ve lütuf ilkeleridir." Kral Deshret, kara zehirin yeryüzüne nüfuz ettiğinden bahseder, burada "kara zehir" Abyssal gücüne atıfta bulunur ve
"Zehirden gelen canavarca iz kesilmelidir, çünkü zehir almak daha derin bir günahtır. Ama fısıltılar ne kadar tatlı olabiliyor ve bahsettikleri bilgelik ne kadar açık..."
Kral Deshret, Göksel İlkeleri bizzat devirmeyi umarak, daha sonra istemeden yasak bilgiyi yayarak krallığını mahvetti.
Khaenri'ah'ın altında bulunduğu Sumeru'da, Uçurum ve/veya yasak bilgiyle ilgili dört önemli olay daha meydana geldi. İlk iki olayın Khaenri'ah veya afetle doğrudan bir ilişkisi olmasa da, Abyssal gücünün Teyvat'a olan yıkıcılığını gösterir:
Birincisi, binlerce yıl önce, Ormazd'a karşı intikamının son parçası olarak Liloupar, sonunda Abyss'in gücünü vaha krallığını kasıp kavurmak için kullandı. Parvezravan ve şehrin sakinlerinin çoğu canavara dönüşürken, başkent yerin içinde derin bir uçuruma düştü. Şehri bir veba da sardı ve halkı harap etti.
İkincisi, Liloupar'ın olayından önce Nabu Malikata, insanlığı "tanrıların tanrısı" yapma hırsını ilerletmek için Kral Deshret'in göklerin ve Uçurum'un sırlarını öğrenmesine yardım etmek için kendini feda etti. Bu, ülkenin bir kum fırtınası tarafından yutulmasına neden oldu ve Kral Deshret hayatta kalırken, insanlığı "tanrıların tanrısına" dönüştürmeye yönelik devam eden girişimleri, sonunda Liloupar'ın olayından bir süre sonra halkına yasak bilgiyi getirdi. Bu bilgi, halkının zihinlerini "çılgın fısıltılar" ile doldurarak ve vücutlarında karanlık nekrotik pulların tezahür etmesine neden olarak, bir zamanlar şanlı çöl uygarlığının sonunu getirdi. Büyük Lord Rukkhadevata'nın zamanında müdahalesi olmasaydı, toprağın kendisinin kuruyup gideceği ima edilir. Hastalığın yayılmasını yavaşlatmak için yaşamın ilahi gücüyle aşılanmış tapınaklar inşa ederler. Bu tehdit ancak Kral Deshret'in kendini feda etmeyi seçmesi ve yasak bilgiyi dünyadan sonsuza dek temizlemesi sonrasında tamamen ortadan kaldırılır.
Üçüncü olarak; Afet sırasında, Abyssal gücünün ve yasak bilginin yeniden canlanması meydana geldi. Bu kez, felaket o kadar şiddetliydi ki, yağmur ormanını mahvetti ve Irminsul'un kendisine ve dolayısıyla Irminsul'un avatarı olan Yüce Lord Rukkhadevata'nın bilincine bulaştı. Dendro Archon, bilgi kirliliğiyle mücadele etmeye çalışırken hayatını feda ederken, onun ilerlemesini ancak izleri Irminsul'daki yozlaşmış bilincinde kaldığı için durdurabildi, Soldurma Bölgeleri yarattı, Eleazar'a neden oldu ve hatta çölde depremleri ve kum fırtınalarını tetikledi. Küçük Lord Kusanali , bilgi kirliliğini başarılı bir şekilde ortadan kaldırdı (Archon Questler sırasında yapılanlar) Irminsul'daki Yüce Lord Rukkhadevata'nın kalan hatırasını sildi - ama bu, tüm Teyvat dünyasının Rukkhadevata'nın var olduğunu unutması pahasına gerçekleşti. Daha sonra Rukkhadevata'yı hatırladığı bilinen tek kişi, Teyvat kanunlarının dışında yatan Gezgin'dir.
Son olarak; Tufan sırasında, Kumların Kuşağı olarak bilinen bölge, Nagarjunitlerin yanında yolsuzluğa karşı savaşmak zorunda kalan peri benzeri bir ırk olan Pari ile Uçurum'dan büyük ölçüde etkilendi. Vourukasha Oasis'te saf enerjiyi serbest bırakan büyük bir ağaç filizlenirken, Tunigi Hollow'da içinden bir Abyssal enerjisi akımı aktı ve her iki tarafın da son 500 yılda bir çıkmaza girmesine neden oldu. Gezgin araya girene, dipsiz gücü ortadan kaldırana ve Puri'nin yardımıyla ağacı temizleyene kadar ağaç çökmenin eşiğine geliyordu.
Khemia Sanatı
Khaenri'ah'ta geliştirilen ve yaşamın kendisinin yaratılmasına izin veren bir simya biçimi olan Khemia Sanatı'nın da Khaenri'ah'ın yok edilmesinin bir nedeni olduğu ima edilir. Khaenri'ah yeraltında çok az doğal faunaya sahip olan bir yerde kurulduğu için, Khemia Sanatı, hayatta kalabilme adına yaşam yaratmanın bir yolu olarak geliştirildi. Khemia Sanatı'nın orijinal olarak Abyss'in gücüyle geliştirilip geliştirilmediği belli değil, ancak kesinlikle felaket zamanında gerçekleşti.
Khaenri'ah düştükten sonra, simyacı "Altın" Rhinedottir bir "günahkâr" oldu ve karanlık ejderha Durin'in de dahil olduğu bir "gölge canavarlar ordusu" yarattı. Yedi'nin güçlerini bile lekeleyebilen "her şeyi tüketen bir karanlık" tarafından güçlendirilen bu yaratıklar, Teyvat'a salındıklarında yollarına çıkan her şeyi yok ettiler. Rhinedottir'in yarattıklarını serbest bırakma ve yaygın bir yıkıma neden olma motivasyonu bilinmiyor. Durin, onun "güzelliğini" sergilemesi için onu yer üstüne gönderdiği izlenimine kapılmıştı ve ölüm anına kadar Mondstadt'a vardığında eylemlerinin ve neden olduğu yıkımın bilincinde değildi.
Outlanders'ın Gelişi
Khaenri'ah'ın bilgeleri, Göksel İlkeleri devirme hırslarının bir parçası olarak, Uçurum'u kontrol edebildikleri sürece "her şeyi" kontrol edebileceklerine inanarak Uçurum'la ilgilendiler. Yaklaşık 500 yıl önce, Gezgin'in kardeşi "gökler [Gök] çağrıya cevap verdikten" sonra bu dünyaya indi ve önce Khaenri'ah'a gitti.
Khaenri'ahn'lar umutlarını Gezgin'in kardeşine bağladılar, onları Cehennem'i temsil eden ve onlara "yeni güç ve umut" getirecek biri olarak gördüler. Khaenri'ah'ın "Prensi"/"Prensesi" oldular ve Pierro'nun bir süre onlarla yaşadığı söylenir. Bununla birlikte, kardeşin katılımı bunun yerine felaket için bir katalizör oldu, Khaenri'ah düştükten sonra karşılaştıklarında Chlothar Alberich onları azarladı.
Özellikle, hem Gezgin hem de kardeşi, ana dünyalarının yok edilmesinin ardından sayısız dünyaları gezdikten sonra bu dünyaya inmiş olsalar da , kardeşin bu dünyadaki faaliyetleri, yalnızca yerli olanların kayıtlarını içeren Irminsul'da kaydedildi. Bu, Fatui'nin , Gezgin olduğunda kardeşi bir İnen olarak görmemesine yol açtı ve Küçük Lord Kusanali, Gezgin'in bunun mümkün olmadığını gösteren anılarına rağmen kardeşin aslında bu dünyanın yerlisi olduğunu öne sürdü. Scaramouche daha sonra Khaenri'ah'ın bu tutarsızlıkla bir ilgisi olduğunu varsayar ve spekülasyonuna, eski Khaenri'ahn kraliyet büyücüsü Pierro tarafından kendisine verilen bilgilerle bilgi verilir.
Fatuiler en az dört İnen Kişi kaydettiler, bunlardan ilki Küçük Lord Kusanali'nin Güneş ve Ay'dan Önce' de bahsedilen İlksel Olan'la (veya "göklerin ebedi tahtı") hizalanan Göksel İlkeler olduğunu varsayar ve dördüncüsü Gezgin'dir. Güneş ve Ay'dan Önce'den ve Nabu Malikata'nın anlatımından, ikinci İnen'in muhtemelen İkinci Gelen (veya "göklerin ikinci tahtı") olarak bilinen varlık olduğu varsayılabilir.
Not: Ayrıca, seyahat eden ikizler Teyvat'tan ayrılmaya çalıştıklarında, kendisini "İlahi Prensiplerin koruyucusu" olarak tanıtan Meçhul Tanrı, ikizlerle karşılaştığında onlara "yabancı" demesi ve ikisinin de bu dünyadan olmadığını bildiğini belirtmesi dikkat çekicidir. Ayrıca özellikle kardeşi hedefliyor gibiydi; kardeşi yakaladıktan sonra, sadece kardeşinin elindeki küpüne bakar ve ona saldırmaya teşebbüs edene kadar Gezgin'e aldırış etmez. Gezgin'in 500 yıl daha serbest bırakılmadığı bir zamanda, kardeşin sözde yakalandıktan sonra Teyvat'ta dolaşma özgürlüğünü nasıl ve neden kazandığı henüz görülmedi.