O KIZ BENİM +18

By psikopatcivciv012

629K 22.8K 8.1K

"Bana büyü mü yaptınız!" . Hayatını kurtardığı adam tarafından kaçırılan Lale. Hayatını kurtaran genç kıza... More

-1-
-2-
-3-
4
-5-
-6-
-7-
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-
-14-
-15-
-16-
-17-
-18-
-19-
-20-
-21-
-22-
-23-
-24-
25
-26-
27
28
29
-30-
31
32
33
34
-35-
36
-37-
38
39
40.
41.

-13-

15.4K 604 239
By psikopatcivciv012


Mağazadan çıktıktan sonra büyük bir markete gelmiştik. Demir sanki aylarca burada kalacakmış gibi üç tane market arabası doldurmuştu.

Hiçbir şeye karışmamış ve ağzımı da açmamıştım arada bana bunu sever misin şunu sever misin diye soruyordu. Ben de gerekmedikçe konuşmuyordum. Çünkü burada kalmayacaktım.

Aldığı her şeyi de kendisi yesin!

Tekrar eve gelirken telefonu ısrarla çalınca açmıştı sanki telefonda karşıdaki kişi adımı söylemişti. Yada yanlış duymuştum bilmiyorum.

Demir de sonra konuşuruz deyip kapatmıştı. Emin olmadığım için ben de ona sormamıştım.

Demir kapıdaki adamlardan birini çağırıp arabadaki eşyaları eve taşımasını söylemişti kıyafet poşetlerini de benim elime tutuşturup bunları odana götür dolabına yerleştirirsin demişti.

Sinirle yukarıya çıkıp aldığı poşetleri içinden çıkarmadan dolabın içine atıp kapağını kapatmıştım sanki normal bir hayat yaşıyormuşuz gibi davranması sinirlerime dokunsa da ona baş kaldırma cesaretim yoktu.

Okuldaki kızlar ona çetenin lideri demişti... korkuyordum. Şimdiye kadar fiziksel olarak bana bir zarar vermemişti ama bu vermeyeceği anlamına gelmezdi.

Demir kaldığım odanın kapısını çalmadan pat diye girince oturduğum yataktan hemen kalktım ve endişe ile ona baktım, böyle birden odaya girecek ne olmuştu. Demir cebinden gri son model bir telefon çıkarıp uzattı

"Bu telefon artık senin, yarın okula başladığın zaman buradan iletişime geçeceğiz." şaşkınlıkla eline baktım elimi uzatıp telefonu alacağım sırada telefonla elimi elinin içine aldı

"Bu arada telefonun dinleniyor en ufak bir şekilde polis ya da ablanla abinle o yarım akıllı arkadaşınla iletişime geçtiğini anladığım ve bildiğim anda ablanı ve abini öldürmekten beter ederim...." gözlerime acımasızca baktı

"Seni de."sertçe yutkunup başımı salladım

"Tamam aramayacaktım zaten, ama böyle söyleme." diye mırıldandım gözlerimi yere indirirken

"Beni ailemle tehdit etme." elimi bıraktı

"Başka türlü anlamıyorsun çünkü." kaşlarımı çatıp tekrar yüzüne baktığımda o saatine bakıyordu

"Acıkmışsındır inşallah yemek yapmasını biliyorsundur." bir an ağzım açık kalsa da hemen toparlanıp 

"Şey.... makarna yapabilirim."  başını salladı

"Olur. Yarın halledeceğim ev ve yemek işi yapacak birini alacağım. Bugün idare edelim."  Sonra bakışları gardıroba kaydı

"Yerleştirdin mi?" yalan söyleyecektim bir de onlarla uğraşamazdım, sadece başımı salladım

"İyi bir duş al rahatla. Sonra da aşağıya gel o poşetleri yerleştir." Ağzım açık kaldı, hizmetçisi mi vardı?

"Ben mi?" başını hafif yan yatırdı

"Yok ben! Allah Allah işim var benim. Sen yapacaksın."

"Hepsini mi?" poşetler gözümün önüne gelince dağ gibi oldukları aklıma geldi hafif sırıtır gibi oldu

"Hepsini." diye bastırdı. Sinirden kudursamda derin bir nefes alıp ona da başımı salladım.

"Tamam." odadan çıkınca poşetlerin içerisinde altı üst eşofman ve iç çamaşırı çıkarıp, hemen banyoya girdim kısa bir duş alıp çıktım. Saçlarımı havluyla kurutup nemli bıraktım ve aşağıya indim demiri telefonda sesizce konuştuğunu duyunca onu dinlemeye karar verdim. Yüzünü bahçeye dönmüş eli cebindeydi.

"Sıkıntı yok ben hallederim." diye konuştu duygu barındırmayan sesiyle

"Gerek yok dedim ya, siz orayı idare edin!"  Deyip telefonu kapatınca yavaşça geriye doğru adımlayıp mutfağa girdim.

Göze batmasam iyi olurdu. Dolaplardan birinde bulduğum tencereye su koyup ocağa aldım. Sonra poşetlere bakıp ofladım. Iş yapmayı hiç sevmiyordum.

Buzdolabına konulacakları ayırıp dolaba yerleştirmiştim erzakları da erzak dolabına koymuştum. burada 5 kişilik bir ailenin 2 aylık malzemesi vardı. Yine de üzerinde durmadım. Zenginler böyleydi galiba. Hem umurumda da değildi.

Kaynayan suya makarnaları döküp hemen salata yaptım daha sonra da makarnayı soslayıp her şeyi hazırlamıştım. Demiri bu süre zarfında hiç görmemiştim. Telefonla konuştuktan sonra sanki ortadan kaybolmuş gibiydi.

Büyük ihtimalle odasındaydı, masayı hazırlayıp yemekleri koydum. Daha sonra çıkıp salona baktım. Ama Demir görünmüyordu odasına bakmaya karar verip yukarıya çıktım.

Hangi odada olduğunu bilmiyordum o yüzden kendi kaldığım oda hariç diğer odalara bakacaktım. Ilk odanın kapısını çaldığım anda onun "Söyle!"sesi geldi

"Yemek hazır. Onu haber vermek için geldim."

"Tamam." acı içinde çıkan sesiyle kaşlarını çattım.

"Iyi misin?" Sonra salaklığıma kızdım,

'Adam seni kaçırdı!'

Cevap gelmeyince vicdanıma yenik düştüm ve kapıyı açtım o anda demiri yaralı olan karnını sarmaya çalıştığını görünce içimde değişik bir his belirdi.

Acı gibi...

İnsanların acıları niye beni bu kadar üzüyordu. Saf değildim. Maldım.

"Sana gir dedim mi!" Diye bağırınca irkildim.

"Şey iyi misin dediğimde cevap vermeyince ben de merak ettim..."

"Yok bir şey, in aşağıya!" elini arkaya uzatmaya çalışınca zorlandığını fark edince

"Yardım edeyim mi, istersen ben  sarayım?" başını kaldırmadan gözlerini kaldırıp yüzüme baktı ve sadece başını sallayınca. Ona yaklaşıp elindeki sargı bezini aldım ve sarmaya çalıştım.

Arkadan sol elimden sağ elime geçirmek için  göğsüne fazla yaklaştığımı fark edince nefesimi tutup geri çekildim.  Çok yakındık ve bu beni geriyordu. Birkaç kere daha sarıp bıraktım

"Bitti galiba." diye mırıldanıp başımı kaldırdığımda onun bana çok garip bir ifadeyle baktığını fark ettim ama üstünde durmadım. 

"Yemekler soğuyacak." deyip odadan çıktım, aşağıya inip masaya geçtim. Bir dakika bile geçmeden Demir de gelince karşıma oturdu.

"Doktora gitmeyecek misin?" diye sordum ağzındaki yemeğini çiğnerken çatalını bırakıp yüzüme baktı

"Gitmeyeceğim dedim ya." Omuz silktim vicdan da bir yere kadardı. Ben üzerime düşeni yapmıştım.

"Yarın okula gideceğimi söylemiştin ama okul kıyafetim yok."

"Orada ayarlayacaklar sana sıkıntı yapma." tabağımdakilerin yarısını bile yiyememiştim endişe ve korku mideme vurmuştu anlaşılan. Demir kaşlarını çatarak bana bakmıştı. O tabağını çoktan silip süpürmüştü

"Niye yemiyorsun yemeğini?"

"Doydum." diye mırıldandım

"Yarısını bile yememişsin."

"Bu kadar yeterli." cevap vermedi. Ben de bir süre yüzüne bakıp

"Okula gelen Saffet ve Alilerle kardeş misiniz?" Diye sordum.

"Kardeşiz. Kan bağımız olmasa da onlar benim kardeşim." Kaşlarım şaşkınlıkla havalandı

"Onlar gibi 23 yaşında mısın?"

"Hayır. " Çok mu soru soruyordum?

"Kaç yaşındasın?" diye sordum bu sefer.

"26." deyince dudaklarımı büzdüm.

"Bayağı büyükmüşsün." diye mırıldandım

"Sana abi dememi ister misin. Aramızda 9 yaş var."  bana o kadar kötü baktı ki bir an tezgahın üzerindeki bıçağı boynuma yaslayacağını düşündüm.

"Ne abisi lan!" sertçe yutkunup gözlerimi kaçırdım.

"Sey aramızda 9 yaş var ya-"

"Saçma sapan konuşma!" diye bağırdı. Ben ne demiştim ki hayvan gibi bağırıyordu!

Acaba yaşla ilgili takıntısı mı vardı.

"Özür dilerim. diye mırıldandım "yaşla ilgili takıntın olduğunu bilmiyordum." sanki konuştukça onu daha çok sinirlendiriyormuşum gibi yüzü korkutucu bir hal alınca,  en iyisinin susmak olduğuna karar verdim.

Masadan kalkıp bana doğru yürüyünce korkuyla ayağa kalkıp kendimi geriye çektim. O üzerime geldikçe ben de geri geri yürüdüm. Seri katil gibi görünüyordu ve bu benim elimi ayağımı birbirine dolamama neden olmuştu.

Sırtım duvara deyince lanet ettim.

"Ben seni bu kadar kızdıracağımı bilmiyordum. Özür dilerim tamam mı? Lütfen çekilir misin?" tam önüme gelene kadar durmadı, ayaklarımız neredeyse birbirine değecekti.  Başımı kaldırıp yüzüne baktım

"Özür dilerim dedim ya. Beni korkutuyorsun."

"Ne annemin nede babamın çocuğusun nereden abin oluyorum senin!"

"Ben saygı an-"

"Sen!" Diye sözümü kesip elini kaldırıp baş parmağını dudaklarımın üzerine bastırdı ve yutkundu

"Bir daha bana abi dersen bu dudaklarını koparırım. Anladın mı?" korkuyla başımı salladım.

"Anladım." diye mırıldandım parmağı dudağımın üstündeyken gözleri dudaklarımdaydı.  Kahverengi irislerinin siyaha çaldığına yemin edebilirdim.

Birkaç saniye daha bakıp birden kendini geriye çekip mutfaktan çıkınca az önce olanları düşünemeden salonda kırılma sesi geldi

"Amına koyduğumun çocukları, buraya vazo mu konur!" diye bağırdı. Yere oturup dizlerimi kendime çektim.

Bu ruh hastasıyla bir hafta nasıl geçecekti?

.

Vote verip destek olursanız çok sevinirim 🥰

Continue Reading

You'll Also Like

5.6M 292K 98
Gökyüzünde özgürce uçan bir kuş ve o gökyüzüne ateş eden bir savaşçının hikayesi. Leyla özgür bir kuş, Ercüment vatanı için dağlara, taşlara gerekir...
1.3M 89.2K 59
Çilek Alança Yıldırım mı demeliyim yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak istersin Çilek Alança Saruhan? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek...
522K 19.3K 49
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...
188K 9.3K 20
Staj yaptığım hastanede karışan o kız çocuğu bensem?