Mucize Uğur Böceği ve Kara Ke...

By Marissa_Paxley

1.3K 247 366

"Hiçbir mucize kötüye kullanılmamalı. Bu Dünya için adalet ve barış için kullanılmalıdır. Aksi halde yerini Y... More

1. 𝕭𝖔̈𝖑𝖚̈𝖒
2. 𝕭𝖔̈𝖑𝖚̈𝖒
3. 𝕭𝖔̈𝖑𝖚̈𝖒
4. 𝕭𝖔̈𝖑𝖚̈𝖒
5. 𝕭𝖔̈𝖑𝖚̈𝖒
6. 𝕭𝖔̈𝖑𝖚̈𝖒
7. 𝕭𝖔̈𝖑𝖚̈𝖒
8. 𝕭𝖔̈𝖑𝖚̈𝖒
9. 𝕭𝖔̈𝖑𝖚̈𝖒

10. 𝕭𝖔̈𝖑𝖚̈𝖒 (YENİ)

129 13 31
By Marissa_Paxley

Yazım yanlışım olabilir.. oylamayı unutmayınız..
-----------------

Hafta sonu sonunda gelmişti. Günlerden Cumartesi, saat ÖÖ 11.24'dü ve Marinette arkadaşlarını kendi evine davet etmiş, odada sohbet ediyordu. Marc, Nathaniél, Mylené, Rosé, Juleka, Zoé, Alix ve Alya vardı. Marc ve Nathaniél Çalışma masasının yanındaydı. Marinette ise sol tarafta ve ayakta onları izliyordu.

Marc elindeki kitabı göğsüne bastırdı. Gülümseyerek karşısında oturan arkadaşlarına döndü. "Bu öğleden sonra Adrien ve Marinette'in yakınlaşması için bir eğlence planı kurduk."

Nathaniél, "Parkta piknik etkinliği yapacağız. Herkes eşleriyle oturacak. Marinette ve Adrien için boş 2 yer ayıracağız"

Rosé ellerini yanaklarına koydu ve heyecanla konuştu. Gözlerini kocaman gülümseyerek açmıştı. Göz bebeklerinin parladığı ortadaydı. "Sonra da yiyecek alırken elleri birbirine değecek ve sevgili olacaklar! Vay canına! Mükemmel bir plan."

Alix gülümseyerek göz devirdi. "Bunun için hepimizin 2'şer 2'şer oturmamız gerek. En son Adrien ve Marinette'in oturmasını sağlamalıyız."

Juleka biraz kısık tonla konuştu, "Bu plan ikisinin yakınlaşması için işe yarar mı ki?"

Mylené ona baktı, "Bir sürü plan yaptık." Elini yumruk yaptı ve yumruğunu dik şekilde avucuna koydu. Kararlı şekilde, "Bu planın tutması gerek."

----

Acı acı öksürme sesi yükseldi. Kızın ağzını kapatan avucun arasından taşan kan damlaları yorgana damladı. Kan yorgana aktığı an kumaşa yayılıyordu. Kızın sarı saçları salınıktı fakat yeni uyandığı için saçları biraz birbirine girmişti.. Saçın uçlarındaki siyahlık saçının yukarısına bir parmak kadar daha gelmişti. Bir nevi saçlarının uçları yavaş yavaş tepeye gelecekti fakat ilerleyişi oldukça yavaştı. Elini ağzından çekti fakat yine dudaklarından aşağıya birkaç damla kan damlamıştı beyaz yorganına. Diğer eli ise göğsünün üstünde, kalbinin hizzasındaydı. Elini kıyafetine geçirmiş ve hissettiği acıyı resmen kıyafetini sıkarak çıkarıyordu.

Göz kapaklarını hafifçe araladı. Acıdan öksürdüğü için 1-2 damla göz yaşı duruyordu. Siyah göz bebekleri yorulmuş bir biçimde bakıyordu. Endi, Mariposa'nın altında olan çalışma masasının üstündeki kutuda uyuyordu. Daisy ile beraber sarılmışlardı. Endi sesleri duyunca gözlerini araladı. Büyük kafasını kaldırdı. Oturur pozisyondaydı. Kollarıyla gözlerini ovuşturdu -Kwamilerin parmakları yok-. Kafasını 2 yöne salladıktan sonra kendine geldi ve karton kutudan yapılma olan yataktan kalktı ve süzülerek yukarıya, Mariposa'nın yanına gitti.

Endi'nin gözleri bir an kocaman açıldı, göz bebekleri küçüldü.
"Mariposa!"

Mariposa'nın başı eğikti, yatağında doğrulmuş oturuyordu. Kucağında duran yorganına öksürürken ağzından çıkan kanlar çıkmıştı. Endi ona hızlıca yaklaştı. Mariposa'nın gözlerine baktı. Endi'nin suratı endişe içindeydi. "Kötü görünüyorsun. Vanessa'yı çağıracağım!"

Mariposa hissettiği acı yüzünden gözleri biraz kısıktı.
"Ben.." konuşamadan gözlerini yumdu ve öksürmeye başladı. Elini tekrar ağzına götürdü. Birazcık daha kan damladı yorgana. Gözlerini yumdu. Sesi oldukça kısık ve titrekti, konuşamıyordu. "Ben iyiyim... sa-" yavaşça nefes aldı. "..sadece pe..peçete verir misin..?" öksürmemeye çalışıyordu. Her öksürdükçe göğsü sıkışıyordu. Elini göğsünden çekmemişti.

Endi aşağı doğru süzülerek çalışma masasının yanına uçtu. Masanın üstünde bir mendil vardı. Mendili tutup yukarı uçtu ve Mariposa'ya uzattı.

...

"Bir sıkıntı olmadığına emin misin..?" diye sordu Vanessa.

Mariposa lavabodaydı. Yüzünü soğuk suyla tekrar ve tekrar yıkıyordu. Kendine gelmesi gerekiyordu. Kapının döşeğinde Vanessa arkasına yaslanmış Mariposa'ya biraz kaşları çatık şekilde bakıyordu. Hayır, kızgın değildi. Aksine endişeliydi ve anlatmamasına sinir olmuştu.

"Bana doğruyu söyleyebilir misin? Durduk yere kan öksüreceğini sanmıyorum."

Mariposa iç çekti. Musluğu kapatıp yüz havlusuna doğru döndü. Ellerini havluya attı ve ellerini kuruladı. Sonra bir yüz havlusuyla yüzünü kuruladı. Suyun soğukluğundan dolayı kendini iyi hissetti. Sonra Vanessa'ya döndü. Sesi kısık çıktıydı. "Ben iyiyim. Gerçekten bir şey düşünmedim, kafama bir şey takmadım."

Aniden elleri havlunun içinde hareket etmesi durdu, sağ eli gözüne çarptı. Zincirin bilek kısmında olan siyahlık vardı. Mariposa'nın bileğindeki damar hafifçe siyah olmuştu ve bu biraz göze çarpıyordu. Mariposa, Vanessa'ya bunu belli ettirmedi ve ellerini kurulamayı bıraktı. Onun görmeyeceği şekilde bileğini sakladı. Daha sonra sol eliyle lambanın düğmesine uzanıp kapattı. Onun tuvaletten çıkacağını anlayan Vanessa, Mariposa'nın geçmesi için kapının eşiğinden geri çekildi. Mariposa bir şey demeden banyonun kapısını kapattı. Vanessa'nın yanından geçti ve merdivenlerden inip mutfağa yöneldi.

Vanessa olduğu yerde onun arkasından bakıyordu. Gözleri kısık ve üzgündü. İç çekti ve sessizce kendi kendine mırıldandı. "Keşke sana anlatmak yerine saklasaydım..."

Mariposa mutfakta buzdolabını açıp süt kutusunu eğilip aldı. Buzdolabının kapağını kapatıp arkasındaki masaya döndü ve sütü masaya koydu. Daha sonra sol yanına döndü ve yukarı rafa baktı ve ordan bir kase indirdi. Sonra sağa kayarak sağda bulunan dolabın kapağını kaçtı. İçeriden çikolatalı mısır gevreği çıkardı. Arkasındaki masaya dönüp kaseye paketi döktü. Sonra da sütü döküp sütü buzdolabına geri koydu. Sonra da dönüp alttaki rafı kendine doğru çekip bir kaşık çıkardı. Masaya dönüp kaşığı kasenin içine koydu ve kaseyi tutup mutfaktan çıktı. Koridora çıktığında sağ tarafında merdivenden inen annesini gördü. Annesi ona baktı.
"Kahvaltı yapmak için daha iyi öğünler var canım..."

Mariposa omuz silkti ve daha sonra kendi odasına giden merdivenlerden çıkmaya başladı. Kapıyı açıp içeri girdikten sonra kapıyı arkasından kapattı. Daha sonra arkasını dönüp çalışma masasına gitti. Sandalyesini çekti ve kaseyi masasına koydu. Daha sonra sandalyesine oturdu. Sandalyesinin altında tekerlekler olduğu için kayarak geriye çekildi. Alt raftan bir laptop çıkardı. Laptobu karşıya koydu, önünde ise kasesi duruyordu. Fareyi kullanarak birkaç yere tıkladı. Paris'te gündelik haberleri takip ediyordu. Bir yandan gazetedeki gündemi okuyor bir yandan da kasesinde ki çikolatalı mısır gevreğini yiyordu. Endi ise Mariposa'nın omzunda ekrana bakıyordu. Onun omzunda oturmayı ve uyumayı çok seven bir kwamiydi.

Masada duran telefon titreşti. Endi kafasını gömdüğü omuzdan kaldırdı ve karşı masaya baktı. Arayan kişinin ismi ve ekranda daire şeklinde fotoğrafı gözüküyordu. Sarı saçlıydı ve saçının sağ kısmı kazıtılmıştı. Saçının sağ kısmı ise omzuna kadar geliyordu. Gözleri altın sarısı rengindeydi. Burnu küçüktü ve zarif şekildeydi. Çenesi de öyleydi. Dudakları açık pembeydi.

Jessica...

Endi, "Çin'deki arkadaşın değil mi bu?"

Mariposa sağ omzundaki Endi'ye baktı. "Evet o.."

Mariposa biraz tuhaf hissetti. Bir arkadaşı vardı fakat Jessica'ya fazla yakın değildi, arada konuşur sohbet ederdi. Ona her ne kadar yakın olmasa da güvendiği ve sevdiği bir dostuydu. Mariposa iç çektikten sonra sağ eliyle telefonu aldı ve açıp sağ kulağına telefonu koydu. Durgun bir sesle, "Efendim, Jessica.."

Jessica sesini biraz kalınlaştırıp Mariposa'nın dediğini taklit etti. " 'Efendim, Jessica...'", hemen sonra kendi ses tonuna döndü. "Neden durgunsun? "

"Ben her zaman durgunum.."

Jessica iç çekti. "Ehh.. pekâlâ. Paris'te hayat nasıl geçiyor? Annen seni insan içine sokabildi mi bari?"

"Normal geçiyor ve Vanessa beni insan içine sokmakta başarılı oldu..."

Jessica kahkaha attı. "Annene bayılıyorum. Onun kıymetini bilmesin."

Mariposa diğer kolunu kaldırdı ve eliyle ensesini kaşıdı. "Beni bazen zorluyor ama benim için bunları yaptığını biliyorum. O iyi bir anne.." dedikten sonra kasesindeki mısır gevreğinden bir kaşık aldı ve yemeye başladı.

Jessica, "Paris'e gelmen biraz sıkıntılı durum olmaz mı? Paris'teki herkesin akumalanma riski var."

Mariposa iç çekti. "Bu pek de umurumda olan bir şey değil. Akumalanacağımı düşünmüyorum. Dışardan tanıyan çoğu insan hep bana duygusuz olduğumu söyler."

Jessica, "Yaanii.. duygusuz değil de pek kimseyi umursamıyorsun. Sadece kendi haline takılan birisin. Sadece duygularını dışarıya göstermemekte oldukça iyisin."

Mariposa, "Her neyse. Beni neden aradın?"

Jessica sessizleşti... "Ne demek 'Neden aradın?' senin arkadaşın değil miyim? Seninle sohbet etmek istedim.. tabi sen mesajlaşmaya daha çok alışıksın. Bir kere insanın sesini duymak istemiyorsun."

"Yüz yüze pek sevmediğim içindir. Mesajlaşınca daha rahat hissediyorum."

Jessica, "Merak ediyorum da sen aile içinde kime çektin?"

"Uhm.. bence kimseye çekmedim."

Jessica kıkırdadı. "Pekâlâ sen nasıl diyorsan. Artık kapatsam iyi olur. Görüşürüz!"

"Görüşürüz."

İkisi de aramayı kapattı. Mariposa telefonu kulağından çekti ve masaya koydu. Sandalyesine biraz daha yaslandı."Hayatımdaki en uzun telefon görüşmesiydi.."
Daha sonra telefonu tekrardan çaldı. "Üf.." daha sonra birazcık doğruldu ve telefonu aldı. Ekrandaki isme baktı. "Marinette mi? Beni neden arıyor ki? Ayrıca numaramı ona vermemiştim..."

Endi omzundan sahibine baktı. Mariposa da ona baktı. Endi, "Adrien'dan almıştır belki."

Mariposa iç çekti. "Ah, evet, evet... Umarım Adrien ile konuşurken kekeleyip durmamıştır."

Endi kıkırdadı. Daha sonra Mariposa telefonu açtı ve hoparlöre verdi. Masaya koydu. "Efendim, Marinette?"

----------

AÇIKLAMA :
Bu kitapta GölgeMoth yapmıştım ama HawkMoth diye düzelteceğim. Bu kitapta HawkMoth olacak. Daha sonra GölgeMoth seviyesi sonra da monarch seviyesi yani konu gittikçe bunlar olacak.

Continue Reading

You'll Also Like

25.6K 1.5K 14
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..
70.7K 5.3K 30
jungkook kendisine takıntılı eski kız arkadaşından kurtulmanın tek yolunu eşcinsel olduğunu ileri sürmekte görüyordu ve bunun için taehyung'tan yardı...
158K 16.7K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
2.5M 215K 33
okumayın for vanilla baby