platonik (ÇT)

By Gnelkan

174K 10K 3.1K

Yeni başladığın okulda kimsenin konuşmaya cesaret edemediği sadece okulun zorbalarıyla takıldığı çocuğu ilk g... More

bölüm 1 ~yeni okulun ilk günü~
bölüm 2 ~yardım çığlıkları mı?~
bölüm 3 ~~
bölüm 5
bölüm 6
bölüm 7
bölüm 8
bölüm 9
bölüm 10
bölüm 11
bölüm 12
bölüm 13
bölüm 14
bölüm 15
bölüm 16
bölüm 17
bölüm 18
bölüm 19
bölüm 20
bölüm 21
bölüm 22
bölüm 23
24. bölüm
bölüm 25
bölüm 26
bölüm 27
bölüm 28
bölüm 29
bölüm 30
bölüm 31
bölüm 32
bölüm 33
bölüm 34
bölüm 35
bölüm 36
bölüm 37
bölüm 38
bölüm 39
bölüm 40
bölüm 41
bölüm 42
bölüm 43
bölüm 44
bölüm 45
bölüm 46
bölüm 47
bölüm 48
bölüm 49
bölüm 50
bölüm 51
bölüm 52
53. bölüm
54. bölüm
55. bölüm
56. bölüm
bölüm 57
58. bölüm
59. bölüm
60. bölüm
61. bölüm
62. bölüm
63. bölüm
64. bölüm
bölüm 65
bölüm 66
bölüm 67
bölüm 68
69. bölüm
70. bölüm
71. bölüm
72. bölüm
73. bölüm.
74. bölüm
75. bölüm
76. bölüm
77. bölüm
78. bölüm
79. bölüm
80. bölüm
81. bölüm
82. bölüm
83. bölüm
84. bölüm
85. bölüm
86. bölüm
87. bölüm
88. bölüm
89. bölüm
90. bölüm
91. bölüm
92. bölüm
93. bölüm
94. bölüm
95. bölüm
96. bölüm
97. bölüm
98. bölüm
99. bölüm
100. bölüm
101. bölüm
102. bölüm
103. bölüm
104. bölüm
105. bölüm
106. bölüm
107. bölüm
FİNAL

Bölüm 4

3.6K 147 9
By Gnelkan

Korkuyla yürümeye devam ettim.

Kortuğum şey ailemdi.

Ya o fotorafı gördüyse?
Ya o yorumları gördüyseler?

O zaman biterdim işte.

Tuana:zeynep.

Dedim korkuyla.

Tuana:ya gördülerse.

Zeynepde benim gibi telaşlıydı beni benden daha çok düşünüyordu.

Zeynep:görmemişlerdir ya.

Dedi dudaklarını dişleyip.

Derin bir nefes aldım.

Zeynep:korkma ya birşey olmaz.

Umarım der gibi baktım.

Bir süre konuşmadan yürümeye devam ettik.

Eve yakınlaştıkça korkularım dahada artıyordu.

Zeyneple vedalaşıp tek başıma yürümeye devam ettim.

Titrediğimi bile ayakkabımı çıkarırken fark ettim.

Bir süre daha oyalanmaya çalıştım ama en sonunda eve girmek zorunda kaldım.

Çantamdan uzun uzun anahatarı aradım tek amacım biraz daha oyalanmaktı.

Kapıyı açıp içeri bı göz attım.

Tuana:anne?

Diye seslendim içeri doğru.

Tuana:anne evde misin?

Bu saate dışarda olduğunu pek sanmam genelde ben geldikten sonra giderdi.

Belkide erken çıkmıştır.

Belkide okuldan kaydımı almaya gitmiştir.

Çantamı yere bırakıp salona doğru ilerledim.

Tamam şanslıydım evde kimse yok.

Derin bir nefes alıp odama doğru çıkıyordum kii.

Serkan: Tuana!

Şansımı sikim.

Yutkunarak tekrardan aşağı indim.

Tuana:baba?

Dedim kısık çıkan sesimle.

Serkan:bu fotoğraf ne Tuana?!

Diye bağırınca yerimden sıçradım.

Tuana:baba.

Dememe kalmadan kendimi yerde buldum.

Ow bu çok hızlıydı.

Acıdan dolayı gözlerim dolmaya başlasada hızla silip tekrar babama bakatım.

Hala ayağa kalkmamıştım.
Annem iki eliyle ağzını kapatmış bana bakıyordu babam ise beni öldürmek istiyor gibiydi.

Serkan:ne yaptığını sanıyorsun sen?! Seni o okula oku diye gönderiyoruz gidip fahişelik yapman için değil!!

Dedi tekrardan bağırarak.

Yutkunamadım,nefes dahi alamamdım.

Tamam babamdan bu zamana kadar her türlü kelimeyi duymuştum ama bu biraz ağır değilmiydi?

Bence bu kadarını hakketmiyordum.

Tuana:baba.

Dedim ayağa kalkarak.

Serkan:kes sesini!

Birakç adım geriye gitim.

Serkan:sen iyice zıpanadan çıktın iyi bir evlat olamadığın gibi iyi bir öğrencide değilsin or*sbu olmaya mı karar verdin?

Yanağım sızlamaya devam ediyordu gözlerim babamın sözleriyle dolmaya başladı.

Seher:Serkan yapma.

Dedi babam denen adamın koluna dokunup.

Babam ise öfkeye anneme bakıp sert bir şekilde geriye itmişti.

Serkan:eyer iyi bir anne olmayı başlarsaydın şuan kızın bir s*rtük olmayacaktı!

Tuana:peki sen iyi bir baba olabildin  mi?

diye mırıldandım

Serkan:bak hala konuşuyor elimde kalacaksın en sonunda.

Serkan:bı evin içinde iki tane s*rtükle uğraşıyorum.

Derin bir nefes aldım.

Tuana:annemi karıştırma baba o senin yaptıklarının Yarısını dahi yapmamıştır.

öfkeyele nefes aldı.

Serkan:kes sesini! Sen nesen annemde o.

Tuana:o fotoğraf benim fotoğrafım annemi değil!

Evet annemdende nefret ediyorum babam ne kadar ilgisizse annemde öyleydi

Tek fark annem ,babam kadar seert değildi.

Serkan:hiç utanmıyorsun değil mi?

Dedi üstüme yürüyüp.

Serkan: babanın karşısına bir or*sbu olarak çıkmatan hiç utanmıyorsun değil mi?

Serkan:ama ben çok utanıyorum biliyor musun?

Dedi yüzüme tiksinerek bakarak.

Serkan:bir fahişenin babası olduğum için çok utanıyorum. Senin baban olduğum için çok utanıyorum.

Dudaklarım aralandı,gözlerimden yaşlar akmaya başladı,dizlerim titremeye başladı.

Az önce babam benden utandığını söylemişti.

Ve büyük bir içtenlikle söylemişti.

Bu bana yüzyıl boyunca yeterdi.

Tuana:bana or*sbu muamalesi yapmaktan vazgeç!

Dedim titreyen sesime rağmen.

Tuana:bana karısmaktan vazgeç! Madem itemiyorsun siktir git hayatımdan!

Dememle ikinci kere kendimi yerde bulamam bir oldu.

Unutma güzel kızım.
Bu hayata haklılar hep haksız çıkarılırdı. Ve herkes buna inanır kimse karşı çıkmazdı.

Sen sen ol susuma iki saniyelik sesizlik için bütün hayatını feda etme.
Gerekirse aileni,akradaşlarını kaybet.
Yinde susuma.

Eyer sana güveniyorlarsa zaten tek bir kelimene inanırlar.

Yanağımdaki sızı dinmemiş aksine yenisi eklinmişti.

Yere damak damla kan akıyordu,dudağım patlamıştı.

Çık artık hayatımdan.

Rahat bırak artık beni.

Demek istedim,bağırmak istedim,çığlık atmak istedim.

Allah kahretsin ki yine sustum.

Göz yaşlarım kan damlalarının üzerine doğru akıyordu.

Kısa bir an anneme baktım.

Korkuyala geride duruyordu.
Bakışları direk üzerimdeydi.
Üzülüyo gibi değildi ama.

Babam üstüme doğru geliyordu.

Vücudumdaki yaralar daha geçmedi ki yenisine gerek yok.

Tuana:anne.

Dedi altı yaşındaki Tuana.

Tuana:babam yara izlerini sevdiği için mi hep vicudumda yara bırakıyor?

Diye sordu annesine.

Evet altı yaşında olmasına rağmen vücudu yaralarla doluydu.

Ama onun en büyük hatası susmaktı.

Bağırmadı,ağlamadı,çığlık atmadı.

On yedi yaşındaki Tuana gibi sustu.

Karşı tarafta oturan Bekir abi hep sorardı altı yaşındaki Tuanaya.

Bekir:baban sana vuruyor mu güzel kızım.

Diye sorardı ama o aptaldı korktuğu için söylemezdi peki neyden korkuyordu?

Babasının zarar görmesinden mi?
Babası tarafından zarar görmekten mi?

Annemin korku dolu hakırışı.

Ve cam kırıkları.

Babam telaşla etrafa bakıyordu.

Ayağıma gelen taşa baktım.

Biri cama taş atıp kaçmıştı.

Serkan:ah şu yaramaz çocuklar bir elime geçirirsem var ya.

Ama taşta bir kağıt vardı evet evet beyaz küçükçe katlanmış ve taşa iple bağlanmış bir kağıt.

Babam çocuklara bakmak için dışarı çıkmıştı annem yerdeki camalrı topluyordu.

Seher:odana git şu yüzünü bı yıka seninle sonra konuşucaz.

Dedi toplmaya devam ederken.

Başımı salayıp hızla odama çıktım ipi çözüp kağıdı aldım.

Çocukluğunu koruyamadısyan bile şuanki içindeki çocuğu koru onunda yaralamasına izin verme.

***

Yazarın analtımıyla...

Tekrar o evin önündeydi.
Bir kere bile girmeye cesaret edemediği o evin önünde.

Üzülüyor muydu?
Üzülmüyordu.

Düşünceliydi.

Bu evin önüne her geldiğinde düşünceliydi.

Merak ediyordu. Neden annesi ve babası istememişti onu neden terk edip gitmişlerdi.

Daha bebekti ne yapmış olabilirdi ki?

Evet oda aptaldı annesi ve babasının onu terk etiği için kendini suçluyordu.

Derin bir nefes aldı duvara biraz daha yaslandı.

Cebinden bir sigara çıkartıp dudaklarına yerleştirdi.

Sigara içmezdi aslında.
Sadece bu eve özeldi.

Yoldan gelen kızı gördü.
Oturduğu yerden kalkmadı kızda onu görmedi zaten.

Eve doğru yürüyordu.
Evet o kızın kardeşi olduğunu biliyordu.

Öz ve öz kardeşi olduğunu biliyordu.
Ama bir kere bile kardeşinin yüzüne bakmamıştı buna fotoğraflarda dahil.

Cesaret edememişti belki.
Belkide görmek istediği kişi kardeşi değildi.

Ama sebepsizce bir nefret besledi uzun süre.

Neden beni terk edip onu yanında tutuyorlar.

Diye düşündü günlerce.

O benden daha güzel bir bebek miydi?

Diye düşündü bazı geceler.

Çirkin olduğum için mi istemediler beni?

Diye düşünmeden edememişti.

Yılar boyunca kardeşinden nefret etsede iyice araştırınca ailesinden şiddet gördüğünü öğrenmişti.

Üzülmüştü aslında sonuçta kardeşiydi.

Kardeşini kurtarmak istedi yapabilirdi yapmadı.

Kardeşini çekip alabilirdi onlardan yapmadı.

Çünkü oda çocuktu daha kendine bakamazken başka bir sorumluluk alamazdı

Bağrış şekeri gelemeye başladı.

Bu sesleri birçok kez duymuştu.

Annesi ve babasının kavgalarını bu duvarda hep dinliyordu Ama ilk defa kardeşinin sesini duymuştu.

Gülümsüyordu.
Evet kardeşinin sesini duyduğu için gülümsüyordu.

Sesler artamaya başladı.
Babasının öfkeli sesi,annesinin haykırışları ama kardeşi konuşmuyordu birkaç kez konuşsada babası tekrar usturuyordu onu.

Ayağa kalktı gidecek miydi?

İlk defa o eve giremek istedi.

Kardeşini o adamın elinden almak istedi.

Ne diyeceketi?
Kardeşinin bir abisi olduğundan haberi yoktu.

Daha kardeşinin fotoraflarına bakamazken nasıl yüzüne bakacaktı?

Yoldan geçen bir çocuğu durdurdu.

Sadece bir kağıt ve kalem istemişti.

Kalemi çocuğa geri verdi

Rasgele buduğu bir taşı kağıda bağladı.

Neden öfkeliydi?

Hayatında sadece var olduğunu bildiği kardeşi için mi?

Taşı hızla cama doğru fırlatı.

Cam tuzla buz oldu.

Keyifle Gülümseyerek ordan ayrıldı.

Kardeşini belki bugünlük kurtardı.
Peki sonra ne olacaktı.

İlk defa kardeşini görmek istediğini hisseti.

İlk defa kardeşine sarılmak istedi.

Kardeşi hakında bildiği tek şey yaşı ve kız olduğuydu.

Adını dahi bilmiyordu.

İlk defa merak etti.

Cabinden telefonunu çıkartıp bir kaç şey yaptı.

Ardından durdu.
Sadece kardeşinin adını öğrenecekti neden bu kadar zorlanıyordu?

Derin derin nefes aldı.

Dudaklarını aralayıp ilk defa kardeşinin ismini kendi,kısık sesiyle söyledi.

?:Tuana naz tiryaki...


Continue Reading

You'll Also Like

efulim. By rey

Teen Fiction

1.4K 101 10
ve sen, içimde eskimeyecek en güzel hatırasın.
35.7K 2.7K 29
TEXTİNG ASKER KURGUSU
342 64 6
Sevdiğinizi her özlediğiniz de bütün insanlar onun için önemli birşeye bakar kimileri denize kimileri bir taşa kimileri ise gökyüzündeki yıldızlara i...
YANSIMA By Gizme

Science Fiction

5.9K 477 29
İKİ AYRI YAŞAM AMA TEK BİR NOKTA : RUH Amelia kendini hiç bilmediği bir dünyada bulmuştu. Bir anda 19. yüzyıl İngiltere'sine gitmişti. Bu bir rüya m...