MODEL | +18 ( Yarı Mesajlaşma)

By OjoTelTigro

3.4M 84.2K 19.6K

Bir fotoğraf gönderdin. Bir fotoğraf gönderdin. Ahu: Merhaba Mert Bey bu fotoğrafları atmışsınız menajerime... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
Sezon Finali 35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
53
54
Gezinti 👀
55 /Final
Özel Bölüm 1

52

11.8K 598 89
By OjoTelTigro


Yorum ve beğeni atmayı unutmayın...

Model / 52

Bilmiyorum ne vardı saçlarında...
Rüzgar mı delice eserdi,
Gözlerim mi öyle görürdü yoksa...
Saçlarının her hali hoşuma giderdi.

Özdemir Asaf

Üzerimdeki hırkayı düzeltip video için telefonumu tezgahta uygun bir yere sabitledim. Koca göbeğim kameraya selam veriyordu resmen.

"Selam bebeklerim, bugün yeni evimiz ve sizin odanız için alışverişe gideceğiz. Tabii babanız uyanıp yanıma gelebilirse."

Karnımı okşayıp gülümsedim.

"Bugün çok konuşacağım. Size evimizi falan anlatacağız..."

"Aşkıım!" Kartal'ın gürlemesiyle arkamı döndüm. Sanki yıllardır görüşmüyormuşuz, evin içinde kaybolma şansım varmış gibi bağırdı.

Ağzım açık bakıyordum. Gözlerini kısıp yanıma doğru hızlı geldi. Sıkıca sarıldı, karnıma da iki öpücük bıraktı.

"Ne diye benden önce kalkıp, çıkıyorsun o yataktan? Hoşlanmıyorum seni görmeden güne başlamaya."

Ellerimi yanaklarına koyup burnumu burnuna sürttüm.

"Kahvaltı hazırlayacaktım." Diyip, dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım.

Karnıma doğru eğilip, ellerini de dizine koydu.

"Babası'nın yavruları, günaydın!" Dedi, neşeyle.

Babalarına aşık iki oğlum vardı. Buna o kadar emindim ki! İkisinde sesini duyar duymaz tekme atmıştı.

Kartalın dağınık saçlarına elimi daldırıp karıştırdım. Serseri bebeğim çok tatlı görünüyordu. Kafasını kollarımla sarmaladım. Tam karnımın üstünde yavru kedi gibi duruyordu. Gözleri kapalıydı.

"Çocuklarımıza video çekiyordum." Dedim, gülerek.

"Yaa," dedi, huysuz huysuz. Kameraya bakıp saçlarını düzeltmeye başladı.

"Çocuklar ilerde kız arkadaşlarına falan gösterir, beni böyle mi görsün gelinlerim?"

Kocaman bir kahkaha attım.

"Daha neler hayatım."

Hiç oralı olmadan üstünü başını düzeltti. Sanki kötüymüş gibi. Videoya öpücük atıp kapattı.

"Kahvaltıyı da dışarıda yapalım diyorum." Sandalyeyi çekip oturmam için belime elini yerleştirip sandalyeye doğru adımlamamı sağladı. Oturdum bende keyifle.

Kimmiş bu prenses? Aaa benmişim.

"Ama önce sana yumurta haşlayacağım. Bomboş mideyle dışarıya çıkamazsın."

Ellerimi iki yana açıp, başımı geriye doğru eğdim.

"Ey Allahım, bu adam hangi sevabımın karşılığı?"

Kartal sözlerimin üstüne beni baştan çıkartan o kahkahasını attı.


💕


Kartal ikimize de yumurta haşlamıştı. Sohbet ederek yemiştik. Yüzümü biraz makyaj yapıp renklendirmiştim. Yedinci ayımın ortalarında olmam beni oldukça yoruyordu. Aslanın düğününe de iki gün kalmıştı. Kızlar sağ olsun düğün için elbise ayarlamışlardı bana. Önemli bir durum olmadığı sürece evden çıkmıyordum.

Bu durumda önemliydi ama hiç gidip denemeye halim yoktu. Kızlarında zevkine güveniyordum zaten. Onlarda kendilerine alırken, bana da almışlardı.

"Aşkım hadi!" Diye içeriden bağırdı Kartal. Gözlerimi devirdim. Zaten hazırdım fakat beyefendi kendisi hazırlanmaktan benim şu an yataktan uzanıyor olduğumu bilmiyordu.

Odaya girdiği gibi ıslak çaldı. Kot bir pantolon üstüne de beyaz salaş bir tişört giymişti. Çekmeden silahını alıp beline yerleştirdi.

"Allahım gencecik kocam belinde silahla geziyor." Dedim, bıkkınlıkla. Hiç oralı olmadı. Dudaklarıma öpücük bırakıp ellerimi tuttu. Kalkmama yardımcı oluyordu.

"Böyle elbiseler sana çok yakışıyor." İnce askılı, uzun bol bir elbise gitmiştim. Sürekli tuvaleti gelen bir anneydim! Bu yüzden elbise ker inanılmaz kurtarıcı bir şeydi benim için.

Evden çıkıp Kartalın arabasına bindik hemen. Yakın koruması, şöförü, ben ve Kartal. Uzun zamandır ayrılmaz dörtlüydük.

Şu anki Kartal; evde, arkadaşlarımızın yanında, ailelerimizin yanında olan Kartaldan o kadar uzaktı ki. Güneş gözlüğü ve bütün ciddi yüz ifadesiyle yolu izliyordu.

Yarım saatin sonunda harika manzaralı bir yere gelmiştik. Bacaklarımı kartalın bacağına doğru uzatıp güneşleniyordum resmen. Kartal bir yandan haberleri okuyor, bir yandan da ayak bileğimi ovuyordu. Koca gibi koca...

"Evin içinde çok az işi kaldı. Payzaj işi kalmış birazda. Hallediyorlar, doğumdan önce kesin yeni evdeyiz."

Uzattığı tableti alıp evimizin fotoğraflarına bakmaya başladım. Evimiz bana kalırsa bitmişti bile.


Kartal yeşili çok sevdiği için kocaman bir ön bahçemiz vardı. Üst katlardaki odalarda muazzam bir deniz manzarasına bakıyordu.
Hepimizin evlerinin dış görünümü aynıydı.

Kartalın özel isteği üzerine evin arka girişinde arabalarına da alan yaratmışlardı. Her şey kusursuzdu.

"Ortak alanlar çok önemli. Hepimizin çoluğu çocuğu var ya. Yok mu oralardan birkaç fotoğraf?" Gözlüğümün üstünden baktım.

"Var bebeğim kaydır biraz."

Kartal'ın abartıp söylediği serpme kahvaltımızı getirmeye başlamışlardı. Birkaç fotoğraf daha kaydırdım.


Gerçekten en harikası burasıydı! Sitenin arka tarafındaki orman kısmına: Yağmurun önerisiyle oluşturulmuş bir alandı. Burada geçireceğimiz o kadar güzel anılar olacaktıki, düşüncesi bile heyecanlanmama neden oluyordu.


Evlerin hemen yanında, ortak alana inmeden birde salıncağımız vardı. Salıncak kısmı evlere daha yakın olduğu için eve uygun bir tasarımı vardı. Havuz kısmının sade olmasını daha hoş olmuştu. Sitenin ilk giriş kısmında küçük bir park vardı.

Son olarakta bizim ve Aslanların evinin ortasında karşılıklı küçük bir oturma alanı vardı. Sadece denizi gören. Burası oturup hayatı sorgulamak için yapılmış gibiydi.

Tableti kapatıp masaya bıraktım.

"Her şey muazzam olmuş." Ellerimi birbirine çaptım. Garsonun uzattığı portakal suyunu alıp teşekkür ettim.

"Burası site değil de mahalle olmuş resmen ya!" Diye ekledim. Kartal gülerek başını salladı.

Ekmek dilimine kaymak ve bal sürüp Kartala uzattım. Kartal da ekmeğe sürdüğü çilek reçelini bana uzattı. Öpücük atarak aldım elinden.

Evet, kendi yiyeceklerimizi hazırlamaktansa birbirimize hazırlamak tercihimizdi.

"Bir yerin ağrımıyor değil mi?"

Gözlerimi devirdim.

"Sevgilim günde kaç kere sorduğunu inan sayamıyorum artık!" Ekmeğimin son kalanını da attım ağzıma.

"Soracağım tabii. Ben sormayacağımda kim soracak?"

Kocaman bir öpücük yolladım. Keyifli keyifli yaptık kahvaltımızı. Kartalın telefonu ara ara çalıp dursada oldukça güzeldi.

El ele avm'nin içerisinde yürüyorduk. Kartal her gördüğü çocuk mağazasına girmek isteyip duruyordu. Çocuklar daha doğmadan aylarca giyebilecekleri kadar kıyafetleri vardı zaten. Amcaları, halaları, teyzeleri, dayıları hiçbir zaman eve boş gelmiyorlardı. Bir gün oyuncak bir gün kıyafet...

"Bak şuraya girelim. Giyinme odasına küçük bir dolap daha alalım. Köşe kısım var ya hani, çantalarımın hepsi sığmaz dolaba orayada koyarım."

"Emredersiniz."


🤎


Üç saatlik süren alışverişimizin sonunda eve geldiğimiz gibi ilk başta lavaboya girip sonra kendimi koltuğa attım. Biraz daha dursaydık belim kopabilirdi. Ayaklarım hakkında bir şey düşünmek dahi istemiyordum.

Telefonu alıp gruba girdim. Tabii ki hiç susmadan konuşmuşlardı. Üstün körü okudum mesajları. Son konuşmalarda sabah baktığım ortak alanların fotoğrafları vardı.

Yağmur: Ben gerçekten bayıldım.

Leylam: Ay harika olmuş. Rahat rahat yüzeriz Yağmurumm

Yağmur: of evet evet. Geceleri kuş sesleriyle şarabımızı yudumlarız

Utku: Burası bir harikaaaaa

Leylam: Yeni gelin konseptli sunumlar gelir mi?

Utku: Size özel yapacağım ahhabajs

Aslan: Utkum aşkım karım

Oğuz: Hanımcı

Leylam: Oğuz ?

Oğuz: Efendim komutanım 🫡

Aslan: ahahaahsk inkar etmekten bıkmadın be oğlum

Aslan: Bu arada harika olmuş tam sıcacık aile yuvasııı

Oğuz: Ne partiler veririz var ya üf diyorum

Mert: Tam mangallık alan olmuş

Kocam': Mert bu etkinlik için sabırsızlanıyorum

Ahu: kızların düşüncesi ve erkeklerin düşüncesi tebrik ederim siziii

Kocam': Ben senden başka hiçbir şeyi mantıklı düşünemiyorum

Ahu: Ay canımın içi gel hemen yanıma

Kocam': Geliyorum karım

Oğuz: Aslan bir daha baba hanımcı der misin, sanmam....

Mert: Abi kadına hizmet vatana hizmet etmektir

Kocam': Hanım köylüyüm ve çok mutluyum!

Leylam: Oğuz asıl sen utanır mısın, sanmam.

Oğuz: Kartal sen bi sussana evli barklı adamsın git yüzüne söyle

Leylam: Ya sen Kartalın yüzüne söylüyorsun sevgi sözcüklerini bana gelince yokkkk

Oğuz: Seni çok seviyorum biliyorsun zaten yavrum

Aslan: Oğuz sen biraz sessizliğini koru

Ahu: HEPİNİZ KOCAMI ÖRNEK ALIN BE

Ahu: KOCAM KÖYLÜYÜM VE ÇOK MUTLUYUM

Ahu: EVLİ MUTLU ÇOCUKLUYUM

Utku: Darısı başımaaaaaaa

Aslan: az kaldı sevgilim birkaç gün kadar

Gülerek telefonu kenara bıraktım. Hepsi birbirinden deli insanlardı. Kocaman bir aile olmuştuk.

"Yaktın beni haiiinn
Tiryakin oldum yariimm..."

Seslice gülmeye başladım. Elinde kıyafetlerim bağıra bağıra şarkı söyleyerek geliyordu.

"Çaldın beni bendeenn..." hemene eşlik ettim.

"Düştüm ağınıza zalimmm!"

Dudaklarıma kapandı. Kolumu boynuna doladım. Uzun zamandır öpmemiş gibi öpüyordu. Alt dudağımı ısırıp, emdi. Yanağına küçük bir şaplak attım. Keyf dolu mırıldanmalarını sundu sadece.Dudaklarımızı ayırıp gülümsedik birbirimize.

"Bu hayatta bana cenneti yaşatıyorsun." Diye, mırıldandım.

"Sende öyle bebeğim."

Elbisemin askılarını düşürdü yavaşça.

"A-aa Kartal, ne yapıyorsun?" Dedim, bıyık altı gülerken.

"Ne yapıyor muşum ya?" Dedi, yüzündeki o tebessümle.

Alt dudağımı dişledim. Elbisemin fermuarını da açtı usul usul. Elini tuttum.

"Napıyorsun sen yaa."

Erkeksi bir şekilde güldü. Dünya üzerinde böyle bir gülüş yoktu. İçim eridi gitti.

"Üzerini değiştireceğim. Evde rahat et diye. Sen ne sandın ki?"

Ağzım beş karış açık yüzüne bakıyordum. Pislik sanki çok masum biriymiş gibi üzerime oynuyordu. Çenemi tutarak ağzımı kapattı. Bir tane geçirdim koluna.

"Sinek kaçmasın bebeğim."

"Sen var ya o kadar fena bir adamsınki"

🫢


"Görüyorsunuz değil mi ananız bana neler yapıyor?"

Kameraya doğru eğilip alnını gösterdi.

"İnanamıyorum ya. Beni çocuklarımıza mı kötülüyorsun?"

Buz torbasını elime alıp, alnına doğru bastırdım yavaşça. Kartal'ın boyunu unutup dolap kapağını bir anda kapatırken bulunmuştum. Vitaminlerimi içmek için bardak istemiştim Kartal da uzatıp vermişti. Masadaki ilaçlara dönüncede bende açık kalmasın diyip kapatmak istemiştim. Tabii ki Kartalla bir dakika bile ayrı kalamadığımız için olanlar olmuştu.

Kaş yapayım derken göz çıkartmıştım.

Buzu elimden alıp tezgaha doğru attı. Kalçasını masaya yaslayıp benide bacaklarının arasına aldı. Kollarını sardı etrafıma.

"Şaka yapıyorum tabii ki çocuklar. Ben hiç seni kötüler miyim ya? Olur böyle ufak tefek aksilikler."

Dudaklarımı büzerek baktım ekrana. Elbette şaka yapıyordu, biliyordum. Bende onunla uğraşıyordum.

"Boşverin şimdi siz bunları. Harika bir oda yaptık size."

"Gerçekten bayılacaksınız! Odanız kocaman. O kadar güzel ışık alıyorki. Ferah ferah." Dedim bir çırpıda. Kartal gülüp omzumu öptü.

"Ama bakın kıyafetleriniz benimkinden bile çok ya." Diye ekledim.

"O kadar şanslısınızki. Amcalarınız, dayılarınız, teyzeleriniz, halalarınız. Hiç durmadan size bir şeyler alıyorlar." Kartal daha sıkı sarılıp, çenesini omzuma yasladı.

"Anneanneniz, babaanneniz, dedeleriniz de dahil buna. Ee tabii bizde ebeveynleriniz olarak alıyoruz. Bir görün yani dolabınızı." Dedim.

"Çok mutlu olacağız ya bakın söylüyorum." Ekranı işaret etti.

"Zaten bunu o kadar çok dillendiriyoruz ki tersi olma ihtimali bile yok. Kaç kırk kere söyledik bilemezsiniz."

İkimizde keyifle kıkırdadık.

"Ha bakın isimleriniz neden Tan ve Tuna. Onuda anneniz anlatsın."

"Yaa," alt dudağım benden istemsizce titremeye başlamıştı.

"Ağlamak yok. Hatta dur ben başlayayım devamını sen anlat."

Kafamı sallayarak onayladım.

"Şimdi yavrularım söyle ki: Benim babamın adı Tanju, annenizin babasının adı Yücel Tuna. Annenizle sohbet ederken geldi aslında aklımıza..."

Kartal sandalyeyi çekip beni de oturttu.

"Çok fazla ayakta kalmamalısınız Ahu Hanım,"

Elinin üzerine elimi yerleştirip okşadım. Kurban olduğum kocam...

"Biz sevgiyle büyümüş ailenin çocuklarıyız. Yani ne annemizle ne de babamızla en ufak bir kötü anımız yoktur belki. Biz böyle büyümüşken sizi başka türlü büyütmeyi hayal etmemiz imkansız..." gözlerini gözlerime kitledi.

"Hadi sen devam et yavrum ya." Diyip,pası hemen bana attı. Kendiside sandalyeyi çekip oturdu.

"Benim ilk aşkım babam. Ben bir erkek tarafından sevilmenin, değer görmenin ne demek olduğunu ondan öğrendim. Bunları da babanıza anlatıyordum. Öyle sohbet arasında," Kartal elimin üstüne ufak bir buse kondurdu.

"Sonra babanızda kendi babasından bahsedince bizimde aklımıza güzel bir fikir geldi. Benim babam öğretmen yani artık işletme sahibi ama olsun. E Tanju dedeniz de Doktor..."

"Bebeğim neden ağlıyorsun?" Yüzümü avuçlarının arasına aldı. Ağladığımın farkında bile değildim. Baş parmağıyla sildi göz yaşlarımı.

"Annenizi hiç ağlamayacağım ben devam ediyorum o yüzden." Karnımı okşayarak konuştu. Burnumu çektim.

"Hayır ben devam edeyim."

"Hadi et bakalım ama ağlamam yok."

Elimin tersiyle sildim yüzümü. Boğazımı hafifçe temizledim.

"Annelerimiz hiçbir zaman babalarımızdan şikayetçi olmadı. Aksine her şeyde onları örnek gösterdiler. Bizde babalarımız gibi iyi bir insan olmanız için onların isimlerden bir parça size vermek istedik. Bize sevgiyi öğreten ailemiz bu haberi daha bilmiyorlar ama çok sevinecekler eminim,"

Kartalın uzattığı peçeteyi alıp burnumu sildim. Kartal gülümseyerek izliyordu beni.

"Biz hep böyle düşündük cinsiyetlerinizi öğrendiğimizden beri. Umarım sizde dedeleriniz gibi hep iyi bir insan olarak anılırsınız. Onlar gibi sevgi, saygı, başarı dolu insanlar olursunuz. Hemde babanız,"

Hıçkırıklarım böldü konuşmamı. Normalde olsa duygulanırdım ama ağlamazdım muhtemelen. Hormonlarımın yaşadığı karmaşa sağ olsun beni her halta ağlatıyordu. Kartal tam konuşacakken onu durdum. Derin bir nefes alıp konuşmaya devam ettim.

"Babanız gibi olacağınıza zaten eminim. Babanıza ilk aşık olduğumda dedimki ' böyle bir sevgi olamaz. Kalbimde hissettiğim şey çok fazla falan diyordum ama yanılmışım. Her geçen gün daha da aşık oluyorum babanıza. Artık bedenim bu sevgiye karşı tepki verirken ayaklarım yerden kesiliyor mu diye kontrol ediyorum."

Kartal keyifle güldü. Dolu dolu gözleriyle izliyordu beni. Ayaklanıp kucağına yerleştim. Alnıma sıcak dudaklarını bastırdı.

"İlk başta babanızı sonrada dedelerinizi örnek almanız beni çok mutlu edecek emin olun. Seni çok seviyorum sevgilim."


@ahuy.gece: Çok az kaldı 🤎⏳ Kartal Bey'in her dakika fotoğrafımızı çekip durduğu doğrudur 🥹

44.123 beğeni, 12.44 yorum

@devranoğuz: Canım dostum diye demiyorum mükemmel bir baba

@657: @devranoğuz: Sen ne zaman oluyorsun;))

@devranoğuz: @657, @leylacan ona sormalısın..

@yağmurr: en güzel anne 💕

@aslantan: Güzel kızım benim

@976: hamilelik sana çok yakıştııı

@... :


Bölüm sonu

Merhabalarrrr nasılsınızzz???

Bölüm nasıldı??

Ay çok az kaldı finale

Doğum sahnesine hazır mıyız??

Üç adet özel bölümümüz olacakkk

Kim belir belki çocuklardan okursunuz bölümleriiiii ;))

Özel bölümlerde olacak konular hazır bu aradaaaa

Not: finalde hazır:(

Neyse neyse neyseeeee

Tan ve Tuna'nın isimlerinin hikayesini de öğrendik 🫶🏻

Yukarıda sizin için yorum köşesi bıraktımm fotoğrafın altındaaa

Bizimkilerin kendilerine yarattıkları o küçük mahallede neler olacak son olarak onları göreceğiz...

Ama Tomris'te beraber olacağız. Ben onu da çok beğeneceğinize eminim...

Öpüldünüz kocaman

Yorum ve beğeni atmayı unutmayın.

Continue Reading

You'll Also Like

1.7K 204 29
Hayatımın güzel günlerini onunla yaşadım ben, Peşimdeki adam artık yanımda olmayacakmıydı ? Artık kahverenkli gözlerine bakamayacak'mıydım ? Artık o...
4.7M 142K 102
Asil: Dışarı çıkmadan önce :) Boran: TCK 136:Sütyen giymemek suçtur!
886 97 5
Para, gösteriş, tatmin olma duygusu. Hayatım tam olarak bu üç evre içinde geçiyordu.
Eftalya By esmaa

Teen Fiction

350K 16.4K 22
Eftal: Hamileyim Dora. Eftal: Cidden hamileyim.