Revenge || Nagireo Omegaverse

By tinyreo

49.6K 3.1K 3.6K

『Nagi Seishiro x Mikage Reo』 » Cinsellik içerir. 『230223 - 050523』 More

0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
31
32
33
FİNAL

30

981 73 76
By tinyreo

Nagi, Reo'nun elini sımsıkı tutmuş bir şekilde dikkatle monitöre bakarken doktorun yüz ifadesi şekilden şekle girmişti.

"Doktor Bey bir sorun mu var?" Diye sordu Reo, Nagi'den önce davranıp.

"Evet var." Doktor elindeki aleti karnının üstünde dikkatle gezdirirken sonunda kafasını monitörden çekebilmişti.

Nagi, korkuyla sordu. "Bebeğe Bir şey mi oldu?" Reo'nun elini tutan eli titremeye başlamıştı.

"Hayır, hayır korkmayın. Çok sağlıklılar." İkisi de rahatlamanın verdiği hisle derin bir nefes alıp birbirlerine gülümsedikleri sırada bakışları şokla doktora döndü.

"Sağlıklılar derken?" Doktor onların şaşkınlığına gülerken parmağıyla monitördeki bir noktayı gösterdi.

"Burada kendini göstermek istemeyen utangaç biri daha varmış. Sanırım anneye çekmiş kendisi. Şimdiye kadar çok iyi saklanmış, ben bile zor görebildim."

Nagi'nin büyüyen gözleri monitörü inceledi. "Yani bu demek oluyor ki..."

Doktor, başıyla onaylayıp gülümsedi. "Evet ikiz bebekleriniz olacak." Elindeki aleti biraz daha gezdirdi karnında.

"Sanırım onu izlediğimizi hissetti. Cinsiyetlerini öğrenmek ister misiniz?" Bakışları şok ve heyecan kaplı çifte döndü.

İkisi de hızla başını salladı. Doktor, birkaç saniye daha emin olmak için monitördeki görüntüyü inceledi. " ikisi de erkek, çift yumurta ikizi."

"Siktir, iki oğlum olacak!" Nagi, sevinçle Reo'yu kollarının arasına çekti ve saçlarına öpücükler kondurdu.

Reo, onun heyecanlı haline gülerken kollarını boynuna dolamıştı. "İki erkek yetiştirmek zorundasın artık. Biraz zorlanacaksın gibi duruyor."

Nagi, burnunun ucunu öpüp geri çekildi. "Anneleri gibi mükemmel olacakları için sorun olmayacak."

Aldıkları haberin heyecanı ve Reo'nun yürüyüş yapmak istemesi üzerine arabayı hastanenin önünde bırakıp yürümeye başlamışlardı.

Reo'nun günden güne büyüyen karnı yüzünden hiçbir kıyafetine giremez olmuştu. Sürekli yeni kıyafet almak zorunda kalıyordu ve bu durumdan bıkmıştı.

Yine de Nagi, onun bu halinden gayet memnundu. Sağlıklı olması onun için yetiyordu.

Reo, elindeki dondurmayı dikkatlice yerken ellerine sımsıkı kenetlenmiş ellere kaydırdı bakışlarını.

"Canın başka bir şey çekiyor mu?" Aldığı kiloların bir diğer sorumlusu ise Nagi'ydi. Sürekli Reo'nun canının bir şey çekip, çekmediğini soruyor. Eğer çektiyse saati umursamadan koşa koşa gidip alıyordu.

Sürekli tatlı yemekten içinde tatlı fabrikası kuracak hale gelmişti. Kilolarının bir kısmı yüzüne gitmiş, yanakları eskisine göre daha dolgundu.

Nagi, canı sıkıldıkça Reo'nun yanaklarını ısırmaktan çekinmiyordu.

"Dondurmam bit-" Gözleri marketin önünde duran pamuk şekerlere kaydı. Dudağını dişleyip bakışlarını başka yöne çevirdi.

Ama Nagi, canın çektiğini anlamış, onu bir banka oturtup iki pamuk şeker alıp gelmişti. Hala dondurmasını yiyen Reo'nun önünde diz çöküp erimeye başlayan dondurmasını aldı ve pamuk şekeri uzattı.

"Dondurman erimiş sonra yenisini alırız." Reo, onu onaylayıp pamuk şekerini paketinden çıkartarak yemeye başladı.

Nagi, onun küçük bir çocuk gibi göründüğünü düşünüp gülüyordu haline. Giydiği tulumun içinde oldukça şirindi ve onu sıktıra sıktıra sevmek istiyordu.

Reo'nun kafasındaki şapkayı çıkartıp dışarı taşan saçları topladıktan sonra tekrar takıp gülümsedi. "Yorulduysan eve gidelim." Reo, kafasını iki yana sallayıp pamuk şekerden biraz koparıp Nagi'ye uzattı.

Nagi, parmaklarının arasındaki pamuk şekeri alıp parmaklarını öptü. "Yürüyüş iyi geliyor."

"Üşüdün mü peki? Arabadan hırka getirmemi ister misin?" Reo, kafasını gökyüzüne çevirip güneşe baktı.

"Aşkım, yazın ortasındayız ve ben terliyorum." Nagi, yüzüne baktığında alnında ufak ufak ter izlerinin olduğunu gördü.

"O zaman biraz burada oturalım dinlenmiş olursun hem. Sonra biraz daha yürür eve döneriz. Dönmeden önce acıkırsan yemek yeriz."

Nagi, İsagi olayından beri Reo'nun üstüne titremeye başlamıştı. Ne isterse yapıyor, bir dakika bile yanından ayrılmıyordu.

Ülkeden çıkış yapalı üç ay olmuş ve hiç tanımayacaklarını düşündükleri bir ülkede deniz kenarında bir ev alarak yaşamaya başlamışlardı.

İkisi de dışarda farklı kimliklerle yaşamak zorundalardı. İlk başta zorlansalar da zamanla alışmışlardı.

Jay, söz verdiği gibi her ay banka hesabına para gönderiyor, sıkıntı çekmemelerini sağlıyordu.

Reo'nun sahte ölüm haberi tüm ülke de yayılmıştı ve şirketleri de batmıştı. O günden sonra Mikage Ailesi'nin nerede ve ne halde olduğunu kimse öğrenememişti. Şirketin batmasından sonra Nagi'nin şirketi zirveye oturmuştu ve çok fazla kazanıyordu.

Reo, bunu sorun etmemişti çünkü şirket yada ailesi umurunda bile değildi. Asıl ailesi yanındaydı zaten.

Jay'den öğrendiklerine göre İsagi'ye parti de yardım eden şahısta yakalanmış ve itirafları sayesinde İsagi'nin cezasını ağırlaştırmıştı. İsagi, altı ay boyunca tedavi olacak, daha sonrada ömrü boyunca hapishane de çürüyecekti.

Hak ettiğini sonunda bulmuştu. İsagi'nin ailesi çocuklarına sahip çıkmamış, onu evlatlıktan men etmişlerdi. Her şeyini kaybetmişti.

Bir süre daha bankta oturduktan sonra Nagi'nin yardımıyla ayağa kalkıp yürüyüşe devam ettiler.

Reo, aklına gelen şeyle bakışlarını Nagi'ye çevirdi. "Artık odalarını hazırlamaya başlasak mı?"

Nagi, heyecanla önüne geçti. "İkisi de erkek olduğu için kolay olacak. Acaba kime benzeyecekler?"

Nagi'nin baba olmak için bu kadar çok sabırsızlanması ve heyecanlanması Reo'yu mutlu ediyordu.

Doğru kişiyi bulduğundan hiç şüphesi yoktu. Kötü olaylar yaşasalar bile ondan vazgeçmek gibi bir hata yapmadığı için şükrediyordu.

Hayatının en güzel zamanlarını sevdiği adam ve ikizleriyle geçirdiği için çok şanslı hissediyordu kendini.

Erişebileceği en büyük mutluluğa ulaşmıştı. Daha fazlasında gözü yoktu.

Nagi, Reo'yu ön koltuğa dikkatle oturtup emniyet kemerini yavaşça bağladı. Dudaklarına uzanıp derin bir öpücükten sonra kapıyı kapatıp şoför koltuğuna yerleşti.

"Aç olmadığına emin misin? Bir şeyler yaptırayım evde yersin." Reo, göz devirip koltukta rahat bir pozisyona geçti.

"Sabahtan beri sürekli bir şeyler yiyorum. Midemde yer kalmadı artık."

Reo, karnına bakıp gülümsedi. "Ben bu kiloları nasıl vereceğim?" Aldığı kiloları birazcık bile sorun etmiyordu aslında. Bebeklerinin sağlıklı olması onun için yeterliydi.

"Çocukların peşinde koştururken verirsin. Ayrıca bu halini de çok seviyorum. Tam sıktırıp yemeliksin." Reo, kıkırdayıp kafasını koltuk başlığına yasladı.

"Kaderime yazılan kişi sen olduğun için çok şanslıyım."

Nagi'nin bakışları birkaç saniyeliğine dışarıyı izleyen Reo'ya döndü. Bakışlarında aşk ve hayranlık saklıydı.

İlk gördüğü anda onu elde etmek istemiş, neden istediğini bile anlayamamıştı. Belki de ilk anda kaptırmıştı kalbini ona. Planını bahane ederek git gide yakınlaşmaya çalışmış bu sürede de o fark etmese de duyguları giderek büyümüştü.

Sürekli o gün onu gördüğü ve peşinden koştuğu için şükrediyordu. Eğer hayatında Reo olmasaydı nasıl bir hayatının olacağını düşünmek bile istemiyordu.

Reo, Tanrı'nın ona bir hediyesiydi ve sonsuza kadar o hediyeye gözü gibi bakacaktı.

***

İKİZ TORUNLARIM OLACAK KALKIN PARTİ VERECEĞİM BU ARADA İSİM DE DÜŞÜNMEM LAZIM BU BEBELER İÇİN VE BEN İSİM ÖZÜRLÜSÜYÜM TEŞEKKÜRLER. 

Continue Reading

You'll Also Like

3.4K 162 6
"Eğer hamile kalmazsam ölücem demek" Vita jimin amansız bir hastalığın pençesindeydi.
95.4K 9.1K 32
[Tamamlandı] Draco Malfoy, hayatı boyunca kendisine öğretilen doğruları sorgulamamıştı. Diğerlerinden üstündü. Bunun üç sebebi vardı; o bir büyücüydü...
20.5K 1.8K 27
[Tamamlandı] "Saat Kaç?" Dedi Sırıtarak. Sinirle Tuttuğum Silahı Sıktım. "Ellerini Başının Üstüne Koy Wonho!" Lee Hoseok × Lee Hyungwon Kihyuk + Jook...
528K 47.4K 36
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...