𝓞𝓶𝔃𝓾𝓶𝓭𝓪𝓴𝓲 𝓨𝓾𝓴

By oylesinebiriiiii07

44.7K 3.7K 1.2K

Yıllarca anne ve babasının nefretiyle büyümüştü güneş.Bir kaç ay önce alt katlarına taşınan kız ile birlikte... More

"Bölüm 1"
"Bölüm 2"
"Bölüm 3"
"Bölüm 5"
"Bölüm 6"
"Bölüm 7"
Bölüm 8
"Bölüm 9"
"Bölüm 10"
"Bölüm 11"
"Bölüm 12"
"Bölüm 13"
"Bölüm 14"
"Bölüm 15"
"Bölüm 16"
"Bölüm 17"
"Bölüm 18"
"Bölüm 19"
"Bölüm 20"
"Bölüm 21"
"Bölüm 22"
"Bölüm 23"
"Bölüm 24"

"Bölüm 4"

2K 119 28
By oylesinebiriiiii07

Eve geldiğimde saat altıya geliyordu, babamın gelmesine bir saat vardı.Vaktim olduğu için hızlıca duşa girmiştim.Plajda saçlarım hep kum olmuştu.

Duştan çıktıktan sonra odama geçip, yatağımın üzerine bıraktığım kıyafetleri giydim.Tarağımı aldım ve aynanın karşısına oturdum.Bugün acayip eğlenmiştim.Yeni arkadaşlar edinmek bana iyi gelmişti.Hepsi çok cana yakın insanlardı.Hiç dışlamadan benide aralarına almaları içimi pamuk gibi yapıyordu.Hızlıca saçlarımı taradıktan sonra,havlularımı katlayıp,banyo dolabına götürdüm.Odama döndüğümde telefonumu elime alıp yatağıma oturdum.

WhatsApp'tan gelen bildirimleri görünce uygulamaya girdim.

*Kurabiye var simit var ne bakıyon!"* Adlı gruba eklendiniz

Gözlerim şaşkınlıkla açılırken,gruba girdim.

0537...: hoşgeldin güneş!

0539...: hoşgeldin aşko!

0545...: hoşgeldinnn!

Güneş:ay ne oluyor?

Gökçee:kuzey seni grubumuza dahil etti

Güneş:sadece kuzey istiyor burda olmamı yani?

0536...: alakası yook!

Mesajlardan çıkıp grup bilgilerine girdim.profil fotoğraflarına bakıp hepsini telefonuma kaydettim.Tanımadığım bir kişi daha vardı, sanırım yunustu.

Irmak: hoşgeldin güneş bebeğim!

Güneş:grubunuza alacak kadar sevmiş olmanıza şaşırdım.

Kuzey:sevdik diyoruz kızım

Güneş:sevdimi tam severiz diyorsun?

Kuzey:ne sandın.

Yunus:ne bu tantana amk

Zeynel: ayıp lan ibne düzgün konuş.

Zeynel:bu arada hoşgeldin güneş.

Yunus: tanışmadık ama hoşgeldin güneş

Güneş: sağolun arkadaşlar, teşekkürler ederim!

Arda:abisi benim bugün yarım bıraktığım böreğim vardı onu çöpe kim attı?

Asya:şaka mısın ya sen?

Berrak: gerçekten mi arda ya

Kuzey: boğazına sıçayım arda

Arda:benim için önemli

Güneş:arda poşetleri toplarken,bir tabağın üstüne yarım bir börek vardı,o senin miydi?

Arda: güneş...
Arda:yapma...
Arda: yapmadım de...
Arda:nimeti çöpe atmadım de...
Arda:hemde benim böreğimi çöpe atmadım de...

Asya:üşenmesem yan odaya gelip bir çarpacağım göreceksin böreği!

Kuzey:arda ne bu tepkiler abi?

Güneş: özür dilerim ya ben yemeyeceksin sandım

Zeynel: özür dileme güneş,salak bu çocuk böyle salak salak tepkiler verebiliyor alışırsın.

Güneş:arda beni niye strese sokuyorsun

Berrak: gerizekalı ondan :/

Arda:ben hala burdayım yanlız?

Asya:yani?

Arda: ayıp

Kuzey:arda

Arda:efendim?

Kuzey:sus kardeşim.

Gökçee: katılıyorum,sus arda.

Arda:hep ben suçlu oluyorum zaten gidiyorum annem ıslak kek yapmış onu yiyeceğim.

Kuzey: siktir git arda.
Kuzey:pardon kızlar.

Gülerek uygulamadan çıktığımda, Instagram'a girecektim ki, WhatsApptan bir bildirim daha geldi.

Ekranı aşağı sürükleyip bildirime baktığımda,ufak çaplı bir şaşkınlık yaşadım.Zeynel özelden yazmıştı.Uygulamaya tekrar girdim.

Zeynel

-kolun nasıl oldu?

-Ne?

-incittim demiştin,voleybol oynarken de acıdı ya,merak ettim.

-zorlamadıkça ağrımıyor

-zorlama o zaman, iyileşmesi uzun sürer

-tamam zorlamam

Bir kaç dakika öylece ekrana baktım.İlk defa Kadir abim haricinde biri beni merak ediyordu.İlk defa biri benimle alakalı bir şeyi aklında tutuyordu.

Güzel bir histi,hemde çok güzel bir his...

-zeynel

-efendim?

-teşekkür ederim

-neden?

-ufak bir meseleye bile önem verdiğin için.

-arkadaşlar birbirlerini merak eder Güneş

-olsun ben yinede teşekkür etmek istedim.

-rica ederim o zaman :)

Tekrar gülerek uygulamadan çıktım.Kendimi ilk defa değişik hissediyorum.Kolumun halini annem bile sormazken.. bin kat yabancının merak etmesi tuhaftı benim için, çok tuhaf...

"Güneş! Baban geldi hadi sofraya!"diyen annemin sesini duyduğumda,yataktan kalktım.

Üzerime giydiğim eşofman takımını düzeltip,telefonumu cebime koydum ve hızlıca odadan çıktım.Mutfağa doğru yürürken,senemin sesini duyuyordum.

"Baba sonra, aşağı indik işte sinemlerle sahilde oturup geri geldik"dedi senem neşeli sesiyle.

Mutfağa girdiğimde hepsini bakışları bana döndü.

"Ne oldu?"dedi annem bana bakarken.

"Ne olmuş?"dedim kaşlarımı kaldırarak.

"Niye sırıtıyorsun?"dedi babam düz bir sesle.

Sırıtıyor muyum?

"Mutlu olmam batıyor mu?"dedim merakla.

"Düzgün konuş"dedi babam.

"Tamam"dedim umursamayarak.

"Otur sofraya hadi"dedi annem,benim oturduğum yere elindeki çorba kasesini koyarken.

Yerime oturdum ve çorbamı içmeye başladım.

"Boğazların hala acıyor mu?"dedi babam seneme.

"Ne?"dedi senem.

"Dün gece acıyor biraz demiştin,ilerledi mi diye merak ettim?"dedi babam açıklayarak.

"Hee yok babaya geçti, çok acımadı zaten anlık bir şeydi"dedi senem.

Benimde kolum geçmeye başlamıştı,vücudumdaki morluklarda geçiyordu.Ayağımın yanığıda.Kalbimde kırılıyor baba... Senemin en ufak bir şeyini unutmazken benim yaralarımı görmüyorsun bile,kendin açmış olduğun o yaraları umursamıyorsun baba...

"Benimde kolum sızlıyor zorlayınca"dedim daha fazla dayanamayarak.

Üçününde bakışları bana döndü,gözlerindeki sorgulayıcı ifadeye bakılırsa hatırlamıyorlardı.

"Babaannemde odun taşırken düşmüştüm ya"dedim açıklayarak.

"Doğru"dedi annem sadece anladığını belli ederek.Babam ise hiç bir şey demeyip yemeğini yemeye devam etti...

"Baba?"dedim.

"Efendim"dedi soğuk bir sesle.

"Neyse ya boşver"dedim, bütün demek istediklerimi yutarken.

"Konuş"dedi babam sert bir sesle.Lafların yarıda kesilmesinden hoşlanmazdı.

"Neden diyecektim her zamanki gibi,niye diye soracaktım.Cevap vermeyeceğini bile bile soracaktım.Niye bu kadar ilgisizsiniz diye soracaktım.Yine cevap almayacağımı bildiğim için sustum!"dedim.

Babamın bakışları bir kaç saniye yüzümde dolaştı,"doğru tahmin"dedi soğuk bir sesle.

Onun bakışları yemeğine dönerken,benim bakışlarım ondaydı.Bir kaç dakika suratına baktım,o ise bir kez bile dönüp bana bakmadı.

"Size afiyet olsun"dedim ve hızlıca sofradan kalıp,mutfaktan çıktım.

"Güneş!"diyen annemin sesini duysamda umursamayıp,banyoya girdim.Kapıyı kitledim ve sırtımı kapıya yasladım.

Ağlamamak için hızlı nefes alıp verirken, göz yaşlarım daha fazla dayanamayıp süzülmeye başladı.

Yapma artık güneş

Dedim kendi kendime.

Alış artık yapma...

Kalbim ağrıyordu.Sevgisiz bir ailede büyümek zordu,hemde çok zordu.Sebebini bilmediğin bir şekilde sevilmemek çok daha zordu.Ne yaptım da sevmiyorlardı.Neden ben yokmuşum gibi davranıyorlardı...
Nedenli sorular başımı ağrıtmaya başlamıştı.Hiç bir zaman cevaplanmayacak bu sorular canımı çok yakıyordu.

Çok bir şey istemiyordum ki az sevseler yeterdi, fazlasında gözüm yoktu...

Kaç dakika geçti bilmiyordum,sonunda sakinleştiğimde elimi yüzümü yıkadım ve kendi odama geçtim.Hava baya kararmıştı ve saat sekizi geçiyordu.Masanın üzerindeki kulaklığı aldım,telefonumu da cebimden çıkarıp yatağa oturdum.Kulaklığı taktım ve müzik kısmına girdim.

Onur Can Özcan-intihaşk

Yarın olmaz bugün, yarım olmaz bütün...
Benim ol bu gece...
Yazı görse gözüm, kışı unutmaz özüm...
Bitmez bu gece...

Şarkı arka planda çalmaya devam ederken,bende yine WhatsApptan gelen bildirimlere bakmak için uygulamaya girdim.

"Kurabiye var simit var ne bakıyon!" Adlı gruptan 568 mesaj

Kuzey: yarına okeyiz o zaman?

Güneş:yuh lan!
Güneş:568 mesaj ne konuştunuz?
Güneş:okumaya çok üşeniyorum

Zeynel: başlarda boş mevzular var,ama sonlarda yarın için buluşmaya karar verdik.

Güneş:buluşmak mı?

Gökçe: bugün konuştuğumuz bursluluk sınavları için çalışmaya başlamamız gerekiyor

Irmak:bizde bu görevi üstlendik ve size destek çıkmak için hep beraber ders çalışmaya gidelim diyoruz

Güneş:yaaa çok iyisiniz

Asya:bana uyuyor dediğim gibi

Arda: yanınıza yiyecek bir şeyler getireceksiniz neden olmasın?

Kuzey:yedirecem ben sana yemek

Berrak: vallaha benim için iyi olur bu bahane ile LGS çalışırım.

Yunus:gelirim bende.

Eren:ben çoktan çantamı hazırladım.Oajcixisjrjw

Zeynel:güneş?

Güneş:babama sormam lazım,sabah belli olur o da size yazarım.

Kuzey:tamam o zaman,haber verirsin.

Güneş:veririm veririm

Dedim ve uygulamadan çıkıp Instagrama girdim.Bir kaç takip isteği görünce şaşırdım,istek kısmına girdim.

Zeynell.doğan

Berrak.karaa

Irmakkutaay

Erengülleer

Yunus_keçecii

Asyaçevik.

Ardaa.çevik

Kuzeey_akay

Bizimkiler olduğunu görünce isteklerini kabul ettim ve geri takip ettim.

Ağladığım için başım ağrımaya başlamıştı.Kulaklığımı çıkardım ve komidinin üzerine koydum.Pikenin altına girdim.Telefonumdan alarmları kurup, gözlerimi kapattım.

                              🤍

Zangır zangır çalan alarm sesiyle, gözlerimi zar zor açtım.Komidinin üzerinde duran telefonumu elime aldım.Saat 10'u geçiyordu.Babam işe gittiği için normalde sekizde kahvaltı yapardık,10'a kadar uyuduğuma göre yine beni kaldırmamışlardı kahvaltıya.Alamlarda duymadığım için kendi kendine ertelenmişti.

Ayılmak için bir kaç kez gözlerimi kırptım ve yataktan kalktım.Kollarımı açıp esnerken,odadan çıktım.

Banyoya girip rutin işlerimi halledip tekrar odama geldim.Telefonumu alıp yatağın üzerine oturdum.Bizim gruptan yine mesaj vardı.

"Kurabiye var simit var ne bakıyon!"adlı gruptan 128 mesaj.

Eren: kaçta buluşuyoruz?

Gökçe:harbi kaçta buluşuyoruz.

Berrak: dün konuşmadık saati.

Kuzey:bence 12 iyi,sizce?

Irmak:bencede

Yunus:bana uyar

Kuzey:Zeynel? Güneş?

Zeynel:banada uyar.

Güneş:banada.
Güneş:nereye gidiyoruz peki?

Kuzey:bir kaç kez gittiğim ve aşırı beğendiğim bir kafe var oraya gidelim diye düşündüm.

Gökçe:bu beğendiyse kesin bok gibidir.

Kuzey: ayıp yanlız.

Gökçe:tamam be şaka yaptım

Eren:konum atarsın o zaman kuzey.

Kuzey: atarım atarım.

Gökçe: güneşş abime söylerim bizi bırakır.

Güneş: tamaam

Yazdım ve gruptan çıktım.Telefonumdan rastgele bir şarkı açıp,sesini biraz kıstım.Telefonumu komidinin üzerine koyup yatağıma döndüm.

Hızlıca pikeyi ve yastığımı düzelttim.Bugün için ne babamdan ne annemden izin almıştım.Babam şuan evde olmadığı için,anneme söyler öyle çıkardım.Çokta önemli değildi yani.

Dolabımın önüne geldiğimde, kıyafetlere bakınmaya başladım.Hava yine aşırı sıcaktı.Vücudumdaki yaralar daha tam geçmediği için yine uzun bir şeyler giymek zorundaydım.

Açık mavi kot pantolonumu ve açık yeşil gömleğimi çıkardım.İçine giymek içinde beyaz tişörtümü.
Hızlıca üzerimdekileri çıkarıp, çıkardığım eşyaları giydim gömleğimin önünü açık bırakmıştım.
Saçlarımı hızlıca tarayıp kabarması için sprey sıktım.Toplamayı düşünmüyordum.Aynadan son kez kendime baktım.Kötü değildi bence.

Hemen ardından kitaplığıma döndüm.Sekizinci sınıftan kalan bir kaç test kitabını ve denemeleri sırt çantama koydum.Ben ne kadar hızlı hareket etsemde zamanda hızlı geçiyordu.

Komidinin üzerinden telefonumu aldığımda nerdeyse bir saat geçmiş olduğunu gördüm.Çantamı sırtıma taktım ve hızlıca odadan çıktım.

Salondan gelen televizyon sesine bakılırsa annem yine gündüz kuşağını izliyordu.

Salona girdiğimde seneminde içerde olduğunu gördüm.İkisininde bakışları bana döndüğünde, baştan aşağı süzdüler.

"Nereye?"dedi annem merakla.

"Gökçe ile ders çalışmaya gideceğiz"dedim düz bir sesle.

"İzin aldın mı?"dedi senem.

"Gidebilir miyim anne?"dedim.Annem tam ağzını açmış bir şey diyecekti ki senem yine sözünü kesmişti.

"Annemden değil,babamdan izin aldın mı?"dedi senem soğuk bir sesle.

"Gidebilir miyim anne?"dedim tekrar onu umursamayıp.

"Git"dedi annen kısaca.

"Babama ne diyeceksiniz?"dedi senem kaşlarını kaldırarak.

"Onada annen karar verir"dedim ve arkamı dönüp salondan çıktım.

Telefonum çalarken, dış kapıyı açtım.Bir yandanda telefonumu cebimden çıkardım.Gökçe arıyordu.
Alt katımızda oturduğu için ben kapıyı açınca direkt seslendi.

"Güneş?"dedi.

"Benim benim"dedim ayakkabılarımı giymeye çalışırken.

"Dur telefonu kapatıyorum o zaman"dediğinde, telefonum çalmayı bırakmıştı.

"Abim indi, arabada bekliyor bizi"dediğinde çoktan ayakkabılarımı giymiştim.Evin kapısını kapattım ve hızlıca aşağı indim.Gökçede çoktan ayakkabılarını giymiş, evin kapısını kapatıyordu.

Altında siyah bir eşofman vardı, üstünde ise bebek mavisi bir crop.Kıvırcık saçlarını şekillendirmiş ve salınık bırakmıştı.

"Gözlerinin renginde bir gömlek giymişsiin,ve çok yakışmış!"dedi gülümseyerek.

"Sende çok güzel olmuşsun!"dedim.

"Yaaa teşekkürleer"dedi, sırtındaki çantanın iplerini düzeltti ve tekrar bana döndü,"hadi abim kudurmadan inelim"dediğinde hızlıca merdivenleri inmeye başladık.

Apartmandan çıktığımızda, görkem abi direkt kornaya bastı.Hızlıca arabaya doğru yaklaştık.İkimizde arka koltuğa otururken görkem abi söyleniyordu.

"Bir an gerçekten hiç inmeyeceksiniz sandım!"dedi hayıflanarak.

"Abartma be abi!"dedi gökçe.

"Kırk dakikadır seni bekliyorum abicim!"dedi görkem abi, çoktan arabayı çalıştırmış ve mahalleden çıkmıştı.

"Kuzey konum attı mı?"dedim gökçeye.

"Evet evet attı,bende abime attım"dedi gökçe.

"Ben biliyorum zaten bahsettiği kafeyi geçen gitmiştik"dedi görkem abi, bakışları yoldaydı ama arada aynadan bize bakıyordu.

"Gitmiştik?"dedi gökçe.

"Emirlerle"dedi görkem abi.

"Tamam o zaman"dedi gökçe.

"Siz kimlerle gidiyorsunuz?"dedi görkem abi.

"Kuzey,Zeynel,eren,yunus, ırmak,asya,arda,ben ve güneş"dedi,"birde berrak"

"Berrak,keremin kardeşi olan dimi?"dedi görkem abi merakla.

"Evet evet o"dedi gökçe.

"Vallaha kızlar ayağınıza güzel bir fırsat gelmiş,bursluluk sınavına kadar güzel çalışın, çalışınca yapamayacağınız şey yok"dedi görkem abi.

"İnşallah görkem abi"dedim gülümseyerek.

Nerdeyse yirmi dakika sonra, görkem abi bir kafenin önüne durmuştu,"burası kızlar"dedi.

"Teşekkür ederiz görkem abi"dedim arabadan inerken.

"Sağol abi"dedi gökçe, kapı kapatıp bana döndü.Görkem abi hızlıca uzaklaşırken biz kafeyi inceliyorduk.
Gözüm kafenin tabelasına kaydı.

Zambak kafe

"Güzel bir ismi var"dedi gökçe,kafeye doğru yürümeye başladık.Genellikle beyaz renkler yoğundu,ek olarak lila rengi vardı.Masalar beyaz örtüleri lila rengiydi.Dışarıdaki masalarda sandalyeler vardı, içeriyi gördüğüm kadarıyla koltuk tarzında oturma yerleri vardı.İçeri girdiğimizde etrafa bakınmaya başladık.

"Güneş! Gökçe!"kuzeyin sesini duyduğumuzda sola doğru döndük.

Kuzey,berrak, ırmak,eren,asya ve arda köşede bir masaya oturmuşlardı.Kalabalık olduğumuz için büyük bir masa seçmişlerdi.
Yanlarına gittiğimizde hızlıca selamlaştık ve masaya oturduk.

"Diğerleri nerde?"dedi gökçe.

"Geliyorlar yoldalar"dedi asya.

"Eee nasılsınız?"dedi ırmak.

"İyiyiz sen?"dedim gülümseyerek.

"Yaşamaya çalışıyoruz"dedi ırmak.

"Ben iyi değilim"dedi arda.

"Neden?"dedim merakla.

"Açım"dedi arda.

"Sıçacam ağzına şimdi"dedi kuzey sinirle.

"Üzülüyorum yanlız"dedi arda dudaklarını büzerek.

"Arda sus artık!"dedi asya bıkkınlıkla.

Arda'nın bakışları bana döndü,"görüyorsun değil mi güneş?"dedi.

"Neyi arda?"dedim.

"Gerçek yüzlerini,bana nasıl bağırıyorlar"dedi arda.

"Abartma istersen"dedim gülerek.

"Güneşi de kendinize benzetmişsiniz"dedi arda göz devirirken.

"Lan sus amına koyim sus!"dedi kuzey.

"Ne oluyor?"diyen zeynelin sesini duyduğumuzda bakışlarımız sola dönmüştü.zeynel ve yunus gelmişti.

"Arda ile uğraşıyoruz bir şey yok"dedi ırmak.

"Lan arda yine ne yaptın"dedi yunus, ırmağın yanındaki boş sandalyeye otururken.Zeynelde benim yanımda kalan boş sandalyeye oturmuştu.

"Susmuyor ki abi, yeminle delirtir bu insanı"dedi Kuzey bıkkınlıkla.

"Tamam abi ders çalışmaya geldik,kesin zevzekliği"dedi Zeynel.

"Halkı abi"dedi asya,"hadi kızlar çıkarın kitapları"

Ben,berrak ve gökçe çantalarımıza yönelirken,onlarda masamıza gelen garsona sipariş veriyorlardı.

"Çay"dedi kuzey.

"Bende"dedi gökçe.

"Bende"dedi berrak.

"Ben kola istiyorum"dedi asya.

"Bende"dedi arda.

"Bende öyle"dedi ırmak.Garson hızlı hızlı yazıp bizimkilere yetişmeye çalışıyordu.

"Ben ice-tea istiyorum, şeftalili"dedi eren.

"Bende"dedi yunus.

"Bende limonlu soda istiyorum"dedim.

"Bende"dedi Zeynel.Garson hepsini yazdıktan sonra hızlıca masadan uzaklaştı.Biz kızlarla çoktan kitaplarımızı çıkarmıştık.

"Şimdi belli bir planlama yapalım"dedi asya.

"Ben, ırmak ve yunus, berrağı çalıştıralım"dedi arda.

"Mantıklı"dedi ırmak,"bölünüp çalışmak iyi fikir"

"Ben ve kuzey gökçeyi çalıştıralım"dedi asya.

"Ben ve erene de güneş kaldı"dedi Zeynel.

"Aynen öyle"dedi kuzey.Hepimiz çalışacağımız kişilerle yan yana oturduktan sonra garson gelip içeceklerimizi dağıttı.

"Kronometreyi başlatıyorum,tam tamına iki saat çalışacağız,bir saat dolunca mola veririz on dakika"dedi asya, telefonundan bir kaç tuşa basıp masaya koydu,"hadi bismillah kardeşlerim"dedi ve gökçeye döndü.

"Hangi derste zayıfsın?"dedi eren.

"İnkılap tarihi"dedim yüzümü buruşturarak.Bende bütün savaşlar birbirine giriyordu.

"Ondan başlayalım o zaman"dedi Zeynel.Önüme bir kaç kitap açıktan sonra başladılar anlatmaya...

                             🤍

Kaç saat geçti onu bile bilmiyordum.Zeynel ve eren kendilerini benden daha çok kaptırmış ve deli gibi bir şeyler anlatıyorlardı.Normalde anlamadığım şeyleri şuan anlıyor olmak baya mutluluk vericiydi.

"Bunaldım!"diyen berrağın sesiyle başkışlarımız ona döndü.

"Susar mısın berrak!"dedi yunus sinirle.

"Abi kaç saattir, matematik anlatıyorsunuz ama anlamıyorum!"dedi berrak bıkkınlıkla.

"Darlamayın kızı"dedi kuzey gülerek.

"Sen kaptın tabi çalışkan kızı ne anlatsan anlıyor, konuşma"dedi ırmak.

"Yanlız bana tembel mı dedin sen?"dedi berrak kaşlarını kaldırarak

"Ne münasebet canımın içi"dedi ırmak gülerek.

"He aynen"dedi berrak.

"Boşver sen onları gel ben bir daha anlatayım"dedi arda.Berrak itiraz eder gibi olunca,arda zorla anlatmaya başladı.Berrak nerdeyse ağlayacaktı.

"Mola mı versek?"dedim.

"Kaç saat oldu harbi?"dedi kuzey.

Asya telefonunu eline aldı,telefonun ekranına bakınca,"oha!"dedi şaşkınlıkla.

"Ne oldu?"dedi eren.

"Abi güya bir saat dolunca mola verecektik iki saat on yedi dakikadır aralıksız ders çalışıyoruz!"dedi asya.

"Helal lan bize!"dedi arda.

"Eee kızlar anladınız mı bari?"dedi yunus.

"Vallaha ben anladım"dedi gökçe.

"Bende baya anladım ya"dedim.

Berraktan cevap gelmeyince başkışlarımız ona döndü.

"Ne bakıyorsunuz?"dedi berrak anlamamazlığa gelerek.

"Anlamadın mı?"dedi eren.

"Analdım yahu"dedi berrak.

"Bu bakıştan anlayıp anlamadığını hepimiz anladık"dedi Zeynel.

"Çok üzerime geliyorsunuz!"dedi berrak.

"Tamam susun be!"dedi asya.Onlar atışırken,cebimden telefonumu çıkardım.Saat üçe geliyordu.

Annem 38 cevapsız çağrı

Babam 2 cevapsız çağrı

Senem 28 cevapsız çağrı 4 mesaj

Senem: babam eve erken geldi.
Senem:sana ondan habersiz çıkma demiştim.
Senem: çıldırıyor şuan.
Senem: telefonlarıda açmıyorsun nerdesin?

"Allah kahretsin!"dedim ayağa kalkarken, telefonum sessizde kalmıştı!Böyle bir hatayı nasıl yapardım.

"Ne oluyor?"dedi Zeynel merakla.

"Ne oldu güneş?"dedi gökçe,hepsi sorgular gözlerle bakıyordu.

"Telefonum sessizde kalmış, annem,babam ve kardeşim defalarca aramışlarda,acilen eve gitmem lazım"dedim hızlıca, gökçe ile göz göze geldik.Hiçbiri telaşımın sebebini anlamasa bile gökçe anlıyordu.

Gökçe hızlıca cebindeki telefonu çıkarıp abisini aradı ve bizi almaya gelmesini söyledi.Yaklaşık yirmi dakika sonra görkem abi bizi almaya gelmişti.Bizimkilerle hızlıca vedalaşıp arabaya binmiştik.

"Bir şey der mi?"dedi gökçe kısık sesle.

"Bilmiyorum..."dedim bende kısık sesle.Biliyordum aslında,ya tokat yerdim ya da sağlam bir azar...
Bakışlarım gökçeyi bulduğunda, aslında biliyor olduğumu anladığını gördüm gözlerinde.Öyle bir baktı ki gözlerime içindeki garip duyguları çözemedim.Uzandı ve ellerimi ellerinin arasına aldı.

Yaklaşık yirmi beş dakika sonra falan apartmanın önünde durmuştuk.

"Çok teşekkür ederim, görüşürüz!"diyip hızlıca arabadan indim.Onların inmesini beklemeden hızlıca apartmana girip merdivenleri çıktım.Bizim kata geldiğimde zile bastım.

Saniyeler içinde annem kapıyı açtı.

"Nerdesin sen!"dedi sinirle.

"Telefonum sessizde kalmış"dedim ayakkabılarımı çıkarırken.

"Aferin sana!"dedi annem,ben içeri girerken oda kapıyı kapatmıştı.

Salona girerken,ayaklarım geri geri gidiyordu resmen.Salona girdiğimde babam ve senem koltukta oturuyordu.

"Oo hanımefendi?"dedi babam alayla

"Efendim baba?"dedim kısık bir sesle

"Nereye gittin?"dedi sert bir sesle.

"Gökçeyle ders çalışmaya"dedi senem. Bakışlarım hızlıca ona döndü.Babamın kızcağını bile bile niye söylüyordu.

"Ben sana onlarla konuşmayacaksın demedim mi!"dedi babam ayağa kalkarken.

"Baba ben..."dedim ama,diyecek bir şey bulamayıp sustum.

"Niye sözümü dinlemiyorsun güneş!"dedi babam, kolumu kavrayıp sıkmaya başladı.

"Baba kolum..."dedim ama beni tabiki dinlemedi.

"Sana onunla görüşmeyeceksin demiştim!"dedi babam yüksek bir sesle.

"Baba kolum acıyor..."dedim,elini kolumdan çekmeye çalışırken.

"Bir daha o kızla görüşmeyeceksin güneş,benden habersiz dışarı bile çıktığını göremeyeceğim bu saatten sonra!"dedi babam sert bir sesle.

"Tamam..."dedim,kolumu bıraktığında rahat bir nefes aldım.

"Şimdi defol git odana, akşam sofrayada gelme!"dediğinde şaşkınlıkla suratına baktım.

"Sofraya gelmeyeyim mi?"dedim kaşlarımı kaldırarak.

"Sağır mısın kızım,odana diyorum!"dedi babam daha yüksek bir sesle.

Bir şey demeden kapıya doğru döndüğümde kapının dibinde bize bakan annemle göz göze geldim.
Bir kaç adım atıp yanına kadar geldim.

"Bir dahakine çekirdek falanda al eline, böyle her seferinde boş izlemek pek keyifli olmaz..."dedim ve durdum,"anne..."dedim bastırarak.Annem olduğunu anlaması lazımdı artık.Başka bir şey demedim ve hızlıca salondan çıkıp kendi odama girdim.

Hepsinden nefret ediyordum! Hele ki annemden, kapıda durup sadece izliyordu... Başka yaptığı hiç bir şey yoktu o sadece izlerdi.

Sinirden kuduruyordum resmen, çantamı yatağımın üzerine atıp dolabıma yöneldim.Siyah bir eşofman ve bebek mavisi bir tişört çıkardım.Hızlıca üzerimi değiştirip kirlileri sepete attım.

Çantamdan telefonumu çıkarıp yatağıma oturdum.Saat beşe geliyordu.

"Kurabiye var simit var ne bakıyon!" adlı gruptan 27 mesaj

Kuzey: napıyonuz arkadaşlar

Irmak: güneş pek bir telaşlıydın önemli bir şey yok inşallah

Gökçe:geldik eve

Yunus:oh iyi iyi

Berrak:güneeş?

Güneş: önemli bir şey yok ya, kardeşim sırf telaş yaptırmak için ufak bir şaka yapmış

Eren: kardeş terörü

Kuzey: kardeşin kız mı?

Güneş:evet kız

Kuzey:bak işte abi hepsi mi aynı olur,benimde bir kız kardeşim var nisa ismi beş yaşında ve resmen hayattan bezdirdi!

Asya:bi kere nisa çok tatlı ve akıllı bir çocuk

Kuzey:sana tatlı tabi çocuğu doldurup doldurup üzerime salıyorsun!

Güneş:hepiniz aynı mahallede mi oturuyorsunuz?

Irmak:mahalle genellikle müstakil evlerle dolu,bizim eren ve yunusla evlerimiz diğer mahalleye kayıyor ama biz hariç hepsi aynı mahallede.

Kuzey:asyalarla bizim evimiz yan yana, asya o yüzden kardeşimle çok iyi anlaşıyor.

Gökçe:ah eski mahallem...

Berrak:bir gün gelirsiniz bizim oraya

Zeynel: güzel fikir,ve kuzey kız kardeş terörüne katılıyorum bende de var bir tane.

Asya: çiçeğime laf yok.

Zeynel: tabi laf yok,nisaya yaptığını çiçeğe de yapıyorsun sonra ben çekiyorum.

Arda: konuşmama gerek yok Asya'yı görüyorsunuz.

Asya:ne demeye çalışıyorsun, vallaha yan odaya gelir boğarım seni!

Gökçe:#kızkardeşlerisalın

Asya:#kızkardeşlerisalın

Gülerek gruptan çıktım, beş dakika önce sinirden kudururken şimdi gülüyordum daha tanışalı iki gün olmuştu ama bunlar beni güldürmeyi gerçekten başarıyorlardı.İyiki tanışmıştık.

Karımın guruldamasıyla bakışlarım karnıma indi.Dün sabah kahvaltıdan sonra hiç bir şey yememiştim ve haliyle açıkmıştım.Babam beni bu akşamda sofrada görmek istemediği için anlaşılan bu akşamda yemek yiyemeyecektim.

Telefonuma gelen bildirimle tekrar WhatsApp'a girdim.

"Kadir abim" kişisinden 2 mesaj

Kadir abim

-pişt güzellik
-bu akşam bize gelmeye ne dersin?

-size mi?

-evet annem çağırıyor, kızımı al gel dedi

-peki gelirim

-tamam beş dakikaya kapıdayım

-uğraşma boşuna gelirim ben

-yok be,dışardaydım zaten sizin ordan geçerim eve birlikte gideriz

-he tamam

-hazırlan çabuk

-tamaaam

Telefonu kapattım ve yataktan kalkınca,bir anda kalkınca başım döndü ve tekrar yatağa oturdum.
Yemek yemezsem döner tabiki başım!

Bir kaç dakika geçmesini bekledim ve tekrar ayağa kalktım.Çantamın içinden kitapları çıkarıp sadece bana lazım olacak şeyleri bıraktım.Üzerimdeki kısa kollu olduğu için ince siyah hırkamı giydim ve odadan çıktım.

Salona doğru yürüdüğümde gelen seslerden bizimkilerin salonda olduğunu anlamıştım.

"Ya sonra adama gittim gösterdim beğenmedi"dedi babam.

"Nasıl beğenmedi o evi ya!"dedi senem şaşkınlıkla.Salonun kapısına geldiğimde üçününde bakışları bana döndü.

"Nereye kızım?"dedi annem.

"Kadir abim kapıda,teyzem beni çağırmış onlara gidiyorum"dedim düz bir sesle.

"İzin aldın mı?"dedi senem alaylı bir sesle.

Bakışlarım babama döndü, geçmişte yaşananlardan dolayı teyzemlere gitmeme mecbur izin verecekti

"Git"dedi umursamaz bir tavırla.

Hiç bir şey demeden arkamı döndüm ve kapıya yöneldim.Arkamdan bir kaç adım sesi duymama rağmen durmadım ve kapıyı açtım.Bir kaç adım atmıştım ki bir el kolumu tuttu.Arkama döndüğümde annem olduğunu gördüm.

"Dikkat et"dediğinde kolumu elinden hızlıca çektim.Annem üzgün bir şekilde boşta kalan eline baktı, sonrasında tekrar bana döndü,"yapma böyle..."dedi.

"Neyi merak edip geldin,gitsene içeri"dedim dümdüz bir sesle.

"Seni merak ediyorum..."dedi dolu gözlerle.

"O göz yaşların beni kandıramaz artık anne, peşimden gelme her zaman yaptığın gibi bir köşede seyret sadece"dedim sert bir sesle.Arkamı dönmüştüm ki annem tekrar kolumu tutup ona doğru çevirdi.

"Güneş bak-"derken sözünü kestim.

Kolumu elinden hızlıca çektim,"asıl sen bak! Senin merak edeceğin kişiler onlar anne! İçeride oturanlar! Şimdi git ve kızınla ilgilen!"dedim sinirle.

"Sende benim kızımsın"dedi annem gözünden süzülen yaşlarla.

"Öyle mi!"dedim alayla gülerken,"ben bu dediğini uzun zamandır hissetmiyorum anne,sanki annem değilmişsinde bin kat yabancıymışsın gibi..."dedim ve arkamı dönüp hızlıca ayakkabılarımı giydim.

"Güneş..."dedi annem kısık bir sesle.

"Gerçi senin yaptığını bin kat yabancı yapmaz,kimse kızının şiddet görmesini kapı yanlarında izlemez!"dedim ve hızlıca merdivenlere yöneldim.Annemin hıçkırık seslerini duyuyordum ama umrumda değildi.

O benim göz yaşlarımı umursamıyorsa bende onun göz yaşlarını umursamıyordum!

Apartman kapısına geldiğimde köşede bekleyen Kadir abimi gördüm.Kadir abim hissetmiş gibi telefondan başını kaldırdığında göz göze geldik.

O hızlıca telefonunu cebine koyarken bende yanına gitmiştim.Kollarını sıkıca bana doladı ve saçlarımı öptü.

"Nasılsın çitlembik?"dedi gülümseyerek.

"İyiyim Kadir abi sen nasılsın?"dedim geri çekilirken.

"İdare ediyoruz işte"dedi dudaklarını büzerek.

"Ne oldu ki?"dedim merakla.

"Manitadan ayrıldım"dediğinde şok içinde ona döndüm

"Manitan mı vardı?"dedim gözlerimi açarak.

"Ankara'da yaşıyor,10 aydır sevgiliyiz biz buraya taşınınca uzak mesafe ilişkisi yapamam deyip ayrıldı benden!"dedi sinirle.

"Yuh be bu yüzden ayrılır mı insan be!"dedim ona destek çıkarak.

"Aman o kaybetti be!"dediğinde gülmeden edemedim.

"Ayrılık acısı çekiyorsan bir dondurma iyi gider!"dedim.

"Dalga geçme abiyle taş olursun!"dedi burunumu sıkarken,"hadi yürü durağa, geç kalmadan eve gitmeliyiz annem öldürür yoksa"

"Vallaha teyzemin terliğini hiç özlemedim ben"dedim çoktan sola dönmüş ve durağa yürümeye başlamıştık.

"Çoğu şey değişmiş sadece iki sene içinde..."dedi Kadir abim etrafa bakarken.

"Evet değişti ya"dedim.

"Küçükken sürekli kaçıp gittiğimiz park yok artık mesela?"dedi merakla.

"O parkı yıkıp yerine apartman yaptılar"dedim hüzünle.O parkta çocukluğumuz geçmişti.

"Ulan be,her yer apartman zaten"dedi Kadir abim isyan edercesine.

Tekrar başım dönmeye başlayınca, adımlarım yavaşladı.Geçmesini beklerken gözlerimi açıp kapatmaya başladım ama yer ayağımın altından kayıyordu sanki.

Düşmemek için Kadir abimin kolundan tutunca,onun bakışları sorgularcasına bana döndü.

"Güneş?"dedi.

Başım geçmek yerine daha çok dönmeye başlayınca kendi kendime küfür ettim.

"Ne oluyor iyi misin sen?"dedi Kadir abim endişeyle.

"İyiyim..."dedim kısık bir sesle.

"Ne oluyor?"dedi telaşla.

"Başım dönüyor"dedim,gözlerimi kapattığım için onu göremiyordum.

"Tamam dur gel şöyle kaldırıma oturalım"dediğinde bir elini sırtıma koyup diğer eliyle elimi tuttu ve kaldırıma doğru yönlendirdi.

Kaldırıma oturduğumuzda, yüzümü avuçlarının arasına aldı,"iyi misin?"dedi endişeyle,"hala basın dönüyor mu?"

"Geçer şimdi sakin ol"dedim, başımın eski şiddeti gittiği için mutluydum.

Bir kaç dakika sonra baş dönmem tamamen geçti ve gözlerimi açtım.Kadir abim endişeyle bana bakıyordu.

"İyiyim, geçti..."dedim sakinleşmesi için.

"Başın niye dönüyor?"dedi tek kaşını kaldırarak.

"Bilmem"dedim tek elimle saçımı düzeltirken.

"Yalan söylüyorsun"dedi kendinden emin bir sesle.

"Hayır söylemiyorum"dedim inatla.

"Güneş niye başın dönüyor dedim!"dedi sinirle.

"Kadir abi sakin olur musun"dedim,ama pek dinleyecek gibi değildi.

"Tamam sakinim"dedi ve derin bir nefes aldı,"şimdi söyle neden başın dönüyor?"

"Çünkü..."dedim ve durdum,derin bir nefes aldım,"en son dün kahvaltıda yemek yedim..."

"Ne"dedi Kadir abim şaşkınlıkla,"kızım sen deli misin niye yemek yemedin!"

"Sofrada babama trip yaptığım için dün akşam yemeği yemedim,sabahta annem kahvaltıya çağırmadı,sonra ders çalışmaya gittik falan derken unuttum yemek yemeyi!"dedim.

"Ah güneş ah!"dedi ayağa kalkarken

"Nereye?"dedim merakla.

"Otur burda şuradaki marketten su ve çubuk alacağım,eve gidene kadar seni idare eder"dedi ve hızlıca markete yöneldi.

Bir kaç dakika içinde elinde bir tane su ve bir paket çubukla geri döndü.Yanıma oturdu ve çubuk paketini açtı.İçinden bir kaç tane çıkarıp bana doğru uzattı.
Çubukları elinden aldım ve hızlıca yedim.

"Tamam iyiyim hadi gidelim"dedim ayağa kalkarken.

Kadir abimde ayağa kalkmıştı,"koluma gir"dedi.

"İyiyim kadir abi"dedim.

"Koluma gir güneş, içim rahat etmez yoksa"dediğinde daha fazla inat etmeyip koluna girdim.

Durağa geldiğimizde on dakika sonra otobüs gelmişti.Yolculuk boyunca Kadir abim sürekli ağzıma çubuk tıkmıştı.İyi olduğumu söylememe rağmen bayılacakmışım gibi davranıyordu.Biraz pimpirikli bir insandı.

En sonunda onların apartmana gelmiştik.

"Yeter kadir abi tuzlu tuzlu yedirip durdun yandım ya!"dedim isyan ederken.

"Susar mısın!"dedi elindeki çubuğu bana doğru uzatırken.

"Vallaha yemem!"dedim ve hızlıca apartmana girip merdivenleri çıkmaya başladım.

"Güneş dur koşma!"dedi Kadir abim,sesini duyuyordum ama çoktan onların oturduğu kata gelmiştim.
Zile bastığımda Kadir abimde yanıma gelmişti.İkimizde nefes nefeseydik.

"Ya kızım sen saf mısın!"dedi Kadir abim.

"Ya ne alaka ya!"dediğimde kapı açılmıştı.

"Niye koşuyorsun!"dedi Kadir abim

"Ne oluyor çocuklar?"dedi teyzem merakla.

"Yeğenin elimde kalacak"dedi Kadir abim.Ben ayakkabılarımı çıkarmış içeri girmiştim.Kadir abimde ayakkabılarını çıkarıyordu.

"Hey öyle kolay değil yanlız o!"dedi teyzem gülerek,beni kendine çekip sıkı sıkı sarıldı,"kuzum hoşgeldin!"

"Hoşbuldum teyzecim!"dedim gülümseyerek.Kadir abim kapıyı kapatıp yanımızdan geçti.

"Aman gereksiz samimiyetler"dedi, mutfağa doğru ilerledi,"babam nerde benim?"dedi.

"Mutfakta baban!"dedi teyzem arkasından,Kadir abim mutfağa girerken teyzem bana döndü,"sanırım kıskandı!"dedi sessiz bir şekilde.

"Sanırım..."dedim gülerek.Çantamı çıkarıp kenara koydum

"Hadi gel mutfağa geçelim"dedi teyzem.Birlikte mutfağa girdiğimizde karşımda mükemmel bir sofra vardı.

"Of teyze yine döktürmüşsün"dedim sevinçle.

"Ne sandın"dedi teyzem göz kırparken.

"Hoşgeldin güneş"dedi eniştem gülümseyerek.

"Hoşbulduk enişte"dedim.

"Haydi oturun sofraya açlıktan geberdim!"dedi eniştem isyan ederek.

"Ay cemil sus artık!"dedi teyzem.

Bir başa eniştem oturmuştu,onun solunda kalan sandalyeye de Kadir abim,bende Kadir abimin yanına geçerken, diğer başa benim sağ tarafımda kalan yere de teyzem oturmuştu.

Çorbalar koyulmuştu ama dumanı hala üstündeydi.

"Hadi afiyet olsun"dedi eniştem.Çoktan çorbaya kaşık daldırıp içmeye başlamıştım.

"Kadir ne zaman gidiyoruz kayıt yaptırmaya"dedi eniştem.

"Ne kaydı?"dedim merakla.

"Okul"dedi Kadir abim,sonra enişteme döndü,"vallaha fark etmez baba ama okulların açılmasına yakın gidersek daha iyi olur"dedi.

"Tamam sen bilirsin oğlum"dedi eniştem.

"Hangi okul?"dedim.

"Koleje gidecek beyfendi"dedi teyzem gülerek.

"Vaaay"dedim gülerek.

"Tabi kızım annem hemşire babam polis ben gitmeyeceğimde kim gidecek!"dedi Kadir abim.

"Haklı çocuk kimin için çalışıyoruz"dedi eniştem.

"Hangi kolej?"dedim.

"Doğan kolejiydi dimi kadir?"dedi teyzem, önümdeki boş kaseyi ve altındaki tabağı alıp ocağa yöneldi.

"Evet evet doğan koleji"dedi Kadir abim.

"Emirle çağan orda okuyorya gerçi emir bu sene mezun oldu,ama Allah'tan çağanla aynı yaştasın"dedi teyzem kendini kaptırmış hızlı hızlı konuşuyordu.Elinde tabakla bize döndüğünde duraksadı.

"Evet anne iyiki aynı yaştayız"dedi Kadir abim dişlerinin arasından.

"Bende o kolejin bursluluk sınavına hazırlanıyorum"dedim,teyzem tabağı önüme koyup yerine oturmuştu.

"Ne?"dedi Kadir abim şaşkınlıkla.

"Geçen gökçe beni eski mahalleden olan arkadaşları ile tanıştırdı.Tanıştırdığı çocuklardan biri o okulun sahibinin okulu.Okul muhabbeti açılınca bursluluk sınavlarından bahsetti.Bizde gökçe ile şansımızı deneyelim dedik,malum lgs'de hatalarım yüzünden çok şey kaybettim..."dedim

"Aferin kız! Gir tabi kazanırsın sen inanıyorum ben sana"dedi teyzem tebessüm ederek.

"Teşekkür ederim"dedim,bir kaşık pilavı yedikten sonra tekrar devam ettim,"ben bu planı yaptım ama ne annemin ne babamın haberi var, izin verirler mi bilmiyorum..."

"Verirler veririler,hele sen sınava gir ve kazanda gerisini hallederiz"dedi eniştem.

"İnşallah bakalım"dedim.

Akşam yemeği yedikten sonra eniştem sigara içmek için balkona çıkmıştı.Kadir abim hala masada oturuyorken bizde teyzemle bulaşıkları yerleştirmiştik.

"Güneş bil bakalım ben sana ne yaptım!"dedi teyzem heyecenla.

"Ne yaptın?"dedim.

"Limonlu kek"dediğine mutlulukla ellerimi çırptım.

"Ya sen cansın can!"dedim teyzemi öpmeden hemen önce.

Ben keki dilimleyip tabakalara koyarken teyzem çayları doldurmuştu.Eniştem balkondan çıkınca teyzem tepsiyi ona doğru uzattı.

"Al bakalım cemil"dedi ve tepsiyi eniştemin kucağına bıraktı,"kadir gel kendi tabağını al, güneşim sende kendi tabağını al geriye kalan iki tabağı ben alırım"

Teyzemi dinleyip hepimiz verilenleri salona götürdük.Koltuklara oturduğumuzda eniştem payımıza düşen çayları önümüze koymuştu.

"Dizim var benim bugün!"dedi teyzem yeni aklına geliyormuş gibi.Kadir abim göz devirirken eniştem gülüyordu.

Teyzem bir hışınla kumandayı alıp dizinin olduğu kanalı açtı.Hemen ardından bana döndü,"geçen hafta kız vurulmuştu.Çocuğu korumak istedi önüne geçti."dedi.

"Klasik türk dizisi?"dedim gülerek.

"Hepsi aynı ben çitlembik"dedi Kadir abim.

"Ama kabul et sarıyor"dedim kekimden bir ısırık almadan önce.

"Vallaha sarıyor"dedi Kadir abim.

"Susun!"dedi teyzem.

"Gençler bu dizi onun kırmızı çizgisi lütfen"dedi eniştem gülerek.

"Cemil!"dedi teyzem kaşlarını çatarak.

"Tamam hayatım sustum!"dedi eniştem.

Dakikalarca diziyi izlemiştik.Kızın vurulduğu andan başlayan dizi,hastanede devam ediyordu.Teyzem arada kendini kaybedip çok kötü yorumlar yapıyordu sonrasında toparlanıp sakinleştiyordu.

"Bak bak kızın babası geldi!"dedi teyzem heyacanla.Gelen kızım babası oğlana yumruk attınca teyzem daha çok sinirlendi,"ulan şerefsiz hem kızının vurulmasına sebep ol,hemde gel üste çıkmaya çalış!"dedi.

"Nasıl yani babası mı vurdu?"dedim merakla.

"Hayır ama o sebep oldu bu adam gitti birine para verdi damadını vursun diye,kızda çocuğun önüne atlayınca vuruldu"dedi teyzem.

"Neden damadını vurdurmak istedi ki?"dedim.

"Güneşi de kaybediyoruz baba..."dedi Kadir abim sessiz bir şekilde.

"Sanırım çoktan kaybettik"dedi eniştem.

"Ya bu kızın babası bunların evlenmesini istemiyordu.Ama gizli gizli evlendiler.Babasıda oğlanı öldürmek istiyor ama bilmiyor ki kızı hamile!"dedi teyzem heyacanla.

"Ne!"dedim şok içinde,"kız bir de hamile mi!"

"Tabi kız iki aylık mı ne"dedi teyzem.

"Ama vuruldu, ölmüştür o bebek"dedim dudaklarımı büzerek.

"Yok kız bebek karnında bu kız omzundan vuruldu"dedi teyzem gülerek.

"Oğlan bu yüzden delirmiş gibi davranıyor demekki"dedim, taşlar yerine oturuyordu.

"Ay yeter! Hadi güneş gel ben seni evine bırakayım geç oldu annen merak eder"dedi eniştem.Teyzemin dizisinden kurtulmak için neye yapacağını şaşırmıştı.

"İyi olur vallaha enişte"dedim ve ayağa kalktım.Eniştem çoktan salondan çıkmıştı,teyzeme doğru döndüm ve sıkı sıkı sarıldım,"kek çok güzel olmuştu teyze ellerine sağlık"dedim.

"Afiyet olsun kuzum,izinli olduğum her gün gel sen bize ben yaparım sana"dedi teyzem,yanaklarımı öperken.

Kadir abime doğru döndüm,"görüşürüz kadir abi"dedim gülümseyerek.

"Görüşürüz çitlembik,arada gel özletme kendini"dedi Kadir abim.

"Gelirim sende gel!"dedim ve salondan çıktık.Eniştem çoktan ayakkabılarını giymiş kapıda beni bekliyordu.Hızlıca ayakkabılarımı giydim ve yanına geçtim.

"Dikkatli gidin!"dedi teyzem.

"Merak etme"dedi eniştem arkasını dönmüş merdivenlere yönelmişti.
Son kez teyzeme ve kadir abime el sallayıp eniştemin peşine takıldım.

Hızlıca apartmandan çıkıp arabaya bindik.Eniştem arabayı çalıştırdıktan sonra bana doğru döndü.

"Nasılsın güneş?"dedi.

"İyiyim enişte sen nasılsın?"dedim.

"Babanla bir daha bir sorun yaşadın mı?"dedi eniştem, yola doğru bakıyordu ama, gerildiğini hissetmiştim.

"Yok yaşamadık"dedim hızlıca, eniştemin o dönem bir şey yapmamış olması içine oturuyordu, biliyordum.Ama maalesef kimse bir şey yapamazdı.

"Emin misin?"dedi tereddütle.

"Evet"dedim gülümseyerek.

"Bir şey olursa beni ara tamam mı,tek bir telefonla anında yanındayım"dedi.

"Teşekkür ederim enişte"dedim,dudaklarımı birbirine bastırıp önüme döndüm.

Ah be baba... Neler yaşatıyorsun böyle.Sen canımı yakarken, başkaları beni korumaya çalışıyor.Yeter mi peki bu,yeter mi bendeki boşluğunu doldurmaya,yeter mi yaptığın yaşattığın şeyleri unutturmaya,yeter mi saçımı okşamak yerine çektiğin anlardaki acımı silmeye,yeter mi göz yaşlarımı durdurmaya...

Yetmez ki,bir babanın açtığı yaraları ancak babalar sarabilir.İsterse bütün dünya alem sizi sevsin, eğer babanız size sevgi göstermiyorsa, kendinizi hep yanlız ve sevilmeyecek bir insan gibi hissedersiniz.

"Güneş?"diyen eniştemin sesiyle irkildim.

"Efendim?"dedim.

"Geldik"dedi eniştem başıyla önünde durduğumuz apartmanı göstererek.

"Teşekkür ederim,iyi geceler"dedim ve kapıyı açıp dışarı çıktım.

"Sanada iyi geceler,selam söyle evdekilere"dedi.

"Aleykümselam"deyip kapıyı kapattım.

Eniştem saniyeler içinde gözden kaybolurken bab başımı gök yüzüne çevirdim.Bu gece gökyüzünde çok yıldız vardı.Bir kaç kez derin nefes aldım.Artık nefes almak bile zor geliyordu.Bazı şeyleri düşünmek,neden diye sormak,kafa patlatmak nefes aldırmıyordu artık.

Nasıl düzelecek sorusuda kendi başına büyük bir belaydı.Son kez derin bir nefes aldım ve apartmana girdim.Hızlıca bizim kata gelince çantadan anahtarımı çıkardım.Zile basıp kimsenin suratını görmek istemiyordum.

Anahtarı yerine sokmaya çalışırken bir anda kapı açıldı ve önümde annem belirdi.

"Hoşgeldin..."dedi durgun bir şekilde.

"Hoşbulduk"dedim yüzüne bile bakmadan ayakkabılarımı çıkarıp odama yöneldim.Annem dış kapıyı kapatırken ben çoktan odama girmiştim.

Çantamı duvarın dibine bırakıp, yatağımın yanına gittim, hızlıca üzerimdekileri çıkarıp, köşeye bıraktığım pijamalarımı giydim.Kirlileri sepete attıktan sonra telefonumu alıp yatağa oturdum.Saat on ikiyi çeyrek geçiyordu.

Kapım tıklatılınca bakışlarım kapıya döndü,"gel"dedim telefonumu kenara koyarken.Kapı açılınca annem içeri girdi.Bakışlarımı başka yere çevirdim.Kapı kapandı ve annem yatağıma oturdu.

"Ne oldu?"dedim soğuk bir sesle.

"Merak ettim seni"dedi annem.

"İyiyim"dedim kestirip atarak.

"Nasıl geçti akşam?"dedi.

"Güzel"dedim.

"Teyzenler nasıl?"dedi

"İyi"dedim.Kısa kısa cevap vermem onu çıldırtıyordu ama belli etmemeye çalışıyordu.

"Bir şey anlattın mı?"dediğinde şaşkınca öne döndüm.Bir kaç saniye suratına baktım öylece, gerçekten bana bunu sormuş muydu?, cevap vermeyince sorusunu yeniledi,"sana diyorum kızım"dedi.

"Sen ciddi misin?"dedim şaşkınlıkla.

"Bir şey anlattın mı?"dedi tekrar.

"Anlatmadım merak etme"dedim alayla.

"Eminsin dimi?"dedi tereddütle.

"Çık odamdan uyuyacağım"dedim umursamayarak.

"Eminsin dimi dedim?"dedi annem.

"Eminim anne! Çık şimdi odamdan!"dedim sesimi yükselterek.

"Güneş!"dedi annem kaşlarını çatarak.

"Anne odadan çık!"dedim sinirle.

Annem bir kaç saniye suratıma baktıktan sonra en sonunda pes etmiş ve odamdan çıkmıştı.Yataktan kalkıp ışığı kapattım ve pikenin altına girdim.

Şaka gibiydi ya,ben annem beni neden korumuyor diye kafa patlatırken,izliyor diye belkide vicdan azabı çekiyordur diye düşünürken o gelmiş,teyzenlere anlattın mı diyordu.
İstemsizce göz yaşlarım akıyordu ve engel olamıyordum.

Yine ve yine neden diye sorgulayarak uykuya daldım.Ailemi hiç bir zaman affetmeyeceğim diye söz vere vere uyumuştum.

                                🤍

"Güneş!"

Annemin sesiyle zar zor gözlerimi açtım.Anlaşılan annem beni kahvaltıya kaldırmaya karar vermişti.

"Kalk hadi sofra hazır"dediğinde bakışlarım ona döndü.Odamın kapısını aralamış bana bakıyordu.

"Kalktım geliyorum"dedim gözlerimi ovuştururken.Annem bir şey demeden çıkıp kapıyı kapattı.

Yataktan kalktım ve bir kaç esneme hareketi yapıp odadamdan çıkıp banyoya geçtim.Hızlıca ihtiyaçlarımı görüp çıktım.Mutfağa doğru yürürken senemin sesi duyulmaya başlamıştı.

"Hocalarla tanıştık ama sonuçta ilk defa derse gideceğim aşırı heyecanlıyım baba!"dedi senem.Kapıya kadar geldiğimde babamla senemin sofrada oturduğunu gördüm.Annem her zaman ki gibi çay dolduruyordu.

"Başarırsın güzel kızım heyecan yapma"dedi babam gülümseyerek.

Onun gibi olma.

Zaten neyi başardın ki.

Hiç bir şey başaramadın.

Babamın bana söyledikleri kulaklarımda yankılanırken,yutkundum.Gözlerimin dolmaması için kendimi sıkıyordum,bu aralar fazla ağlar olmuştum.

"Güneş?"diyen annemin sesiyle yerimde irkildim.

"Efendim?"dedim.

"Otursana niye dikiliyorsun ayakta"dedi annem.'tamam'anlamında başımı sallayıp sandelyeme oturdum.

"Ne dersi senem?"dedim merakla.

Senem tabağına patates koyarken bakışları bana döndü,"babam voleybola yazdırdı beni!"dedi heyecanla.

Bakışlarım anında babama döndüğünde,hissetmiş gibi o da bana döndü.

3 sene önce

"Baba ne olur ya!"dedim yalvararak.

"Hayır dedim!"dedi babam sert bir sesle.

"Baba çoğu arkadaşım yazılıyor,okulun kursu hem parada vermeyeceğiz.Hoca da 12 yaşındasınız erken başlarsanız iyi olur dedi!"dedim heyecanla.

"Gitmeyeceksin güneş,unut voleybolu!"dedi babam sinirle.

"Ama neden!"dedim bıkkınlıkla.

"Nedeni yok! Gitmeyeceksin dediysem gitmeyeceksin!"dedi babam.Bir şey demeden göz yaşlarımla salondan çıktım

Zamanında bana izin vermeyip,senemi kursa mı yazdırmıştı gerçekten? Neden? Niye?
Gözlerinin içine bakıyordum,bir cevap bulurdum belki.Ama nafileydi babam yine aşırı duygusuz haline bürünmüştü.

"Biraz pahalı gibi sanki ama olsun dimi baba?"dedi senem gülümseyerek.

"Sıkıntı yok kızım"dedi babam.

Benim okulun kursuna gitmeme bile izin vermeyen babam,senem için bir de para mı veriyordu.Derin bir nefes aldım ve önüme dönüp tabağımdakileri yemeye başladım.

"Kaçta dersin?"dedi annem.

"On ikide başlıyormuş"dedi senem, çatalına bastırdığı patatesi yemeden hemen önce.

"Tamam güzel yap kahvaltını aç kalma, enerji sarf eeceksin bugün"dedi babam.

Boğazıma takılı kalan ekmeği zarzor yuttum ve daha fazla dayanamayarak babama döndüm,"bana izin vermemiştin..."dedim.

Babamın bakışları bana döndü,"aynı şey değil"dedi umursamaz bir tavırla.

"Nasıl aynı şey değil?"dedim şaşkınlıkla.

"Yemeğine ye güneş"dedi annem

Daha fazla dayanamayıp ayağa kalktı,"ya ne demek aynı şey değil! Bende istemiştim gitmeyi, üstelik benim ki paralı falanda değildi! Sizi etkileyen bir tarafı yoktu!"dedim yüksek bir sesle.

"Otur yerine!"dedi babam sert bir sesle.

"Oturmuyorum! Yeter ya bıktım bıktım! Neden ya neden baba!"dedim bağırarak.Babam ayağa kalktığında annemde ayağa kalkmıştı.

"Fikret tamam"dedi annem.

Alayla güldüm,"beni korumaya mı karar verdin anne?"dedim.

"Güneş sus artık ne olur..."dedi annem

"Anca gücün bana yetiyor zaten"dedim,tekrar babama döndüm,"neden ya!"dedim.

"Odana gidiyorsun çabuk!"dedi sert bir sesle.

"Gitmiyorum! Merak ediyorum ya onu kendi ellerinle yazdırırken bana zamanında ayaklarına kapanmama rağmen niye izin vermedin baba!"dedim kendime hakim olamayıp sesimi fazla yükseltmiştim.

Babam sağ elini hava kaldırıldığında,annem daha yanımıza gelmeden suratıma okkalı bir tokat yemiştim.Başım Tokat'ın etkisi ile sağa doğru dönerken, tırnaklarımı avuç içlerime geçirmiştim

"Fikret!"dedi annem telaşla.

"Sana odana git demiştim!"dedi babam yüksek bir sesle.

Dolu gözlerime başımı babama doğru çevirdim,bir kaç saniye öylece suratına baktım.Belki pişman olmuştu, vurduğu için o da üzülür diye beklemiştim.Umut işte... Ama yanılmıştım.Babam yine buz gibi bakıyordu.

Hiç bir şey demeden arkamı döndüm ve mutfaktan çıktım.Göz yaşlarım süzülmeye başlarken, çoktan odama girmiştim.

Umut işte... Belki bir gün düzelir umudu insanı mahvediyordu.Her gün ondan nefret ettiğimi söylesem de en ufak bir ilgisine muhtaçtım...
Dakikalarca ağladıktan sonra boşuna kendimi harap ettiğimi anlayıp göz yaşlarımı sildim.

Komidinin üzerine olan telefonumu elime aldım,saat dokuza geliyordu.
Bir sürü mesaj bildirimi görünce duraksadım.Sabah sabah kim ne yazmıştı.

Sinem abladan gelen mesaj bildirimine tıkladım.

Sinem abla

-güneşçiğim günaydın
-sabah sabah rahatsız ediyorum ama bugün normalde izin günümdü ama iş yerinde çıkan bir sorun yüzünden acil işe gitmem gerekiyor.
-evet müsaitsen bugün inci ile ilgilenebilir misin?
-erdem abin gece nöbetteydi.O yüzden bugün 2-3 gibi gelecek.

Sinem ablalar ben 7-8 yaşlarında yan apartmana taşınmışlardı.O zamanlar yeni evliydiler.iki sene sonra inci doğmuştu.İnciyi aşırı sevdiğim için nerdeyse her gün onlara giderdim.Sinem ablanın ve kocası erdem abinin işi nedeniyle ailelerinden uzakta yaşıyorlardı.O yüzden inciye bakacak kimse yoktu.Ben hariç tabiki.Hızlıca sinem ablaya mesaj attım.

-tabikii bakarım sinem ablacığım.Babaannemlerden döndüğümden beri inci ile görüşemedim, özlemiştim zaten!

-tamamdır o zaman yarım saat içinde hazır olur o
-çok teşekkür ederim güneş!

-rica ederim ne demek:)

Sinem abla ile olan kısımdan çıkıp diğer gruba girdim.

"Kurabiye var simit var ne bakıyon!" Adlı gruptan 2034 mesaj

Güneş: OHA

Kuzey:ne oluyor lan!

Güneş:2034 mesaj ne!

Asya:he onu mu diyon bizde bir şey oldu sandık.

Güneş:ne konuştunuz bu kadar

Gökçe:havadan sudan

Zeynel: boş yaptılar bir şey yok

Eren: konuştu İngiltere prensi

Yunus:eren kaşınma,Zeynel öldürecek seni yoksa.

Zeynel:yunus kardeşim bana zahmet ettirmeyip uyarıda bulunduğun için teşekkür ederim.

Yunus:rica ederim kardeşim ne demek

Irmak:tamam yeter ya

Berrak:+1

Asya;+1

Gökçe:+1

Kuzey: bugün buluşalım mı?

Asya:daha dün beraberdik ya

Arda:ne var bu günde olalım.

Güneş:ben çocuk bakacağım gelemem:(

Irmak:ne çocuğu?

Güneş: karşı apartmanda oturan bir komşumuz var senelerdir birbirimizi tanırız,bizden başka bırakacak kimsesi olmadığı için 5 yaşındaki kızı inciye ben bakacağım.

Gökçe:inci miiii

Güneş:evet inciii

Gökçe:onu al bize gel,bizde otururuz!

Kuzey:biz?

Gökçe:bir şeyede atlama

Kuzey:kalbimi kırıyorsun

Gökçe:tamam be kuzey,gelin sizde hep beraber çocuk bakarız.

Kuzey:vallaha bana uyar giyiniyorum hemen!

Gökçe:lan kuzey!

Kuzey:ne oldu?

Gökçe:nisa da beş yaşında değil mi onuda getir inci ile oynarlar işte

Kuzey:yani şimdi getirmesem daha iyi gibi

Gökçe:kuzey!

Kuzey: tamam be !

Gökçe:eee başka kimler geliyor?

Berrak:biz bugün amcamlarla plan yaptık o yüzden beni maruz görün;(

Güneş: arkadaşlar benim için böyle bir şey yapmanıza gerek yok,eve tıkılacaksınız boşuna.

Zeynel: saçmalama güneş, ayrıca ben giyindim bile.

Asya:bizde babaannemlere gideceğiz o yüzden bizide maruz görün arda ile :(

Irmak:ben geliyorum!

Eren:bende öyle

Yunus:babamla balık tutmaya gideceğiz o yüzden benide maruz görün:(

Kuzey:o zaman şöyle yapalım,biz bizim mahalleden zeynelle çıkarız,babam bırakır bizi aşağı mahalledende ırmak ve ereni alır geliriz

Gökçe: tamamdır!

Güneş:ya çok teşekkür ederim

Kuzey: güneş boş yapma kardeşim,git ve inciyi al!

Güneş: tamam o zaman ben inciyi almaya gidiyorum gelince görüşürüz.

Yazdım ve gruptan çıktım.Telefonu yatağımın üzerine koydum ve dolabıma yöneldim.Hava yine aşırı sıcaktı.Altıma siyah bir eşofman çıkardım.Kollarımdaki morlukların çoğu geçmişti, geçmeyen yerlerde görünmeyen kısımlardı.O yüzden üzerime de beyaz bit tişört çıkardım.

Hızlıca pijamalarımı çıkarıp, kıyafetleri giyim.saçlarımıda at kuyruğu toplayıp odadan çıktım.
Mutfaktan gelen seslere bakılırsa annemler hala kahvaltı yapıyorlardı.
Telefonumu cebime koyup, kapıyı açtım.

"Güneş?"diyen annemin sesini duydum.Hiç duymamış gibi, hızlıca ayakkabılarımı giydim.

"Nereye güneş?"dedi annem.

"Sinem ablanın işi varmış inciye bakacağım"dedim soğuk bir sesle.

"Bize mi getireceksin"dedi annem.

"Hayır gökçelere gideceğiz"dedim

"Kızım baban?"dedi annem tereddütle.

"Babamdan banane anne! En sonunda yine dayak yiyen ben oluyorum, artık umrumda değil!"dedim ve annemin bir şey demesine izin vermeden merdivenleri inmeye başladım.

Hala gelmiş baban baban diyordu.Evde hapis gibi yaşayacak Halim yoktu.Eninde sonunda o dayağı hep yiyordum,bari gerçekten dayak yediğime değsin.

Hızlıca karşı apartmana geçmiş ve ikinci kata çıkmıştım.Zile bastığımda incinin sesi duyulmaya başladı.

"GÜNEŞ ABLAM GELDİ!"

Kapıya doğru yaklaşan bir kaç adım sesinden sonra kapı açıldı ve inci karşımda belirdi.

"Cimcime!"dedim heyecanla.

"Güneş abla!"dedi inci iki elini bana doğru uzatınca eğildim ve onu kucağıma aldım.Kollarını boynuma dolayıp sıkıca sarıldığında saçlarını öptüm.

"Güneşçiğim!"

Sinem ablanın sesini duyduğumda bakışlarım ona doğru döndü.

"Nasılsın sinem abla?"dedim gülümseyerek.

"İyiyim kuzum sen nasılsın?"dedi spor ayakkabılarını giymeye çalışırken.

"Bende iyiyim çok şükür"dedim.

Sinem abla ayakkabılarını giyip, kapıyı kapatmıştı.Elindeki ufak pembe çantayı bana doğru uzattı,"bunun içinde inci için yedek kıyafet var bir şey olursa değiştirirsiniz"

"Tamamdır"dedim ve çantayı koluma taktım, arından kucağındaki inciyi yere indirdim.

"Kızım güneş ablanı üzmek yok tamam mı?"dedi sinem abla.

"Tamam anne"dedi inci.

"Tekrar çık teşekkür ederim güneş,erdem abin işten çıkınca alacak inciyi"dedi sinem abla.

"Lafı bile olmaz ben onu çok özlemiştim zaten!"dedim.

Sinem abla gülümsedi.Hep birlitke apartmandan çıktığımızda sinem abla eğildi ve inciye sarıldı.

"Görüşürüz annecim"dedi.

"Bay bay!"dedi inci.

Sinem abla arabasına doğru yürürken,incinin elini tutup bizim apartmana girdim.Merdivenleri çıkmaya başladığımızda incide konuşmaya başlamıştı.

"Beni özledin mi güneş abla?"dedi merakla.

"Eveeet çok!"dedim gülümseyerek.

"Elbisem nasıl olmuş sence?"dedi elbisesinin eteklerini tutarak.

Beyaz bir elbiseydi, üzerinde küçük küçük pembe papatyalar vardı,"çok güzel olmuş birtanem"dedim, gökçelerin kapıya geldiğimiz de durduk ve zile bastım.

"Gökçe ablalarda mı duracağız?"dedi inci merakla.

"Evet"dediğim anda gökçelerin kapısı açıldı.

"Hoşgeldiniz!"dedi gökçe enerjik bir sesle.

"Hoşbulduk!"dedi inci heyacanla ayakkabılarını çıkarıp gökçeye sarıldı.

"İnci hanım özlettin kendini!"dedi gökçe inciyi öperken.Onlar sarılırken bende içeri girdim ve kapıyı kapattım.

"Beni görme zaten gökçe!"dedim homurdanarak.

"Aşk olsun!"dedi ve inciyi bırakıp kollarını bana doladı.

"Ceyda ablalar yok mu?"dedim Gökçeden ayrılırken.

"Yok dışarı çıktılar babamla"dedi gökçe.

"Görkem abi ve sakız?"dedim.

"O içerde ama çıkacak birazdan zorla kovdum,sakızda veterinerde hasta biraz"dedi gökçe.

"Geçmiş olsun"dedim.

"Bana gelirsek evet öyle yaptı ve beni evden kovdu."dedi görkem abi, salondan çıkmış bize doğru yürüyordu.

"Görkem abi!"dedi inci ellerini çırparak.

"Ufaklık!"dedi görkem abi gülümseyerek.Eğildi ve inciyi kucağına aldı,"nasılsın bakalım?"

"İyiyim sen nasılsın?"dedi inci

"Bende iyiyim"dedi görkem abi incinin burnunu sıkarken,hemen ardından yanağından öptü ve inciyi kucağından indirdi,"hadi ben çıkıyorum size iyi eğlenceler"dedi.

"Görüşürüz!"dedik gökçe ile birlikte, görkem abi hızlıca evden çıkmıştı.

"Gökçe?"dedim burnuma gelen kokuyla.

"Efendim?"dedi gökçe.

"Bir şey mi yanıyo?"dedim tereddütle.

"ALLAH!"dedi gökçe bir anda mutfağa doğru koşmaya başladı.

"Ne oluyo!"dedim peşinden koşarken.Gökçe mutfak kapısını açtığı anda yüzümüze gri bir duman çarptı.

"Of ya!"dedi gökçe bir yandan öksürüyordu.

"Güneş abla ne oluyo!"dedi inci.

"İnci sen içeri git çok duman var!"dedim ağzımı kapatarak.
İnci hızlıca salona geçerken bizde mutfağa girmiştik.

"Lan havlu yanıyo!"dedi gökçe yüksek bir sesle.gözüm ocağın dibinde duran ve çoktan alev almış havluya takıldı.

"Allah seni kahretmesin!"dedim gökçeye, ardından hızlıca havulunun dibine gittim.

"Elin yanacak!"dedi gökçe yüksek bir sesle.

"Sus!"dedim sinirle.Havluyu ucundan bile tutsam ellerimi yakıyordu.Hızlıca lavabonun içine attım ve suyu açtım.

"Camı aç camı!"dedim gökçe.Duman tahriş etmişti öksürmekten canımız çıkmıştı.

"Ne oluyor lan!"

Kuzeyin sesini duyduğumuzda gökçe ile birbirmize baktık.

"Bu duman ne lan!"

Evet bu da zeynelin sesiydi.

"Sıçtık"dedi gökçe sessizce.

Adım sesleri duyduktan sonra bakışlarımız kapıya döndü.Zeynel ve kuzey şaşkınlıkla bize bakıyorlardı

Evet gün harika başlamıştı.


                     ***

SELLLLAMMM CANIMIN İÇLERİ<33

nasılsınız bakalım?

İyi olun,hep iyi olun.

Bu bölümde en sevdiğiniz sahne?

Peki en sevmediğiniz sahne?

Şaka gibi ama bir aydır bu bölümü yazıyorum.Yavaş yavaş ve dura dura yazdığım için bir ayı buldu bir de iki haftası sınav haftasıydı.(bölümleri biriktirdiğim için bu bölümü daha okul varken yazmıştım)

Neyseee umarım beğenirsiniz keyifli okumalar🤍

Oy vermeyi unutmayın 😽

Instagram:öylesine.biriiiiii07

Continue Reading

You'll Also Like

933K 64.9K 37
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
2.9K 152 5
Çoçuklu zorluklarla geçmiş bu kızımız büyüncede yeteri kadar kolaya kaçmıyor işin derinliğne iner yada en tepesine çıkarmış.Peki ya aşk?Aşk onu indiğ...
5.4M 24K 6
Kitap olduğu için ilk üç bölüm hariç diğer bölümler yayımdan kaldırılmıştır. Bir güneşe hayrandım bir de onu gölgede bırakan ay yıldızlı bayrağa. Ya...
356K 22.9K 23
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...