Babasının kızı / FİNAL/

By betonn_

618K 32K 3.9K

O gece Barlas Korkmaz, evinin önüne bırakılan pusetten habersiz bir şekilde önemli bir ihaleyi kazanmanın yo... More

KARAKTER TANITIMI-
1- Kapıdaki Puset-
2- DNA Testi-
3 -"Kızım..."
4-"Korkma.."
5- İş yemeği
6- Uykusuz bir gece
7- Magazin
8- "İyikim..."
9- "Kızım nerede?!"
10- İhale
11- Tatil
12- Uçan Balon
13- Arkadaş?
14- "Güneş..."
15- "Baba..."
16- Geçmişin acısı
Instagram bölümü
17- Kabus
19- " Anneme benziyor..."
📷 📸
Kısa Bölüm -1
20- "Senin kahramanın"
Instagram bölümü
21- Okul
22- "Kardeşim"
23- Anlaşmazlık
24- Plan
25- " Kızıma inanıyorum"
26- Terslik
27 - Karmaşa
İnstagram bölümü
28- Kavuşma
29- " Özür dilerim"
30- Mektup
31- Urfa
32- Akrabalar
KARAKTER TANITIMI 2-
33- " Yürüyen belasın güzelim"
34- Tarla
35- "Bittik biz"
İnstagram bölümü
36- Yaramazlık
37- İtalya
38- Düğün
39- Yeni okul
40- " Dikkat! Geliyorum."
41- Lünapark
42- " Hamile misin?!"
Instagram Bölümü
43- Avm
44- " Sarışın seviyorum" Part 1
‼️ ÖNEMLİ ‼️
" Sarışın seviyorum" Part 2
45- " Annen..."
46- Yüzleşme
47- Hisler
48- "Doğuruyorum!"
İnstagram bölümü
49-"Yarimizi başkasına yâr etmeyiz"
50- " İstemiyorum seni, git."
51- " Çok seviyorum"
52- " Sevgilim."
53- Çöpçatanlık
54- Kavga
55- " Yanındayım"
56- "İyi ki doğdun."
57- " Babasının kızı." /FİNAL/

18- " Sarılayım mı?"

10.4K 567 83
By betonn_


Yazarınızdan küçük bir açıklama:

Bölümlere koyduğum şarkıların sözleri bölümleri yansıtmamaktadır.Yani bölüm şarkılarını bölümleri yansıttığı için koymuyorum, okurken dinleyebilesiniz diye koyuyorum. ( Bir arkadaşım sormuştu o yüzden açıklama yapma ihtiyacı hissettim.)

Açıklama bitti iyi okumalar❣️

" Buraya sık sık gelir misin?" Diye bir soru yönelttim ortaya.

" Yani, kafa dağıtmaya ihtiyacım oldukça gelirim. Ya sen?"

" Bende." Dedim. Bu sırada bardan içeri girmiştik.

" Yalnızsan eğer bana katılmak ister misin?" Diye sordum. Kısa bir an düşünür gibi oldu ve ardından kafasını salladı. " Olur"

Arka taraftaki masalardan birine oturduk ve içkilerimizi sipariş ettik.

Kısa süre sonra içkiler gelmişti ve çoktan neredeyse sarhoş olmuştuk.

" Zor biliyor musun?" Diyerek sessizliği bozdu Ilgaz.

Anlamayarak ona baktım. " Zor olan ne?"

" İnsanların içinde tatlı ve neşeli kadın rolü kesmek."

Tek kaşımı kaldırdım. " Ne demek istiyorsun?"

Sanki bana konuşurmuş gibi değil de kendi kendine konuşuyormuş gibiydi.

" İnsan içinde ki beni ben bile tanımıyorum. İçimde fırtınalar koparken gülümsemek saf bir kız gibi hareket etmek cidden zormuş. Başta yaparım sandım ama her gündüzün bir gecesi olduğunu hesaba katamdım. Gündüzleri gülüyorum ediyorum geceleri ise soluğu bu barda alıyorum."

Bana bakmıyordu, gözleri bir yere dalmış gibiydi.

" Neden bir rol yapma ihtiyacı duyuyorsun ki?"

Nihayet bana baktı ve güldü. "Anlatsam anlamazsın, o yüzden boşver.Hem senin derdin neydi, niye geldin buraya?"

Elimdeki viski bardağından bir yudum aldım ve arkama yaslandım.

" Kabus gördüm."

Ciddi miyim diye bana baktı ve ardından güldü.

" Bende işte gece şimşek çattı korktuğum için de buraya geldim(!) Gerçek nedenini söyle."

" Kabus gördüm işte. Geçmişimle alakalı bir kabus olduğundan uyku tutmadı bir türlü."

Ben geçmiş diyince yüzünü buruşturdu. " Ah şu geçmişler yok mu?! Yemin ediyorum şu geçmişi bir gün evire çevire dövmek istiyorum!"

" Sende mi geçmişinden nefret ediyorsun?"

Dudaklarını büzdü. " Ben gözlerimi bir yetimhanede açtım. Ailem beni istememiş, doğar doğmaz yetimhaneye vermiş."

Burnunu çekti. " Beni istememişler." Dedi eliyle kendini işaret ederek. Gözleri dolu doluydu. " Ben çirkin miyim?" Diye sordu bir anda masumca.

" Hayır. Sen çok güzelsin." Dedim yutkunarak.

Güldü. " Belki bebekken çirkindim? O zaman çirkin olduğum için beni istememişlerdir."

Hızla kafamı iki yana salladım. " Sen bebekken de çok güzelsindir."

" Nereden biliyorsun?" Omuzlarımı kaldırıp indirdim. " Biliyorum işte."

" Eğer güzelsem beni niye istemediler o zaman?"

Şu an karşımda küçük bir kız çocuğu gibiydi. Gözünden bir damla yaş aktığında daha fazla dayanamayarak öne doğru eğildim ve göz yaşını sildim.

Bu yaptığımla beraber kocaman gülümsedi. Onunda gamzeleri vardı kızımın ki gibi.

" İlk defa biri benim göz yaşımı sildi." Dedi çocuksu bir heyecanla.

Gülümsedim ama bu buruk bir gülümsemeydi.

" Sen?" Dedi bana bakarak. " Senin geçmişin niye kötüydü?"

" Benim babam gözlerimin önünde annemi öldürdü."

Önce gözlerime baktı nasıl hissettiğimi anlamak istercesine, ama bir duygu kırıntısı bile bulamayınca da eliyle ağzını kapatıp hıçkırdı.

" Çok üzülmüşsündür." Dedi ve sesizce ağlamaya devam etti.

" Ağlama." Dedim. Ağlaması nedensizce kalbimi acıtıyordu. " Bak ben ağlamıyorum. Sen de ağlama." Ağlamasını zar zor durdurup bana baktı.

" Ağlıyorsun." Dedi. Kafamı iki yana sallayarak reddettim.

" Hayır ağlıyorsun." Diye diretti. " Ağlıyorsun ama benim gibi dışına doğru değil, içine doğru ağlıyorsun sen. Başkaları görmez ama ben görüyorum, sen şu an da ağlıyorsun."

Gözlerine baktım. Güzel gözleri vardı, benim gibi buz mavisiydi. Gözlerine bakınca kendimi görmüş gibi oldum sanki bir an. Ama sadece bir an.

Ben ona bakarken o ayağa kalktı ve yanıma oturdu.

" Yetimhanede beni kimse sevmezdi, herkes bana ağlak derdi. Çok ağlardım, anneme sarılmak çok isterdim, saçımı okşasın isterdim. Babam olsun isterdim, arkamda dursun bana kızım desin isterdim. Çok mu şey isterdim ben?"

Güldü ve devam etti:

" On dört yaşımda beni ağladığım için sevmediklerini fark ettiğimde bir daha ağlamama sözü verdim kendime ve beni sevsinler diye iyilik perisi gibi bir şey oldum.Kendimden çok düşündüm herkesi. Beni seven arkadaşlarım oldu, sevgilim oldu ama çok kısa sürdü bu. Ben nihayet birileri beni seviyor diye sevinirken kullanıldığımı fark edememişim. Ergenlikti falan derken büyük bir hayal kırıklığına uğradım ve kendimi insanlardan soyutlayarak geçirdim uzun bir süre hayatımı. Dalga geçtiler, duygusuz dediler. Çok istedim sevilmek. Hayatım insanların beni sevmesini nasıl sağlayacağımı düşünerek geçti. İşte en sonda böyle bir kimliğe büründüm. Yine çok sevmediler yapmacık dediler ama en azından bu sefer nefret etmediler."

Nefes almayı unuttuğunu fark edip derin bir nefes aldı. " Çok konuştum, sıkmadım dimi seni? Benden nefret etmedin çok konuşuyorum diye?"

Kafamı iki yana sallayarak hemen reddettim bunu. " Tabi ki de hayır."

Gülümsedi. " Sevindim."

Kısa bir sessizlik oldu. Viskiden bir yudum aldığım sırada Ilgaz'ın dedikleri ile kas katı kesildim.

" Senin annen senin saçını okşar mıydı?" Boğazımı bir yumru oturmuş gibi hissettim. Viski bardağını yavaşça masaya koydum.

" Hıhım." Dedim mırıldanarak. Heyecanla bana döndü. " Nasıl hissettirirdi?"

Sağ elimi zar zor kaldırdım ve Ilgaz'ın saçlarını yavaşça okşamaya başladım.

" Böyle."

Ilgaz gözlerini kapatmış anın tadını çıkartamaya odaklanmıştı.

Daha fazla dayanamdım. Ağzımdan bir hıçkırık firar etti.

Ilgaz gözlerini açıp bana döndü. " Bana az önce ağlama diyene bak." dedi mırıldanarak.

Bir kaç saniye bana baktı, bir şey söylemek isteyip söyleyemiyormuş gibiydi.

Burnunu çekti ve yutkunarak kısık sesle çekinerek konuştu:

" Sarılayım mı?" Yavaşça kafamı salladığımda Ilgaz hiç beklemeden kollarını boynuma doladı ve sımsıkı sarıldı.

" Biraz daha saçımı okşar mısın? Çok güzel hissettiriyordu."

Burnumu çektim ve saçlarını okşamaya devam ettim.

" Benimde senin saçını okşamamı ister misin?"

"İsterim."

Şu anda ne yaptığımı ya da neden yaptığımı hiç bir şekilde bilmiyordum ama iyi geliyordu. Tek bildiğim şu anın bana çok iyi geldiğiydi.

Bu huzur hissini daha önce annemde de tatmıştım, sonrasında da kızım girmişti hayatıma ve unuttuğum o duyguyu bana yeniden hatırlatmıştı. Ben bu duyguyu bir tek kızımda hissettiğimi sanarken şimdi ne oluyordu da aynısını bu kadında da hissediyordum?

Hayat garipti çok garipti.

" Benim uykum geldi."  Daldığım düşüncelerden beni uyandıran Ilgaz olmuştu.

" Uyuma sakın, nerede oturduğunu bile bilmiyorum daha. Üstelik aklın başında bile değil, gerçi benimde değil ama olsun."

Ilgaz nihayet kafasını gömdüğü yerden çıkartıp bana baktı.

Gözlerinden yorgunluk akıyordu ve bana zorla açtığı gözleri ile bakıyordu.

" Ama göz kapaklarım aşağı doğru kayıyor."

" Tamam başını omzuma yasla ve bekle, ben Ulaşı arayacağım bizi alması için."

Bu dediğimi saniyesinde kabul etmiş başını omzuma koyarak uyumaya başlamıştı.

Telefonumu çıkartıp Ulaş'ı aramayı çalıştım.

Lan ben ne zamandan beri miyopum?

Zar zor Ulaş'ı aradıktan sonra telefonumu kulağıma yaklaştırdım ve cevap vermesini bekledim.

" Alo, abi sen neredesin? Az önce evine geldim yoksun, bende tama seni arayacaktım."

" Ulaş ben bardayım alsana bizi burdan." Ulaş kısa bir an duraksadı.

" Bizi derken? Kim var senin yanında?" Bıkkınca nefeslendim.

" Kimse kim Allah Allah. Her zaman ki bardayım, kapatıyorum."

" Bekle- "   Konuşmasına fırsat vermeden telefonu yüzüne kapatıp masaya bıraktım ve Ulaş'ı beklemeye başladım.

Zaman beklediğimden hızlı geçmiş ve Ulaş az önce bara girmiş gözleriyle etrafı taramaya başlamıştı.

Elimi havaya kaldırıp sallamaya başladım.         "Lan bak buraya geri zekalı!" Bardaki yüksek sesten olmuş olacak beni duymamıştı.

Bir kaç dakika boyunca bizi etrafta arayınca daha fazla bekleyemedim.

O kadar büyük bir bar da değildi ki aq. Etrafta deli danalar gibi dolanıyor bizi arıyordu aptal.

Elimin altındaki içi dolu içki bardağını aldım ve hafif ileri doğru yere attım. Hani olurda belki ses dikkatini çeker de buraya döner diye.

Sesten dolayı çığlık atan kızlarla yüzümü buruşturdum.

Alt tarafı bir bardak kırıldı ne bu curcuna?

" Deli misin sen be adam?!" Karşımdaki kadının öfke bile bana bakması iyice bunalmama neden olmuştu.

Bi çıkamdık gitti şu Allahın cezası bardan.

" Alt tarafı bir bardak için sesinizi fazla yükseltmiyor musunuz?" Dedim sakince.

" Elbiseme içki sıçradı farkında mısınız?!" Sinirden deliriyor gibiydi.

" Elim yanlışlıkla çarptı ve yere düştü, fazla abartıyorsunuz." Ayaklarını yere bir kez vurdu çocuk gibi.

Ulaş, nerede kaldın Ulaş?!

" Sergilediğiniz hareketleri kızım bile yapmıyor, gerçi o daha bir yaşını bile doldurmadı ama olsun bu yaptığınız hareketin çocukça olmasını değiştirmiyor."

" Aq iki saattir seni arıyordum, bula bula en dip en köşeyi seçmişsin!"

Nihayet Ulaş'ın gelmesiyle derin bir nefes aldım. Karşımdaki deli kadını fark eden Ulaş bıkkınca bana bakıp, yine ne yaptın bakışlarını atarak kadına döndü.

" Kendisi adına özür dilerim, akli dengesi pek yerinde değil siz onun kusuruna bakmayın."

Kadın önce Ulaş'ı arsız gibi süzüp sırıttı ve ardından çantasından bir kat çıkartıp Ulaş'a uzattı.

" Bir ara beni ararsın yakışıklı." Diyip göz kırptı  ve Ulaş'ın ağzını açmasına fırsat vermeden anında ortadan kayboldu.

Ulaş onun arkasından garip garip bakmakla yetinmişti. Elindeki kartı masaya bıraktı ve bize döndü.

Ilgaz'ı fark ettiğinde gözleri büyüdü. " Onun burada ne işi var?"

Göz devirdim. " Sonra anlatırım hadi gidelim artık şurdan, daraldım yeminle."

" İyi ama o uyuyor." Salak bu çocuk.

" İyi en azından bunu fark edebildin." Ayağa kalkıp Ilgaz'ı dikkatlice kucağıma aldım ve önden ilerlemeye başladım.

Allahtan tam sarhoş olmamıştım. Bardan çıktığım sırada Ulaş'ın peşimden koşmuş ve bana yetişmişti.

Bu piçin yüzü niye sirke satıyor lan?

" Aç kapıyı." Ulaş arabanın kapısını açtıktan sonra ilerleyip şöför koltuğuna oturdu ve beni beklemeye başladı.

Bende Ilgaz'ı yavaşça arka koltuğa yatırdım ve ön koltuğa geçtim.

" Ilgaz niye senleydi?" Dedi Ulaş dayanamayarak.

İçinde tutsa dayanamayıp doğuracağından korkuyor herhalde bu amınakoyduğumun salağı.

( Olmuyor ama böyle Barlasaşkım, iki de bir Ulaş'ıma hakaret ediyorsun djlsşxksşxl)

" Sen niye taktın buna bu kadar, hayırdır?" Elinin aktındaki direksiyona işkence etmesi bittiğinde nihayet konuştu.

" Takmadım, merak ettim sadece."

At yalanı...

" Tesadüfen karşılaştık sadece, bir şey olduğu yok."

Yolun geri kalanı oldukça sessiz geçmişti. Evin önüne geldiğimizde arabadan inip arka kapıyı açtım ve Ilgaz'ı tekrardan kucağıma alıp ilerlemeye başladım. Ulaş'ta peşimden gelip kapıyı açtı ve geçmem için kenara çekildi.

Ayakkabılarımı zor da olsa çıkarıp bir kenara attım. Ilgaz'ı misafir odalarından birine götürdüm ve yatağa yatırıp kendi odama çıktım.

Leş gibi içki kokuyordum. Bu şekilde kızımın yanına yatamazdım. Hızlı bir duş alıp üzerimi giyindikten sonra su içmek için mutfağa indim.

➖️➖️➖️➖️➖️➖️➖️➖️


Continue Reading

You'll Also Like

1M 47.1K 58
(Bu isimle yazılmış ilk kitaptır.) Girdiği depresyon sonucu gittiği bir barda birlikte olduğu adamdan hamile kalan Hira, hayatında bir çocuğa yer ver...
195K 12.4K 22
Açelya hiç hatırlamasa da henüz 5 yaşındayken ailesinin düşmanları tarafından kaçırılmış ve gözlerini bir yetimhanenin revirinde açmıştı. Ailesi sen...
6.8K 218 12
*Evlendikten 2 Ay Sonra* Bir fasulye tanesi halinde annemin karnında yer alıyordum. Burada daha ilk günüm olduğu için dışarıyı pek de merak etmiyordu...
1K 201 26
Ufak ufak başlayan vızıltı sesi işlemin işe yaradığını ve kıtanın tamamına yayıldığını gösteriyordu. Yavaşça durdu. Derin bir nefes aldı. Dünyada so...