Kahvaltımı yapmış affetmediğim abi tayfası ile bakışıyordum şuan.
Bahar ve burak abim dışarı çıkmışlardı.
Neymiş gelecek hayalleri kuracakmış burak abim. Ondan dolayı baharla bir gün nasıl olur diye test edecekmiş.
Bu çocuk bu zeka ile nasıl yaşadı?
Ayağa kalkıp merdivenlere yöneldim.
"Nereye?" Diyen emreye dönüp kaşlarımı çattım
"Sanane?"
"Düzgün cevap versen ölmezsin" dediğinde tek kaşımı kaldırdım.
"Cehennemin dibine gidiyorum gelecekmisin? Geleceksen sonra gel seninle hatta sizinle aynı ortamda bulunmak iğrenç" deyip odama çıktım.
Ne giysem acabaa.
Dolabımı açıp nelerin olduğuna baktım.
Dur bi kombin yapem.
Siyah bir kombin yapmak istiyordum.
Siyah bence asillik ve zerafeti temsil ediyordu.
Tabi aynı zamanda güçlü olmayı, korkusuz olmayı nefreti de.
Aynadan kendimi süzüp güzel olduğum kanâatına vardım.
Çantama bir tane çikolata telefonum para ve birkaç makyaj malzemesi koyduktan sonra hoplaya zıplaya aşağı indim.
"Ben çıkıyorum annemlere dersiniz" deyip kapıyı çarparak çıktım.
Ben böyle kafama göre çıktım ama dışarıda ne bok yiyeceğimi bilmiyom aq.
Neyse gezem bare.
Sokaklardan geçerken ara sokakta gördüğüm kedinin yanına ilerledim.
Yere eğilerek korkmaması için yavaşça sevmeye başladım.
Kısa sürede bana alışıp bana kafasını sürtüp mırıldıyordu.
"Ya sen çok mu tatlısın acaba?" Defjm gülerek.
"Onu bilemem ama sen tatlısın" arkamdan gelen yabancı bir sesle o tarafa döndüm.
Orta yaşlarda yüzünde nerde olsa tanıdığım 'ben şerefsizim' ifadesi ile sırıtarak bana bakıyordu.
Vücudumda korku dalgaları oluşmuştu.
Tüylerim diken diken olmuş kaçacak yer arıyordum.
Çıkmaz sokak olduğu için kaçacak yerim yoktu.
"Bizimle geliyorsun küçük hanım" dediğin de kaşlarımı çattım.
"Yio ne münasebet" dedim çirkefçe.
"Alın şu sedefi" dediğinde gözlerimi büyüttüm.
Tam ağzımı açıp sedef olmadığımı diyecektimki burnuma koklatılan koku yüzünden bilincimi kaybettim.
İYİDE BEN SEDEF DEĞİLİM Kİ!
❄️❄️❄️
"Ona dokunursan ölersin!" Diye bağırdım adama doğru.
Şaka gibi çantamdan karamı çıkarmış karşımda yiyecek resmen!
"En sevdiğim" deyip karamı ıssırdığında ağlamaklı bir ifade ile mızmızlandım.
"Ya başka şey mi yoktu karamımdan ne istedin ya!?" Dedim sinirle.
"Başka birşey yoktu ve açım" dediğinde göz devirdim.
Belki ben de açım?
Hayır olamaz mı yani?
"Ne yapsam senle acaba?" Dediğinde göz devirdim.
"Horon tepebiliriz" dedim sırıtarak.
Aga benim şuan kıçımın 3.5 atması gerekmiyormu? Neden bu kadar rahatım lan ben.
Banane ya onlar için rahatımı bozamam.
Evet, kaçırılmış olsam bile.
O değilde terledim ben
"Terledim ben" dedim somurtarak.
"Eee?"
"Ne eee si çöz şu elimi ceketimi çıkarıcam"
"Niye öyle birşey yapayım?"
"Senin anlaman gıt mı? Terledim ulan" dedim sinirle.
"Üff bağırıp durma be tamam" deyip ellerimi çözdü.
Ceketimi çıkarıp götümün altına koydum.
Sandalye tahtadan ve hiç rahat değildi.
Götüm düzleşmişti resmen!
"Tamam bir bardak ta su ver öyle bağla" dediğimde kafa sallayıp köşeden şu şişesini elime verdi.
Suyu son damlasına kadar içip "elhamdülillah" diyerek verdim.
Elimi bağlayıp karşıma oturdu.
"Eee ne yapacağım acaba ben seninle?" Dediğinde omuz silktim.
"Demek adın sedef akşın" dediğinde öksürdüm.
"Sedef kim lan?" Dedim şaşkınca.
"Sensin?" Dediğinde gülmeye başladım.
"Adım güneş benim yalnız?" Dediğimde tekrardan gülmeye başladım.
"Af buyur?" Dedi şaşkınca.
"Bâyâ güneş benim adım"
"Bu nasıl olur lan. Beni kandırmak için yapıyorsun" dediğinde göz devirdim.
"Çantam da kimliğime bakmakta mı aklına gelmedi? Dünyada 7 çeşit zeka var ama sen 'yok ben ille gerizekalı' olucam diyorsan bilemeyeceğim. Ayrıca seni neden kandırayım" diye homurdandın.
Çantamı eline alıp kimliğime baktığında gözlerini büyüttü.
"AHMET!" Diye kükrediğinde içeri genç bir çocuk girdi.
"Siz kimi kaçırdınız?" Sinirle dedikleri karşısında Ahmet korkakça cevap verdi.
"Sedef akşını abi" dediğinde karşımdaki adam sandalyeye tekme atıp karşısına dikildi.
"Lan gerizekalı bu nasıl sedef!?" Deyip elindeki kimlik kartını gösterdi.
"Ne bu Ahmet!?"
"Kimlik abi" dedi korkakça.
"Peki üzerinde ne yazıyor ahmet"
"Güneş karayel"
"Gerizekalı bir işi düzgün yapamadınız! Ne yapacağız şimdi biz bu kızla?!" Dediğinde araya girdim.
"Horon tepme fikri hâlâ geçerli aslında" diye mırıldandım.
"Neyse çok uzadı salın beni gideyim" dedim bıkkınca.
Boşu boşuna burada beni tutuyorlardı. Zaten karamımı da yedi şerefsiz.
"Yio sevdim ben seni salmayacağım" dediğinde kusar gibi yaptım.
"Benim sevdiğim var abi" dedim abiyi bastırarak.
"Ahmet defolun biz ikimiz kalacağız sadece" dediğinde Ahmet anında kaçtı.
"Ben biraz kestireceğim sessiz ol" deyip sandalye de yayıldı.
"Çişim geldi" dedim.
Sinirle kalkıp elimi ve ayağımı çözdü.
"Şura tuvalet geri gel" dediğinde kafa sallayıp tuvalete girdim.
Dolapta gördüğüm jileti alıp cebime koydum.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra geri gittim.
"Tamam geldim"
"Ağa sen ne biçim bir kızsın lan!? Senin şuan korkup aģlaman gerekiyor" dediğinde omuz silktim.
"Göz yaşlarım sizin için dökemeyeceğimden daha değerli" deyip göz devirdim.
"Hasbinallah" diyerek elimi ve ayağımı bağladıktan sonra koltukta uyumaya başladı.
Emirden;
"Patron" Odaya nefes nefese giren güneşin haberi olmadan peşine taktığım adam girince kaşlarımı çattım
"Ne oldu aziz?"
"Abi güneşi kaçırdılar" dediğinde abi tayfası olarak hepimiz sinirle ayağa kalktık.
"Kim!?" Dedim sinirlice.
"Bilmiyorum ama yerlerini tespit ettim"
"Kim buna cüret edebilir lan" dedi emre yerinde tepinerek.
"Deli danalar gibi tepinme de kalk güneşi alalım" dedi eren.
"Aziz arabayı hazırla" dedim.
Arabaya binip hızla adrese doğru gitmeye başladık.
"Hele ona birşey olsun... hepsinin ağzına şıcarım!" Dedi eren sinirle.
"Off kesin bi gidiyoruz işte" dedim sinirle.
Zaten korkuyorum daha çok korkutuyorlar.
Güneşten;
Cebimdeki jileti çıkarıp ipleri kesmeye başladım.
Göremediğim için kollarım biraz tahriş olmuş ufak ufak kanamıştı.
Ayağımdaki ipleri de kesip karşıda uyuyan adama sessizce bağladım.
"Noluyor lan" bir anda uyanınca karşısına geçip sırıttım.
"Hiiiiç, canım sıkıldı da rolleri değişelim dedim" dedim gülerek.
Sinirle yerinde tepindi.
"Senden o karamın öcünü alcam" deyip çantamdaki makyaj malzemelerini çıkardım.
Cebime sokuşturup karşımdaki adama makyaj yapmaya başladım.
❄️❄️❄️
"Gerizekalı, ruj taşıyor kıpırdama!" Dedim sinirle.
Bir ruj sürdürmedi ya!
Rujuda sürdükten sonra gülerek tipine baktım.
Maymuna benziyordu!
Nxndvdjvxjxnz.
(Böyle birşey hayal edebilirsiniz.)
Kapı sertçe açılınca sıçrayarak oraya döndüm.
Abi tayfası merakla etrafa bakarken beni gördüklerinde nefes verdiler rahatça.
Karşımdaki adama baktıklarında kahkaha atmaya başladılar.
Aralarındaki polisler bile kahkaha atıyordu.
"Kahkaha atmanız bittiyse artık eve gidebiliriz" dedim homurdanarak.
"Cesur kızmışsın" dedi polis bey amca.
"Öyleyimdir" deyip ssc savurduğum da gülerek ekledi.
"Ve egolu"
"Ego değil gerçekler" dedim bende Şakayla karışırık.
"Sana birşey yapmadı değilmi?" Dedi emir bedenime dikkatlice bakarak.
"Hayır" dedim soğuk bir sesle
"Çok korktum" emrenin bana sarılarak dediği şeyle birşey yapmadım.
Bırakmasını bekledim.
Karşılık vermediğimi anlayınca geri çekildi hemen.
"İyimisin?" Dedi eren.
"İyiyim" deyip arabamıza doğru ilerledim.
❄️❄️❄️
Markette durup emir bana 3 dolu kutu karam alarak arabaya girdiğinde gözlerimi büyüttüm.
"Oha" dedim hayranca.
Canım çekti!
"Bunların hepsini al ama beni affetmeyi en azından dene" dediğinde düźünüyor gibi yaptım.
Eninde sonunda affedecektim zaten.
"Tamam" deyip elindeki 3 kutu karamı aldım.
Eren ve emre somurturken takmadım.
"Evdekilerin haberi olmasın kaçırılma mevzusundan" dediğimde kafa salladılar.
Hayret dinliyorlar sözümü.
Başlarına taş falan mı düştü acaba?
Düşmüş ise keşke yarılsaymış.
❄️❄️❄️
Akşama kadar film izleyerek oturmuştuk.
Baharla burak abim de saat 22:00 gibi gelmişlerdi.
Baharın kucağında kocaman bir oyuncak ayı vardı.
Burak abimin hediye aldığını anladım.
"Iyi geceler my family" dedim.
Hepsi iyi geceler deyince odama çıktım.
Geceyi yatağa koyarak bende kendimi uykunun huzuruna bıraktım.
Eveğttt.
Kestikkk!
Bâyâdır bölüm atmadım çünkü yazmak için müsait değildim kusura. bakmayın.
Sizleri seviyorum.
Hayırlı ramazanlar.
Tekrardan görüşmek dileğiyleeee.
Hoşçakalın benle kalınnn nxbxjxbx.
Hadi baysss.