Sa as hosgeldiniz iyi okumalar
-Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız-
.
.
.
.
.
.
Jungkook: gençler baksanıza bi
Jin: nerdesin
Jungkook: sınıfta değilim amk
Chate bakın anlamında
Jin: ok
Jungkook: diğerleri nerde
Jin: siktim öldüler
Hoseok: boyu yetmez
Sg
Jin: görmeden bilemezsin
Hoseok: yazıyor..
Yoongi: ss aldım
Namjoona atmamı istemiyorsan jiminle bana kahve getir
Bahçedeyiz
Jin: götün yiyorsa at
Piç
Jungkook: orospu çocukları bi susun da beni dinleyin iki dakika
Görüldü
Ben şimdi teneffüste sınıftan çıktım ya
Hoseok: taehyungun yanına
Evet biliyoruz jungkook
Öpüşüyorsunuz
Sikiştiniz hatta
Aşıksın tamam
Bize ne bundan götveren
Jungkook: hoseok bak eğer bir daha araya girersen kız arkadaşının önünde seninle canlı porno çekerim
Duydun mu
Götünü sikmemi istemiyorsan kes sesini de dinle bi
Yoongi: sen de kısa kes göt
İşimizi gücümüzü bırakıp seninle mi ilgileneceğiz
Jin: işi gücü dediği de manitası
Hoseok: jungkook konuşabilir miyim?
Jungkook: hayır
Bakın şimdi
Ben teneffüste minhonun yanına gittim
Jin: o kim aq
Hoseok: şu çömez eleman değil mi la
Jungkook: alt sınıflardan evet
Çömez falan demeyin hakkında
Duyarsa üzülür
Zaten her şeye gözü doluyor
Yoongi: ?
Jungkook: minho benim taa aylar önce taehyung zannedip dövdüğüm çocuk
Hatırladınız mı
Ceza falan almıştım müdürden
Sonra minhodan özür falan dilemiştim
Tanışmıştık işte amına koyayım hatırlayın
Hoseok: haaa
Hatırladım
Jin: ee
Ne olmuş minhoya
Yine mi dövdün amcık
Jungkook: hay çenenizi sikim
Dövmedim
Taehyungla ben şey olunca işte
Uzun zamandır yazmıyordum
Bugün yazdı bana
İşte unuttun beni gibisinden
Yoongi: :d?
Hoseok: ne alaka
Jungkook: öyle bir şey yok
Tamamen abi kardeş gibiyiz
Lafı çekmeyin hemen
Neyse işte ben de teneffüste uğradım yanına
Gittiğimde ağlıyordu zaten amk
Çocuk sessiz sakin diye dalaşıp duruyorlarmış
Kitaplarını mı ne yırtmışlar
Beni görünce mutlu oldu sarıldı falan
Ben de arkadaşlarına ayar çektim
Kimse dokunmasın diye
Görüldü
Kardeşim gibi gördüğümden üzüldüm doğal olarak
Sonra da bugün beraber bir şeyler yapmak istediğini söyledi
Morali de bozuk olunca
Hayır diyemedim
Zaten söz vermiştim ama
Taehyunga daha haber vermedim
Genelde çıkışta hep birlikte takılıyoruz sonuçta
Yoongi: madem minhoya söz verdin
Gidip taehyunga söyleseydin ya sonradan
Jungkook: minhoyla konuştuk
Ertesi teneffüs sınıfına gittim zaten
Yoongi: yine de söyleyebilirdin
Hoseok: olum
Taehyung kıskanmasın sizi kdjwkxmwkdmw
Jungkook: sanmıyorum
Çünkü daha çocuk amk
Neyini kıskanacak
Jin: bence sen yine de söyle
Madem kıskanacağından endişe duymuyorsun
Git söyle
Yoongi: +
Jungkook: öyle yapmaya çalışırım
Sadece
Taehyunga hayır diyemiyorum işte
Ama minhoya da diyemedim
İşler boka sarsın istemiyorum
Yoongi: bence taehyung sıkıntı etmez
Olgunlukla karşılar diye düşünüyorum
Çok takma kafana 👍🏻👍🏻
<>
Taehyung: neredeydin sen?
Görüldü
Jungkook: ne
Taehyung: bütün teneffüs seni aradım
Sınıfına geldim yoksun
Tuvalette de yoktun
Nereye gittin?
Jungkook: ben
Okuldaydım nerede olacağım yavrum
Taehyung: bebeğim şaka mısın
Siktiğimin okulunda niye bulamadım o zaman seni
Jungkook: ben
Yazıyor..
Bizim kat doluydu
Üst katın tuvaletine çıktım
Görüldü
Taehyung: öyle mi
Niye haber vermedin ki
Sana bir şey verecektim
Jungkook: ne verecektin
Taehyung: kantinde son bir tane kalmış
Sana kaptım
Çantanda
Görüldü
Jungkook: ya fkwmckwmdoke
Olum şaka mısın
Nerden geldi aklına
Taehyung: bilmem
Canın çeker diye düşündüm
Sen sevmiyor muydun zaten muzlu sütü?
Jungkook: seviyorum seviyorum da
Sen nereden öğrendin
Taehyung: kuşlar söyledi
Jungkook: o kuşlar bi ara bana da uğrasın
Güzel şeyler ileteceğim sana
Taehyung: tamam şimdi ben kuşmuşum
De hadi
Jungkook: fkmwofmwkdw
Okulun belası kim taehyung
Bana kuş mu oluyor
Yoksa gözlerim yanlış mı okudu
Taehyung: bebeğim ben herkese kaplan sana kediyim
Biliyorsun
Ayrıca
Bunu bana diyen ve okuldaki herkesi dayaktan geçiren jeon jungkook da muzlu süt içiyor?
Jungkook: karizma çizildi mi gözünde
Taehyung: no
Hala karizma yerinde
Senin karizma anca bebek gibi boynuma sokulunca bozuluyor
Ondan da ben razıyım
Jungkook: yalnız bebek falan
Terso işler
Taehyung: glwkodmwofkw
Yerim seni olum
Kaşınma
Jungkook: sen anca patilerinle bana tırmık atarsın
Taehyung: iyi ki bi kediyiz dedik
Jungkook: demene gerek yok
Yanımda miyavlayacaksın diye korkuyorum
Taehyung: niye ya
Fena mı işte fantezi olur
Jungkook: güzelim saçmalama
Yapma öyle şeyler sakın
Tamam mı
Taehyung: şaka zaten
Miyavlayacak adam mıyım ben
Jungkook: yazıyor..
Taehyung: hadi en kötü mırlarım
Jungkook: aptal
Cşwmodmwpdmwpd
Taehyung: aşkından aptala döndüğümü söylemiş miydin?
Jungkook: hmm
Geçti o
Taehyung: peki aptalların bile sana olan aşkım karşısında dize geldiğini?
Görüldü
Şu anda böylesin 🤭
Jungkook: hayır böyle 🤬
Taehyung: yerim?
Jungkook: tamam?
Taehyung: o zaman çıkışta bana geçelim
Doya doya sana sarılmak istiyorum
Belki film falan izleriz
Görüldü
Jungkook: on numara fikir
Hatta şuan çok istiyorum ama
Bugün olmaz
Taehyung: sebep
Jungkook: işim var küçük bir
Taehyung: tamam birlikte hallederiz
Söyle işte
Jungkook: olmuyor öyle işte
Offf |
Bebeğim çıkışta birkaç saat işim var
Çok uzatmayacağım
Sonra sana geleceğim
Tamam mı
Taehyung: ha söylememekte ısrarcısın
İyi
Hallet işini
Jungkook: bana kızmanı ya da alınmanı istemiyorum
Gelince tıpkı dediğin gibi film izleyeceğiz
Görüldü
Hatta bizimkilerden izin koparabilirsem
Sende kalayım?
Taehyung: iyi tamam
Jungkook: büzme o dudaklarını
Biliyorum büzüyorsun
Öperim art arda
Taehyung: işini halledersen
Öpersin
Jungkook: yapma işte şöyle
Taehyung: zil çaldı
Kapatıyorum
Bay canım
Jungkook: tribini yesem keşke |
Görüşürüz güzelim
Görüldü
Ertesi gün
-Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız-
.
.
.
.
.
.
Hoseok: jungkook
Nerdesin lan
Minho geldi sınıfa
Seni soruyor
Jungkook: ne
Bir şey mi olmuş
Dayak mı yemiş
Hoseok: yok
Sordum onu ben de
Sıkıntı yok anladığım kadarıyla ama
Jungkookie hyungla konuşacaktım diyor
Jungkookie ne la
Top
Jin: gkmeoewmkdke
Jungkook: hoseok
Bak taehyungun yanında sinirlenmek istemiyorum
Ama otobüsteyiz
Geliyoruz
Eğer acil bir şey yoksa sınıfına gitmesini söyle
Beklemesin kapının önünde boşuna
Hoseok: dedim zaten
Gitmiyor
Bekleyecekmiş
Jin: olum çok tatlı lan
Bunu dışarda görsem ortaokullu falan sanarım
Hoseok: dimi amk
Şöyle bi yumrukta işi biter gibi havası var
Harbi la jungkook bunu dövdüğünde nasıl hayatta kaldı bu çocuk
Jin: bir rivayete göre uzun bi süre komada kaldığı söyleniyor
Hoseok: AŞQÖSLQLEPWLDJWHDKSKKWOD
Jungkook: abart amına koyayım
Yoongi: ee jungkook
Dün konuştun mu taehyungla
Hoseok: anaa harbi
Ne oldu
Kızdı mı
Jungkook: off
Söyleyemedim ki aq
Jin: kılıbık mısın la
Hoseok: yuvarlak
Yoongi: niye söyleyemedin?
Jungkook: ya konusu açıldı
Ama o an
Diyemedim işte
Çıkışta beni evine çağırdı
Ben de olmaz önce minhoyu dışarı çıkarmam lazım diyemedim
Hoseok: korktun mu
Jungkook: ya korkmak değil
Anlamıyorsun
Üzülmesin mi desem
Bilmiyorum işte o an söyleyemedim
Jin: yalan söyledin yani
Jungkook: sadece işim var dedim
Yoongi: dün ne yaptınız minhoyla
Jungkook: önceden gittiğimiz tatlıcı vardı
Oraya götürdüm yine
Okulda ona yapılan zorbalıkları falan anlattı
Ben de niye daha önce söylemedin diye kızdım
Beni umursamıyordun diyip gözleri doldu
Hoseok: çocuğa travma yaratmış yarrak
La insan arada arar veya mesaj atar
Abicim var mı isteğin eksiğin diye
Jungkook: Taehyung'dan başka düşündüğüm şey mi var olum benim
Gelmedi işte aklıma
Neyse tatlı ısmarladım yüzünü güldürmeye falan çalıştım
Barıştık diyince rahatladım
Sonra da kalktık
Ben taehyunga geçtim
O da evine
Yoongi: taehyung sormadı mı
Yani ne bileyim
İrdelemedi mi işte
Jungkook: trip attı biraz
Onun da gönlünü aldım
Jin: kardeşim nesin sen gönüllerin efendisi iyilerin dostu kötülerin düşmanı selena mı amk
Hoseok: JQBDKWKFKMWPFÖWLFMWNDMWKNDLSMCOWKDKMSODMWOFÖWLFMQKKDIWNDOWMDLWKDLWKDOMWLDMQLDMWODMKWKSKWODLWLDÖQL
Yoongi: ulan orospu çocuğu hoseok
Artık ne zaman random atsan iki saat inceliyorum içinde bana küfür ettin mi diye
Bana bunu yaşatmaya ne hakkın var ağzına sıçtığımın herifi
Hoseok: kanka tamam bak açmayalım aynı konuyu tekrardan
Vallaha dedim yemin ettim bir daha yapmayacağım
Özür de diledim
Sen de anamı siktin
Kolum hala mor
Yeter gerçekten
Jin: lan jungkook dkdnqkmdowkdw
Sen kaçırdın ama
Sabah yoongi okula gelir gelmez hoseoku bir dövdü
En son sırayı fırlattığını gördüm
Yoongi: hak etti yavşak
Hoseok: ben de boş durmadım yalnız
Yoongi: bak hala konuşuyor
Hoseok: tamam reis hakkını helal et valla
Şakaydı sadece
Akşama içki ısmarlayım barışalım
Yoongi: sg
Ucuz birana kalmadım
Hoseok: tamam ne istiyorsan ısmarlarım
Yoongi: ısmarlamayan
Hoseok: top olsun
Yoongi: zaten topsun
Neyse
Akşama sendeyim o zaman
Hoseok: gel tabi
Ev boş ;)
Jin: jimine ss atmamı istemiyorsan hoseok kantinden tost al
Hoseok: yarramı ye
Jin: doyurmaz beni
Yoongi: :D:D
Jungkook: geldik biz
Taehyungu sınıfına bırakıp geliyorum
Minho hala bekliyor mu
Hoseok: aa gitmiş
Jungkook: iyi tamam
Geliyorum 10 dakikaya
Jin: emdirme kendini
Hoseok: OWMDPWMFPWÖOFÖWLFÖWOFKW
Yoongi: ben de jimini bırakıp geliyorum
Bb
<>
Jungkook: minho günaydın
Nasılsın
Minho: günaydın hyung
İyiyim teşekkürler
Sen nasılsın
Jungkook: aynı ben de
Beni beklemişsin sınıfta
Hoseok söyledi
Bir sıkıntı mı oldu
Minho: şey evet
Evet derken seni beklediğime evet dedim
Yoksa bir problem yok
Sen herkese kızınca akıllandılar
Teşekkür ederim 🥺
Jungkook: rica ederim
Lafı olmaz
Gerekeni yaptım
Minho: olsun
Artık korkuyorlar benden
Jungkook: yaa ckdkdk
Öyle mi
Naptın bakayım onlara
Minho: eğer bulaşırsanız sizi jungkookie hyunga söylerim çok pis döver dedim
Döversin biliyorum
Zamanında tecrübe ettiğim için
Jungkook: minho..
Ben
Yazıyor..
Minho: hyung şaka yapıyorumm
Kekdkkekdkwksk
Jungkook: al işte
Minho: kızma 🫣
Jungkook: kızmadım
Yazıyor..
Minho: bana kızmazsın 🙃
Jungkook: sana kızmam
Görüldü
Ah evet
Öğrenmişsin bak
Minho: bana değer verdiğini biliyorum
Kızmayacağını da 🥹
Jungkook: tabi öyle
Minho: o zaman
Sana bir şey söyleyeceğim
Ama burada değil
Jungkook: söyle çekinmeden
Minho: çekiniyorum biraz
Ama yüz yüze demek istiyorum
O zaman şey
Öğle arası??
Boş musun hyung???
Jungkook: aslında değilim
Buradan söyle
Olmaz mı
Görüldü
Minho: değil misin
Neden ki
Çok mu önemli işin
Jungkook: minho
Beni meraklandırıyorsun
Minho: ama hyung
Gerçekten yüz yüze söylemem lazım
Jungkook: off |
Pekala
Ben bir şekilde ayarlamaya çalışırım
Minho: teşekkür ederim 🥺🙏
O zaman
Öğle arasında arka bahçede buluşalım
Jungkook: tamam
Olur
Minho: 💓💓💓
Görüldü
<>
Jungkook: bebeğim
Senden küçük bir şey rica edebilir miyim
Taehyung: küçük mü
Canımı iste sorgulamadan veririm
Jungkook: kullanma öyle kelimeleri
Senin canın bende zaten
Taehyung: doğru
Benim canım da sende
Jungkook: evet
Taehyung: söylesin o halde canım
Ne istiyormuş benden
Jungkook: biz öğle arası
Genelde tuvalette oluyoruz ya
Taehyung: hmhmm
Yiyip bitiriyorsun beni
Evet
Jungkook: diyene bak
Boynumu kapatıcı bile kapatmıyor anasını satayım
Taehyung: kapatma görsün herkes diyorum
Dinlemiyorsun ki bitanem
Jungkook: görecekler bir gün zaten
Neyse konumuz bu değil
Şey diyecektim
Öğle arası beş dakika arka bahçeye gitmem lazım
Hatta biliyor musun
Sen de benimle gel
Seni birisi ile tanıştıracağım
Taehyung: oh
Öyle mi
Kimmiş o güzelim
Jungkook: yavrum tanıyor olsan tanıştırmam zaten değil mi
Taehyung: doğru haklısın
Aklımı başımdan aldığını söylemiş miydim?
Jungkook: ya fkwndjemd
Salak herif
Gidince görürsün
Taehyung: görelim bakalım
Bizim dakikalarımızdan çalan kişiyi merak etmedim değil
Görüldü
Jungkook: böyle düşünme
Okul dışında her dakika sana ait olduğumu biliyorsun
Sen de bana aitsin
Bu sadece kısacık sürecek ve bitecek
Taehyung: tamam
Bir şey demiyorum
Bebeğimin dediği olsun
Jungkook: ❤️
Taehyung: şapşal seni ❤️❤️
Jungkook
Kafamı sıraya gömmüş bir şekilde uyukladığım ve bir o kadar sıkıcı geçen ders, zilin çalmasıyla sona ermişti. Sınıftakilerin çoğu ayaklandığında öğle arasına girdiğimizi anlayarak yavaşça yerimde doğruldum ve dizlerimin arkası ile oturduğum sırayı geriye iterek esnedim. Ders boyu uyukladığımdan ister istemez mayışmıştım. Cebimden telefonumu çıkardım ve gelen mesajlara göz atarak sıramdan yavaş adımlarla ayrıldım. Minho beni aşağıda beklediğine dair mesaj atmıştı ve zil çalar çalmaz indiğine göre söyleyeceği şey gerçekten önemli olmalıydı.
Sınıfın kapısına doğru yürürken bizimkilere dönüp selam vermeyişimden ötürü Hoseok kalçama sert bir şekilde vurmuştu. Ben de sinirlenip onu göt kadar olan sınıfın içerisinde kovalamış, yakalayamayınca öğretmen masasında bulunan tahta kalemlerini bir bir üzerine fırlatmıştım. Sınıftan küfürler eşliğinde çıkarken bir yandan da az önceki mayışıklığımı üzerimden attığımı da hissediyordum. Şerefsiz, beni sinir etmekten asla geri kalmıyordu.
Bahçeye inmeye başlarken gözlerim de dolu koridorda Taehyung'u arıyordu. Görsem bile yanına gidip elini tutamazdım ama en azından göz hapsimde olması hoşuma giderdi. Ne yazık ki koridorda ona rastlamamıştım. Ben de tek başıma yürümeye devam ederken bir yandan da Minho'nun bana bu kadar önemli ne söyleyeceğini düşünüyordum. Belki de birine aşık olmuştu ve ilk olarak bana söylemek istemişti. Ne de olsa beni büyüğü olarak gördüğü için bunu benle paylaşmak istemiş olabilirdi. Emin değildim fakat şu anda aklıma gelen en mantıklı cevap buydu.
Minho ile aramızdaki bağı seviyordum. Onu gerçekten küçük kardeşim olarak görüyordum. İlk karşılaşmamız benim aptallığım yüzünden hiç hoş olmamıştı. Onu Taehyung zannedip sırf bana kaçamak bakışlar attığı için sorgulamadan dövmüştüm. İlk zamanlar bunun için kendimi çok kötü hissediyordum. Bu yüzden elimden geldiğince Minho'ya iyi davranıyor, birnevi hatamı telafi etmeye çalışıyordum. Fakat o kısa bir süre içinde beni affetmiş ve yaptığım hatayı unutarak görmezden gelmişti. Ben de doğal olarak ona karşı olan mahcupluğumu aşmış ve ona karşı koruma içgüdüsü hissetmeye başlamıştım.
Onu tanıdığım süre zarfında diyeceğim tek şey masum olmasıydı. O gerçekten masum ve saftı. İçinde en ufak bir kötü niyet olduğunu düşünmüyordum. Derslerinde başarılıydı fakat ailesi onu sürekli baskılıyordu. Okulda da arkadaşlarının dışladığını bildiğimden sürekli yanımıza çağırırdım. Ailesinin yapamadığı sosyalleşmeyi ona ben yapıyordum. Ve bunu ona gerçekten değer verdiğim için yapıyordum. Kendimi bir şeyler için zorlamıyordum, ona karşı iyi olmak istiyordum ve içimden nasıl geliyorsa öyle davranıyordum. O da ona karşı olan tutumumdan mutlu oluyordu.
Sonrasında hayatıma Taehyung girmişti. Hatta yanlış söyledim. Hayatım, Taehyung olmuştu. Yedi yirmi dört birlikteydik ve ben en yakın arkadaşlarımı bile aksatırken, Minho'yu tamamen unutmuştum. Kasıtlı yaptığım bir şey değildi, sadece aklım, fikrim Taehyung ile doluydu. Gözüm ondan başkasını görmüyor derken şaka yapmıyordum. Ve farkında olmadan Minho'ya değersiz hissettirmiştim.
Okuldan çıkıp ana bahçeye indiğimde adımlarımı okulun arka bahçesine doğru atmaya başladım. Burada genelde sigara içmeye gelenler olurdu. Çünkü bahçenin etrafı uzun duvarlarla kaplı olduğu için diğer öğrenciler burayı tercih etmiyordu. Ben de bir zamanlar teneffüste arkadaşlarla burada sigara tüttürürdüm. Taki hayatıma Taehyung dahil olana kadar. Taehyung ile beraberken aklıma ne sigara ne de başka bir şey geliyordu.
Okulun duvarını döner dönmez karşımda Minho'yu görmemle yüzümde küçük bir tebessüm oluşmuştu. Ellerini arkasında birleştirmiş bir şekilde yeri izliyordu. Ona yaklaştığımı adım seslerimden anlamış olacak ki hızlıca kafasını kaldırmış ve beni görmesiyle koşarak bana doğru gelmeye başlamıştı. Gözlerinin içi gülüyordu ve ben sadece onu kırmayıp buraya gelmeme bu kadar sevinmesine şaşırmıştım. Yaptığım en ufak şeyde gerçekten mutlu oluyordu. Tıpkı benim Taehyung'a yaptığım gibiydi.
Tam karşıma dikildiğinde bir elimi kaldırarak saçlarına daldırdım ve dağıttım. O da bunu yapmamla kıkırdamaya başlamıştı. Tam bana dönüp bir şey diyeceği sırada Minho'nun arkasından görüş açıma giren Taehyung ile hemen yanından geçtim ve Taehyung'a doğru yürümeye başladım. Az önce yüzümde oluşan küçük tebessüm yerini büyük bir gülümsemeye bırakmıştı. Taehyung da beni görür görmez ceplerinde duran ellerini çıkarmış ve hafiften yana açarak ona sarılmamı beklemişti. Normalde bunu okul sınırlarında yapmak istemezdim fakat onu da asla boş çevirmezdim. Bu yüzden hızlıca kollarımı doladım ve dikkat çekmemek için birkaç kez sırtını patpatlayarak ayrıldım. Minho'dan yana endişem yoktu fakat yine de tedbirli olmak lazımdı. Taehyung da içten bir şekilde gülümsemiş ve çenemin altına parmağını sürtüp yanıma geçmişti.
İkimiz yan yana yürümeye başlarken Minho şaşırmış bir ifadeyle bizi izliyordu. Yüzündeki şaşırmaya bakılırsa yanımda birini getireceğimi düşünmüyordu. Ben de yanına ulaşır ulaşmaz durumu açıklamak üzere konuşmaya başladım.
"Minho, tanıştırayım. Bu Taehyung. Benim için değerli birisi olduğu için senin de tanışmak isteyeceğini düşündüm."
Dedim neşeli bir tonda. Taehyung elleri cebinde bir şekilde tip tip çocuğa bakıyordu. Minho da yüzünde memnun olmamış bir ifadeyle onu inceliyordu.
"Yalnız olacağımızı düşünmüştüm hyung?"
"Değilsiniz ama. Ben de buradayım." diye cevapladı hemen Taehyung.
Minho Taehyung'un sert duruşundan hafiften korkmuşa benziyordu. Ben de dirseğimle onun kolunu dürterek kendimce uyardım. Sonrasında boğazımı temizledim ve Taehyung'a dönerek konuşmaya başladım.
"Taehyung, tanışmayacak mısın Minho ile?"
Taehyung ilk önce bana bakmış, sonra ise gözlerini devirerek bir adım Minho'ya yaklaşıp elini uzatmıştı. Minho yavaşça elini uzattığında havada kapar gibi aniden kavramış ve kendine çekerek Minho'nun birkaç adım yalpalamasına sebep olmuştu.
"Memnun oldum, ufaklık." dedi gözlerini Minho'dan ayırmadan. Minho da ağzının içinde memnun olduğunu belirten birkaç şey mırıldanmış ve elini kurtararak bana dönmüştü.
"Hyung, özel bir şey konuşacağım da.. Yalnız konuşabilir miyiz..?"
Dedi minho parmağı ile önce kendisini, sonra beni gösterdikten sonra. Taehyung bunu duyunca ağzından güler gibi ses çıkarmış ve sert çıkan sesiyle tekrar konuşmaya başlamıştı.
"Hayırdır? Benden mi rahatsız oldun?"
"Sadece özel bir konu.."
"Başlatma özeline. Yanımda söyle ne diyeceksen." Diye hafiften sesini yükselttiğinde araya girmiştim hemen. Taehyung'u birkaç adım geriye çektim ve kulağına eğilerek fısıldadım.
"Bebeğim, çocuğun üzerine fazla gidiyorsun. Biraz müsade et.."
"Jungkook, o kendini ne zannediyor?! Yanımda konuşsun ne konuşacaksa."
"Taehyung o utangaç biri. Seninle daha yeni tanıştı. O yüzden konuşmak istemiyor olmalı." Taehyung bunu duyunca burnundan sert bir nefes vererek gözlerime bakmaya başlamıştı. "Kısa sürecek.. Sadece şuradaki bankta beni bekleyemez misin?" Gözleri kararsızlıkla bana baktığı sırada tekrardan bıkkınlıkla nefes vermiş ve kafasını sallayarak biraz ilerimizde duran banka doğru yürümeye başlamıştı. Banka oturur oturmaz dirseklerini dizlerine yaslayarak bizi izlemeye başlamıştı.
Minho'ya tekrardan döndüğümde az önceki memnun olmayan hali biraz daha düzelmiş gibiydi. Konuşması için onu beklemeye başladığımda gözlerini sık sık benden kaçırıyor ve üzerine geçirdiği hırkanın uç kısımlarıyla oynuyordu.
"Seni dinliyorum Minho..?"
Bunu dememle avuç içlerini birbirine sürtmüş ve yüzüne hafif bir tebessüm yerleştirerek bana bakmaya başlamıştı.
"Hyung.. Sana bir şey söylemem gerekiyor. Uzun zamandır senin bilmediğin bir şey ve ben nihayet sana söyleme kararı aldım." dedi tek solukta.
"Oh, aşık mı oldun?" dedim ben de aklıma ilk geleni söyleyerek. Bunu dememle ayakkabılarındaki bakışları saniyesinde beni bulmuştu. Kurduğu cümlelere bakılırsa benim fikrimin doğruluk payı artıyordu.
"Sen.. Nereden anladın?"
"Çok heyecanlı gözüküyorsun da ondan. Söyle bakalım, kimmiş o şanslı kişi?"
Gözleri her kurduğum cümlede adeta daha da parıldarken fısıldarcasına sordu bu sefer.
"Gerçekten şanslı olduğunu mu düşünüyorsun?"
"Yani, evet. Sonuçta sen iyi bir çocuksun. Aşık olduğun kişi senin duyguların karşısında şanslı olmalı."
Bunu dememle bakışları utandığı için ellerine yönelmiş ve hafiften gülümsemişti. Sanırım dediklerim ona güven vermişti.
"Teşekkür ederim hyung.. Ben-"
"Söyle artık kimden hoşlandığını. Merakta bıraktın beni. Ben tanıyor muyum?"
Gözleri tekrardan benim gözlerimle buluşmuş ve gülümseyerek parmaklarının üzerinde yükselip geri inmişti.
"O halde söyleyeceğim."
"Bekliyorum.." dedim ben de gülümseyerek.
Minho tam ağzını açacağı sırada duraksamış, vazgeçmişti. Tek kaşım yukarı doğu kalkarken onun ne düşündüğünü anlamaya çalışıyordum. O ise öylece gözlerime bakıyordu. Sonra birkaç adım bana yaklaştı ve ellerini omuzlarıma yerleştirerek parmak ucunda yükseldi. Kafasını bana yaklaştırdığını ve gözlerini kapatışını görür görmez o an benim için zaman durmuştu. Dudaklarını kendi dudaklarımın hemen bitiminde hissettiğimde adeta vücudum kas katı kesilmişti. Minho dudaklarını hemen benim dudaklarımın kenarına bastırıyor ve öylece bekliyordu. Ben ise hiçbir tepki veremiyordum. Şoktaydım. Böyle bir şeyi asla beklemediğim için şoka girmiştim.
Derken arkamızdan bir gürültü işittim ve Minho'nun sertçe yere iteklenmesiyle yavaş yavaş düşünme algımın yerine gelmesini bekledim. Taehyung küfürler eşliğinde adeta bize doğru atılmış ve Minho'yu yere fırlatmıştı.
"Sen kimsin de onu öpebilirsin orospu çocuğu!! Senin hayatını sikerim! Duydun mu beni piç kurusu?!!" diye bağırmaya devam ederken tekrardan yerde duran Minho'ya yönelmişti.
Aniden gelen farkındalıkla Taehyung'u son anda Minho'nun üzerine atlamaktan kurtarmış ve belinden tuttuğum gibi geriye çekmiştim. O ise elimden kurtulmaya çalışıyor, Minho'ya isabet etmesi için tekmeler savururken bir yandan da küfürler yağdırmaya devam ediyordu.
"Senin hayatını karartacağım oğlum ben! Duydun mu beni?! O baban bile anneni siktiğine pişman olup seni dünyaya getirdiği için lanetler okuyacak! Seni bitireceğim siktiğimin çocuğu!!!"
Öyle ağır küfürler ediyordu ki bir yandan duyduklarıma şaşırıyor, bir yandan güç bela Taehyung'u tutmaya çalışıyor, bir yandan da yaşanılanları hazmetmeye çalışıyordum. Derken Minho'nun ağladığını görmemle işler iyice karışmaya başlamıştı.
"Taehyung sakin ol! Bana bak, yapma lütfen. Taehyung dur artık!" diye sesimi yükselttim en sonunda.
"Neden durayım Jungkook söylesene?! Onun şuracıkta pestilini çıkarmamam için tek bir sebep söyle!"
"Haklısın ama o daha çocuk!"
"Evet! Orospu çocuğu!!"
Diye tekrardan atılmaya çalıştığında ben de giderek sinirlendiğimi hissediyordum. Bir yandan Minho yerde ağlıyordu ve bir yandan da Taehyung sinirden köpürüyordu. Fakat ortada resmen madur olan bendim. Taehyung sakin kalabilse olayı çözecektim fakat o da rahat durmuyordu. Onu tutmasam tıpkı dediği gibi Minho'nun haşatını çıkarırdı.
"Taehyung, haklısın. Dinle. Bak dinle!" dedim ellerim ile omuzlarını sıkıca kavrarken. "Minho'yu göndereceğim ve sakin kafaya konuşacağız onunla tamam mı? Gerekli açıklamayı birlikte yapacağız ama önce sakin ol!"
"Sakin falan olamam Jungkook! Sikerim böyle işi, sevdiğim adamı bırak öpmeyi dokunanı görsem onu yere gömerim! Anladın mı beni?!"
Haklıydı. Çok fazla haklıydı fakat şuan haklı olması bir işe yaramıyordu. Önce sakin olması lazımdı. Minho'yu göndermemiz, benim Taehyung'a gerekli açıklamayı yapmam ve en son da Minho ile konuşmamız gerekiyordu. Ama şu anda bu imkansızdı.
"B-ben çok özür dilerim. Gerçekten b-bilmiyordum.."
Arkadan Minho'nun sesini işitmem ile kafamı ona çevirdim. Yerinde yavaşça doğrulmuş ve ayağa kalkmıştı. Göz yaşları durmadan akıyor ve bir eli ile de acıyan dirseğini tutuyordu.
"Minho, iyi misin?"
"Hala Minho diyor ya!! Yok ben kafayı yiyeceğim. Siktiğimin çocuğunu öldürmezsem rahatlayamam çünkü hala onu düşünüyorsun!" diye bana bağırdı bu sefer Taehyung.
Ben ise hızlı adımlarla bizden uzaklaşan Minho'yu izliyordum. O gidene kadar Taehyung arkasından bağırarak küfürler etmeye devam etmiş ve tamamen uzaklaştığına emin olduktan sonra onu serbest bırakmıştım.
"Taehyung, bak haklısın fakat onun çocuk olduğunu unutma. Böyle bir şeyi ben de beklemiyordum. Ayrıca ikimizi bilmiyordu bunun için nasıl onu suçlayabilirsin?"
"Hah! Öyle mi? Kimi suçlayacağım? Seni öptüğü için kendimi mi suçlayacağım?!"
"Bunu ben de tahmin edemedim. Etseydim izin verir miydim sence?"
"Çocuğun hal ve hareketlerine ilk dakikadan ayar oldum ben Jungkook. Sen bir de daha uzun zamandır tanıyorsun. Nasıl anlayamadın?! Kim bilir ne yaptın da aşık oldu sana!!"
"Taehyung saçmalıyorsun. Biz sadece abi kardeş gibiydik- yani en azından ben öyle düşünüyordum. Ona hiçbir zaman art niyetle yaklaşmadım!"
"Sana bunu yaptığını söylemiyorum zaten!" diyerek sesini daha fazla yükseltti. İkimiz de git gide biraz daha bağırmaya ve yükselmeye başlıyorduk.
"Ne ima ediyorsun o halde?!"
"O çocuğun sana karşı olan tavırlarından anlaman gerekiyordu. Belli ki ona umut vermişsin ki seni öpme cesaretinde bulunabiliyor! Söylesene, nereden buldu bu cesareti?!"
"Ben- bilmiyorum amına koyayım nereden bilebilirim? Birkaç defa dışarı çıkarmıştım onu. Dün de çıktık ama eskiden nasılsa yine aynıydı. Bana aşık olduğunu nereden bilebilirdim?!"
"Ne? Dün onunla dışarı mı çıktınız? Bana işin olduğunu söylemiştin! O bahsettiğin iş siktiğimin çocuğunu dışarı çıkarmak mıydı? Kafayı sıyıracağım resmen!"
"Çünkü dün sana söyleyemedim. Yalan söylemek istemiyordum ama yanlış anlama diye söyleyemedim-"
"Madem aranızda öyle bir bağ olduğunu hissetmiyordun, neden benden sakladın ki bunu? Demek ki sen de aranızda olanların normal olmadığının farkındaymışsın!"
"Alakası yok. Ben sadece canını sıkmak istemedim o kadar."
"Demek öyle.. Nasıldı peki? Öğlen onunla vakit geçirip akşama bana gelmek? İyi hissettirdi mi?"
dedi bir anda.
"O ne demek şimdi?"
"Şu demek.. Bir anda erkekler tarafından ilgi görmek hoşuna mı gitmeye başladı? Bu yüzden mi benden sakladın? Söylesene. Benden sonra diğer erkeklerin ilgisini de mi istedin?"
Bu dediğiyle resmen donup kalmıştım. İkimiz de birbirimize bağırdığımız için nefes nefeseydik. Boğazım acıyordu fakat şu an tek düşündüğüm Taehyung'un az önce sarf ettiği cümlelerdi.
"Ne dedin sen..?"
"Boşver, demedim say.." diye bir anda sakince söyledi.
"Taehyung, az önce ne dedin dedim!"
"Bir anda ağzımdan çıktı, öyle demek istemedim. Duymadın say Jungkook.." diye sürdürdü sakinliğini.
"Taehyung sen ne dediğinin farkında mısın? Sikerim böyle işi! Ağzından çıkanı kulağın duysun!"
"Jungkook.." diye bana bir adım yaklaştığında aniden gerileyerek ondan uzaklaştım. Şu anda çok sinirliydim. Dediği şeyler öyle ağırdı ki resmen içime oturmuştu. Bana o cümleleri nasıl söylediğine anlam veremiyordum.
"Jungkook özür dilerim.. Öyle demek istemediğimi biliyorsun.."
"Bilmiyorum Taehyung! Şu anda, hiçbir sik bilmiyorum! Bilmek de istemiyorum!"
Tekrar bana yaklaştığında dayanamayıp sesimi yükseltimiştim yeniden. "Siktir git!" dedim ondan birkaç adım uzaklaştığımda.
O da gözleri dolmuş bir şekilde bana bakıyor, titreyen elleriyle saçlarını dağıtıyordu. Fakat şu an onu gerçekten görmek istemiyordum. Yanımdan gitmeliydi yoksa daha ağır cümleler kuracaktım. İkimizin de daha fazla kalbini kırmak istemiyordum.
Derken Taehyung arkasını dönmüş ve hiçbir şey demeden ilerlemeye başlamıştı. Yanından geçtiği banka küfürler ederek tekmeler savurmuş, bankı devirdikten sonra arka bahçeden ayrılmıştı. Öyle öfkeli hissediyordum ki, avazım çıktığı kadar çığlık atmak istiyordum. Ben de tıpkı onun yaptığı gibi devrilmiş olan banka tekmeler atmaya başladım. Bir yandan bağırıyor, bir yandan da tüm gücümle banka art arda tekme atıyordum. Taki artık ayağımın acıdan uyuştuğunu ve gözlerimden yaşların aktığını hissedene kadar devam ettim. Nefes nefese kalmıştım. Usulca yere çökerek sırtımı tekmelediğim ve üzerinde çokça kırıklar oluşturduğum banka yasladım. Kendimi hiç olmadığı kadar yorgun, çaresiz ve üzgün hissediyordum. Kalbim acıyordu, can'ım yanıyordu.. O beni sözleriyle daha da yaralamıştı fakat ben ona sarf ettiğim cümlelerin ağırlığını taşıyordum. Benim canım oydu. Canımı yakmıştım. Canını yakmıştı. Bir daha nasıl düzelir emin olamıyordum..
Kaos seven tayfayı alayım şuraya, diğerleri küfür savurmakla meşguller
Rahat batıyor bana. Huzur bozmayı seviyorum. Hep aşık mutlu taekook mu okutsaydım size? Biraz farklılık..
Bölüm umarım hoşunuza gitmiştir. Bu hikayede yanan tek kişi minho oldu. Birazdan onun için sigara yakacağım. Siz yakmayın, kanser olursunuz
Bu bölüm buraya kadardı. Yakın zamanda görüşmek dileğiyle. Gömüşürüz arkadaşlar 👌🏻