Jungkook'un büyüyen göz bebekleri... Söylediğim cümleden sonra dudağını yalaması yutkunmama sebep oldu....
Hızlı bir hareketle üzerime çıkıp yüzüme baktı...
Dudaklarıma yaklaşıyorken grip olduğum aklıma geldi...
İki elimle ağzımı kapatıp Jungkook'a baktım...
Büyüyen göz bebekleri anında kısılmış yüzüme sinirle bakıyordu...
"Benimle oyun mu oynuyorsun Ha-rin..." deyince kafamı hayır dermiş gibi salladım...
"Jungkook ben grip oldum... Eğer beni öpersen sana da bulaşa-" cümlemi tamamlamadan "saçmalama... grip olman seni öpmeme engel değil..." deyip ellerimi yüzümden çekip beklemeden dudaklarını dudaklarıma bastırıp sertçe öpmeye başladı...
Ağzımı tamamen açıp dilini ağzımın içine sokmasına izin verdim...
Öpüşüne karşılık verip ellerimin birini sırtına birini de saçına daldırıp uzun sayılabilecek saçını yoldum...
Yolmamla beraber ağzından bir inilti kaçtı... Ağzımın içini iniltiyle doldurduktan sonra onun da elleri boş durmadı...
Elleriyle belimi okşayıp kendine çekti... Çekmesiyle beraber ağzımdan kopan inilti hareketlerini hızlandırıp ellerini kalçama indirdi...
Ani bir hareketle ters dönüp beni üstüne aldı...
Böylelikle kalçamı rahat rahat sıkıp okşuyordu...
Saçlarım tüm yüzünü kaplamış şekilde üzerine düşmüştü...
Nefessiz kaldığımı hissedince yavaşça geri çekildim...
Geri çekilmem ile ikimiz de nefes nefese kalmış bir şekilde duruyorduk...
"Ha-rin... "dedi titrek sesiyle... Normalde sesi titrek olmazdı... Öpüştüğümüz için nefesi kesilmişti...
"Seni çok özledim..." deyince gözlerinin içine baktım...
"Bende seni özledim..." deyince dudağıma uzun ve derin bir öpücük bıraktı..
Ani bir hareketle ters dönüp üzerime çıktığında refleks olarak ağzımdan bir inilti kaçtı...
Jungkook gözlerimin içine anlamadığım bir şekilde derin baktı...
Yüzüme eğilip dudağıma baktı...sanki az önce öpüşen biz değilmiş gibi...
"Ha-rin... "dedi sesi titrek ve kalın çıkmıştı...
"Ne zaman çocuk yapacağız..." deyince gözlerim şaşkınlıktan açıldı...
"Ne-ne diyorsun ne çocuğu... Jungkook.... Kalk üstümden..." diyerek kaçmaya çalıştım...
Yüzümün kızardığını yanan yanaklarımdan anlayabiliyorum...
Jungkook'un kahkaha atan sesi bunu kanıtlamış oldu...
Hemen kendimi yana atıp Jungkook'un altından çıkıp kapıya doğru koştum...
"Gülme yaa ben gidiyorum..."deyip kapıya doğru ilerledim...
Tam kapıyı açıp çıkacakken Jungkook anında yanıma gelip kolumu tuttu...
Sesini düzelterek yüzüme baktı...
"Kapının önünde korumalar var böyle mi çıkacaksın..." deyince önce yüzüne sonra da üstüne baktım...
Ben bu geceliği nasıl giyinmiştim...
Ağzım şaşkınlıktan tekrar açılınca Jungkook'un gözlerine baktım...
Gözleri gözlerim hariç her yerimde dolanıyordu....
"Ha-hayır tabikii..." deyip yatak odasına ilerledim...
Kendime giyecek kıyafet alacakken Jungkook'un "ben yokken gecelik giymen hoşuma gitmedi güzelim..." deyince elim duraksadı...
Kapı pervazına geçmiş beni izliyordu...
"Öylesine elime ne geçtiyse giydim işte..." deyip kıyafetlerimi alıp banyoya girdim...
Kapıyı kapatmadan önce söylemeyi ihmal etmedim...
"Kapının kilidi yok... Sakın gireyim deme...." deyip kapıyı yüzüne kapattım..
Hızlı hareketlerle kıyafetlerimi giyinip banyodan çıktım...
"Aşkım... " deyince dönüp yüzüne baktım...
"Ben birşey getirdim..." deyince yüzüne merakla baktım...
"Bekle..." deyince hareketlerini izledim...
Bavulunu açıp içinden birşey çıkardı ve arkasına saklayıp yanıma geldi...
Gözlerimin içine gülümseyerek baktıktan sonra elindeki şeyi gösterdi....
Elindeki şey ikimizin yanyana olduğu küçüklük fotoğrafımızdı...
(Bu fotoğraf Jungkook'un fotoğrafı değil ama bunu zor buldum arklar)
Fotoğrafa baktığımda gülümsedim...
Bu gerçekten de ikimizin küçüklük fotoğrafıydı...
Buna benzer fotoğrafı yurt odamda saklamıştım...
Parmaklarım fotoğrafın üzerinde gezindikten sonra Jungkook'a baktım...
Bana gülümseyerek bakıyordu...
"O zaman da elimi tutmuşsun...." deyince kolunu uzatıp elimden tuttu...
"Şimdi de tutuyorum güzelim... İyi ki karşıma çıktın... Yoksa seni asla bulamazdım..." deyip elimi öptü...
Kafamı sallayıp gülümsedim...
"Hiç bırakmayacağım seni.... Birbirimizi bırakmayacağız..." deyip elini belime koyup parmaklarıyla şekiller çizmeye başladı...
Başımı kaldırıp yüzüne baktım... Bakmamla beraber onunda başı eğilmiş yüzüme bakıyordu...
Dudağını dudağıma yaklaştırıp öpeceği sırada dış kapı aniden açıldı...
Içeriye korumalardan birisi girince Jungkook'u hızlı bir şekilde itikleyip uzaklaştım...
Koruma ise hemen arkasını dönmüş kaskatı duruyordu...
"Özür dilerim efendim... Ben buraya önemli bir şey söylemek için gelmiştim... Rezervasyon bölümünde sizi tanıyan birisi sizi bekliyormuş..." deyip "izninizle efendim"deyip çıktı...
"Kim geldi ki..." deyip yüzüne baktım... Az önceki utanmayı bı köşeye bırakıp...
"Bilmiyorum ki... Beni tanıyan çok kişi var... Gidip görmem gerekiyor... Sen odada bekle..." deyince kaşımı çattım...
"Bende gelmek istiyorum..."deyip dudağımı büzdüm...
Bir gözlerime birde dudağıma bakıp ofladı...
"Götürürüm ama bir şartla..." deyince yüzüne meraklı bir şekilde baktım...
"Az önce yarımda kalmış şeyi tamamlayacağız..."
"Ondan önce yapmadık sankii..." deyip göz devirdim..
"Belki daha da ileriye gideriz aşkım..." deyince yüzüne baktım...
"Bana sürekli aşkım demeyi bırak... Teklif bile etmedin..." dedim konuyu değiştirerek..
"Sen benim karımsın... Teklif etmeye ne gerek var..." deyince dolaba doğru yürüdüğü için arkasından baktım...
"O zaman ki şartlar farklıydı... Şimdiki farklı..."deyip kollarımı birleştirdim...
Bende üzerimi değiştirmek için elime crop kazak ve pantolon alıp banyoya gittim...
Banyoda üzerimi tamamen giyindikten sonra Jungkook'a baktım...
Telefonuyla konuşuyordu... Ben gelince baş parmağını gösterip susmamı istedi...
"Kendi isteğiyle bindiğini söylüyorsun... Nasıl olabilir..." deyip karşı tarafın konuşmasının bitmesini bekledi...
"Tamam" diyerek yüzüne kapattı...
Yanına gidip meraklı gözlerle bakınca anlatmaya başladı...
"Bizi aşağıda bekleyen adam vardı ya... Onun kızını teröristler kaçırmıştı... Yani adam öyle söylüyor... Ama kızın kaçırıldığı yerlerdeki mobese kayıtlarını izleyince kız isteyerek binmiş..." deyince yüzüne bakmaya devam ettim...
"Peki ya babası kızının neden kaçırıldığını düşünmüş..."
"Yokluğunun üçüncü günü kızdan mesaj almış... Kız babasına yardım mesajı göndermiş..."
Bu nasıl karışık bir şeydi böyle...
Hem kızın bilerek bindiğini iddia ediyorlar... Hemde kaçırıldığını...
Kızın attığı mesaj ise şüphe çekiyordu....
"Bunu nasıl çözeceksin..." "Burda... Ama babasına kızın kendi isteğiyle gittiğini nasıl söyleyeceğim... Babası hayal kırıklığına uğrayabilir... Ki zaten polisler teröristlerin izini sürüyor yakalanması an meselesi... Kızdan işin altında yatan nedeni öğrenebiliriz.. " deyince aklıma korkunç denilebilecek bir şey geldi...
"Jungkook..." dedim gözlerinin içine bakarak... "Kız teröristlere fuhuşluk yapması için gönderilmiş olabilir mi?" diye sorunca elini çenesine koyup sıvazlamaya başladı...
"Olabilir... Kızı oraya başka ne için gönderebilirler... Bunu kıza bizzat sormamız gerekiyor..." dedikten sonra omzumdan tutup yürümeye başladı...
"Ben adama söylerim ama üzülür diye söylemeye çekiniyorum..."deyip elini omzumdan indirip elimi tuttu...
Kapıyı açar açmaz korumalar baş selamı verip eğildikten sonra geçmemiz için yol verdiler...
Asansöre binip aşağıya indik... Adam rezervasyon bölümünde ayrılan koltuğa oturmuştu... Jungkook'u görür görmez ayağa kalktı...
Yanına vardığımızda bize meraklı gözlerle baktı...
"Merhaba bay jeon sizinle görüşebilmek için seulden buraya kadar geldim... Kızımdan bir haber alabildiniz mi?" deyince Jungkook yüzüne ifadesiz bir şekilde baktı..
"Öncelikle oturun lütfen..." deyip kolundan tutup yaşlı adamı koltuğa oturttu...
"İlk başta nasıl demeliyim diye düşündüm bay park... Ama bunu sizin bilmeniz gerektiğini düşündüm..."deyip duraksadı...
Karşısındaki adam Jungkook'un sözlerini sanki çok sevdiği bir diziyi anı kaçırmamak için dikkatlice bakıyordu...
"Kızınızın kaçırıldığını düşünmüyoruz... Kızınız arabaya isteyerek binmiş... Araştırma yapıyoruz... Kızınız bulununca soruşturma yapacağız.... Bay park sizden istediğimiz soğuk kanlı olmanız ve bizden haber beklemeniz.." deyip elini adamın omzuna koydu...
Adam bir yere bakakalmış şekilde "kendi isteğiyle binmiş.." diyerek aynı cümleyi tekrar ediyordu...
Jungkook önce benim yüzüme bakıp daha sonra adamın yüzüne bakıp gülümseyerek konuştu...
"Seni bu otelde misafir edelim bay park... Elime geçen bilgileri sana hemen ulaştırırım..." dedikten sonra adam kalkıp Jungkook'un kolunu tutup öpmeye çalıştı...
Jungkook adamın ellerinden kolunu zorla kurtarıp sarıldı...
Daha sonra adamla beraber rezervasyon bölümüne gidip adama bir oda istedi...
Jungkook yanına otel çalışanını çağırıp adamı odasına götürmesini istedi...
Adamın arkasından donuk bir ifadeyle bakıyordu...
Donuk ifadesini çalan telefon bölünce hemen telefonu açıp dinledi...
Birkaç saniye sonra yanıma koşar adımlarla gelip elimi tuttu..
Elimi tuttuktan sonra beni dışarıya doğru sürüklenmesine izin verdim....
Arabaya binip kemerini hızlı bir şekilde bağlayan Jungkook'a baktım...
"Noldu jungkook... " deyince arabayı hızlı sürüp yola girdi...
"Ha-rin kızı bulmuşlar..." deyince gülümseyerek yüzüne baktım...
"Ne yapacağız şimdi... Kız konuşmak istemezse... Baskı altındaysa ne yapacağız..." deyince yüzüme baktı...
Yüzüme bakmasıyla önüne dönmesi bir oldu.. Kaza yapmak istemediğinden dolayı gözlerini yoldan ayırmadı...
"Onunla.... Sen konuşacaksın..."
Bu bölüm nasıldı arkadaşlar....
Bir voteyi çok görme sayın okuyucularım ❣️