not yardımı/texting

By solaldin

1.2M 76.5K 13.8K

05** *** 0987: sorması ayıp Selim değilseniz siz kimsiniz? Siz: ben Selin Siz: sanırım arkadaşınızla isimleri... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
46
47
48
49
50
51
52
53
54-FİNAL
Özel bölüm

45

12K 905 126
By solaldin

"Ben yap desem bu kadar şey yapmazsın Selin." Dedi annem. Yaptığım cheesecakei de sofraya koyarak masaya son kez baktım. "Ne zaman yap dedin de yapmadım anne." Dedim bakmaya devam ederken. "Çok konuşma da yaptığın üçüncü kurabiyeyi sofraya koymayı unutmuşsun, onu getir." Demesiyle gözlerim kurabiyeyi aradı. Bir koşu mutfağa gidip onu da getirdim.

Onu da sofraya koyarken "niye üç çeşit kurabiye yaptın kızım, bir çeşit neyine yetmiyor?" Diyen anneme baktım. Evet üç çeşit kurabiye yapmıştım çünkü Batı yaptığım kurabiyeleri çok seviyordu. "Üç tarifte hoşuma gitti üçünü de yaptım anne." Dedim geçiştirircesine. Bunu dememle kapı çaldı ve yerimde zıplayarak "geldiler!" Dedim heyecanla.

"Kızım ne bu heyecan? Git kapıya bak, hadi." Demesiyle kapıya doğru koştum ve hızla açtım. Görüş alanıma ilk Selim girdi. Sevinçle "Selin!" Dedi ve kollarını açtı. Bende aynı sevinçle "Selim!" Dedim ve ona sarıldım. "Çok özledim seni!" Dedi ağlamaklı bir sesle. "Bende, bende."

Nilay yanımıza gelerek Selim'i ittirdi ve "Selin!" Diyerek bana sarıldı. "Nilay, hoşgeldin." Dedim sevinçle. Bana sarılmaya devam ederken "hoşbulduk!" Dedi coşkuyla.

Batı burda olduğunu farkettirmek için hafifçe öksürdü. Nilay benden ayrılarak Batı'ya yan yan baktı. "Ay tamam, sanki yedik!" Diyerek benden ayrıldı. Batı memnuniyetle yanıma geldi ve bana sarıldı. Bizim uzun sarılmamıza karşılık Selim "sanki dün görüşmemişsiniz gibi özlem gidermeniz beni benden aldı şuan. Hadi çekilin kapının önünden de içeri geçelim." Dedi. Batı homurdanarak benden ayrıldı ve bende kenara çekilerek geçmelerine izin verdim.

İçeri girmeleriyle yavru kediye dönüşmeleri bir oldu çünkü annemi görmüşlerdi. Üçü de ellerini önlerinde birleştirerek anneme bakıyorlardı. Annem onlara gülerek "hoşgeldiniz." Dedi. Üçü de kafalarını öne eğerek "hoşbulduk." Dediler. Yani tanımasam camiden hiç çıkmaz, yalanı ağzına koymaz, haramdan uzak, Allah yolunda gençler sanırdım. Ama tanımasaydım.

Selim bana döndü ve annemi göstererek "Selin, ablan mı?" Diye sordu. Yanındaki Nilay göz devirdi. Batı ise kaşlarını çatarak Selim'e baktı. Annem gülerek "Yok ben annesiyim." Dedi. Belli ki hoşuna gitmişti. "O kadar genç duruyorsunuz ki sizi ablası sandım, kusura bakmayın." Dedi gülerek.

Elimle önce onları göstererek. "Batı, Selim ve Nilay." Dedim tek tek. Daha sonra annemi göstererek "bu da annem." Annem samimi bir gülüşle onlara bakmaya devam etti. "Maşallah hepiniz pırıl pırıl gençlersniz." Dedi ve devam etti. "Buyrun geçin, ayakta kalmayın, rahatınıza bakın. Ben zaten gideceğim birazdan."

"E kalsaydınız bizle." Dedi Nilay. "Ben gençlere ayak uyduramam." Dedi annem gülerek. "O ne demek? Siz çok gençsiniz." Dedi Batı. Kahkaha atmamak için dudaklarımı birbirine bastırdım. Bu anlamsız muhabbeti daha fazla uzatmamak için "Hadi sofraya geçin. Açsınızdır, bende çayları doldurup geleyim." Dedim ve mutfağa gittim.

Çayları doldururken mutfağa annem girdi ve yanıma geldi. "Maşallah arkadaşların pekte güzel." Demesiyle güldüm. Bana yaklaşarak "hangisi erkek arkadaşın?" Diye sordu. Gözlerim kocaman açıldı. "Anne ne erkek arkadaşı? Saçmalama. Olsa söylerdim dimi, ne alakası var şimdi!" Diye yükseldim. Hiç belli etmiyorsun, gerçekten!

"Aynen Selin, bende salağım zaten. Farkında değilim sanki telefonda geç saatlere kadar konuşmanın, gülerek mesajlaşmalarının. Burda okuyan çocuk mu? O dimi. Bize dershaneye gidiyorum diyip buluştuğun çocuk o mu?" Ağzım bir karış açıldı. "Anne nerden çıkarttın bunu?"

Evet doğruydu. Dershaneye diye çıkıp Batı'yla buluşuyordum ama arada bana derte çalıştırıyordu. Yani teknik olarak yalan söylemiş olmuyordum. "Sanki ben senin dershane saatlerini bilmiyorum Selin? Hadi söyle şimdi, o mu? Batı." Bunu demesiyle yanaklarım alev almaya başlamıştı. Anne sırası mı şimdi?!

Hızlıca kafamı salladım. "Yakışıklıymış." Dedi ve kolumu cimcikleyerek "aferin kız!" Dedi. Yüzümü buruşturarak Kolumu sıvazladım. "Anne napıyorsun ya?!" Annem ellerini göğüslerinde bağlayarak bana baktı. "Baban da farkında bu hallerinin, bir gün yemeğe çağır da babanla tanıştır."

Gözlerimi kocaman açarak ona döndüm. "Anne!" Annem omuzlarını silkerek "Ne var? Merak ediyor adam." Dedi. Gözlerimi devirdim. Muhabbetin daha fazla uzamaması için tepsiyi elime aldım ve mutfaktan çıktım. Batılar çoktan masaya geçmişti.

Benim peşimden Annem de odaya girdi ve "size afiyet olsun çocuklar. Ben çıkıyorum." Dedi. Tam giderken bize tekrar döndü ve gülerek "Maşallah." Diyip evden çıktı. Sanırım bu söz Batı'yaydı.

Batı da fark etmiş olacak ki bana bakıp güldü. Diğerleri fakretmemişti çünkü şuan onlar için tek önemli şey yemekti. Çoktan başlamışlardı. Batı imayla "e afiyet olsun o zaman." Dedi. Selim börekten bir ısırık alarak "sanada, sahada." Diyerek geçiştirdi ve tekrar tabağına gömüldü. Nilay'ın da Selim'den farkı yoktu.

Batı onları hayretle izledi "lan size İzmir'de yemek vermiyorlar mıydı, napıyorsunux?!" Dedi sitemle. Nilay elini sallayarak "dolmayı uzatsana." Dedi Batı'nın söylediklerini yok sayarak. Batı bir ya sabır çekerek dolmayı Nilay'a uzattı.

Selim nihayet kafasını tabağından kaldırarak bana baktı. "Valla Selin annenin ellerine sağlık, her şey o kadar güzel ki parmaklarını yersin deyimini icraata geçireceğim." Gülerek ona baktım. "Annem yapmadı, hepsini ben yaptım." Dedim gururla.

İkiside şok olmuş bir şekilde bana baktı. "Hepsini?" Diye sordu Nilay. Kafamı aşağı yukarı salladım. "Valla alnı öpülecek insansın Selin." Dedi Selim ve tekrar yemeğe gömüldü. Nilay Batı'ya bakarak "bende nasıl kilo aldı diyordum." Dedi. peşinden Selim "buldu güzel yemek yapan kızı. Şanslı herif." Diyerek sitem etti kendi kendine. "Senin yok diye kıskanma." Dedi Batı nispet yapar gibi. Selim ağzındaki lokmayı çiğnerken ona göz devirdi.

Batı'nın kurabiyelerden birine uzanmasıyla pür dikkat ona baktım. Kurabiyeyi ağzına attı ve gülerek bana baktı. Memnuniyetle bende ona güldüm ve yemeye başladım. Bir süre sonra Selim bize olan özlemini anlatarak yemeğimizi yiyip bitirmiştik. O kadar acıklı ve içten anlatıyordu ki insanın gerçekten ağlayası geliyordu. "Kanmayın bunun duygu sömürüylerine, İzmir'de çok mutlu. Her gün sahilde kızlara yürüyor." Diyen Nilay'la tüm atmosfer bozuldu. "Aynen kardeşim, İzmir bizsiz gercekten çok kötüymüş." Dedi Batı imayla.

"Boşverin beni ya, siz kendinizi anlatın." Dedi Selim olaydan sıvışmak için ve devam etti. "Nasıl gidiyor çifte kumrular?" Dedi göz kırparak. Batı yüzünü buruşturarak ona baktı. "İyi gidiyor." Dedim. Batı'nın çalan telefonuna baktım ve gördüğüm isimle gerildim. Derin bir nefes vererek "İyi gidiyordu." Dememle Batı telefonunu kapatarak ters çevirdi.

Nilay yan gözle Selim'e baktı. Selim'de ona. Bir şeyler olduğunu anlamışlardı. Daha demin arayan Didem'di. Batı'nın üniversiteden arkadaşıydı. Yani Batı'ya göre arkadaştı ama Didem'e göre pek öyle değil gibiydi. "Noldu birden?" Diye sordu Nilay çekinerek. "Hiç, Batı'nın bir arkadaşı varda her işi düştüğünde sürekli Batı'yı arıyor. Ama ne hikmetse sadece Batı'yı arıyor."

"Yazık, belki başka arkadaşı yoktur." Dedi Selim. Ortamı yumuşatmak isteğinin farkındaydım. Yunuşatmaya gerekte yoktu. Şuan kendi kendime yükselmiştim. "Tamam kapatalım bu konuyu, bir daha aramaz zaten." Dedi ve masanın altından elimi tuttu. Bu benim kötü hissetmeme neden olmuştu çünkü şuan onu suçladığımı düşünüyordu. Ama öyle değildi. Sinirim sadece o kızaydı ama sinirimi sadece Batı görüyordu ve ona karşı olduğunu düşünüyordu.

Derin bir nefes alarak elimi ondan çektim ve ellerimj birbirine çarkaparak "Hadi uno oynayalım!" Dedim sevinçle. Nilay ve Selim bana heyecanla baktılar. "Hayır önce bunları toplayalım."dedi Batı ikisine bakarak. "Boşverin, ben hallederim sonra." Batı eline bir tabak alarak ayağa kalktı. "Olmaz öyle." Dedi ve eğilerek yanağımı öptü. "Ay hanımına işte yaptırmazmış." Diyen Selim eline bir tabak alarak ayağa kalktı.

Biraz zaman sonra sofra toplama işi bitmişti. Bende hemen unoyu getirdim ve oynamaya başladık. Kartları dağıttıktan sonra Batı Selim'e bakarak "Bak bu sefer de hile falan yaparsan yemin ediyorum boğarım seni çocuk!" Diyerek tehdit etti. "Evet Selim. Her uno oynayışımızda hile yapıyorsun yeter artık lan!" Dedi Nilay'da.

"Tamam tamam. Hakkımla kazanacağım bu oyunu." Diyerek ellerini hafifçe havaya kaldırdı. Gerçekten de hakkıyla kazanmıştı. Tüm oyun boyunca üçümüz de pür dikkat onu izlemiştik. Son kartını da ortaya koydu ve "ben kazanamayacağım oyuna girmem arkadaşlar." Dedi. Hepimiz sinirle kartlarımızı ortaya attık.

"Oğlum napıyorsun sen bu kartları, kaşla göz arasında yiyor musun? Nasıl hemen bitebilir?!" Diyerek sitem etti. "Bükemediğin eli öpeceksin Batıcım." Diyerek elini Batı'ya uzattı. Batı Selim'in eline vurdu. Selim ise hiç aldırmadan Batı'nın yanağından makas aldı.

"Ulan keşke parayla oynasaydık!" Selim'in bir anda yükselmesiyle hepimiz ona döndük. "Biz kumara karşıyız." Dedim ellerimi kaldırarak. "Selin yeme beni. Kıbrıs'ta kumarhane fikrini aklıma sokan kimdi?" Dedi sitemle. Gözlerimi kısarak "Allah kuru iftiradan saklasın, gerçekten." Dedim alıngan bir sesle.

"Neyse ben bir lavaboya gideyim. Neredeydi?" Diye sordu. Elimle işaret ederek "koridorun sonunda." Dedim. Ayağa kalktı. Ayağa kalkmasıyla birkaç kartın halıya dökülmesi bir oldu. Hepimiz şokla bir kartlara, bir Selim'e baktık. Selim ise Korkuyla bize bakıyordu. "Aa nerden çıktı ya onlar?" Dedi sahte bir şaşkınlıkla.

"Onları orda unutmuşum herhalde, görüyor musun işi?" Dedi gülerek. Batı yavaş yavaş ayağa kalktı. Selim birkaç adım geri atarak "gelme üzerime katil!" Dedi. "Ne ara soktun lan o kartları götüne!" Dedi Batı dişlerinin arasından. "Bende anlamadım, cebime sıkışıvermişler." Dedi Selim geri geri giderken.

"Ulan bir oyunda da hile yapmasan dişimi kıracağım!" Diye yükseldi Batı. Selim tam kaçarken üstüne atladı ve ikisi de koltuğa düştü. Batı eline yastığı alarak Selim'e vurmaya başladı. "Harama el sürme diye kaç kere diyeceğim lan!" Dedi ve daha çok vurmaya başladı. Selim ise Batı'nın hamlelerinden kurtulmaya çalışırken "önce beni bir dinle." Diyordu. "Sor bir niye yaptım?"

Batı durdu ve ciddi ciddi "niye?" Diye sordu. "Sizi yenmek için." Dedi Selim ve bir kahkaha attı. Batı daha çok sinirlenmişti "ulan hala dalga geçiyor!" Selim'e daha sert vurmaya başladı. Nilay hemen telefonunu çıkardı ve onları çekmeye başladı. "Her moralim bozulduğunda açıp açıp izlerim ben bunu." Dedi ve bir kahkaha attı.

Onları gülerek izlemeye devam ederken gözüm Batı'nın çalan telefonuna kaydı ve gülüşüm yüzümde asılı kaldı.

....

SELAM. nasılsınız, iyi misiniz? Umarim iyisinizdir. Ay boyle bir şey yapmak istemezdim ama yani kaos lazım anlatabiliyor muyum? BU ARADA medyadaki foto tam Selim yani. Gördüm ve Selim Dedim. Çok hoşuma gitti. Umarım sizde begenmissinizdir.

Neyse umarım bölümü begenmissinizdir. Ben kaçanzi artik. Birdahaki bölümde görüşelim. Sizi seviyorum, öptüm. Behlül kaçar.

Continue Reading

You'll Also Like

1M 22.9K 39
Tam sınıftan çıkıcaktım ki gelen sesle dikildim kaldım."sen kal ada yapamadığın son soruya bakalım" OLUR OLUR HOCAM BAKALIM. Dırırııırıırıfırı Canı...
2.6K 180 16
Aklıma bir fikir geldiği için yazıyorum ne kadar devam ettirebilirim bilmiyorum.
477K 18.3K 62
Yaklaşık yarım saat olmuştu. Hava iyice soğumuştu. Ve yağmur atıştırıyordu. O da gelmemişti. Bense bir ümit hala oturduğum salıncakta bekliyordum. A...
1.6K 106 6
Seni bilmem ama bence bu kadrajın gördüğü en güzel şey senin gözlerin Eslem...