𝓞𝓶𝔃𝓾𝓶𝓭𝓪𝓴𝓲 𝓨𝓾𝓴

By oylesinebiriiiii07

55.1K 4.6K 1.5K

Yıllarca anne ve babasının nefretiyle büyümüştü güneş.Bir kaç ay önce alt katlarına taşınan kız ile birlikte... More

"Bölüm 1"
"Bölüm 2"
"Bölüm 4"
"Bölüm 5"
"Bölüm 6"
"Bölüm 7"
Bölüm 8
"Bölüm 9"
"Bölüm 10"
"Bölüm 11"
"Bölüm 12"
"Bölüm 13"
"Bölüm 14"
"Bölüm 15"
"Bölüm 16"
"Bölüm 17"
"Bölüm 18"
"Bölüm 19"
"Bölüm 20"
"Bölüm 21"
"Bölüm 22"
"Bölüm 23"
"Bölüm 24"
"Bölüm 25"
"Bölüm 26"
"Bölüm 27"
"Bölüm 28"
"Bölüm 29"
"Bölüm 30"

"Bölüm 3"

2.7K 134 61
By oylesinebiriiiii07

"Siz nerden tanışıyorsunuz?"dedim merakla.

"Evet nerden tanışıyorsunuz?"dedi gökçe.

Bir şey demeden bir kaç saniye daha bakıştılar.

"Liseden arkadaşız"dedi annem.

"Ne"dedim şaşkınlıkla.

"Vay be!"dedi gökçe.

"İçeri davet etmeyecek miyiz?"dedi görkem abi sabırsızca.

"Doğru doğru"dedi Ceyda teyze yeni kendine gelirken,kenara çekildi,"buyrun, hoşgeldiniz"
Dedi.

"Hoşbulduk hoşbulduk"dedim içeri girerken.Annemlerde arkamdan girmişlerdi,ben salonu bildiğim için direkt oraya geçmiştim.Annemlerde beni takip etmişlerdi.

Herkes koltuklara geçerken, gökçe yanıma oturmuştu.

"Nasıl tanışıyorlar ben hala şok"dedi gülümseyerek.

"Bende öyle"dedim.

"Uzun zaman oldu"dedi Ceyda teyze,anneme bakıyordu,"en son ne zaman görüşmüştük?"

Annem hiç bir şey demeden Ceyda teyzeye bakmaya devam etti.
Bir kaç saniye bakıştılar.
Sessizliği bozan kişi semih amca oldu.

"Düğünde"dedi Semih amca ifadesizce.

"Kimin düğünü?"dedi senem merakla.

Annem önce seneme döndü,bir kaç saniye baktıktan sonra tekrar Ceyda teyzelere döndü,"bir akrabanın düğününde"dedi.

"Ortamdaki gerginliği bir ben fark ediyor olamam değil mi?"dedi gökçe fısıldayarak.

"Evet evet bende fark ediyorum"dedim sessizce.

"Hadi biz güneşle çayları koyalım"dedi gökçe, hızlıca ayağa kalkıp benide yanına çekti.

"Gökçe hazırladığımız tabakları da getirirsiniz"dedi Ceyda teyze.

"O iş bizde"dedim gülümseyerek.Gökçe ile hızlıca mutfağa gittik.

"Lise arkadaşıyız dediler ama bir soğukluk var"dedi gökçe bardakları çıkarırken.

"Acaba küsler miydi?"dedim, çay kadınlarını çıkarırken.

Görkem abi mutfağa girdiğinde bakışlarımız ona döndü."bir tuhaflık var bencede"

"Çıkar kokusu"dedim,kaşıkları tepsiye koyarken.

"Hayır babamlarında ne çok lise arkadaşı var, geçende gelmişlerdi ya"dedi gökçe.

"Aaa evet onlarda lise arkadaşı demiştin"dedim yeni aydınlanıyor gibi.

"Fatih amcacım ya,onlarla kendimi bilelim bileli yakınız zaten de"dedi gökçe gülümseyerek.

"Pınar abla süper kadın"dedi görkem abi.

"Muhteşem bir çiftlerdi"dedi gökçe, çayları doldurmuş ve çaydanlığı tekrar ocağa koymuştu.
"Abilerin gülü,hadi sen şu tabakalardan al güneşle birlikte.Bende çayları getireyim"dedi.

Biz elimize ikişer tabak alırken arka arkaya mutfaktan çıkmıştık.Odaya girdiğimiz de herkes sessizdi.
Gökçe çayları dağıtırken,bizde hızlıca tabakları vermiştik.Tekrar mutfağa dönüp ikişer tabak daha aldık görkem abiyle.

Bütün her şeyi dağıttıktan sonra yerimize geri oturduk.

"Ee görkem kaç yaşındasın sen?"dedi annem,muhabbet açmaya çalışıyor gibiydi.

"On dokuz"dedi görkem abi.

"Okul nasıl yani üniversiteye falan gidiyor musun?"dedi annem.

"Geçen sene sınava girdim istediğim yeri tuturamayınca tekrar sınava girdim bu sene, inşallah tutacak"dedi görkem abi.

"İnşallah, hayırlısı olsun"dedi annem.

"İnşallah Nesrin teyze"dedi görkem abi.

"Hangi mesleği isiyorsun?"dedi babam.

"Diş hekimi olacağım"dedi görkem abi.

"Vaov zekisin he"dedim gülümsüyerek.

Görkem abi bana döndü,"yani diş hekimi olacak kadar zekiyim diyelim"dedi gülümseyerek.

"Sen hangi liseyi kazandın gökçe?"dedi annem.

"LGS puanım o kadar da iyi değil,O gün sınavında tatsız olaylar yaşadığım için puanım aşırı düşük,iki sokak arkadaki okula gideceğim"dedi gökçe.

"Güneşte oraya gidecek"dedi annem,"ne olmak istiyorsun peki?"

"Avukat"dedi gökçe kendinden emin bir şekilde.

"Güneş sen ne olmak istiyorsun?"dedi Ceyda teyze.

"Ben mi..."dedim,"ben henüz karar vermedim"

"Senden de bu beklenirdi zaten"dedi babam.

"Öyle demeyin Fikret bey,daha meslek seçmek için erken yaşları,daha kararları çok değişecek"dedi Ceyda teyze.

"Aynen aynen"dedi babam,sonrasında ayağa kalktı,"hadi kalkalım"dedi.

Gelmeden bizi uyardığı için bir şey demeden ayaklandık.

"Daha otursaydınız"dedi Ceyda teyze.

"Daha sonra belki"dedi annem.Kapıya yönelirken, görkem abi önümüzdeki geçip kapıyı açmıştı.

"Yine bekleriz"dedi semih amca soğuk bir sesle.

Babam ağzının içinde bir şeyler söyleyip ayakkabılarını giydi.

"Bizede buyrun gelin"dedi annem gülümsemeye çalışarak.Biz merdivenlere yönelirken Ceyda teyzeler kapıyı kapatmıştı.

Babam önden çıkıp çoktan eve girmişti.Açık bıraktığı için hızlıca peşinden girdik.Annem kapıyı kapatır kapatmaz babam bana doğru döndü.

"bir daha gökçelere gitmiyorsun!"dedi yüksek bir sesle.

"Ne?"dedim şaşkınlıkla.Ne demek gökçelere gitmiyorsun?Ne yaşıyordu bu adam.

"Gitmeyeceksin, görüşmeyeceksin onunla!"dedi babam,sinirli gözüküyordu,neye sinirlenmişti bu kadar?

"Baba ne oluyor ya?"dedim merakla.

"Bir daha onlara gitmeyeceksin dedim bitti!"dedi babam, arkasını dönüp salona giderken bende anneme doğru döndüm.

"Anne ya!"dedim isyan edercesine.

"Baban ne derse o"dedi annem,beni dinlemeden mutfağa girdi.

"İyi kızdı aslında yazık oldu artık"dedi senem alayla.

"Kapa çeneni sana patlarım bak!"dedim sinirle.Odama doğru döndüğümde senem hala gülüyordu.

Odama girdim ve kapıyı kapattım.

Babamı anlamak gerçekten çok zordu,neden gökçe ile konuşmama izin vermiyor,neden bu gece Ceyda teyzelerle birlikte gergindiler? Bir şeyler vardı ama yakında çıkar kokusu.

Üstümdeki kıyafetleri çıkarıp, yatağımın üzerinde duran pijamalarımı giydim.Kirlileri sepete attıktan sonra telefonumu elime alıp yatağa yattım.

Teyzemler sabah erken geleceği için bir kaç alarm kurduktan sonra telefonumu yastığın altına koyup gözlerimi kapattım.

Babam ne derse desin gökçe ile bağımı koparmayacaktım.

                             🤍

Alarmla birlikte gözümü açtığımda, yastığımın altındaki telefonumu alıp alarmı kapattım.Esneyerek yataktan kalktım ve odamdan çıktım.Mutfaktan tıkırtılar duyunca annemin kahvaltı hazırladığını anlayıp banyoya girdim.Soğuk suyla yüzümü yıkadıktan sonra tekrar odama girdim.

Bugün teyzemlerin evini yerleştirceğimiz için üzerime rahat bir şeyler giymem gerekiyordu.Siyah bir eşofman altı ve siyah bir tişört çıkardım.

Pijamalarımı çıkartıp, diğer eşyalarımı giydim.Pijamalarımı katlayıp, çalışma sandeleyeme koydum ve dönüp yatağımı topladım.Pijamalarımı yatağın üzerine koyduktan sonra tarağı aldım ve dolabımın kapağında asılı olan boy aynasının karşısına geçtim.Kollarımdaki morluklar Gözüktüğü için yazın ortasında ince bir hırka giymek zorunda kaldım.

Saçlarım baya karışıktı.Kabarmasın diye hızlıca sprey sıkıp taradım.At kuyruğu toplayıp perçemlerimi serbest bıraktım.
Tarağı yerine koyup,telefonumu aldım ve odadan çıktım.

Mutfağa girdiğimde babam masada otururken,annem çay dolduruyordu.

"Günaydın"dedim ve yerime oturdum.

"Günaydın"dedi annem düz bir sesle.Babam her zamanki gibi cevap verme tenezzülün de bile bulunmamıştı.

"Günaydın seçkin ailesi!"dedi senem neşeli bir sesle mutfağa girerken.

"Günaydın güzel kızım"dedi babam gülümseyerek.Senem babamın yanına kadar geldi ve yanağını öpüp yerine oturdu.

"Günaydın kızım"dedi annem,kendi yerine geçerken.

"Teyzemlere ne zaman gidiyoruz"dedim tabağıma peynir alırken.

"Bir saate çıkarız"dedi annem.

"Teyzenlere derken?"dedi babam merakla.

"Söylemedin mi anne?"dedim.

"Neyi?"dedi babam.

"İpekler buraya taşınıyor"dedi annem.

"Nasıl?"dedi babam.

"Cemil tayinini buraya geri aldırmış,zaten evi satmamışlardı bugünde geliyorlar,bir saate falan burda olurlar,bizde yardıma gideceğiz işte"dedi annem, gülümseyerek.Kardeşi geliyor diye baya mutluydu.

Kahvaltı faslını bitirdikten sonra,annemlerde hazır olduktan sonra evden çıkmıştık.Babam işe giderken bizide bırakmış ve işe öyle gitmişti.

Hızlıca merdivenleri çıkarken annem arkamdan bağırıyordu,"güneş düşeceksin!"dedi.Tabiki dinlemeyip koşmaya devam ettim.Dairenin önüne geldiğimde nefes nefese zile bastım.

Saniyeler içinde kapı açılmış ve teyzem karşımda belirmişti.

"Güneş!"dedi teyzem gülümseyerek.

"Teyzelerin gülü!"dedim kollarımı ona dolarken."hoşgeldiniz!"dedim.

"Hoşbulduk kuzum"dedi teyzem saçlarımı öperken.

"Kardeşimi yedin bitirdin banada bırak!"dedi annem, teyzemden ayrıldım ve ayakkabılarımı çıkarıp eve girdim.

"Kadir abi nerdesin!"dedim salona doğru yürürken.

"Çitlembik!"diyen kadir abimin sesini duyunca arkamı döndüm.Kendi odası olduğum odanın önünde duruyordu.

Hızlıca ona doğru yürürken, önümdeki kutu görmeyip kutuya takıldım,sendelerken son anda dengemi korudum.

"Dikkat et kız!"dedi Kadir abim bana doğru gelirken.Yanıma geldiğinde sıkıca sarıldım.Başım göğüsüne denk gelirken, şaşkınlıkla geri çekildim.

"Ne ara bu kadar uzadın sen!"dedim.

"Vallaha bilemiyorum"dedi Kadir abim.

"Boyun kaç?"dedim merakla.

"1.86"dedi.

"Vay anasını be!"dedim ve tekrar kollarının arasına girdim,"çok özlemiştim!"

"Bende seni çok özledim"dedi Kadir abim saçımı öperken.Geri çekildi,"ben uzadım da sen hala ufak kalmışsın!"dedi gülerek.

"Hiçte bile boyum bir 1.68!"dedim.

"Tamam tamam inandım say"dedi.

"Kadir abi!"dedi senem heyacanla bize doğru gelirken

"Bu cadıyı da mı getirdiniz?"dedi Kadir abim.

"Ya kadir abi ya!"dedi senem gülerek.Çoktan Kadir abime sarılmıştı.

"Senide çok özledim cadı!"dedi Kadir abim senemin saçını öperken.

"Bende seni çok özledim!"dedi senem.Kadir abimle araları benim kadar iyi olmasada, iyiydi.

"Kadir!"dedi annem kollarını açmış Kadir abime doğru gelirken.Senem Kadir abimden ayrılırken annem sarılmıştı.Kadir abim bir kaç saniye sarıldıktan sonra hemen geri çekildi.

Etraftaki kolilere baktığımda derin bir iç çektim,hadi bismillah bu akşam bitecek inşallah.

Kadir abim gülerek, kolunu omzuma attı,"bunların hepsini sana yerleştitireceğim"dedi.

"Saçmalama!"dedim gözlerimi açarak.

"Şaka şaka"dedi saçlarımı karıştırırken.

"Ulan daha yeni taradım be!"dedim saçlarımı düzeltmeye çalışırken.

Zil çalınca teyzem kapıya doğru yöneldi.

"Mızmızlanma!"dedi Kadir abim.

"Ya destur daha yeni geldin hemen bezdirmesene kendinden"dedim.

"Benden bıktın mı?"dedi dudaklarını büzerek.Koskoca çocuk küçük bir bebeğe dönmüştü.

"Şaka şaka gül diye"dedim.

Kapı açılırken,anneannemin sesi evi doldurmuştu,"oy kızım benim!"

"Aha geldi Neriman sultan"dedi Kadir abim.kapıya doğru gittiğimizde sadece onun gelmediğini gördük.Dayımın karısı olan Sibel yengem, çocukları İlker abim ve kumru da gelmişti.

"Kadir!"dedi İlker abim içeri girerken.

"Hoşgeldiniz"dedi Kadir abim ilker abime sarılırken.

"Asıl siz hoşgeldiniz"dedi İlker abim,Kadir abimle aralarında bir yaş vardı.İlker abim on sekiz kadir abim on yedi yaşındaydı.

"Naber senem"dedi kumru yanımıza gelirken.

"İyi kumru abla senden naber"dedi senem,kumru benimle yaşıttı.

Kadir abimle İlker abim ayrılınca kumru beni es geçip Kadir abime döndü,"hoşgeldin kadir abi!"dedi gülümseyerek.

"Hoşbulduk abicim"dedi Kadir abim.Kısaca sarıldıktan sonra Sibel yengeme döndü.Onunlada merhabalaştıktan sonra sıra anneanneme gelmişti.

"Sultanım!"dedi Kadir abim.

"Oy paşam benim!"dedi anneannem,Kadir abimi kollarının arasına alırken.

Dakikalarca hasret giderdikten sonra sonunda iş bölümü yapmaya karar vermiştik.

"Ablam,ben ve Sibel mutfağı yapalım"dedi teyzem.

"Ben güneşi alayım ve benim odamı temizleyelim"dedi Kadir abim.

"Yandım ya!"dedim gülümseyerek,kadir abim burnumdan getirecekti.

"Bende yardım edeyim isterseniz"dedi kumru.

"Yok yok biz güneşle hallederiz"dedi Kadir abim.

"Bende senem ve kumru ile salonu yapayım"dedi anneannem.

"Kim işini daha önce bititirse,yatak odasına veya banyolara geçer"dedi Sibel yengem.

"Ben ne yapacağım?"dedi İlker abim.

"Sen ortada dolaş kimin yardıma ihtiyacı olursa ona git"dedi teyzem.

"Tamamdır"dedi İlker abim.

"Hadi iş başına!"dedi anneannem.

Herkes kendi odalarına dağılmıştı.
Kadir abim yatağın üzerine oturmuş önündeki kutuyu boşaltıyordu.

"Bunda kıyafetler var,aç bakayım dolabı ben vereyim sen as"dediğinde dolabın kapaklarını açtım.

"Tamamdır"dedim.Bana doğru uzattığı bir kaç kıyafeti direkt astım,teyzem kolilere askıları ile birlikte koyduğu için işimiz daha kolaydı.

Odanın kapısı açıldığında bakışlarımız kapıya dönmüştü.İlker abim odaya girip kapıyı kapattı.

"Benide yanınıza alın,bu kadınlar beni yer orda!"dedi, artık iki dakikada içeride ne yaptılarsa sarı saçları dağılmıştı.Eliyle saçlarını düzeltip yatağa oturdu.

"Gel gel"dedi Kadir abim gülerken.

On dakika içinde hızlıca bütün kıyafetleri dolaba koymuştuk.

"Aferin kız çitlembik,elin hızlı vallahi"dedi Kadir abim.

"Ne sandın aslanım"dedim böbürlenerek.Yere kitapların durduğu kolinin yanına çömeldim ve kutuyu açtım,"bunlar kitaplığa dizilecek değil mi?"

"Evet evet"dedi Kadir abim başka bir koli açarken,İlker abim hala yatakta oturuyor ve bizi izliyordu.

Elime iki kitap alıp kalkarken arasından bir şey yere düştü.Bakışlarım yere kayarken, ayağımın dibine düşen fotoğrafı gördüm.Eğilip fotoğrafı elime aldım.

İki-üç yaşlarında bir oğlan çocuğu yerde oturuyordu.Yanlarında teyzem ve annem vardı.Annemlerin elinde de iki küçük bebek vardı.

"Bunlar kim?"dedim merakla.

Kadir abimin bana doğru döndüğünde, bakışları elimdeki fotoğrafa kaydı.Bir kaç saniye boş boş baktıktan sonra Fotoğrafı elimden aldı.

"Alt komşumuzun oğulları,biri benim zaten diğerleri de komşunun oğullarıydı"dedi hızlıca.

"Anladım"dedim elimdeki kitapları kitaplığa koyarken.Kadir abim fotoğrafı komidinin çekmecesine koyup kutuyu boşaltmaya devam etti.

Nerdeyse bir saat sonunda bütün odayı yerleştirmiştik.

"Oh yorulduk vallaha"dedim, yatağın üzerine otururken.

"Vallaha yorulduk ha"dedi İlker abim.

"Aynen sen baya yoruldun"dedi Kadir abim yanıma otururken.

"Sus oğlum"dedi İlker abim.

"Ay yeter zaten çok sıcak bunaldım bir de siz bunaltmayın!"dedim isyan edercesine.

"Çıkarsana hırkanı kızım bunalırsın tabi"dedi Kadir abim.

"Yok ince zaten bu"dedim hırkayı düzeltirken.

"Lan piştim diyorsun çıkarsana"dedi tekrar.

"Yok iyi böyle ya,ben onu lafın gelişi söylemiştim"dedim.

Kadir abim duraksadı ve gözlerimin içine baktı.Kaşları hafif hafif çatılmaya başlamıştı.Kaç saniye,hatta kaç dakika geçmişti bilmiyordum ama baya bakışmıştık.

"Güneş..."dedi en son sessizliği bozarak.

"Efendim?"dedim anlamamazlığa gelerek.

Ben numara yapabilirdim ama o anlardı,hep anlardı.Küçükkende anlardı.Gözlerimden anlıyordu bazı şeyleri,bu aramızdaki bağı çok seviyordum ama bazen kötü sonuçlar doğurabiliyordu.

"Çıkar hırkanı"dedi dişlerini sıkarak,zor sabrediyor gibiydi.

"Ne oluyor lan?"dedi ilker abim anlamayarak.

"İlker sen annemlere baksana bı"dedi Kadir abim.

"Neden?"dedi İlker abim.

"Bir şey konuşacağız güneşle"dedi Kadir abim.

"Benden gizliniz mi var lan?"dedi ilker abim.Onunlada iyi anlaşıyorduk,ama sadece kuzen ilişkisi vardı aramızda,kadir abimle farklıydı,onunla abi-kardeş gibiydik.

"Yok ta sen çık işte bi"dedi Kadir abim.

"Tamam be"dedi İlker abim,saniyeler içinde odadan çıkıp bizi yanlız bıraktı.

Kadir abim ayağa kalktığında bende ayağa kalktım.

"Çıkar hırkanı"dedi tekrar.

"Yapma Kadir abi"dedim, gözlerim dolmaya başlamıştı.

"Asıl sen yapma güneş..."dedi Kadir abim,yutkunurken.Arkasını döndü ve bir kaç saniye sakinleşmeyi bekledi."yalan söyledin dimi?"dedi bana doğru dönerken.

Başımı öne eğdim,kadir abimler burdan taşınmadan bir ay öncesiydi.Yani iki sene öncesi,babam yine bir sebepten beni dövmüştü.Bir kaç gün kimse ile görüşmemiştim ama Kadir abim bir gün çat kapı bize gelmişti.Beni her yeri mosmor görünce çıldırmıştı.

Daha on beş yaşındaydı,ama yinede ortalığı ayağa kaldırmıştı.Dayımlar ve anneannemler duymasınlar diye baya çaba sarf etmişlerdi.Teyzem anneme baya kızmıştı ve kavga etmişlerdi.Cemil eniştemde babama kızmıştı.Annem ve babam ise gerçekten hata yaptığımı,ceza yöntemlerinin yanlış olduğunu ve bir daha yapmayacaklarını söylemişlerdi.Teyzemler ilk inanmamışlardı,babam bu yüzden bir ay boyunca el kaldırmadı,zaten teyzemler sonra taşındı ve her şey başa döndü...

Kadir abimle konuşurken, sürekli soruyordu ama ben el kaldırmadığını söylüyordum.Daha on yedi yaşındaki bir çocuk ne yapabilirdi ki?

"Güneş bak iki sene önceki kadir yok karşında, kaldırırım yine ortalığı ayağa, çıkar şu hırkanı!"dedi sinirle.

"Tamam!"dedim yüksek bir sesle.Göz yaşlarım yanaklarıma süzülürken, hırkayı çıkardım.

Kadir abimin bakışları yavaşça kollarıma kaydığında daha şiddetli ağlamaya başlamıştım.Kollarımdaki morlukları gördükçe onunda gözleri dolmuştu.

"Güneş..."dedi sessiz bir şekilde."nasıl yaptı bunları..."dedi kendi kendine.

Ellerimle yüzümü kapatıp ağlamaya devam ettim.Kadir abim beni kendine doğru çekip başımı göğsüne bastırdı.

"Nasıl inanırım ben sana ya!"dedi kendi kendine kızarken,"nasıl sorgulamam!"

"Yapma,benim yüzümden kendini suçlama"dedim boğuk çıkan bir sesle.

Kadir abim daha sıkı sarıldı ve saçlarımı öptü,"özür dilerim güneş, yanında olmadığım için çok özür dilerim..."

O böyle özür diledikçe ben daha çok ağlıyordum.Ben ağladıkça o daha sıkı sarılıp daha çok öpüyordu.Senem haksızdı,Kadir abim gözyaşlarımı önemsiyordu.Evet ne annem ne de babam önemsemiyordu ama Kadir abimin her göz yaşım için içinin acıdığını biliyordum.

Dakikalarca sakinleşmemi bekledi.
En sonunda sakinleşmiştim, geriye sadece hıçkırık seslerim kalmıştı.
Yavaşça geri çekildi ve yüzümü ellerinin arasına aldı,"daha iyi misin?"dedi

Yavaşça başımı salladım.

"Çok acıyor mu?"dedi sessiz bir şekilde.

"Acımıyor"dedim,yalan söyleyerek ne zaman kollarıma dokunsam canım yanıyordu.

"Yalan söylüyorsun"dedi

"Geçer"dedim.Onu mu teselli ediyordum yoksa kendimi mi?

"Geçecek"dedi ve derin bir nefes alıp geri çekildi,"ama ben hesap sormadan rahatlayamam"dedi, kapıya doğru yöneldiğinde koluna yapıştım.

"Abi sakın!"dedim telaşla,"ne yapacaksın saçmalama"

"Susacak mısın?"dedi şaşkınlıkla.

"Kadir abi..."dedim.

"Sen haber okumuyor musun! Kaç kadın kaç kız çocuğu can veriyor Allah'ın her günü!"dedi sinirle,"onlar gibi mi olmak istiyorsun!"

"Hayır tabiki!"dedim.

"O zaman çık önümden!"dedi sinirle.Kolumdan tutup kenara çekildiğinde acıyla inledim.Sinirle biraz kolumu sıktığı için canım yanmıştı.

Kolumu tutup kenara çekilirken,o da telaşla bana doğru döndü,"canımı mı yaktım!"dedi,"canını yaktım,neresi? Çok mu sıktım! Hay elimin ayarını"

"Dur Kadir abi bi!"dedim

Elimi kolumdan çekti ve koluma bakmaya başladı,"neresi, çok sıktım dimi! Sinirle oldu fark etmedim,ya ben sanada sinirlenmemiştim! Özür dilerim!"

"Abi tamam!"dedim yüksek bir sesle,"acımadı çok,sakin ol!"

"Emin misin?"dedi tereddütle.

"Evet"dedim.

"Özür dilerim..."dedi.

"Özür dilemene gerek yok,sakin ol o bana yeter"dedim.

"Susup oturamam bunu benden isteme"dedi sakin bir sesle.

"Eğer babama bir şey dersen daha çok sinirlenir"dedim.

"Kızım babam polis benim,iki tane delille, şikayet etsek ceza alır!"dedi Kadir abim.

"Sonra peki?"dedim,"senem ne olacak annem ne olacak?"

"Ne demek ne olacak?"dedi şaşkınlıkla.

"Annem okumamış bir kadın,elinde mesleği yok! nasıl bakacak bize! Evet babamla iyi anlaşamıyorum ama senem çok iyi anlaşıyor,babamın ona ters bir sözü bile yok! Onu babasız mı bırakalım evet anlaşamıyoruz ama o benim kardeşim!"dedim.

"Sen onları düşünüyorsan bende seni düşünüyorum, kardeşimi kaybedememem!"dedi sinirle.

"Burdayım ya işte kaybettiğin falan yok! Hem geldin artık uzakta değilsin,en ufak bir tartışmada çıkar yanına gelirim, dayağa kadar gitmez iş!"dediğimde derin bir nefes aldım.

"Bırak sadece teyzemle konuşayım o zaman"dedi sakinleşmiş bir şekilde.

"Abi..."dedim başımı yana eğerken.

"Sadece konuşacağım"dedi

"Peki"dedim.

"Banyoya git elini yüzünü yıka bende onu benim odama çağırayım"dedi ve odadan çıktı.Bende odadan çıkıp banyoya geçtim.

Gözlerim kıpkırmızı olmuştu, hızlıca yüzümü yıkayıp yanımda getirdiğim hırkayı üzerime giydim.Bir kaç dakika banyoda bekledikten sonra dışarı çıktım.Salona geçtiğimde,Anneannemin koltukta oturduğunu,senemle kumrununda halıları yere serdiğini görmüştüm anlaşılan burda işleri bitmişti.

"Oo neriman sultan!"dedim yanına doğru giderken

"Gel güzel kızım benim"dedi yanını gösterirken.yanına oturduğum gibi kollarının arasına aldı beni.

"Anneanne çalıştırıyorsun bizim elemanları"dedim gülerek.
Kumru ve senem bana dönüp ters bir bakış attılar.

"Çalışsınlar tabi!"dedi anneannem.

"Oldu mu anneanne?"dedi senem,kumru ile halıyı sermişler ve kenara çekilmişlerdi.

"Oldu aferin kuzucuklarıma!"dedi anneannem sevecen bir ses tonuyla,"size on beş dakika izin dinlenebilirsiniz!"

"Allah'ım çok şükür!"dedi kumru.Senemle birlikte hızlıca salondan çıktılar.

"Dedem napıyor, nasıl?"dedim merakla.

"İyi ne yapsın, dışarı çıkacaktı en son"dedi anneannem.

"Bayadır görmüyorum onuda nerdeyse üç hafta olacak"dedim.

"Hayırsız gelmiyorsun bize! Anca babaannene git!"dedi anneannem

"Aşk olsun anneanne seni daha çok sevdiğimi biliyorsun!"dedim

"Biliyor muyum?"dedi.

"Kız söyledim ya!"dedim gülerken.

"Sş sus aramızda, duymasın o gudubet karı"dedi gülerken.

"Of anneanne ya!"dedim yanağına bir öpücük kondurdum ve ayağa kalktım.
"Ben kadir abime bakayım"dedim ve salondan çıktım.

Kadir abimin odasına yaklaştığımda seslerini duymaya başlamıştım.

"Ya sen nasıl izin verirsin!"dedi Kadir abim sert bir sesle.

Annemden ses yoktu.

"Bir kerede gerçekten anne ol be!"dedi Kadir abim sinirle.

"Ağır konuşuyorsun..."dedi annem tireyen bir sesle.Odaya doğru yaklaştığımda kapının aralık olduğunu gördüm.

"Geçmişte bir kere yaptım,bir daha yaparım teyze! Bu sefer sadece bizim aileyi değil bütün İstanbul'u ağaya kaldırırım!"dedi Kadir abim.Bir kaç saniye susup devam etti,"ya sen nasıl izin verdin ya o senin kızın kızın!"

"Kadir yapma..."dedi annem gözlerinden yaşlar süzülürken

"Ben sana yapma demeyeceğim aksine yap, zamanında yapamadığın şeyi yap ve gerçekten anne ol!"dedi Kadir abim.

Kapıyı açtığımda ikisininde bakışları bana doğru döndü.

"Güneş..."dedi Kadir abim,annem gözyaşlarını siliyordu.

"Salonu bitirmişlerde, gidip görsek iyi olur"dedim.kabul bahane bulmakta hiç iyi değilim!

"Tamam gidelim"dedi Kadir abim yanıma gelirken,annemi oda da bırakıp salona geçtik.

"Vallahi güzel olmuş!"dedi teyzem koltuğa otururken.

"Mutfağı da bitirdik"dedi Sibel yengem.

"Hızlıyız baya kız!"dedi anneannem

"Ellerinize sağlık çok güzel olmuş"dedi Kadir abim.
Annem odaya girmişti.

"Allah razı olsun hepinizden,yatak odasını da ben hallederim siz çok uğraştınız"dedi teyzem.

"Ne demek teyze,her zaman yaparız"dedim gülümsüyerek.

"İşimiz bittiyse,fikreti arayayımda gidelim"dedi annem düz bir sesle.

"Daha yeni işimiz bitti biraz daha kalsaydık"dedim.

"Gidiyoruz dedim"dedi annem,telefonunu cebinden çıkarıp odadan çıktı.

                        ***

Teyzemden geleli saatler olmuştu,annem yol boyunca tek kelime etmemişti.Geldiğimi gibi mutfağa girmiş ve kendi kendine oyalanmıştı.Bende odamda oturmuş kitap okuyordum.Geldiğimizden beri hiç odamdan çıkmamıştım.

Kitabın son sayfasını da okuduktan sonra, kapağını kapatmıştım.
Kürk mantolu Madonna'yı Bitirmiştim.

"Yarım kalan bir aşk daha..."dedim ve kitabı kitaplığa koyup,telefonumu elime aldım,saat sekize geliyordu babam eve gelmek üzereydi.

Gökçeden gelen bildirimleri görünce mesaj kısmına girdim.

Gökçee

-napıyon kız
-insan yazar gün içinde hayırsız
-tamam tamam şaka
-ortaokuldan arkadaşlarım bir buluşma planlamış, yarın plaja gidecekmişiz, yüzmek isteyen yüzecekmiş,piknik falan yapacakmış voleybol oynayacakmışız
-dedim ki bende yanlız gitmeyeyim,hem seni arkadaşlarımla tanıştırmış olurum.
-sende gelsene benimle ne olurrr

-ne
-kızım ne işim var tanımadığım insanların içinde ayol.

-hadi be güneş tek bırakma beni lütfen!

-tamam sorarım bizimkilere
-kaçta gideceğiz?

-on buçuk gibi çıkarız sabah

-tamam haber veririm sana

-tamam aşkom

-gerizekalı sodjxjdicka

-sensin o

-tamam sus

-tm

PAUAJSJXHSJAKAK

yazdım ve mesaj sayfasından çıktım.Deli bu kız ya.

Odamın kapısı açılınca bakışlarım kapıya döndü.Senem kapının önünde durmuş bana bakıyordu.

"Babam geldi sofrada hazır seni bekliyoruz"dedi ve arkasını dönüp gitti.

Telefonumu cebime attım ve odadan çıktım.Mutfağa gittiğimde herkes sofradaydı,sessizce yerime oturdum.

"Afiyet olsun"dedi babam, kaşığı elime aldıp çorbaya daldırdım.

"Nasıl geçti temizlik?"dedi babam anneme.

"Güzel"dedi annem umursamaz bir tavırla.

"Neyin var?"dedi babam.

"Hasta olacağım sanırım kırgınlık var üzerimde"dedi annem kestirip atarak.Babam belki buna inanırdı ama ben inanmazdım.

"Baba"dedim kaşığımı masaya bırakırken.Babamın bakışları bana dönünce konuşmaya devam ettim,"yarın dışarı çıkabilir miyim?"

"Nereye?"dedi tek kaşını kaldırarak.

"Ortaokul arkadaşlarımla buluşacağım"dedim.

"Nereye gideceksiniz?"dedi.

"Sahile"dedim.

"Gökçe gelmiyor değil mi?"dedi gözlerini kısarak.

"Gelmiyor baba gelmiyor"dedim bıkkınlıkla.

"İyi git"dedi umursamaz bir tavırla.

"Teşekkürler"dedim ve yemeğimi yemeye devam ettim.

"Senem"dedi babam.

"Efendim babacım"dedi senem gülümseyerek.

"Yarın dershaneye kayıt yaptırmaya gideceğiz,ona göre"dedi babam.

"Tamam babacığım"dedi senem.

"Bak iki sene üst üste göndereceğim,seneyede gideceksin ona göre çalış,onun gibi olma"dedi babam göz ucuyla bana bakarken.

Bir el kalbimi sıkıyormuş gibiydi sanki,ben neydim ki kardeşim benim gibi olmayacaktı...

"Merak etme baba"dedi senem,bakışlarını bana çevirdi,"ben o değilim"

"Size afiyet olsun"dedim ve masadan kalktım.Ağlamamak için kendimi o kadar sıkmıştım ki odaya girer girmez göz yaşlarım akmaya başladı.

Sakinleşmek için, kulaklığımı taktım ve şarkı açtım.Yatağıma oturdum ve sırtımı yatak başlığına yasladım.

Bugünlere söve söve
Belki seni seve seve
Bazen de öpsen geçer dediğim
Bir yara gibiyim

Nasılım biliyor musun
Sokaklarıma ateş düşmüş
Söndürmeye yeter mi ki
Göz yaşlarım (göz yaşlarım)
Nasılım biliyor musun

Şakaklarıma aşklar düşmüş
İçimde bir çocuk çığlık çığlığa
Duymuyor musun
Titriyor ellerim tutmuyor musun?

Artık alışmam gerekiyordu ama,Alışmıyordum her defasında içimde bir yerlerde babasını bekleyen bir kız çocuğu vardı... Ama bilmiyor ki babası hiç gelmeyecek...

Nerdeyse bir saat geçmişti, ağlaya ağlaya kaç şarkı dinlemiştim bilmiyorum.Odamın kapısı açıldığında, hızlıca göz yaşlarımı silip kulaklığımı çıkardım.

Annem içeri doğru başını uzattı,"gelebilir miyim?"dedi.

"Gel tabi"dedim ayaklarımı bağdaş yaparken.

Annem içeri girdi ve kapıyı kapattı.Bir kaç saniye suratıma baktıktan sonra,yanıma oturdu.

"Yine mi ağladın?"dedi üzgün bir şekilde.

"Yok ağlamadım şarkı dinliyordum"dedim.

"Seni tanıyorum güneş..."dedi bakışlarını kaçırırken.

"Anne babam beni niye sevmiyor..."dedim başımı öne eğerken.

Defalarca kez sormuştum bu soruyu, dört yaşımda babam senemi parka götürürken beni almadığında sormuştum, altı yaşında düşüp kolumu kestiğimde hastaneye gelmediğinde sormuştum.İlk okulda olan gösterilere gelmediğinde sormuştum.Ortaokulda bir kez oldun veli toplantısına gelmediğinde sormuştum.

Ama yok hep aynı cevap baban seni seviyor kızım.

"Baban seni seviyor kızım"dedi annem.

Gülmeden edemedim,"sen bile kendi söylediğine inanmıyorsun anne!"dedim alayla.

"Öyle deme"dedi annem,"sadece hissettiremiyor"

"Hissettirilmeyen sevginin zerre değeri yok anne..."dedim.

Annem yutkunup gözlerini kapatırken,bende ağlamamak için kendimi sıkıyordum.

"Beni affedemiyorsun değil mi?"dedi annem, sol gözünden bir damla yaş süzüldü.

"Ben seni affediyorum aslında anne,ama artık büyüdüm babam her dövdüğünde biz aynı konuşmayı yapıyoruz seninle ve ben artık anladım"dedim.

"Neyi?"dedi titreyen sesiyle.

"Babam vururken bir kez olsun gelip engel olmuyorsun anne..."dedim, göz yaşlarım daha fazla dayanamamış akmaya başlamıştı,"sonra vicdan yapıp yanıma geliyorsun, konuşuyoruz ve ben kıyamayıp seni affediyorum.Yani kısaca sen sadece vicdanını rahatlatmaya çalışıyorsun..."

Annem uzun uzun gözlerime baktı, haklı olduğumu o da biliyordu.

"Eminim ki bu konuşmayı yapıyoruz ama babam yarın yine vurmaya kalksa sen engel olmayacaksın anne..."dedim yutkunurken.

"Haklısın kızım..."dedi başını öne eğdi,"bu saatten sonra beni affetme zaten eğer affedersen işte o zaman daha büyük bir vicdan azabı çekerim..."dedi ve derin bir nefes alıp devam etti,"senin kocaman bir kalbin var biliyorum beni bile affedersin biliyorum ama, affedersen canım daha çok yanar..."

"Anne..."dedim sus der gibi.

"İyi geceler..."dedi ve hızlıca yanımdan kalkıp odadan çıktı.

Artık küçük bir çocuk değildim... Onu kırmamak için kendimi harcıyamazdım... Evet üzülüyordu belki ama bu ben dayak yerken kurtarmıyor olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

Başım ağrımaya başlayınca yatağa uzandım ve gözlerimi kapadım.

                                🤍

Gözümü aralarken,saatin kaç olduğunu sorguladım.

Bir dakika ya,ben alarmla uyanmadım ki!

Komidinin üzerindeki telefonumu aldım ve saate baktım.Dokuz buçuğa geliyordu.Babam sekizde işe gittiği için çoktan kahvaltı yapmış olmalılardı.Yataktan kalktım ve odadan çıktım.

Televizyon sesini duyunca salona doğru yürüdüm.Annem koltukta oturmuş televiyon seyrediyordu,salona girince bakışları bana doğru döndü.

"Günaydın"dedi gülümseyerek.

"Günaydın da keşke kahvaltıya kaldırsaydın"dedim.

"Dinlen istedim dün temizlik yaparken yorulduk"dedi.

"Teşekkür ederim o zaman"dedim,"ben giyinip çıkacağım şimdi"

"Tamam annecim"dedi gülümseyerek.

Bir şey demeden odadan çıkıp banyoya gittim, hızlıca işlerimi hallettikten sonra tekrar odama doğru döndüm.Yatağımı düzeltip dolabın önüne geçtim.

Hava aşırı sıcaktı, altıma süt kahvesi,ince salaş bir pantolon çıkardım.Üzerime ise beyaz bir tişört ve beyaz gömleğimi çıkardım.Pijamalarımı çıkarıp yatağın üzerine koydum ve hızlıca diğerlerini giydim.

Aynanın karşısına geçtim ve hızlıca saçlarımı taradım, bugün toplamak yerine açık bıraktım.Kolyelerimi koyduğum kutuyu elime aldım ve içinden ucunda ufak bir papatya olan kolyeyi alıp taktım.

Son olarak çanta seçmek vardı,pantolonumla nerdeyse aynı renk olan,ufak sırt çantamı takmaya karar verdim.İçine parfümümü, kulaklığımı,şarj aletimi ve cüzdanımı koydum.

Çantayı takıp son kez aynanın karşısına geçtim,evet bir sıkıntı yoktu.
Odamdan çıktım ve kapıya yöneldim.

"Çıkıyorum ben!"dedim kapıyı açarken.

"Geç kalma"dedi annem yanıma gelirken.

Ayakkabılıktaki beyaz spor ayakkabılarımı çıkardım,"tamam geç kalmam"

"Dikkat edin kendinize"dedi.

"Ederiz ederiz"dedim ayakkabılarımı hızlıca giydim ve doğruldum,"haydi görüşürüz"dedim ve merdivenlere yöneldim.

Ben alt kata inerken annem çoktan kapıyı kapatmıştı.Gökçelerin zile basıp beklemeye başladım.

"Geliyorum!"diyen Gökçe'nin sesini duyduğumda gülmeden edemedim.
Saniyeler içinde kapı açıldı.

"Günaydın!"dedim gülümseyerek.

"Günaydın!"dedi, ayakkabılarını çıkarırken.Altına siyah bir şort ve üzerine de beyaz bir crop giymişti.
Benim gibi küçük bir siyah çanta takmıştı.

"Anne ben çıktım!"dedi ve kapıyı kapattı,"hadi yürü yürü"dedi beni merdivenlere çekelerken.

"Kız dur düşeceğiz!"dedim ama tabiki beni dinlemedi ve hızlıca inmeye devam etti benide peşinden sürükledi.
Apartmandan çıktığımızda derin bir nefes aldım.

"Kim bu arkadaşlar, kaç kişiler?"dedim merakla.

"Ya çoğu babamın arkadaşının çocukları"dedi

"Nasıl yani?"dedim.

"Ya şimdi babamın liseden bir kaç arkadaşı daha var, çocukluğumdan beri görüştüğümüz arkadaşları"dedi, karşıdan gelen otobüse eliyle işaret yaptıktan sonra tekrar bana döndü,"bir kaç arkadaşı daha var yani
Barış amca var fatih amca var falan"

Otobüsün kapıları açıldı ve içeri girdik, paraları verdikten sonra boş olan iki koltuğa oturduk.

"Onların çocukları ile zaten ilkokuldan beri arkadaşım,bir kaç kişi daha var işte ortaokulda tanıştığım, çok kişi olmayız büyük ihtimalle 8-9 kişi falan"dedi

"İyi iyi çok insan olmaması güzel bir şey"dedim.

"Evet evet"dedi.

On beş dakika sonra plaja yakın bir yerlerde inmiştik.

"Ee elimiz boş mu gideceğiz?"dedim.

"Ben dün gece kek yapmıştım çantam da o"dedi gökçe

"Banada söyleseydin ya bende bir şeyler yapardım!"dedim,köşedeki markete gözüm çarptı,"bende içecek alayım bari"

"İyi tamam"dedi ve markete doğru yürümeye başladık.

"Güneş zorla gelmiyorsun değil mi?"dedi

"Zorlamı?"dedim şaşkınlıkla.

"Evet sırf beni kırmamak için geliyorsan... Yani istemediğin bir şeyi yapmaya zorlamak istemem"dedi dudaklarını büzerek.

"Saçmalama kız! İstemesem gelmezdim zaten,bana da değişiklik olur işte "dediğimde markete girmiştik.İçecek bölümüne geldiğimizde gökçeye doğru döndüm,"ne alayım?"

"Kola al"dedi.

"Tamam"dedim ve kolayı dolaptan çıkarıp kasaya doğru yürümeye başladım.

"Çikolata alacağım kendime,sende ister misin?"dedi gökçe.

"Olur"dedim,kasadaki abi kolayı poşete koyduğunda parayı uzatıp kolayı aldım.Gökçede çikolataları aldığında marketten çıkmıştık.

"Al bakalım"dedi gökçe elindeki çikolatayı bana uzatırken.

Çikolatayı elinden aldım ve ambalajını açtım,"kaçta döneriz eve?" Dedim merakla.

"Yani bilemiyorum"dedi dudaklarını büzerek.

"Hava kararmadan eve dönmem lazım"dedim.

"Yazın hava geç kararıyor zaten,yetişiriz merak etme"dedi gülerken.

Plaja girdiğimizde etrafa bakınmaya başladık.Biraz uzaktaki toplu grubu görünce gökçeye döndüm,"onlar mı?"dedim.

"Evet evet onlar"dedi.Gruba doğru yürümeye başladık"bak şimdiden tanıtayım"

"Tanıt bakalım"dedim.

"Şu elinde poşetlerle dikilen kız varya şu saçları aşırı açık kahverengi olan"dediğinde bakışlarım tarif ettiği kıza kaydı."o ırmak,onun yanında duran kız varya kıvırcık saçlı olan o berrak o aslında bizden bir yaş küçük şuan sekize gidiyor.Bir kaçıyla aynı mahallede oturduğu için gruba dahil olmuştu zamanında"

"Evet"dedim analdım der gibi.

"Şu köşede atışan ikili varya,birbirine benzeyenler"bakışlarım köşedeki ikiliye kaydı,bir şey konuşuyorlardı ama biraz hararetli konuşuyorlardı.
"Onlar ikiz,asya ve arda,kafa insanlardır ama sürekli atışırlar"dedi gülerek.

"İyiymiş"dedim gülümseyerek.Git gide onlara yaklaşıyorduk.

"Şu yerdeki kilimin üzerinde oturan çocuk varya, sarı saçlı olan"dediğine bakışlarım kilime kaydı,"o eren sakin çocuktur"dedi.

"Kanka bunların hepsi ya çok güzel ya da çok yakışıklı lan"dedim gülerek.

"Ne sandın kızım"dedi,"ve son ikili,şu köşede top oynayan ikili  varya"dediğinde bakışlarım birbirine pas atan ikiliye kaydı."şu üzerinde kahverengi tişört olan, saçları koyu kahve dalgalı olan varya"dediğinde bakışlarım o çocuğa kaydı,harbi yakışıklı çocuktu lan,"o Zeynel"dediğine bakışlarım gökçeye döndü.

"Zeynel mi? Böyle bir ismi ilk defa duyuyorum"dedim.

"Onun karşısındaki saçları açık kavhe olan kıvırcıkta kuzey,bu ikili ilk okuldan beri arkadaşlar,hatta artık kardeş gibiler"dediğinde başımı salladım.

Yanlarına geldiğimizde,"sellam milleet!"dedi gökçe enerjik bir sesle.

Hepsinin bakışları bize dönmüştü.Berrak ve ırmak hızlıca yanımıza geldi ve gökçeye sarıldılar.

"Özlettin kızım kendini!"dedi eren oturduğu yerden kalkarken.

"Bizde nerde bizim çatlak diyorduk"dedi Zeynel, ayağının dibindeki topu alıp yanımıza geldi.

"Hoşgeldin salak"dedi kuzey.

"Sensin salak"dedi gökçe kaşlarını çatarak.

"Tamam abla"dedi kuzey alayla.

"Arkadaşın dün grupta bahsettiğin arkadaşın mı?"dedi ırmak bana dönerken.

"Evet, adı güneş üst komşumuz olur kendisi"dedi gökçe, hepsinin bakışları bana dönünce bir anda utanmıştım.

"Hoşgeldin ben ırmak"dedi ırmak gülümseyerek.

"Hoşbuldum, gökçe gelirken hepinizi tanıttı zaten"dedim.

"İsimlerimizi biliyorsun yani"dedi eren.

"Evet biliyorum eren"dedim.

"Tanıştığımıza memnun oldum"dedi berrak.

"Bende memnun oldum berrak"dedim gülümseyerek.

"Yeni bir arkadaş iyi olacak gibi!"dedi asya, yanıma geldi ve beklemediğim bir şekilde sarıldı.

"Acıktım lan ben!"dedi arda isyan edercesine.

Asya geri çekildi ve ikizine baktı,"arkadaş biraz açtır da"dedi.

"Anladım onu"dedim.

"Gerizekalı kızla tanış önce bi,sonra yersin yemeğini!"dedi asya,ardaya.

"Evet güneşçiğim hoşgeldin,ama eğer açlıktan ölmemi istemiyorsan artık şuraya oturalım mı!"dedi arda.Yüz ifadesi aşırı komikti.

"Tamam seni mi kıracağım oturalım!"dedim.Hep birlitke kilimlere oturduk.Solumda gökçe sağımda eren vardı.Gökçenin yanında kuzey, kuzeyin yanında ırmak, ırmağın yanında berrak,berrağın yanında yani tam karşımda Zeynel,zeynelin yanında arda, Arda'nın yanında asya ve Asya'nın yanında da erene gelip başa dönüyorduk.

"Eee gökçe nasıl yeni oturduğunuz semt, alıştın mı?"dedi ırmak.

"Vallaha güzel ya"dedi ve döndü bana baktı,"güneşle daha güzel"dedi gülümseyerek.

"Yaaa yerim seni"dedim.

Gökçe göz kırptı,"evde hallederiz"dediğinde kahkaha atmıştım.

"Ooo aile var aile!"dedi kuzey.

"Kaç yaşındasın güneş?"dedi arda.Önündeki böreği yerken.

"Aslında sene olarak 16 ama ay olarak Aralık doğumlu olduğum için 15 zaten Aralık doğumlu olduğum için bir sene geç başladım."dedim,"sizler kaç yaşındasınız?"

"Ben 15 haliyle ikizimde 15,daha yeni girdik Mayıs'ta"dedi arda böreğinden bir ısırık daha alırken.

"Boğa burcu musun?"dedim merakla.

"Ovot"dedi ağzı dolu konuşmaya çalışırken.

Zeynel Arda'nın kafasına bir tane geçirdi,"lan oğlum ağzın doluyken konuşmasana!"dedi.

"Ben hepinizden küçüğüm 14 yaşındayım ve on dörde yeni girdim yani"dedi berrak.

"Ben on beş yaşındayım"dedi ırmak.

"Bende öyle"dedi eren.

"Güneş bende senin gibi 15 yaşındayım, Kasım doğumlu olduğum için bir sene geç başlamışlar,yoksa sene olarak 16."dedi kuzey.

"Bende on altı yaşındayım, Eylül doğumluyum.Daha tam on altı olmadım gerçi.Geç başlamak kendi tercihim."dedi Zeynel.

"Biz bu salakla birinci sınıfa geç başladığımız için bu sene dokuzuncu sınıfa yeni geçiyoruz"dedi kuzey gülerek.

"Arkadaşlar ibne yunus gelemiyormuş"dedi eren elindeki telefona bakarak.

"İyi bok yiyor"dedi kuzey

"Neden gelmiyormuş?"dedi Zeynel

"Anneannelerine gidiyorlarmış"dedi eren.

"Aman boşverin bir dahaki sefere gelir"dedi berrak.

"Lan gökçe!"dedi asya bir anda

"Ne oluyor be"dedi gökçe şaşkınlıkla.

"Ayça varya"dedi asya heyecanla.

"Ne olmuş o salağa"dedi gökçe yüzünü buruşturarak.

Asya elindeki telefonu gökçeye uzattı,"al bak"dedi

Gökçe telefonu elinde aldığında yanına yanaştım ve ekrana baktım.Ekranda bir kızla bir erkeğin sarılırken çekilmiş oldukları bir fotoğraf vardı.

"Lan!"dedi gökçe yüksek bir sesle.

"Ne oluyor ulan ne bu haller!"dedi arda.

"Bu kız Ali'yle sevgili mi oldu?"dedi gökçe şaşkınlıkla.

"Olmuşlar vallaha"dedi asya, Gökçe'nin kekinden yerken.

"Ulan çocuktaki yakışıklılığı kes be"dedi gökçe,nerdeyse ağzından sular akacaktı.Kuzey uzandı ve Gökçe'nin elindeki telefonu aldı.

Bir kaç saniye fotoğrafa baktıktan sonra, başını kaldırdı,"buna yakışıklı mı diyorsun?"dedi gökçeye.

"Doğru yakışıklı az kalır felaket bir şey"dedi gökçe hayranlıkla.

"Göz zevkini ben senin"dedi kuzey.

Poşette ki kolayı elime aldım,"kola isteyen var mı?"dediğimde hepsi bu anı bekliyormuş gibi bardakların uzattı,"şaka yaptım kendiniz doldurun!"dediğimde hepsi kahkaha atmıştı.

Dakikalarca sohbet edip,getirdiklerimizi yemiştik.Sanki yeni değilmişimde senelerdir tanışıyormuşuz gibi davranıyorlardı.

"Arda da doyduysa artık voleybol oynayalım"dedi ırmak ayağa kalkarken.Onun ardından hepimiz ayaklanmıştık.

"Doydum sanırım"dedi arda.

"Sanırım mı?"dedi kuzey şaşkınlıkla,"lan dünyayı yedin be!"

"Sanane lan"dedi arda.

"Bu kadar yemek yiyip nasıl kilo almıyorsun?"dedim.Bu kadar yemesine rağmen iyi bir vücudu vardı.

"Arkadaş yemek yiyor ama yediği kadar da spora gidiyor,ondan"dedi Zeynel.

"Şurdaki saha boş orda oynayalım"dedi berrak az ilerdeki sahayı göstererek.

"Hadi yarış!"dedi asya.

"Ne yarışı!"demeye kalmadan koşmaya başlamışlardı.tek koşmayan Zeynel ve bendim.Onlar deli danalar gibi sahaya koşarken biz yürüyorduk.

"Gerizekalılar diye boşuna demiyorum"dedi Zeynel gülerek.

"Haklılık payın var gibi"dedim.Onlar sahaya girip nefeslenirken bizde peşlerinden girmiştik.

"Evet takımları kuralım"dedi gökçe

"Bir takım başkanı ben olayım"dedi kuzey.

"Diğeride Zeynel olsun"dedi eren.

"Hayır ya"dedi kuzey.

"Abisi banane,siz aynı takıma düşünce kazanma ihtimalimiz sıfırlanıyor! Rakip olun"dedi ırmak.

"Tamam lan ne mızmızlandınız"dedi zeynel,"diğer başkanda benim"

"Siz varya"dedi kuzey gözlerini kısarak ırmak ve erene bakıyordu.

"Seç kardeşim birini"dedi Zeynel.

Kuzey bizimkilere baktı,"gökçeyi alıyorum"dedi.Gökçe bir kaç adımla kuzeyin arkasına geçti.

"Bende..."dedi Zeynel bir kaç saniye bize baktıktan sonra,"güneşi alıyorum"dedi.Ufak çaplı şaşırsamda bir kaç adımla arkasına geçtim.

"Banane ya ben güneşle aynı takımda olmak istiyorum!"dedi gökçe.

"Sus kızım"dedi kuzey, gökçe ona dil çıkarırken Kuzey önünde dönmüştü,"berrağı seçiyorum"dedi,berrak bir kaç adımla kuzeyin arkasına geçince,sıra Zeynele geçmişti.

"Ereni seçiyorum"dedi Zeynel,eren zevkle gülümsedi ve arkamıza geçti.

"Irmak diyorum"dedi kuzey.Irmakta onların arkasına geçtikten sonra geriye ikizler kalmıştı.

"Asya tabiki"dedi Zeynel,"sizede arda kaldı 9 kişi olduğumuz için bir grupta fazladan biri olacak"

"Ben kuzeylere geçersem onlar fazla olacak,ben hakem olayım"dedi arda.

"İyi fikir,arada beynin çalışıyor"dedi kuzey.

"Kapa çeneni kırmayayım kafanı"dedi arda.

"Tamam hadi başlayalım!"dedi gökçe sabırsızlıkla.

"Yazı tura atalım"dedi arda,elini cebine sokul bir TL çıkarmıştı.Zeynele doğru döndü,"yazı mı tura mı?"

Zeynel bana doğru döndü,"hangisi?"dedi.

"Yazı"dedim.Böyle şeylerde genelde yazı derdim.

"Duydun"dedi Zeynel ardaya.

Arda parayı havaya doğru fırlattı,para bir kaç saniye havada kaldıktan sonra Arda'nın eline geri düştü.Arda parayı tutup elinin üzerine kapattı.

"Evet heycan var mı?"dedi arda.

"Zevzeklik yapmada aç şunu"dedi kuzey.

Arda yavaşça elini kaldırdı, hepimiz ona bakıyorduk,"yazı"dedi.

"Oley be!"dedim.

"Şanslısın"dedi Zeynel.

"Yani bazı konularda evet"dedim.

Karşı takım ve bizim takım yerlerini belirlemişti.Top zeynelin elindeydi.Orta kısımda duruyordu.solunda ben sağına asya vardı,arka tarafı da eren kolluyordu.

Karşı takımın orta kısmında kuzey vardı,solunda gökçe sağında berrak vardı,arka kısımda ırmak duruyordu.

"Üç!"dedi arda.

Zeynel bana doğru döndü,"sana atıyorum sende karşıya sert bir vuruş yapıyorsun"dedi.

"İki!"dedi arda.

"Tamam"dedim.Zeynel hafif bana doğru döndü ve topu vurmaya hazırlandı.

"Bir!"dedi arda.

Zeynel topu havalandırıp bana yollarken,ellerimi kaldırdım ve topa sert bir şekilde vurup karşı tarafa yolladım.

Kuzey ona doğru gelen topa sert bir şekilde vurup tekrar bizim tarafa yolladı.Top baya yukardan gelirken, eren bir kaç adım öne çıktı.

"Bende!"dediğine aynı sertlikle topa manşet vurup karşıya yolladı.

Top bu sefer gökçeye doğru gidiyordu.

"Dikkat et"dedi kuzey gökçeye.

"Dikkatimi dağıtma!"dedi gökçe kuzeye, ellerini topa vurmak için hazırlamıştı.Top ona vardığında başarılı bir şekilde tekrar bize yollamıştı.

"Bende!"dedi asya,gelen topu tekrar karşı tarafa yolladı.

Irmak kendine doğru gelen topu bizim tarafa yolladığında,bir kaç adım öne çıktım,"bende"dedim.

Bana doğru gelen topa hafif bir şekilde vurup karşı tarafa attım,kuzey ve gökçe topa doğru koşmuştu ama top filenin dibine düşmüştü.

"Sayı zeynellerin!"dedi arda yüksek bir sesle.

"Helal lan güneş!"dedi eren.

"Aferin aslanıma!"dedi asya.

"Helal kız!"dedi Zeynel sağ elini kaldırdığında,sol elimle sağ eline vurdum.

"Tamam arkadaşlar mükemmelim biliyorum!"dedim gülerek.

"Egon batsın"dedi gökçe.

"Kıskanma"dedim gülerek.

"Hadi devam,top zeynellerde"dedi arda.

Asya topu havalandırdığında, Zeynel topa vurup karşı tarafa yollamıştı.Irmak gelen topu geri bize yolladığında eren bir adım öne çıkıp topu geri yolladı.

Top kuzeye doğru giderken, kuzey ellerini hazırlamış bekliyordu.Top ona geldiğinde öyle sert vurdu ki çıkan ses baya yüksekti.

Top bana doğru gelirken,ellerimi manşet yapmak için hazırladım.Top kollarıma değdiği an,sol kolum aşırı derecede acımıştı,"ah!"dedim yüzümü buruşturarak.Topa vurmuştum ama canım baya yanmıştı.Babaannemde incittiğimden beri ne zaman kolumu zorlarlasam,sızlıyordu.

Kolumu tutup,bir adım gerilerken gökçe hızlıca yanıma geldi,"ne oldu güneş"dedi.

"Bir şey yok bir şey yok"dedim kolumu ovalarken.

"Acıdı mı, bırakta bakalım"dedi asya,koluma bakmaya çalışırken.

"Lan ibne yavaş vursana!"dedi Zeynel kuzeye.

"Birazdan fazla hırs yaptım sanırım"dedi kuzey pişmanlıkla.

"Biraz mı? Kolu koptu lan kızın!"dedi eren.

"Onunla alakası yok,bir kaç gün önce babaannemlerde düşüp incitmiştim zaten, zorlayıncada acıdı bir şey yok"dedim.

"Emin misin?"dedi berrak.

"Eminim hadi devam edelim"dedim.

"Bence sen oynama"dedi Zeynel

"İyiyim ve oynayacağım,hadi yerlerinize geçin"dedim.

"Bir daha sert vur bak ben napıyorum sana"dedi gökçe,hemen ardından kuzeyin koluna vurup yerine geçti.

Baya çekişmeli bir maç yapmıştık.Gökçe yedi-sekiz kere yere düşmüş ve kuzey her seferinde onu söylenerek kaldırmıştı.Arda hakemlik yaparken bile köşede bir şeyler yiyordu.

Kuzey bir ara art arda sayı yiyince ufak çaplı bir sinir krizi geçirmişti,hemen ardından zeynelden bir kaç darbe yiyince sakinleşmek zorunda kalmıştı.

Şimdi ise son sayıya oynuyorduk.Şuan durum 9-9 du,kim düşürürse kaybediyordu.

Irmak karşı taraftan topu bize doğru yolladığında,eren topu karşıya geri yollamıştı.Berrak erenden gelen topu tekrar bize yolladığında bu sefer Asya topu karşıya yollamıştı.Gökçe topa manşet vurup bize yollarken,Zeynel topu tekrar karşıya yollamıştı.

Kuzey büyük bir hırsla topa yöneldiğinde, yapacağı hamleyi anlayıp fileye yaklaştım.Zıplayıp topu yere doğru vuracağı sırada,bende zıpladım ve topa aynı anda vurduk.Top saniyeler sonra karşı tarafın zeminine çarpınca,sevinç çığlığı atıp arkamı döndüm.

"Helal lan!"dedi asya, hızlıca yanıma yaklaşıp, sarıldı.

"Yuh abi bune lan!"dedi kuzey sinirle.

Asya'dan ayrılıp ona doğru döndüm,"ne sandın aslanım, öyle kolay kaybetmek yok bizde"dedim gülerek.

"Bak bak laflara bak"dedi gökçe.

"Kudurma"dedim.

"Aferin kız,bıraksaydın kuzey salağı kesin sayı alırdı"dedi eren.

"Helal laan yusufiii"dedi arda yanımıza gelirken.

"Tebrikler"dedi Zeynel gülümsüyerek.

"Ama böyle davranmayın,evet son sayıyı kurtardım ama bu kadar sayıyı beraber aldık, topluca hepimize helal olsun!"dedim.

"İyi işti arkadaşlar tebrikleeer!"dedi berrak.

Kuzey ve gökçe köşede somurtuyordu,"pişt"dedim onlara doğru.

"Çocuk gibiler"dedi ırmak gülerken.

"Lan kime diyom"dedim,ikiside dönüp bana baktı.

"Hayır seni sevmeyeceğim,sen gıcık ve dişli bir insansın"dedi kuzey.

Şaşkınlıkla ona baktım,"lan daha tanışalı yirmi dört saat bile olmadı!"dedim.

"Tamam ulan şaka yaptım"dedi kuzey, yanıma kadar gelip bir kolunu omzuma attı,"garip bir şekilde sevdim seni öyle herkesi sevmem bak"dedi

"Garip bir şekilde çabuk kaynaştık"dedi ırmak.

"Normalde iki ay önce Asya'nın aramıza dahil ettiği ayçaya bir türlü alışamayıp,en sonunda kavga etmiştik"dedi gökçe.

"Bende sizleri sevdim arkadaşlar"dedim gülümseyerek.

"Sevcen tabi"dedi kuzey.

"Susar mısın artık"dediğimde, hepsi gülmüştü.

Yorulduğumuz için,kilime geri dönüp tekrardan oturmuştuk.

"Siz hepiniz aynı okula mı gidiyorsunuz?"dedim.

"Evet"dedi arda.

"Hangi lise?"dedim merakla.

"Koleje okula gidiyor hepsi"dedi gökçe.

"Vay iyiymiş,hangi kolej?"dedim.

"Ne çok soru sordun"dedi kuzey.

"Gıcıklık yapma,merak ediyorum sizleri tanımaya çalışıyorum"dedim.

"Doğan koleji"dedi asya.

"Zeynelin babasının okulu"dedi berrak.

Şaşkınlıkla Zeynele döndüm,"babanın okulu mu var?"dedim.Zeynel bana doğru dönmüştü ama cevap veremeden,o görevi başkaları almıştı

"Okulu değil okulları"dedi asya.

"Vaaay"dedim.

"Abartmayın arkadaşlar"dedi Zeynel.Sonra tekrar bana doğru döndü,"evet okulun sahibi babam ama bunun sürekli dile getirilmesinden hoşlanmıyorum"

"Anladım"dedim.

"Sizde gelseneze bizim okula"dedi eren.

"Canım ya ailem para sıçmıyor"dedi gökçe.

"Burs diye bir şey var"dedi ırmak.

"Gökçe'nin derslerini biliyoruz isterse yapar,senin derslerin nasıl güneş?"dedi Zeynel.

"Yani övünmek gibi olmasın ama çalışkan bir öğrenciyim,LGS de kaydırma yaptım maalesef..."dedim.

"Kötü olmuş"dedi berrak.

"Girin işte bursluluk sınavına kazanırsınız belki"dedi kuzey.

"Evet denemekten ne zarar gelir"dedi asya.

Bakışlarım gökçeye kaydı,"girelim lan"dedim heyacanla.

"Girelim tabi"dedi gökçe.

Zeynele döndüm,"ne zaman bursluluk sınavları?"dedim.

"Bugün ayın kaçı?"dedi Zeynel.

"4 temmuz kardeşim"dedi kuzey.

"Sınav Ağustosun 20'sinde zaten 6 Eylülde okullar açılıyor o kalan süre de de kayıt işleri falan yapılıyor"dedi Zeynel.

"Yani önümüzde bir buçuk ayımız var..."dedi gökçe.

Eğer burs kazanırsam,babam gideceğim liseye laf edip duramazdı.Fırsat ayağıma kadar gelmişti ve ben bu fırsatı değerlendirecektim.Bir buçuk ay içerisinde gerekirse uyumadan ders çalışacaktım ama bu sınavı geçecektim.

                              ...

Sellllaaaamm canımın içilerii<3

Nasılsınız bakem?

Beni sorarsanız idare ediyoruz işte.
B

ölümü normalde her cumartesi sabahı atıyorum ama bugün unutmuşum niye hatırlatmıyorsunuz?

Neyse neyseee

Size keyifli okumalarrr🤍

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 😽

Instagram:oylesine.biriiiii07

Continue Reading

You'll Also Like

372 28 8
İşte o an anlamıştım... Ne o geri dönecekti... Ne ben oraya dönecektim... Ama Tengri'nin işi bu ya tamgasını basmıştı kaderlerine... Hikayedeki baz...
748 141 126
Mücadelede küçük bir taş sesinin yankısı...
110K 11.3K 38
053*: Senin kedin mi bu? Doğuhan: Evet, rica etsem atacağım konuma getirebilir misin? Ya da sen at ben geleyim. 053*: İşte o imkansız. Doğuhan: Ne...
TAKINTI By ❦

Teen Fiction

2.4M 44.9K 44
Efsan zorla evlendirilmekten kurtulmak için Mardin'den İstanbul'a kaçar. Ama yağmurdan kaçarken doluya yakalanacağını nerden bilebilirdi. İstanbul'u...