Kayıp Varis

By hg_neriii

223K 17.2K 10.1K

(Dikkat! Acemice yazılmış bir kitaptır.) Burası Elfrad. 4 büyük anahtar dengeyi sağlıyor. Ateş Hava Toprak v... More

Geçmiş
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
~FLASBACK~
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
Karakter Tanıtımı
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
Açıklama
28. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm (Final)

29. Bölüm

3.4K 291 131
By hg_neriii

Yorumlarınızı bekliyorum.


Clumsyline07 bölümü sana ithaf ediyorumm

°°°

"Canın çok acıdı mı?" diye sordu.

Ellerimi onun beline dolayım kafamı iki yana salladım.

Düzelteyim ben, kafanı göğsünde iki yana salladın.

Amos sus!

Yalan mı?

Yalan.

Hadi ama! Kafan çocuğun meme ucunun üstünde.

Ne!

Gözlerim Amos'un dediği şey ile dehşet ile açılmış Leonard'dan hızlı bir şekilde ayrılmıştım.

"Canını mı acıttım? Çok mu sıktım Lenora?" diye sordu hızla Leonard.

"Hayır, sadece buradan gidelim. Güvenli değil."

Yalanlara bak yalanlara.

Ne diyecektim Amos?

'Meme ucunla bakışıyormuşum da, Amos öyle söyledi o yüzden ayrıldım.' bence çok mantıklı. İşleve geçirebiliriz.

Bende seni dövme işini işleve geçireceğim şimdi.

Çok korktum dostlar! Kurtarın beni.

Geriye gelen tek ses Amos'un gülüş sesi olmuştu.

"Haklısın." diyerek beni onayladı Leo.

Amos gelebilir misin?

Yoldayım.

Bir kaç saniye sonra Amos belirmişti.

Önce sırtına ben bindim ardından da Leo'ya elimi uzattım. O ise elimi tutmaktansa Amos'un sırtına çevik hareketler ile binmeyi tercih etti.

İyice dünyada kullandıkları arabaya benzemeye başladım, bu işin sonu hiç iyi gözükmüyor.

Abartma Amos.

Ne kadar ağırsınız haberiniz var mı!

Sen aslansın!

Olabilir!

Gidelim.

Buna ben karar veririm.

Yine ölmek mi istiyorsun?

Yok kalsın.

Gerisi ani bir karanlık oldu, Amos bir anda gittiği için anın verdiği sıçrama ile Leo'nun elini sıkmıştım.

Başka bir yerini sıkmadın Tanrıya şükür.

Element Okulunun önüne geldiğimizde her yer aydınlandı ve Amos'un sırtından indik.

"Önce ikimizin de bir duş alması lazım sanırım." dedi önce beni sonra da kendini baştan aşağı süzerek.

Amos çoktan gitmiş, bizde Leo ile Element okuluna girmiştik.

İkimizin birlikte olduğundan mıydı? Ya da kıyafetlerimizin ıslak ve kan içinde oluşundan mıydı? Bilmiyordum.

"Lenora!" diye yan taraftan seslendi Bronte.

Tüm Varisler bahçede bir bankta oturuyordu, tabii Lucas ve Karina hariç.

Bronte'nin seslenmesi ile Leo elini belime koymuş ikimizi de o tarafa yönlendirmişti. Yanlarına geldiğimizde ise Tina dehşetle konuşmaya başladı.

"Bu haliniz ne!? Her yeriniz kan revan içinde Lenora, ne oldu? Çok acıyor mu?"

"Minik bir Büyücü vakası." dedim.

"Minik mi!?" dedi Leo dehşetle.

"Minik mi!?" dedi sesinin nereden geldiğini anlamadığım Amos.

"Tamam belki de minik değildir."

"Siz neden sürekli yan yanasınız?" diye sordu Elvis şüphe ile.

"Kesin sevgililer." dedi mutlulukla Sierra.

"Kesin." diyerek Bronte de ona katıldı.

"Sanmıyorum." dedi Tina bize bakarak.

"Sevgili misiniz?" diye sordu Elvis.

"Sevgililer, şu hallerine bir baksana." dedi Sierra.

Halimiz nasıldı bizim?

Elini beline koymuş bir Leonard, aynı zaman da gözlerini senden çekemiyor.

"Sevgili değiliz." dedi Leonard elini belimden çekerek.

Elini çektiği yer yanıyorken şimdi soğuk rüzgar bedenime çarpmıştı.

"Nesiniz o zaman?" diye sordu Adrian tek kaşını kaldırarak.

"Arkadaş." dedim.

"Birileri bizi salak sanıyor." dedi ayıplarcasına Alvin.

Hadi ama!

Arkadaştık işte.

Evet arkadaş olduğunuz için kafan onun meme ucunun üstünde oluyor.

Abartma Amos.

"Lenora?" dedi Bronte 'siz ne işsiniz?' der gibi.

"Üstümde baskı kuruyorsunuz ama!" dedim bir anda.

"Dostum, sakin ol." dedi Elvis dalga geçerek.

"Valla bizim merakımız yüzünden ayrılacaklar şimdi." dedi Tina.

"Dimi." dedi Elvis, Tina'ya ima yaparak.

Ne kaçırmıştım?

Eskiden Tina ve Elvis sevgiliydi, tabi birbirlerini hala seviyorlar o ayrı bir konu. Diğerlerinin merakı ve aileleri öğrenirse üstlerine yapacakları baskı yüzünden ayrılmak zorunda kaldılar. Ama her zaman uzaktan da olsa birbirlerini sevmeye devam ettiler.

Diğerleri biliyor mu bu konuyu?

Sierra ve Bronte dışında bilen yok.

Şu an, sevgili olurlarsa ne olur Amos? Aileleri bir şey der mi? Ya da diğer Varisler?

Onlar 13 yaşında sevgili olmuştu, yaşları küçüktü. Kimse ciddiye almazdı. Ama şu an büyüdüler aileler içinde diğer Varisler içinde bir problem olmaz.

"Gidelim mi?" diye sordu sessizce Leonard.

Kafamı aşağı, yukarı sallayarak onayladım onu.

"Size iyi konuşmalar diliyorum, gidiyoruz." dedim diğerlerine bakarak.

"Akşam odana baskına geleceğiz." dedi Bronte.

Ona gülümseyip arkamı döndüm ve Leonard ile birlikte ilerlemeye başladım.

Ruh eşim de diyemezdim ki şimdi onlara.

Gökyüzü Tanrısı'nın Varisi hiç diyemezdim.

Ulu Tanrıçam, ben ne yapacaktım.

"Ne düşünüyorsun?" diye sordu Leo.

"Onlara ne diyeceğimi."

"Gerçekleri söylesen?" dedi Leo soru sorarcasına.

"Senden şüphelenirler. Tabii şu anda da çok bir fark yok o ayrı."

"Tüm okul yeterince şüpheleniyor merak etme." dedi Leo.

Leo'nun odasının katına geldiğimiz zaman "Görüşürüz." diyerek uzun koridorda yürümeye başladı.

Gerçekten uzundu.

Lucas'dan bile uzun.

Nereden geldi bu meymenetsizin adı aklıma şimdi benim.

Aklıma tüküreyim.

Leo'ya arkadan bakmayı kesip merdivenlerden hızla çıktım ve odama geldim.

Önce kapıyı kilitledim ardından da kıyafetlerimden kurtularak banyoya girdim.

Soğuk suyu açtım ve yere geçip oturdum.

Bedenim önce kasıldı, vücudum titredi. Ama en sonunda suyun soğukluğuna alıştı.

Bir şeyleri artık düşünemediğimi fark ettim.

Olanları, ileride ne olacağını düşünemiyordum.

Anahtarları bulmaya gideceksiniz.

Hayatımda tek eksik olan şey oydu çünkü değil mi?

°°°

Banyodan çıkmış, kıyafetlerimi giymiş bir şekilde kitap okuyordum.

Okuduğu kitap da normal bir kitap değil ki.

Ne okusaydım? Aşk kitabı mı?

En azından anlamadığın için milyonuncu kez aynı satırı okumak zorunda kalmazdın.

Off Amos.

Kitabı kapatım yatağın yanında ki masaya koydum ve yatağa yatıp battaniyeyi kafama kadar çektim.

Depresyona girmem gereken konular vardı.

~Leonard'dan

İki yıldır hayatım normal bir şekilde ilerlemiyordu.

İlerleyemiyordu.

Uyuyamıyordum, uyuduğum anda Rüya Bekçileri her saniyesini kabusa çeviriyordu.

Lenora'nın yanına gitmek istiyordum, ama aynı zaman da fazla da ileri gitmek istemiyordum.

Yeni tanışmıştık ve rahatsız olmasını istemiyordum.

Bunu diyip sarılan da sensin L.

Ne yapsaydım Agatha, ağzından nasıl kan akıyordu görmedin mi?

Aşık oluyorsun L.

Eninde sonunda olmayacak mıydı zaten.

Olacaktı ama bu kadar erken olmamamlıydı L.

Biliyorum.

Onun yanında artık nasıl davranacaksın? Her şey için çok erken, kızın daha duygularından bile emin değiliz.

Hadi ama Agatha, en kötü ne olabilir ki?

Açık olalım mı?

Olalım.

Yüzüne bakıp siktiri çekebilir L. O zaman ne yapacaksın, peşinden kuyruk gibi gitmeye devam mı edeceksin.

Gerekiyorsa peşinde kuyruk da olurum.

Gururunu ayaklar altına alacaksın yani.

Sikeyim gururu, ben aşık olmuşum sen ne diyorsun.

Sakin ol L, daha kaç gün oldu laf bile söyletmiyorsun.

Daha kaç gün oldu nasıl aşık oldun? İle değiştirmen lazım soruyu.

Ayrıca L, o kız sana bakmaz.

Ne.

Şaka yapıyorum kız, bakar bakar.

Agatha!

Ne! Binmeseydin sen de Amos'un sırtına. Sanki senin Ruh Hayvanın yok.

Gerçekten mi?

Gerçekten.

Off Agatha of, ne yapacağız biz seninle.

Seninle değil başkalarıyla yapmayı tercih ederim.

Ne fesat bir aslan oldun sen.

Ayh aman, git hadi Lenora'nın yanına.

Gideceğim zaten.

İyi mi bakmam lazım?

Hadi hadi koş.

Tamam Agatha tamam.

Yataktan sakince doğruldum ve aynanın karşısına geçip saçlarıma biraz şekil verdim.

Aman aman süslenirmiş de, büyüdün de aşık mı oldun sen.

Agatha'yı takmayıp boynuma iki fıs parfüm sıktım ve odadan çıktım.

Tamam, sakinsin Leonard.

Mükemmelsin Leonard.

Her şey çok güzel olacak Leonard.

Merdivenleri hızla çıkıp Lenora'nın odasının önüne geldim, derin bir nefes alıp kapıyı tıklattım.

Bir süre kapı açılmadı, uyudu mu? Diye düşündüm fakat içeriden bir şeyin düşme sesi gelince uyumadığını anladım ve kapıyı tekrar tıklattım.

Kapı açılınca, bir gülümsemeyle karşıladı beni.

"Leonard sen miydin?" dedi ve içeriye girmem için biraz kenara çekildi.

~Lenora'dan

Leonard geliyor, kalk şu yataktan.

Ne!

Hızla yataktan kalktım ve aynanın karşısına koştum.

Nasıldım?

İyi miydim?

Ben bunları düşünürken kapı tıklatıldı ve benim ayağım daha da bir birine dolaştı.

Saçımı taramam lazımdı, berbat görünüyordum.

Tarağı bulduğum gibi hem saçımı taramaya hem de odada dolanmaya başlamıştım.

Ayağımı bir anda makyaj masasına çarpınca, üstünde ki krem kutusu hızla yere düştü.

Lanet olsun!

Yerden hızla krem kutusunu alıp yatağın üstünü düzelttim ve aynanın karşısına geçip sırıttım ardından da hızla kapıya doğru koşup derin bir nefes alarak kapıyı açtım.

"Leonard sen miydin?" dedim ve içeri girmesi için biraz kenara çekildim.

Sanki geldiğini hiç bilmiyordum.

"Başka birini mi bekliyordun yoksa?" dedi kaşlarını çatarak.

"Hayır, hayır yanlış anladın." dedim hızla.

Benim bu halime sırıtıp "Sakin." dedi ve ardından devam etti.

"Açık olmak gerekirse uyuyamadım, daha doğruyu uyuyamıyorum. Rüya bekçileri falan. Canım sıkıldığı için geldim." dedi son sözlerinde kafasını başka yöne çevirerek.

Yalan mı söylüyordu o?

"Bahçeye inelim mi?" diye sordum.

"Olur." dedi hemen.

Odamın kapısını kapatıp dışarı çıkıyordum ki beni durdurdu.

"Üstüne hırka al üşürsün, hasta olmanı istemem."

Lucas'ın donuk yüz ifadesinden sonra çocuğun bu hallerine senden önce ben eriyorum.

Abartma Amos, düşünüyor sadece.

Lucas düşünüyor muydu?

Anma o meymenetsizin adını.

Düşünmediğinin bir kanıtı bence bu laf.

Lucas'ın ben hiç bir zaman umrunda olmamıştım ki.

Odamın tam kapatmadığım kapısını açıp dolabımdan bir hırka aldım ve derin bir nefes alarak odadan çıktım.

"Bir sorun mu var?" diye sordu Leonard.

Bir sorun yoktu, aksine mutlu ve heyecanlıydım.

O da heyecanlı.

Hadi ama Lenora, kendine gel.

Çocuk musun sen?

Utanmadan ter dökeceksin şuracıkta.

Derin bir nefes al, gülümse ve anın tadını çıkar.

"Ne gibi bir sorun olabilir ki? Gidelim hadi." dedim ilerlemeye başlayarak.

Leonard'da bir kaç adımda bana yetişmiş yan yana yürümeye başlamıştık.

Güzel kokuyordu, gerçekten güzel.

Parfümünü nereden aldığını sorsam çok mu ayıp olurdu.

Ne yapacaksın Lenora, yastığına sıkıp sıkıp koklayacak mısın?

Mantıklıymış, düşünülebilir bir fikir.

"Rüya bekçileri senin neden rüyana giriyor?" diye sordum.

Kişiler ilişki içersinde, aşkım der canım der. O da olmadı bir şeyler yiyecek miyiz der. Rüya bekçileri ne Lenora ya, acilen seni ilişki konusunda eğitmem lazım.

Flört bile değiliz Amos!

Ayrıca ne aşkımı ya o ne öyle.

Hayır sana yenge bul dedikçe benim ilişkilerime daha çok giriyorsun.

Git yenge bul.

Ya bulduysam, ve o bana pas vermiyorsa.

Ne!

Yenge mi buldun?

Kim?

Nerede?

Kimin Ruh hayvanı?

Amos!

Şaka şaka yok yenge falan.

Komik mi?

Evet.

Dedi ve zihnimde yüksek sesle güldü Amos.

Göreceksin oğlum sen, boy boy aslan yavruların olacak senin. Göreceksin.

Dikkat et de benimle uğraşırken senin mini boy Lenora ve Leonard yavrularınız olmasın.

Ay yok!

Ne diyorsun!

Olmaz öyle.

Çocuk dediğin bir tane olur canım, iki taneyi nasıl doğuracağım ben Amos.

Ha çocuğunuz olacak yani?

Onu mu dedim ben.

Sus.

"Çok açık değil mi sence de." diyerek yanıtladı beni.

"Yani kim olduğunu bildikleri için girmesi biraz saçma, açıkçası korkmaları gerekiyor."

"Senin neden rüyana giriyorlar o zaman Lenora, senden neden korkmuyorlar?"

"Ben onları öldürdüm Leo. Benim rüyama girmeleri çok normal, tabi öldürmeden önce de giriyorlardı. O ayrı." dedim.

Leonard kaşlarını çatarak bana döndü.

"Rüya bekçileri ölümsüzdür, nasıl bir oyunun içine düştün sen."

Ne.

Amos! Niye demiyorsun?

Ben sana her şeyi söylersem senin Kayıp Varis'liğinin ne anlamı kalacak.

Aman söyleme Amos sen, hiç bir şey söyleme.

Söylemiyorum ki zaten Lenora.

Tanrıçam bir de söylemiyorum diyor ya.

"Ben niye sürekli kandırılıyorum ya."

Leonard bana gülüp konuşmaya başladı.

"Sadece biraz kitap okuman lazım."

Bahçenin kapısına geldiğimiz zaman dışarıya çıktık ve bir banka oturduk.

Çoğu öğrenci buradaydı.

Bu soğukta ne işleri vardı.

Sizin ne işiniz var?

Isınmak bir parmak şıklatmama bakar Amos.

Aman sustum.

"Tanıştığımızdan beri ne düşünüyorum biliyor musun?" diyerek söze başladı Leonard.

"Ben hiç Gökyüzü Tanrısı'nın Varisi olmasaydım sende Güneş Tanrıçası'nın Varisi ve Kayıp Varis olmasaydın. Yine bir araya gelir miydik? En azından tanışır mıydık?"

"Bence tanışmazdık." diye yanıtladım onu.

"Neden?" diye sordu anında kaşları çatılırken.

"Ben başı boş biriyim, ordan oraya giderim durmam. Gerekirse eğlence olsun diye kavgalara girerim, ama sende o tip yok. Kitap okuyorsun, çalışkansın fazla şey biliyorsun. Ben değil de asıl sen benim gibi biriyle arkadaş olmak istemezdin."

"Ben mi çalışkanım?" dedi ardından da güldü Leonard.

Gözlerim gülüşünde takılı kalırken benim de dudaklarım iki yana kıvrıldı.

"Hadi ama, cidden o şekilde mi görünüyorum?" diye sordu Leonard.

"Biraz."

"Senden çok da bir farkım yok. Çalışkanlığın aksine rahat biriyimdir."

Yürüyün be, kim tutar sizi.

"Sana, sarılmamdan rahatsız oldun mu?" diye sordu pat diye.

Meme ucuyla bakışmaktan rahatsız oldun mu?

Amos!

Ne! Yalan mı?

Kafamın orada olduğunu bile bilmiyordum.

Ama sana dedim ve sende halinden gayet memnun gibiydin, bence ayıp olmasın diye ayrıldın.

"Olmadım, aksine iyi geldi." diye yanıtladım onu.

"Nasıl yani sarılmam iyi mi geldi?" diye sordu bir kere daha.

"Uzun zamandır kimse bu kadar içten sarılmamıştı." dedim ona.

"O da sarılmıştı değil mi?" dedi modu bir anda düşerken.

"O kim?" diye sordum.

"Lucas işte."

"Hiç bir zaman bu kadar içten sarılmadı, hatta sarıldık mı hatırlamıyorum bile."

Gözlerinin içi parlamıştı resmen.

Şuraya kusacağım şimdi.

Ay sakın üstüme kusma.

Kesinlikle üstüne kusacağım.

Hayal etme Lenora, hayal etme.

İğrenç.

Amos gülerken odak noktamı tekrar Leonard'da çevirdim.

"Ne yapacağız biz bu halde, Ruh eşi olduğumuzu bilmemize rağmen hep bu kadar mesafeli mi olacağız?" diye sordu.

Mesafe?

Temas bağımlısı birisi için mesafe diye bir şey yoktu.

"Zamanla alışacağız ve her şey güzel olacak." dedim ona bakarak.

Leonard beni kolunun altına alınca kalp atışlarım hızlanmaya başladı.

80.

85.

90.

95.

100.

115.

120.

Canım kalbim dur biraz.

Arkadan bir öksürük sesi gelince o tarafa döndük ikimiz de.

"Gençler?" dedi soru sorarcasına Nicole.

Gerçekten bir sen eksiktin.

°°°

Önceki bölüm Leonard'ın modelini koymayı unutmuştum wuskei

Bir de arkadaşlar beni takip edin ya uskzjd beni neden kimse takip etmiyor

Gözünüz gönlünüz şenlensin, bakın bakın çekinmeyin.

İyi günler ya da iyi akşamlar herkesee

Oy vermeyi unutmayın lütfen.

Continue Reading

You'll Also Like

33.5K 396 55
MARVEL UNIVERSE hakkında genel bilgiler ve karakterler hakkında geniş bilgileri buradan edinebilirsiniz.
302K 26.3K 47
Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki...
RAUND By Elif Kunt

Teen Fiction

10.8K 897 27
Dışarıdan bakıldığı zaman bu bir dövüş ya da serseri işi gibi gelebilir, öyle değildi. Bu, beni ben yapan benliğimin parçasıydı. Sonraki raundu bekle...
263K 23.3K 91
Her sene yirmi yaşını dolduran gençler element ormanında kendilerini simgeleyen elementin işaretlerini bulup güç elde etmek için mücadeleye girer. ...