AV U AGIR

By mezopotamyali_yazar

2.6M 112K 62K

Bu imkansızdı işte ... "" Sözlüyüm ben ."" Dedi Havin . Cesur'un ise Havin'in bu tavrı hoşuna gitmişti. Her n... More

KÁRÁKT£RL£R
ÕLÙM
ÎLK TÁŇΊMÁ
KÁÇÎRÎLMÂ
G£Ć£
ŇÎKÁH
HÁVÎŇ ÁŠRÎŇDÁĞ
BÓÝÙŇ £ĞΊ
ÎLK BÙLÙŠMÁ
ÎLK ŠÁŇŠ
KÁÇÁŇ KÕVÁLÁŇÎR
ČÁŇDÁŇ ÕT£ ČÁŇ
DÙĞÙŇ
ÎLK G£Ć£
ÁŠRÎŇDÁĞ G£LÎŇÎ
KÎŇÁLÎ G£LÎŇ'ÎM
Š£VDÁLÎ YÁRÎM
D£LÎ DÙÝGÙLÁR
ÝÁŇLΊ ÁŇLÁMÁ
ČÕČÙKLÙĞÙM
Ň£F£ŠÎM
VÙŠLÁT
MÙTLÙLÙK
LÕRÎŇ
HÙKÙM V£RÎLDÎ
ČÁWR£ŠÁM'ÎŇ
MÙTLÙLÙK ÝÁKÎŇ
ÕM£RLÎ G£LÎŇÎ
DILÊM'İN {{ KÁLBÎM }}
ΊÎM TÁRTΊMÁŠÎ
Š£Ň B£ŇÎMSÎŇ
RİHÊ MİN {{ RÙHÙM }}
Š£ŽÕŇ FÎŇÁLÎ
ÕM£R ÁŠRÌŇDÁĞ
KÁBÙŠ
B£ŇÎM ÝÙZÙMD£Ň
KÁRÁ Š£VDÁM
ÙMÙD £T
TU NİZANÎ {{ Š£Ň BÎLMÎÝÕRŠÙŇ }}
MÎRŽÁ
KΊKÁŇČLÎK
GÕŇÙL
ÝÂR'Î ÝÂRÂM
DÊ Û ZAROK {{ ÂŇŇ£ V£ ĆÕĆÙK }}
ΊTÁŇBÙL
ŠÕŇ ŠÁŇŠ
ÎLK ÁDÎMLÁR
DÕĞÙM GÙŇÙ
ÝÎL DÕŇÙMÙ
ÕŽÙR DÎL£RÎM
B£D£L
MÁŠÙM
D£ŠTÁŇ
ÁČÎ
HÁVÎŇ HÁŇÎMÁĞÁ
ÁŠÎR£T Ý£M£ĞÎ
TİRSA H£Vİ {{ KÙMÁ KÕRKÙŠÙ }}
Ý£ŇÎL£Ň£Ň DÙYGÙLÁR
BÎR KÎŽÎMÎŽ ÕLŠÙN
ŠÁF Š£VGÎ
Ś£ŇÎŇ ÎČÎN
ÕLÙM ÝÎLDÕŇÙMÙ
HÁŠTÁLÎKTÁ ŠÁĞLÎKTÂ
Ý£ŇÎ BÁŠLÁŇGÎČLÁR
ÕMÙR ČÁWR£Š
TÁTLÎ T£LÁŠLÁR
HÎVŠÁ
ÕGR£TM£ŇÎM
V£DÁ
BÁÝRÁMÁ ÕŽ£L

XÙN {{ KÁŇ }}

40.2K 1.7K 1.2K
By mezopotamyali_yazar

13/04/2023

""HANİ MECNUN LEYLA'NIN ÖLDÜĞÜNÜ ÖĞRENDİKTEN SONRA

AĞLAYARAK BAHÇEDE ÇUKUR AÇMAYA ÇABALARKEN

BABASINA  BENİ BURAYA GÖM DİYE
YALVARMIŞTI YA  ...""💔💔💔

Cesur'un ise istediği tek şey Havin'le yalnız vakit geçirmekti .

"" Bence biz en iyisi yatak odamıza geçelim ."" Dedi Cesur.

"" Kimse yokluğumuzu farketmez bile."" Dedi yutkunarak.

Havin'de sitem dolu bakışlarla konuşmaya devam etmişti.

"" Abim ve Roza'nın istemesi var ."" Dedi Havin.

"" Yanlarında olmak istiyorum ."" Dedi sitem ederek.

Cesur'da eliyle Havin'in saçlarını okşamaya devam etmişti.

"" Bu daha başlangıç."" Dedi Cesur.

"" Bunun sözü var , nişanı var kınası , düğünü var ."" Dedi gözlerini kısarak.

"" İstemede olmamışız çok mu ???"" Dedi imalı bir sesle

Havin'e ise bu konuşmalar bir yerden çok tanıdık geliyordu .

Bu konuşmanın aynısı yaşanmıştı ama nerden ???

Derken Havin'in gözleri Asrındağ konağının kapısına gitmişti.

Konağın kapısına üç siyah araba gelmiş arabanın içlerinden de birkaç takım elbiseli adam inmişti.

Havin ise işte o an anlamıştı bu anları nerden hatırladığını .

Bu anları aylar önce gördüğü kabusta yaşamıştı .

Cesur'un kollarında can verdiği kabus...

Üstlerinde olan kıyafetleri bile gördüğü kabusta olduğuyla aynıydı.

Havin aylar önce geleceği görmüştü ...

Şimdi ise Havin'in önünde iki seçenek vardı.

Ya gördüğü kabusu gerçek olacak ve Cesur kollarında can verecekti .

Yâda canını Cesur'un canına siper edecekti.

Havin ise ikinci olan seçeneği seçmiş ve canını Cesur'un canına siper etmişti.

Cesur daha neyin ne olduğunu anlamadan da Asrındağ konağında bir el silah sesi duyulmuştu.

Havin'in sol göğsünden yediği kurşunla...

Havin göğsünden yediği kurşunla bir adım geriye gitmişti.

Elinde olan isteme tepsisi yere düşmüş ve tiz bir ses çıkarmıştı.

Cesur arkasını döndüğünde de Havin'in yaralı bedeni üstüne düşmüştü.

Cesur'da kollarında olan Havin'in bedenine bakmıştı .

Asrındağ konağında ise koca arşı titreten haykırış sesi duyulmuştu .

Cesur Asrındağ'ın haykırışı ...

"" Havin !!!"" Dedi Cesur sesiyle koca arşı inletip.

Çünkü Havin silahtan çıkan kurşunla ağır yaralanmıştı .

En kötüsü de kurşun Havin'in göğsünün içinde kalmıştı .

Oluk oluk akan kanda çabası...

Cesur yavaşça yere oturup Havin'in yüzünü okşamıştı.

Dokunsan ağlayacak yaşlarla da Havin'in gözlerinin içine bakmıştı.

Havin ise Cesur'un acı çektiğini görüyor ve buna engel olamıyordu .

Sevdiği adam gözlerinin önünde acı çekiyordu.

Ama ben iyiyim değip Cesur'u teselli edemiyordu.

Havin olmayan gücüyle zar zor elini kaldırıp Cesur'un yüzüne götürmüştü.

Onu nefessiz bırakan acıyla da acı bir tebessüm etmiş Cesur'un yüzünü okşamıştı.

"" Ben iyiyim ."" Dedi Havin.

Cesur'da acı bir tebessümle Havin'i onaylamak için başını olumlu yönde sallamıştı.

"" İyisin ."" Dedi Cesur.

Havin ise hızla bilincini kaybetmeye başlamıştı .

Gözleri de istemsiz bir şekilde kapanmıştı .

Cesur'un yüzünü okşadığı eli de soğuk zeminle buluşmuştu.

Cesur ise Havin'i göğsüne bastırıp  avazı çıktığı kadar bağırmıştı .

"" Havin ölme !!!"" Dedi Cesur .

"" Havin ne olur ölme !!!"" Dedi sesi konakta yankılanırken .

"" Ben sensiz yaşayamam ki !!!"" Dedi feryat ederek .

Asrındağ konağında olanlar da daha yeni avluya gelmişti.

Gördükleri manzaraylada canlarından can kopmuştu .

Havin yaralanmıştı ...

Cesur ise Havin'in baygın bedenine sıkı sıkı sarılıyordu.

Delal Hanımağa ise olduğu yere öylece düşmüştü.

Koca Asrındağ konağı da yeni haykırışlarlara şahit olmuştu.

Delal Hanımağa'nın haykırışlarına ...

"" Havin !!!"" Dedi Delal Hanımağa.

"" Kızım yaralanmış !!!"" Dedi avazı çıktığı kadar bağırarak.

Asrındağ konağında olanlarda Delal Hanımağa'nın bu sözleriyle üzerlerinde olan şoku atlatmıştı .

Cesur ve Havin'in etrafına toplanıp Havin'e müdahale etmeye çalışmışlardır.

Ama sadece çalışmışlardı ...

Çünkü Cesur , Havin'in baygın bedenine sarılmayı bırakmıyordu.

Bıraktığı an Havin'in de Annesi gibi onu bırakıp gideceğini düşünüyordu .

Bu hareketiyle istemeden de Havin'e yapılan müdahaleyi zorlaştırıyordu .

Ciwan Ağa'da yere oturup elini Cesur'un omzuna atmıştı .

Dokunsan ağlayacak yaşlarla da Cesur'un gözlerinin içine bakmıştı.

"" Cesur  ."" Dedi Ciwan Ağa.

"" Hadi oğlum bırak Havin'i."" Dedi sesi titreyerek.

"" Ona müdahale edelim ki bir an önce iyileşsin.""Dedi acı bir tebessümle.

Cesur ise kollarında baygın olan Havin'e bakmıştı.

Havin'in her yeri kan olmuştu ...

Onu korumak istediği için...

Cesur'da her ne kadar istemese de Havin'e sarılmayı bırakmıştı.

Zagros ve Kaya Ailesi ise adamları ve ellerinde olan silahlarla daha yeni Asrındağ konağına gelebilmişti .

Jehat'ta ,Havin'in yaralı bedenini ona en az zarar verecek şekilde kollarına almıştı.

Hızlı adımlarla da arabasına doğru götürmüştü.

Cesur'da hızla yerden kalkıp arabaya doğru koşmuştu.

Arabaya binip Havin'in başını dizlerine koymuştu .

Havin'in baygın bedenine bakıp elinden sıkı sıkı tutmuştu .

Ben yanındayım der gibi ...

Beni yapayalnız bırakma der gibi ...

Kan çanağına dönmüş gözlerinden akan gözyaşları durmadan Havin'in baygın yüzünü ıslatıyordu .

Dora ise çocukluk arkadaşı Rojhat Ateşoğlu'nu aramıştı.

Havin'in durumunu anlatıp ondan aldığı taktiklerle  Hastane'ye gidene kadar Havin'in durumunun kötüleşmesini engellemişti .

&&&&&&&&&&&&&

Amed topraklarında gece hüküm sürmeye kaldığı yerden devam ediyordu.

Cesur'lar ise Havin'in baygın bedeniyle birlikte Hastane'ye daha yeni gelmişti .

Onlar gelmeden önce de alanında uzman Doktor'lar Hastane'ye gelmişti .

Jehat'ta Havin'in baygın bedenini  arabadan çıkarılıp sedyenin üstüne yatırmıştı .

Cesur'da , Havin'in sedyenden sarkan  elinden sıkı sıkı tutmuştu .

Havin'in durumu ise hâlâ bile kan kaybettiği için daha da kötüleşmişti .

Bu yüzden de müdahale edilmek için hızla müşahede odasına alınmıştı .

Cesur'da müdahale edilmek için müşahede odasına alınıp elleri ayrılan Havin'e bakmıştı.

Müşahede odasının kapısının kapanmasıyla da herkes içerden gelecek güzel bir haberi beklemişti.

Cesur ise etrafında konuşan insanların hiçbirini duymuyordu .

Sanki o onlar duyma yetkisini kaybetmişti .

Etrafında olan onca insan konuşmuyor da dudaklarını oynatıyor gibiydi .

Aradan birkaç dakikanın geçmesiyle de müşahede odasından bir Doktor çıkmıştı.

Boğazını temizleyerekte Havin'in durumunu anlatmaya başlamıştı.

"" Yaptığımız müdahalelerle hasta'nın her iki kanamasını da  durdurduk ."" Dedi Doktor.

"" Ama hayati tehlikeleri hâlâ devam ediyor ."" Dedi durumu anlatarak.

Ciwan Ağa'da Doktor'un söylediği sözleri idrak etmeye çalışmıştı.

Havin göğsünden yaralanmıştı başka kanayan bir yeri yoktu ki ???

Ama Doktor durumu onlara anlatırken çoğaltma eki yapmıştı.

"" İki yerden kanaması derken ???"" Dedi Ciwan Ağa Ağa .

"" Gelinim sadece göğsünde yaralandı ."" Dedi sesi titreyerek.

"" İç kanaması da mı vardı ???"" Dedi acı bir tebessümle.

Doktor'da açıklama yapmaya kaldığı yerden devam etmişti.

"" Hasta 5 haftalık hamile ."" Dedi Doktor.

"" Göğsünde yediği kurşunla düşük başlamıştı ."" Dedi Ciwan Ağa'ya bakarak.

"" Her iki kanamayı durdurduk ama kendisinin ve  bebeğin hayati riski devam ediyor ."" Dedi acı bir tebessümle.

Ciwan Ağa ise aldığı  haberle gömleğinin birkaç iliğini açmıştı.

Havin hamileydi...

Şimdi ise aynı gece tekrardan yaşanıyordu.

Oğlu Cesur onun yerine geçmişti...

Ciwan Ağa ve Cesur göz göze gelince de Cesur her yeri kırıp dökmeye başlamıştı.

Her ne olursa olsun babasının kaderini yaşamayacaktı .

Bu Hastane'den Havin ve karnında olan bebeğiyle birlikte çıkacaktı.

Ciwan Ağa gibi tek bir gece de eş ve evlâd acısı yaşamayacaktı .

"" Ben senin kaderini yaşamayacağım !!!"" Dedi Cesur.

"" Duydun mu beni ???"" Dedi sesi Hastane'de yankılanırken.

"" Ben senin kaderini yaşamayacağım !!!""Dedi Ciwan Ağa'ya bakarak.

"" Karım ve çocuğum bu Hastane'den sağ çıkacak !!!"" Dedi sesi titreyerek.

"" Senin gibi onları bir avuç toprağa  vermeyeceğim !!!"" Dedi acı bir tebessümle.

"" Ben sen olmayacağım !!!"" Dedi başını olumsuz yönde sallayarak .

Müşahede odasından da bir Doktor daha çıkmıştı.

Yüzü kireç gibi olurken de gözlerinde korku vardı.

"" Hocam ."" Dedi Doktor.

"" Hasta'nın kalbi durdu ."" Dedi yutkunarak.

Kalbi durdu ne demekti ???

Yâda ne olunca kalp dururdu ???

Doktor ise hızla içeri girip Havin'e müdahale etmeye başlamıştı.

Hastane'den de yürekleri yakıp kül eden  Kürtçe ağıt sesleri duyulmuştu.

Havin'in kalbi durmuştu...

"" Havin !!!"" Dedi Delal Hanımağa.

"" Keça min mir !!!"" {{ Kızım öldü }}Dedi feryat ederek.

Botan Ağa'nın ise eli bu feryatla kalbine gitmişti.

Olduğu yere çöküp sesli bir şekilde ağlamaya başlamıştı.

Cesur ise bir kez daha Ciwan Ağa'yla göz göze gelmişti.

Bu gece babasının kaderini yaşıyordu...

"" Hayır, hayır, hayır  !!!"" Dedi Cesur.

"" Havin ölmedi !!!"" Dedi başını olumsuz yönde sallayarak.

"" O beni bırakmaz !!!"" Dedi bu olanlara inanmayarak.

Ciwan Ağa'nın ise gözyaşları hızla yüzünü ıslatmaya başlamıştı.

Oğlu onunla aynı kaderi yaşamıştı...

Tek bir gecede yüreğine eş ve evlâd acısı düşmüştü.

Menzil ,Mertoğlu ve Ateşoğlu Ailesi de daha yeni Hastane'ye gelmişti.

Duydukları ağıt sesleriyle de oldukları yerde öylece durmuşlardı .

"" Havin'im ölmedi !!!"" Dedi Cesur.

"" O bırakmaz beni !!!"" Dedi sesiyle koca Hastane'yi inletip.

Ömer , Rojhat ve Agır'da hızla müşahede odasına girmişti

Orda olan Doktor'lardan bilgi alıp Havin'e müdahale etmişlerdi .

Yaklaşık on beş dakikalık yaptıkları kalp masajıyla da Havin'in duran kalbi çalışmıştı.

Havin'in kalbi çalışınca da üç adam birbirlerine bakıp içten bir tebessüm etmişti .

Elleri masum bir canı daha hayata döndürmüştü.

Müşahede odasından çıktıklarında da herkes bir köşeye geçmiş ağlıyordu.

"" Ağlamayın Havin ölmedi yaşıyor ."" Dedi Rojhat Ateşoğlu.

"" Kalbi çalıştı ."" Dedi müjdeli haberi vererek .

&&&&&&&&&&&&&&

Amed topraklarında saatler gece yarısına doğru gelmek üzereydi.

Doktor'lar da Havin'in yaşam fonksiyonlarını kontrol etmek için Havin'i yoğum bakıma almıştı .

Üzerinde olan herşey çıkarılmış bedenine kablolar bağlanıp ince bir örtü örtmüştü.

Rahat nefes alıp vermesi içinde entübe edilmişti.

Cesur ise camın arkasında bilinci kapalı hâlde yatan Havin'e bakıyordu.

Ömrü'nün en zor sınavını vererek ...

Cesur eliyle cama dokunup derin bir iç çekmişti.

Bu hayatta sevdiği ve kaybetmekten  korktuğu tek bir sıfat vardı.

Havin'in Ömer'i...

Başka hiçbir sıfat değil ...

Bir tek Havin'in Ömer'i...

"" Sakın bırakma beni ."" Dedi Cesur.

"" Sen varsan ben varım ."" Dedi dolan gözlerle.

"" Sen yoksan ben yokum ."" Dedi sesi titreyerek.

Hemşire'de elinde olan Havin'in eşyalarıyla birlikte yoğum bakımdan çıkmıştı.

Elinde olan eşyaları Cesur'a uzatıp konuşmaya başlamıştı.

"" Hasta'nın eşyaları ."" Dedi hemşire.

Cesur'da Havin'in eşyalarını hemşirenin elinden almıştı.

Orda olan sandalyeye oturup içinde olanlara bakmıştı.

Her yeri kan olan beyaz saten bir elbise vardı.

Buram buram Havin ve kan kokan bir elbise .

Kolye vardı...

Canım kızım yazan ...

Cesur'un aylar sonra Havin'in doğum günü hediyesi olduğu öğrendiği kolye.

Havin'in ömründe aldığı ilk doğum günü hediyesini alıp yok ettiği kolye .

Cesur'un gözleri sonrasında en alta olup parlayan şeye gitmişti.

Alyans...

İçinde Ömer yazan ve bir tek Havin'in ona Ömer dediği alyans .

Cesur ise hatırladığı geçmişle kendinden nefret ediyordu.

Çünkü ilk zamanlar istemeden de olsa Havin'in canını çok acıtmıştı.

Bu alyans'ta onlardan biriydi...

Bir keresinde Havin'in yüzük parmağında alyans'ı görmemiş diye kıyameti koparmıştı.

Havin'e demediğini bırakmamış dakiklarca esip gürlemişti .

Nasıl alyans'ını takmazsın diye ...

Havin ise o anlar tek bir kelime bile etmemişti.

Dokunsan ağlayacak yaşlarla da korku dolu gözlerle Cesur'un yaptıklarını izlemişti .

Saatler sonra Ömerli konağına gittiklerinde de Delal Hanımağa yanlarına gelmişti.

Havin'e alyans'ını uzatıp kuyumcunun parmağına göre güzelce ayarlatıp daraltığını söylemişti .

Cesur ise o anlar mahçup dolu gözlerle Havin'e bakmıştı .

Havin alyans'ı ona büyük geldiği için daraltmıştı .

Ama kendisi çok daha farklı şeyler düşünmüştü.

En kötüsü de Havin o anlar yine susmuştu .

Cesur'un bir alyans yüzünden yaptıklarını avazı çıktığı kadar bağırmak yerine susmuştu.

Ailesi'nin canını acıtmamak için...

"" Özür dilerim ."" Dedi Cesur.

"" Sana çok acı çektirdim ."" Dedi sesi titreyerek.

&&&&&&&&&&&&&&&

Amed topraklarında saatler gece yarısını gösteriyordu.

Hastane'de ise iğne atsan yere düşmezdi .

Bunca insan ve bunca Ağa tek bir insan için Hastane'ye gelmişti .

Havin Asrındağ...

Agır Ateşoğlu ve Ömer Mertoğlu da  Havin'in ameliyatına girip Havin'i o kurşundan kurtarmak istiyordu.

"" Ağa'lar ."" Dedi Ömer Mertoğlu .

"" İzninizle Agır'la birlikte Havin'i ameliyat etmek istiyorum ."" Dedi açıklama yaparak .

İki Aile ise böyle büyük bir riski asla alamazdı .

Çünkü güneş doğduğunda Havin için başka şehir ve ülkelerden en iyi Doktor'lar Hastane'ye gelecekti .

"" Olmaz öyle şey ."" Dedi Cesur .

"" Güneş doğduğunda işinin ehli bir yığın Doktor gelecek ."" Dedi Ömer'e bakarak .

"" O Doktor'lar Havin'in ameliyatına girecek ."" Dedi karşı çıkarak .

Ömer Mertoğlu ise bu sözlerle sıkıntılı bir nefes alıp vermişti .

Güneş doğduğunda  herşey için çok geç olabilirdi .

Belki kurşun çıkarılır ama kalıcı hasara sebep olurdu .

Agır Ateşoğlu'da bunu bildiği için Doktor sıfatıyla konuşmaya başlamıştı.

"" Havin'in güneş doğana kadar vakti yok ."" Dedi Agır .

"" Olsa bile dokular ciddi zarar gördüğü için felç kalacak."" Dedi Doktor sıfatıyla .

"" Masada kalma ihtimalinden bahsetmiyorum bile ."" Dedi olası ihtimalleri söyleyerek.

Agır Ateşoğlu'nun bu sözleriyle Hastane'de ağıt sesleri yankılanmıştı .

Cesur ise çaresiz gözlerle Agır'a bakıyordu .

Agır ne dediğinin nasıl cümleler kurduğunun farkında mıydı ???

Azad Menzil'de öfke dolu gözlerle Agır Ateşoğlu'na bakmıştı .

Agır burda Agır olmak zorundaydı .

Doktor olmak zorunda değil ...

"" Agır Ateşoğlu !!!"" Dedi Azad .

""  Sözlerine dikkat et !!!"" Dedi dişlerini sıkarak.

Agır ise Azad'a bakarak konuşmaya kaldığı yerden devam etmişti .

"" Ben bir Doktor olarak durumun ciddiyetini anlattım ."" Dedi Agır .

"" Şimdi bırakın da işimizi yapalım ."" Dedi sahte bir tebessümle .

Ciwan Ağa ve Botan Ağa'da, Ömer ve Agır'a bakmıştı .

"" Ömer , Agır."" Dedi Ciwan Ağa ve Botan Ağa.

"" Havin önce Allah'a sonrada size emanet ."" Dediler aynı an'da.

Agır  ve Ömer ise aldığı olumlu cevapla başını olumlu yönde sallamıştı .

Cesur'dan da onayı almak için ona da bakmışlardı .

Cesur'da boğazını temizleyerek konuşmaya devam etmişti.

"" Canınız pahasına kurtaracaksınız Havin'i !!!"" Dedi Cesur.

"" Yoksa çocuklu mocuklu demem alırım canınızı  !!!"" Dedi ciddi bir sesle .

Ömer ve Agır'da bu sözlerle başını olumlu yönde sallamıştı .

"" Havin'in kan değerleri kaybettiği kan yüzünden çok düşük ."" Dedi Ömer Mertoğlu.

"" Ameliyattan önce kan takviyesi yapılmalı ."" Dedi Cesur'a bakarak .

"" Ama 0 + pozitif kan Hastane'de yok ."" Dedi açıklama yaparak.

Amed Zagros,Azad Menzil ve Rojhat Ateşoğlu'da aynı an'da konuşmaya başlamıştı.

"" Bizim kanımız 0 - negatif ."" Dedi Amed , Azad ve Rojhat .

"" Biz verebiliyoruz ."" Dediler aynı an'da.

Amed Zagros'un gözleri ise Evin Bozoğlu'nun üstündeydi.

Çünkü Evin'in de kan grubu 0 - negatif olduğu için herkese kan verebiliyordu .

Ama Evin'in bu hayatta korktuğu tek birşey vardı.

İğne ...

"" Mezopotamya ."" Dedi Amed.

Evin'de sesli bir şekilde yutkunmuş ve konuşmaya başlamıştı.

"" Birinizde benim için sakinleştirici hap var mı ???"" Dedi Evin.

"" Yoksa ben bağırıp çağırdığım için hepinize rezil olacağım ."" Dedi sitem ederek.

Evin'in bu sözleriyle de herkesin yüzünde gülümseme oluşmuştu .

Evin'de Havin'in canı için en büyük korkusuyla yüzleşmek zorunda kalmıştı.

&&&&&&&&&&&&&&

Amed topraklarında saatler gece yarısını çoktan geçmişti.

Evin Bozoğlu ise ona damar yolu açılması için gördüğü tıbbi malzemelerle istemeden de olsa korkup çığlık atmıştı .

Amed'de , Evin'i sakinleştirmeye çalışmıştı  .

Evin damarlarında hissettiği acıyla da avazı çıktığı kadar çığlık atmıştı.

Herşey ise Evin için artık tek bir renk olmuştu.

Siyah ...

Aradan bir saatin geçmesiyle de Amed, Azad ve Rojhat'ın kan verdiği için başı çok dönüyordu.

Çünkü yasal prosedür'ün üzerine çıkmış ve olması gerekenin iki katı kan vermişlerdi .

Bu yüzden de kan şekerleri düşmüş ve biraz dinlenmek zorunda kalmışlardı .

Evin ise daha yeni yeni kendine gelmeye başlamıştı.

Gözlerini açtığında da yanı başında Amed Zagros vardı.

Evin ise etrafına bakınca az önce olanları hatırlamıştı.

Hem olanlar yüzünden utanmış hemde damar yolu kolunda vardır diye korkmuştu.

Amed'de bunu bildiği için konuşmaya başlamıştı.

"" Mezopotamya ."" Dedi Amed.

"" Bu gece çok iyi bir iş çıkardın ."" Dedi içten bir tebessümle.

Evin'de yavaşça kendini yataktan doğrulmuştu.

Kolunda damar yolunu görmeyince de rahat bir nefes alıp vermişti.

Odaya baktığında da Hazal ve Dılda Menzil'in de odada olduğunu görmüştü.

"" He valla çok iyi iş çıkardın ."" Dedi Dılda.

"" Hemen bayıldında kanı hemen aldılar senden ."" Dedi göz kırparak.

"" Yoksa işimiz bayağı bir zor olacaktı ."" Dedi imalı bir sesle.

Dılda'nın bu sözleriyle odada olanlar gülmemek için kendini zor tutmuştu.

Buna rağmen bile gülmelerine engel olamamışlardı .

Evin'de surat asarak başının arkasında olan yastığı alıp Dılda'ya fırlatmıştı .

Azad Menzil'in sağ kolu Hamza'da elinde olan baklava ve kadayıflarla birlikte yanlarına gelmişti .

"" Kan şekeriniz düşmüştür  ."" Dedi Hamza .

"" Tatlı yiyinde düzelsin ."" Dedi porsiyon olarak özel olarak hazırlattığı tatlıları önlerine koyarak .

Herkes tatlısını yerken de Evin , Amed'e bakmıştı .

Amed'in şerbetli tatlılarla arası fazla yoktu .

Yese bile şerbeti var ve yok denecek kadar az olmalıydı .

"" Hamza."" Dedi Evin.

"" Rica etsem çikolata alır mısın ???"" Dedi iç çekerek.

Hamza'da , Evin'i onaylamak için başını olumlu yönde sallamıştı.

"" Tamam Hanım'ım ."" Dedi Hamza.

Hamza Hastane Cafeterya'sına gidip bitter çikolata almıştı.

Yanlarına geri dönüp çikolatayı Evin'in önüne koyup odadan çıkmıştı.

Evin'de önünde olan bitter çikolatayı Amed'e doğru uzatmıştı.

"" Profesör ."" Dedi Evin.

"" Senin tatlıya pek fazla aran yok çikolata ye istersen."" Dedi gülümseyerek.

Amed'de ona uzatılan çikolatayla Evin'e bakmıştı.

Çikolata Evin'i ,Evin yapan şeylerin en  başında geliyordu.

Amed'de bu yüzden sürekli yanında çikolata bulundururdu .

"" Mezopotamya ."" Dedi Amed.

"" Sen bana çikolatanı mı veriyorsun ???"" Dedi göz kırparak.

Evin'de yüzünde oluşan tebessümle karşısında olan Amed'e bakmıştı.

Amed'i onaylamak içinde başını olumlu yönde sallamıştı.

"" Kıymetimi bil Profesör ."" Dedi Evin.

"" Çikolatalarımı almak şimdiye kadar kimseye nasip olmamıştı ."" Dedi göz kırparak.

Amed'de gülümseyerek Evin'in ona uzattığı bitter çikolatayı almıştı.

Birkaç parça alıp geri kalanı Evin'e uzatmıştı.

"" Emin ol kıymetini biliyorum ."" Dedi Amed .

Evin'de nezaket açısından çikolatayı alıp bir parçasını ağzına atmıştı.

Aldığı bitter tadıyla da geri kalanları hızla Amed'e uzatmıştı.

Amed'de ona geri dönen çikolatayla gülmemek için kendini zor tutmuştu .

Mezopotamya'sı ilk defa çikolataya hayır diyordu .

Bitter olduğu için...

"" Mezopotamya."" Dedi Amed.

"" Sen çok mu seviyorsun beni ???"" Dedi göz kırparak .

"" Çikolatanın tümünü bana verdiğine göre."" Dedi imalı bir sesle.

Evin'de ağzında olan acı tadı orda olan baklavaya bastırmıştı .

Amed'i onaylamak içinde başını olumlu yönde sallamıştı.

"" Çok seviyorum ."" Dedi Evin.

"" Hatta o kadar çok seviyorum ki tüm çikolatalar sana feda olsun ."" Dedi ciddi bir sesle .

&&&&&&&&&&&&&&

Amed topraklarında yeni bir gün daha doğmak üzereydi.

Ömer Mertoğlu ve Agır Ateşoğlu'da , Havin'in göğsünde olan kurşunu almak için onu ameliyata almıştı .

İki uzman Doktor'da olabildiğince yavaş ve dikkatli ilerliyordu .

Ameliyatın tüm risklerini ortadan kaldırmak içinde ellerinden gelen herşeyi yapıyorlardı .

Sabah ezanı ise daha yeni bu topraklarda yankılanmaya başlamıştı .

Asrındağ ve Ömerli Ailesi mescid'e gidip farz namazlarını kılmıştı .

Havin'in ameliyatı güzel şekilde sonuçlanması içinde Allah'a dualar etmişlerdi.

Her iki Aile'nin fertleri ettikleri dualardan sonra da mescitten çıkmıştı .

Havin'in zorlu ameliyatı ise üç saat sonra daha yeni bitmişti.

Agır Ateşoğlu ve Ömer Mertoğlu'nun ameliyathane'den çıkmasıyla tüm gözler üstlerine gitmişti .

Herkes bu iki Doktor'un ağzından çıkan sözlere odaklanmıştı .

Ya bu dünya başlarına yıkılacaktı ..

Yâda yeniden doğacaklardı...

Agır ve Ömer ise içten bir tebessümle onca insana bakmıştı .

"" Gözümüz aydın  ."" Dedi Ömer Mertoğlu .

"" Havin'in ameliyatı çok başaralı geçti ."" Dedi müjdeli haberi vererek .

Ömer'in bu sözleriyle Hastane'de olan çaresiz bekleyiş bitmişti .

Koca Hastane'de acının verdiği gözyaşları değil mutluluğun verdiği gözyaşları dökülmüştü .

Tüm herkeste Ömer ve Agır'a minnet dolu gözlerle bakmıştı .

&&&&&&&&&&&&&&&&

Ağrı Doğubeyazıt'ta yeni bir gün daha doğmak üzereydi.

Asrındağ ve Ömerli Ailesi'de Ağrı Doğubeyazıt'a gelmişti.

Çünkü Havin'in Hastane'de olmasının sebebi bu topraklardaydı .

Behiç Ağa ve Ailesi...

Aylar öncesinin intikamını almak için Cesur'u öldürmek istemişlerdi .

Havin Cesur'un önüne geçincede ciddi şekilde yaralanmıştı .

Behiç Ağa ve Ailesi haberi alıp kaçamadan da Asrındağ ve Ömerli Ailesi'nin korumaları hepsini rehin almıştı.

Behiç Ağa ve Ailesi'nden olan kimse hiçbir yere kaçamamıştı .

Ciwan Ağa ve Botan Ağa'da oğulları ve tüm heybetleriyle birlikte konağa giriş yapmıştı.

Hepsinin gözlerinden ise tabiri caizse ateş çıkıyordu .

Jehat , Dora ve Asaf Ömerli aynı an'da silahlarını bellerinden çekmişti.

Güvenliklerini çekip aynı an'da Behiç Ağa'nın üç oğlunun erkekliğini hedef almıştı.

Ateş etmeleriyle de konak'ta Behiç Ağa'nın oğullarının çığlık sesleri  yankılanmıştı .

Bu sabah tüm Aile bedel ödeyecekti ...

Gelinler ve çocukları hariç kimse sağ çıkmayacaktı .

Bu yüzden de bu konağı içinde olan insanlarla birlikte diri diri yakacaklardı .

"" Ben ki Amed'in en güçlü Ağa'sı Ciwan Ağa !!!"" Dedi Ciwan Ağa.

"" Size burda cehennemi yaşatmazsam bana da Ciwan Ağa demesinler !!!"" Dedi sesi konakta yankılanırken .

Botan Ağa'da eline bir bidon benzin alıp avlunun her yerine dökmüştü .

Diğer bir bidonu da alıp Behiç Ağa ve tekerlekli sandalyede olan Alan Ağa'nın üzerine dökmüştü .

"" Sonunuz geldi !!!"" Dedi Botan Ağa.

"" Mardin'in en güçlü Ağa'sı Botan Ağa bu doğan güneşle sizi cayır cayır yakacak !!!"" Dedi öfke dolu gözlerle .

Geri kalan adamlar ise konağın mutfağına ve tüm odalarına benzin dökmüştü.

Behiç Ağa ve Ailesi hiçbirşey kaçamasın diye .

Ciwan Ağa'nın gözleri de herşeyi bir köşeden izleyen genç kızın üstüne gitmişti.

Hivda ...

Oğlu eteklerine sarılmış ağlarken kollarında yeni doğmuş masum bir can daha vardı.

Ciwan Ağa yanına doğru gittiği sırada da Hivda geriye doğru birkaç adım atmıştı.

"" Öldürme bizi ."" Dedi Hivda .

"" Benim ve çocuklarımın bir suçu yok ."" Dedi korkarak.

Ciwan Ağa'da bu sözlerle sesli bir nefes alıp vermişti.

Asla mazluma dokunmazdı ...

"" Korkma ."" Dedi Ciwan Ağa.

"" Ne senin ne de çocuklarının canını almam ."" Dedi başı eğik genç kıza bakarak.

Hivda'da başını kaldırıp ürkek dolu gözlerle Ciwan Ağa'ya bakmıştı.

"" Öldürmeyecek misin bizi ???"" Dedi Ciwan Ağa.

Ciwan Ağa'da gülümseyerek başını olumsuz yönde sallamıştı.

"" Öldürmeyeceğim. "" Dedi Ciwan Ağa.

"" Sen ve çocukların artık özgürsünüz."" Dedi içten bir tebessümle.

Hivda'nın bu sözlerle gözyaşları hızla yüzünü ıslatmaya başlamıştı.

Gidecek bir yeri yoktu ki ...

"" Gidecek bir yerim yok ki ."" Dedi Hivda .

"" Aile'm sahip çıkmaz bana ."" Dedi acı bir tebessümle.

Ciwan Ağa'nın boğazına ise koca bir yumru oturmuştu.

Herkesin evlâd'ı oluyordu ama herkes Ana ve baba olamıyordu.

Hivda'nın Annesi ve babası gibi ...

Anne ve baba gerekirse cayır cayır yanardı ama evlâd'ını yakmazdı .

Hivda'nın Annesi ve babası da yanmayıp onu cayır cayır yakmıştı.

"" Seni çok uzaklara göndereceğim ."" Dedi Ciwan Ağa.

"" Orda çok güzel bir hayat seni ve çocuklarını bekliyor olacak ."" Dedi iç dudağını ısırarak.

Hivda'da minnet dolu gözlerle Ciwan Ağa'ya bakıyordu .

Ona en yakını bile merhamet etmemişti ama Ciwan Ağa etmişti.

Oysa kocası Alan Ağa yüzünden Ciwan Ağa ve Aşireti onlara düşmandı .

Ama Ciwan Ağa ona düşman gözüyle bakmamıştı .

Ciwan Ağa gülümseyerek Hivda'nın oğlunu kucağına almıştı.

Oğlan çocuğunun gözyaşlarını elleriyle silip susturmuştu .

Hivda'da son kez Alan Ağa ve Ailesi'ne bakmıştı.

Esareti bitmişti...

Özgürlüğüne kavuşmuştu ...

Çocukları ondan alınmadan ...

Hivda çocuklarıyla birlikte arabaya geçtiği sırada da Behiç Ağa'nın üç gelini daha Ciwan Ağa'nın yanına gelmişti.

"" Ağa'm bizi de kurtar ."" Dedi gelinler .

"" Hivda'ya merhamet ettiğin gibi bize de et ."" Dediler bir umud .

Ciwan Ağa'da bu sözlerle önce gelinlere sonrasında da Hivda'ya bakmıştı .

Hivda'da ürkek dolu gözlerle konuşmaya başlamıştı.

"" O konakta olan hiçbir gelin mutlu değil ."" Dedi Hivda.

"" Biz sadece onların çocuklarını doğuruyoruz."" Dedi sesi titreyerek.

"" O konakta her gün ruhumuz ve bedenimiz ölüyor ."" Dedi acı bir tebessümle.

Ciwan Ağa'da gelinlerin arabaya geçmesi için eliyle işaret etmişti.

Botan Ağa'da cebinden çıkardığı çakmağı açıp yere atmıştı .

Konakta yangın başlarken de
Behiç Ağa ve Ailesi de avazı çıktığı kadar bağırıyordu.

Can korkusuyla...

Ciwan Ağa ve Botan Ağa'da orda olan adamlarına bakmıştı.

"" Bedenlerinin hepsi yanacak ."" Dedi Ciwan Ağa.

"" Kül olmadan da söndürün yangını ."" Dedi emir veren bir sesle .

"" Onlar ölmeyecek ölmekten beter olacak !!!"" Dedi dişlerini sıkarak.

"" Verdikleri son nefese kadar da acı çekecekler !!!"" Dedi yanan canlara bakarak .

Adamlarda Ciwan Ağa'yı ve Botan Ağa'yı onaylamak için başını olumlu yönde sallamıştı.

&&&&&&&&&&&&&&&&

Amed topraklarında saatler öğlene doğru gelmek üzereydi.

Ciwan Ağa'lar da yaklaşık yarım saat önce Hastane'ye gelmişti.

Delal Hanımağa yoğum bakımda olan Havin'e bakıyordu.

Havin kablolarla bağlanmışken rahat nefes alıp vermesi için entübe edilmişti.

Delal Hanımağa'da daha fazla dayanamayıp avazı çıktığı kadar çığlık atmıştı.

Havin orda nefes alamazdı ki ...

Nefesi kesilirdi...

"" Botan söyle çıkarsınlar Havin'i !!!"" Dedi Delal Hanımağa.

"" Havin orda nefes almaz !!!"" Dedi canından can koparken.

"" Astımı var nefesi kesilir !!!"" Dedi çaresiz gözlerle.

"" Düz uyuyamaz uyusa bile nefes alması için yastığı havada olmalı !!!"" Dedi canından can koparken.

"" Yoksa nefesi kesilir !!!"" Dedi aldığı nefesler ciğerlerine yetmezken.

Delal Hanımağa'nın bu sözleriyle herkesin acısı katlanmıştı .

Botan Ağa'da öfke dolu gözlerle karşısında olan genç adama bakıyordu.

Jehat...

Çünkü Havin'in astımı bir yaşında havuza düşüp dakikalarca fark edilmediği için oluşmuştu.

Onu ilk bulup getiren Jehat olduğu içinde tüm suç Jehat'ın üstüne kalmıştı.

Sanki Jehat , Havin'i havuza atmış sonrasında pişman olup çıkarmış gibi .

Oysa Jehat , Havin'i sudan çıkarmaktan başka hiçbirşey yapmamıştı.

Jehat'ta babası Botan Ağa'nın öfkeli gözleriyle karşı karşıya gelmişti.

Sinirden gülerekte konuşmaya başlamıştı.

"" Söyle Botan Ağa söyle !!!"" Dedi Jehat.

"" Ana'n senin yüzünden bu hâlde de !!!"" Dedi Annesi'ne bakarak.

"" Sen Havin'i havuza attın sonrasında pişman olup çıkardın diye bu hâlde de !!!"" Dedi acı bir tebessümle.

Botan Ağa'da sabır çekerek Jehat'a bakıyordu.

"" Ulan it oğlu it !!!"" Dedi Botan Ağa.

"" Senden başka Havin'e düşman olan mı vardı ???"" Dedi sesini yükselterek.

Jehat ise sadece yazık diyerek babasına bakıyordu .

Havin'e düşman değildi ki ...

Hiçbir zamanda düşman olmamıştı.

Ama onu yıllar önce sevip kucağına almadığı için babası ona sen Havin'in düşmanıydın diyordu.

""Havin hiçbir zaman benim düşmanım değildi  !!!"" Dedi Jehat.

"" Ama sen sırf Havin'i kucağına alıp sevmediğim için bana düşman dedin !!!"" Dedi sesini yükselterek.

"" Onu havuzdan çıkaran benken bana inanmadın !!!"" Dedi öfkeyle.

"" Ki zaten hâlâ da inanmıyorsun !!!"" Dedi acı bir tebessümle.

"" Ben senin için kardeşine düşman olup ona havuza attığı için vicdan azabı çeken sonrasında da kardeşine merhamet eden bir oğlundum !!!"" Dedi ardına bile bakmadan çekip giderek.

Roza  , Jehat'ın peşinden gideceği sırada Şerwan Ağa'yla göz göze gelmişti.

Şerwan Ağa'da derin bir iç çekerek konuşmaya başlamıştı.

"" Git peşinden yanlız kalmasın ."" Dedi Şerwan Ağa.

Roza'da babasını onaylamak için başını olumlu yönde sallamıştı.

Jehat'ın peşinden gidip teras katına çıkmıştı .

Jehat ise içinde olan geçmişin hüznüyle birlikte avazı çıktığı kadar bağırmıştı .

Her ne kadar Havin'i havuza atan kendisi olmasa bile vicdan azabı çekiyordu.

Yıllar önce Havin'in yokluğunu daha erken fark etmediği için .

Roza'da yüzünü ıslatan gözyaşlarıyla birlikte sevdiği adama bakıyordu.

Jehat'ı ilk defa bu durumda görmüştü ve bu durumu zerre kadar Jehat'a yakıştırmamıştı .

"" Jehat ."" Dedi Roza.

Jehat'ta duyduğu sesle gözlerini sıkı sıkı yummuştu.

Roza'nın onu bu hâlde görmesini istemiyordu.

Bu yüzden de yüzünü Roza'ya dönmeden konuşmaya başlamıştı .

"" Roza git ."" Dedi Jehat.

"" Yalnız kalmaya ihtiyacım var ."" Dedi sesi titreyerek.

Roza'da Jehat'a doğru adımlar atıp Jehat'ı yavaşça kendine çevirmişti.

"" Ben sana inanıyorum ."" Dedi Roza.

"" Yıllar önce Havin'i havuza sen atmadın ."" Dedi acı bir tebessümle.

Jehat'ta yüzünü ıslatan gözyaşlarıyla Roza'ya bakıyordu.

Ne zaman bu konu açılsa Roza ona hep aynı şeyi söylüyordu .

Sana inanıyorum...

Havin'i havuza sen atmadın...

Hatta Roza yıllar önce küçük hâliyle Jehat'ı Botan Ağa'nın öfkesinden korumaya çalışmıştı .

Jehat'ta başını Roza'nın omzuna yaslayıp küçük bir oğlan çocuğu misali ağlamaya başlamıştı.

"" Bir tek sen inanıyorsun bana."" Dedi Jehat.

"" Başka kimse inanmıyor  ."" Dedi teselliyi Roza'nın omzunda arıyarak.

"" Ben yapmadım etmedim dedim ama  kimse bana inanmadı."" Dedi canından can koparken.

&&&&&&&&&&&&&&

Amed topraklarında saatler öğleni çoktan geçmişti.

Dila Asrındağ ise kendine sessiz bir yer bulmuş sesli bir şekilde ağlıyordu.

Sesi kimseye gitmesin diye de iki eliyle ağzını kapatmıştı.

Geçmiş yüzünden yıllardır içinde dehşet bir vicdan azabı vardı.

Yıllar önce kendisi masum ve savunmasız bir bebeği havuza atmıştı.

Havin...

Pişman olup çıkarmak için gittiğinde de Havin'in minik bedenini Jehat'ın kollarında görmüştü.

Bu da yetmezmiş gibi tüm suç Jehat'ın üstüne kalmıştı.

Dila ise yıllarca bu vicdan azabıyla birlikte yaşıyordu.

O gün nasıl olmuştu da Havin'i havuza atmıştı bilmiyordu.

Bildiği tek şey ablasının ölümünden Havin'i suçlamış olmasaydı.

O gün yeğeni Jehat'ın abisi tarafından nasıl dövüldüğünü hiç unutmamıştı .

Jehat'ın ben masumum demesini de ...

Tıpkı bu gece gibi ...

Yıllarca herkes Jehat Havin'i havuza atmış sanmıştı.

Pişman olunca da havuzdan çıkarmış sanmışlardı .

Jehat'ta yıllarca işlemediği günahın bedelini ödemişti .

Havin her astım atağı geçirdiğinde kendini suçlamıştı.

Havin'in yokluğunu daha önce fark etmedim diye .

Azer'de Hastane'nin her yerinde Dila'yı arıyordu.

Hastane terasına gelmesiyle de az olsa bir ses duymuştu.

Boğuk bir ses ...

Sese doğru gittiğinde de Dila'nın ağzını kapatıp ağladığını görmüştü.

"" Dila ."" Dedi Azer.

Dila'da duyduğu Azer'in sesiyle elini ağzından çekmişti .

"" Benim yüzümden ."" Dedi Dila .

"" Herşeyin sorumlusu benim ."" Dedi kelimeler kısık kısık ağzından çıkarken.

Azer'de derin bir iç çekip Dila'nın karşısına oturmuştu.

"" Ne senin yüzünden ???"" Dedi Azer.

Dila'da kan çanağına dönmüş gözlerle Azer'e bakıyordu.

Gerçeği itiraf etmeyi o kadar çok istiyordu ki .

Ama sadece istiyordu...

Çünkü geçmiş gün yüzüne çıktığında herkesi kaybedecekti .

Karnında olan masum canları bile ...

Kimse yanında olmayacak herkes ona sırt çevirecekti .

Bu yüzden de Dila yıllardır olduğu gibi yine susmak zorunda kalmıştı.

İçinde olan dehşet bir vicdan azabıyla ...

"" Düğün gecesi Havin'i zorladım ."" Dedi Dila.

"" Cesur'un karısı olacaksın dedim ."" Dedi diğer en büyük hatasını söyleyerek.

Azer'in ise hatırladığı geçmişle öfkeden yüz hatları belirginleşmişti.

Cesur düğün gecesi haberi olmadan Havin'e zorla dokunmuştu.

O gece Cesur'un Havin'e dokunmadığından bir haber.

"" Sen en iyisi ağlamaya devam et !!!"" Dedi Azer.

"" Yaptığın çok yanlış ve kabul edilemezdi !!!"" Dedi ciddi bir sesle.

Dila'nın ise bu sözlerle gözyaşları dahada şiddetlenmişti.

Kocası aradan aylar geçse bile bu konu açıldığında ona tavır yapıyordu.

"" Azer ."" Dedi Dila .

Azer'de eliyle burun kemerini sıkmış ve Dila'yla eliyle sus işareti yapmıştı.

"" Cesur o gece senin yüzünden haberi olmadan Havin'e  tecavüz etti !!!"" Dedi Azer.

"" Cesur bunu öğrense ne olur hiç düşündün mü ???"" Dedi Dila'ya bakarak.

"" Siler seni !!!"" Dedi olacakları anlatarak.

"" Teyzesi olman yıllarca onun için yaptığım onca fedakarlıklarının hepsi koca bir hiç olur !!!"" Dedi acı bir tebessümle.

Dila'da durmadan yüzünü ıslatan gözyaşlarıyla oturduğu yerden kalkmıştı.

Gitmek istediğinde de Azer onu kendisine çekip sıkı sıkı sarılmıştı.

"" Özür dilerim ."" Dedi Azer.

"" İstediğim canını acıtmak değil gerçeği anlatmaktı ."" Dedi iç dudağını ısırarak.

Dila ise dakiklarca Azer'in kollarında ağlamıştı.

Geçmiş gün yüzüne çıkarsa herkesi kaybedecekti.

Artık bundan adı kadar emindi ...

Bu yüzden de yıllardır olduğu gibi yine susmak zorundaydı .

&&&&&&&&&&&&&&

ÎKÎ GÙŇ SÕŇRÁ

Amed topraklarında cehennemden beter iki koca gün daha geçmişti.

Havin ise üç gündür olduğu gibi bu günde yine yoğum bakımdaydı .

Cesur'da cam bölümden kablolarla bağlı karısına bakıyordu.

Bu üç koca günde çok büyük bir karar vermişti.

Havin'in en büyük hayallerinden birini yerine getirecekti .

Annesi Havin'in ölümüyle başlayan yas'ı bitecekti.

Havin için...

Havin'in istediği gibi sadece kendisi onu değil herkes onu farklı renklerin içinde görecekti.

Ömer Mertoğlu ve Agır Ateşoğlu'da yoğum bakıma girip Havin'i bir kez daha muayene etmişti.

Yoğum bakımdan çıkmalarıyla da her iki Aile onlara bakmıştı.

"" Havin'in durumu nasıl ???"" Dedi Cesur.

"" İyiye gidiyor değil mi ???"" Dedi acı bir tebessümle.

Ömer Mertoğlu'da  başını olumlu yönde sallamıştı.

"" Havin'in durumu daha iyi ."" Dedi Ömer.

"" Gün geçtikçe de dahada iyi olacak ."" Dedi içten bir tebessümle.

Delal Hanımağa'da bir umud karşısında olan Ömer'e bakıyordu.

"" Havin'i görebiliriz artık değil mi ???"" Dedi Delal Hanımağa.

Delal Hanımağa'nın bu sözleriyle de Ömer ne yapması gerektiğini hiç bilmiyordu .

Havin'i görmeleri için daha çok erkendi .

Ama burda mesleği değil insanlığı ağır basmıştı .

"" Bir kişi görebilir ."" Dedi Ömer.

"" O da sadece birkaç dakika ."" Dedi yutkunarak.

Ömer'in bu sözleriyle de Cesur, Botan Ağa ve Delal Hanımağa göz göze gelmişti.

Bu üç kişide yoğum bakıma girmeyi çok istiyordu.

Ama diğerlerinin hakkı da olduklarını biliyorlardı .

Delal Hanımağa'da Cesur'a acı bir tebessüm etmişti.

"" Cesur sen git Havin'in yanına."" Dedi Delal Hanımağa.

"" Bir dahaki sefere de ben ve Botan gideriz ."" Dedi önceliği Cesur'a tanıyarak.

Cesur'da bu sözlerle Botan Ağa'ya bakmıştı.

Botan Ağa'da derin bir iç çekip konuşmaya başlamıştı.

"" Delal doğru söylüyor ."" Dedi Botan Ağa.

"" Sen Havin'in yanına git biz sonra gideriz ."" Dedi acı bir tebessümle.

Aradan birkaç dakikanın geçmesiyle de Cesur yoğum bakıma girmek için gerekli herşeyi üstüne geçirmişti .

Vücudun da önlük ellerinde eldiven yüzünde cerrahi maske ve saçlarında bone vardı.

Derin bir nefes alıp vererek yoğum bakıma girmişti.

Havin'in baygın bedenine doğru adımlar atıp yavaşça yanına oturmuştu.

Gözyaşları da hızla yüzünü ıslatmaya başlamıştı.

Uzunca bir sürede hiçbirşey yapmadan sadece Havin'e bakmıştı.

Havin'i baygın da olsa üzmemek içinde gözyaşlarını elleriyle silmişti.

Havin'in kınalı avuçlarını okşamış ve göğsünde olan yaranın sargısından öpmüştü.

Burnunu çekerekte konuşmaya başlamıştı.

"" Havin'im ."" Dedi Cesur.

"" Sana çok güzel haberlerim var ."" Dedi Havin'in saçlarını okşayarak.

"" Tâbi ilk'ini öğrendiğinde biraz  kızabilirsin  ."" Dedi bebekten bahsederek .

"" Ki zaten hakkında ."" Dedi acı bir tebessümle .

"" Ama ikinci haber ilk'inin öfkesini alacak ."" Dedi yasından bahsederek.

Cesur ilk haberi vermek için elini  Havin'in karnına götürmüştü.

Havin'in karnını yavaşça okşayıp konuşmaya devam etmişti.

"" Bu haberi normalde kadınlar verir ."" Dedi Cesur.

"" Ama kocan bir  ilk'e daha imza atmak istedi ."" Dedi iç dudağını ısırarak .

"" Bizim bir çocuğumuz olacak."" Dedi dolan gözlerle .

"" Çocuğumuzu görmek ve kalp atışlarını duymak için senin uyanmanı bekliyorum ."" Dedi bir umud .

"" Havin'im ."" Dedi Havin'in saçlarını okşayarak .

"" Kocan senin için yasını bitiriyor ."" Dedi Havin'in kulağına fısıldayarak.

"" Ama bunun için uyanman gerek ."" Dedi canından can koparken.

"" Hadi uyan artık."" Dedi sesi titreyerek.

"" Sen yokken benim canım çok sıkılıyor ."" Dedi gözyaşları bir kez daha yüzünü ıslatırken .

"" Kimse beni senin kadar mutlu edemiyor ."" Dedi küçük bir oğlan çocuğu misali mızmızlanarak.

Havin ise kablolara bağlı baygın bir şekilde uyumaya devam etmişti.

&&&&&&&&&&&&&&

Amed topraklarında hava daha yeni yeni kararmaya başlamıştı.

Havin'in ise ruhu ömrünün en güzel rüyalarında birini görmek için rüya âlemine gitmişti.

Havin gördüğü rüyada Asrındağ konağına yakın nehir'deydi .

Bedeni de orda sevdalı canların ad'larının olduğu ağacın gölgesindeydi .

Üzerinde yazlık bej rengi bir elbise varken ayağında beyaz bir spor ayakkabı vardı.

Tam karşısında da Cesur iki yaşlarında küçük bir oğlan çocuğuyla oynuyordu.

Kendi oğluyla...

Ömer...

Baba oğulun üzerinde de beyaz gömlekler ve bej rengi kot pantolonlar vardı.

Havin'de bir köşeden Cesur ve Ömer'e bakıyordu.

Cesur ilk defa dışarda siyah dışında başka bir renk giymişti.

Cesur ve Ömer'de , Havin'in onlara baktığını fark edince Havin'in yanına gelmişlerdi .

Ömer minik ellerine bir sürü kestane doldurup yanlarından uzaklaşmıştı .

Aldığı kestane çok fazla olduğu içinde yolun yarısına gelmeden bir çoğu elinden yere düşmüştü.

Ömer'de bu durumu umursamadan arabasına binmişti.

"" Daşık {{ Eşek Sıpası }} Dedi Cesur.

"" Süt kokan ağzını umursamadan artistlik yapıyor."" Dedi gülerek.

Ömer kendi arabasına binip Cesur'un ona öğretiği şekilde de arabayı kullacağı sırada Cesur orda olan ebebeyin kumamdasıyla arabayı durdurmuştu.

Ömer surat asarak Annesi'ne babasına bakarkende Havin gülümsemişti.

Bu oğlan çocuğu ömründe görüp görebileceği en güzel oğlan çocuğuydu .

O olan çocuğunun onun oğlu olduğundan bir haber.

Cesur'da gülümseyerek Havin'in sırtını göğsüne yaslamıştı .

Havin'de onların böyle güzel bir oğulları olur muydu diye düşünmeye başlamıştı.

Ömer'in onların oğlu olduğundan bir haber.

"" Ömer ."" Dedi Havin.

"" Arabada olan oğlan çocuğu çok güzel ."" Dedi Ömer'e bakarak.

Cesur'da bu sözlerle arabasından ona surat asan oğluna bakmıştı.

"" Babasına çekmiş ."" Dedi Cesur.

"" Yoksa bu kadar güzel olması imkansız ."" Dedi kendini överek .

Havin'de sırtını Cesur'un göğsünden çekip konuşmaya devam etmişti.

"" Babası kim acaba ???"" Dedi Havin.

"" Sen tanıyor musun ???"" Dedi göz kırparak .

Cesur'da gözlerini kısarak başını olumlu yönde sallamıştı.

"" Çok yakından tanıyorum ."" Dedi Cesur.

"" Ama Anası'nı daha da yakından tanıyorum."" Dedi Havin'e yaklaşarak.

"" Hatta zamanında kendisiyle bayağı bir  münasebetim oldu ."" Dedi göz kırparak.

"" Ki hâlâ da var ."" Dedi imalı bir sesle.

Havin'de ,Cesur'un kendisinden bahsettiğinden bir haber aralarında olan mesafeyi hızla açmıştı.

Surat asarakta konuşmaya devam etmişti.

"" Vazgeçtim !!!"" Dedi Havin.

"" O çocuk hiçte güzel değil !!!"" Dedi dişlerini sıkarak.

"" Hatta babasına değil Ana'sına çekmiş !!!"" Dedi imalı bir sesle.

Cesur'da bu sözlerle gür bir kahkaha atmıştı.

"" Şu an Anası'na çok büyük bir haksızlık yapıyorsun ."" Dedi Cesur.

"" Anası yeryüzünün en güzel kadını."" Dedi tutkulu bir sesle .

Havin'de dolan gözlerle Cesur'a bakıyordu .

Cesur gözlerinin içine baka baka oğlan çocuğunun Annesi yeryüzünün en güzel kadını diyordu .

O kadının kendisi olduğundan bir haber...

Cesur Havin'e yaklaştığında Havin hızla aralarında olan mesafeyi açmıştı.

Cesur'u iterekte ayağa kalkmış ve konuşmaya devam etmişti.

"" Anası dünyanın en güzel kadınıysa git  onunla evlen !!!"" Dedi Havin.

"" Ama ne yaparsan yap onun kadar güzel bir oğlun olmaz !!!"" Dedi canı acıyarak.

Cesur'da Havin'in bileğinden tutup kendine çekmişti.

"" Evlendim zaten ."" Dedi Cesur.

"" Hatta oğlumuz bile var ."" Dedi nefesleri birbirine çarparken.

Havin'de yüzünü ıslatan gözyaşlarıyla bileğini Cesur'un elinden çekmişti .

"" İğrenç birisin sen !!!"" Dedi Havin.

"" Hayatımda kimse olmadı kimseye dokunmadım dedin !!!"" Dedi sesi titreyerek.

"" Bende aptal gibi inandım sana !!!"" Dedi canı acıyarak.

Cesur'da Havin'in bu tavrıyla gür bir kahkaha atmıştı .

Havin'in elinden birkez daha tutup kendine çekmişti .

Nefesleri birkez daha buluşurken de eliyle Havin'in belini kavramıştı .

"" Havin'im ."" Dedi Cesur.

"" Ateşin mi var senin ???"" Dedi ciddi bir sesle.

Havin'de aralarında olan mesafeyi açmak için Cesur'un elini belinden çekmeye çalışıyordu.

"" Havin'im deme bana !!!"" Dedi Havin.

"" Ben senin Havin'im değilim !!!"" Dedi sesinin yükselterek .

Ömer ise yükselen seslerle birlikte Anne babasının yanına gelmişti .

Havin'i ağlıyor görünce de minik ayaklarıyla Cesur'un erkekliğine tekme atmıştı .

"" Anne'yi bırak ."" Dedi Ömer.

"" Anne ağlıyor ."" Dedi Cesur'u iterek .

Cesur'da gülerek Ömer'i yanına almış ve canını acıtmayacak şekilde yanaklarından ısırmıştı.

Ömer'de , Cesur'u itip ağlaya ağlaya  Havin'in kucağına oturmuştu.

"" Anne ."" Dedi Ömer.

"" Baba ısırdı ."" Dedi Cesur'un ısırmadığı yanağını göstererek .

"" Döv babayı ."" Dedi Cesur'u ,Havin'in öfkesine kurban etmek isteyerek .

Havin ise Ömer'in ona Anne demesiyle neye uğradığını şaşırmıştı.

Onun bir çocuğu yoktu ki ...

Ama bu çocuk ona Anne diyordu...

Havin ve Ömer'in göz göze gelmesiyle de Ömer dolan gözleriyle Havin'e bakmıştı .

"" Sen kime çektin böyle Ömer efendi ???"" Dedi Cesur .

"" Ama suç bende ."" Dedi Ömer'i , Havin'den alarak.

"" Aylarca Anası'na senin gibi bir çocuğum olsun dersen olacağı bu ."" Dedi Ömer'i gıdıklayarak .

Ömer'de gülerek Havin'e bakıyor ve minik ellerini ona uzatıyordu .

"" Anne."" Dedi Ömer.

"" Baba gıdık yapıyor ."" Dedi gıdıklıyor diymediği için.

"" Döv babayı ."" Dedi minik elleriyle Cesur'u durdurmaya çalışarak.

Cesur'da bu sözlerle ufak bir kahkaha atmıştı.

Oğlu tıpkı karısı gibiydi...

Karısı gibi nazlı ...

&&&&&&&&&&&&&&&

Amed topraklarında gece hüküm sürmeye başlamıştı .

Cesur'da yoğum bakımda olan Havin'e bakıyordu.

Aklına da o anlar Lorin'in Hastane'de olduğu zamanlar gelmişti .

Havin'i dinlenmesi için göndermek istediğinde Havin ona karşı çıkmıştı.

Başını boynuna gömmeden kokun olmadan uyuyamam demişti .

Uyandığımda derin bir boşluğa düşerim demişti.

Cesur'da içinde olan umud kırıntısıyla birlikte sağ kolu Hasan'a bakmıştı.

"" Hasan ."" Dedi Cesur.

"" Bana beyaz bir gömlek al ."" Dedi hevesle .

Hasan'da beyaz gömlek sözüyle sesli bir şekilde yutkunmuştu.

Cesur yıllardır yas tuttuğu hâlde ondan beyaz gömlek mi istiyordu ???

"" Af buyur Ağa'm .''" Dedi Hasan.

"" Beyaz gömlek mi ???"" Dedi durumu anlamak adına.

Cesur'da sabır çekerek konuşmaya devam etmişti.

"" Evet Hasan beyaz gömlek ."" Dedi Cesur.

"" Daha ne kadar açıklayıcı olabilirim ???"" Dedi imalı bir sesle.

Hasan'da , Cesur'u onaylamak için başını olumlu yönde sallamıştı.

Hastane'den çıkıp bulduğu ilk mağazaya girmişti.

Cesur'a beyaz bir gömlek alıp Hastane'ye geri dönmüştü .

"" Getirdim Ağa'm ."" Dedi Hasan .

"" Başka bir isteğin var mı ???"" Dedi içinde gömleğin olduğu karton poşeti uzatarak.

Cesur'da karton poşeti alıp içinde olan beyaz gömleğe bakmıştı.

Bu gece yası bitiyordu ...

"" Arabanın torpidosundan  parfüm'üm var ."" Dedi Cesur.

"" Yanında da krem kutusu var ."" Dedi Hasan'a bakarak .

"" Hayrına onları da alıp gel ."" Dedi gülümseyerek.

Hasan'da , Cesur'u sorgulamadan yanından ayrılıp otoparka gitmişti.

Torpido da olan parfüm ve kremi alıp Cesur'un yanına geri dönmüştü.

Cesur'da krem ve parfüm'ü alıp boş bir odaya gitmişti .

Üstünde olan siyah gömleği çıkarıp yerine beyaz gömleği giymişti.

Parfüm'ünü her iki boynuna sıkıp kokusunu bedeniyle bütünleştirmişti .

Bismillah çekerekte sağ ayağıyla odadan çıkmıştı.

Hasan ise üzerinde Cesur'u farklı bir rengin içinde görmüş olduğunun verdiği şoku taşıyordu.

Cesur'u tanıdığı günden beri Cesur'u ilk kez başka bir rengin içinde görmüştü .

Beyaz...

Hasan'da yüzünde oluşan içten bir tebessümle Cesur'un üzerinde olan gömleğe bakıyordu.

"" Ağa'm ."" Dedi Hasan.

Cesur'da , Hasan'a susması için eliyle sus işareti yapmıştı.

"" Sonra Hasan ."" Dedi Cesur.

"" Sen şimdi bana hasta önlüğü bul ."" Dedi emir veren bir sesle.

Hasan'da , Cesur'u onaylamak için başını olumlu yönde sallamıştı.

Hasta önlüğünü getirmesiyle de Cesur yoğum bakıma doğru adımlar atmıştı.

Yoğum bakımın girişinde Cesur'u gören herkeste Hasan'ın durumundaydı .

Cesur yıllar sonra ilk kez siyah rengi üstünden çıkarmıştı.

Ciwan Ağa ise Cesur'la göz göze gelince gözleri dolmuştu.

Oğlu bu gece yıllardır süren yasını bitirmişti.

Havin için...

Bir Havin'in ölümüyle başlayan yas başka bir Havin'in yaşaması için son bulmuştu.

Cesur ise üzerinde olan şaşkın bakışları es geçip elinde olan hasta önlüğü ve Havin'in kremiyle birlikte Havin'in yanına yoğum bakımına girmişti .

Havin'i bedeninde olan kablolardan kurtarmıştı .

Ağzında olan hortumu yavaşça çıkarmıştı .

Cesur'un yaptığı bu hareketlerle de Agır , Cesur'u çıkarmak için içeriye girmişti .

"" Cesur ."" Dedi Agır .

"'' Ne yaptığını sanıyorsun sen ???"" Dedi sesini yükselterek.

Cesur'da sakinliğini korumaya çalışarak Agır'a bakmıştı .

"" Karımı kablolardan kurtarıyorum !!!"" Dedi Cesur.

Agır ise Cesur'un bu sözleriyle durumun ciddiyetini anlatmaya başlamıştı.

"" Senin o kablo dediğin karının yaşam fonksiyonlarını kontrol etmemiz için takıldı ."" Dedi Agır.

"" Şimdi karının iyiliği için burdan çık bende Doktor olarak işimi yapayım."" Dedi eliyle Cesur'u kapıyı göstererek .

Cesur ise keskin bakışlarıyla karşısında olan Agır'a bakıyordu.

Buraya Havin'i bu kablolardan ve yoğum bakımdan çıkarmaya gelmişti.

Çıkarmadan da asla durmayacaktı ...

Bu yüzden de ayağa kalkıp Agır'ın yanına doğru gelmişti.

"" Önünde iki seçenek var !!!"" Dedi Cesur.

"" Ya kendi isteğinle çık ,ki bu senin için en iyi seçecek !!!"'' Dedi imalı bir sesle.

"" Yâda ben seni çıkarmak için kaba kuvvete başvuracağım !!!"" Dedi yapacaklarını önceden söylerek.

"" Ki bu benim mesleğin açısından istediğim en son şey !!!"" Dedi sahte bir tebessümle.

Agır'da dişlerini sıkarak Cesur'a bakıyordu .

"" Tüm sorumluluk sana ait !!!"" Dedi Agır .

"" Karın öldüğünde açıklamayı her iki Aile'ye de sen yaparsın !!!"" Dedi sahte bir tebessümle.

"" İnat ettim karımı öldürdüm diye !!!"" Dedi yoğum bakımdan çıkarak.

Cesur'da , Havin'e hasta önlüğünü giydirmek içinde yoğum bakım camının yanında olan jakuzi perdeyi çekmişti.

Havin'in yanına geri gidip Havin'in çıplağını örten ince örtüyü kasıklarına kadar çekmişti.

Yanında getirdiği hasta önlüğünü da olabildiğince yavaş Havin'e giydirmişti .

Havin'in saçlarını arkaya doğru atıp boynunun her iki yanına da Havin'in kremini sürmüştü.

Yoğum bakım Havin kokarken de Cesur , Havin'in baygın bedenini kollarına almıştı .

Yoğum bakımdan çıkmasıyla da herkesin gözü irice açılmıştı.

"" Cesur !!!"" Dedi Botan Ağa.

"" Ne yaptığını sanıyorsun sen ???"" Dedi sesini yükselterek.

Cesur ise Botan Ağa'yı umursamadan yoluna devam etmişti.

"" Cesur ."" Dedi Ciwan Ağa.

"" Havin iyiliği için bir süre daha yoğum bakımda kalması gerek ."" Dedi Cesur'u durdurmaya çalışarak.

Cesur'da sabır çekerek onu vazgeçirmeye çalışan babasına bakmıştı .

"" Havin'in iyiliği için ordan çıkması gerekiyordu  !!!"" Dedi Cesur.

"" En geç birkaç güne de Hastane'den çıkacağız !!!"" Dedi ciddi bir sesle.

Delal Hanımağa'da , Havin'e birşey olur korkusundan fanalaşmaya başlamıştı.

Olduğu yere çöküp Havin'in kollarında baygın olduğu Cesur'a bakmıştı.

"" Cesur bırak Havin'i !!!"" Dedi Delal Hanımağa.

"" Yoksa kızım ölecek !!!"" Dedi feryad ederek.

Cesur ise bu feryada kulak tıkayarak yoluna devam etmişti.

Havin için...

Cesur , Havin'i yoğum bakımdan sonra gireceği odaya getirmişti.

Havin'i yavaşça yatağa uzatıp kimse odaya girmesin diye de odanın kapısını kitlemek için kapıya doğru yönelmişti.

Daha kapıyı kitlemeden de içeriye Jehat, Dora ,Rızgar ve Azer Asrındağ gelmişti.

"" Cesur !!!"" Dedi Jehat.

"" Böyle yaparak Havin'i ölüme itiyorsun !!!"" Dedi sesini yükselterek.

Cesur'da öfke dolu gözlerle Jehat'a bakıyordu.

Jehat ise Cesur'u umursamadan Havin'in yanına doğru adımlar atmıştı.

Atması gibi de Cesur tüm gücüyle Jehat'ı yere sermişti .

"" Çıkın odadan !!!"" Dedi Cesur.

Jehat'ta düştüğü yerden kalkıp Cesur'un iki yakasında tutmuştu.

Kafasını Cesur'un yüzüne geçirip dengesini kaybetmesini sağlamıştı.

"" Kardeşimin ölmesine izin vermem !!!"" Dedi Jehat.

"" Öldürmek isteyeni de kendi ellerimle öldürürüm !!!"" Dedi sesi Hastane'de yankılanırken.

Cesur ise yediği kafa darbesinin karşılığını hızla Jehat'a vermişti.

Yüzünde kavgadan dolayı morluk oluşmaması içinde odada olan vazoyu Jehat'ın kafasına geçirmişti.

Jehat ise kafasına yediği darbeyle dengesini kaybetmişti.

Gözleri hızla kararırken de eli başına gitmişti .

Başından akan kan'ı görmesiyle de bilincini hızla kaybetmişti .

Dora'da öfke dolu gözlerle Cesur'un üstüne yürümüştü .

"" Öldürürüm lan seni !!!"" Dedi Dora.

"" Kendi ellerimle alırım canını !!!"" Dedi sesini yükselterek .

Cesur'da sakin kalmaya çalışarak konuşmaya başlamıştı.

"" Al abini götür Acil'e !!!"" Dedi Cesur.

"" Yoksa benden önce abin ölecek !!!"" Dedi sahte bir tebessümle.

Dora'da dişlerini sıkarak Cesur'a bakıyordu .

Cesur'a doğru adımlar atacağı sırada da Rızgar ve Azer Asrındağ araya girmişti.

"" Havin'e birşey olursa kendine ölümlerden ölüm beğen Cesur Asrındağ !!!"" Dedi Dora.

"" Duydun mu beni ???"" Dedi sesini yükselterek.

"" Havin'e birşey olursa kendine ölümlerden ölüm beğen !!!"" Dedi öfke dolu gözlerle.

Cesur ise tek başına onca insanı zorla odadan çıkarmıştı.

Rahat bir nefes alıp vererekte baygın olan Havin'e bakmıştı.

Havin'e doğru adımlar atıp yanına yavaşça uzanmıştı.

Kendini yan çevirip boynunu Havin'in baş hizasına getirmişti.

Havin'in yavaş gelip giden sıcak nefesiyle de dünyalar Cesur'un olmuştu.

Günler sonra Havin'in nefesi boynuyla birleşmişti .

Cesur ise o nefesle günler sonra nefes aldığını hissetmişti .

Havin'in saçlarını okşayıp öpmüş Hastane kokusuyla karışan kokusunu içine çekmişti .

"" Havin'im ."" Dedi Cesur.

"" Hadi uyan artık Allah aşkına ."" Dedi sesi titreyerek.

"" İmrenilecek kadar güzel olan gözlerin gözlerimle birleşsin  ."" Dedi gözyaşları yüzünü ıslatırken.

"" Sana yasımın bittiğini söyleyeyim ."" Dedi Havin'in kulağına fısıldayarak.

"" Bizim bir çocuğumuz olacağını söyleyelim ."" Dedi canından can koparken.

"" Hadi uyan artık kurban olduğum ."" Dedi bir umud .

"" Ömer'ine bir kez daha nefes aldır ."" Dedi boğazında olan yumruyla .

"" Çocuğunuzun içinde olduğu sonsuz bir mutluluk bizi bekliyor ."" Dedi Havin'in karnını okşayarak.

Havin ise ruhuyla birlikte gerçek dünyaya dönmüştü .

Yorgun gözlerini açıp içinde olduğu duruma bakmıştı .

Burnuna gelen parfüm kokusuyla da nerde olduğunu anlaması pekte zor değildi.

Cesur'un boynunda...

Saçların da ise sıcak bir ıslaklık hissediyordu.

Cesur'un gözyaşları...

Havin'de yavaşça başını Cesur'un boynundan çekmek istemişti.

Ama sadece istemişti...

Çünkü başını Cesur'un boynundan çekmek istediğinde göğsünde keskin bir acı hissetmişti.

Hissettiği acıyla da halsiz ve kısık bir sesle inlemişti.

Cesur ise kulağına gelen halsiz inlemeyle yavaşça Havin'den uzaklaşmıştı.

Gözleri ise hasret kaldığı gözlerle buluşmuştu .

Havin'in gözleri...

"" Uyandın ."" Dedi Cesur .

"" Bırakmadın beni !!!"" Dedi sesi Hastane'de  yankılanırken.

Bölüm sonu...

Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir.

Bu bölüm için puan ve yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.

Havin'in , Cesur'un önüne geçip yaralanması ???

Cesur'un , Havin'in bedenine sarılıp bırakma beni diye ağlaması ???

Havin'in hamile olduğunun ortaya çıkması ???

Cesur'un , Ciwan Ağa'ya bakıp ben senin kaderini yaşamayacağım demesi ???

Havin'in kalbinin durması ???

Cesur'un ben çok Havin'in Ömer'i olmayı sevdim demesi ???

Cesur'un kolye ve alyans'ı görmesiyle geçmişe dair yaşadığı vicdan azabı ???

Agır Ateşoğlu ve Ömer Mertoğlu'nun , Havin'i ameliyat etmek istemesi ???

Agır'ın durumun ciddiyetini herkesin içinde Cesur'a anlatması ???

Evin Bozoğlu'nun , Havin için en büyük korkusuyla yüzleşmek zorunda kalması ???

Evin ve Amed'in bitter çikolata sahnesi???

Havin'in ameliyatı ve acı bekleyişin son bulması ???

Asrındağ Ailesi ve Ömerli Ailesi'nin Ağrı Doğubayazıt'a gidip Behiç Ağa'nın konağı basması ???

Jehat , Dora ve Asaf'ın , Behiç Ağa'nın oğullarının erkekliklerine üç el ateş etmesi ???

Ciwan Ağa ve Hivda arasında olan konuşma ???

Ciwan Ağa'nın, Behiç Ağa'nın gelinlerine yeni bir hayat vaad etmesi ???

Botan Ağa'nın, Behiç Ağa ve Ailesi'ni diri diri yakması ???

Delal Hanımağa'nın, Havin'e bakıp Havin yoğum bakımda öyle nefes alamaz demesi ???

Jehat ve Botan Ağa arasında olan tartışma ???

Jehat'ın teselliyi Roza'nın omzunda araması ve senden başka kimse bana inanmıyor demesi ???

Dila'nın çektiği vicdan azabı ve Azer'le arasında olan konuşma ???

Cesur'un , Havin için yasını bitirmeye karar vermesi ???

Cesur'un yoğum bakıma girip Havin'e yasını bıraktığını ve çocukları olacağını söylemesi ???

Havin'in gördüğü rüya ???

Cesur'un beyaz gömlek giyip Havin'i yoğum bakımdan çıkarması ???

Cesur'un , Havin'i yoğum bakımdan çıkarmak istemesiyle Agır'la aralarında olan konuşma ???

Cesur'un , Jehat'a kavga edip onları zorla odadan çıkarması ???

Cesur'un, Havin'in başını boynuna gömüp Havin'i uyandırmaya çalışması ???

Havin'in günler sonra Cesur'un boynunda uyanması ???

Ve bunun gibi daha birçok farklı sorular ve cevapları için görüşlerinizi sabırsızlıkla bekliyorum.

İki hafta sonra 27/04/2023'te görüşmek üzere... 😘😘😘

WATTPAD = mezopotamyali_yazar

TİKTOK = mezopotamyali_yazar

İSTEGRAM = mezopotamyali_yazar

Continue Reading

You'll Also Like

3.3M 164K 18
Maça Kızı 8 serisinin devam bölümlerini içermektedir.
SEKRETER By Beyza Alkon

General Fiction

1M 12.5K 19
Bacaklarımı araladı. "Ne yapıyorsun?" "Seni içiyorum."
98.9K 8.6K 20
Ailesinin zoruyla tatilini fındık toplamaya gitmek için harcayan Enes'in başına Ordu'nun mafyası musallat olur.
1.2M 74.4K 76
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...