HAZAL MENZİL

By mezopotamyali_yazar

1.9M 76.9K 43.3K

Hazal'da, Azad'a yaklaşabildiği kadar yaklaşmıştı . Nefesleri birbilerine çarparken de Azad'ın gözlerinin içi... More

KÁRÁKT£RL£R
ŠÕÑ K£Ž
ŠÕŽ
Ň£MRÙD'ÙŇ ŽÁLÎMLÎĞÎ VÁR ÙŽ£RÎMD£
KÙRBÁŇ
ÁŠK ÎČÎŇ ÕLM£LÎ ÁŠK Õ ŽÁMÁŇ ÁŠK
ŠÁŇÁ KÙRBÁŇ ÕLÙRÙM DÎÝ£ŇL£RÎŇ KÙRBÁNÎÝÎM B£Ň
ÁV Ù ÁGÎR {{ ŠÙ V£ ÁT£Š }}
Y£ŇÎD£Ň DÕĞÙŠ
B£D£L
S£ČÎM
ÕŇŠÙŽ'LÙK
£Ý GÕŇÛL
ČÁR£ŠÎŽLÎK
G£ÇMÎŞÎŇ KÛLL£RÎ
G£ČMΊÎŇ KÛLL£RÎ /// PÁRT ÎKÎ
ÙMÙD
ÎLK ÁŞK , ÎLK Š£VDÁ, ÎLK ÝÁRÁ
Ň£MRÛD V£ ÎBRÁHÎM
ÁŠK ŠÁVÁŞTÎR
HÛKÛM V£RÎLDÎ
KÁČÁŇ KÕVÁLÁŇÎR
Š£ŇŠÎŽ'LÎK
AGİT & YÂR£ DÛĞÛÑ
ÝÁRÁLÁŇMÁ
ÎLK'L£R
GÁLÁTÁ KÙL£ŠÎ
ΊTÁŇBÛL
KÎŽ ΊT£M£
ŇΊÁŇ
ÁM£D TÕPRÁKLÁRÎ
KΊKÁŇĆLÎK
DÕĞÙM GÙŇÙ
ŠÕŇ K£Ž
ÁČÎ
MÙĆÎŽ£'M
ÎMÁM ŇÎKÁHÎ
DÙĞÙŇ HÁŽIRLÎĞÎ
KÎŇÁ
DÙĞÙŇ
VÙŠLÁT
BÁLÁÝÎ
ÙMÙD'ÙM
Y£ŇÎ G£LÎŇ
ÎKÎŽL£R
DÕĞÙM GÙŇÙ
£ŞŠÎŽ H£DÎÝ£M
£Ž Ù TÙ {{ B£Ň V£ Š£Ň }}
D£FÎL£
M£ŇŽÎL CÁDΊÎ
KÙŇ F£ Ý£KÙŇ {{ ÕL D£R V£ ÕLÙR }}
DÎLRÕJ DÙĞÙŇ
MÁŠÙMÌÝ£T
HÊVÎ {{ ÙMÙD }}
ÕŽGÙR M£ŇŽÎL
KÁLBÎM ÝÂRÂLÎ
D£LÎ ÕFK£M
MÁŽÎ'NÎŇ ÎŽL£RÎ
ÁŠK V£ GÙRÙR
ÁŽÁD K£RÎM B£B£K
HÙŽÙŇ
ČÎFT£ DÙĞÙŇ
HÁÝÁLL£RÎM
BÁÝRÁM'Á ÕŽ£L
Š£ŇÎŇ'ÎM
V£DÁ
ÕŽ£L BÕLÙM
21 MÁRT'Á ÕŽ£L BÕLÙM

£VLÁD

21.2K 1K 860
By mezopotamyali_yazar

14/04/2023

""İNSAN EN ÇOK NE ZAMAN PİŞMAN OLUR BİLİYOR MUSUN ???

SENİN YARIM BIRAKTIĞINI BAŞKASI TAMAMLADIĞINDA ...""🥀🥀🥀

Awzer Hanım'da durmadan yüzünü ıslatan gözyaşlarıyla Baran Ağa'ya bakıyordu.

Baran Ağa'ya inanmak hiç istemiyordu ama Baran Ağa yıllarca hep aynı şeyi söylüyordu.

Onları ben öldürmedim...

"" Madem onları sen öldürmedin !!!"" Dedi Awzer Hanım.

"" O zaman emanetine niye sahip çıkmadın ???"" Dedi Bertan'dan bahsederek .

"" O zalim kadının işkencelerine neden göz yumdun ???"" Dedi burnunu çekerek.

Baran Ağa'da bu sorulara cevap vermek istemişti .

Ama sadece istemişti...

Çünkü Bertan onun oğlu değildi ve hiçbir zamanda olmamıştı .

Bu yüzden de Hewidar Koçer'in yaptığı işkencelere göz yummuştu.

Bertan onun oğlu değil diye ...

"" Awzer ."" Dedi Baran Ağa .

Awzer Hanım'da nefret dolu gözlerle Baran Ağa'yı itmeye devam etmişti .

"" Ağa'lık uğruna sustun !!!"" Dedi Awzer Hanım.

"" O zalim kadın karnımdaki cana sebep oldu sustun !!! ""Dedi ölen bebeğinden bahsederek .

"" Bertan'ın kemiklerini kırdı sustun !!!"" Dedi nefretle.

"" Senden alınan Ağa'lık uğruna hep sustun !!!"" Dedi feryat ederek.

Baran Ağa'da daha fazla dayanamayıp yıllar sonra çok büyük bir itirafta bulunmuştu .

"" Bertan benim oğlum değildi !!!"" Dedi Baran Ağa.

Awzer Hanım'da bu sözlerle Baran Ağa'ya sert bir tokat atmıştı.

Yüzüne tükürerekte konuşmaya devam etmişti.

"" Soysuz köpek seni !!!"" Dedi Awzer Hanım.

"" Bir o masum canlara iftira atmadığın kalmıştı !!!"" Dedi öfkeyle.

"" Onu da yaptın !!!"" Dedi sesi mezarlıkta yankılanırken.

Baran Ağa'da durmadan yüzünü ıslatan gözyaşlarıyla Awzer Hanım'ın iki elinden tutmuştu.

Debelenmesine izin vermeden de çaresiz gözlerle Awzer Hanım'ın gözlerinin içine bakmıştı.

"" Bertan benim ve Yare'nin oğlu değildi ."" Dedi Baran Ağa.

"" Bizim oğlumuz Irak'ta doğumda ölmüştü ."" Dedi feryat ederek .

"" Bertan Helbest Menzil ve Aram Ağa'nın oğluydu ."" Dedi gerçeği itiraf ederek .

Baran Ağa daha fazla dayanamayıp Awzer Hanım'la birlikte olduğu yere öylece çökmüştü.

Oğlu ölmüştü ...

Kokusunu birkez bile içine çekmediği oğlunu Irak'ta bırakmıştı.

Yıllarca toprağını birkez bile okşamadığı oğlunun Irak'taki mezarına gidip gelmişti.

Yıllarca kimsenin haberi olmadan evlâd acısıyla yaşamıştı.

Awzer Hanım'da , Baran Ağa'yı itip ayağa kalkmıştı.

"" Ne saçmalıyorsun sen !!! "" Dedi Awzer Hanım.

"" Bertan sen ve Yare'nin oğlu !!!"" Dedi dişlerini sıkarak .

"" Bedir'le doğumuna Irak'a kadar bile geldik !!!"" Dedi buna ihtimal bile vermeden.

Oysa Awzer Hanım'ın ihtimal vermediği şey olmuştu.

Yıllar önce yeğeni ölmüş ve Baran Ağa Helbest Hala'nın çalışanlarıyla iş birliği yapmıştı.

O gün Bertan'ı sezeryandan çıkmış  karısının kollarına verip oğlumuz doğdu demişti.

Karısının canı onun gibi evlâd acısıyla yanmasın diye .

Yaptığı bu hareketiyle de Helbest Hala'yı evlâd acısına mahkum etmişti.

"" Bizim oğlumuz doğumda öldü !!!"" Dedi Baran Ağa.

"" Yare evlâd acısı yaşamasın diye Helbest Menzil'in oğluyla kendi oğlumu değiştirdim !!!"" Dedi gerçeği itiraf ederek.

"" Ben yıllarca toprak olan oğlumun mezarını uzaktan izledim !!!"" Dedi kelimeler kısık kısık ağzından çıkarken.

Awzer Hanım'ın gözyaşlarıda hızla şiddetlenmişti .

Bu imkansızdı ...

Bertan'ın doğduğu gün kendisi kocasıyla birlikte Kuzey Irak'a gitmişti.

Şimdi ise Baran Ağa karşısına geçmiş oğlum öldü diyordu .

"" Yalan söylüyorsun !!!"" Dedi Awzer Hanım.

"" Helbest Hala ve Aram Ağa evli bile değil !!!"" Dedi buna inanmayarak .

"" Bertan onların oğlu olmaz !!!!"" Dedi başını olumsuz yönde sallayarak .

Baran Ağa'da yüzünü durmadan ıslatan gözyaşlarıyla birlikte Awzer Hanım'a bakıyordu.

Yıllar önce karısı Yare'nin yedi aylıkken doğum sancıları başlamıştı .

Baran Ağa'da karısını alıp Hastane'ye götürmüştü .

Bebeğin durumu kritik olduğu için de Yare hemen sezeryan'a alınmıştı .

Baran Ağa içeriden güzel bir haber beklerken de Helbest Hala baygın bir şekilde Hastane'ye getirilmişti .

Çalışanların elinde de yeni doğmuş erkek bir bebek vardı .

İçeriden çıkan Doktor ise Baran Ağa'ya ölü bir bebek doğduğunu ve ne yaparsa yapsınlar kurtaramadıklarını söylemişti .

Baran Ağa'da yüklü bir miktar para karşılığı Bertan'ı çalışanlardan satın almıştı .

"" Bertan , Aram Ağa ve Helbest Menzil'in oğlu !!!"" Dedi Baran Ağa.

"" Duydun mu beni ???"" Dedi sesini yükselterek.

"" Bertan'ı para karşılığı Helbest Menzil'in çalışanlarından satın aldım !!!"" Dedi geçmişi anlatarak.

"" İçime bir kez bile çekemedim oğlum Helbest Menzil'in kucağına verildi !!!"" Dedi feryat ederek.

"" Helbest Menzil oğlumu benim yerime öpüp koklayarak toprağa gömdü !!!"" Dedi canından can koparken.

&&&&&&&&&&&&&&

Adıyaman topraklarında saatler öğlene doğru gelmek üzereydi.

Menzil konağın'da ise iğne atsan yere düşmezdi .

Konakta Güneydoğu'nun birçok ilinden gelen Ağa'lar ve Aile'leri vardı.

Bunca Ağa ve Ailesi ise sadece tek bir insan için Menzil konağına gelmişti.

Özgür Menzil...

Gelen Ağa'lar ve Aile'leri de Özgür'e birbirinden farklı hediyeler getirmişti.

Kimisi altın getirmişti...

Kimisi ise yaşadıkları toprakların en değerli arazi ve tarlasının tapusunu .

Hepsi Özgür Menzil'in aralarına gelişi içindi .

Azad'da puset'in de olan oğlu Özgür'le şark odasında oturuyordu.

Şark odasında olan tüm Ağa'ların gözü de Özgür'ün üzerindeydi.

Yeni doğmuş olmasına rağmen bile Özgür çok güzel duruyordu.

Azad'da yanında oturan Agit'e bakarak omuz atmıştı.

"" Agit ."" Dedi Azad.

"" Ben zaten okuyorum ama sende bol bol Özgür'ün üzerine oku."" Dedi kısık bir sesle.

"" Allah korusun nazar mazar değer. "" Dedi iç çekerek.

Agit'te sinirden gülerek Azad'a ve Özgür'e bakmış .

Özgür doğduğunda beri o kadar çok üzerine okumuştu ki artık dili dönmüyordu.

"" Azad adın hatrına Âzat et beni."" Dedi Agit.

"" İkizler doğduğunda bu kadar üzerlerine okumadım ."" Dedi ciddi bir sesle .

Azad'da sahte bir tebessümle Agit'e bakıyordu .

"" İkizler doğduğunda az okutmadın bana ."" Dedi Azad .

"" Şimdi sıra sende ."" Dedi göz kırparak .

Agit'te sesli bir nefes alıp vererek pusette olan Özgür'e bakmıştı.

Bismillah çekerekte Özgür'ün üstüne okumuş ve üflemişti .

"" Benden bu kadar ."" Dedi Agit.

"" Onca okumaya nazar değerse de değdirene artık helal olsun ."" Dedi sırıtarak .

Azad'da bu sefer yanında oturan Ömer Mertoğlu'na bakmıştı .

"" Sıra sende ."" Dedi Azad .

Ömer'de sıra ona gelince gülerek konuşmaya başlamıştı .

"" Azad senin için atalarımızın çok güzel bir sözü var ."" Dedi Ömer .

"" Görmemişin oğlu olmuş gitmiş neresini koparmış diye ."" Dedi imalı bir sesle .

Azad'da keskin bakışlarıyla Ömer'e bakıyordu .

"" Bu sözü atalarımız benim için değil senin için söylemiş."" Dedi Azad.

"" Hatta Argeş üç günlükken gidip kestirmiştin."" Dedi sünnetten bahsederek.

"" Şimdi yeğeninin üzerine bir güzel oku üfle ."" Dedi sahte bir tebessümle.

Ömer'de bismillah çekerek Özgür'ün üzerine okuyup üflemişti .

&&&&&&&&&&&&&&&

Adıyaman topraklarında saatler öğleni çoktan geçmişti.

Bertan'da herkes Menzil konağında diye
Zeyno Menzil ve Fırat Ağa'nın mezarını ziyaret etmek için mezarlığa gitmişti.

Eğer mezarlarında biri varsa da yanlış anlaşılmamak için Babaannesi'nin mezarına geldiğini söyleyecekti .

Bertan , Zeyno Menzil ve Fırat Ağa'nın mezarına yaklaştığında da dizlerinin üzerine çökmüş Aram Ağa'yı görmüştü.

Aram Ağa küçük bir oğlan çocuğu misali sesli bir şekilde ağlıyordu.

Bertan'da bir süre sessiz kalıp Aram Ağa'yı uzaktan izlemişti.

Ama Aram Ağa öyle içli içli ağlıyordu ki Bertan'ın ayakları onu Aram Ağa'nın yanına doğru götürmüştü.

Çekinerekte elini Aram Ağa'nın omzuna değdirmişti .

Aram Ağa'da başını kaldırıp omzuna dokunan elin sahibine bakmıştı.

Bertan ...

"" Aram Ağa ."" Dedi Bertan.

"" İyi misin ???"" Dedi acı bir tebessümle.

Aram Ağa ise öylece karşısında olan Bertan'a bakıyordu.

Eğer oğlu yaşıyor olsaydı şuan Bertan'ın yaşlarında olacaktı.

Bertan'ın onun oğlu olduğundan bir haber .

"" Oğlum olmuş benim ."" Dedi Aram Ağa.

"" Oğlum ölmüş benim . "" Dedi acı bir tebessümle.

"" Yaşasa senin yaşında olacaktı."" Dedi canından can koparken .

"" Ama ölmüş ."" Dedi sesi titreyerek.

Bertan'ın ise bu sözlerle boğazına koca bir yumru oturmuştu.

Aram Ağa'nın yıllar önce bir oğlu doğup ölmüştü.

Aram Ağa'nın bahsettiği oğlunun kendisi olduğundan bir haber .

"" Aram Ağa ."" Dedi Bertan .

"" Yapma böyle ."" Dedi acı bir tebessümle.

Aram Ağa'da durmadan yüzünü ıslatan gözyaşlarıyla Bertan'a bakıyordu.

"" Ben yeğenlerime Ağa oldum ."" Dedi Aram Ağa.

"" Ama oğluma olamadım ."" Dedi kelimeler kısık kısık ağzından çıkarken.

Bertan'ın da bu sözlerle gözleri hızla dolmuştu.

Aram Ağa'yı yıllardır tanıyordu ve Azad ve Dılda için dayı değildi.

Gerçek bir babaydı ...

Bertan'da bu yüzden Aram Ağa'nın gerçek bir baba olmasını isterdi .

Oysa Aram Ağa gerçek bir babaydı ...

Onun babası...

Ama Bertan'ın yıllardır bundan haberi bile yoktu .

"" Üzülme Ağa'm ."" Dedi Bertan .

"" Veren de alan da Allah ."" Dedi Aram Ağa'ya bakarak .

"" Biz sadece onları korumakla mükellefiz ."" Dedi Aram Ağa'yı teselli ederek .

Aram Ağa'da burnunu çekerek konuşmaya devam etmişti.

"" Ben oğlumu kuruyamadım ."" Dedi Aram Ağa.

"" Doğup öldüğünü bile bunca yıl hiç hissetmedim ."" Dedi iç çekerek .

"" Helbest söylemese haberim bile olmayacaktı ."" Dedi büyük bir itirafta bulunarak .

Bertan'da bu sözlerle sesli bir şekilde yutkunmuştu.

Aram Ağa ve Helbest Hala'nın yıllar önce bir çocuğu olmuş ve ölmüştü .

Aram Ağa'nın ise bundan yıllar sonra haberi olmuştu .

&&&&&&&&&&&&&&&&

Adıyaman topraklarında hava daha yeni yeni kararmaya başlamıştı.

Menzil konağında da ise büyük bir kıyamet kopmuştu.

Helbest Hala yoktu ...

Daha doğrusu konak çok kalabalık olduğu için yokluğu daha yeni fark edilmişti .

Menzil Ailesi'de heryere bakmış ama Helbest Hala'yı bulamamıştı.

Çünkü Helbest Hala doğup büyüdüğü toprakları bir kez daha terk etmişti.

Yıllar önce sığındığı topraklara tekrardan gidip sığınarak .

Kuzey Irak ...

Azîz Ağa'da öfkeyle ordan oraya gidip geliyordu .

Telefonun çalmasıyla da telefonunu cebinden çıkarıp yazan ad'a bakmıştı.

Helbest Hala'm ...

Azîz Ağa'da telefonu açıp konuşmaya başlamıştı .

"" Hala'm nerdesin sen ???"" Dedi Azîz Ağa.

"" Bakmadığımız tek biryer bile kalmadı ."" Dedi sitem ederek.

Helbest Hala'da boğazını temizleyerek konuşmaya başlamıştı.

"" Irak'a geri döndüm ."" Dedi Helbest Hala.

"" Aramaya da anca fırsatım oldu ."" Dedi iç dudağını ısırarak.

Azîz Ağa'da, Helbest Hala'nın gittiğini öğrenince öfkesini tüm bedenini kaplamıştı .

Halası yine gitmişti...

"" Irak'ı unut !!!"" Dedi Azîz Ağa.

"" Ya şimdi sen gelirsin !!!"" Dedi sesini yükselterek.

"" Yâda ben seni zorla getirtirim !!!"" Dedi öfkeyle.

Helbest Hala'nın gözyaşları sessizce yüzünü ıslatmaya başlamıştı.

"" Şarjım yok Azîz'im ."" Dedi Helbest Hala.

"" Konakta olanlar da kusura bakmasın ."" Dedi sesi titreyerek.

"" Kimseyle vedalaşmadan döndüm Irak'a ."" Dedi telefonu kapatarak.

Azîz Ağa'da telefon yüzüne kapsanınca telefonu yere atıp paramparça etmişti .

"" Azad , Agit !!!"" Dedi Azîz Ağa.

"" Söyleyin helikopteri hazırlasınlar !!!"" Dedi emir veren bir tonda.

"" Irak'a Helbest'i almaya gideceğim !!!"" Dedi ciddi bir sesle.

Dılda ve Hazal'da sesli bir şekilde ağlamaya başlamıştı.

Helbest Hala gitmişti...

Kimseyle vadalaşmadan gitmişti ...

En önemlisi de Dılda ve Hazal , Helbest Hala'nın gideceğini hiç düşünmemişti .

Hep kalır sanmıştı...

Şimdi ise gitmişti...

Yezda Hanımağa'da , Azîz Ağa'ya bakıp konuşmaya başlamıştı.

"" Azîz sen kal ."" Dedi Yezda Hanımağa.

"" Ben Hazar'la Irak'a gidip Helbest Hala'yı dönmesi için ikna ederim ."" Dedi dolan gözlerle .

Azîz Ağa'da gittiğinde ciddi anlamda Helbest Hala'nın kalbini kıracağını bildiği için sorun çıkarmamıştı .

"" Üç gün !!!"" Dedi Azîz Ağa.

"" Üç gün içinde gelmezseniz olacaklardan ben sorumlu olmam !!!"" Dedi öfkeyle.

Yezda Hanımağa'da ,Azîz Ağa'yı onaylamak için başını olumlu yönde sallamıştı .

Dılda ve Hazal'da burnunu çekerek Yezda Hanımağa'ya bakmıştı.

"" Bende geleceğim ."" Dedi Dılda ve Hazal.

Yezda Hanımağa'da derin bir iç çekip Hazal ve Dılda'ya bakmıştı.

"" Siz kalın ."" Dedi Yezda Hanımağa.

"" Ben gider Helbest Hala'yı ikna edip üç güne gelirim ."" Dedi bir umud.

Hazal'da kollarında olan Özgür'le Annesi'ne bakıyordu.

"" Ama Ana ben gelmek istiyorum ."" Dedi Hazal .

"" Hem Helbest Hala , Özgür'ü görürse dönmek için daha çabuk ikna olur ."" Dedi gitmek için.

Yezda Hanımağa'da Hazal'a bakıp konuşmaya devam etmişti.

"" Hazal hiç boşuna uğraşma gelmiyorsun sen hiçbir yere."" Dedi Yezda Hanımağa.

"" İki günlük bebeğin dışarı çıkması bile doğru değil kaldı ki ülke değiştirsin ."" Dedi açıklama yaparak.

Dılda'da bir umud Yezda Hanımağa'ya bakmıştı.

Onun bebeği doğmamış ve doğmasına da daha vardı.

Bu yüzden de rahatlıkla seyahat edebilirdi.

"" O zaman ben geleyim."" Dedi Dılda.

"" Ne lohusayım ne de bu aralar doğuracağım ."" Dedi bir umud.

Yezda Hanımağa'da derin bir iç çekip konuşmaya devam etmişti.

"" Dılda sende gelmiyorsun."" Dedi Yezda Hanımağa.

"" Ben en geç üç güne Helbest Hala'yı alıp geleceğim konağa."" Dedi kesin bir dille.

Aram Ağa ve Bertan'da herşeyden habersiz daha yeni mezarlıktan gelmişti.

Öfkeli Azîz Ağa'yı görünce de Aram Ağa durumu anlamaya çalışmıştı .

"" Azad ."" Dedi Aram Ağa.

"" Azîz'e yine ne olmuş ???"" Dedi yorgun bir sesle.

Azad'da sıkıntılı bir nefes alıp vererek konuşmaya başlamıştı.

"" Helbest Hala Irak'a geri dönmüş ."" Dedi Azad .

"" Amcam da bunu öğrenince küplere bindi."" Dedi  iç çekerek.

Aram Ağa'da bu sözlerle hızla konaktan çıkmıştı.

Bu sefer Helbest Hala'yı kaybetmeyecekti .

Her ne olursa olsun ondan vazgeçmeyecekti .

Aram Ağa arabasına binip son gaz yola çıkmıştı.

"" Bu sefer olmaz !!!"" Dedi Aram Ağa.

"" Bu sefer kaçıp gitmene izin vermeyeceğim !!!"" Dedi sesi arabada yankılanırken.

&&&&&&&&&&&&&&&&&

Adıyaman topraklarında gece hüküm sürmeye başlamıştı.

Hazal'da kollarında olan Özgür'e bakıp acı bir tebessüm etmişti.

Koca konak'ta bir sürü insan vardı ama Hazal'ın istediği yoktu .

Helbest Hala...

Gitmişti...

Şimdi ise Menzil konağında kahkaha sesleri yoktu .

Hazal'ın gözleri dolmuş ve gözyaşları sessizce yüzünü ıslatmaya başlamıştı.

"" Özgür'üm."" Dedi Hazal.

"" Şimdi Hala'm burda olsaydı severdi seni ."" Dedi sesi titreyerek.

"" Ama yok gitti ."" Dedi acı bir tebessümle.

Azad'da herşeyden habersiz Hazal'ın yanına gelmişti.

Hazal'ı sessizce ağlıyor görünce de yanına oturmuştu.

"" Canım ."" Dedi Azad.

"" Ağrın filan mı var ???"" Dedi durumu anlamak adına.

Hazal'da başını olumsuz yönde sallamıştı.

"" Ağrım yok ."" Dedi Hazal.

"" Ama Hala'm da yok ."" Dedi dahada çok ağlayarak.

"" Gitti gelmeyecekte bir daha ."" Dedi iç dudağını ısırarak.

"" Özgür onu hiç hatırlamayacak ."" Dedi oğluna bakarak.

Özgür'ün de dudakları büzülmüş ve içli içli ağlamaya başlamıştı.

Özgür ağlayınca da Hazal hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı.

Azad ise içinde olduğu duruma bakıp sinirden gülmeye başlamıştı.

"" Canım ."" Dedi Azad .

"" Helbest Hala bu gün yarın gelecek ."" Dedi Hazal'ı teselli etmek isteyerek.

Dılda ve Rojhat'ta herşeyden habersiz yanlarına gelmişti.

Dılda , Hazal ve Özgür'ü ağlıyor görünce de Azad'a bakmıştı .

"" Abi."" Dedi Dılda .

"" Hazal ve Özgür neden ağlıyor ???"" Dedi acı bir tebessümle.

Azad daha konuşmadan da Hazal konuşmaya başlamıştı.

"" Halam'ız gitti ."" Dedi Hazal .

"" Biz ağlamayalım da kim ağlasın ."" Dedi Dılda'ya bakarak .

Dılda'da dolan gözlerle Hazal'ın yanına oturmuştu.

"" Halam'ız gitti ."" Dedi Dılda.

"" Bir daha asla gelmeyecek ."" Dedi ağlayarak.

Rojhat ağlayan Dılda'yı görünce de gülmemek için kendini zor tutmuştu.

Azad'da sinirden burun kemerini sıkmıştı .

Derin bir nefes alıp vererekte Hazal ve Dılda'yı teselli etmeye çalışmıştı.

Hazal ve Dılda'nın gözyaşlarını silmesiyle de gözyaşları yüzlerini ıslatmaya devam etmişti .

Rojhat'ta gülerek Özgür'ü, Hazal'ın kucağından almıştı .

Azad'ın ise öfkeden yüz hatları belirginleşmişti.

Kendisi Hazal ve Dılda'yı teselli ediyordu ve  Rojhat'ta gülüyordu.

"" Oğlum sen bir de gülüyor musun !!!"" Dedi Azad.

"" Gel karını teselli et !!!"" Dedi dişlerini sıkarak.

Rojhat'ta kucağında olan Özgür'le birlikte karşıya oturmuştu.

Özgür ağlamayı bırakınca da Rojhat konuşmaya başlamıştı.

"" Dılda'm , Aşkım , Karıcım hadi ağlama artık ."" Dedi Rojhat.

"" Bak Özgür'ü daha yeni susturdum ."" Dedi gülerek .

"" Hadi şimdi sizde ağlamayın ."" Dedi bir umud .

Agit ve Yare'de ikizleriyle birlikte teras katına çıkmıştı.

Yare, Hazal ve Dılda'yı ağlıyor görünce de hiçbirşey demeden yanlarına oturmuştu.

Gözyaşları yüzünü ıslatırken de Agit'e bakmıştı.

"" Agit git getir Helbest Hala'yı ."" Dedi Yare.

"" Ben onu çok özledim ."" Dedi acı bir tebessümle.

"" Zeyno ve Fırat'ta özlemiştir ."" Dedi sesi titreyerek.

Zeyno ve Fırat'ta ağlayınca Agit neye uğradığını şaşırmıştı.

Rojhat'ta, Agit'e bakıp gür bir kahkaha atmıştı.

"" Yare'nin mesaisi an itibariyle başladı ."" Dedi Rojhat.

"" Fırat'ı alıp Azad'a ver sustursun çocuğu ."" Dedi ciddi bir sesle.

Agit'te bu sözlerle sıkıntılı bir nefes alıp vermişti.

"" Ah Hala ah ."" Dedi Agit.

"" Yaktın bizi ."" Dedi iç çekerek.

Zinar ve Berav çifti ve Heja ve Ömer çifti de gelen ağlamaya sesleriyle taras katına çıkmıştı.

Zinar'da durumu anlamak adına Rojhat'a göz kırpmıştı.

"" Hayırdır ne iş ???"" Dedi Zinar.

Rojhat'ta olan biteni anlatmaya başlamıştı.

"" Helbest Hala sağolsun ."" Dedi Rojhat.

"" Terasa gelen herkes Helbest Hala gitti diye ağlıyor ."" Dedi durumu anlatarak.

"" Ne oldu size neden ağlıyorsunuz ???"" Dedi Berav .

"" Yoksa Allah korusun biri mi öldü ???"" Dedi korkarak .

Dılda'da burnunu çekerek Berav'a bakmıştı.

"" Helbest Hala gitti diye ağlıyoruz ."" Dedi Dılda.

Berav'da dolan gözlerle yanlarına oturmuştu.

"" İnşallah yine gelir ."" Dedi Berav .

"" Ben onu çok sevmiştim."" Dedi sesi titreyerek.

Heja'da sesli bir şekilde ağlayarak kızı Dılda Hazal'a bakmıştı .

"" Dılda Hazal'ı kendisi gibi yapacaktı."" Dedi Heja.

"" Kızım onun gibi çok güçlü olacaktı."" Dedi yanlarına oturarak.

Ömer Mertoğlu'da da bu sözlerle derin bir iç çekmişti.

"" İşte buna istediğin kadar ağla Heja ."" Dedi Ömer.

"" Kızımızdan çok güzel Junior Helbest olurdu ."" Dedi ciddi bir sesle.

Zinar'da kadınları videoya alıp Helbest Hala'ya atmıştı.

Azad ise yaşananlarla sadece sinirden gülüyordu .

Teras katına gelen tüm kadınlar ağlıyordu .

"" Kadınlar ."" Dedi Azad .

"" Hadi kesin artık ağlamayı ."" Dedi sahte bir tebessümle.

"" Hem susana dondurma alacağım ."" Dedi onları kandırmak isteyerek.

Kadınlarda birbirlerine bakıp ağlamayı bırakmıştı .

"" Benim vişneli ve çikolatalı olsun ."" Dedi Dılda.

"" Rojhat'a alma ama alsan bile onun payını bana ver o yemesin ."" Dedi burnunu çekerek.

Dılda'nın bu sözleriyle de herkes gülmeye başlamıştı.

Azad'da herkesin neli dondurma istediğini sorup dondurmalı sipariş etmişti.

Dılda ise Rojhat'a kıyamayarak Rojhat'ın dondurmasını vermişti.

Azad'ın yedekten vişneli ve çikolatalı dondurma istediğini görünce de onu da kendisi yemişti.

&&&&&&&&&&&&&

Kuzey Irak'ta saatler gece yarısına doğru gelmek üzereydi.

Yezda Hanımağa ise oğlu Hazar'la birlikte Erbil topraklarına gelmişti.

Helbest Hala'yı konağa geri götürmek için.

Ama Helbest Hala villada yoktu ...

Villada çalışan kadın hiç gelmediğini söylemişti.

Yezda Hanımağa korkarkende Helbest Hala üstü başı toz toprak içinde villaya gelmişti.

Çünkü öldü sandığı oğlunun mezarına gitmişti.

"" Hala ."" Dedi Yezda Hanımağa.

"" Ne oldu sana ne bu hâlin ???"" Dedi korku dolu gözlerle.

Helbest Hala'da acı bir tebessümle kendine bakmıştı.

Heryeri toz toprak olmuştu...

Öldü sandığı oğlunun toprağı...

Aram Ağa ise arabasıyla villanın girişine hızlı bir giriş yapmıştı.

El frenini çekmesiyle de keskin bir fren sesi duyulmuştu.

Arabasından inip her yeri toz toprak olan Helbest Hala'ya bakmıştı.

Helbest Hala'nın yanına gidip bileğinden sertçe tutmuştu .

"" Gidiyoruz !!!"" Dedi Aram Ağa.

Sesinde emir ve son derece keskinlik vardı.

Emrediyordu...

Herhangi bir tercih sunmuyordu...

Helbest Hala'da bileğini Aram Ağa'nın elinden çekmişti.

"" Dokunma bana !!!"" Dedi Helbest Hala.

Aram Ağa'da, Helbest Hala'nın bileğinden bir kez daha tutmuştu.

Bu sefer ise ilk'ine göre sert tutmuş ve bileğini çekmesine izin vermemişti.

"" Beni içinde öldürmüşsün !!!"" Dedi Aram Ağa.

"" Gözünde de yok hükmündeyim !!!"" Dedi Helbest Hala'nın gözlerinin içine bakarak.

"" Ama bir daha doğup büyüdüğün konağı terk etmene izin vermem !!!"" Dedi kesin bir dille.

Helbest Hala'da tüm gücüyle Aram Ağa'yı itmişti.

Aram Ağa ise geriye doğru tek bir adım bile atmamıştı.

Atmadığı gibi de Helbest Hala'yı arabasına bindirmeye çalışmıştı .

Zorla yâda güzellikle Helbest Hala konağa geri dönecekti.

"" Sen kimsin Aram Ağa ???"" Dedi Helbest Hala.

"" Kimsinde beni zorla götürmeye çalışırsın !!!"" Dedi nefretle.

Hazar Menzil'de daha fazla bu duruma sessiz kalamamıştı .

Yanlarına gidip Helbest Hala'nın bileğini Aram Ağa'nın elinden çekmişti.

Helbest Hala'yı arkasına alıp öfke dolu gözlerle Aram Ağa'ya bakmıştı.

"" Aram Ağa !!!"" Dedi Hazar.

"" Büyüğüm olduğun için şimdiye kadar sessiz kaldım !!!"" Dedi dişlerini sıkarak.

"" Ama artık kalmam !!!"" Dedi öfkeyle.

"" Şimdi var git yoluna !!!"" Dedi sesi villada yankılanırken .

Aram Ağa'da , Hazar'ı umursamadan Helbest Hala'nın bir kez daha bileğinden tutmuştu.

Zorla arabaya bindireceği sırada da araya Helbest Hala'nın korumaları girmişti.

"" Le xin !!!"" {{ Vurun }} Dedi Helbest Hala.

"" Heta vereşîna xwînê were le xin !!!"" {{ Kan kusana kadar dövün }} Dedi emir veren bir sesle.

Adamlar ise Aram Ağa'nın etrafını sarmıştı.

Aram Ağa'nın ilk darbeyi vurmasıyla da büyük bir kavga başlamıştı.

Çünkü Azad dayısının bu gidişinin hayra alamet olmadığını biliyordu.

Bu yüzden de gizlice birkaç adamını peşine takmıştı.

Kavganın başlamasıyla da Azad'ın adamları ve Helbest Hala'nın adamları arasında şiddetli bir kavga yaşanmıştı.

İki tarafta bu kavgadan bir saniye bile geri durmamıştı .

Kan kusana kadar ....

&&&&&&&&&&&&&&

Kuzey Irak Erbil'de saatler gece yarısını çoktan geçmişti.

Hazar Menzil ise öfke dolu gözlerle Annesi'ne ve Helbest Hala'ya bakıyordu .

Bu gece geçmişe dair çok büyük bir sırrı öğrenmişti.

Yıllar önce Helbest Hala ve Aram Ağa'nın bir oğlu olup ölmüştü.

Annesi Yezda Hanımağa ve Helbest Hala'da bunu yıllarca herkesten saklamıştı.

"" Niye onca yıl sustunuz ???"" Dedi Hazar.

"" Niye onca yıl gerçeği anlatmadınız bize ???"" Dedi sesini yükselterek .

Helbest Hala'da eğilen başıyla tek bir kelime bile etmemişti .

Yezda Hanımağa'da boğazını temizleyerek konuşmaya dahil olmuştu.

"" Hazar oğlum ."" Dedi Yezda Hanımağa.

Hazar'da sinirden gülerek Annesi'ne bakmıştı.

"" Sen hiç konuşma Ana !!!"" Dedi Hazar.

"" Geçmişi bilmeden o adamla yıllarca gülüp eğlendik biz !!!"" Dedi Aram Ağa'dan bahsederek.

"" Bir Halam'ız olduğunu bile bir yıl önce öğrendik !!!"" Dedi dişlerini sıkarak .

"" Aram Ağa'nın ona yaptıkları yüzünden giden Halam'ızı !!!"" Dedi öfkeyle.

Helbest Hala'da yavaşça oturduğu yerden kalkmıştı.

Yüzünü ıslatan gözyaşlarıyla birlikte de yatak odasına çıkmıştı.

Hemen arkasından da Yezda Hanımağa yanına gitmişti.

Helbest Hala sıkı sıkı Yezda Hanımağa'ya sarılmıştı .

"" Yezda ."" Dedi Helbest Hala.

"" Çok canım acıyor ."" Dedi canından can koparken.

"" Aradan yıllar geçiyor ama o acı geçmiyor."" Dedi feryat ederek .

Yezda Hanımağa'nın ise gözyaşları durmadan yüzünü ıslatıyordu .

O acı geçmezdi ki ...

"" Hala'm yapma böyle ."" Dedi Yezda Hanımağa.

Helbest Hala ise içindeki acıyı dile getirmeye devam etmişti.

"" Herkes doğurdu ."" Dedi Helbest Hala.

"" Herkes Ana oldu ."" Dedi nefesi kesilerek .

"" Ama ben olmadım ."" Dedi isyan ederek.

"" Ben doğurduğum ama Ana olmadım ."" Dedi kelimler kısık kısık ağzından çıkarken.

"" Benim evladım doğduğu gün toprak oldu ."" Dedi yaşadığı acıyla bayılarak .

&&&&&&&&&&&&&&&

Adıyaman topraklarında yeni bir gün daha doğmuştu.

Hazal ve Azad ise pusette olan Özgür'e birlikte bir yere gelmişti.

Fırat Ağa ve Zeyno Menzil'in mezarına...

Azad'ın elinde Özgür'ün puseti başka bir elinde de Hazal vardı .

Onlarla birlikte de Annesi ve babasının mezarına doğru ilerliyordu.

Mezara gelmeleriyle de Azad puseti yavaşça mezar taşının üstüne koymuştu.

Özgür'ü pusetten çıkarıp kollarına almıştı .

Babası Fırat Ağa ondan yıllar önce bir söz almıştı.

Ad sözü...

Oğlu evlenip erkek bir oğlu olursa torunun adı Özgür olacaktı.

Azad'da yıllar önce Özgür isminin sözünü babasına vermişti.

Şimdi ise oğlu olmuş ve ona babasının istediği üzerine Özgür adını vermişti.

Kollarında olan Özgür'ün minik bedeniyle de Annesi ve babasının mezarına bakıyordu.

"" Ağa'm ."" Dedi Azad .

"" Ben baba oldum ."" Dedi dolan gözlerle .

"" Sana da verdiğim sözü de tuttum. "" Dedi iç dudağını ısırarak.

"" Oğlum Özgür adıyla yaşıyacak ."" Dedi sesi titreyerek.

Hazal'da, Azad'a destek olmak için elini Azad'ın omzuna atmıştı .

Azad ona bakınca da yüzünde içten bir tebessüm oluşmuştu.

Hazal'da elinde olan koca bir demet kırmızı gülleri Zeyno Menzil'in mezarına koymuştu.

"" Bende Ana oldum ."" Dedi Hazal .

"" Buraya Özgür'ü ziyaretinize getirmeye geldik ."" Dedi hevesle.

"" Özgür bana ve Hazar'a doğum günü hediyesi olarak geldi ."" Dedi parlayan gözlerle.

Azad'da , Hazal'ın elinden tutup yüzünde oluşan tebessümle Hazal'a bakmıştı.

Özgür haberiyle Azad'a gelişiyle de Hazal'a çok güzel bir hediye olmuştu.

Eşsiz hediye...

Çünkü Özgür'ün doğacağının haberi Azad'ın doğum gününde ortaya çıkmıştı.

Hazal'ın doğum gününde de dünyaya gelmişti.

"" Oğlum canım dediğim canıma çok güzel bir sürpriz yaptı."" Dedi Azad.

"" Haberiyle bana doğumuyla canıma eşsiz bir hediye oldu ."" Dedi gülümseyerek.

Hazal'da önce Azad'a sonrasında da Özgür'e bakmıştı.

Azad ve Özgür onun hayatında olan en eşsiz hediyeleriydi .

Hazal ve Özgür'ün, Azad için hayatının en eşsiz hediyeleri olduğu gibi .

Hazal gülümseyerek bir demet kırmızı gülü Azad'a uzatmıştı.

Azad'da, Özgür'ü pusete koyup kırmızı gülleri Hazal'dan almıştı.

Her mezarlığa gelişinde olduğu gibi kırmızı gülleri Annesi'nin mezarına ekmişti .

Geriye kalan son  gülü de alıp Hazal'a uzatmıştı.

Hazal'da yüzünde oluşan tebessümle gülü Azad'dan almıştı.

Azad'la birlikte amcası ve yengesinin topraklarını sulayıp duasını etmişti.

Geldiği gibi de Azad ve Özgür'le  mezarlıktan çıkmıştı .

&&&&&&&&&&&&&&

Kuzey Irak Erbil'de saatler öğlene doğru gelmek üzereydi.

Helbest Hala ise içi yana yana Erbil topraklarının sokaklarında dolaşıyordu.

Ayakları da onu çiçeklerle kaplı küçük bir mezara getirmişti.

Oğlu sandığı masum canın mezarına...

Helbest Hala'da durmadan yüzünü ıslatan gözyaşlarıyla birlikte mezara bakıyordu.

Oğlu ölmüştü...

İçine bir kez bile doya doya çekemediği oğlu toprak olmuştu.

Oysa Helbest Hala'nın onunla ilgili çok güzel hayalleri vardı.

Doğup büyüdüğü topraklara oğluyla birlikte geri dönecekti.

Azîz Ağa ve Fırat Ağa oğluna baba olacaktı.

Ama bunların hiçbiri olmamıştı...

Baran Ağa yıllar önce Helbest Hala'yı yakıp kül etmişti.

Yıllarca onun çocuğu olmayan bir mezarın başına getirtmişti.

Aram Ağa ise daha yeni mazarlığa gelmişti.

Helbest Hala'yı da her yeri çiçek olan küçük bir mezarın başında görmüştü.

Gördüğü mezar taşıylada gözyaşları hızla yüzünü ıslatmaya başlamıştı.

Kerim...

Helbest Hala'nın bir oğlu olursa vereceği ad .

Aram Ağa'da gözyaşlarını elleriyle silerek Helbest Hala'nın yanına gelmişti.

Elini Helbest Hala'nın omzuna atmasıyla da Helbest Hala kendini çekmişti.

Kan çanağına dönmüş gözlerle de Aram Ağa'ya bakmıştı.

"" Git burdan !!!"" Dedi Helbest Hala.

"" Sen bu mezara gelmeyi hak etmiyorsun !!!"" Dedi sesini yükselterek.

Aram Ağa'da bu sözlerle acı bir iç çekmişti.

"" Helbest ."" Dedi Aram Ağa.

"" O benim oğlum ."" Dedi acı bir tebessümle.

"" Şimdi izin ver acına ortak olayım ."" Dedi bir umud.

Helbest Hala'da durmadan yüzünü ıslatan gözyaşlarıyla Aram Ağa'ya bakıyordu.

"" Acıma ortak olmak mı istiyorsun ???"" Dedi Helbest Hala.

Aram Ağa'da, Helbest Hala'yı onaylamak için başını olumlu yönde sallamıştı.

"" Acına ortak olmak istiyorum ."" Dedi Aram Ağa.

Helbest Hala'da burnunu çekerek Aram Ağa'nın elinden tutup toprağın üstüne koymuştu.

Aram Ağa elini çekmek istediğinde de Helbest Hala izin vermemişti.

"" Korkma Aram korkma !!!"" Dedi Helbest Hala.

"" Bu toprak yıllar önce soğudu !!!"" Dedi sesini yükselterek.

"" Yakmaz canını !!!"" Dedi sesi titreyerek.

"" Ama şu yer gök şahidim olsun ki verdiğim son nefese kadar ben senin canını yakacağım !!!"" Dedi feryat ederek.

"" Benim canım bir yandıysa senin canın bin yanacak !!!"" Dedi acı bir tebessümle .

Aram Ağa'nın ise bu sözlerle gözyaşları birkez daha yüzünü ıslatmaya başlamıştı.

Oğlu ölmüştü...

Doğduğundan haberi bile olmayan oğlu ölmüştü.

Şimdi ise Helbest Hala ona yakacağını söylüyordu .

Oysa yıllarca yakmıştı onu...

Şimdi ise onu yokluğuyla değil evlâd acısıyla yakıyordu .

Helbest Hala , Aram Ağa'nın elini topraktan çekmişti.

Toz toprak içinde kalan kıyafetiyle de mezarlıktan çıkmıştı.

Aram Ağa ise bu gidişin hayra alamet olmadığını biliyordu.

Bu yüzden de kendisi de hızla arkasından gitmişti.

Helbest Hala ise Erbil topraklarının meydanına gelmişti.

Tüm herkes onun evlâd'ı doğup öldüğünü bilecekti .

Tüm Erbil insanları Helbest Hala'nın içindeki acıyı duyacak yangını görecekti.

"" Ey mazlum toprakların zalim insanları !!!"" Dedi Helbest Hala.

"" Benim oğlum doğduğu gün öldü !!!"" Dedi avazı çıktığı kadar bağırarak.

Erbil meydanında olan insanlarda durup bağıran Helbest Hala'ya bakmıştı .

Birçok Türkçe bilmediği içinde Helbest Hala'nın ne dediğini anlamıştı .

"" Helbest."" Dedi Aram Ağa.

"" Allah aşkına daha fazla yakma canını ."" Dedi acı bir tebessümle.

Oysa Helbest Hala bugün canını acıtmayacaktı ki .

Canının nasıl acıdığını avaza çıktığı kadar bağıracaktı .

Bu yüzden de içindeki yangını kendi Ana dili olan Kürtçe'yle dile getirmek istemişti.

""Ey mirovên zalim ên welatên bindest !!!"" {{ Ey zalim toprakların mazlum insanları }}

"" Kurê min roja ku ji dayik bû mir !!!"" {{ Benim oğlum doğduğu gün öldü }} Dedi feryat ederek.

Herkes Helbest Hala'nın ne dediğini anlamış ve yavaşça başını eğmişti.

Avazı çıktığı kadar bağıran kadının oğlu ölmüştü.

Yüreğine evlâd acısı düşmüştü...

Orda olan iki Arap çift aralarında Arapça konuşurken de Helbest Hala onlarla bakmıştı.

Bu sefer ise acısını Arapça dile getirecekti .

Çünkü bu gün bu meydanda olan tüm insanların onun oğlu olup öldüğünü bilecekti .

"" يا قساة الأراضي المظلومة !!!"" Ya qusat al'aradi almazluma

{{ Ey mazlum
toprakların zalim insanları }} Dedi Helbest Hala.

""  مات ابني يوم ولادته !!!""  Mat abni yawm wiladatih

{{Benim oğlum doğduğu gün öldü }} Dedi sesi titreyerek.

Aram Ağa'da acısını haykıran Helbest Hala'ya bakmıştı.

Evlâd acısı Helbest Hala'yı yakıp kül etmişti.

Şimdi ise yanıp kül olma sırası Aram Ağa'daydı.

&&&&&&&&&&&&&&

Adıyaman topraklarında saatler öğleni çoktan geçmişti.

Hazal ve Azad'da daha yeni mezarlıktan gelmişti.

Hazal'da, Özgür'ü uyutup konağa gelen kadınların yanına gitmek için Özgür'e süt veriyordu .

Dılda'da odanın kapısını çalıp içeriye girmişti.

Bir umud da karşısında doğum yapmış Hazal'a bakmıştı.

Çünkü Özgür doğmuş ve herşey geride kalmıştı .

Kendisinin çocuğu ise hâlâ karnındaydı ...

Dılda'da ister istemez doğum sürecinden çok korkuyordu .

"" Hazal."" Dedi Dılda .

"" Doğum çok mu zor ???"" Dedi direk.

Hazal ise o anları düşündüğü an sıkıntılı bir nefes alıp vermişti .

Her ne kadar doğum yapıp kurtulmuş olsa da Dılda için çok üzülüyordu.

Dılda çocuğun doğurana kadar canı çok acıyacaktı .

Hazal daha konuşmadan da Dılda konuşmaya devam etmişti.

"" Of çok zordur tâbi ."" Dedi Dılda.

"" O gece doğumhane'de bir kadın var cıyak cıyak bağırıyordu ."" Dedi sitem ederek.

"" Allah korusun ben kesin doğumda acıdan ölür giderim ."" Dedi dolan gözlerle.

Hazal'da öfke dolu gözlerle Dılda'ya bakmıştı.

Doğum çok zordu ama Dılda'yı korkutmak istemiyordu .

Heleki Dılda'nın erken doğum riski varken .

"" Abartma Dılda ."" Dedi Hazal .

"" Doğum düşündüğün kadar zor değil ."" Dedi içten bir tebessümle .

"" Bak ben neredeyse 4 saate doğurdum ."" Dedi o anlar ona bir asır gibi gelirken .

&&&&&&&&&&&&&&

Adıyaman topraklarında saatler gece yarısına doğru gelmek üzereydi.

Hazal'da , Özgür'e süt vermiş gazını çıkarıp altını değiştirmişti .

Azad , Özgür'ü uyutmak için göğsüne bastırıp yavaşça gidip geliyordu.

Hazal'da aynanın karşısına geçip yansımasına bakmıştı.

Eli de istemsiz bir şekilde de refleks olarak karnına gitmişti.

Eliyle karnını okşamasıyla da Azad gülmeye başlamıştı.

Hazal'da , Azad gülünce hızla elini karnından çekmişti.

"" Vah zavallı oğlum ."" Dedi Azad.

"" Ana'n seni hâlâ karnında sanıyor ."" Dedi imalı bir sesle.

Özgür'ün ise dudakları büzülmüş ve içli içli ağlamaya başlamıştı.

Hazal'da sitem dolu bakışlarla Azad'a bakıyordu .

Azad'ın yanına gidip Özgür'ü kendi kollarına almıştı.

"" Oğlum vallaha unutmadım ben seni ."" Dedi Hazal .

"" Elim refleks olarak gitti karnıma ."" Dedi sitem ederek.

"" Onca ay karnımdaydın diye ."" Dedi Özgür'ü susturmaya çalışarak .

Azad'da yüzünde oluşan tebessümle Hazal'a ve Özgür'e bakıyordu.

Özgür'ün ağlaması durunca da Hazal oğlunu göğsüne yaslamıştı .

Özgür'ü pışpışlayarakta kalp sesiyle uyumasını sağlamıştı.

Özgür'ün bedeni uykuya teslim olunca da Hazal onu beşiğine koymuştu .

Azad'a tavır yaparakta yatağa uzanmış ve sırtını Azad'a dönmüştü.

Azad'da , Hazal'ın bedenini kendine çevirip her gece olduğu gibi göğsüne yaslamıştı.

Hazal'ın saçlarını eliyle okşayıp öpmüştü .

Diğer eli de refleks olarak Hazal'ın karnına gitmişti.

Hazal'ın karnını okşamasıyla da Hazal gür bir kahkaha atmıştı.

Azad'da unutmuştu...

"" Azad inanmıyorum sana ."" Dedi Hazal .

"" Oğlumuz artık karnımda değil ."" Dedi imalı bir sesle.

Azad'da elini Hazal'ın karnından çekmişti .

"" Evet oğlum ."" Dedi Azad.

"" Baba'n da unuttu seni ."" Dedi iç çekerek.

&&&&&&&&&&&&&&

Adıyaman topraklarında yeni bir gün daha doğmuştu.

Menzil konağının terasından da gençler çay ve tatlı eşliğinde oturup sohbet ediyordu.

Dılda'nın da önünde olan tatlı bitmiş ve canı ikincisini de çekmişti.

Rojhat'ta bunu bildiği için önünde olan tatlıyı yavaşça Dılda'nın önüne doğru koymuştu.

"" Menzil Cadım ."" Dedi Rojhat.

"" Benimkini de yersin bence ."" Dedi göz kırparak.

Dılda'da hevesle başını olumlu yönde sallamıştı.

Rojhat'ın tatlısını da yiyerekte aşermesini bastırmıştı.

Bertan ise karşısında olan genç çifte bakıyordu.

Aklına da ister istemez onlarla ilgili sadece tek birşey geliyordu.

Menzil Cadısı...

Onca sıfat ve hitap varken neden Menzil Cadısı ???

"" Rojhat ."" Dedi Bertan .

"" Ben birşeyi merak ettim ."" Dedi Rojhat'a bakarak .

"" Onca sıfat ve hitap şekli varken neden Dılda'ya Menzil Cadısı diyorsun ???"" Dedi bu sorunun cevabını merak ederek.

Rojhat'ta gözlerini kısarak karşısında olan Diyar'a bakmıştı.

Çünkü bu sorunun cevabı Diyar ve Dılda'nın geçmişine dayanıyordu.

"" Karın sağolsun ."" Dedi Rojhat .

"" Dılda'ya, Menzil Cadısı dememin tek sebebi kendisi ."" Dedi gülümseyerek.

Bertan  , Diyar'a bakarkende de Diyar sessizliğini korumuştu.

"" Karım sağolsun derken ???"" Dedi Bertan.

"" Biraz daha açıklayıcı olur musun."" Dedi konu ilgisini çekerek .

Diyar'ın ise hatırladığı geçmişle yüzünde içten bir tebessüm oluşmuştu.

İlkokul 1.ci sınıfta okuma bayramı yapılmıştı .

Okuma bayramı içinde Pamuk Prenses ve yedi cüceler masalı canlandırılmıştı .

Diyar prenses olurken de Dılda Cadı olmuştu.

Dılda ise o yıl aklına gelince surat asmıştı .

"" Dılda ve Diyar'ın okuma bayramı vardı ."" Dedi Rojhat.

"" Diyar Prenses olurken Dılda'da Cadı oldu ."" Dedi açıklama yaparak.

Dılda'da hızla konuşmaya dahil olmuş ve konuşmaya başlamıştı.

"" Sadece saç renginden kaybettim ."" Dedi Dılda.

"" Yoksa kimin Cadı kimin Prenses olduğu ortada ."" Dedi kendini överek.

Diyar'da hatırladığı geçmişle gülmeye başlamıştı .

Dılda günlerce Prenses olmak için elinden geleni yapmıştı.

Sürekli mızmızlanarak ben Prenses olmak istiyorum demişti.

Annesi Zeyno Menzil'in yanına gidip Prenses olmak için saçlarını boyatmak istediğini bile söylemişti .

Fırat Ağa'da bunu duyunca daha fazla dayanamayıp Dılda'ya bağırmıştı .

Cadı'sın işte Cadı...

Menzil Cadısı'sın diye ...

"" Günlerce Prenses oldum diye ağladın."" Dedi Diyar.

"" Prenses olmak için saçlarını bile boyatmak istedin ."" Dedi imalı bir sesle.

"" Rahmetli Amcam da Cadı'sın işte Cadı Menzil Cadısı'sın diyip bağırınca Cadı olduğunu kabul ettin ."" Dedi geçmişi anlatarak.

Diyar'ın bu sözleriyle de herkes gülmeye başlamıştı.

Dılda'da sahte bir tebessümle omuzlarını dikleştirmişti.

&&&&&&&&&&&&&&&

Adıyaman topraklarında saatler gece yarısına doğru gelmek üzereydi.

Bertan ise üstünü değiştirmek için konakta olan odalarına gitmişti.

Gömleğini çıkardığı sırada da Diyar odada olduğunu bilmeden Şerzan'la birlikte odaya girmişti .

Bertan'ı üst bölümü çıplak görmesiyle de başını eğip konuşmaya başlamıştı.

"" Affedersin Bertan ."" Dedi Diyar .

"" Odada olduğunu bilmiyordum ."" Dedi açıklama yaparak.

Bertan , Diyar'ın hâliyle gülerkende Şerzan , Diyar'ın elini bırakıp Bertan'ın yanına gitmişti.

Bertan'ın ayaklarına sıkı sıkı sarılıp Bertan'a bakmıştı.

Bertan'ın yaraları yoktu...

"" Baba ."" Dedi Şerzan.

"" Uf yok ."" Dedi uf onun için yaraları temsil ederken .

Çünkü Şerzan yeni konuşmayı öğrendiği zamanlar Bertan'ın sırtında ve göğsünde olan yara ve yanık izlerini görmüştü.

Bertan'ın vücudunda olan izlerden korkup yanına gitmemiş ve Diyar'ın kollarında Bertan'a bakmıştı.

Baba uf olmuş diyerek...

Bertan'da , Şerzan için vücudunda olan izler için tedavi olmuştu.

İzler tamamiyle geçmese bile artık göze batmıyordu.

Bertan'da, Şerzan'ı kollarına alıp saçlarından öpmüştü.

"" Uf yok ."" Dedi Bertan.

"" Uf geçti ."" Dedi gülümseyerek .

Diyar'da yavaşça başını kaldırıp Bertan'a bakmıştı.

Bertan'ın yaralar yoktu...

Sanki hiç olmamış gibi ...

"" Bertan ."" Dedi Diyar.

"" Yaraların yok geçmiş."" Dedi Bertan adına mutlu olarak.

Bertan'da , Diyar'a bakarak konuşmaya devam etmişti.

"" Şerzan görünce çok korkmuştu."" Dedi Bertan.

"" Bende korkmasın diye tedavi oldum ."" Dedi açıklama yaparak .

Diyar'da gülümseyerek odada olan dolaba yönelmişti.

İçinden kendine pijama takımı çıkarıp Bertan'ın arkasını dönmesiyle de üstüne olan kıyafetlerini çıkarıp yerine pijama takımını geçirmişti .

Aradan birkaç dakikanın geçmesiyle de Şerzan'ı uyutmak için süt içirmişti.

Şerzan süt içerek uykuya daldığında da Diyar yavaşça onu beşiğine koymuştu.

Şerzan'ın yanaklarını yavaşça öpüp geri çekilmişti.

Bertan'la göz göze gelmesiyle de gülümsemişti.

Bertan'da boğazını temizleyerek konuşmaya başlamıştı.

"" Diyar ."" Dedi Bertan .

"" Artık Şerzan'ın için  gerçek bir karı koca olmalıyız."" Dedi iç dudağını ısırarak.

"" Çünkü doğacak çocuğun iliğinin tutma oranı herşeyden daha yüksek ."" Dedi açıklama yaparak.

Diyar'ın bu sözlerle gözlerle gözler hızla dolmuştu.

Şerzan için Bertan'la olan evliliğini gerçek yapmaktan başka şansı yoktu.

Bertan'ın çocuğuna hamile kalıp doğurmak zorundaydı.

Yoksa oğlu ölecekti...

Diyar ise işte o zaman tam anlamıyla bu koca dünya da kimsesiz kalacaktı.

Diyar'ın bu ihtimalle gözyaşları hızla yüzünü ıslatmaya başlamıştı.

Gözyaşlarını elleriyle silip Bertan'ı onaylamak için başını olumlu yönde sallamıştı.

Bu gece ise Diyar için ömrünün en zor sınavlarından biri olacaktı .

Diyar yavaşça yatağa uzanıp Bertan'ın geceyi başlatmasını beklemişti.

Bertan'ın geceyi başlatmasıyla da Diyar yüzünü uyuyan Şerzan'a çevirmişti.

İçinden ise tüm gece iki şeyi tekrar etmişti.

Özür dilerim...

Senin için...

Özür dilemesi Bertan'ı bu evliliğe tam anlamıyla mahkum ettiği içindi.

Senin için ise herşeyden habersiz uyuyan oğlu Şerzan içindi .

Tüm gece oğluna bakarak senin için demiş oğlunun canı içinde Bertan'dan özür dilemişti.

Bertan'la birlikte bir gece geçirip ve hamile kalana kadar böyle geceler yaşayacağı için .

&&&&&&&&&&&&&&&

Kuzey Irak Erbil'de yeni bir gün daha doğmuştu.

Bu gün ise Erbil topraklarının misafiri vardı.

Awzer Hanım ve oğlu Araf ...

Bu üç günde cehennemi yaşamış ve içinde olan vicdan azabı ile daha fazla baş edememişti .

Bugün herkes geçmişte yaşanan olayı öğrenecekti .

Araba Erbil topraklarında Helbest Hala'nın villasına doğru giderken de Awzer Hanım'ın gözyaşları sessizce yüzünü ıslatmaya başlamıştı.

Bertan onun yeğeni değildi...

Hiç olmamıştı...

Bertan , Koçer olmadığı için onca işkenceye maruz kalmıştı .

Araf'ta Annesi'ne destek olmak için elimden sıkı sıkı tutmuştu.

Araba Helbest Hala'nın villasına gelirken de Awzer Hanım derin bir nefes alıp vermişti.

Bu gün tüm geçmiş açığa çıkacaktı...

Helbest Hala oğlunun yaşadığını öğrenecekti .

Awzer Hanım sağ ayağıyla birlikte villaya girmişti.

Aradan birkaç dakikanın geçmesiyle de Helbest Hala yanlarına gelmişti.

"" Hoşgeldin Awzer ."" Dedi Helbest Hala.

Awzer Hanım'da dolan gözlerle karşısında olan Helbest Hala'ya bakmıştı.

Gözyaşları ise bir kez daha yüzünü ıslatmaya başlamıştı.

"" Hala ."" Dedi Awzer Hanım.

"" Ben birşey öğrendim ."" Dedi sesi titreyerek.

"" Senin zamanında bir çocuğun olmuş ."" Dedi acı bir tebessümle.

Helbest Hala'da bu sözlerle acı bir kahkaha atmıştı.

"" Kim demişse yalan demiş ."" Dedi Helbest Hala.

"" Ben evli bile değilim ne çocuğu ."" Dedi yalan söyleyerek .

"" Hadi çocuğum oldu diyelim hani nerde ???"" Dedi dolan gözlerle.

Awzer Hanım'ın ise gözyaşları dahada şiddetlenmişti .

"" Hala ."" Dedi Awzer Hanım .

Helbest Hala'da daha fazla Awzer Hanım'ı dinlememek için ayağa kalkmıştı .

Arkasını Awzer Hanım'a dönüp gözyaşlarının yüzünü ıslatmasına izin vermişti.

Duyduğu sözlerle de olduğu yerde öylece durmuştu .

"" Hala oğlun yaşıyor."" Dedi Awzer Hanım.

"" Oğlun ölmedi ."" Dedi gerçeği itiraf ederek.

Helbest Hala'da durmadan yüzünü ıslatan gözyaşlarıyla yüzünü Awzer Hanım'a dönmüştü .

"" Awzer !!!"" Dedi Helbest Hala.

"" Al oğlunu git villamdan !!!"" Dedi Awzer Hanım'ın onunla dalga geçtiğini sanarak.

Awzer Hanım'da ağlaya ağlaya Helbest Hala'nın yanına gitmişti.

"" Oğlun ölmedi yaşıyor ."" Dedi Awzer Hanım.

"" Ama yemin ederim ki daha yeni haberim oldu ."" Dedi açıklama yaparak.

Helbest Hala'da durmadan yüzünü ıslatan gözyaşlarıyla olduğu yere öylece çökmüştü.

Kimseyi umursamadan da avazı çıktığı kadar bağırmıştı.

"" Benim oğlum öldü !!!"" Dedi Helbest Hala.

"" Onu doğduğu gün kendi ellerimle toprağa verdim !!!"" Dedi feryat ederek.

Awzer Hanım'da burnunu çekerek konuşmaya devam etmişti.

"" Ölen senin oğlun değildi ."" Dedi Awzer Hanım.

"" Benim yeğenimdi ."" Dedi canından can koparken.

"" Baran iti Yare evlâd acısıyla yanmasın diye bebekleri değiştirmiş ."" Dedi geçmişi anlatarak.

"" Bertan senin oğlun ."" Dedi kelimeler kısık kısık ağzından çıkarken.

Helbest Hala ise çaresiz gözlerle Awzer Hanım'a bakıyordu .

"" Oğlum yaşıyor mu ???"" Dedi Helbest Hala.

"" Ölmedi mi ???"" Dedi bir umud.

Awzer Hanım'da Helbest Hala'yı onaylamak için başını olumlu yönde sallamıştı.

"" Ölmedi yaşıyor ."" Dedi Awzer Hanım.

"" Menzil konağında seni bekliyor ."" Dedi acı bir tebessümle.

Helbest Hala'da güç bela düştüğü yerden kalkmıştı.

Onu götürmeyen ayaklarıyla da yürümeye başlamıştı.

Oğlu ölmemişti...

Yaşamıştı...

Ama kendisi oğlunu yıllarca ölü sanmıştı .

Helbest Hala daha birkaç adım bile atamadan bedeni soğuk zeminle buluşmuştu.

Yaşadığı mutlulukla ...

&&&&&&&&&&&&&

Adıyaman topraklarında saatler öğleni çoktan geçmişti.

Bedir Ağa ise gerçeği anlatmak için Menzil konağına gelmişti.

Herkesten öncede Bertan'la konuşmak istiyordu .

Bu yüzden de fazla konakta kalmadan Bertan'ı alıp dışarıya çıkarmıştı

Bertan ise bir sıkıntı olduğunu biliyordu.

Ama o sıkıntı neydi işte bunu hiç bilmiyordu.

Bedir Ağa'da boğazını temizleyerek konuşmaya başlamıştı.

"" Bertan ."" Dedi Bedir Ağa .

"" Benim sana birşey söylemem gerek ."" Dedi iç çekerek.

Bertan'da , Bedir Ağa sadede girince rahat bir nefes alıp vermişti.

"" Söyle Ağa'm ."" Dedi Bertan.

Bedir Ağa'da yüzünde oluşan acı bir tebessümle Bertan'a bakmıştı.

Bertan , Koçer değil diye içi rahattı.

Ama geçmişte yaşadıkları yüzünden de ona çok üzülüyordu .

"" Senin Ağa'n Baran değil ."" Dedi Bedir Ağa.

Bertan'da gülerek önünde olan çaydan içmişti.

"" Valla bende öyle olmasını çok isterdim ."" Dedi Bertan.

"" Ama ne yazık ki Ağa'm ."" Dedi yıllar önce DNA testi yaptığı için.

Bedir Ağa'nın ise gözleri ister istemez dolmuştu .

"" Bertan ."" Dedi Bedir Ağa.

"" Ağa'n gerçekten Baran değil."" Dedi sesi titreyerek.

Bertan'da yüzünde oluşan tebessümle Bedir Ağa'ya bakmıştı.

"" Baran Ağa değilse bile Şerzan Amcam'dır ."" Dedi Bertan .

"" Tâbi benim için Şerzan Amcam'ın oğlu olmak şereftir ."" Dedi göz kırparak .

Bedir Ağa'da boğazında olan koca bir yumruyla birlikte yutkunmuştu.

"" Ağa'n rahmetli Şerzan'da değil ."" Dedi Bedir Ağa.

"" Başka biri ."" Dedi iç dudağını ısırarak.

Bertan ise konu Annesi'ne gelince öfkeden yüz hatları belirginleşmişti .

Sandalyesini geri çekip oturduğu yerden kalkmıştı.

"" Haddini bil Bedir Ağa !!!"" Dedi Bertan .

"" Benim Ana'm oruspu değil hiçbir zaman olmadı da !!!"" Dedi sesini yükselterek.

Bedir Ağa'da konuşmaya kaldığı yerden devam etmişti.

"" Bertan."" Dedi Bedir Ağa.

"" Senin Ana'n rahmetli Yare değil ."" Dedi sesi titreyerek.

"" Sen Koçer değilsin ."" Dedi acı bir tebessümle

Bertan ise Bedir Ağa'ya alaylı bir bakış atmıştı.

"" Kim peki benim Ana'm ve Ağa'm ???"" Dedi Bertan .

"" Sen ve Hala'm mı ???"" Dedi alaylı bir sesle .

Bedir Ağa'da gerçeği anlatmaya başlamıştı .

"" Helbest Hala ve Aram Ağa ."" Dedi Bedir Ağa.

"" Sen onların oğlusun."" Dedi sesi titreyerek.

Bertan'da gülerek Bedir Ağa'ya bakıyordu .

"" Bu kadar yeter ."" Dedi Bertan.

"" Yoksa çok pis kalbini kuracağım ."" Dedi sakinliğini korumaya çalışarak.

Bedir Ağa'da düğüm düğüm olan boğazıyla konuşmaya devam etmişti.

"" Baran yıllar önce seni ve ölen oğlunu değiştirmiş ."" Dedi Bedir Ağa.

"" Sen onun oğlu değilsin diye o zalim kadının işkencelerine göz yummuş ."" Dedi geçmişi anlatarak.

Bertan ise bunların hiçbirine inanmak istemiyordu.

Ama Aram Ağa'nın üç gün önce söylediği herşey kulağında yankılanıyordu.

Oğlum oldu demişti...

Oğlum öldü demişti...

En kötüsü de o ölen oğlunun Helbest Hala'dan olduğunu söylemişti .

&&&&&&&&&&&&&&

Adıyaman topraklarında gece hüküm sürmeye başlamıştı.

Azîz Ağa'da herşeyden habersiz kolunda olan saate bakmıştı .

An itibariyle Helbest Hala'nın dönmesi için verdiği süre dolmuştu .

Artık Helbest Hala istese de istemese de Menzil konağına geri dönecekti.

"" Azad , Agit !!!"" Dedi Azîz Ağa.

""  Irak'a Helbest Hala'yı almaya gidiyoruz !!!"" Dedi dişlerini sıkarak.

Azad ve Agit'te , Azîz Ağa'yı onaylamak için başını olumlu yönde sallamıştı.

Üç adamın konaktan çıkmasıyla da oldukları yerde öylece durmuşlardı .

Helbest Hala gelmişti...

Helbest Hala ve Aram Ağa aynı an'da Menzil konağından içeriye girmişti.

Oda oda gezip Bertan'ı aramaya başlamışlardı .

Ama Bertan yoktu ...

Helbest Hala, Diyar'ı görmesiyle de olduğu yerde öylece durmuştu.

"" Oğlum nerde ???"" Dedi Helbest Hala .

Diyar ise Helbest Hala'nın kimden bahsettiğini anlamıyordu bile .

"" Hala ne oğulu ??"" Dedi Diyar.

"" Senin oğlun yok ki ."" Dedi yutkunarak.

Helbest Hala'da, Diyar'ın iki kolundan tutmuştu .

"" Oğlum nerde dedim sana !!!"" Dedi Helbest Hala.

"" Söyle Allah aşkına söyle !!!"" Dedi feryat ederek.

Şerzan sesten korkup ağlayınca da Hazal onu koluna almıştı .

Şerzan ise Diyar'a bakıp kendini ona atmaya çalışıyordu.

"" Anne ."" Dedi Şerzan.

Helbest Hala, Diyar'ın kollarını bırakınca da Diyar oğlunu Hazal'dan almıştı.

Şerzan'ı sakinleştirip susturmaya çalışmıştı .

"" Bertan nerde ???"" Dedi Aram Ağa.

Diyar'da boğazını temizleyerek konuşmaya başlamıştı.

"" Dışarda."" Dedi Diyar.

"" Bedir Ağa geldi dışarı çıktılar ."" Dedi açıklama yaparak.

Helbest Hala'da sesli bir şekilde ağlayıp olduğu yere çökmüştü.

Yıllardır oğlunu öldü sanıp vicdan azabı çekmişti.

Ama şimdi yaşadığını öğrenmiş ve oğluna sarılmak istiyordu.

Herkes şaşkın gözlerle onlara bakarkende Azîz Ağa, Helbest Hala'nın yanına gitmişti.

"" Azîz oğlumu getir bana !!!"" Dedi Helbest Hala.

Azîz Ağa'da sabır çekerek Helbest Hala'ya bakıyordu.

Onun bir oğlu yoktu ki ...

Ama şimdi Helbest Hala ona oğlumu getir diyordu .

Bertan ve Bedir Ağa ise daha yeni Menzil konağına gelmişti.

Helbest Hala, Bertan'ın geldiğini görünce de Azîz Ağa'dan güç alıp ayağa kalkmıştı.

Bertan'a doğru koşmuş Bertan'ın önüne gelmesiyle de öylece durmuştu .

Oğlu yaşıyordu...

Kanlı canlı karşısında koca adam olarak duruyordu .

Bertan ise ne yapacağını nasıl davranması gerektiğini hiç bilmiyordu .

"" Bertan ."" Dedi Helbest Hala.

"" Sana sarılabilir miyim ???"" Dedi sesi titreyerek.

"" En azından tek bir kez ."" Dedi acı bir tebessümle.

Bertan'da boğazında olan koca bir yumruyla birlikte yutkunmaya çalışmıştı.

Ama sadece çalışmıştı...

Çünkü o yumru yutkunmayla geçecek bir yumru değildi.

Hayatı çalınmıştı ondan ...

Doğduktan birkaç saat sonra para karşılığı Annesi'nden ayrılmıştı.

Ona Anne'lik yapan kadın öldükten sonrada esareti başlamıştı.

Minik bedeni yaralarla ,yanıklarla , kırıklarla dolmuştu .

Koca adam olmuştu ama izleri geçmemişti.

Şimdi ise onu doğuran Annesi karşısında duruyordu.

Bertan konuşamayınca Helbest Hala'yı onaylamak için başını olumlu yönde sallamıştı.

Helbest Hala'nın ona sarılmasıylada Bertan hızla karşılığını vermişti.

Bir can içine hiç çekmediği evlâd kokusunu çekmişti.

Helbest Menzil...

Bir diğer can ise hiç hatırlamadığı koku olan Anne kokusunu içine çekmişti.

Bertan ...

Helbest Hala durmadan Bertan'ın kokusunu ciğerlerine kadar çekmişti.

Bertan'ın saçlarını okşayıp defalarca kez saçlarını ve yüzünü öpmüştü.

"" Oğlum ölmedi ."" Dedi Helbest Hala.

"" Oğlum yaşıyor ."" Dedi mutluluk gözyaşları dökerek .

Bertan'da, Helbest Hala'nın kokusunu ciğerlerine kadar çekmişti.

Bu koku yeryüzünde olan hiçbir kokuyla benzemiyordu.

Anne kokusu ...

"" Ölmedim ."" Dedi Bertan.

"" Ama yıllarca senden uzakta yaşadım ."" Dedi sesi titreyerek.

Bölüm sonu...

Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir.

Bu bölüm için puan ve yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.

Bertan'ın, Helbest Hala ve Aram Ağa'nın oğlu çıkması ???

Awzer Hanım ve Baran Ağa arasında olan konuşma ???

Baran Ağa'nın para karşılığı Bertan'ı çalışanlardan satın alması ???

Azad'ın sürekli Özgür'ün üzerine okuyup üfletmesi ???

Aram Ağa ve Bertan'ın mezarlık sahnesi ???

Helbest Hala'nın Kuzey Irak'a gitmesi ???

Azîz Ağa'nın Kuzey Irak'a gitmek istemesiyle Yezda Hanımağa'nın olay büyümesin diye gitmek istemesi ???

Aram Ağa'nın, Helbest Hala'nın Kuzey Irak'a gittiğini öğrenmesiyle peşinden gitmesi ???

Kadınların Helbest Hala gitti diye ağlaması ???

Aram Ağa'nın villayı basıp Helbest Hala'yı götürmeye çalışması ???

Helbest Hala'nın, Aram Ağa'yı adamlarına dövdürmek istemesi ???

Hazar Menzil'in, Aram Ağa ve Helbest Hala'nın geçmişini öğrenmesi ???

Helbest Hala'nın, Yezda Hanımağa'ya sarılıp benim oğlum öldü diye ağlaması ???

Hazal ve Azad'ın , Özgür'ü, Zeyno Menzil ve Fırat Ağa'nın mezarlığa götürmesi ???

Azad'ın yıllar önce verildiği sözü tutup oğluna Özgür ismini vermesi ???

Helbest Hala ve Aram Ağa'nın mezarlık sahnesi ???

Helbest Hala'nın Erbil meydanında üç dilde benim oğlum doğduğu gün öldü diye avazı çıktığı kadar bağırması ???

Dılda'nın doğum korkusu ???

Hazal ve Azad'ın ,Özgür'ün doğduğunu unutması ???

Rojhat'ın, Dılda'ya neden Menzil Cadısı demesinin anlamı ???

Diyar ve Bertan'ın, Şerzan için birlikte olması ???

Awzer Hanım'ın, Helbest Hala'ya, Bertan'ın onun oğlu olduğunu söylemesi ???

Bedir Ağa'nın, Bertan'a , Helbest Hala ve Aram Ağa'nın oğlu olduğunu söylemesi ???

Helbest Hala ve Aram Ağa'nın konağa gelip Bertan'ı araması ???

Helbest Hala ve Bertan'ın ilk sarılması ve Helbest Hala'nın ona ölmedin
demesi ???

Ve bunun gibi daha birçok farklı sorular ve cevapları için görüşlerinizi sabırsızlıkla bekliyorum.

2 hafta sonra 28/04/2023'te götürmek üzere 😘😘😘

WATTPAD = mezopotamyali_yazar

TİKTOK = mezopotamyali_yazar

İSTEGRAM = mezopotamyali_yazar

Continue Reading

You'll Also Like

937 190 5
Kan davası yüzünden ailesinden geriye tek kalan kızkardeşi için yaşayan bir adam . Töreleri umursamayan bir kadın. Birbirinden başka sığınacakları ki...
ŞİLAN By mrklikllncj

General Fiction

392K 15.1K 23
"Sevdiğin var mıydı?" elindeki duvağı kenara bırakıp genç kızın gözlerine baktı. Kafasını hayır anlamında salladı, titremesine engel olamıyordu. Genç...
231K 10.3K 26
Soğuktan donmuş ellerini cebinden çıkardı. Sadece bir kez kapıya vurması ile kapının açılması bir olmuştu. Hazırlıksızca karşısında duran adama baktı...
2.5M 134K 15
Maça Kızı 8 serisinin devam bölümlerini içermektedir.