AVIM SENSİN

By sadecezeynep708

1.4K 400 87

Kirli geçmişin bir cinayet ile tekrar kendini hatırlatması ve yaşanan olaylar her şeyin başlangıcı olmuştu. Ö... More

ÖNSÖZ
1.Bölüm:Doğum Günü Partisi
2.Bölüm:Katil Kim?
3.Bölüm:Aşkın Rengi
4.Bölüm:Sırlar
5.Bölüm:Katilin Ayak Sesleri
6.Bölüm: Geçmişin Bedeli
7.Bölüm: Geçmişin Sesleri
9.Bölüm:Kanıtlar
10.Bölüm: Doğruluk mu? Cesaretlik mi?
11.Bölüm:Balo
12.Bölüm: Aşkın Zorlu Yolları
13.Bölüm:Özlem
14.Böüm: Aşkın Başlangıcı
15.Bölüm: Kaderin Oyunu
16.Bölüm:Kanlı Eller
17.Bölüm: Hayatın Önemi
18.Bölüm: Aşk Neydi?
19.Bölüm: Gizli Düşman
20.Bölüm: Kaçış Yok
21.Bölüm: Seni Bulacağım
22.Bölüm: Senin İçin Varım
23.Bölüm: Ölüm Haberi
24.Bölüm: Zorlu Hayatlar ve Acı Gerçekler
25.Bölüm:Sevgi
26.Bölüm: Aşk İtirafı
27.Bölüm: Yalan Aşk
28.Bölüm: Duyguların Duygusuzluğu

8.Bölüm: Gerçekler

42 16 5
By sadecezeynep708

"Belki de yıllardır teyze dediğim kişi annemdir, belki de yıllardır annem olmayan biri için kendimi suçlamışımdır."

Yıllarca kendimi suçladım annemin ölümü için, uykularım gördüğüm kabuslar yüzünden bölünüyordu. Annem benim yüzümden öldü dedim hep. Kendimi suçladım.

Şimdi ise annemin teyzem olduğu iddia ediliyor. Asıl gerçek ne? Teyzemin annem olduğuna inanmıyorum.

Böyle bir şey olamaz.

"Saçmalamayın lan," dedim üçüne bakarken. "Böyle bir şey olamaz."

"Ne kadar eminsin?" diye sordu Ekin.

"Çok eminim, böyle bir şey olmaz, olamaz." dediğimde Salih "Onun soy adını taşıyorsun," dedi. Ardından "Onun soy adını bu kadar istediğine göre." dedi. 

"Ee," diye sordum ona ters ters. "Yani diyorum ki,"

"Ne diyorsun?" deyip ona bir adım attı. Korkarak bir adım geri gittiğinde "Sen onun kızı olabilirsin!" dedi. Tam koluna bir tane vuracakken Ekin kolumdan tutup beni geri çekti.

Salih gülümseyerek Ekin'e baktığında "Beni kurtardığın için sağol yakışıklı." dedi. Ekin gözlerini devirip "Bir gün aynısını sende yaparsan ödeşiriz." dedi.

"Lan alt tarafı bir kızın elinden kurtardın." dedi Ekin'e. Rüya Salih'e ters ters bakıp "Bir kız dediğin kişinin yanında korkudan bir cümle kuramadın." dedi.

Ben ve Ekin gülerken "Ama senin benim tarafımda olman gerekiyor." dedi Salih dudaklarını büzerek.

Rüya sabır dilercesine nefesini verip benim yanıma geldi.

Bu kızı sevmeye başlıyordum!

Kahretsin Azra! Kendine gel.

"Sen teyzenin kızı olamazsın," dedi Ekin. Ben ne diyorum burda? "Dedim ya." dedim ters ters ona bakarken.

Gözlerini kısıp, "Çünkü teyzenin çocuğu erkek." dedi.

Ben anlamamış bir şekilde ona bakarken Salih "Hı?" dedi.

"Ner-" diyecektim ki Ekin beni susturup "Nerden öğrendiğimi sorma söylemeyeceğim." dedi.

"Pislik." deyince Salih gülmeye başladı. Salih'e ters ters bakarken o da Rüya'nın kulağına "Bunlar olacak!" dediğini duydum.

"Salih!" diye bağırdığımda Ekin dudaklarını birbirine bastırıp gülmemeye çalışıyordu.

"Ne?" dedi Salih. "Yalan mı?"

"Seni bu sefer kimse elimden alamayacak!" deyip koşmaya başladım. Salih de benden kaçarak koşmaya başlayınca arkada Rüya'nın kıkırdama sesi Ekin'in ise "Bayılıyorum bu kıza," dediğini duydum.

Önce duraksadım, daha sonra yüzümde küçük bir tebessüm oluştu ardından Salih'i kovalamaya devam ettim.


***

Yatağımdan kalkıp üstüme kıyafetimi geçirdikten sonra saçlarımı hafif dalgalandırdım. Bugün amcamın aldığı karar ile bir koruma benim için gelecekti. Tabi bundan şuan sadece benim haberim vardı. Birazdan herkes öğrenecekti.

Amcama ne kadar istemediğimi söylesem de benim zarar görmemi istemediğini bu yüzden bunun en doğru karar olduğunu söyledi.

Teyzemin bir çocuğunun olması zaten yeterince tuhaf iken amcamın bir anda beni bu kadar sevmesi daha tuhaftı.

Aynada kendime baktım. Bugün fazla mı güzel olmuştum ya ben?

Aşağı indiğimde amcam herkesi salona toplamıştı. Yanlarına geldiğimde Ekin beni süzdüğünde ona ne var dercesine kafamı salladım. Salih gülmemek için kendini zor tutarken Rüya'nın da Eva ile konuştuğunu gördüm.

Amcam benim geldiğimi gördüğünde konuşmaya başladı. Ben de Salih'in yanına oturduğumda Salih yanımdan biraz uzaklaşıp Ekin'e yakınlaştı.

Benden mi korkuyordu bu?

"Evet, herkes geldiğine göre burada neden toplandığımızı size açıklayabilirim." dedi Cihan amcam.

"Öncelikle size oğlum hakkında aldığım doğru bir kararı açıklayacağım... Deniz, yurt dışına gidecek." Deniz'e başımı çevirdiğimde Deniz Ezgi'ye bakıyordu.

Ezgi ağlıyordu. Deniz'den ayrılmak istemediği ortadaydı.

"Neden?" diye sordum amcama hala Deniz'e bakarak. "Onun için en doğrusu bu." dedi amcam da Deniz'e bakarak.

Deniz başını çevirip bana baktığında gülümsedi. Ben hala üzgün bir şekilde ona bakarken Deniz tekrar başını Ezgi'ye çevirdi.

"Ne zaman gidecek peki?" diye sordum amcama bakarak. "Bir ay sonra, daha var zamanınız."

Deniz bana bakıp "Katili bulmadan gitmek istemiyorum. Tabi size bir yardımım dokunmayacak ama merak ediyorum," dedi sonra devam etti. "Beni bu hale getireni merak ediyorum."

Sinirle nefesimi verdiğimde Rüya elimi tuttu destek vermek amacıyla. Hafif bir gülümseme ile ona baktığımda o da bana gülümsedi.

Amcam daha fazla bu konuyu konuşmak istemiyormuş gibi devam etti konuşmaya. "Ezgi ile ben de ileri zamanlarda buradan taşınmayı planlıyoruz," dedi ben Ezgi'ye bakarken amcam devam etti. "Kızım ile kendi evimize gideceğiz."

Deniz? Deniz de amcamın çocuğuydu. Deniz bana baktığında "Deniz sen gitmeyecek misin onlar ile?" diye sordum. "Gitmeyeceğim."

"Ama neden?"

"Böyle olması daha doğru." Amcamın bir şey yapması gerekiyordu, Deniz bu şekilde gidemezdi.

"Ve Azra," dedi amcam. Herkesin bakışları bana döndüğünde "Belli bir süre bir koruma ile birlikte işlerini halledecek, güvende olması için." dedi.

Ekin, "Sonra?" dedi amcama bakarken. Salih de bu sorunun cevabını merak ediyormuş gibi amcama bakmaya başladı. "Sonra Azra yıllar önce kaldığı eve geri dönecek."

Ekin başını yavaşça bana çevirirken nefesimi verdim. Amcama böyle olmasını istediğimi ben söylemiştim. "Yurt dışına gidecek." diye devam etti amcam.

Ekin'e dönen bakışlarım, hızlanan kalp atışlarım... Ekin bana gitme dercesine bakıyordu. Ben ise gidecektim. Benim hayatım bura değildi, bu şehir değildi.

Üzgünüm Ekin, ben bu şehire ait değilim.

***

Amcam, içeride söylediklerinden sonra odasına geçmiş biz ise benim korumam olacak kişinin yanına gidiyorduk.

Ekin, "Ben korurdum seni, ne gerek var buna şimdi?" diye söylendi. Salih ve Rüya gülerken Ekin onlara ters ters bakmak ile yetindi.

"Salonda söyleseydin amcama o zaman," daha sonra sesimi kalınlaştırıp "Ben korurum Azra'yı gerek yok korumaya." dedim Ekin'e bakarken. 

Ekin gözlerini kısıp "Geveze," deyip önden gitmeye başladı. Adımlarımı hızlandırıp yanına ulaştığımda tekrardan sesimi kalınlaştırıp "Geveze," deyip onu taklit ettim.

Ekin gülerken "Baş belasısın." dedi. Tekrar Ekin'i taklit edip "Baş belasısın." dedim.

Ekin daha fazla gülmemek için dudaklarını birbirine bastırırken durdu. Salih, Rüya, Deniz, Ezgi ve Eva önden giderken Ekin bana dönüp konuşmaya başladı.

"Gidecek misin yurt dışına gerçekten?" diye sordu. Güldüm. "İstemiyor musun gitmemi?"

Ekin hafif bir şekilde gülümsedi. "Sen gitmek istiyor musun?" dediğinde dudaklarımı birbirine bastırıp Ekin'e baktım. "Gitmek isteyeyim mi?"

Başını yana yatırıp bana bakmaya devam etti. "İsteme." dedi.

Gözlerimi açıp ona baktığımda "Gerçekten mi?" diye sordum. Ekin gülümseyip "Çok mu tatlısın sen bugün ya?" dedi.

Anlaşıldı tekrar söylemeyecekti.

"Yoo, ne tatlı olacağım ya ben?" deyip arkamı dönüp gidecektim ki Ekin benim kolumdan tutup beni evin duvarına yasladı.

Aramızdaki mesafeyi kapattığında "Uzaklaşmak için üç saniyen var," dedim. Fakat Ekin üzerime eğilmeye başladı. Üzerime eğilirken "Bir," dedi önce. Ne?

Biraz daha yaklaştı "İki," dedi. Ardından biraz daha yaklaştı ve "Üç," dedi. Tam dudaklarım ile buluşacaktı ki Salih'in sesi onu itmeme neden oldu.

"İki de bir ortadan kayboluyor bunlar da ya? Hayır, sanki benim için geldi koruma. İkisinde de beyin yok gerçekten."

İlerlemeye başlarken Ekin peşimden geliyordu. Salih ile karşılaştığımızda "Neredesiniz lan siz yine?" dedi. Ekin "Buradayız işte Salihcik, bensiz iki dakika duramıyorsun sende." dedi.

Ben gülerken Salih de "Sabır ya," dedi, ardından bana dönüp "Senin koruma geldi. Baya yakışıklı yalnız dikkat et aşık olma." dedi. Daha sonra "Kız olsam bakar-" sözünü tamamlayacaktı ki Ekin araya girdi.

"Devam et Salih, devam et ki kurduğun son cümle olsun."

Salih, "Bakmazdım," dedi hızlıca. "Ne bakacağım ya, çok çirkin sen de bakma."

Gülerek Ekin'e kısa bir bakış atıp ilerlemeye başladım.

Rüya'nın yanına geldiğimde Salih de yanıma geldi, ben şoka girerken, artık ciddi olan Salih kulağıma fısıldadı. "Emre Kaya," dedi ve devam etti. "Yeni koruman."

Ekin yanımıza ulaştığında "Bu ne alaka?" diye sordu. "Ne bilelim biz? Git kendisine sor." dedi Rüya bize dönüp "Kumarhanenin yönetimini bıraktığına göre bir şey olmuş olmalı." dedi.

Ezgi yanımıza gelip "Biz tanıştık adam ile içeri geçiyoruz Azra," dedi ağlamaktan kızarmış gözler ile bana bakarken. Başımı sallayıp"Tamam Ezgi, geçin siz içeri." dedim.

Ekin Emre'nin yanına doğru yürürken Eva da bizim yanımıza geldi. Artık avukatımız olduğu için yanımızda olacaktı. Aramıza yeni birisi daha eklenmişti.

Daha doğrusu benim hâlâ olmadığım o ekibe yeni biri daha eklenmişti.

"Sen neden buradasın?" diye sordu Ekin Emre'ye.

"Kumarhanenin yönetimini bıraktım." Salih gülüp, "Onu zaten görüyoruz. Neden bıraktın?" dedi.

Emre Salih'e dönüp "Babam," dedi Emre. "Kumarhaneyi satmamı istedi, bende ilk almak isteyene sattım."

"Bu kadar mı yani?" diye sordu Salih. "Evet," dedi Emre. "Neden burada çalışmaya başladın ki? Başka iş mi yoktu?"

"Amcanız benim sizinle çalışmamı istedi." dedi. İşte bu mantıklıydı. Sonuçta kaç yıldır kumar oynuyormuş aralarında bir samimiyet olmuştur.

Salih başını sallayarak bize doğru döndü. "Ee, başka soracağınız bir şey yoksa içeri geçelim."

Eva, "Benim var." dedi. Herkes ona bakarken o Emre'ye dönüp sorusunu sordu. "Sana neden güvenip Azra'yı emanet edelim."

"Haklı," dedi Rüya. "Lan bir dakika kim kime neyi emanet ediyor eşya mıyım lan ben?"

"Eşya değilsin Azracığım ama seni koruyacak birine bu kadar kolay güvenemeyiz." Emre'ye döndüğümde gözlerimi kısıp ona baktım. Emre gülümseyerek bana bakıyordu.

"Bana bir şey yapacak olma ihtimalini amcam da düşünmüştür. Merak etmeyin bana bir şey olmaz." Arkamı dönüp giderken güldü Salih.

"Doğru kötüye bir şey olmaz." dedi hepsi gülerken bende arkamı dönüp Salih'e ters ters baktım.

Salih, "Ne yalan mı? Cadı değil misin sen? Cadılar kötüdür. E o zaman sende kötüsün." dedi.

Gözlerimi devirip eve doğru yürümeye başladım. Sabır Allah'ım sabır!

Akşam yemeğinde Eva da vardı Ezgi son zamanlarda kötü diye burada kalacaktı.

Avukat mı psikolog mu belli değil!

Akşam yemeğini yedikten sonra odama geçmek için salondan çıktım. Odama geldiğimde geceliğimi üstüme geçirip yatağıma uzandım.

Teyzemin çocuğun olma olayı hala kafamı karıştırırken aynı zamanda Emre'nin korumam olması da beni şüpheye düşürüyordu.

Uykum yoktu. Yatağımdan kalkıp balkona çıktım. Bardağıma içki doldurdum. Bardağı ağzıma götürüp bir yudum aldım içkimden. Yan odanın balkon kapısının açılması ile başımı oraya doğru çevirdim.

Balkondan çıkan Ekin'in gözleri üzerimde gezindi. Ona olan bakışlarımı kaçırdığımda o da daha fazla bakmadı bana.

İçkimden bir yudum daha alırken dışarı çıkan amcamı gördüm. Gözlerimi kısıp onu izlerken Ekin de amcamı izliyordu.

Nereye gidiyordu bu saatte?

Ekin bir bana bir de giden amcama bakıyordu. Bir şey yapacağımı düşünüyor olabilirdi ama bir şey yapmayacaktım.

Nefesimi verip içeri girdim. Yatağıma oturup kitap okumaya başladım. Kafam karışık olduğunda ya da morelim bozuk olduğunda daha çok kitap okurum. Bugün kafam karışıktı.

Bir anda her şey üstüme gelmeye başladı. Teyzemin katili, Deniz'in yurt dışına gitmesi, teyzemin çocuğu, Emre'nin korumam olması, Ekin...

Bu hayatı yaşamak zorunda değildim, istersem yurt dışına hemen yarın gidebilir ve bütün bu olanları unutabilirdim fakat teyzemi öldüreni bulmak istiyordum. Evet, sadece teyzemin katilini bulmak istiyordum. Burada kalmak için başka bir sebebim yok.

Bir kaç ay sonra yurt dışına gittiğimde eskiden olan hayatıma devam edecektim. Aynı şeyler olacaktı. Hayatımda bir farklılık olmayacaktı. Zordu, ailemden ayrı kalmak çok zordu. Fakat bu sefer sadece ayrı olan ben değildim, bu sefer hepimiz dağılıyorduk ve bizi toparlayacak biri yoktu.

Bir de Ekin, Salih ve Rüya vardı. Onlara alışmak istemiyordum, zaten aylar sonra hayatımda olmayacak kişilere alışmak saçma olur. Fakat merak ediyorum. Rüya ve Ekin arasında ne var? Salih neden babasından nefret ediyor?

Ekin... Ekin neden teyzemin katilini bulmak istiyor? Ortağının ölümünü merak ediyor olamaz değil mi?

Katil fazla zorluyordu. İyi bir katildi ve aynı zamanda eğitimli idi. Gerçekten ailemden birisi miydi? Buna ne kadar inanmak istemesem de kanıtlar sadece bunu işaret ediyor.

Bölümün sonuna geldiğimde kitabı kapatım kenara bıraktım.

Ve açtığım şarkı ile kafamı dağıtmaya çalıştım. İngilizce şarkı sözlerinin anlamı beni şarkıya daha çok aşık ederken bende şarkıya eşlik etmeye başladım.

O sadece bir kızken dünyadan beklentileri vardı.
Ama avuçlarının arasından kayıp gitti.
Uykusunda dünyadan köşe bucak kaçtı.
Ve cenneti düşledi.

Şarkı bittiğinde yan odadan gelen kağıt sesleri Ekin'in çalıştığını anlamamı sağladı. Bir anlık karar ile yataktan kalkıp kapıya doğru yürüdüm.

Ekin'in odasının önüne geldiğimde kapıyı çalmadan içeri girdim. Ekin başını kaldırıp bana baktığında şaşırdığını görebiliyordum.

"Selam." dedim Ekin'e bakarken.

"Selam," dedi Ekin hâlâ şaşkın bir şekilde bana bakarken.

"Gelebilir miyim?"

Gülümsedi. "Gelebilirsin." Ekin'in masasına doğru yürürken Ekin de odasındaki diğer sandalyeyi benim oturmam için yanına çekti. Sandalyeye oturduğumda "Ne yapıyorsun?" diye sordum ilgiyle.

"Yeni bir arazi satın aldım. Orada inşa edeceğim binayı çiziyorum." dedi Ekin. "Her yere bina dikince elinize ne geçiyor?" Güldü Ekin. "Benim işim bu Azra, para alıyorum bu işten."

"Neden mimar oldun ki?"

"Güzel meslek." diye cevapladı Ekin.

"Güzel meslek diye mi oldun?" Gülümsemesi yok olurken gözlerime bakmaya devam etti. "O zaman her hangi bir meslek için seçim hakkı sunmamıştı babam bana."

Onu dinlerken o da devam etti konuşmaya. "Babam onunla çalışayım diye mimar olmamı istedi. Ben de mimar oldum."

Gözlerimi ondan kaçırdım. Çizimine baktığımda fazlasıyla güzel çizdiğini fark ettim. "Çok güzel çizmişsin."

"Teşekkür ederim." dedi Ekin ama hâlâ bana bakıyordu. Ben masasını ilgi ile incelerken bir fotoğraf gördüm.
"Annem ve baban mı?" diye sordum. Nefesini verip "Evet," diye yanıtladı sorumu. Gülümsedim. "Annen," dedim. "Çok güzelmiş." Ne oluyor bana ya?

"Öyleydi, senin annenin de güzel olduğuna inanıyorum. Sonuçta senin gibi bir kızın annesi." dedi. Acı bir şekilde gülümserken "Benden daha güzeldi." dedim bakışlarım hala fotoğraftayken. 

Çekmeden çıkardığı maketi bana uzattığında bu maketin bu ev olduğunu anladım. Elinden maketi alırken "Çok güzel," dedim büyülenmiş gibi.

"Senin gibi." dedi bana bakarken. Bu kadar beğenmem hoşuna gitmiş olacaktı. "Senin olsun." dedi Ekin bir anda.

Kaşlarım havalandığında Ekin'e çevirdim başımı. "Gerçekten mi?" Gülümseyerek başını salladı. "Gerçekten."

"Teşekkür ederim." dedim gülümseyerek. "Sen bugün çok tatlısın gerçekten de."

"Bende fark ettim. Niye böyleyim bilmiyorum, ama yarın böyle olmayacağım." Burnunu kırıştırıp bana baktı Ekin. "Yine, her söylediğim şeyde bana laf sokan Azra mı var yarın?"

Güldüm. "Evet," dedim. "Şarkı zevkin güzelmiş."

"Ne?" diye sordum kaşlarımı çatıp ona bakarken. "Az önce dinlediğin şarkı," dedi Ekin daha sonra devam etti. "Çok güzel bir şarkı."

Yutkundum. "Evet," dedim bu sefer gülümsemeyerek. "Bu şarkının bir anlamı var diye düşünüyorum. Yanılıyor muyum?"

"Yanılmıyorsun, var bir anlamı."

"Cevap vermezsin diye düşünmüştüm.

"Yanılmışsın."  Ekin dirseğini masaya yaslayıp yumruk yaptığı elinin üstüne çenesini koyup beni izlemeye başladı.

"Kabusların devam ediyor mu?"

"Hiç bitmedi ki."

"Neden?"

"Nedenini söylemem seni çok mutlu etmez. Hatta benden uzaklaşadabilirsin."

Kaşlarını çattı Ekin, daha sonra konuşmaya başladı. "Senden uzaklaşmam." Alayla güldüm. "Bunu diyen çok olmadı, fakat giden çok oldu."

"Senden gitmem." dedi bu sefer Ekin. Biraz bana yakınlaştı. "En ilk sen gidersin."

"En son giden bile olmam."

"Çünkü daha gelmeden gidersin."

Başını iki yana salladı. "Hayır, hep sende kalırım."

Gözlerine baktım, yalan yoktu. Gerçekten yalan değil miydi? İnanmalı mıydım?

Emin değildim.

Gözlerimi kırpıştırıp yerimden kalktım. Ekin başını kaldırıp bana baktığında "Ben," dedim. "Gideyim artık, iyi geceler."

"İyi geceler." dedi Ekin. Odadan çıktıktan sonra hızla odama geçtim.

Odamın kapısını kapattığımda kapıya yaslandım. Kendine gel Azra Hızlanmasın kalbin.

Elimdeki maketi masanın üzerine bırakıp hafif bir gülümseme ile baktım makete.

Yatağıma uzanıp gözlerimi kapadım. Artık uyumam gerekiyordu. Yan odadan gelen şarkı sesleri ile yumdum gözümü. İngilizce şarkıydı ve anlamı çok güzeldi.

All that you are is all that I'll ever need. Diyordu şarkı sözleri. Anlamı ise daha etkileyiciydi.

Her şeyinle ihtiyacım olan her şeysin.








***

Sabah uyanıp kahvaltı yaptıktan sonra dışarı çıkmıştık. Salih söylemesi gereken bir şey olduğunu söylemişti. Ekin, Rüya ve Eva ile birlikte Salih'i bekliyorduk.

"Nerede kaldı bu ya?" diye söylendi Rüya. "Ne söylendin be," dedim Rüya'ya ters ters.

"Sende Salih'i mi savunuyorsun Azra?"

"Kimseyi savunmam ben, az sabret gelir birazdan." Eva gülüp Rüya'ya baktı daha sonra ise "Özledi Rüya, heralde." dedi.

Ben hafif bir şekilde gülümserken Rüya kızarmaya başlamıştı. "Ne alaka ya? Ben ne özleyeceğim onu?"

Ekin, "Aynen Rüya, hiç özlemişsindir." dedi. "Sus Ekin." dedi Rüya.

Salih sonunda yanımıza geldiğinde "Niye çağırdın sabah sabah bizi?" diye sordum Salih'e.

Ekin'e kısa bir an baktı Salih sonra tekrar bana dönüp "Bunun yine cadılığı üzerinde." dedi.

"Sus be." dedim Salih'e. "Anlat ne oldu?"

Salih derin bir nefes verip, "Katili bulduk." dedi.

Olduğum yerde kaldım. Ne bir tepki verdim, ne de kimmiş diye sorabildim. 

"Elimizde somut deliller yok, fakat o kişi olduğuna eminiz." dedi. Ekin sonunda benim soramadığım soruyu sordu Salih'e.

"Kimmiş?"

Zorlukla nefes alırken Salih başını bana çevirdi.

Daha sonra katil olduğuna emin olduğu o kişiyi söyledi.

"Cihan Sancakzade."

"Amcan, teyzenin katili Azra."












Bölüm güzel miydi?

Oy verip, yorum yapmayı unutmayınızz.

Sizi seviyorum ❤️

















Continue Reading

You'll Also Like

431K 26.3K 48
17 yıl önce annesi tarafından ölü olarak bildirilen Neva... Yıllardır onun hasretiyle yanıp tutuşan Akay ailesi... Ama... Ortada bir sorun vardı.Neva...
1.3M 91.3K 59
Çilek Alança Yıldırım mı demeliyim yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak istersin Çilek Alança Saruhan? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek...
943K 65.7K 38
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
1.1M 16K 39
Aşık olduğu adamın evleneceğini öğrenen Mavi, çareyi en yakın kız arkadaşında bulur. Düğüne kısa bir süre kala acilen bir plan yapmaları gerekmektedi...