______________________
XXXXXXXX23
Taeyong?
Taeyong:
Kimsin?
XXXXXXXX23
Doyoung ben
Doktor doyoung
Karbonsokit:
Hı
Ne istiyorsun?
Doktor:
Hı mı?
Çok meraklı değilim sana
Herşey sicheng için
Karbonsokit:
Çok meraklı değilim sana>
Ben de sana
Ne istiyorsan söyle işim var
Doktor:
İyi
Sichengi o adamın elinden kurtarmam lazım
Ormandaki ev neredeydi tam olarak?
Karbonsokit:
Beraber geldik ya
Baksaydın etrafına
Doktor:
O sırada seninle boğuşmakla meşguldum canım
Hadi uğraştırma beni
Adres ver
Karbonsokit
CANIM???||
Avucunu yalarsın canım
Tamam sichengin hatrına sizi buluşturdum ama
Yuta da amcamın evladı sonuçta onu ateşe atamam ben canım
Kusura bakma canım
Başka kapıya canım
Doktor:
Başlatma şimdi
Sicheng zaten hasta
Psikolojisi bozuldu çocuğumun
Kaldıramaz bunları
Ver şu adresi
Karbonsokit:
Ya anlamıyor musun?
Yuta öldürür beni
Lime lime doğrar
Cesedimi bulamazsınız
Doktor:
Arayan yok zaten
Neyse ver şu evin adresini
Karbonsokit:
Tch tch
O kadar iyilik yaptım ben size
Abi kardeşi kavuşturdum
Besle kargayı oysun gözünü
Doktor:
Boş yapma
Oksijen israf ediyorsun
Karbonsokit:
Konuşmuyorum ki yarım akıllı
Tch tch
Bi de doktor olacak
Doktor:
Normal bir insanın solunum sayısı dakikada 15 nefestir
İstirahat altındaysan bu düşer
Hareket halindeysen artar
Boş boş yazarak dakikada 20 nefes alıp oksijeni boş yere tüketiyorsun
Karbonsokit:
Görüldü
Tamam en doktor sensin
Doktor:
Tabi ne sandın
Karbonsokit:
İşim var gidiyorum ben
Doktor:
Adresi ver öyle git
Karbonsokit:
Vermicem
Git başımdan
Doktor
Adresi verirsen bırakırım
Karbonsokit:
Vermicem
Doktor:
Vormocom
Karbonsokit:
Çocuk musun?
Doktor:
Çocukla çocuk olmak lazım
Karbonsokit:
Hığğ
Doktor:
Şuan ekrana bakıp göz deviriyorum
Karbonsokit:
Boyle mi?
Doktor:
Lan
Onu nereden buldun
Ne zaman çektin
Şerefsiz
Karbonsokit:
Çok ayıp
Koskoca doktorun ettiği laflara bak
Ülkeyi bunlar mı kurtaracak
Puuu
Doktor:
Senin gibiler kurtaracak değil ya
Sil onu
Hem ne zaman çektin ki?
Karbonsokit:
Seni geri hastaneye goturunce izledim
Kapıdaki doktora oyle bakıyordun
Ben de dedim bunu kacıramam
İyi yapmıs mıyımm
Doktor:
İyi halt ettin
Aptal
Sil onu
Karbonsokit:
Kırıcısın
Niye öyle bakıyordun o doktora?
Korkunc derecede cirkin ıgh
Doktor:
Sanane bundan?
İşine bak
Karbonsokit:
Bıraksan gidicem zaten
Ruh hastası
Bir dediğin bir dediğini tutmuyo
Öptün beni zaten
Iygh
Doktor:
Ben
Ben mi öptüm?
Dudaklarıma yapısan sendin!
Aklıma geldikçe midem bulanıyor.
Karbonsokit:
Bir daha yapma böyle şeyler
Aşıksan söyle
Doktor:
Daha tanışalı bir gün oldu
Kimlerle uğraşıyorum tanrım
Karbonsokit:
Ha zaman geçtikçe olacaksın yani
Uğraşma
Defol git
Rahat bırak beni
Doktor:
Ha zaman geçtikçe olacaksın yani>>
Çok beklersin
Gidiyorum
Dua et meşgulüm
Geri gelince adresi vereceksin
Karbonsokit:
👉🏻🖕🏻
Doktor:
👉🏿🖕🏿
Karbonsokit:
Tch tch
Bi de doktor olacak
Doktor:
Git artık
Karbonsokit:
Çevrimdışı
Doktor:
Çevrimdışı
🥂
"Çocuk! Gel buraya"
Sicheng duyduğu sesle irkilip elindeki kitabı yere düşürdü. Ses yatak odasında yankılanmış tüm vücudunu sarsmıştı. Hızla yataktan doğrulup kapıya baktı. Neden bağırıyordu bu böyle?
Ayak sesleri iyice yakınlaşınca ayağa kalkıp istemsizce geriye doğru bir kaç adım attı. Buna sebep olan adamın öfkeden kaskatı kesilmiş yüz hatları ve hızla ona yaklaşan adımlarıydı.
Adam elindeki telefonu oğlana doğrultarak bir kez daha tüyleri ürpertecek kadar bağırarak konuşmaya başladı.
"Bu ne?! Eve taeyong mu soktu? Sevgilin mi yoksa?!"
Sicheng ekranda doyoungla kendini sarılarak görünce tüm vücudu kaskatı kesildi. Evde kamera mı vardı?..
Adam telefonu yere fırlatıp oğlanı kollarından tutarak sarstı. Acıyla hafifçe inleyen çocuk kendine gelip sessizliğini korudu.
"Soruma cevap ver! Bu kadar sarıldığınıza göre sevgilin değil mi?!"
"Ha..hayır"
"Yalan söyleme"
Tekrar konuşmaya çalıştı ama korkudan sesi gitmişti. Adamın kollarından kurtulmak için çırpınmaya başlamıştı. Şu an sessiz kalmazdı bu doyounga mâl olabilirdi.
"Yalan söylemiyorum o benim doktorum."
"Doktorun ha? Tanrı aşkına kim doktorunun üzerine atlayarak sarılır ki? Bunun için mi bu kadar iyiydin bana?! Bayılman da yalan mıydı ha!"
"Özür dilerim...lütfen ona zarar verme o benim tek arkadaşım!"
Adam çocuğun gözlerinden süzülen yaşları izledi son kurduğu cümle hıçkırıklarıyla bölünmüştü. Yuta içindeki öfkeyle mücadele veriyordu. Çocuğun kollarını bırakırken tekrardan öfkeyle bağırdı. Bir savaş daha kaybetmişti.
"Jaehyuna aşık olmadığını biliyordum. Demek bu yüzden kaçmak istiyordun ha? Jaehyunu aldattığın adamın yanına gitmek için! Göründüğün kadar saf da değilsin seni küçük şeytan!"
Sicheng duyduğu kelimeler ile gidebildiğince geriye gitti. Sırtı duvarla kavuştuğunda kafasını öne eğerek göz yaşlarını tutmaya çalıştı. Şimdi konuşması gerekiyordu.
"O benim sevgilim değil arkadaşım! Çıkmak isteme sebebim de tek sahip olduğum kişinin yanına gitmekti en azından bana iyi davranıyordu."
"Kimi kandırıyorsun sen?"
"Yalan söylemedim sana! Bana bok gibi davranan birinden kaçmak hakkım değil mi?!"
Gözü dönmüş adam hızlı adımlarla çocuğa gelip kollarına duvara sertçe vurup yaslayarak yüzüne eğildi. Ayaklarına bakan çocuğun çenesini kaldırıp yüzüne baktı. Ağlıyordu ve bu canını yakmıştı. Ona ne oluyordu böyle?
"Aşık değildim ama en azından beni seven biri vardı onu almaya çalıştın! O kötü biri değil senin aksine!"
"Ah öyle mi? Aileni de ben mi öldürdüm?! Baban acı çekerken izlemekle yetinen de ben miydim? Sırf vicdanını rahatlatmak için seni yanına alıp mutlu edipte herşeyi unutmak için duygularınla oynayan da ben miydim söylesene?!"
"Ne?"
Acıyla donan vücudu adamın söylediklerini idrak etmeye çalışırken titremeye başladı. Dedikleri doğru muydu? Jaehyun ailesini mi öldürmüştü? Üzerinde duramadı bacakları pes ettiğinde yavaşça yere çöktü.
Yuta dediklerinin farkına vardığında her şey için çok geçti. Çocuk bacaklarını göğsüne çekerek kafasını gömmüş sessizce ağlıyordu.
Önce bir kaç adım geriye çekildi. Yerdeki telefonunu alıp arkasını dönüp hızla odadan çıktı. Merdivenlerden hızlıca inip kendini kapıdan atabildi. Arabaya binerek hızla uzaklaştı.
Az önce ne yapmıştı? Öfkeyle çocuğa gerçekleri anlatmış mahvolmasına sebep olmuştu. Öğreneli bir kaç gün oluyordu ve söylememeliydi. Tekrar bayılmış olmalıydı. Keşke biraz daha bekleyip onu yatağa yatırsaydı. Şimdi tüm vücudu uyuşacak boynu ağrıyacaktı. Ama bu onu evde tutardı değil mi? Bir daha gitmeye kalkışmazdı çünkü kimsesi yoktu. Ama doktor vardı. Telefonunu alıp arama yaptı
-Doktor hakkında bir şey bulabildiniz mi?
-Evet efendim. Kim dong young acil doktoru 28 yaşında.
Seul üniversitesinden mezun olmuş ailesi busanda. Anne ve babası var beş yıl önce erkek kardeşini kaybetmiş on sekiz yaşında trafik kazası. Şu an da Soonchunhyang hastanesinin acil bölümünde çalışıyor. Eski hasta kayıtlarına ulaştık. İki hafta öncesinde sichengi yaşlı bir kadın bir kaç genç yardımıyla hastaneye getirmiş. Konversiyon bozukluğu teşhisi koyulmuş. Henüz araştırıyoruz efendim.
-Sağol. Hastanenin konumunu atın.
-Emredersiniz
Telefonu kapatıp direksiyonu sağa kırdı. Ona inanmadığı için mi göğsü ağrıyordu? Bir kez daha onu haksız yere kırmıştı. Hayatını alt üst edip onu mahvetmişti. Kafasını direksiyona yaslayıp bir süre gözlerimi dinlendirdi. Derin sessizliği bozan telefon sesi olmuştu.
Johnny arıyor...
Derin bir nefes alıp telefonu açtı.
-Ne var?
-Sana da iyi günler kardeşim
-Uzatma ne istiyorsun?
-Taeyong nerede? Ulaşamıyorum
-Onun ben..onu gördüğüm yerde sikeceğimi ilet ona
-Bilmiyorsun yani
-Mal mısın abi? Bilmiyorum
-Aiyy bana abi dedin bugünü kutlamam lazım
-Lafın gelişiydi o neyse Taeyongu bulursan bana da söyle
-Yine ne yaptıysa senden kaçıyor herhalde tamam görüşürüz
-Sana da
Telefonu kapatıp kafasını ikinci kez indirdi bu kez birşey düşünmemeye çalıştı. Çocuğu biraz yalnız bırakmak belki de doğru bir karardı. Ona daha fazla zarar vermeden uzaklaşması iyiydi.
🥂
Duyduğu telefon sesiyle sarsılarak uyandı. Hava kararmıştı. Siktir uykuya dalmıştı! Telefonu eline alıp arayana baktı.
Beyinsiz arıyor...
-Piç kurusu seni bulduğum yerde skeceğim!
-Lan sakin ol noluyo
-Eve doktoru sen soktun değil mi?
-Hii..yok ben değilim o başkası
-Siktir lan oradan benim evime girecek kırmızı saçlı dağ ayısı kaç tane var?!
-Ehehe...ıhm tünele giriyorum ben çekmiyor görüşürüz.
Telefon suratına kapanınca sinirle yan koltuğa bırakıp eve sürmeye başladı. Çocuk uyumuş muydu acaba?
Düşünmeyi bırakıp vitesi arttırdı.
🥂
Kapıdan girdiği gibi hızlı adımlarla merdivene döndü. Merdivenleri ikişer üçer çıkarak odaya ulaşabildi.
Çocuk yoktu.
Korkuyla odadan çıkıp tökezleyerek merdivenleri aştı. Kaçmış mıydı?
Onu yalnız bırakmak bir hataydı. Kapıdaki sik salakları da çocuğu elinden kaçırmıştı. Öfkeden çenesi kaskatı kesilirken dış kapıya doğru adımladı.
Duyduğu cam sesiyle kapıya yönelttiği adımları mutfağa çevirdi.
O buradaydı.
Yere düşen şişeye doğru eğilen çocuğa yerinden sıçratacağı derecede bağırarak konuşmaya başladı.
"Ne yapıyorsun burada?!"
_______________________
Merbalar merbalar
O kadar saçma şeyler yaşadım ki bugün bir de misafirlikten misafirliğe geldik amk
Hemen arka odaya geçip tamamladım tabi
Herşey sizin için canlarım <33
Text olarak başladı cunkusune babanız yoruldu.
Bölümü de kontrol edemedim hatalarım affola ต_ต
Betimleme gucumu kaybediyorum galiba :/
Ben cagrılmadan kacıyorum
Dwayne kaçarrr
💋