BET ON BEAUTY +18 | Yuwin

Da wtf_dwayne

4K 402 2.3K

Ne sigara, ne alkol, ne de madde. İnsan oğlunu kendine kumar kadar bağlayamaz asla. Çünkü insanoğlu doyumsuz... Altro

İkna
Seçimler
Son Kalan Hatıra
Özür Dilerim Küçüğüm..
Ödül Ve Ceza
Vermezsen Kendim Alırım
Dejavu
Sözünün Eri
Tercihler
Arzular
Melek Ve Şeytan
Gerçek Kötüler
Nefret
Ödünç
Küçük Şeytan
Söz Geçirmek
Pişmanlık
Vicdan Azabının Sanrısı
İronik Bir Durum
Altın Kaz
Kırgın Hoşnutluk
Zincirde Bir Açgözlü
Trajikomik
Yanlış Saatte Doğru Zaman
Biz Sevmemeliydik
Mahrumiyet
Acı Örtüsü
Çiçek

Yalan

95 13 135
Da wtf_dwayne

_____________________

"Sesini çıkaracak olursan seni vururum."

Gözlükleri altından büyüyen irisleri namlunun ucunda kilitli kalmıştı. Taeyong donan doktora göz ucuyla bakıp silahını vitesin yanına doğru indirdi ama parmağı hala tetikteydi. Gözlerini tekrar yola çevirip vitesi arttırdı. Sessizliği bir kelimeyle bozarken gülümsedi.

"Aferin"

Doyoung adama göz ucuyla bakıp göz devirdi. Yolu izlerken aynı zamanda bir kaçış yolu arıyor bu adamın kendini sözde "Ödünç alma" nedenini sorguluyordu. Sichengten bahsettiğine göre onu tanıyor olmalıydı. Çocuğun telefonda bahsettiği adam olabilir miydi? Onunla yalnızca bir kere konuşmuştu. Hafızasını zorlayarak aile dostu ve sevgilisi olduğunu söylediği adamın ismini hatırlamaya çalıştı. Bir süre sonra düşüncelerinden sıyrılıp adama sormaya karar verdi.

"Beni nereye götürüyorsun?"

"Seveceğin bir yere"

"Sen jaehyun musun?"

Adam şaşkın bakışlarını adama çevirirken dudakları hafifçe kalktı. Çok sürmeden ağzını aralayıp konuştu.

"Ne?"

Hafifçe kıkırdayarak sorunun cevabını bekleyen doktora bir kez daha baktı.

"Hayır ben onun sevgilisini kaçıran adamın kuzeniyim"

"Si cheng kaçırıldı mı?!"

Sesi arabada yankılanmıştı. Taeyong yola çevirdiği gözlerini tepkisini görmek için kısa süreliğine ona çevirdi. Ağzı hafifçe aralanmış gözleri yine büyümüştü. Bakışları yine yolu bulurken kafasıyla onayladı. Sessizliği tuhafsayarak kafasını çevirdiğinde namlunun ucuyla karşılaştı. Ah ne zaman elini çekmişti tabancadan!?

"Durdur arabayı."

Derin bir nefes alıp vitesi azalttı. Bu doktor sabrını zorluyordu ama ona zarar vermemeliydi.

"Durdur dedim!"

Offlayıp arabayı ağaçlıkta sağa doğru çekerek kafasını doktora çevirdi. Doktor gözlerini adamdan ayırmadan kemerin düğmesini tek eliyle açıp silahın gövdesini iki eliyle sıkıca kavradı.

"Kapıyı aç"

"Ahh tanrı aşkına bu kadar zor olmak zorunda mıydı!?"

"Sana kapıyı aç de-ıhh"

Dudaklarından çıkan kelimeler havada asılı kalırken üzerine atlayan adamın altında çırpınmaya başladı. Elindeki silah bir kaç saniye içinde arka koltuğa uçmuştu. Taeyong bacaklarını bacaklarıyla kitleyip el bileklerini kavradığında aralarındaki mücadele durmuştu. Şimdi itişme seslerinin yerini yalnızca sık nefesleri ve kalp atışları almıştı. Taeyong ay ışığından beyaz teni gözlerini kamaştıran adama olağınca yaklaşıp konuşmaya başladı

"Bak doktor! Seninle hiç bir işim yok. Sicheng seninle görüşmek istedi yanına getiremeyeceğim için de seni ona götürüyorum şimdi rahat dur ve sabrımı sınama göründüğümün aksine tersim canını yakabilir anladın mı?!"

Doyoung​ dudaklarına çarpan soruyu kafasını sallayarak cevapladı. Adamın nefesleri dudaklarını sıyıracak kadar yakınlardı birbirlerine. Ve bu kalp atışlarını olağına hızlandırmıştı. Taeyong kendini şoför koltuğuna atana dek birbirine karışan sıcak nefesleri ve inip kalkan göğüsleri  bir ahenkle hareket etmeye devam etti.

"İyi gidiyoruz o zaman."

Taeyong hafifçe öksürüp arabayı çalıştırdı.

🥂

"Sicheng biz geldik!"

Doktor heyecanla kapıya koşan çocuğu görünce istemsizce gülümsedi çocuk hızlı adımlarla ona koşup kollarını boynuna doladı. Sarılmanın etkisiyle dengesini kaybeden doktor bir kaç adım geriye sendelerken ellerini oğlanın beline doladı.

Sicheng kendini bir kaç dakikalığına güvende hissetmiş doktorun kollarından ayrılmak istememişti. Taeyong'un sesiyle birbirlerinden ayrılınca doktor ona bakıp göz devirmişti.

"Burada durup sabaha kadar sarılacaksanız işimiz var!"

Doktor kolunu çocuğun omzundan ayırmadan koltuğa kadar yürüdü neler olduğunu fazlasıyla merak ediyordu. Bu adam jaehyun değilse kimdi ve sicheng neden onu yanına çağırmıştı? Kafasındaki soru balonlarını dağıtıp çocuğun yanına oturdu. Taeyong yanlarındaki tekliye oturmuş bacaklarını üst üste atarak onları dinlemeye başlamıştı.

Doyoung çocuğun ellerinden birini tutarak ona yaklaştı. Sesini oldukça seviyeli tutarak konuşmaya başladı.

"Ne oldu? Kim bu manyak?"

Bakışlarını kırmızı saçlarını geriye doğru tarayan adama çevirerek ikinciyi soruyu yöneltti. Bakışlarında öfkeden çok

"Sensin manyak!"

Taeyong ayağını indirip koltuğun sırtıyla temasını keserek doktora yaklaştı. Doktor da yavaşça ona yaklaşarak konuşmaya devam etti.

"Bir acil doktorunu omzuna atıp orman evine getiren ben değilim!"

Taeyong hızla ayağa kalkıp koltuğun kolcağından destek alarak adamın yüzüne eğildi sabrını sınayan bu adamın yüz hatlarından etkilenmemek için içinden mücadele veriyordu. Onu burada öpemezdi değil mi? Saçmaladığını farkedip kafasını sallayarak düşüncelerini dağıttı. Tanrı aşkına içinden neler geçiyordu böyle?

"Bana bak doktor-"

"Sakin olun!"

Çocuğun sesiyle ikisi de bakışlarını ona çevirdi.

"Doyoung her şeyi anlatacağım. Taeyong sen de sakin ol zamanımız yok!"

"İyi tamam"

Taeyong koltuğa tekrar oturup bakışlarını çocuğa çeviren doktoru izlemeye devam etti.

"Taeyong söylemiştir kaçırıldım"

"Ah iyi. Bunu nasıl bu kadar normalmiş gibi söylüyorsun tanrı aşkına?!"

"Ya of biliyorum ama bir kaç gündür buradayım ve alıştım"

"Saçmalama çocuğum bu alışılacak birşey değil yürü gidiyoruz!"

Ayağa kalktığı gibi çocuğu da elinden çekip kaldırdı taeyong olduğu yerden hızla kalkıp kolunu tuttu.

"Şşşt nereye? Kapıdaki adamları görmedin sanırım seni buraya sokana kadar anam ağladı benim!"

Adamın elinden kolunu kurtarıp ona öfkeyle baktı. Karşılaştıklarından beri bu adam ona haddinden fazla dokunmuş ve silah doğrultarak da kısa sürede nefretini kazanmıştı.

"Bana sakın bir daha dokunma."

Havada kalan elini indiren adamın tek çizgi halindeki dudakları duyduğu kelimelerle hafifçe yukarı kalktı. Gereksiz cesareti oldukça hoşuna gitmişti.

Doktorun büyük adımlarıyla arkasından sürüklenen sicheng elini kurtarıp konuşabildi.

"Doyoung hiç bir yere gidemem yuta bu kez beni öldürür!"

"Yuta kim?"

"Dinlemedin ki çocuğu aptal!"

"Sen sus! Si cheng yuta kim?"

"Onu kaçıran kuzenim işte! Gittiğini görürse üçümüzü de gebertir!!"

"Hiç bir halt yapamaz! Yürü sicheng."

Baş parmağıyla gözlüğünün burun desteğini yüzüne iterek tekrar yürümeye başladı.

"Nah yapamaz. Tanrım bu kadar genç ölmek istemiyorum ben!"

"Sessiz olun!"

Ses kesildiğinde kapının ardında gelen araba sesi netleşti.

"Hassiktir yuta geldi"

Sicheng korkuyla derin bir nefes aldığında doyoung onu kolları arasına aldı.

"Sakin ol seni buradan çıkaracağım"

Sicheng kafasıyla onaylayıp yüzüne acı bir gülümsemeyle baktı. Buna inanmıyordu onun da hayatını tehlikeye attığı için kendinden bir kez daha nefret ederken istemsizce titrediğini farketti. Doyoung da bunu farketmiş olmalı ki onu daha fazla sarmaladı. Bu savunmasız çocuğu bu iğrenç insanlardan hemen kurtarıp yanına almalıydı. Sığınabileceği tek kişinin o olduğunun farkındaydı ve ona yardım etmek istiyordu.

"Doyoungu hemen saklamamız lazım yoksa yuta üçümüzü de yok eder."

Sesi ilk defa bu kadar seviyeliydi ve sicheng buna şaşırmıştı. Doyoungu kolundan tuttuğu gibi çekiştirmeye​ başladı.

"Ne yapıyorsun ruh hastası?"

Sesi yükselince taeyong dudaklarının üstüne parmaklarını bastırıp onu susturdu.

"Sana dokunmaya meraklı değilim ama burada hepimizin hayatı söz konusu. O yüzden sesini kes ve beni takip et"

Doyoung adama bir kez daha öfkeyle baktı. Şimdi sırası değildi daha sonra bunların hesabını soracaktı elbette. Kafasını istemeye istemeye onaylarcasına sallayıp adamın elini çekmesini bekledi.

"Sicheng sen burada kalıyorsun onu hemen yatak odasına çıkar ki biz gidelim tamam mı?"

Çocuk kafasıyla onaylayıp personel banyosuna koşan ikiliyi izledi. Kapının sesiyle irkilerek kafasını sese doğru çevirdi.

Yuta kapının önünde dikilen çocuğu görünce kaşlarını çatıp onu süzdü. Gözlerini ondan ayırmadan kapıyı kapatıp ellerini pantalonunun cebine sıkıştırdı.

"Ne arıyorsun burada?"

Ellerini kasıklarının önünde birleştirip kafasını öne eğdi içinden mırıldanarak bir yalan aramaya başladı.

"Ben senin geldiğini duyunca kapıya geldim."

Adamın kaşları mümkünmüş gibi daha çok çatılırken gözlerinin üzerinden ona baktı. Onaylar gibi kafasını sallayıp içeriye doğru ağır adımlar atmaya başladı. Omzunun üzerinden arkasında kalan oğlana baktı.

"Orada dikilecek misin?"

Çocuk duyduğu sesle irkilince hızlı adımlarla adamın ardından yürüdü.

Adam koltuğa oturup ayaklarından birini diğerinin dizine dayayarak ayakta dikilen çocuğu süzdü.

"Neyin var senin?"

Sicheng onu nasıl yukarı çıkaracağını düşünürken duyduğu sesle düşünce bulutlarını dağıttı.

"Hiç bir şeyim yok ben yukarı çıkıyorum"

Aceleyle yukarı çıkarsa şüpheye düşüp peşinden gelebilirdi. Aklına gelen en iyi fikir şu an buydu ve zaman kaybetmeden hızlı adımlarla merdivenlerden çıkmaya başladı.

"Çocuk gel buraya!"

Sicheng sesi aldırmadan merdivenleri aşıp kendini odaya atmayı başardı. Kapıyı kapatıp derin bir nefes aldı. Sırtını kapıya yaslayıp rugan ayakkabıların sesini duymak için kısa soluklar almaya başladı.

Adam odanın kapısını sertçe atıp itince dengesini kaybeden çocuk yere düştü. Kollarından destek alarak arkasını dönüp üzerine yürüyen adama gözlerinin üzerinden baktı. 

"Ne çeviriyorsun sen?"

"Hiçbirşey. Sadece uykum geldi."

"Haa öyle mi? O yüzden mi eşek kovalar gibi koşuyordun?!"

Çocuk istemsizce kıkırdadı hiç sırası değildi ama kendine engel olamamıştı dudaklarını birbirine bastırıp gülümsemesini yok ederken yanına çöken adam kaşlarını çatarak yüzüne eğildi.

"Neye gülüyorsun sen öyle?"

"Beni sen kovalıyordun"

Kıkırdayarak kafasını önüne eğdi. Gülümsemesini bastırmakta zorluk çekerken adamın sesiyle yerinden sıçradı.

"Çok mu komik?!"

(evet?)

Dudakları tek bir çizgi halini alınca kafasını kaldırıp adamla burun buruna geldi. "Özür dilerim" diye mırıldanıp oturduğu yerden kalktı.
Adam da dizlerinin üzerinden kalkıp ellerini cebine koydu.

"Hadi uyu."

Odanın kapısına doğru dönüp bir adım attığında duyduğu sesle hafifçe irkilip oğlana geri döndü.

"Gitme!"

Omzunun üstünden çocuğa şaşkınlıkla baktı. Ona az önce ne demişti? İdrak etmesi oldukça basit olan tek kelimeyi bir kaç kez içinden tekrar etti.

"Efendim?"

"Gitme dedim"

"Neden?"

"Çünkü...yalnız kalmak istemiyorum"

Yuta vücudunu da çocuğa çevirip kaşlarını çattı. Tanrı aşkına başına bir şey mi düşmüştü?

"İyi geceler dong si cheng"

Çaresizce düşünmeye devam ederken bu kez onu tutacağından emin olduğu şeyi yaptı.

"Ahh"

Yuta ikinci kez kafasını çevirdiğinde çocuğun dolaba tutunarak gözlerini kapattığını farketti. Saliseler içerisinde onun yanına gelip kollarından birini tuttu.

"İyi misin?"

Si cheng gözlerini tamamen kapatıp kendini adamın kollarına bıraktı. Bu yaptığı oldukça yanlıştı ama doyoungun hayatı söz konusuydu.
Yuta çocuğu kucaklayıp yatağa yürüdü. Artık alışmıştı.

"Ufak bir bağırmaya bile gelemiyorsun sen de"

Nazikçe yatağa bıraktığı çocuğun yanına oturup onu izlemeye başladı. Uyurken çok daha sessiz ve güzeldi.

🥂

"Çıktılar mı?"

"Biraz bekleyelim"

"Tanrı aşkına duşa kabine girmek zorunda mıydık? Karbondioksitin ağzıma burnuma giriyo az çekil!"

"Hıı çok meraklıydım senin karbonsokitine"

"Karbonsokit ne salak ahahahaaha"

Kafasını öne eğerek kıkırdamaya başlayınca taeyong sinirle onu susturmak için koluna hafifçe vurdu.

"Her ne haltsa işte!"

Taeyong kapıyı aralayıp kafasını dışarı çevirdi. Doyoung tekrar kafasını kaldırırken konuşmaya başlayarak yüzünü ona çevirdiğinde dudakları birbirine çarpmıştı. Doyoung bağırarak adamı dışarı itti. Ayağı kabinin pervazına takılan taeyong kendini yerde buldu. Taeyong'un kafasını yere vurmasıyla müthiş bir gürültü kopmuştu. Kafasını kaldırarak elinin tersiyle ağzını silen doktora baktı.

"Sen gerizekalı mısın? Ne bağırıyorsun ruh hastası!"

Bunu söylerken bağırdığını fark edince ağzını kapatıp dışarıya baktı.

"Dinime küfür eden..neyse yuta inmeden gidelim artık."

"Bekle"

🥂

Yuta duyduğu sesle irkilip yavaşça doğruluğunda sicheng elini tutarak sızlanmaya başladı. Bir süre daha tutmak zorundaydı ve bunun etkili olmasını dileyerek sayıklamaya başladı.

"Gitme...lütfen"

Onu geri çevirmeyeceğine emindi eper sabah dedikleri doğruysa tabi. Ne kadar vicdanı sızlasa da bunu doyoung için yapıyor olması içini rahat tutmasını sağlıyordu.

Yuta çocuğun yanına tekrardan oturup başını okşadı. Çocuğun elini elinden ayırıp ayağa kalkıp odadan çıktı. Sicheng elleriyle yüzünü kapatıp oflayarak çıkmış olmalarını umdu.
Bu ses her neyse hoşuna gitmemişti. Merdivenlerden ağır ağır inip etrafına bakındı. Önce hızlı adımlarla mutfağa girip etrafa baktı. Daha sonra koridor duvarında sürtünerek personel banyosuna girdi. Yere düşen viladayı görünce derim bir nefes alıp silahını cebine sıkıştırdı. Gereksiz endişelenip çocuğu bıraktığı için kendine kızarak geri yukarı çıktı

🥂

"Geldiğiniz için teşekkür ederim doktor bey sicheng gerçekten düzgün yemek yemiyordu."

"Rica ederim bay lee dediğim gibi bir beslenme düzeni izlerseniz kilosu eski haline döner"

"Evet evet öyle yapacağız! Lütfen binin de sizi bırakayım."

"Teşekkür ederim bayım"

Taeyong dişleri arasından zorla gülümseyerek konuşan doktorun girdiği kolunu bırakıp kapıyı ona açtı.

"Buyrun"

"Teşekkürler"

Taeyong hızla şoför koltuğuna binip arabayı çalıştırdı.

"Sonunda bitti. Bir gün içinde tüm saçma sapan kdrama sahnelerini yaşadım anasını satayım"

"İşine geldi gibi ama neyse"

"Ne saçmalıyorsun? Seni öpmek isteyeceğim son şey bile değil!"

(Aynen knk)

Tartışmaya tahammülü kalmadığı için gözlüğünü parmağıyla geriye doğru iterek dışarıyı izlemeye başladı. Aklına bir kez daha geldiği için dudaklarını elinin tersiyle silerek çocuğu oradan kurtarmak için düşünmeye başladı.

_________________


Merbalar merbalar


Bölümün gecikme sebebi wattynin tüm bölümü silip telefonu duvara fırlatmama sebep olmasıydı ama neyseki koltuk vardı.


Depremzede iller arasında olduğum için bir marta kadar günlük bölüm atarım gibi bir şey olmazsa tabii.

Yazdığım en uzun bölüm buydu ama pek beğenemedim nedense

Önceki yazdığım daha güzeldi kalleş watty ต_ต

Karbonsokitli günler efendim


Dwayne kaçarrr


ㅠㅠ

Continua a leggere

Ti piacerà anche

370K 22.2K 79
Y/N L/N is an enigma. Winner of the Ascension Project, a secret project designed by the JFU to forge the best forwards in the world. Someone who is...
583K 21.2K 96
The story is about the little girl who has 7 older brothers, honestly, 7 overprotective brothers!! It's a series by the way!!! 😂💜 my first fanfic...
331K 11.6K 52
𝐈𝐍 𝐖𝐇𝐈𝐂𝐇 Ellie Sloan reunites with her older brother when her hospital merges with his jackson avery x ellie sloan (oc) season six ━ season se...
155K 4.1K 79
Stray Kids is on tour! Ella wins a prize at the concert that ends up turning her entire life upside down. She uncovers the dark secrets to K-Pop and...