"Ne zaman gireceğiz içeri amirim?"
"Hava kararsın biraz daha,öyle gireriz."
Jungkook'un anlatıklarına göre kazan dairesindeki cinayet günü üçüncü kattaki dairede kimse yokmuş bunun üzerine Hwan bey o dairede iki bekar erkek arkadaşların kaldığını söylemişti Chan ve Garam.Şuanda da aldığımız bilgilere göre ikili eve gelmişti.İfadelerini almaya geldiğimizde Jungkook ile dikkat çekmemek adına apartmanın arkasına sokak lambasının hemen altına arabayı park etmiş,aracın içinde bekliyorduk.
"Namjoon'a hazırda beklemesini söyle aradığımız zaman ulaşalım."
Jungkook kafasını hızlıca sallayıp;
"Ha bide amirim,Seokjin'de gelecekmiş ifade almaya."
"Hani izine çıkacaktı o?"
Sorumun hemen üstüne şoför koltuğunun yanındaki kapının camı tıklandı aniden, yerimde hafifçe sıçramış camı aşağıya indirmiştim.
"Açsanıza kapıyı."
"Kilitlemedik gir içeri."
Söylediğim şeye karşılık Seokjin arka kapıyı kendisine doğru çekip ikili koltuklara attı bedenini.
"Sen hani izine çıkıyordun?" Biraz soluklandıktan sonra yöneltiğim soruyu sakince cevaplamıştı.
"Çıkacaktım,sonra evde sıkıldığımı fark ettim."
Anladım dercesine kafamı sallayıp geri önüme döndüm,sıkıca direksiyonu kavradım ve anlımı korna kısmına denk gelmeyecek şekilde direksiyona yasladım.Aklıma Eun'un verdiği otopsi raporu gelmişti.Tanrım ciddem çok kötüydü.Haniel...kurşunsuz,ölümüne dövülerek öldürülmüştü.Eun dövüldüğü nesnenin kemer olabileceğini düşünüyor ki zaten vücuduna diklemesine gelen yara izleri bu olasılığı yüksekte tutuyordu.Bedeninden zorla çıkartılmış olan balmumu kanla karışıp değişik bir renk -bu renk yeşile daha yakın- ve de değişik bir doku halini almıştı.Her baktığımda içimden bir şeylerin koptuğunu sanki benim bedenime yapılmış gibi hissetim tüm o acıyı,işkenceyi.Asıl ölüm nedeni kemerin metal kısmının kafasına birden fazla isabet edişiydi artık katil ne kadar sert vurmuşsa Haniel'in kafatasının belirli noktalarında çatlamalar olmuştu,çatlamalardan çok Haniel'in cinsel organının kesildiğni belirtmişti Eun,kanın yoğunlaştığı yerdi orası...Kevin'da silah Haniel'de kemer,işler cidden hiç hoş olmayan bir noktaya varıyordu,her bir cinayet diğerinden daha beterdi.
Bu kadar olayın ardından sonunda elimize kayda değer birşeyler geçmişti.Haniel'in midesinde,henüz mide asidinde erimemiş ilaç tozu bulundu.Farmakalaji'den gelen sonuçlara bakıldığında bu ilaçların sadece reçete ile ve bellirli yerlerde satılan bir tür kalp ilacı olduğunu öğrenmiştik,tabi böylesine değerli bir delil'in ardından gerisi çorap söküğü gibi gelmişti.Katil önce ilacı Haniel'e vermiş tabi herhangi bir rahatszılığı olmayan biri için bu ilaç ters tepki gösterirdi,ani kalp sıkışmasıyla Haniel'i etkisiz hale getirmişti.Bu kadar aşağlık,kirli bir zihniyet...
Yerimden doğrulup Jungkook ve Seokjin'e baktım,hazır olduğumuzu söyleyip beraber apartman kapısına geldik.
"Üçüncü kat değil mi Jungkook?"
"Aynen amirim üçüncü kat."
Üçüncü katın yazdığı zile basıp,parmağımı otomatikden çektim hemen ardından ise kapının açıldığını belli eden bir ses geldi kulaklarımıza.Merdivenlerin darlığından hepimiz tek sıra halinde ben en önde Seokjin arkamda ve bizi arkamızdan takip eden Jungkook ile üçüncü kata kadar çıkmıştık.
Kapının tokmağını üç kere kaldırıp indirdikten sonra,kapının hemen yanında kırmızı gecelikli -geceliği o kadar ince olucak ki içine giydiği geceliğinden daha koyu bordoya çalan tangası gözüküyordu.- esmer bir kadın açtı.
"Sonunda gelebildiniz beyler." Lafını bitrip kafasını biraz eğerek arkamda duran Jungkook ve Seokjin'i süzdü esmer kadın ardından cilveli bir ses tonunda;
"Kalabalık geleceğinizi bilmiyordum ama olsun artık parayı da ona göre alırız." demişti ve kapıyı içeriye geçebileceğimiz kadar açıp kenera çekilmişti.Arkamda duran Seokjin benden önce içeri geçmiş kadını takip ediyordu.Anlamsız bir bakış akıp Jungkook'a döndüm.
"Hani erkek oturuyordu burada lan."
"Bilmiyorum amirim Hwan Bey demişti bana da."
"Sen bu kadını gördün mü ifade alırken?"
"Yok amirim görmedim hiç."
Hwan Bey'in dediği erkekler henüz gelmemiştir belki,onlardan önce bu kadınla konuşabilirdik.Seokjin'in arkasından bizde içeri girmiştik.Salona geçip koltuğa oturduğumuz zaman tam lafa girişeceğim sırada kadın salonun ortasında gözümüzün önünde üstündeki incecik transparan geceliği indirimiş tangasıyla kalmıştı.
"Hanımefendi ne yapıyorsunuz Tanrı aşkına!?"
Kadın anlamamış gibi gözlerini bedenimde gezdirirken sonra işine devam etmiş topuz yaptığı saçını açmıştı.Seokjin'den ses seda çıkmayınca ayağa kalktım ve araya girdim.
"Hanımefendi siz bizim amacı yanlış anladınız sanırım durun lütfen."
"Ne demek yanlış anladım,sevişmeye gelmediniz mi siz?"
"Ne diyorsunuz hanımefendi ne sevişmesi cinayet bürodan geliyoruz biz ifade almaya."
Cebimdeki rozeti çıkartıp kadına doğrulttum,bir süre rozeti inceleyen kadın aniden çıkarttığı geceliği giyip bir yandan da saçını bağlamaya çalışıyordu.
"E POLİSSENİZ BAŞTAN SÖYLESENİZE BEYEFENDİ!"
Rozeti geri cebime yerşeştirip,kadına döndüm.
"Konuşmamıza fırsat mı kaldı?"
"Aaa ülkenin polisi bile niyeti bozmuş resmen."
Tam ağzımı açmış "siz sanki çok namuslusunuz" diyecekken Jungkook araya girmiş koluyla hafifçe beni dürtmüştü.
"Gidin üstünüzü giyin hanımefendi bu kadar rezillik yeter."
Kadın dediğim şeye itiraz etmeyerek salondan çıktı.Ve Jungkook'a döndüm.
"Ne var Jungkook?"
"Amirim şey.."
"Ne var lan dellendirme sende adamı."
"Hwan Bey şey... yanlış şey etmiş katı."
"Ne diyorsun be ne etmiş katı."
"Üçüncü kat değilde,beşinci katmış adamların evi."
Sen ne diyorsun der gibi bir bakış attım Jungkook'a
"ULAN YETER LAN BİR İŞİDE ADAM AKILLI YAPIN ZİBİDİLER!"
Burada boş vakit kaybetmeyip kapıya doğru yöneldim,dışarı çıkacağım sırada arkmadan sadece Jungkook'un geldiğini gördüm.
"Müdür Bey'e söyleyelim de seni ahlak büroya alsın Seokjin,seversin böyle şeyleri."
"KES LAN GELİYORUM ŞİMDİ."
Seokjin'in sitemine karşılık vermeden bir hışım üst katta çıktım.
"Jungkook bu evde yanlış çıksın yemin ederim sikerim seni kimse elimden alamaz."
"Yok amirim doğru ev burası."
Dirseğimle kapıya vurdum bir kaç kez,açan olmadı.Daha sert vurduğumda içeride bazı tıkırtılar duyuldu ve ardınan nefes nefese kalmış kalın erkek sesi geldi kapının ardınan.
"Kim o?"
"Sular idaresinden geliyoruz aslanım evde kaçak varmış ona bakmaya geldik."
"Evde kaçak yok yanlış geldiniz herhalde."
"BİRDE KAÇAK YOK DİYOR AÇ LAN KAPIYI ZİBİDİ POLİS GELDİ POLİS!"
"Amirim yarın gelseniz olur mu ev biraz şey de."
"MİSAFİRLİĞE Mİ GELDİK GERİ ZEKALI AÇ ŞU KAPIYI KIRMADAN."
Bu denli gürlememe karşın hemen karşı kapı açılmış ve mavi çizgili pijamasıyla babam yaşında adam çıkmıştı.
"Noluyo lan burada?"
"GEÇ İÇERİ KAPAT KAPIYI."
Lafımı ikiletmeden başka bir şey de sorgulamadan içeri geçti adam.
"AÇ ARTIK SENDE KAPIYI NE NAZLANDIN."
Birden kapının kilit sesi duyuldu ve sadece gözleri gözükecek şekilde kapıyı açtı adam.Takmayarak kapıyı ittim ve içeriye geçebileceğimiz kadar aralaık bıraktım.İçeriye girer girmez az önce sadece gözünü gördüğümüz adam şuan da üzerinde yalnız boxer ile karşımda duruyordu.Onu kenara iterek odalara göz atmaya başladım,dış kapıya en yakın oda yatak odası olduğundan ilk oranın kapısını açtım ve çokda şaşırmadığım manzarayla karşı karşıya geldim.Kapıyı açar açmaz yatağın üstündeki iki sarışın kadın beni görmeleriyle hemen yorganı üstlerine çektiler o sırada diğer bir erkek ise pantolonu sağ ayağından geçirmeye çalışıyordu.
"Bu apartmana cinayet büro değil ahlak büro gelmeli."deyip kapısında durduğum yatak odasının içine girdim.
"Jungkook topla şu kimlikleri."
"Tabi amirim."
"Ne için gelmiştiniz amirim?"
"Valla nereden başlasam bilemedim." Bir taraftan söyleniyor diğer taraftan elimi adamın pantolon ceplerine sokuyordum. "Karakolda oturuyordum sonra dedim günler böyle geçmez benim bir şeyler yapmam lazım." Ve adamım cebinde bulduğum iki gram otu sanki bir mücevher inceleyen kuyumcu edasıyla havaya kaldırdım,tek gözüm kapalı şekilde elimdeki poşete bakıyordum. "Buldum" dedim "Ben bi' teftişe çıkayım en iyisi gezeyim böyle apartmanları belki can sıkıntım geçer."
Yataktaki iki kadına döndüğümde dış görünüşlerinden yabancı oldukları aşikardı yinede emin olmak amaçlı adama döndüm,kadınları işaret edererk.
"Nereli bunlar?"
"Bulgar göçmenleri."
"Oh oh ne güzel." gayet sakince konuştuktan sonra olduğum yerde gürlemiştim.
"JUNGKOOK!"
Jungkook koridordaki adamla ilgilenmeyi bırakıp yanıma,yatak odasına gelmişti.
"Buyurun amirim."
"Ara ahlak büroyu gelsin alsın kadınları bunlarıda götür karakola."