Yazım yanlışları varsa söylesenize bi'
----
Yağmur yağmaya devam ediyordu.
Luka ve Mariposa yatakta oturuyordu. Luka sağ ayağını sol bacağının üstüne koymuştu. Mariposa ise bacak bacak üstüne atmış Marinette bakıyordu.
Marinette bir sağa bir sola gidiyordu. Elinde uzun bir tahta ince cetvel vardı.
"2 ay sonra Büyük Moda Tasarımcısı Gabriel Agreste bir balo düzenleyecek ve ben deee Zoé ile anlaşma yaptım.."
Mariposa, "Hm ne gibi bir anlaşmaymış bu?" Dedi. İki eli de yatağın üstündeydi. Elleri biraz arkadaydı. Arkaya doğru gövdesini biraz geriye yaslamıştı.
Marinette dönmeyi bıraktı ve Mariposa'ya baktı. "Davetiye aslında bir beyaz maske. Üstünde görünmez bir barkod varmış. Girişteki görevliler o barkodu okutup davetlileri içeri alacaklar."
Mariposa doğruldu ve bir kolunu en üstteki bacağının üstüne koydu. Çenesini eline yerleştirdi. Marinette'e ciddice baktı. "Şu Gabriel Agreste."
"Kimleri davet ediyor ?"
Marinette, "İş arkadaşlarını, tanıdıklarını, zenginleri... Aynı zamanda 'Burjuva' ailesi. Biliyorsun Chloé'nin babası belediye başkanı.."
Mariposa yere baktı. Düşünür hali vardı. "Tanıdık.."
Marinette, Mariposa'ya bakıyordu.
Mariposa kendi kendine içinden söylendi, Acaba annem de davetli mi..?
Luka, "Oraya gittiğinde seni tanımazlar mı ?"
Mariposa düşünmeyi bıraktı ve tekrar Marinette'e baktı.
"Tabiki de tanımazlar, yani beni tanıyacaklarını sanmıyorum."
Mariposa içini çekti. "Pekâlâ."
Marinette konuşmaya devam etti. Mariposa arkasındaki küçük daire pencereye bakışlarını çevirdi.
Yağmur biraz hafiflemişti, fakat hâlâ da yağıyordu.
Luka, "Partide Chloé'nin olduğunu demiştin. Zoé olarak gittiğinde seninle uğraşmaz mı ?"
Marinette kararsız şekilde sırıttı. "Eeeee... Ehehee bilmiyorum. Ama beni fark edeceğini sanmıyorum. O kadar kişi arasından görünmeden partiye bile gidebilirim. Amacım kendimi belli etmeden Zoé kılığında Adrien'ı görmek."
Mariposa, dışarı bakarak konuştu. "Yağmur azalmış...".Marinette ve Luka, Mariposa'ya baktı. Mariposa önüne döndü, ayağa kalkıp Marinette'in masasının üstünde duran kendi şemsiyesini aldı. Kendisine bakan Luka ve Marinette'e döndü. "Ben birazdan gideceğim."
Marinette gülümsedi. "Pekâlâ."
Mariposa, Luka'ya döndü. "Şemsiyen yoktu, değil mi ?"
Luka durdu, "Evet, yok."
Mariposa cep telefonunu cebinden çıkardı. Annesine mesaj attı. Telefonuna bakarak konuştu. "Anneme adresi yazdım. Şoförüm birkaç dakika sonra gelecek. Seni bırakır."
Luka gülümsedi. "Ah, teşekkür ederim."
Mariposa telefonunu cebine koydu. Daha sonra odaya göz atmaya başladı. Luka ve Marinette sohbet ediyordu. -Masanın sol tarafında bir maket ev vardı-. Mariposa aynaya, kendine baktı, sonra da göz ucuyla eve bakmaya devam etti, duvarda asılan Adrien fotoğrafları... O sırada maket evi gördü. Bir şey onun dikkatini çekti. Kutunun arkasında arı ve siyah renkli, arıya benzeyen bir kwami gördü, kafasını çıkarmış kendisine bakıyordu. Mariposa şaşırdı. Pollen beni nasıl buldu ? diye düşündü. Pollen, Mariposa'yı görünce ona bakmayı kesti ve kafasını içeriye soktu. Mariposa hala o tarafa bakıyordu. Sanırım beni takip etti. Sahibi nerede ki ? Mariposa içini çekti. Gözlerini kapattı ve tekrar aynaya baktı. Pollen beni nasıl bulabilir ki ? Paris büyük bir yerken.. Ah her neyse.. GölgeMoth'a yakalanmasın da.
Pollen kutuya girdi. Mucize kutusunun içinde ayrı büyük bir oda vardı. Her taraf beyazdı. Ve daire şeklinde her mucizenin daire alanı vardı.
Burada tüm kwamiler vardı. Fakat 2 kwami hariç; Kelebek Mucizesi'nin Kwamisi olan Nooroo ve Tavuskuşu Mucizesi kwamisi Duusu yoktu. Kelebek mucizesi Aktarma mucizesiydi. Tavuskuşu ise Duygu'nun Mucizesidir. Fakat GölgeMoth bu iki mucizeyi kullanarak hem insanları akumalayıp kötü güçler veriyordu hem de o akumalıya ait bir varlık his canavarını yaratıyordu.
Kwamiler yere daire şeklinde oturmuş sohbet ediyordular. Marinette'in Kwamisi Tikki de buradaydı. Pollen uçarak onların yanına uçtu.
"O burada." biraz endişeli şekilde.
Tüm kwamiler sohbetlerini kesip Pollen'e baktı. Kimden bahsettiğini anlamamıştı hiçbiri.
Sass, "Kimden söz ediyorsun?"
Pollen gözlerini yumdu. "Asteria." dedi. Sonra Tikki'ye baktı. "Sen en başından beri biliyordun. Değil mi ?"
Tikki sırıttı. "Aaa.., şey evet! Sahibim ile aynı sınıftalar."
Turuncu renkli tilki olan Trixx araya girdi. "Bu kötü bir şey değil mi ? GölgeMoth onun mucizesini öğrenince her şey mahvolabilir ve mucizesini alabilir, ve Asteria daha laneti yenmiş de değil.. Gücünü kontrol etmekte zorlanıyor."
Sass sakin kalmaya çalışarak konuştu. "Sakin olun. Asteria başka bir mucize kullanıyor, kimliğini saklamak için. Bunu hepimiz biliyoruz nasılsa."
Pollen "Fakat bunu Nooroo ile Duusu da biliyor.. ve kwami dostlarımız ya Asteria'nın varlığından söz etmişlerse?"
Kırmızı bir ejderhaya benzeyen bir kwami araya girdi. Longg "Bahsetmeyecekler, Asteria bizi bu konuda uyardı. Ayrıca Nooroo ile Duusu, Denge Mucizesi'nin kimde olduğunu söylemezler. Plana uymaya çalışıyorlar. Denge Mucizesi'nin özel gücünü ve ne işe yaradığını hiç bilmemeli, GölgeMoth."
Siyah-beyaz keçi desenli olan, alnının 2 köşesinde ufak, daha çıkmamış bir boynuzu olan kwami konuştu. Ziggy "Fakat GölgeMoth bedel ödeyeceğini sanmıyorum. Ayrıca Mucizeler Kitabı'nda Denge Mucizesi'nin sadece adı geçiyor. Özel güçler yazmıyor. Asteria geçmişe gidip o sayfayı yırtmıştı. Şu an o sayfa yırtık. Ama o sayfada yazılan güçleri Nooroo'dan veya Duusu'dan öğrenebilir. Bir şekilde ikisini tehdit edebilir.. nasılsa Denge Mucizesi'nin güçlerini kwamiler olarak biliyoruz." dedi. Gözlerini korkarak kısmıştı. Sonra ellerini birleştirdi ve gözlerini kapattı. "Umarım kötü bir şeyler olmaz.."
O sırada Tikki, Pollen'e doğru baktı. "Asteria seni gördü mü ?"
Hepsi Pollen'e baktı. Pollen çekinerek konuştu. "Şey.. Ah, evet."
Tikki şaşırdı. "Ne ?"
Pollen "Ama bir şey olmadı. Gözgöze geldik sadece."
Tikki, "Sahibimin "Uğur Böceği" olduğunu bilmesini istemiyorum. Yaniii.. Asteria normal bir gardiyan fakat şu an bilmesine gerek yok.."
Açık gri renkli ve fare görünümlü kwami Pollen'in yanına uçtu. Mullo, "Asteria'dan bir şey saklayamayız, nasılsa kendisi baya şey biliyor. O da bizim dostumuz fakat seni gören Asteria değil de başka kişi olsaydı işler biraz kötü olabilirdi.."
Pollen, Mullo'ya baktı. "Mucize kutusundan çıktığımda onun sesini duydum, heyecanlandım. Uzun zaman oldu onu görmeyeli. Ben.. onu izlemek istedim."
Tikki "Sahibime bir şey belli etmeyelim. Asteria'yı bilmemeli."
Mariposa daire camdan aşağı bakıyordu. Arabanın geldiğini gördü. Camdan ayrıldı. Arkasını dönüp Marinette'e baktı. "Beni konuk ettiğin için teşekkürler. Ve zorla dizi izlettiğin için..." Gözlerini biraz kıstı. "Yine de kötü bir diziydi."
Marinette ve Luka güldüler.
Luka gülümseyerek. "Sana bir şey beğendirmek zor anlaşılan."
Mariposa ona baktı. "Eğlenceli şeyler sevmiyorum." Göz devirdi. Sonra da aşağıya inen merdivenin kapağına doğru geldi. "Çabuk gelirsen seni bırakır şoförüm." Dedi ve kapağı açıp inmeye başladı. Sonra da yoluna devam etti.
Marinette hemen arkasını döndü ve arkasından bağırdı. "H-hey dur ! Bari seni yolcu edeyim !" Merdivenlerden indi. Mariposa evin kapısını açmıştı o sırada.
Luka arkadan inip kapağı kapattı. Luka ve Marinette merdivende Mariposa'ya bakıyordu. Mariposa onları beklemişti.
Marinette gülümseyerek merdivenden adımlarını atıp Mariposa'ya yaklaştı. Bir kolunu Mariposa'nın omuzlarına attı. "Canım arkadaşım, seni yolcu edeyim bari. Ne zaman istersen kapımız sana açıktır." Dedi tebessüm ederek.
Mariposa göz ucuyla Marinette'e bakıyordu. Somurtarak Mırıldandı. "Hhhm..". Sonra Mariposa, Marinette'in kolunu kaldırdı ve kendi omuzundan uzaklaştırdı. "Gideyim artık." Sonra Luka'ya baktı. Luka merdivenden inmişti.
Sabina ile Tom Kruvasan yapıyordu. Arkadaki kapı açıldı. Marinette, Mariposa sonra da Luka çıkmıştı.
Sabina ile Tom onlara baktı.
Sabina, "Gidiyor musunuz ?"
Mariposa fırının önünde duran beyaz arabaya baktı. "Şey evet.. aslında tek gidecektim fakat Luka'nın şemsiyesi yoktu. Bu yüzden şoförü çağırdım."
Tom tezgahına döndü. 2 tane büyük boyda kese kağıdı çıkardı ve 1 kağıt paketini içine 2 tane Bademli Marzipan Kremalı Kruvasan, diğer paketin içine 2 tane Çikolatalı Kruvasan ve diğer paketin 1 tane de Tiramisu Kruvasan Pasta koydu. Paketleri kase kağıdına koydu. İkisini eline aldı ve Mariposa ile Luka'ya uzattı. "Eve gittiğinizde sıcak sıcak yiyin. Az evvel fırından çıktılar."
Luka ve Mariposa paketi aldılar.
İkisi aynı anda "Teşekkürler." dedi.
Luka, Tom'a gülümsedi.
Mariposa veda etmek için hafifçe elini yukarı kaldırdı. "Görüşürüz."
Marinette, Sabina ve Tom ikisine el salladılar. Luka da onlara el salladı. "Görüşürüz Marinette."dedi gülümseyerek. Marinette de ona gülümsedi. Mariposa kapıya doğru yürüdü, arkasından Luka geldi. Mariposa ile Luka fırından çıktılar. Arabanın kapısı sürgülü olduğu için Mariposa arabanın kolunu tutup diğer tarafa çekti.
Mariposa, arkasında duran Luka'nın önünden çekildi ve Luka'ya baktı. "Bin."
Luka arabanın içine girdi. Arabanın içi büyüktü. Arabanın şoför kısmı bir bölme ile kapalıydı. Koltuklar karşılıklıydı. Luka arka koltuklardan bir köşeye oturdu. Mariposa da diğer köşeye oturdu. Arabanın kolunu tutarak kapıyı kapattı.
Mariposa, şoförün olduğu tarafı eliyle gösterdi. "Şurada," Luka, Mariposa'ya baktı. "orta boyda kaydırmalı bir bölme var. Onu kaydırırsan seni duyar. Ona adresini söyle."
Marinette fırının içinden onlara bakıyordu. Arabanın içi fazla gözükmüyordu. Marinette sırıttı.
Araba Dupein-Cheng fırınından ayrıldı.
Luka ile Mariposa pencere kenarındaydı. Biri sağda biri soldaydı. Mariposa ondan uzağa oturmuştu.
"Genelde çok mu sessizsin ?" Diye sordu Luka. Lanet sessizliği bozmuştu.
Mariposa dışarıya bakıyordu camdan. "Evet."
Luka, "Senin hakkında pek bir şey bilmiyorum. Benimde arkadaşım sayılırsın. Kız kardeşimin ve en yakın arkadaşımın arkadaşısın. Bana biraz kendinden bahsetmeni isterim."
Mariposa hafifçe başını Luka'ya çevirdi. Ona baktı. "Beni zamanla tanıyacağına eminim. Eğer hakkımda illa bir şey bilmek istiyorsan sana şu şekilde söyleyebilirim."
"Pozitif olan her şeyden nefret ederim."
Luka bir süre Mariposa'ya baktı. Gülümseyerek konuştu. "Şey.. derken yani?" Anlamamıştı.
Mariposa içini çekti. "Pozitif duygulardan. Biriyle yakın olmaktan, biriyle sarmaş dolaş sarılmaktan. Temastan da nefret ediyorum. Birinin bana bunu yapması için benim istekli olmam gerek."
Luka "Bu biraz tuhafmış.. sanırım kendi hayatında sakin ve ciddi birisin. İlk defa senin gibi biriyle tanıştım."
Luka gülümsemesini sildi. "Neden sakin ve ciddisin peki? Ruh gibisin."
Mariposa içinden bu soruya şaşırmıştı. "Ruh gibi" ?
Mariposa diğer tarafında duran elini yumruk yapmıştı. Yumruk yaptığı eli biraz titremeye başladı.
Mariposa hâlâ Luka'ya bakıyordu. İçini çekerek gözlerini kapattı. "Boşver. Aslında bir nedeni yok. Bu şekilde büyüdüm." Luka'ya bakmayı kesti ve penceresindeki yapan yağmura baktı.
Aralarında kısa bir sessizlik oldu.