Kayıp İMPARATOR (Tamamlandı)

By miyecf

693K 49.9K 40.1K

Linus serisinin ikinci kitabı Bir imparatorun sizden yardım istediğini düşünün. Ona yardım edebilir misiniz... More

Kütüphane
Gizli sayılar
Günlük
Telefon
Efra
Zarf
Kutu
Diana
Küre
Aile
Kafes
Yara
Geçmiş
Parti
Teşekkür
Hırsız
İşkence
Not
Yeraltı
Dünyalı
Mücevher
İblis
Linard
Gerginlik
Barış
Test
Hazırlık
Küçümsenen kahraman
Son
✨Şaheserler✨
Özel bölüm

İmparator kayıp

20.5K 1.3K 1.3K
By miyecf

"Linus"diye sıkıntıyla sesledim. Sonunda kitaptan başını kaldırdı ve bana baktı.

"Canım çok sıkılıyor"diye bıkkınca nefes verdim.

"İşim var bekle"

Sıkıntıyla oturduğum yerden kalktım ve buzdolabının yanına gidip kapağını açtım.

"Az ye göbeğin çıkacak" Sinirle ona döndüm. Tekrar buzdolabına döndüm ve Nutella aldım. Dolaptan da ekmek alıp masanın üzerine koydum.

"Seven her türlü sever" Tripli bir şekilde göz devirdim ve ekmeğin üzerine Nutella sürdüm.

Linus elindeki kitabı kenara koydu ve yanıma gelip oturdu.

"Seviyorum zaten" Ekmeğe sürdüğüm çikolatadan ona da vermek istedim aba başını geri çekti.

"Çikolata sevmiyorum"

"Bu bir ihanettir" Güldü ve tekrar kitapların olduğu yere gitti. Ben de tıkınmaya devam ettim.

🍄

Birkaç araştırma sonrası biraz mola için Efra'mın yanına geri döndüm. Boş duvara hareketsizce bakıyordu. Dalıp gitmişti.

"N'oldu nereye daldın?" Sesimi duyunca hafif irkildi ve kendine geldi.

"Olanları düşünüyordum" Sandalyeyi çekip önüne oturdum.

"Hmm..anlatmam ister misin?"diye sordum merakla. Dikkatini bana verdi.

"Ya düşünsene. Alt tarafı ilk maaşımla kendime bir şeyler alacaktım. Orda sen çıktın karşıma. Görünüşün dikkatimi çektiği için aldım. Belki de almamı sen istemiştin" Başımı onaylar anlamda salladım.

"Bir sürü korkutucu günlerim oldu. Yeri geldi eve dahi girmek istemedim. Arkadaşımda kaldım. Ama orda da karşıma çıktın. İşte o an anladım ki artık istesem bile hayatımdan çıkmayacaksın. Daha bir sürü serüven yaşadık. Başta beni öldürmeye çalıştın. Sonra bir ara hiçbir şey yapmadın. Can olayından sonra ise olaylar 180 derece değişti. Seni daha iyi tanıdım. Niyetinin ne olduğunu az çok öğrendim. Ve şu an burda seninle beraber bilmediğim bir sarayda hatta evrende oturmuş nutella yiyorum"

Gülümsedim. Olayların bu kadar irerleyeceğini asla düşünmemiştim. Aslında tek yapmam gereken onu öldürüp imparator olmaktı. Yani ben öyle sanıyordum.

Aslında eğitmenim son görev hakkında bana yalan söylemiş olsa bile bir konuda haklıydı.

Efra'yı asla öldüremeyeceksin demişti bana. Gülmüştüm. Ama gerçekten öyle oldu.

Gözümde basit ve güçsüz biriydi. Onu öldürmek bana çok kolay geliyorken, şimdi onsuz geçirdiğim her saniye benim için ölüme beraberdi.

"Bana diyorsun da sen de daldın gittin" Efra'mın sesini duymamla kendime geldim.

"Seni düşünüyorum. Sürekli. Sen yanımdayken bile" Yanakları kızarmıştı.

Birden kulağıma garip sesler gelmeye başladı. Muhtemelen Efra'm bu sesleri duymuyordu ama ben çok net bir şekilde duyuyordum.

"Efra'm sen bekle burda ben hemen geliyorum" Endişeli yüzümü saklayamamam onun da endişelenmesine sebep olmuştu.

"Sorun ne?"diye sordu korkuyla.

"Önemli bir şey yok merak etme"Cevabını beklemeden görünmez olup sesin geldiği yöne gittim.

Bir sürü asker gelmiş ve sarayın her yerinde beni, daha doğrusu Efra'mı arıyorlardı.

Zokes imparatoru gerçekten çok aptaldı. Ben varken Efra'ma zarar verebileceklerini sanıyorlardı.

Burada daha fazla durmadım ve hemen Efra'mın yanına gittim.

Yeraltı odaya geldiğimde Efra'nın ortada olmadığını görünce endişeye kapıldım.

"Efra?" Ses gelmedi. Ama kapılar kilitliydi. Burda bir yerlerde olması gerekiyordu.

Dolabı açıp baktım. Yoktu. Tam bu an yataktan ses geldiğini duydum. Yorganı kaldırıp baktım. Kimse yoktu.

Bu sefer direk yatağın üst kısmını kaldırdım.

Efra'm bazanın içerisindeydi. Korkmuş gözlerle bana bakıyordu. Yanına yaklaştım ve kucağıma alıp ordan çıkardım. Bazanın üstünü örttüm ve Efra'mı yatağın üzerine oturttum.

"N'apıyorsun sen orda? Nasıl girdin?"

"Sen gittikten sonra etraf çok sessiz oldu ve yukarıdan sesler geldi. Ben de korkup saklandım" O kadar masum gözüküyordu ki...

"Zokes imparatorluğu askerlerini göndermiş seni arıyorlar. Bir kaç asker gönderdim yanlarına. Ben de senin yanında olacağım merak etme" Endişeli gözüküyordu. Başını salladı ve yanıma sokuldu. Kollarımı beline dolayıp kendime çektim.

"Sana bir şey soracağım"

"Sor bakalım"dedim saçlarını okşayarak.

"Buraya ışınlanarak gelemezler mi? Hem sen de gelirken kapıları kullanıyorsun"

"Sence ışınlanmak mümkün olsaydı seni burda saklar mıydım? Ya da o kadar zahmet edip kilit yapar mıydı?"

"Olmuyor yani?" Başımı salladım. Rahatlayarak nefes verdi.

"Hem merak etme. Eğer yanında benim olduğumu görürlerse sana yaklaşamazlar bile"

"Peki ya sen hep benim yanımda kalabilecek misin?" Cevap veremedim. Çünkü kalamazdım.

"O asker yeni bir savaştan bahsetmişti. Gidip ülkene yardım etmen gerekiyor"dedi Efra'm anlayışla.

"Biliyorum ama seni tek bırakamam. Başkasına da emanet edemem durum ciddi"

"Yine de senin yardımına ihtiyaçları var" Haklıydı. Bu zamanda eğer yanlarında olmayıp bu şekilde saklanmaya devam etseydim muhtemelen gözlerinde korkak bir imparator olacaktım.

Ayağa kalktım ve ceketimin cebindeki kolyeyi çıkarıp Efra'mın boynuna taktım.

"Eğer acil bir durum olursa elini bu kolyenin üzerine koy ve adımı seslen" Başını onaylar anlamda salladım.

"Şimdi gidiyorum. Merak etme Diana'yı çağıracağım" Tam gidecekken bana seslendi.

"Linus" Ona döndüm.

"Dikkat et tamam mı?" Çok endişeli gözüküyordu.

"Merak etme. Bana bir şey olmaz" Kalkıp yanıma geldi ve sanki son kez sarılıyormuş gibi bana sarıldı.

"Hemen duygusala bağlama. Söylediğim gibi bana hiç bir şey yapamazlar. Tek zayıf noktam sensin" Sanki olabilecekmiş gibi gözleri daha da doldu.

"Yakında tekrar yanına geleceğim" Göz yaşlarını sildim ve dudağına uzun bir öpücük kondurdum. Sanırım bu ilk olacaktı. Umarım son olmazdı.

🍄

Sıkıntıyla yatakta oturmuş Linus'u düşünüyordum. İçimde kötü bir his vardı.

Diana gelmişti ama yalnız kalmak istediğimi söylemiştim. O da diğer küçük odaya geçmişti.

Linus gideli iki gün olmuştu. Bu iki gün de çok az uyumuştum. Çünkü sürekli kabus görüyordum. 

Artık meraktan delirecek kıvama gelmiştim. Diana'ya gidip kontrol etmesini söylesem de Linus gelmediği sürece burdan gitmeyeceğini söyledi. Söz vermişti Linus'a.

"Lütfen Diana iki dakikalık bak gel" Saatlerdir yalvarıyordum ama ikna edemiyordum.

"Ya sen hiç mi merak etmiyorsun?"

"Ediyorum tabii ki ama biliyorum ki abime bir şey olmaz. Ama ben tam giderken seni bulsalar ve bir zarar verseler sorumlusu ben olacağım" Oflayarak odama geri döndüm.

Aklıma Linus'un bana verdiği kolye geldi. Elimi kolyenin madalyonuna koydum ve "Linus" diye adını sesledim. Ama gelmedi. İşte şimdi belli ki hiç bir şey yolunda değil.

Koşarak Diana'nın yanına gittim.

"Bak bu kolyeyi Linus verdi bana ve eğer başıma bir şey geldiyse onu çağırmamı istedi. Ben de yaptım. Ama gelmedi. Demek ki kötü bir şey olmuş" Diana belli etmemeye çalışsa da baya bir endişelendi.

"Diana lütfen bir bak. Sonuçta başıma gerçekten bir iş gelmiş de olabilirdi. Eğer herşey yolunda olsaydı Linus mutlaka gelirdi" Diana bir süre sessiz kaldı.

"Sanırım başka çarem yok" Az da olsa rahatlamıştım. Diana beni dikkatli olmam konusunda uyardı ve Linus'un verdiğine benzer bir kolye verip gitti.

Bir anda gördüğüm rüyayı hatırladım. Hani şu sabahtan beri hatırlamaya çalıştığım rüyayı.

"İmparator kayıp"

"İmparator kayıp"

"İmparator kayıp"

Sürekli bu sesler beynimde yankılanıyordu. Anlamadığım karartılar ve gölgeler sürekli önümde telaşla koşuşturuyor ve tekrar ediyorlardı.

"İmparator kayıp"

Başını sağa sola salladım ve kendimi bu düşüncelerden arındırmaya çalıştım. Pozitif düşünmem gerekiyordu.

Elimden geldiği kadar iyi düşünmeye çalışıyordum ama gördüğüm rüyaların etkisi ve Linus'un ortada olmaması endişemi biraz daha arttırıyordu.

Elimi kolyeye koydum ve umutsuz bir şekilde devamlı olarak Linus'un adını tekrar ettim.

Gelmiyordu. Artık kendimi sıkmamın bir anlamı yoktu. Göz yaşlarımı serbest bıraktım. Ama hayır ağlamam hiç bir şeye fayda etmiyordu.

Saatler geçti. Diana hâlâ geri dönmemişti. Linus gitti arkasından da Diana. Ama hiç bir geri gelmedi.

Bilmediğim bir evrende yerin bilmem kaç kilometre altında bir başıma kalmıştım.

Günlerdir uyuyamadığım için çok fazla uykum vardı. Kendimi tutamadım ve uyandığımda Linus'umu görmeyi umarak uyudum.

🍄

Gözlerimi yavaş yavaş delirtecek kadar sessiz olan bu yeraltı evinde açtım. Odada kimse yoktu.

Yataktan kalkıp diğer odaya gittiğimde Diana'nın ellerini başına koyup yerde oturduğunu gördüm. O ağlıyordu.

"Diana" Titreyen sesimi duyduğunda başını kaldırdı. Çok kötü gözüküyordu.

"Linus'a bir şey mi oldu?" Sessiz kaldı.

"Cevap versene!" Sinirle bağırdım. Bir süre sessizce karşıdaki boş duvara baktı.

"Diana lütfen bir şey söyle. Linus nerde?" Ağlamaktan söylediklerim doğru düzgün anlaşılmıyordu bile.

Sonunda ağzını açıp konuştu ve hayatımı altüst eden o cümleyi kurdu.

"İmparator kayıp"


                         🤎🤎🤎


(Linus👆)

/Gözünü ben yaptım. Mükemmel (!) shop yeteneğime laf etmeyin/


(Efra👆)

Karakterleri beğenmediyseniz kafanızdakıyla devam edin. Söylediğim gibi zevkim kimseyle uyuşmuyor. Diğer insanların beğendiklerini ben sevmiyorum, benim beğendiklerimi onlar🤎






Continue Reading

You'll Also Like

841K 62.4K 51
Korku, paranormal ve texting karışımı farklı bir kitap! (Tüm hakları saklıdır! Kopyalanma durumunda yasal işlem başlatılır.) #1 fantastik #1 paranorm...
19.9M 434K 156
Korku, gerilim ve heyecan arayanlar... Okurken tüylerinizin ürpermesini ister misiniz ? Korkularınızı bir kenara bırakın ve cesaretiniz varsa okuyun...
1.1K 229 5
Sahipler ve sahiplenenlerin olduğu binaya hoş geldiniz! Hakimiyet altına alınmış gibiydi sahiplenenler ve hakimiyet altına alanlar ise sahiplerdi. Fa...
3K 1.5K 18
"Ölüm ya da mühür seçim senin!" --- İki grup vardı;Ateşler ve Buzlar bir de görevleri geçememiş olan Mühürlüler peki ben hangi gruptaydım? ∆&∆ Sırala...