Trajikomik ; Aden

By Heimir

1.4M 87.6K 33K

"Karakter ölür ise hikaye biter derler. Peki hikayenin bitmesi için karakterin ruhunun ölmesi yeterli miydi?"... More

~1~
~2~
~•3~
~4~
~5~
~6~
~7~
~8~
~9~
~10~
~11~
~12~ (Ç.B)
~13~
~14~
~15~
~16~
~17~
~18~
~19~
~20~
~21~
~22~
~23~
~24~
~25~Part1
~26-part2-~
~27~
~28~
~30~
~31~
~32~
~33~
~34~
~35~
~36~
~37~
~38~
~39~
~40~
~41~
~42~
~43~
~44~
~45~

~29~

21.3K 1.6K 1.2K
By Heimir

İyi okumalar muzlu pudinglerim!

Sinır tam dolmadı ama olsun....başımın etini yediniz be

Bol yorum!

.

.

.

"Ben abimi görmek istiyorum!" Sinirle bağırdim önümdeki Uraz abime.

"Güzelim göreceksin ama bek-"

"Beklemen gerek deme yine! Oyalıyorsunuz beni!" Sinirle saçlarımı çekiştirdim.

Hızla bileklerimi tuttu.
"Aden , abim... tamam göreceksin. Ama bu şekilde olmaz."

"Umurumda değil! Ne oldu Karan abime neden hala gelmedi! Saklamayın artık!"

Uraz abim yutkunup Atalay abime baktı. Atalay abim ise derin nefes aldı. "Abim gel otur bi yatağina, anlatacağim."

Dolmuş gözlerimi ona çevirdim bu defa.
"Gerçekten mi? Söz mü?" Sesim öyle kırık öyle çaresiz çıkmıştı ki ben bile şasırdım. Ne ara Karan abiye bu kadar bağlanmıştım ben?

Başını sallamasıyla yatağıma oturdum. Odada Uraz abim ve Atalay abim dışında kimse yoktu.

Sabah olmuştu ,kimsenin gözüne uyku girmemişti ama karan abim ortalıkta yoktu! Biliyordum ben, bir şey olmuştu ona.

Babamda gelmemişti hala zaten...

Uraz abim kısaca Atalay abime baktı. Atalay abim ufakça başını salladı.

"Şimdi Aden'im , önce sana bir soru soracağım tamam mı?"

"Cevaplayınca Karan abim nerede söylecek misin?" Sesimdeki heyecan tebessüm etmesine sebep oldu.

Sağ elini saçlarima koyup usulca sevdi.
"Söyleyeceğim...şimdi Aden..." derin nefes aldı

"... Uğur Karacan okula geldiğinde ne dedi sana?"

Yutkundum derince. Söylemeli miydim? Karan abime söyeldiğimde kıyameti koparmıştı.

"Abim... söyle hadi."
Dedi Atalay abim sakince.

"Bebekliğimle ilgili konuştu.  "

Kaşları çatıldı ikisinin de.
"Ne dedi?" Sesi buz kesmişti Uraz abimin.

"Nasıl... sizden ayrıldığımı."

Gözlerimi kucağimdaki ellerimden cekip başımı kaldırdım. Ikisi de öylece yüzüme bakıyirlardı. Ilk kendine gelen Atalay abim oldu.

"Aden ben mi yanlış anlıyorum yoksa-"

Tek nefeste sözünü kestim.
"Beni kasıtlı olarak kaçırmışlar."

Ayağa kalktı bir hışımla. Ellerini saclarından geçirdi. Ses çıkarmadı. Zaten ondan Karan gibi bir tepki beklenmezdi...ama Uraz...

Hala aynı şekilde bana bakan Uraz abime çeviridm bakışlarımı.

Gözlerime bakıyordu düzce.
"Atalay... ben doğru mu duydum?" Sesi boğuk sesiyle.

Atalay abim ensesini kaşıdı sinirle.
"Evet abi ."

Uraz abim gözlerini gözlerimden çekti. Başını yere eğdi. Kısık sesle güldü.

Yutkundum. Gülmesi hayırlı değildi kesinlikle.

Ayağa kalktı ürpertici bir sakinlikle. Üzerindeki takım elbisesinin kravatını düzeltti.

Dünden beri üzerlerini dahi değişmemişlerdi.

Baş parmağıyla dudağının kenarını kaşıdı ardından bana baktı eğilip konuşmadan anlıma ufak bir öpücük koydu.

Atalay'a çevirdi bu defa gözlerini.
"Arada temiz don getirirsin, velet."

Odadan bir hışımla çıkmasıyla Atalay abim de bir küfür savurup peşinden çıktı. Tabi arkalarından bende.

Salona indiğimde annem abimin karşısına geçmiş durdurmaya çalışıyordu.

"Hayır! Gidemezsin Uraz. İzin vermiyorum." Sesi annem ağlamaktan kısılmış sesiyle.

"Anne çekil önümden, sinirliyim tersime gelmeni istemiyorum."

"Hayır dedim! "

Atlas hırsla koltuktan kalktı.
"Abim haklı! Sikerim davasını cezasını! Ne diye bekleyeceğiz ki!"

Halıya bakan Erez abim konuştu bu defa.
"Bencede. Gidelim" ayağa kalktı o da.

Atalay abim sinirle onlara baktı.
"Nereye gidiyorsunuz lan! Eşkıya mısınız siz! Biz daha Karan abimi çıkaramadık içeriden bir de sizle uğraşalım!"

Durdum... ne demisti o?

Karan abim... hapiste miydi yani?

Bastan beri sessiz kalan Araz yanıma yaklaştı. Diğerleri tartışmaya devam ederken sanki ben onun ablası değil o benim abimmiş gibi göğsüne çekti beni.

"Sadece şikayette bulunulduğu için abla. Merak etme büyük bir şey yok."

"Emin misin?" Diye mırilfandım tartışan ailemi izlerken.

"Evet... unuttun mu? Bi ailenin beyni benim. En fazla ceza alır ki alacağı ceza da para cezası olur."

Ses çıkarmadım. Araz'ın bana yalan söylemezdi zaten. Fazla realistik bir karakteri vardı.

"Odana çıkaralım seni hm? Olur mu?"

"Karan abim ne zaman gelecek?" Dedim uraz abime bağıran Atalay abimde gözlerimi gezdirirken.

"Bir kaç saate duruşmasi varmış. En geç akşam burada olur."

Sessizce başımı salladım. O esnada gözlerim baktığım yerdeki gözlerle birleşti.

Annem...

Ağlamaktan güzelim gözleri kızaran annem.

Hızla yanımıza geldi. Onun bu hareketiyle hepsi bize bakmıştı zaten.

Yanaklarımi okşadı.
"Güzelliğim... iyisin değil mi?"

Başımı salladım yorgunca. Araz benden uzaklaşırken bu defa sarılan annem oldu. Hızla karşılık verdim sarılmasına.

"Abin gelecek... biliyorsun değil mi?"

Tebessüm ettim.
"Bu defa öyle kolay kurtulamaz benden."

Kıkırdadı.
"Anasının kızı... 5 çocuk sonra da olsa 6. golüm tarihe geçecek cinsten ha?"

Güldüm. Kesinlikle babam ve annem birbirlerini için yaratılmışlardı.

(...)

Ortamdaki birinden hırsını çıkarmak isteyen Erez abim Atlas'a baktı.

"Anne şu oğlunu uyar bak yoksa sıçacağım kaval kemiğine, şerefsizim."

Durgunca boşluğa bakan Atlas kaşlarını çattı.
"Ne diyorsun lan sen? Canın abi dayağı çekti herhalde..."

Erez abim gözlerini kıstı.
"Sen benim sinirli halimi görmedin herhalde? Gösteriverem bi  sinirli halimi ben sana."

Ortalarında oturan Ediz abi aynı anda ikisinin da kafasına vurdu.
"Kesin lan."

İkisi de abimlerin odada olmasından tırsdığı için ses çıkarmadı.

Erez abim gidememenin verdiği sinirle patmalamaya hazır bir bomba gibi olan Uraz abime vaktı.

"Ey ulu ağabeyim. İzninle saygı kuralları çerçevesinde sevgili abiciğim Atlas hazretlerine bir şiir okuyacağım. Tamamen kalbimden."

Uraz abim onu umursamazken Erez abin Atlas'a baktı.

"Kalenin adı mersin,
Beklerim yarim gelsin,
Beklemekten usandim,
Allah belanı versin."

Atlas sabır dilerlesine tavana baktı.
"Erez, abicim. Dişlerini sökmeden kes sesini."

Erez abim oflayıp önüne döndü.

Ortama yeniden sessizlik çökerken orta Uraz abimin telefonu çalmaya başladı.

Hızla aramayı cevapladı
"Evet?"

"Oh be!  Tamamdır , tamamdır ." Teleofnu kapayıp hizla onume geldi.

Burnumun ucunu öpüp gülümsedi.
"Basit tıbbi bir işlemle halledilebilen bir yaralanma olduğu için para cezası vermişler. Gelmek üzerelermiş eve."

Gülümseyip hızla sarıldım ona sevinçle. Herkes dakikalarca sevinçle birbirine sarıldıktan sonra bir ses duyuldu.

"Adamı döven benim, hapse düşen benim, ceza yiyen benim... sen gidip bu pezevenge sarıl. Hiç olmadı bu gamzeli..."

Hızla girişe baktım. Karan abim önde babam ve amcamlar arkadalardı.

Kalp atışlarım hızlanırken  Uraz abimden ayrılıp karan abime koştum.

Yanına yaklaşmamla beni belimden tuttuğu gibi havalandırdı.

Bacaklarımı beline dolayıp sıkıca sarildım. O ise ellerini naifçe belime sardı.

"Böyle karşılacaksan her gün birilerini hırpalayayım güzelim." Dedi fısıldayarak.

Umursamadan daha da sıkı sarıldım.
"Kıskanıyorum ama!" Dedi annem ağlamaklı sesiyle. Hızla yanımıza geldi.

Karan abim beni yere indirirp diğer kolunun altına sa annemi aldı. Saçını öptü onunda

"Kıskanma annem..."

Sol tarafımizda bize ters bakışlar atan babam konuştu memnuniyetsiz bir tonla.

"Hayırsızı mapustan kurtaran benim siz gidip ona sarılın..." kıkırdayıp ona sarıldım bu defa.

Hızla göğsüne çekti beni.
"Güzelliğim benim..."

Karan abimin kolundaki annem çekilirken arka arkada dizilmiş Erez,Atlas,Araz ve diğerleri abime kedi bakışı atıyordu.

Abim güldü keyifle. Onu ilk daha böyle goruyordum. Çok yakışıyordu gülmek.

"Gelin buraya eşşek sıpaları." Hepsi aynı anda karan abimin ustune kosarken Miraç amcam gözlerini kıstı.

"Abi oğlun bize eşşek dedi." Dedi babama bakarak. Yeniden yüksek sesle güldüm.

Bu aileye bayılıyorum!

(...)

Erez abim dizlerimde yatarken yeniden homurdandı.

"Açım ben."

Elimi saçından çekip dudaklarına vurdum.

"Abi anladık ya! Sus artık!"

"Sende mi küçük danonem? Öyle olsun..."

Kıkırdadım.

Bahçeye çıkmıştık. Bir köşede amcamlar vee babam mangal yakmaya çalışıyor annemler ise mutfakta yemekleri hazırlıyordu.

Yardım etmek istemiştim ama nuran yengemi görmeyip buzdolabının kapağını defalarca kapamaya çalışmış ve ona ufak bir ölüm tehlikesi yaşatmış olduğum için atmışlardı beni.

Benim suçum değildi. Nuran yengem minyondu sadece...

Masalarin ucuca birleştirildiği upuzun sofraya baktı poyraz.

Masadaki ironik şey bir köyü doyuracağına inandığım lavaşlardı...
İşte bu yüzden asla bir erkek alışverişe tek yollanmamalıydı

Poyraz ise dakikalardır lavaşlarla bakışıyordu . Şayet lavaşlarla bir anısı yoksa altından bir şey çıkacaktı da neyse

Selen yenge elindeki salata tabaklarıyla bahçeye çıktı. O tabakları yerleştirirken poyraz konuştu.

"Yenge bunlar ne Allah aşkına? Lavaşta mıyız?" (Esprimi anlamazsinız ağlarmışım)

Bahçeyi bir sessizlik sardı. Dudaklarımı birbirine bastırdım. Bence komikti.

Miraç amcam Murat amcama baktı.
"Abi lazım olursa tanıdığım iyi psikoloklar var"

Onun cümlesiyle herkes gülmeye başlarken poyraz dudaklarını büzdü.
"Bence komikti... ne anlarsınız siz!"

(...)

Babam sinirle Miraç amcamın ensesine vurdu.
"Senin elinin ayarına sıçayım Miraç. Bak yine yanmadı."

Ofladı Miraç ancam. 20 dakikadır üçü el ele vermiş mangalı yakmaya çalışıyorlardı. Ama sonuç? Sıfır.

Tabi yardım istemeye de egoları el vermiyordu.

"Abi ayıp oluyor ama. Yeğenimin yanında karizmamı çiziyorsun." Dedi çocuk gibi. Babak yüzünü buruşturup yeniden vurdu ona.

Daha yüksek sesle güldüm bu defa.

Murat amcam sinirle ayaklandı.
"Bu böyle olmayacak. Kolonya bulmaya gidiyorum ben."

Güldüm keyifle. Babam kolunu omzumdan çekip tersce baktı.

Biraz ötede çimlerdeki puflarda takılan kuzen takımı zevkle butaya bakıyordu.

Poyraz dikleşip Murat amcama baktı.
"Baba ateşlendirecek bir şey istiyorsan ben ve ateşli yüzüm gelebiliriz!"

Amcam göz deviriken Ayaz abi kardeşine elindeki minderle vurdu.

Murat amcam sinirle nefes aldı.
"Çekilin ulan şurdan iki kişi bir şeyi beceremediniz."

Babam ve miraç amcam çocuklarının önünde azarlandıklari için surat astılar.

Murat amcam dakikalarca mangalı yakmaya çalıştı sonrasında her şey çok ani gelisti.

Murat amcamın elinden fırlayan kibritin çimlere düşmesi ve çimleri tutuşturması.

"Lan! "

"Siktir!"

Gibi bir çok nida çıktı ağızlardan. Mirac amcam hızla ev kaoısına en yakın olan emire baktı.
"Oğlum koş su getir!"

Çimler hızla tutuşmaya devam ederken iceriden koşarak annemler ve elindeki beş litrelik su şisesiyle emir cıktı.

Emin yanımıza gelip aleve şisedeki sıvıyı dökmeye başlarken herkesin duyduğu Murat amcamın sesiyli.

"DUR OĞLUM O SU DEĞIL! ALKOL!"

(...)

İtfaye görevlisi babamin elini sıktı.
"Dediģim gibi Mehmet bey bir dahakine dikkatli olun." 

Aleve dökülen şeyin su değil de rakı olduğunu anladığımızda her şey için çok geçti.

Bir anda bomba gibi oatlayan alev hızla bahçenin bir kısmını sararken itfaiyeye haber verilmişti tabi.

"Olacağız... mangalı da yakamadık bir de." Dedi Miraç amcam hafif gülerek. Kuzen takımı gülmemek için kendilerini sıkarken annemler onalara ters bakışlar atmakla meşkuldu.

İtfayeci mangala yaklaştı içine baktı. Ardından gülümsedi.

"Mangal yakarken...bir dahakine dalların ıslak olmadığından emin olun Aktan ailesi..."

(...)

"Hepsi Mehmet abimin suçu"
Dedi elindeki dürümün kağıdını sıyırırken Miraç amcam.

Evde ac kalmamızın ardından soluğu en yakın kebapçıda almıştık.

Babam kaşlarını çattı ayranımı açarken. Ondna bunu istememiştim bile...

Ayranımı açıp önüme koyduktan sonra amcama baktı.
"Ne diyon lan dingil." Dedi sinirle.
"Getirdiğin dallar ıslakmış ulan."

Omuz silkti Miraç amcam. Selen yengem ic çekti.
"Üç koskoca adam mangalı yakamadinız yetmedi bir de bahçeyi yaktınız."

Erez abim hızla anneme baktı.
"Anne artık evin tek beceriksinizi deģilim dimi?"

Babam ona elindeki kürdan pakedini fırlatırken hepsi gülüyordu.

"Ya iyi hoş tamam da... rakinın su şisesinde ne işi vardı?" Dedi Ayaz abim.

Murat amcam göz ucuyla karısına baktı.
"Normal şiseyle olunca hanım çöpe atıyor." Yeniden heosi gülmeye başlarken Atlas keyifle konuştu.

"Amca çok büyük hanımcısın he."

Bu defa kürdan yiyen Atlas olurken amcam sinirle homurdandı.
"Ben evlenince göreceğim sizi."

Ediz abi ikinci dürümünü siparış ettikten sonra konuştu.
"Ben evlenmiyorum gençler ve genç hissedenler."

Poyraz sırıttı
"Bence de, hem annelik duygusunu da tattın."

Annemler ve babamlar anlamazca bakarken yine büyük bir kahkaha koptu. Ediz abim ise Poyraza sonra görüşeceğiz bakışları atmakla meskuldu.

"Sizden gelecek torun da sizin gibi olur zaten, yararsızlar."
Dedi Murat amcam.

Ardından duruo Anıl abime baktı.
"Sen hariç... sende az da olsa ışık var dingil herif." Dedi sövüyo mü ovüyo mu belli olmadan.

Poyraz dudak büktü.
"Baba ama kırıyorsun minik bebeğiniii"

Amcam ona tuhaf bir surat ufadesiyle bakınca yeniden gülmeye başladı masadakiler.

Babam da bana bakarak konuştu.
"Valla benimkilerden Aden'im ve Araz'ım umut veriyor ama bana bakacağız. Diğerleri acemilik zaten"

Atalay ve Uraz abim gülerken Karan abim oralı bile olmadan diğer tarafımda tabağıma bir şeyler koymakla meşkuldu.

Ağlıcam ama... ağlayasın geliyor biri böyle davranınca.

Tuvalete gidip biraz ağlayıp gelsem anlarlar mıydı?

Erez abim ve Atlas sırıttı.
"Aaaa ama ihtiyar panda...ayıp ediyorsun." Dedi Atlas annemin yanında oturmanın verdiği cesaretle.

Erez abim de hızla ardından konuştu.
"Galiba birinin babama 5 defa acemilik yapılmayacağını söylemesi gerek..."(MrLcvt_xx)

Bu defa babam dışında herkes kahkaha atmıştı. Karan abim bile...

Babam sırıttı.
"Söyleyecek kişiye söyle sana da artık başka kalacak bir yer bulmanı söylesin , my little son."

Bu defa kahkahalar daha da buyuktu. Gülmekten çenem acırken karan abim başımi omzuna yaslattı.

Gece kahkahalarla geçtikten sonra evlere dağıldık.

Salondakilere iyi geceler diyip merdivenlerden çıkmaya başladım.

Belimden tutulup havalanmam ile gözlerim büyüdü. Beni kucaklayanın Karan abim olduğunu gördüğümde derin bir nefes aldım.

Dudaklarını anlıma bastırdı.
"Bu günden sonra benden ayrı uyuyabileceğini sanmıyorsundur umarım, gamzelim." Gülümsedim ufakça.

Omuz silkip kollarımı boynuna sardım ve sarıldım. Kısık sesle güldü.

"Minik bebeğim benim..."

Onun odasına giridğimizde yatağına yatıp beni de bebekmişim gibi direkt üstüne yatırdı.

Evet... üstüne...

Saçlarımı okşadı.

"Seni kucağımdan aldılar biliyor musun Aden?" Sesinde gizlenmiş çaresizlik kalbimi titretti.

"Bebekliğinden beri çoğunlukla benimle uyurdun... tabi babam ve diğer veletler karşıydı bu duruma."

Gülumsedim. Derin nefes alıp yorganı iyice üstümüze çekti.

"Bir gece... seni yine böyle göğsüme yatırdım... uyandığımda yoktun güzelim... yoktun."

Sanki gidecekmişim gibi iyice sarmaladı beni.

"O günden bu güne dek bir daha huzurlu uyku çekemedim... seni kucağimdan almışlardı ve ben hissedememiştim bile..."

Gözlerim yorgunla kapanırken sessizce saçlarımı sevdi... uyku içine çekerken beni topladığım cesaretimle mırıldandım.

"Seni seviyorum abi."

Bir süre ses gelmedi mi yoksa ben uykuya mı dalmıştım bilmiyorum ama derinden bir ses duyduğuma eminim.

"Abin kurban olsun sana."

.

.

.
Bölüm sonu

Ben geldimm
..........................

-bölüm hakkında fikirler

-favori karakterin kim?

-Atlas'a yaklaşacak mı sizce Aden?

-Yaşlı kurt öğrenecek mi sizce olanları?

-Bahcenin yanması?

Bölüm burada biter ve Hei ćekip gider.

Bu arada Erez-Mehmet ikilisinin sıradan bir konuşması...


Veee kapanışş

Sınır🤌🏽

700 vote
600 yorum

Oy verenlerin her biri tek bir yorum atsa fazla fazla yeter zaten yorum sınırına bu yüzden yorum yüzünden mi bölüm gelmiyor demeyin.

Bir de lütfen yorum attırmak için cümleleri kelime kelime yazmayın. Sadece kitap hakkında görüşler ve sizce ne olacak gibi yorumlar lütfen.

Olayları en son ögrenecek yaşlı kurt...

Öptümmm

Continue Reading

You'll Also Like

581K 38.7K 29
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
5.7M 189K 98
Karan Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey...
385K 32.7K 81
'Kafamın içindeki çığlıkları, senin ruhunun fısıltısı susturdu.'~Ayza A. *ESKİ İSİM: ABİLERİM Mİ?* ... Bir kız düşünün, şizofren.. Evet bu kız Ayza...
622 68 15
Hikaye, küçük yaşta ailesini kaybeden prensesin amcası tarafından bir laboratuvara hapsedilmesiyle başlar. Bu laboratuvar, prensesin hayatını sonsuza...