Beş Heceliler

By defnesztn

3.6K 444 1.8K

"Her şeyi biliyormuşsun Rüzgar!Her şeyi!Ama susmuşsun!Ya neden ya?!Neden söylemedin bana daha önce?!" Sesim... More

Bölüm 1'
Bölüm 2'
Bölüm 3'
Bölüm 4'
Bölüm 5'
Bölüm 6'
Bölüm 7'
Bölüm 8'
Bölüm 9'
Bölüm 10'
Bölüm 11'
Bölüm 12'
Bölüm 13'
Bölüm 14'
Bölüm 15'
Bölüm 16'
Bölüm 17'
Bölüm 18'
Bölüm 19'
Bölüm 20'
Bölüm 21'
Bölüm 22'
Bölüm 23'
Bölüm 24'
Bölüm 25'
Bölüm 26'
Bölüm 27'
Bölüm 28'
Bölüm 29'
Bölüm 30'
Bölüm 31'
Bölüm 32'
Bölüm 33'
Bölüm 34'
Bölüm 35'
Bölüm 36'
Bölüm 37'
Bölüm 38'
Bölüm 39'
Bölüm 40'
Bölüm 41'
Bölüm 42'
Bölüm 43'
Bölüm 44'
Bölüm 45'
Bölüm 46'
Bölüm 47'
Bölüm 48'
Bölüm 49'
Bölüm 50'
Bölüm 52'
Bölüm 53'
Bölüm 54'
Bölüm 55'
Bölüm 56'
Bölüm 57'
Bölüm 58'
Bölüm 59'
Bölüm 60'
Bölüm 61'
Bölüm 62'
Bölüm 63'
Bölüm 64'
Bölüm 65'

Bölüm 51'

12 3 32
By defnesztn

Bölüm şarkıları:Mavi Gri-Aklımı Kaçırdım
Yüksek Sadakat-Kafile
Dolu Kadehi Ters Tut-Öylece Durdun

.

Yarana merhem olsam
Kalbine iyi gelir miyim?

Eren

Gözlerimi açtığım an uykumdan tam ayılamamıştım ki beni sarsan ve kafamda bağırıp duran kişiye katlanamadım..

''Emre yeter lan!''

''Öldün sandım!''

Gözlerimi ovup tepemde bana bakan Emre'ye çevirdim bakışlarımı.

''Öyle bir uyumuşsun ki, öküz gibi!''

''Emre, saat kaç?''

Telefonundan saati kontrol etti..

''Sekiz.''

Gözlerimi irice açtım.

''Oldu mu lan o kadar?''

''Oldu tabi! 

Aslında şaşırmamam gerekiyordu..

Işık'ın sevdiği diziyi izlemiştim tüm gece boyunca ve geç yatınca geç kalkmam da beklenmedik bir şey değildi..

''Tamam bağırıp durma başımda!''

''Git duş falan al, ha bir de telefonun çaldı.''

''Kim aradı?''

''Ne bileyim Eren?Beyaz kalp emojisi vardı sadece.''

Işık..

Işık'ım..

Telefonumu elime alıp direkt telefonu kulağıma götürdüm..

3.çalışta telefon açıldı..

**Alo Eren?**

**Güzelim..**

Esnediğim sırada Emre göz devirip odadan çıktı..

**Uyandırdım mı?**

**Yok güzelim, yeni uyandım.**

**Anladım..**

**Sen iyi misin?**

**Evet!**

**Işık?**

**Babamla tartıştık birazcık, ama meraklanma..**

Bir ses geldi..

**Işık!Küçük fahişe aç şu kapıyı!**

**Işık?**

**Bir şey yok Eren..Babam içmiş olmalı.**

Sesinden korku ve tedirginlik akıyordu, derin bir nefes aldım.

**Işık, iyi misin?**

**Evet..**

Kapı açılma sesi geldi..

**Vay, vay, vay..Küçük fahişeye bak..Kiminle konuşuyorsun?!Yediğin dayak az geldi herhalde!**

Derin bir nefes alıp verdim acıyla..

Ben ona dokunmaya kıyamazken..

Sert bir ses geldi, sanırım Işık'a vurmuştu..

Hızla yataktan kalkıp telefonu kapattıktan sonra üstüme rasgele bir şeyler geçirip odadan çıktım...

''Ne oldu?''

''Emre, sonra anlatacağım sana.''

Arabamın anahtarını alıp asansöre bindiğimde içim içime sığmıyordu..

Işık'ın babası Ferdi olacak o herife karşı içimde kin, öfke, ve bütün kötü duygular içimde büyümeye başlamışlardı..

Işık geldiğinde ise, sevgi, merak ve bütün iyi duygular sol tarafımda büyümeye başladı..

Asansörden inip arabama ne ara geçtim ve Işık'a olduğundan daha hızlı varmak için hangi kısa yollardan girdim kestiremesem de en sonunda varmıştım işte..

Evinin oraya çok uzak olmayan parkın orada inerdi hep..

Ben de o apartmana girene kadar beklerdim, o apartmana girdiğinde giderdim..

Bu sefer apartmanın önüne sürdüm arabamı..

Arabadan inip apartmana girdiğimde giriş katın kapısını çaldım..

Yaşlı bir teyze açmıştı kapıyı..

''Buyur oğlum, kime baktın?''

Yaşlı koyu kahverengi gözleri yüzümü talan ederken dudaklarımı araladım..

''Ferdi..Ferdi Oktay'ın evi hangi kat?''

Kadın ufak bir düşündü ve bana baktı..

''Bilmiyorum oğlum.''

''Tamam teyze, sağ ol.''

Kapıyı yüzüme kapattığı an merdivenleri çıkıp başka bir kapıyı çaldım..

Bu sefer orta yaşlı bir adam açmıştı kapıyı, ela gözleri benim üstümdeyken adama baktım..

''Ferdi Oktay'ın evi hangi katta?''

''İki. Hayırdır?''

''Ben..Işık için..''

''Kızı için?Neyse..İki gündür ağlayıp duruyor kız zaten, ayrıldınız mı, niye ağlıyor?''

Yutkundum..

''Babası da bağırıp duruyor zaten..''

''Gittiniz mi evlerine?''

''Gittik..Kapı açıldı ama Ferdi bize bakmadan çıktı gitti evden.''

''Siz bir şey yapmadınız mı?''

''Ne yapsaydık?!''

''Yardım çağırmadınız mı?''

Sustu ve bir şey demeden kapıyı kapattı suratıma..

Derin bir nefes alıp merdivenleri çıktığımda kapıda Işık'ın ayakkabılarını görünce kapıyı çalmaya başladım, kapıyı ela gözlü bir adam açtığında bunun Ferdi olduğunu anlamıştım..

''Kimsin?!''

Suratına sert bir yumruk geçirdim, kasıklarına bir tekme savurup iki büklüm olmasını sağladıktan sonra yumruğumu yüzüne geçirdim, daha sonra karnına bir tekme atıp ensesine vurdum.

''Işık!''

Ses gelmeyince bulduğum ilk odaya daldım ama burada değildi..

''Işık!''

Derin bir nefes verdim..

''Işık güzelim?!''

Diğer odaya girdiğimde yine yoktu..

Tekrar çıktım ve diğer odaya girdiğimde Işık oradaydı..

Gözleri kapalı, giydiği tişörtün önü ve giydiği bralet yırtılmıştı ve göğüslerinin üstünde birkaç kızarıklık vardı..

Acıyla yutkunup kafasını ellerimin arasına aldım...

Dudağı ve kaşında kanama vardı..

''Güzelim..Işık!''

Babası içeri girdi ve bana bakıp yarım ağız gülümsedikten sonra bir bıçakla üstüme doğru geldiğinde bileğini tutup burktuktan sonra bıçağın elinden düşmesini sağlayıp bıçağı elime aldım..

''Ne yaptın lan ona?!''

''Bir şey yapamadım..Tam yapıyordum ki-'' Derken bir tekme daha attım..

''Sana ne yapayım şimdi ben?!''

Elimde ki bıçağı kasıklarına getirdim..

''Kesip, köpeklere mi versem?!''

''Eren..''

Işık'ın mırıldanmasıyla gözlerimi ona çevirdim..

''Eren..''

Dudağında bir yara, kaşında başka bir yara olan yüzüne baktım..

Bıçağı Ferdi'nin bacağına sapladıktan sonra Işık'ı kucakladım..

Evden hızlıca çıkıp asansöre bindiğimde  Işık'ı asansöre oturtup üstümde duran tişörtü çıkarıp ona giydirdikten sonra tekrar kucağıma aldım.

Apartmanın önünde olan birkaç kişiyi gördüm, onları umursamadan arabanın arka koltuğuna Işık'ı yatırıp apartmanın önünde olanlara baktım..

''Ne olmuş?''

Gözlerim merakla bakan yaşlı adama döndü..

Hiçbir şey söylemeden sinirle arabaya binip arabayı hızlıca sürüp bu mahalleden çıktığımda Işık'ın sesi kulaklarımı doldurdu..

''Eren..''

''Buradayım güzelim.''

Üstüne baktıktan sonra bana baktı..

''Eren, ben istemedim..Yani..Bir şey yapmadı ama yaptı..Yani, ben karşı koymaya çalıştım, ama vurup kaşımda olan piercingi kopardı, Eren..''

Arabayı durdurup arka koltuğa geçip onu kollarımın arasına çektim..

''İnanıyorum sana..''

Kollarımın arasına girdi ve sarı saçlarını sevmeye başladığımda hıçkırarak ağlamaya başladı..

''Ben istemedim...Yemin ederim ben istemedim..''

''Biliyorum..''

Başını göğsüme gömdüğünde gözyaşları göğsümü ıslatmaya başlamıştı bile..

''Eren...Ben direndim..Ama o çok sert vurdu...Eren ben bayıldım..Bana bir şey yaptı mı bilmiyorum..Ama yapmadı galiba..Eren bana inanıyorsun ama ben kendimi açıklamak istiyorum..Eren..Sevgilim..Ben hiçbir şey yapmadım..Ben oturuyordum..Eren..Seninle konuşuyordum..Sonra babam geldi..Telefon kapandıktan sonra bana ''fahişe'' dedi, ''fahişler gibi oranı buranı deldirip bir de erkeklerin altına mı giriyorsun?!'' dedi..''

Derin bir nefes alıp devam etti..

''Dövdü..Sonra bana baktı ve ''madem öyle, annenin yokluğunu sen dolduracaksın!'' dedi, bana saldırmaya başladı, ben de ona karşı saldırmaya başladım..Direndim..Ama beni yatağa yatırıp dövmeye başladı, üstümde olanları yırttı dudaklarını bastırınca ittirmeye çalıştım ama çok fazla vurdu ve ben dayaktan bayılınca..''

Tekrar ağladığında saçlarını sevmeye devam edip gözümden akan bir damla yaşı silip onun yüzünü ellerimin arasına aldım ve mavi gözlerinden akan yaşı silip dudaklarımı gözlerine bastırdım...

''Tamam yavrum..Artık güvendesin, artık buradayım..Hastaneye götüreceğim seni..''

''Hayır!Ben sevmiyorum hastaneleri..Sana gidelim.''

Kafamı usulca salladıktan sonra şoför koltuğuna geçtikten sonra arabamı bir AVM'ye sürdüm..

''Bir şeyler alalım sana..''

''Ben uygun değilim..Sende değilsin..Eve gidelim..''

Arka koltuğa geçip üstünde duran tişörtümü alıp üstüme geçirdim.

''Birkaç bir şey alıp geleceğim tamam mı?''

''Eren..''

''En azından benim evimde giyeceğin bir şeyler alacağım, sonra zaten yine geliriz tamam mı?''

''Bedenlerini ve kullandığın şampuanı yaz bana.''

Telefonumu uzatıp ona verdim..

Gözlerime bakıp bedenlerini yazıp telefonu bana verdi.

Arabadan çıkıp önce ATM'den QR kod ile para çekip daha sonra mağazalardan birine girip bir tişört bir şort ve eşofman takımı ile pijama aldım, daha sonra mağaza görevlisinden Işık için bir bralet istedim..

Kadın elinde duran telefona bakıp Işık için birkaç parça şeyi elime verdiğinde bende kasaya geçip aldıklarımı ödedikten sonra Gratis'e girip Işık'a şampuan, saç kremi lif diş fırçası, tarak alıp çıktıktan sonra arabaya geçtiğimde Işık yattığı yerden kalkıp bana baktığında tişörtümü çıkarıp ona verdim..

Tişörtü üstüne geçirip bana baktı.

''Teşekkür ederim.''

Gülümseyip alnını öptükten sonra eve sürdüm arabamı, poşetleri elime alıp, Işık ile birlikte apartmana girip asansöre bindik, evimin katına geldiğimde kapıyı çaldım..

Emre kapıyı açıp çıplak olan bana ve üstünde tişörtümün olduğu ama yüzünde yaralar olan Işık'a bakıp hiçbir şey demeden kapıdan çekildi.

İkimizde salona geçtiğimizde Emre bize baktı..

''Evet?Bir açıklama bekliyorum?''

Işık bana baktı..

''Şey..Ben Işık.''

''Emre bende.''

El sıkıştıklarında Emre bana baktı..

''Işık, sevgilim.''

''Anladım onu.''

Salondan çıktığında Işık bana baktı..

''Acaba istemedi mi beni?''

''Saçmalama, o istemezse bende seni alır giderim başka yerde yaşar-'' Emre'nin öksürük sesi böldü lafımı.

Elinde birkaç pansuman malzemesi vardı.

''Sonra flört edin, önce kızın yaralarını temizle.''

Verdiği malzeme kutusundan ihtiyacım olanları alıp Işık'a pansuman yapmaya başladım, işim bitince Işık'a baktım.

''Duş almak ister misin?''

Kafasını olumlu yönde salladı..

''Gel.''

Eşyalarla birlikte Işık'ı odama götürüp banyoyu gösterdikten sonra ona temiz havlu verip odadan çıkıp salona geçtim.

''Eren, anlat artık.''

''Geç şöyle.''

Sigara yakıp Emre'nin karşısına oturup ona olanları anlattığımda Emre Ferdi'ye küfürler savuruyordu.

''Onun o ellerini kırıp götüne mi soksak?Hayır anlamadım, anası babası çok mu isteksizmiş bu işlevsiz dölü yaparken?!Ya da siktiğimin yavşağını dört kere atıp üç kere mi tutmuşlar da beyinsiz bir göt doğmuş?!''

Emre sinirle sigarasından derin bir nefes çektiğinde onu susturmadım çünkü bende aynılarını düşünüyordum..

''Onun o işe yaramayan yerini kesip köpeklere vereceğim!''

Emre bana baktı.

''Köpeklere yazık ulan.''

Sigaram bittiğinde içeri Işık tedirgince gelip bana baktı..

''Güzelim.''

Yanıma oturup kulağıma yaklaştı..

''Ben biraz acıktım, çok değil ama, biraz.''

Ona baktım, yaraları biraz olsun geçmişti, üstünde ise gri kısa kollu üstünde küçük bir ayıcık figürü olan pijama üstü ve yine gri üstünde ayıcık olan pijama altı vardı, aklınca yaralarını saklıyordu canımın içi..

Islak saçlarına bakıp gülümsedim..

''Evde bir şey yok..''

Kafasını salladı..

''Azıcık acıkmıştım zaten.''

Emre telefonunu eline aldı ve bir şeyler yapıp bize döndü.

''Pizza söyledim, altı tane..Beşi benim, diğerini siz kendi aranızda paylaşırsınız artık.''

Işık gülümsediğinde ona baktım ama gülüşü kısık bir iç çekişe döndü..

''Dudağım acıdı biraz.''

Dudağına yaklaşmıştım ki Emre yine öksürdü..

''Emre, çıksana sen bir.''

''Allah Allah, yine neden benim başıma patladı ki kabak?''

Işık Emre'ye baktı.

''Bakma sende bana öyle mavi mavi, nazar edeceksin.''

Işık gülümsediğinde Emre'ye baktım ve birbirimize verdiğimiz söz aklıma geldi..

Gülümseyip Işık'a baktım.

''Sen bakma ona, bana bak.''

''Aşırı romantizm yüklemesi oldu bana!Kusacağım şimdi!Işık eğer gülmeye devam edersen senin o sapsarı saçlarına kusarım!''

Işık gülmesini saklamak istermişçesine elini ağzına kapattı ve bana baktı..

''Kapatma gülümsemeni..''

 Işık'ın ellerini ağzından çekip yüzünü ellerimin içine aldığımda benim buğday tenime tezat beyaz teni kıpkırmızydı..

Burnunun ucunu öpüp ona baktığım sırada gözlerini kaçırdı..

''Ben su içeceğim.''

''Gel.''

Kalkıp onu mutfağa götürüp ona bir bardak su verdim.

Suyu kana kana içip bana baktı..

''Bir bardak daha?''

''Ben kendim alırım.''

Işık kendisine su doldurup içtikten sonra bana baktı..

''Eren..Ben.''

Kulağında duran küpeleri çıkarıp bana baktı..

''Gümüş bunlar, para eder mi ya da senin bana aldıklarını karşılar mı bilmem ama, sat bunları.''

Küpeleri kulaklarına geri takıp kaşında olan yarayı öptüm.

''Işık..Gerek yok biliyorsun, ayrıca yarın sana piercing alalım.''

''Eren, gerek yok.''

''Var, bak ben anlamam bu piercing işlerinden falan, ama götürürüm seni yarın yaptırırsın sen, sonra sana bir hat alalım, telefon alalım, bankaya gidelim hesap açtıralım, sonra seninle alışverişe gidelim, tamam mı?''

''Eren..Bunlar çok fazla..''

''Değil. Bir de sen annenden dolayı para alıyordun değil mi?Güzel.Bankalarla uğraşacağız biraz ama sen paranı yeni hesabından alırsın.''

''Eren bunlar çok fazla!Ben sana bu kadar çok yük olamam!''

''Yük falan değilsin.''

''Eren..''

Bana baktı.

''O zaman param yatınca bende size yardım edeceğim tamam mı?''

Kabul etmeyecektim onun parasını ama yine de olumlu yönde başımı salladım, kendini daha fazla bana kendi tabiriyle 'yükmüş' gibi hissetmesin diye.

Yarım saat boyunca Emre Işık'a benim ilkokulda yaptığım saçma şeyleri anlattı.

''Sonra başladı ''hocam beni onunla oturtun'' diye ağlamaya.''

''Emre yeter!''

''Ya dur.''

Işık Emre'ye döndü.

''İşte öğretmen bu öyle ağlayınca oturttu kızı yanına, ama bunu bir gör, kıza kalem vermeler, silgi uzatmalar.''

Işık gülüp bana baktı.

''İlkokulda yapabileceğin çapkınlık buydu dimi?''

''Ne ya?''

Kapı çaldığı an Işık'ın keyfi kaçmış gözlerine tedirginlik gelmişti, gözleri gözlerime değdiği an sıcak bir gülümseme sundum ona.

Kapıyı açtığımda karşımda bir kurye duruyordu.

Elinde duran kutuları ve poşeti alıp kısa bir 'kolay gelsin' faslından sonra Işık yanıma gelip elimdekileri aldı ve birlikte mutfağa taşıdık.

''Bak, korkmanı gerektirecek bir şey yokmuş, hem biliyorsun..Ben bir şey olursa onları kur-''

''Biliyorum!Mafyalıkla alakan var Eren ama benim Eren'im mafya olamaz ki?''

''Yavrum, çok sıkı fıkı olmamaya çalışıyorum, biliyorsun, ama eğer ki sana bir zarar gelecek olursa o zaman beni kimse durduramaz.''

Alnını öptüğümde içeri Emre girdi.

''Sizi hep böyle mi yakalayacağım ben?!''

''Yakalama Emre?''

Masaya geldiğinde pizza kutusunu ve diğer patates kızartması olan kutuyu açıp dolaptan ketçap ve mayonez çıkarıp yemeye başladığında Işık üçümüze kola doldurup yanıma oturdu.

Birlikte yemek yedikten sonra Emre ve ben mutfağı toparladık, daha sonra Rüzgar bizi aradığında Emre konuşmuştu Rüzgar ile, telefonu kapatıp yanımıza oturduğunda Işık sade sodasını bitirip başını omzuma koydu.

''Uykun mu geldi?''

Yorgun gözleriyle bana baktı.

''Biraz.''

Emre'ye baktım.

''İyi geceler.''

''Dur, Rüzgarları çağırdım yarına, yani Işık için.''

Kafamı olumlu yönde salladığımda Işık bana baktı.

''Bahsettiklerin mi?''

''Evet.''

Emre'ye baktım.

''İyi geceler.''

Birlikte benim odama geçtiğimizde Işık lavaboya girip geldi, daha sonra ben lavaboda işlerimi halledip dişlerimi de fırçalayarak çıkıp yatağa uzandım, Işık ise hızlıca belime sarılıp kafasını göğsüme koyup gözlerini kapattığında bende onun belini sardım.

Işık uyuyuncaya kadar bekleyip Işık'ın saçlarını okşadım, uyuduğundan emin olduktan sonra gözlerimi kapattım...

Uyku ve uyanıklık arasında o ince çizgideyken bir şeyin yere düşme sesi geldiğinde Işık irkilip uyandı ve bana baktı.

''Neydi o?''

Tekrar ses gelince Işık iyice sinip derin bir nefes alıp yutkundu.

''Emre'dir.''

Yataktan kalkıp ne olur ne olmaz çekmeceden bir silah çıkarıp elime aldım..

''Eren.''

''Işık lütfen.''

Tekrar ses gelince Işık bana baktı.

''Gitme.''

Odadan çıktığımda arkamda onun da ayak sesleri vardı..

''Işık geç odaya.''

Omzunu silktiğinde mutfaktan sesler geliyordu..

''Sikerim ama böyle işi!''

Mutfağa girdiğimizde Emre ve yerde olan cam kırıkları vardı..

Işık yanıma gelip Emre'ye baktı..

''Nasıl bir nazar varsa üç bardak kırıldı.''

''Salak dikkat etsene lan!''

''Eren tamam, olur öyle.''

''Seni korkuttu.''

Işık'a baktı Emre.

''Özür dilerim..Sende biraz derin uyu.''

Işık kafasını olumlu yönde salladı..

''Uyuyalım Eren.''

Işık ile birlikte yine odaya geçtiğimde Işık bana baktı..

''Şey..Kapıyı kilitler misin?''

Kapıyı bir kez kilitlediğimde Işık huzurla bir nefes verdi ve Işık'ın yanına uzandım..

''Babam giremesin diye kilitliyordum da.''

Işık'a sarılıp sırtını sıkıca sardığımda yine ufak bir iç çekişi oldu ve kendimden ayırıp ona baktım.

''Ne oldu?''

''Hiç.''

Yalan söylüyordu, Işık'a baktım.

''Işık.''

''Yok bir şey.''

''Işık, yalan söyleme bana.''

''Şey..''

Işık sırtını açtığında sırtında kemer izleri vardı..

''Işık..''

''Babam..''

''O herif hangi eliyle vurdu sana?''

''Bilmem, fark etmedim ki..Yüz üstü yatırıp yapmıştı..Canım acıyordu dün ama bugün çok acımıyordu, ama yine de acıyordu..''

Banyoya gidip bir krem bulup yaralarına krem sürmeye başladım..

Kremi sürüp yavaşça üstünü giydirip ona baktım..

''Benim telefonumu eline almış, ekranda da ikimizin fotoğrafı vardı..Bana yine o şeyi dedi..Sonra da fotoğrafta sırtım açık bir kıyafet vardı diye ''bir daha gösteremeyecek kadar berbat edeceğim o sırtını küçük fahişe'' dedi ve bunları yaptı..''

Sertçe yutkunup onu kendime çektim..

''Artık hiçbir şeyden korkma, çünkü artık ben buradayım, tamam mı?''

''Tamam..Zaten sen varken korkmam ki..''

Saçlarımı öpüp yine geriye gelip göğsüme sindiğinde sarı saçlarını öptüm..

Işık yine uykuya dalınca bende kokusunu içime çektim..

Onun kokusu huzuru koklamakla aynıydı..

O benim huzurumdu..

.

.

.

Bölüm sonu..

Küçük ve sevimli yıldıza basıp, oy vermeyi unutmayın 🖤

Yazım yanlışı varsa söyleyin, düzelteyim..

Yeni bölümde görüşmek üzere, esen kalın🖤

Continue Reading

You'll Also Like

301K 19.5K 22
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
2.6M 83.7K 60
İtalyan bir mafya... Başka açıklamaya gerek var mı? Ters köşelere doyamayacağınız. Her an şaşırarak sürükleneceğiniz bir kitap hayal edin.. Sonra oku...
871K 60.6K 36
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
39.2K 2.8K 25
💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫 Tüm hakları Hazel ve Emre'ye, Mahmud ve Sara'ya, Buğra ve Ayça'ya Ahmet ve Anka'ya Mert'in ve Asya'nın saplığına, Ayşe ve Fatma'...