Mucize Uğur Böceği ve Kara Ke...

By Marissa_Paxley

1.3K 247 366

"Hiçbir mucize kötüye kullanılmamalı. Bu Dünya için adalet ve barış için kullanılmalıdır. Aksi halde yerini Y... More

1. 𝕭𝖔̈𝖑𝖚̈𝖒
2. 𝕭𝖔̈𝖑𝖚̈𝖒
3. 𝕭𝖔̈𝖑𝖚̈𝖒
5. 𝕭𝖔̈𝖑𝖚̈𝖒
6. 𝕭𝖔̈𝖑𝖚̈𝖒
7. 𝕭𝖔̈𝖑𝖚̈𝖒
8. 𝕭𝖔̈𝖑𝖚̈𝖒
9. 𝕭𝖔̈𝖑𝖚̈𝖒
10. 𝕭𝖔̈𝖑𝖚̈𝖒 (YENİ)

4. 𝕭𝖔̈𝖑𝖚̈𝖒

134 25 77
By Marissa_Paxley

Yazım yanlışlarım varsa lütfen belirtiniz.
Mackingbird şarkısını seviyorum. Daha çok keman halini ✨🦚

🦋🦋

Herkes okuldan dağılıyor. Mariposa bugün okulun müzik kulübüne de katılmıştı. Klüpte Rose, Adrien ve Juleka da vardı.

Mariposa ve Marinette okul binasından çıktı. Araba beklemede duruyordu. Mariposa arabayı açtı ve Marinette'e 'Atla' anlamında baktı. Marinette arabaya bindi. Mariposa da onun arkasından oturup kapıyı kapattı.
Şoför arabayı sürmeye başladı ve eve doğru yol aldılar.

Alya, Nino ve Adrien binadan çıkarken giden arabayı gördüler.

Adrien "Marinette değil miydi o?"

Alya "Evet, Mariposa ile beraber gittiler. Bu gece geliyorsun değil mi Adrien ? Hepimiz orada olacağız."

Adrien "Geleceğim Alya. Babam izin verdi."

Nino "İşte budur! Akşam görüşürüz!" Dedi ve Alya'ya sarıldı. Sonra da Adrien ile tokalaştı. Alya el salladı arkasından. Nino da El sallayıp ayrıldı.

Adrien, Alya'ya baktı. "Akşam için heyecanlıyım, görüşürüz!" Dedi, arabasına doğru yürürken.

Alya el salladı. "Görüşürüz Adrien." Dedi

Marinette arabanın içine bakıyordu. Mariposa ise dik bir şekilde oturuyordu. Sabitdi ve gözleri dışarıyı seyrediyordu.

"Kantinde yemek aldığımda bana bakarak o konuyu konuştunuz, değil mi?" Dedi ciddi şekilde dışarı bakarak.

Marinette ona baktı. "Eeee-"

"Sorun değil, ama inanmıyorum."

Marinette "Bende ilk başta inanmadım. Hatta Andre'ye onun dondurmasını küçümseyip akumalattım. Tamamen benim yüzündendi. Aşk hayatımda başarısız biriyim."

"Senin gibiler de var Marinette. Eğer aşkta başarısızsan bırak. Ben olsam öyle yaparım. Veya, bırakmak sana zor geliyorsa seçeneklerde yeni biriyle denemek de var."

Marinette ona bakıyordu. Biraz üzgündü.

Mariposa karşı yola bakıyordu. "Sınıfta birine mi aşıksın?"

Marinette "Huh? Yaniii.."

"Adrien mi?"

Marinette şaşırdı, "Nasıl bildin?"

"Adrien benle tanışıp yanıma geldiğinden beri Alya ile sen göz ucuyla bize baktınız. Adrien fark etmedi ama benim gözümde baya belliydi."

Marinette biraz kötü hissetmişti. "Ben özür dilerim. Sadece-"

"Sorun yok, sadece aşık olduğun birini başka bir kızla görmek istemiyorsun. Ama merak etme, o sadece benle sadece arkadaş. Zaten dün sana aşk hakkında düşündüklerimden bahsettim. İçin rahat olsun."

"Yine de o şekilde baktığım için üzgünüm.."

"Sana Sorun olmadığını söyledim..."

Marinette, "Ah.. pekâlâ." Tuhaf hissetmişti. Mariposa'dan gözlerini çekti, yola baktı. Bilmediği yollardı.

15 dakika sonra araba eve ulaştı. Agreste'in villasından daha büyüktü. Demir kapılar açıldı. Araba içeri girdi. Evin bahçesi kocamandı. Ortada bir su heykeli vardı. Heykelin birkaç yeri ince sarmaşıklar kaplıydı. Burası ön bahçe oluyordu. Ve her yer çiçeklerle ağaçlarla ve çalışarla kaynıyordu. Marinette camından bahçeye bakıyordu. Etkilenmişti.

Araba arka bahçeye çıkan yoldan gitti. Arka bahçe de güzeldi. Arabaların girmesi için ayrı bir bina vardı. Park edilmesi içindi. Araba içeri girdi. Sonra durdu. Mariposa kapıyı açıp indi. Marinette de arabadan çıktı. Etrafa baktı.
Bu bahçe kelebeklerle, ve birkaç hayvanlarla kaynıyordu. Çiçeklerin kokusunu içine çekti Marinette.

"İçeri girelim. Sonra da kemanımı alır çıkarız. Şoföre adresi söylersin. O burayı biliyor."

"Tamam."

Mariposa'yı takip etti, yukarı çıkan basamaktan çıktılar. Mariposa anahtarla kapıyı açtı. Bu villada sadece şoförler vardı. Hizmetçi almamıştı, Vanessa. İçeri girdiler, Vanessa onları karşıladı.

Kollarını iki yana açarak narince kızına hızlı hızlı yürüdü. "Minik civcivim gelmiş!" Diyip ona eğilip sarıldı.

Mariposa "...", Bir şey diyemedi.

Marinette ise anne kıza bakıyordu.

Mariposa annesinin kulağına "Seni 'Bana fazla sarılma.' diye uyarmamışmıydım? ." hırlayarak söylemişti resmen.

Vanessa duymazlıktan geldi. Neşeli bir sesle konuştu "Birtanecik kızım! Sınıf arkadaşını evimizde misafir etti!" Sarılmayı bıraktı ve kızına baktı.
"Minik civcivim kanatlarını yavaşça çırpmayı öğreniyor." Gözünden gelen mutluluk göz yaşını parmağının yanıyla sildi "Tanrım, sana şükürler olsun. Kızım sosyalleşiyor!"

"ANNE!" diye bağırdı.

Marinette gülmeye başladı.

Mariposa ağzını eliyle kapatıp öksürdü, sonra da konuşmaya devam etti. "Öhöm.. bu Marinette. Ve beni bu akşam bir kutlamaya davet ettiler. Hem de çalgıları var. Bu yüzden bende kemanımı götürüp çalacağım."

Vanessa enerji veren bir gülümsemeyle Marinette'e sarıldı. "Oh, Marinette! Tanıştığıma mutlu oldum. Adım Vanessa. Kızım büyüdüğünde yanında olduğun için teşekkürler" dedi.

Marinette de ona sarıldı. Mariposa'nın annesi ne kadar neşeli ve enerjik bir bayan.
Güldü, "Bende tanıştığıma memnun oldum, efendim."

Vanessa ellerini birleştirdi ve yanağına götürdü. "Mariposa, Hemen kemanını alma, Marinette'i salona alalım! Sizlere yemek hazırladım. Eğer gideceğiniz mekanda yemek varsa biraz burada, sonra da oraya gittiğinizde de yersiniz."

Mariposa "Anne, Marinette'i evladın yapma planın mı var?.."

Vanessa kıkırdadı, "Ay yok canım, ama senin arkadaşın benimde evladım sayılır Mariposa. Hadi, durmayın. Mariposa arkadaşını salona götür. Yemek masasına geçin."

Annesi arkasını dönüp başka tarafa gitti. Mariposa önden yürüdü. Marinette onu takip etmeye başladı. Mariposa salondaki yemek masasına doğru ilerledi. Masa büyük ve beyazdı. Pırıl pırıl parlıyordu.
Mariposa kendi yerine oturdu. Marinette de onun karşısına geçti.
Masanın başındaki sandalye ise Vanessa'ya aitdi.

Mariposa "Burada rahat hissetmelisin, yanii bilirsin. İlk defa bir komşuya gittiğimizde ve sofrada yemek yerken ya da salonda sohbet ederken çok geriliriz. Bu sende oluyorsa gerilmene gerek yok."

Marinette biraz da olsa rahat nefes verdi. Masada her şey vardı. Salatasından tut mezelere kadar.

Marinette "Aşçı amma yetenekli..."

Mariposa ona baktı. "Şey.. aslında annem yemek yapıyor... Annem hizmetçilere alışık değil, genelde şoförler ile işi vardır. Gideceği yerler oluyor."

Marinette şaşırdı. "Bu büyük yerde 2 kişi yaşamak biraz yalnız hissettirmez mi ?"

"Hissettirmiyor, ikimizin birbirimizden başkası yok nasılsa."

Vanessa tepsiyle geldi. Tepside 3 tabak ve içinde makarna vardı. Yanında ise 4 tane köfte vardı.
Yemekleri masaya koydu. Sonra da tepsiyi masanın boş kenarına koydu.

"İşte sanat eserlerim." Dedi gülümseyerek

Marinette "Teşekkür ederim Bayan Shainna."

"Afiyet olsun ikinize de"

Yemeklerini yemeye başladılar.

Vanessa, Marinette'e baktı. "Hayat nasıl gidiyor Marinette? Neler yapıyorsun?"

Marinette, Hayatım zor gidiyor, Paris'i bir süper kötüden koruyup savaşıyoruz
"İyi gidiyor, bu aralar çizim defterimde birkaç tasarım yapıyorum. "

Mariposa ikisinin sohbetini dinliyordu. Marinette'e bakıyordu. Bir elinde çatal vardı. Kolu masanın üstünde, elini ise çenesine koydu. Marinette'e bakarken bir şey fark etti. Gözleri biraz açıldı.
Bu küpeler.. çok tanıdık. Ya Marinette'se? Nasılsa küpelerin dönüşümdeki hali farklı, dönüşümden çıkıldığında farklıdır. Fakat bu küpe çok benziyor. Eskiden de kullanmıştım... Belki de değilsindir. Uğur böceğini kolay bir şekilde kim olduğunu bulacağımı sanmıyorum. Eğer Uğur Böceği sen isen umarım Tikki sana benim kim olduğumu anlatmamıştır..
Küpeler ona asadece tanıdık gelmişti. Kendisi de kullanmıştı.

Marinette, Mariposa'ya baktı. Mariposa durdu, başını elinden kaldırdı.

Mariposa tabağına baktı. Bıçakla köfteyi keserken konuştu "Küpelerin çok güzel, nereden aldın?" Dedi sonra da çatalı batırıp ağızına attı.

Marinette "Eee, ortaokulda arkadaşım hediye etmişti. D-Doğum günümdü."

Mariposa tabağındaki yemekle meşguldü. Belki de doğruyu söylüyor?
"Ah, ben kendime de almayı düşünüyordum da. O yüzden sordum."

Marinette, Mariposa'nın eline baktı. "Vay canına elindeki el zinciri çok güzel. Çok ışıltılı ve parlak."

Mariposa eline baktı. Sağ elindeydi zincir. Elini sıkmadan küçük yumruk yapmıştı. Sakince, "Ah evet. Bir aile mirası. Bilirsin. Genellikle aile mirasları pek dikkatimi çekmezler fakat bu oldukça güzel."

Marinette "Juleka da bunlardan seviyor. Dün akşam yanımızdan gittikten sonra Juleka elindeki el zincir hakkında konuştu. Çok beğendi."

"Aile yadigarı olmasa verirdim. Neyse, benimkine benzeyen bir türden satın alırım, hediyem olur."

"Juleka çok sevinecek."

"Gidip söyleme ama." Dedi şakaya vurarak.

"Yok, söylemem." Güldü.

Vanessa, "Civcivim daha da sosyalleşiyor. Arkadaşına hediye alacak! Mariposa hızlı gelişiyor, gözlerime cidden inanamıyorum."

"Bana bunu hatırlatma."

Marinette bu aileye baktı, Mariposa ciddi ve sakin biri olduğu halde annesi ile arası çok farklı. Çok güzel bir aile bağı gülümsedi

Yemekler bitmişti. Mariposa ve Marinette sofrayı kaldırdılar. Sonra da Mariposa'nın odasına çıktılar.

"Odan çok.. çok büyükmüş.." dönerek etrafa baktı.

Mariposa müzik aletinin yanına gitti. Marinette ona baktı. Keman ve piyanoyu gördü.
"Piyano oldukça büyükmüş"

"Farklı boyutları vardı, fakat annem büyüğünü satın aldı."

Kemanını aldı. Sonra da kapıya doğru yürüdü. Marinette de onla beraber geldi.

Koridorda annesine seslendi. "Biz çıkıyoruz!"
Annesi mutfaktan çıktı. "Tamamdır canım." Kızının kafasını okşadı.

Mariposa ona bakıyor, alttaki iki elini dayanamadığı için yumruk yapmıştı. "..."

Vanessa kızının saçlarını okşamaya devam etti. "Geç gelirsen bana telefon aç tatlım."

Mariposa konuşmadı, hala da kafasını seviyordu kızının. Mariposa annesinin elini hızlı şekilde tuttu, sonra da nazikçe eli uzaklaştırdı.
"Anne bilerek yapıyorsun, biliyorum."

Vanessa gülümsüyordu hala. "İçki falan varsa sakın fazla içme." Dedi takılarak.

Marinette kıkırdadı.

Vanessa "Hem reşitliliğinden kastım, Mariposa içerse kesin yerde yığılıp kalır. Biraz bünyesi hassastır."

"NİYE KIZA BUNU ANLATIYORSUN Kİ?"

Vanessa, "Lise 4 olduğunuzda lise sonu partisi yapıp bir kutlama yaparsınız. O an içersin artık Mariposa."

"Şu lanet konuyu kapatın! Çok saçma bir konu." Dedi Mariposa. "Gitsek iyi olur." Marinette'e baktı. Sonra da annesine. El salladı Vanessa'ya. Vanessa da ona el salladı.
Sonra Mariposa ile Marinette kapıya doğru yürüdü, binadan çıkıp arka bahçeye yürüdüler. Şoförün yanına gittiler ve Marinette ona adresi söyledi. Arabaya binip villadan çıktılar. Hava biraz kararmıştı.
Şehrin ışıkları hala Mariposa için hoş ve zarifti.

Mariposa, "Paris çok güzel bir yer.. akşam oluşu ayrı bir güzellik."

Marinette gülümsedi. "Evet öyle. Buraya geldiğin için şanslısın."

Mariposa, "Bugün Chloe'den hiç ses çıkmadı."

"Beni orada savunurken söylediğin sözlerden dolayıdır sanırsam."

"Zengin olmayabilirsin fakat annem bana Paris'in en iyi fırını Dupein Cheng fırınıdır derdi."

"Evet, öyle biliniyoruz. Babam çok güzel kekler, çörekler, börekler, pastalar ve daha fazlasını çok güzel yapıyor."

"Pazar akşamı annem sizin fırından alışveriş yapmıştı. Birkaç Makaron, kruvasanlar almıştı. Kruvasanları sıcak sıcak yemiştik. Güzel tadı var."

Marinette gülümsedi. "Beğenmene sevindim. İstediğin zaman gelip alabilirsin."

Mariposa ona baktı. "Fırıncı olmak aslında güzeldir. Hele Paris'in en çok beğenilen fırıncısı ise, bu iyi hissettirir."

Marinette, "Evet, ben kendi hayatımdan memnunum."

Mariposa karşı yola baktı. Sessizlik çöktü. Marinette de yola bakıyordu.o sırada Mariposa'nın telefonu çaldı. Mariposa telefonunu çıkardı. Ekrana baktı. Arayan Adrien'dı. Marinette telefona baktı.

"Sen aç Marinette. "Mariposa'nin telefonundan bir şeye bakıyordum" dersin."

Marinette afalladı, "Ha ne- N-niye ben açıyorum? Senin telefonun Mariposa."

Karşı yola baktı. Ciddilikle konuştu. "Dediğimi yapmazsan seninle gelmeyeceğim."

"Ah hayır, yani tamam açıyorum tabi kii!" Dedi panikle.

Telefonun suratına baktı. Adrien ismini gördükçe eli titreyip elinden telefonu kayıyordu. Telefonu tutamadı ve arabanın tavanına hopladı. Yere düşerken Mariposa refleks olarak tuttu ve açtı. Marinette'in kulağına tuttu.

Marinette, "A-alo?? A-drien?"

Adrien "Ah Marinette? Mariposa nerede? Ve yolda mısınız?"

Marinette "Mariposa'nın telefonunda isim vardı da, ve e-evet yoldayız Adrien'cigi- yani Adrien. Evet geliyoruz hemen."

Mariposa elini alnına vurdu. Salak...

Marinette, Mariposa'nin hareketini görünce sırıttı "Ehehehe..."

Adrien "Pekâlââ, Sizi bekliyoruz."

Marinette, "Bizsiz olmaz!" Diyip güldü.

Mariposa ona baktı. Fısıldadı. Ne alaka be?

Adrien güldü. "Tamamdır, kapatıyorum ben. Gemide görüşürüz."

Marinette "Görüşürüz Adrien~."

Telefonu kapattı. Mariposa ona baktı.
" (⁠─⁠.⁠─⁠|⁠|). hhm... "

Marinette ona telefonu verdi. Elini ensesine götürdü. "Ehehehe, konuşmakta kötüyüm."

Telefonu aldı. "Belli. Acilen düzeltilmelisin."

Marinette, "Biraz zor."

Mariposa cevap vermedi.

"Şu Paris'e geldiğimden beri hiçbir kahraman görmedim. Sanırım Gölgemoth emekliye ayrılmış (!)."

Marinette, "Ben de öyle düşündüm, hiç akuma olmadı."

"Kelebek mucizesi ve tavuskuşu mucizesi yakalanmalı."

Marinette şaşırdı. "Paris'te yenisin ama bunları nasıl bildin? Yani akumanın bir kelebekte ve his canavarlarin da tüyden yaratıldığını?"

Mariposa göz ucuyla Marinette'e baktı. Gülümsedi, "Sadece araştırdım. Nasılsa Paris'te yaşayacak isem o şehirde olan bitenleri bilmek gerek. Değil mi Marinette?" Diye ona döndü.

Marinette biraz olsa gerilmisti, neden gerildiği hakkında fikri yoktu. Belli etmedi.
Mariposa gülümsemeyi bıraktı. "Ondan korkmuyorum, sinirlerimi ve duygularımı kontrol altına alabilen biriyim. Üzgün olsam dahi akumalanacağımı sanmıyorum."

Marinette, "Ama o bir akuma ve seni etkisi altına alıyor."

"Beni almaz. Bir insanın bilinci kuvvetliyse asla kontrol altına alınmaz."
Denge'nin laneti bundan daha güçlü... Kelebek mucizesi beni kontrol etmez, fakat Denge'nin laneti güçlü.

"Aslında, doğru evet."

O sırada araba durdu. Gelmişlerdi. Suyun üstünde büyük bir gemi vardı. Orta büyüklükte ve çok tatlı duruyordu. Camdan aşağıya baktı Marinette.

"Evet geldik!"

İkisi de arabadan çıktı. Mariposa şoföre camdan baktı. "Sen gidebilirsin."

"Tamam efendim."

Araba çalıştı ve geri yönden gitti. Gözden kayboldu.

Mariposa ile Marinette aşağıya inen merdivenlerden inmeye başladı. Gemide olan insanlar bütün sınıf vardı. Chloe ve sabrina hariç herkes vardı. Mariposa mavi saçlı erkek gördü. Onu tanımıyordu.

Yine mi 1 arkadaş daha edineceğim...

Marinette, Mariposa'nin kulağına fısıldadı. "Juleka ve Luka ikizler. Luka mavi saçlı olan çocuk."

"Anladım."

Gemidekiler gelenlere baktı.

Alya yerinden kalktı. "Mariposa ve Marinette geldi!"

Mariposa ve Marinette geminin içine girdiler. Mariposa onlara baktı. Marinette ise grubun yanına gitti.

"Biz geldik!"

Marinette, Mariposa'ya baktı.
"Hey Luka, bu Mariposa. Geçen Pazar Paris'e taşındılar. Okulumuza yeni geldi. Ve senin gibi bir çalgı çalabiliyor."

Mariposa ona baktı.

Luka gülümsedi. "Memnun oldum Mariposa."

Mariposa sakin sesle "Bende."

🦋

Mariposa, "Dostum gerçekten şişe çevirmece mi oynayacağız? Bari en son oynasaydık.?

Luka içeride gitar çalıyordu. Sesini hiç duymuyorlardi. Herkes daire olmuştu.
Daire Sıra şu şekildeydi; Millen, Kim, Max, Rose, Mariposa, Adrien, Marinette, Nino, Alya, Ivan, Juleka, Alix.

Adrien, Mariposa'ya "Güzel bir oyun. Kendi aramızda sevdiğimiz bir aktivite.".

Alya "Çeviriyorum."

Alix "Çevir."

Alya "Çevirdim."

Şişe kapağı Alya'ya, alt kısmı Mariposa'ya geldi.

Kesin aşk hakkında soracak.

Mariposa Alya'ya baktı.

"Evet bakalım, doğruluk mu cesaret mi Mariposa?"

"Doğruluk."

"Hmm.. Birine söylediğin en büyük yalan ne?"

Mariposa, Gerçek kimliğim, eğitim almış olmam, mucizeler hakkında çok şey bilmem ve bunu size söylememem.
"Aslında. Evden hiç dışarı çıkmadığım için yalanım yok. Olsa bile dışarı çıktığım ama ona söylemeden dışarı çıkmam yalandır. Annemden gizli dışarıda gezerdim. Mesela dün dışarı çıktığımı söylemedim. Pek büyük bir yalanım yok maalesef.."

Adrien "2 yıl önce okumak için gizlice evden kaçmıştım..."

Mariposa "Aferin sana."

Alya "En azından bir yalan. Cevir Mariposa."

Şişeyi aldı ve çevirdi. Şişe kapağı Max'e, alt tarafı ise Adrien'a geldi.

Max "Doğruluk mu cesaretlik mi?"

Adrien "Cesaretlik."

Mariposa, Gel de sıva şimdi.

Max "Ayağa kalkıp gökyüzüne"seni seviyorum" diye bağır."

Mariposa "Sanırım cesaretlikle ilgili ilham gelmedi Max."

"Evet.."

Adrien ayağa kalktı. Uğur Böceği'ni düşündü
"SENİ SEVİYORUM."
Sonra oturdu.

Birkaç el daha oynadılar. Sonra da Rose, Juleka, Adrien, Millen Max enstrümanlarını aldılar. Çalmaya başladılar. Etraf seslerle doluydu. Rengarenk ışıklar yanıyordu. Şarkının sözlerini Rose söylüyordu.
Marinette, Alya, Kim, Nino, Alix ise ayakta eğleniyorlardı. Elindeki kemanı içeri koymak için yerinden kalktı içeri gitti. İçeri hızla girdi. Etrafa bakma gereği duymadi. Masa karşısındaydı.

"Merhaba."

Mariposa arkasındaki koltukta oturan Luka'ya baktı. Luka Elindeki gitarı çalmayı bitirmişti.

"Sana da merhaba." Arkasını döndü ve elindeki kemanı sehpaya koydu.

Luka kemanı gördü. "Keman mi çalıyorsun?"

Mariposa ona baktı. "Evet." Koltuğa oturdu. "Dışarısı Çok gürültülü. Pek dayanamam, alışık değilim aslında."

Luka ayağa kalktı. Diğer eline gitarı aldı. Eğildi, sehpadaki kemanı aldı. Sonra da Mariposa'nın oturduğu koltuğa gidip oturdu. Bağdaş kurdu.

"Gitar çalabiliyor musun?"

"Hayır. Pek değil. Eskiden öğrenmek için kursuna gittim fakat gına geldiği için bıraktım."

"Ben müzikle ilgileniyorum. Karşımdaki insanın ruhunun müziğini hissedip çalabiliyorum. Aslında bir tahmin."

"Peki benim ruhumun müziği ne? Veya ne türden?"

Luka gitarını aldı. Çalmaya başladı.
"Ruhun sakin, fakat içinde birkaç kargaşa var. " Ve sakince gitarinda notalar çaldı. Sonra da kargaşanın notunu çaldı.

Öyle bir çalıyor ki cidden kargaşayı andıran bir ses.

"Bundan kimseye pek bahsedemiyorsun, değil mi?"

Mariposa ona baktı. "Yani evet. Birkaç şeyler oldu fakat kimseye anlatmıyorum."

"Yakın bir arkadaşın değilim fakat anlatmak istersen burada olurum. Arkadaşlarımın arkadaşı benimde arkadaşımdır Mariposa." Dedi yumuşak sesle.

Mariposa yere baktı. Biraz üzgün gibiydi. "Buna gerek yok bence. Yani anlatmaya. Nasılsa kimseye anlatmıyorum."

Luka gitarını yanına koydu, sonra Mariposa'ya baktı.
"Pekâlâ, ama bunu sonsuza dek tutamayacağını bilmeni istiyorum. İçimizde kargaşalar olduğu sürece iyi hissedemeyiz."

Mariposa, "Bak Luka. Benim gözümde hiçbir şey önemli gelmiyor. Yıllardır bu haldeyim.."

"Eskiden çok sorunlar yaşamıştım. Marinette'e aşık olmuştum. O Adrien'ı seviyordu. Bu beni acıtsa bile onunla arkadaş kalmak güzel ve iyi hissettiriyordu. Üzüldüğüm zamanlar vardı. Onunla denedik fakat olmadı. O da ben de bunu biliyorduk. İlk defa bu şekilde içimde bir şey oldu. Bunu anlatamadım. Çünkü karşılıksız bir sevgi olunca karşındaki kişinin aşık olduğu kişiyle arasını yapmak biraz acı durum.. En fazla 2 kez akumalandım. Hep bu konu yüzünden..." dedi Luka. Sesi üzgündü. Kendini hala da parçalanmış hissediyordu.

Mariposa, "Evet biliyorum, Marinette Adrien'a aşık."
Sonra da "Ben birine hiç aşık olmadım. Aslında istemiyorum. Ama kızlar dün benle sırf Andre bana bir aşk dondurması yapınca hepsi geyik yapmaya başladı. Hepsini boğmak istiyorum..."

Luka güldü. "Geyik yaptıklarına bakma, çok iyi kalplilerdir. Zaten en yakın arkadaşlar bu konuların geyiğini yaparlar."

Mariposa. "Evet.."

Luka, "Hey, kemanından bir parça çalabilir misin? Nasıl çaldığını duymak istiyorum. Kemanın sesini çok severim."

Mariposa, "Ah, genelde tek başıma çalıyorum. Bir kişi varken odaklanamıyorum."

"O zaman gözlerini kapat ve ben yokmuşum gibi çal."

Mariposa "Olabilir.", Kemanını aldı. Gözlerini kapattı. "Ama kısa bir parça çalacağım."

Luka "Ne çalacaksın peki?"

Mariposa "Mockingbird diye şarkı var. Beni çok etkileyen bir şarkıdır. Ayrıca anlamları çok duygusal bir söze sahiptir."

Luka "O şarkıyı biliyorum. Çok güzel."

Sessizlik oldu. Mariposa kemanı ile çalmaya başladı. Luka ona bakmaya başladı. Kemanın sesi odada yankılanıyordu. 1 dakika çaldı. Sonra da bıraktı.

"Çok güzel çalıyorsun Mariposa. Etkilendim."

Mariposa "Beğenmene sevindim."

Dışardan alkış sesleri geldi. Rose şarkısını bitirmişti. Diğerleri onları alkışlıyordu. Sonra kapı açıldı. Herkes içeri girmeye başladı.

Luka "Mola mi verdiniz?"

Adrien "Hayır"

Rose "Kutlama için yemeklerimiz var!"

Rose, Juleka, Marinette ve Milen mutfağa gittiler. Ve yemekleri getirdiler. Alya ise bardakları masaya koydu.

Marinette "Keman mi çaldın Mariposa?"

"Evet, Luka istemişti. Benden bir parça istedi, ben de ona çaldım. Konserlere pek alışık değilim. Bu yüzden içeri kaçtım."
"Ama şarkı kötü olduğu için değil. Organlarım resmen güm güm sallandı."

Marinette güldü. "Elindeki kemanı arkana koy da yemek yiyelim."

Yemekler de masanın üstüne konuldu. Çeşit çeşit lezzetli yemekler vardı. Luka ve Mariposa ayağa kalktılar. Daire masaydi. Herkes yerine oturdu.
Mariposa'nın sağında Luka, solunda Adrien vardı. Adrien'ın yanında Marinette, onun yanında sonra da Nino vardı. Luka'nin yanında ise Juleka vardı.

İçeceklerini Alya doldurdu. Kola koydu. Alya bardağını kaldırdı ve konuştu. "Yeni dönem ve yeni Chloe'nin gıcıklıkları. Bu dönem hepimize başarılar!"
Çocuklar güldü. Mariposa onları dinliyordu.

Alix güldü. Bardağını Alya'ya değdirdi. "Kesinlikle."

Alya "Ve yeni bir sınıf arkadaşımız oldu. Mariposa'yı aramızda görmekten mutluyum! Ailemize hoş gelmenin şerefine."

Mariposa içinden şaşırmıştı.
Benim için bir konuşma...
Diğerleri de Alya'ya katılarak bardağını kaldırdı. Luka sol elindeki bardağı da kaldırmıştı. Kaldırmayan Mariposa kalmıştı. Herkes onun bu gibi şeylere alışık olmadığını bilirdi. Bu yüzden onun yanında olmaya çalışıyordu.

Mariposa, "Ah. Ben teşekkür ederim.. Bu gibi şeylerde ne denir pek bilemiyorum üzgünüm." Yüzünde ufak küçük gülümseme belirdi ve sağ elindeki bardağı diğerleri gibi uzattı. Hafif bir şekilde birbirine çarptılar. O sırada Luka ve Mariposa'nın elleri birbirine değişmişti. Mariposa bozuntuya vermedi. Garip hissetmişti.
Herkes yemeklerini yemeye başladı. Herkes topluca aralarında sohbet ediyordu. Kahkahalar atılıyordu. Mariposa bazen konuşuyor bazen de dinliyordu. Yemek yemek için masadaki çatal kaşıkla oynayınca Luka ile elleri biraz da olsa değiyordu. Bunu görmezlikten gelmeye çalışıyordu. Adrien ile öyle değildi. Çünkü Mariposa solak olsaydı aynı şekilde onunla da elleri çarpışabilirdi. Mariposa Luka'nin eline değdiğinde ayağını yere bastırıp yavaşça sürtüyordu. İlk defa karşı cinsten birine dokunmuştu. İyi hissettirmemişti. Biraz rahatsız olmuştu, fakat belli etmedi.

Bugün de mi akuma yok...? Dedi Mariposa. Sanırım bir şeyler planlıyor. Dedi.

Continue Reading

You'll Also Like

92.6K 3.8K 31
Yabani evrenindeki çiftimiz Asi ve Alaz'ın hayatları farklı bir şekilde kesişeydi, mesela Asi, Soysalan Üniversitesi'ne bomba gibi düşseydi, nasıl ol...
431K 35.4K 27
Melez Kaplan Taehyung, Melez Tavşan Jungkook ile sevgili olmak istiyordu Ha birde onu altında inletmeyi... [texting+düz yazı] #3 - taekook [13.08.202...
378K 34.7K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
142K 15K 52
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...