Parti afişlerini elleriyle dağıttı çirkin Hyunjin, utanılacak bir halde sırıtırken. Alay edilirken son darbesini vurmak için hançerini saklıyordu.
Parti günü hızlı geldi, bir hizmetçi Hyunjin'in giyinmesine yardım etmek istedi, Hyunjin onu itip Minho'ya ait olan tişörtü giydi. Altına yırtık kot pantolon çekti, saçlarını geriye taradı, gözlüğü kenara attı.
Parti için en güzeli casual olmaktı!
Hyunjin aynada kendisine bakıp gülümseme denemesi yaptı. Sonra tek başına havuzun kenarına oturup bir dal sigarayı yakmadan dudakları arasına aldı. Ne zamandır merak ettiği şey gerçekti, parmak tiryakisi falan bir şey olmuştu!
Sigarayı kırdı Jeongin'in kırış şeklini düşünürken. İçerisi kalabalıktı, düzenli bir şarkı dönüp duruyordu. Henüz herkes ayıktı.
Biri gelip eğildi.
"Geldiler efendim"
Bir kadın yanına oturunca Hyunjin güldü alayla, kadın konuştu.
"Yalı senin mi?"
"Alırsam benimle mi olacaksın?"
"Hyunjin sen" dedi kadın, nefes alıp güldü, "Çok değişmişsin"
Hyunjin dönüp baktı kadına. Gülüp ayağa kalktı, çekti gitti. Kadın cilveyle karışık oflayarak güldü, peşine takıldı. Hyunjin djye melodi açtırdı.
"Hanımlar beyler" diye konuştu mikrofona, MinSung birbirine bakmayı kesip hüzünle döndüler Hyunjin'e. Hyunjin devam etti, "Bir arkadaşım vardı, sarhoşken dans eden. Bir arkadaşım vardı, gitarının vokalini kaptırdığım. Şimdi bu şarkı benim rap de yaptığımı gösteren bir şarkı olsun. Ben Hwang Hyunjin. Partileyin hiçbir zaman yakın olmadığım kalpler, bu gece birinci günümüz, dinle, bu şarkı sana!"
Hyunjin gülerek insanları eğlendirirken şarkıyı söylemeye devam etti. Parti halkı coşarken nefes aralarında tekila attı. Şarkı bitince eğildi djye.
"Eee hepimizin gelme nedeni belli" dedi gülerek, "Drama seviyoruz, ön sıradan bilet alın. Başlıyoruz. DJ sendeyiz!"
Karşı karşıya birbirine bakan çifti izlerken djye eğilen Hyunjin bir şarkı açtırdı. Bütün gözler üzerine çevrilince ellerini kaldırıp büyük bir selam verdi.
"Ben Hwang Hyunjin" dedi, kendini tanıttı ikiliye dimdik adımlarla ilerlerken, "Ama kim olduğumun farkına vardım, ben kimse değilim. Ve herkesim" dedi ikisinin önüne gelince.
Jisung'un yüzüne baktı. Gülümsedi gözleri kaybolana dek. Sonra Minho'ya döndü. Elini kaldırdı, tokat atacaktı. Duraksadı, bileğine baktı.
Jisung arkadan bileğini kavramıştı.
Minho alayla güldü onun bileğini tutup tokadı indirirken. Hyunjin de güldü keyifle.
"Partiye hoş geldin Minho" dedi hafif eğilip, elini kurtardı ve başını kaldırdı, "Sevgilinle tatlı ve yalansız bir gece geçir!"
Jisung Minho'ya yaklaştı, Hyunjin ikiliye baktı.
Üzgün göründü Hyunjin, gözlerinden bulut geçti. Sonra gülümsedi.
"Bendeniz sizlere hizmet edemem, kendinizi güzel eğlendirin. Boş oda bulamazsanız ama arıyor olursanız odama geçin. Orası her daim bensiz boştur!"
Minho güldü, uzandı öpmek için. Hyunjin irkilip kaçtı. Minho güldü.
"Sana zarar verdiğimi sanıyorsun, cidden" dedi Jisung Minho'nun elini kavrarken. Hyunjin ellerinin birleşiminde buldu gözlerini, gözlerini dehşetle kaldırdı. Minho sordu. "Nasıl!"
Minho bir anda bağırdı.
"Beni nasıl kötü yaparsın!"
Parti müziği sanki alçalmıştı, Hyunjin afalladı. Kafası da üç shot ile hafif güzelleşiyordu. Bu nedenle kahkaha attı, Minho'ya yaklaştı, fısıldadı.
"Sen benimle birlikte oldun, gittin başkasıyla da yattın. Ayrıca bu başkası benim kalbimi açtığım ruh. Siz bana oynadığınız için ben öldüm"
Minho şaşırdı.
"Alkol almıştım" dedi Hyunjin'in kollarına yapışıp, "Alkollüydüm, Hyunjin? Biz çok güzel dans ettik, ben sana ihtiyaç duydum-"
"Saçmalama, içen bendim!" diye eğilip çığlık attı sinirli Hyunjin. Jisung ikisinin elini tutup hızlıca havuz kenarına çıktı. Kapının önüne sandalye dayadı müzik azalırken. İkiliye döndü, ikisi de sinirli ve ağlıyordu. Ortada kaldı.
"Sen içmemiştin geri zekalı çöp kovası!" diye ağladı Minho, "Jisung ile karşılaştım, kalbim acıdı çok kötüydü! Sonra BEN içtim!"
"Ne diyorsun, ben içtim ve öpüştü- üstüne çı- ne diyorsun o gün hiçbir şey olmadı, ıslaksın diye soyundurdum şerefsiz göt!"
"Bi sakin" diye araya girdi, "Küfür etmeyin birbirinize-"
"SEN DUR!" diye bağırdı ağlayan ikili, birbirlerine döndüler yeniden.
"Ben de seni soyundurup yatağa soktum, içki döktün üstüne çünkü. Ayrıca kustun pislik herif, seni yıkayıp soktum yatağa! Tamam yanına yatmam suçsa söyle ama çok güzeldin Tanrım belamı ver de kurtulayım!"
"Yalan!" diye haykırdı Hyunjin.
"Bokuma yalan, seni sevmiştim ulan!" diye haykırdı Minho cevaben, "Pamuklara sarmak istemiştim, kullanmadım seni! Bu suçlama ile yaşayamam, iki küsür haftadır her gece bunun için ağlamış olamam! HWANG HYUNJIN AĞZINA SENİN YEMİN EDERİM"
Hyunjin çığlık attı ağlarken. Duruldu.
"Peki hani Jisung ile birbirinizi sonsuza dek seven aşıklar olacaktınız, niye el ele manyak gibi bana geldiniz?!!"
"O konuda" diye araya girdi ağlayan ama bi tık sakin olan Jisung, Hyunjin ona döndü. Minho ne ara geldiyse onun dibindeydi. Hafifçe sarıldı, Hyunjin korktu.
Başını onun omzuna koyan Minho ağlarken beline sarıldı, Hyunjin biraz bıraktı kendini. Sessizce ağlarken Minho mırıldandı.
"Gitme, başka ülkeye gitme. Heykeli yaptım, üçümüzün olduğu bir fotoğraf çerçevesi. Çirkinsin, orada. Güzelleşme başkası için, sen bizim için en güzelsin. Hyunjin-ah, yalvarırım gitme. Seni çok seven bizi affet. Seni kullanmayı istedik, ama yapamadık. Yapılmazdı sana. Gitme, gitme kal. Yalvarırım"
Jisung yavaşça diğer yönden kavradı Hyunjin'i. Hyunjin insanların bakışlarını görürken öylece kalmıştı.
"Gitme" dedi Jisung.
"Kalamam, benim yerim yok" diye inledi Hyunjin acıyla.
"Kal bizimle" diye teklif etti Jisung.
"Gidemem, benim evim de yok" diye cevap verdi Hyunjin, "Sizden başka"
Minho sarsıla sarsıla çocuk gibi sessiz ağlarken Hyunjin başını önüne eğdi, yutkundu.
"Beni evlatlık mı alacaksınız, bunu da istemem"
Jisung gülümsedi, Minho'ya alttan hafif bir tekme attı. Tek planlanan şeyi yaptılar.
Onun yanağına sıcacık bir buse bıraktılar.
A/N: Nasıldı? Ek bölüm?
EK BÖLÜM
Minho Hyunjin'in elini gülerek tuttu, onu sahneye çekti. Jisung mikrofona üfledi. İkiliye dönüp gülümsedi. Minho Hyunjin'in simsiyah olmuş ve güzelce taranmış saçlarını kibarca düzeltip onu sahnenin ortasına itti.
Jisung gülümsedi kendine gelen adama. Mikrofonu dudaklarına yaklaştırırken kiraz dudakları gülümsemekteydi. Elini uzaktan uzattı Hyunjin gülerken.
Gözlüksüz, deri ceketli bir Hyunjin için çığlık attı kalabalık. Hyunjin gülümsedi, Jisung mikrofonu ona verdi.
"Tatlı bir gece!" dedi Hyunjin, çığlıklar yükseldi, "Alkış alalım! Gitarda Lee Minho!"
Alkışlar yükseldi. Hyunjin mikrofona güldü, bir iki kadın çığlık attı.
Yanda Jisung pembe saçlarını savurup piyanonun başına oturdu tatlı bir ses onu tanıtınca gülerek. Çığlıklar yükseldi.
"Ve bendeniz?" diye sordu Hyunjin kalabalığa gülerek.
"HWANG HYUNJIN" diye bağırdı kadınlar erkekler. Elleri havada, mutlulardı.
"Öl Hyunjin"
Hyunjin bu anıyı düşünmedi, dönüp baktı arkasındaki ikiliye, gülümsedi. Önüne döndü müzik başlarken. Mikrofona baktı gözleri şaşı bir şekilde.
Mikrofona değil kalabalığa baktı Minho, Hyunjin'in sesi yankı yankı kulağından kalbine inerken Jisung ile bakıştılar. Jisung back vokal olarak gülümsedi, göz kırptı.
Bu hikaye ne Hyunjin'e aitti ne Jisung'undu.
Bu hikaye badboy pamuk Minho'ya aitti.
Minho sıcacık güldü onu izleyen gözlerle, Hyunjin dönüp bakmadan da bilirdi. Hyunjin kalbini aşka vermişti ve insanlara inat çiçek gibi açmıştı.
O, Minho'nun, vokaliydi!
(MINHO OĞLAŞKIM VUR DE VURAYIM, okuduğunuz hikaye bu üçüne anne olan, aşık olan, ve bağlı olan kalpten akmıştır. Saygılar efem!)
Okumak isterseniz bol bol ship hikayem var, listeme bakabilirsiniz. Ve de son bölüme atlayan arkadaşlar, selam!