Kur-an Kursunun Muallimi ღ

Autorstwa verdayadair

61.4K 3.4K 455

Açılan kapının ardından görülen iki bedende gezdirdim gözlerimi. Bir müzekkerin elini tutan ufak biz kız çocu... Więcej

Kur-an Kursunun Muallimi Teaser
episode 1
episode 2
episode 3
episode 4
episode 6
episode 7
episode 8
episode 9
episode 10
episode 11
episode 12
episode 13
episode 14
| new story |
episode 15
episode 16
episode 17
episode 18
special section

episode 5

3.5K 225 20
Autorstwa verdayadair


"Kandırdım."

°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○°•○●°•○●°

Vakit ikindi vaktiydi. Seccademin üzerinde oturmuş açtığım ellerimle Rabbi'me dua ediyordum. Büyük bir içtenlikle ettiğim dualarımın gerçekleşme ihtimalini düşünmek bile beni her ne kadar mutlu etse de her zaman hayırlısını istiyordum. Ellerimi yüzüme sürerek dua edişimi sonlandırdığımda ayağa kalkıp seccademi katladım. Namaz elbisemi de çıkararak aynı şekilde katlayıp seccademin üzeribe bıraktım.

   Dolabımdan siyah bol ferace elbisemi çıkarıp üzerine haki yeşili bir şal alarak üzerimi giyinmeye başladım. Gelmelerine yarım saatten az bir vakit kalmıştı. Üzerimi giyindikten sonra odamdan çıkarak mutfakta son hazırlıklarını yapan ablam ile annemin yanına vardım.

   "Ümame, kızım sofrayı kurmaya başlayabilirsin." Annem yapılacak görevi verdiğinde başımı sallayarak masada duranları salondaki büyük masaya taşıyarak düzmeye başladım.

     Düzme işi bittiğinde mutfağa gittim ve babamın buzdalabının dibinde durduğunu gördüm.

   "Yoksa, yoksa mozaik pasta mı yaptın baba?!" Heyecanlı çıkan ses tonum diğer aile fertlerini güldürürken babam başını sallamıştı.

    "Sana değil, Ömer oğluma yaptım kendisi baya sever." Dudaklarımı büzerek babama bakarken Ömer'e karşı nasıl bu kadar sevecen yaklaştığını ve onu nereden tanıdığını düşünmeye başlamıştım ki çalan kapıyla babam beni omzumdan hafifçe ittirmişti.

      Kalbim geldiğini fark etmemle ritmini değiştirirken ritmini normale döndürmek için elimi üzerine koydum lakin amacım sonucuna ulaşamadı.

    "Kapıya bakalım, haydi." Adımlarımız kapıya doğru giderken kapının kulpunu kavrayarak açtığımda karşımdaki dört bedene gülümseyerek baktım.

    "Selamunaleyküm."

     "Ve aleykümselam." Verdikleri selama karşılık verip içeri buyur ettiğimizde gülümseyerek neredeyse annemle yaşıt olan kadına dönüp sevecenlikle sarıldım.

   "Hoş geldiniz," diyerek sarılmamı sonlandırıp bugün yere düşen elmalarını toplamasına yardım ettiğim teyzeye yönelerek önce elini öpüp anlıma koydum ardından sarıldım. Eve gelen misafirleri hoşnut etmeyi seven bir yanım vardı.

    Aslında bakarsak sadece evimize gelen misafirleri değil, diğer insanları da hoşnut etmeyi severdim. Hakikatinde bir insana gülümsemek bile sadaka sayılırdı.

   Ömer' e de gülümseyerek yeni bir sadaka kazanmayı istemez misin? İçimde yankılanan sese kulak asmayıp düşünce bulutlarımın arasından sıyrıldım.

   "Hoş bulduk güzel kızım." Dediklerinde içeriye geçmişlerdi. Ömer, Hafsa ve ben baş başa kaldığımda boğazımı temizleyerek yüzüne dahi bakmadan araladım ağzımı.

    "Sizde hoş geldiniz." Hafsa'nın elinden tutarak koşar adımlarla ablamın yanına gitmiştim. Hep beraber kapının önünde kısa bir hoşgeldin,hoşbuldum merasimini bitirmiş oturma odasında otururken büyükler konuşuyordu.

    Gözlerim Ömer'in babasını ararken aklıma dolan ihtimaller sonucu gözlerim dolmuştu. Ya ölmüştü ya da ailesini terk etmişti. Kimseye çaktırmamaya çalışarak elimin tersiyle gözlerimi silerken üzerimde hissettiğim bakışlarla bakışların sahibine döndüm.

   Ömer...

    Bakışlarındaki duygu yoğunluğunu aramızdaki mesafeye rağmen görebiliyordum. Gözleri hüzne, özleme ve sevgiye ev sahipliği yapıyordu. Ayriyeten de bakışlarında fark ettiğim diğer bir hususta diğerlerine baktığı gibi değildiler bana karşı.

    Bana... Farklı bakıyordu.

   "Haydi.sofraya geçelim," diyerek ayaklanan babamın peşinden gittiğimizde herkes oturmuştu. Anlaşılan yemekleri ben servis edecektim, ne güzel.

    Bir sakarlık yapıp insanları yakma da.

    İç sesime göz devirdikten sonra kaselere çorbaları doldurarak herkesin önüne koyarken sıra Ömer'e geldiğinde bedeninden oldukça uzak durmaya çalışarak kasesini diğer tabakların üzerine koydum.

   "Teşekkür ederim." Fısıltıyla ağzından dökülenlere hitafen gülümseyerek başımı eğip kendi yerime geçerek oturdum.

   "Bismillahirrahmanirrahim."

  Yemekler yenmiş, kurulan sofra kaldırılmıştı. Herkes içeride otururken müsade isteyerek mutfağa gelmiş, bulaşıkları yıkamaya koyulmuştum. İşlerin geç vakitlere aksatılmasını pek sevmezdim doğrusu dolayısıyla erken yapmaya çalışır kendimi üşenmekten kurtarırdım. Zaten çoğu bitmişti sadece  ıslak olan bulaşıkları kurulama beziyle kurulayarak yerlerine yerleştiriyordum.

  "Su almaya gelmiştim, müsade var mı?" Sessiz mutfakta aniden kendine yer edinen ses yüzünden irkildiğimde elimdeki tabak neredeyse yere düşecekti.

   Allah'a şükür ki düşmedi yoksa annen seni rendelerdi! Evet, rendelerdi çünkü bu en sevdiği yemek takımıydı.

  "Ürkütmek istememiştim, iyi misin?" Endişeli gelen ses tonuyla heraber başımı sallayarak iyi olduğumu belirttim.

   "Müsade var, gelebilirsin," dediğimde yavaş adımlarla mutfağa girerek gözlerini dolaplarda gezdirdi. Tahminen bardakların nerede olabileceğini düşünüyordu. Bu haline karşılıksız kalamayarak sessizce kıkırdadığımda aniden bakışları beni buldu.
Gözlerimi kaçırarak bardakların olduğu dolabı yukarıya kaldırarak bir tane bardak alıp dolaptan çıkardığım soğuk suyla doldurarak ona uzattım.

   Gülmseyerek temas etmeden suyu aldı. Yere çömelerek üç yudumda bitirdiği bardağını tezgaha koyarak gülümsedi.

  "Teşekkür ederim."

   "Rica ederim." Bakışları bir müddet yüzümde gezintiye çıktığında kalbim sanki göğüs kafesimi parçalayarak dışarıya çıkacakmışçasına hızlı atıyordu.

   "Şalına köpük bulaşmış," dediğinde elimi şalıma attım lakin dediği gibi bir köpükle temas etmemişti.

   "Kandırdım," diyerek kıkırdadığında gözlerimi devirip işime geri koyulduğum sırada mutfaktan çıkarken mırıldandığı şarkı sözleriyle gülümsemeden edemezken içimde oluşan kıpırtılar gıdıklanmış hissiyatı veriyordu.

     "Kandırdım nazlı yâri,
Sonunda çılgın sözlerle,
Kandırdım,
Sonunda güzel gözlümü oyunlarla..."

   Şarkı sesiyle birleşince daha da güzel olmuştu, hakikatinde sesi şarkıyı süsleyen bir süs niteliğindeydi.

   Kulaklarım onun sesinden Kur-an'ı Kerim'in ayetlerini de duymakta istiyordu ve kalbimde.    Normal ritimde atan kalbim onunla ilgili herhangi bir etkileşimde bulunduğu vakit temposunu değiştiriyordu.  Adeta bombardımana verdiği kalbim onu ve sevgisini istiyordu.

   Bu kadar kısa bir süre içerisinde ona karşı hissettiklerimin doğruluğunu sürekli tartıp biçme durumunda kalıyordum. Bir insana bu kadar kısa sürede bağlanabilir miydik? Daha da önemlisi, bir insana bu kadar kısa sürede bağlanmak ne kadar doğruydu? Acele işe şeytan karışmaz mıydı? Karışırdı elbet lakin benim için bu süreç kısa bir zaman dilimiymiş gibi olsa da kalbim için hiç de öyle değildi. Kalbim çoktan onu sahiplenmiş, kapılarını ona açmıştı.

   Kalbimin her odacığında ona karşı ayrı bir duygu büyütüyordum sanki. Tohumlarını ne zaman ektiğimi bilmediğim fidanı her gün suluyordu Ömer ve o fidan her geçen gün daha da büyüyordu. Agaç olduğu vakit dalları kalbimden taşıp tüm bedenimi ele geçirecek diye korkmaya başlamıştım...


Bölüm Sonu

Selamunaleyküm...
Yeni bölüm geldi. Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur.
Ve bir arzum olacak, emeğime karşılık olarak oylayıp yorum bırakmayı unutmayın lütfen, teşekkürler şimdiden.🫀
Sağlıcakla kalın 🌸

~Verda



Czytaj Dalej

To Też Polubisz

630K 45.2K 34
"Cehennemine hoşgeldin, katilin kızı!" İtalyan ve Katolik bir adam... Türk ve Müslüman bir kız... İslâmî bir aşk romanı...🦋 →Tıp fakültesinden yeni...
408K 21.7K 33
"Ne bağırıp duruyorsun? Konağı ayağa kaldırdın!" Karşımda dikilen adama yumruğumu gerçirmemek için içimde verdiğim mücadeleden söz bile edemezdim. E...
180K 7.8K 16
NOT: Bu çalışma, sıradan bir mahalle hikayesidir. Camlarda, dedikodu bulmak için çırpınan teyzeler, Kahvehanede, hiç aralıksız mahalle geyiği döndüre...
519K 37.7K 35
Antep'in ihtişamlı konaklarından birinde, aşk acısını sır gibi saklayan Üsteğmen Zeyd ve sevdiği adamı ölmeden yüreğindeki mezara gömen Katre'nin hik...