"Hange rahat dur." Hange bu gece yakın arkadaşında kalacaktı. Beraber bolca vakit geçireceklerdi ve belki sabaha kadar uyumayacaklardı. Hange her zaman olduğu gibi Y/N'e sataşıyordu. Y/N bugün doktorunun verdiği tüm ilaçları içmeyi unutmuştu. Hâlâ aklında değildi ve saatleri geçmişti. Doktoru düzenli içmesini söylemişti fakat Y/N buna uymamıştı.
"Levi'a sarıldığına inanamıyorum." Hange imalı ve sırıtarak konuşunca Y/N ters bir şekilde ona bakmıştı. "Çok hızlısın." Hange bunu bilerek söylemişti çünkü arkadaşının sinirleriyle oynamak istiyordu. "Sus amip." Bunu işiten Hange kahkahayı basmıştı. Arkadaşından bunu duymak ona oldukça komik gelmişti. "Isabel yeni şeyler paylaşmış." Konuyu hemen değiştirmeyi başarmıştı. Y/N merak etmiyormuş gibi yapsa da fazlasıyla merak ediyordu. "Merak ettiğini bildiğim için göstereceğim." Yakın arkadaşı merak ettiğini elbette biliyordu. Y/N açıkça söyleyemediği için Hange hemen imdadına yetişmişti.
@ isabfarlevis
levi'in evinde bi saatten fazla kalinca levi'in tripler
@ isabfarlevis
kardesim gibi gormwsem levi'a yurucem cok hot olmaya basladi su aralar
@ isabfarlevis
levi normal doktorum die benimle dalga gecti 😔
#sademo
@ isabfarlevis
levi nabiyon
@ isabfarlevis
levi'in otuedugu site cok buyuk sehir gibi kayboluordum 😭
zengin arkadas 😎
@ isabfarlevis
levi bize dayanamadigi icin evini terk ediyo (gercek)
@ isabfarlevis
burada lise zamanlari
levi yemk yapio
onceden cok kucukmus simdi kalipli falan aslan parcasi
gozumun onunde buyudu kaslandi 😔
Hange sadece Levi ile ilgili atılan şeyleri gösteriyordu. Evini terk etmesine ikisi de çok gülmüştü. Levi lise zamanlarında gerçekten oldukça küçük duruyordu. Şu an canlı görmese aynı göründüğünü düşünebilirdi. "Ee Levi Instagram hesabına neler attı?" Hange'nin aniden sorduğu soruyla Y/N biraz afallamıştı. "Klasik şeyler." Hange daha fazla zorlamayıp olumlu anlamda kafasını sallamıştı.
Y/N yatağında otururken kendisini geriye doğru atmıştı. Kafası yastığına denk gelse bile sorunlu olan kısmı çok acımıştı. Bıçak saplanır gibi acı hissetmişti. "Hange." Kafasının sol tarafını tutarak acı içinde gözlerini kapatmıştı. Hange hemen arkadaşıyla ilgilenmeye başlamıştı. Y/N'in kafasında olan ağrı sancılara dönüşüyordu. Fazlasıyla artmaya başlamıştı. Nefes aldığı zaman bile o bölge sıkışıyor gibi oluyordu. "Levi'a yazalım." Hange'nin söylediği şeyle Y/N kaşlarını olumsuz anlamda kaldırmıştı. Ne konuşacak durumdaydı, ne de kafasını oynatacak durumdaydı.
Yaşadığı sancı sebebiyle gözlerinden yaşlar akıyordu. Hange annesine haber vermişti ama annesi de bir şey yapamıyordu çünkü Y/N yerinden kalkamıyordu. Kendini oynattığı an ağrısı şiddetleniyordu. Annesi kafasının arkasına buz koymak istese de Y/N elini oradan çekememişti. Bu sorunu çıktığından beri ilk defa böyle bir ağrı yaşıyordu. Kafasını koparmak istiyordu. Şu an Azrail'i görse ölümünü kabul etmemezlik yapmazdı.
Hange arkadaşının kıvranışlarına daha fazla dayanamadığı için hemen telefonu aldı. Y/N'in telefonundan doktoruna yazacaktı. Y/N bunu görmüştü, ne yapacağını da anlamıştı ama itiraz edecek durumda değildi.
Y/N:
Levi merhaba
ben Hange
Y/N'in yakın arkadaşıyım
rivaackerman:
hatırladım.
buyur?
Y/N:
Y/N şu an oldukça kötü bir durumda
yani kafasında bir ağrı var ve çok kötü durumda olmalı
rivaackerman:
hastanedeyim hâlâ.
gelebilirsiniz.
Y/N:
gelemeyiz
Y/N kendini hareket bile ettiremiyor
hareketi bırakın doğru düzgün nefes bile alamıyor
konum atsam ve gelsen olur mu?
rivaackerman:
...
konumu at.
Levi neden böyle olduğunu kesinlikle anlayamamıştı. Verdiği ilaçların işe yaramama ihtimali neredeyse hiç yoktu ve mr sonucunda da bir şey çıkmamıştı. Durumu gayet iyiye gidiyordu, kendi söylemişti. "Petra kalan hastaları başka doktora yönlendir. Acil bir işim çıktı." Levi, Petra'ya bunları söyledikten sonra cevabı bile beklemeden telefonu kapatmıştı. Anlatılana göre Y/N çok kötüydü ve onun yanına gitmeliydi.
Evi hastaneye yakındı ve atılan konumda da öyle görünüyordu. Levi tıbbi bir şey yapamazdı. Sadece rahatlaması için kafasına birkaç şey yapacaktı bu yüzden yanına malzemelerini almadı. Y/N'i daha fazla bekletmemek için arabasıyla gidiyordu. Zaten yakın mesafeliydi oraya varması birkaç dakika bile sürmemişti.
Hange sabırsızlıkla Levi'ı bekliyordu. Arkadaşı hâlâ çok kötü bir durumdaydı. Eğer o burada olmasaydı Levi'a yazmak kimsenin aklına gelmezdi. Çalan zille direkt kapıya koşmuştu. Annesinin de bu durumdan haberi vardı. Y/N dış dünya ile bağlantısını kesmiş gibiydi. Kafasının arkasını tutuyor ve kapalı gözlerinden yaşlar süzülüp duruyordu.
"Hemen beni takip et." Hange telaşla konuşunca Levi onu onaylamıştı. İkisi de hızlı adımlarla Y/N'in olduğu yere gelmişti. Levi bu durumda olmasını beklemiyordu. Levi, Y/N'i böyle görünce içinde bir şeyler kopmuş gibi hissetti. Hemen yatağın köşesine geçti ve ilk olarak ateşi var mı ona baktı. Böyle bir durumda ateş yükselmesi yaşanabilecek bir şeydi. Ateşinin olmadığını fark edince kafasının arkasına koyduğu eli yavaşça çekmeye başladı. Y/N kafasında hissettiği acıyla bazen yüzünü ekşitiyor, bazen dudağını ısırıyordu.
Doktor gelince Y/N'in babası da odaya girmişti. Durumun böyle olduğunu bilmiyordu çünkü kimse ona haber vermemişti. "Biriniz yardım etsin." Levi bir kişiden yardım isteyince hemen babası yanına gitti. "Kafasını ve sırtını tutacağım siz de belini tutun. Oldukça yavaş bir şekilde yatakta oturur pozisyona gelmesi gerekli." Babası doktoru dinleyip dediğini yaptı. Kızının belini tuttu. Levi o sırada kendi elini yavaşça Y/N'in kafasının altına koydu. "Kaldıracağım, yavaş yapın. Size bekle dediğim yerde durun." Levi, Y/N'in kafasını oldukça yavaş bir şekilde kaldırmaya başlamıştı. O sırada Babası da yavaşça belinden destek veriyordu. Y/N kendini hareket ettirince canı çok acıdığı için bunu en acısız şekilde yapmaya çalışıyorlardı.
"Bekleyin." Kafasının daha az acıması için Levi elini sırtına yerleştirdi. Kaldırmaya devam edince babası da devam etti. En sonunda Y/N oturur pozisyona gelince babası geri çekildi. Levi kafası dik dursun diye bir eliyle çenesini tutuyordu. İşini daha iyi yapabilmek için ayakta ve arkasında duruyordu. Bu Y/N'i eldivensiz 2. kontrol edişiydi. Aynı zamanda eldivensiz dokunduğu 2. hastası.
Levi ağrının olduğu tarafı ellemeye başlayınca şişliğin eskisine göre daha çok arttığını fark etmişti. Şu an kendisine gelmesi için eliyle tıbbi müdahale uygulayacaktı. Y/N'in beynini daha çok çalıştırmak için ve bilincini kaybetmemesi için ona birkaç soru da soracaktı. "Y/N bugün neler yaptın?" Hange bu soruyla biraz telaşlanmıştı. Y/N şu an kendindeydi ama eskisi kadar kendinde değildi. Ağzından Levi'a baktığınızı kaçırmasını istemiyordu.
Y/N'in hâlâ gözleri kapalıydı ama yaşları akmıyordu. "Bugün Hange ile dışarı çıktık." Sesi oldukça kısık çıkıyordu ve yavaş konuşuyordu. Levi işini yapmaya devam ettiği sırada bir yandan Y/N'i dinliyordu. "Sonra ne yaptınız?" Levi işini yapsa bile devamını merak etmiyor değildi. "Hange biz de kalmaya karar verdi. Sonra Isabel'in Twitter hesabına baktık. O gösterdi bana." Levi bunu duyunca biraz şaşırmıştı. Isabel'i nereden bildiğini merak ediyordu ve Levi'ın bildiği kadarıyla Isabel Twitter kullanmıyordu. Hange'ye anlamayan bir bakış atmıştı Levi. Hange ise içinden küfürler ediyordu. "Twitter mı? Pekâlâ.. Isabel neler paylaşmış bakalım anlat." Isabel'in yaptıklarını öğrenmeye niyeti vardı. Kim bilir neler paylaşmıştı da haberi yoktu. Hange'nin o hesabı bulmasına daha da bir şaşırmıştı çünkü sonuç olarak Isabel'i tanımıyorlardı.
"Mesela Isabel seni çok paylaşıyor. Hange gösteriyor bana. Kendi evini terk etmen çok komikti." Levi duyduklarıyla daha da bir şok olmuştu. Artık bu şok yüzüne bile yansıyordu. Hange ne yapacağını bilemediği için odayı terk etmişti. Odada Y/N'in ebeveynleri de vardı ve onlar da bunu ilk defa duyuyorlardı. Babası doktoruyla böyle samimi olduğunu bilmiyordu. Ama Levi'ın da bunlardan yeni haberinin olduğu suratından belli olduğu için ailesi ne diyeceklerini bilememişti. Levi derin nefes alıp vermişti. Şu an bunu düşünemezdi çünkü Y/N kötüydü. Eliyle yaptığı masaj benzeri tıbbi müdahale iyi gelmiş gibi duruyordu. Y/N yavaş yavaş kendine geliyordu. "Ağrın geçiyor mu?" Y/N yavaşça kafasını sallamıştı.
"Levi." Kendine iyice geldiğinde dediği şeyler ve Levi'ın eve geldiği aklına yeni geliyordu. Gözlerini açmıştı, Levi'a bakmıştı. "Y/N." Doktoru kendine tamamen geldiğini anlayınca elini çekmişti. Y/N dedikleri için bir açıklama yapamazdı ama iş işten geçmişti zaten şu an bunu düşünemezdi. Odada babası ve annesini de görmüştü. "Şey biraz çıkar mısınız?" Bunu çekinerek söylemişti çünkü ailesi yanlış anlasın istemiyordu. Annesi odadan çıkınca babasını da peşinden sürüklemeye başlamıştı. Kapı kapatılınca ikili yalnız bir şekilde kalmıştı. "Levi teşekkür ederim." Ayakta duran doktor tekrar oturmuştu. "Önemi yok. Neden böyle oldun?" Y/N'in aklına gelen şeyle dudaklarını ısırmaya başlamıştı. ilacını bir gün boyunca hiç kullanmamıştı. "Söyle." Levi bir şey olduğunu anlamıştı ve merak ediyordu.
"Kendimi yatağa attım, kafam öyle şey oldu galiba. Evet." Levi buna pek inanmamıştı. Y/N Stresli cümle kurmasından bile kendini ele veriyordu. "Doğruyu söylemeye ne dersin?" Y/N, Levi'a masum gözlerle bakıyordu. Söylemek istemiyordu çünkü Levi kızabilirdi. "Ben.. İlaçlarımı içmeyi unutmuş olabilirim." Y/N'in masum bir kediden farkı yoktu. Levi'ın yanında masum bir bebek, masum bir kedi ya da masum bir yavru kediye dönüşüyordu. "Ne desem bilemedim. Kızmak istiyorum, kızamıyorum. Bir daha sakın unutma. Kafana da dikkat et sert darbeler almasın. Tamam mı?" Y/N kızgın bir doktor bırakmadığı için mutlu olmuştu. "Tamam tamam sen merak etme. Bu saatten sonra asla unutmak yok çünkü o acıyı tekrar çekmek istemiyorum."
Levi, Y/N'e bakarak gülümsemişti. "Gülümsemen çok güzel." Y/N bu sefer bunu bilinçli ve isteyerek söylemişti. Levi'ın gülümsemesi bu övgüyü hak ediyordu. O gülümsemeyi her zaman görmek pek mümkün olmasa bile gören unutamazdı hatta tekrar görmek isterdi. "Belki de baktığım kişinin güzelliği gülümsememe vurmuştur."
Y/N duyduğu şeyle odadan kaçmak istiyordu. Kriz geçirecekti adeta.
Levi, Y/N'in utanmış suratını izliyordu. Y/N'i belinden tutup kendine çekti ve sıkıca sarıldı. Bunu neden yaptığı hakkında bir fikri yoktu. Y/N bu anı bekliyormuş gibi o da hemen sarıldı. Belki de birbirlerine sarıldıkları zaman huzuru buluyorlardı.
"Seninle olan ve yaşanacak tüm temasları seviyorum."
(yazım yanlışı veyahut noktalama işareti sorunu olabilir. kontrol edilmemiştir.)