After Hours | Larry -one shot-

By finewaline

152 19 13

Harry modelliğin parlayan yıldızı, ve ısrarla Louis Tomlinson'un yakın arkadaşı olduğunu iddia ediyor. (Tek s... More

after hours

152 19 13
By finewaline

Larry yaklaşık 3k boyunca evli çift gibi takılan bir çift oluyor. Konu bu kadar evet tatlış kısa bir şey oldu. 0 olay örgüsü falan

Yaş farkı,  minicik aralarda smutumsu şeyler ve gözünüzü kırpsanız kaçıracağınız fem harry içeriyor.

H : şaka yapıyorsun! O adamda hep garip bir şeyler olduğunu biliyordum. Erkekler otuz yaşını geçtikten sonra gerçek yüzlerini ortaya çıkarıyorlar.

L: bütün otuz yaş üstü erkekler mi?

H: oops, bazen seninde yaşlı bir adam olduğunu unutuyorum xx

L: yani bende o 'garip otuz yaş üstündeki adamlar' kategorisindeyim gözünde.

L:belki de sen otuz olana kadar konuşmamalıyız :)

H: Hey!

H: seni altı yıl sonra hatırlayacağımı nereden biliyorsun?

H:eminim o zamana kadar başka birilerini de bulabilirim xx

"Bay Styles, beş dakika içinde çekime geri dönmeniz lazım." Asistan kız son kez gelip onu uyarırken Harry telefondan kafasını kaldırmadan sallayarak onu onayladı. O sırada hala saçı ve makyajıyla uğraşanlarda son dokunuşlarını yapıyorlardı.

"Harold, ya o telefonu bırakıp kafanı kaldırırsın ve rahatça işimi yaparım, ya da herkese yeni bir sevgilin olduğunu ve bu salak hallerinin çok becerilmekten olduğunu söylerim." Sarah onu açık açık tehtit ederken kıvırcık olan oflayatak telefonunu kitleyip masanın üstüne bırakmıştı. "İftira kötü bir şeydir Sarah, beni bidahaki tehtit edişinde seni kovarım."

"İyi, artık kovarsan herkese daha çok becerildiğini artı işi bırakıp ev hanımı olacağını söylerim." Harry gözlerini devirsede dudaklarında bu durumdan eğlendiğini ele verecek gülümsemesi duruyordu. Sarah'ta buna çaktırmadan sırıtıyordu.

"İlk olarak, benim bir sevgilim yok." Dedi Harry oturduğu sandalyeden kalkıp çekim alanına doğru yürürken.

Sarah sırıtarak kafasını salladı ve Harry'nin masanın üstünde duran telefonunu eline aldı. "Lou'dan 3 yeni mesajın-"

"Ver onu bana." Hızlıca arkasını dönüp kadının elinden telefonu alırken gelen kahkaha sesleriyle tuzağa düşürüldüğünü anladı. "Hiç komik değilsin. Kovdum hepinizi." Bir yandan söylenirken aynı zamanda mesajlarına girmişti.

L: bu çok kabaydı Styles

L: belki de beni unutmaman için bir şeyler yapmam gerekiyordur :)

L: öğle yemeğine ne dersin?

Yüzündeki gülümsemeyle onaylayan bir mesaj yazarken üstünde olan bakışları hissedip kafasını kaldırdı. Sarah ona kaşları kalkık bir alay ifadesiyle bakıyordu.

"İkinci olarak- biz yakın arkadaşlarız. Sadece arkadaşça öğle yemeğine çağırdı." Sarah hiç ikna olmamış gibi kollarını bağlayıp ona gülerek baktığında yeniledi. "Sadece arkadaşça."

"Hm, bu yakın arkadaşlığınız ne zamandır var?"

"Partide çok sarhoş olduğumu gördüğü için sonrasında iyi olup olmadığımı kontrol etmek istedi?"

"Vaow, ne kadarda düşünceli." Sarah yapmacık bir şekilde dudaklarını büzerken Harry makyaj masasının üstündeki fırçayı kadına fırlatarak bu sefer gerçekten set alanına doğru ilerledi.

**

"Ah- Siktir!" Masanın köşesini sıkıca avuçlarına sıkıştırken başını geriye atarak inlemişti. Giydiği bütün düğmeleri açılmış gömleği neredeyse omuzlarından düşmek üzereyken giydiği dar pantolonu çoktan şuan göremediği bir yere fırlatılmıştı. Topuz yaptığı saçı dağılmış, Nefesleri iyice düzensizleşmişti, çıkardığı sesler kendi kontrolü altında değildi, ayrıca kesinlikle gelmeye çok yakındı. "Lou, daha fazla-" sözü hala sertçe onu beceren Louis'yle bölünüp cümlrinin devamı kendini büyük bir inlemeye bıraktı.

"Sessiz ol, yoksa ben mi susturayım?" Dudakları kıvırcık olanın boynunda dolaşırken Harry dışarıda insanların olduğunu hatırlamış gibi sertçe dudağını ısırıp inlemelerin kaçmasını engellemeye çalışıyordu.

"Daha fazla dayananmam, gelebilir miyim? Lou, lütfen!" Dedi. Neredeyse yalvarmak üzeriydi. Hatta biraz yalvarmış olabilirdi, Louis'nin ne kadar hoşuna gittiğini biliyordu sonuç olarak.

"Her zaman çok kibarsın değil mi? Yalvarmaya hep hazır." Louis'de sona yaklaştığını hissediyordu. Açıkcası karşısındaki bu görüntüye çok bile dayandığını hissediyordu. Harry onu onaylayan mırıltılar çıkarırken daha fazla dayanamamış, "gelebilirsin bebeğim" diye onu onayladıktan sonra kendisi de gelmişti.

"Harry nefes nefese kalmış bir şekilde kendine gelmeye çalışırken "Şuan iğrenç bir haldeyim ve sen hala boynumu öpüyorsun ve büyük ihtimalle iz bırakıyorsun- Louis bugün çekimim var!" Louis'nin onun teninde dudaklarının o konuştukça nasıl yukarı kıvrıldıklarını hissedebiliyordu.

Louis iz bıraktığından emin olduğunda geri çekildi. "Yani bunun hoşuna gitmediğini söylüyorsun öyle mi?"

"Sen yaşlı ve kötü bir adamsın-"

"Ve sen tekrardan sertleşiyorsun."

"-Bunları kapatırken benimle ne kadar dalga geçiyorlar haberin var mı?" Sanki Louis'nin son söylediğini görmezden geliyormuş gibi davrandı. Sonrasında ekledi. "Ve öpücüklerin çok hoşuma gidiyor sakın durma."

Louis gülerek geri çekildi. "Üzgünüm Harold, bugün çekimin var ve benimde halletmem gereken işlerim."

Geri sandalyesine otururken Harry kaşlarını çatmış ona bakıyordu. "Yaşlı bir adam olduğunu her dakika tekrar hatırlatıyorsun." Yerdeki iç çamaşırını ve pantolonunu giyerken ekledi. "Yaşlı ve huysuz."

"Sana sekreterim olman için teklifte bulundum, bunu reddeden sendin."

"Sonrasında sana evde bunu şovunu yaptım ama." Dedi saçlarındaki tokayı açıp tekrar topuz yaparken. Bağladıktan sonra Louis'ye tekrar döndü. Mavi gözlü olan çoktan çalışmaya başlamıştı. "Birden ona kadar puanla, ne kadar becerilmiş gözüküyorum?"

"Onbir." Louis kafasını bile kaldırmadan cevap verirken harry sertçe ofladı. "Sarah'ı bu sefer kesin kovacağım."

**

H: bazen eskiden çalıştığım fırını çok özlüyorum biliyor musun?

H: acaba Mary'de beni özlüyor mudur?

L: benim kadar özlüyor olamaz.

L:belki de bir gün ziyaretine gideriz?

H: evet xxx eminim çok mutlu olur.

H: gerçi beni hep torununa ayarlamaya çalışırdı. Bence hala seviyordur beni.

L: ya da bir daha düşündüm de, gitmek çokta mantıklı değilmiş ve ben kesinlikle daha çok özlemişimdir.

H: eğer beni bu kadar özlediysen neden BURADA OLMADIĞINI SORABİLİR MİYİM?

L: ofis partisi, inanılmaz derece de ateşli kızlar var.

L: işim bitince gelirim :)

H: benimde tam bir babacık potansiyeli olan biriyle birazdan randevum vardı zaten, büyük ihtimalle yarına yürüyemeyen hale gelirim.

L: beyaz mı kırmızı mı?

H: beyaz xxx

L: beş dakikaya ordayım :)

**

"Randevundaki seni yürütmeyecek partnerin nerede?" Dedi Louis içeri elinde bir şişe beyaz şarap ve diğer elinde kırmızı güllerle girerken.

Harry izlediğini diziden kafasını kaldırmayarak "az önce kapıdan içeri girdi." Dedi büyük bir keyifle.

Louis'nin gülüşüyle beraber diziyi durdurup ayaklanmış ve dudaklarına bir öpücük kondurmuş, ardından elindeki gülleri alıp bir öpücük daha kondurmuştu. Eh, şarabı da elinden alırken onunda hatrı kalmasın diye bir kez daha öpmüş olabilirdi.

Louis geri çekildiğinde somurtarak Louis'ye baktığında Louis onu son bir kez öpmüş "önce şarap, sonra öpücük." demişti.

İstemeye istemeye de olsa mutfaktan iki bardak çıkarmış ve Louis'nin çoktan oturduğu koltuğa gelmişti.

Daha yeni işten çıktığı belliydi, siyah takımının ceketini çıkartıp koltuğun üstüne bırakmış, beyaz gömleğinin birkaç düğmesi açılmıştı. Sakin ol harry, ilk defa erkek görmüyorsun.

İlk tanıştıkları günde kendisini menajerinin plandığı bir partide aynen böyleyken görmüştü. Ceketi çıkmış, gömleğinin birkaç düğmesi aynen böyle açılmıştı. O zamanda kendini böyle hissetmişti.

Gerçi devamında ölümüne sarhoş olup bütün gece Louis'yle flört etmeye çalışmıştı.

Sonuç olarak flört taktikleri işe yaramış olacak ki, o adam şuan kendi koltuğunda Harry için şarap dolduruyordu.

"Bence evlenelim." Dedi Louis şarabından yudumlarken. Harry'de şarabını yudumlayarak cevap verdi. "Önce şarap, ardından güzel bir yüzük, sonrasında bütün mal varlığını bana devrettiğine dair imzalı bir belge, malibudaki evin, özel saat koleksiyonun-"

"Saat koleksiyonum niye?"

"Sen öldükten sonraki genç sevgilerime hediye ederim. Eh, yaşlı bir adamsın sonuç olarak."

"Aramızda yedi yaş var."

"İşte bak, bir ayağın çukurda bile."

"Belki de son zamanlarımı genç modellerle partilerken harcamalıyım." Dedi Louis arkasına yaslanıp keyifle Harry'i izlerken. Üstünde Louis'nin ona Venedik tatili dönüşü aldığı gecelik takımı vardı. Kısa mavi saten şortu (belki bilerek biraz kısa almış olabilirdi, bebeğinin pürüzsüz bacaklarına kesinlikle çok yakışıyordu ayrıca.) Üstünde de aynı takımın askılı üstü vardı.

"Harcamıyor musun zaten?" Dedi oyuncu bir tavırla. Ardından Louis'nin elindeki kadehi alıp yan tarafa yerleştirdi kucağına yerleşirken. Louis'de elleri direkt onun kalçasına yerleştirdi.

"Aslında biliyor musun-" Dedi dudaklarını Harry'nin boynunda gezdirirken askılarından birini düşürdü. Boynundan köprücük kemiklerine geçerken kıvırcık olan ellerini sıkıca Louis'nin saçlarına geçirmişti. "Şarabı kadehten içmek biraz yaşlı işi."

Harry gülerken "Öyle miymiş? Üzüldüm senin adına. Yardım edebileceğim bir şey var mı?" Louis'de gülümsemişti. Kalçalarını biraz daha sıkarken ekledi. "Benim aklıma geliyor aslında."

"Beyaz koltuklarımın üstünde sakın buna kalkışma Louis, çok ciddiyim."

"Hmm, öyle miymiş?" Diğer askısını da düşürüp üstündekini aşağı doğru kaydırdığında köprücük kemiklerinden yavaşça öperek göğüslerine ilerlemişti.

Harry ağırlaşan nefesleriyle itiraz edemeden Louis onu alıp yana yatırmış, sertçe öpmeye başlamıştı bile.

-Ve Louis içtiği şarabın kesinlikle koltuğa damlamasına izin vermemişti, bunu Harry'nin vücudunda oluşturduğu aşk ısırıkları da onaylayabilirdi.-

***

L: evdeki oyuncaklarımızı çekime mi götürdün yoksa ben mi yanlış görüyorum?

H: neden bahsettiğin hakkında hiiiiçbir fikrim yok?

L:

H:belki.

H:birazcık.

H:emin değilim.

L:umarım geri eve getirmişsindir Harold.

L:bu gecede boynunda onla gezecekmişsin gibi duruyor.

H:🏃‍♂️🏃‍♂️🏃‍♂️

**
"Harry! Seninle sonunda tanıştığımıza ne kadar sevindim tahmin edemezsin!" Karşısındaki kadın samimi bir şekilde gülümseyerek elini sıkarken Harry'de aynı içtenlikle karşılık verdi. "Bende memnun oldum, senin hakkında çok şey duydum."

"Oh, emin ol ben senin hakkında daha çok şey duymuşumdur. Eh, malum Louis bizimle sadece konu sen olunca konuşuyor." Bella gülerek nişanlısının elini tutarken Harry kızaran yanaklarını gizlemek amacıyla kafasını biraz aşağı eğerek gülümsemişti.

Louis ona bugün bir iş partisine beraber gitmek istediği söylemiş, bir şekilde Harry'i buraya getirmişti. Sadece buraya getirmesi yetmezmiş gibi aynı zamanda bütün gece onu yanından ayırmamış, sürekli belinden tutarak farklı bir yere ilerletip insanlarla tanıştırmıştı.

"Bella aynı zamanda Bells Models'in sahibi Harry." Dedi Louis. Eh, birde bu vardı. Louis Harry'nin kariyerine iyi geleceğini düşündüğü herkesle ayrı tanıştırıyordu.

"Aslında ilk modellik işimi orada yapmıştım." Dedi Harry. "Sonrasında o dönem biraz ara vermem gerektiği için bırakmak zorunda kalmıştım, ancak sizin tanıştığıma çok memnun oldum."

"Ah, ne zaman istersen geri ajansa dönebilirsin Harry, sana kapımızın tamamen açık olduğunu bilmeni isterim." Louis konuşmadan sıkılmış olacak ki Harry'nin belindeki elini biraz sıkılaştırıp "Ah, şurada Bay Harrison'u gördüm sanki. Yine görüşmek üzere Bella." Diyerek kıvırcık olanı oradan ayırdı.

"Bay Harrison kim?" Dedi Harry Louis onu sürüklerken. "Hiçbir fikrim yok, az önce uydurdum."

Harry seslice gülerken yandan ikisinin adının seslenilmesiyle o tarafa dönmüşlerdi.

Kokteyl masasındaki insanları incelerken Harry'nin setten arkadaşı Rhode'da oradaydı ve Harry sonunda tanıdık bir yüz gördüğü için ağlayabilirdi.

İkiside masaya doğru ilerlerken Louis kendi iş ortaklarına selam verirken Harry Rhode'a sıkıca sarılmış, model dünyasındaki son dedikoduları tartışıyorlardı.

"Sarah'ın dediği kadar varmışsın." Dedi Rhode bir yandan Harry, diğer yanda Louis'yi süzerken.

"Sarah abartıyor." Dedi Harry hala yüzündeki o ifadeyi atamadan. Rhode onun ne kadar aşık olduğunu yarın sabah Sarah'a abarta abarta anlatacaktı.

"Harry seni arkadaşlarımla tanıştırayım," Dedi Louis Harry'i yanına çağırırken.

"Bu calvin sıkı dostlarımdan biridir." Dedi. Harry gülümseyerek adamın elini sıktı. Ardından devam etti. "Bu gördüğün adamsa James, kendisiyle aynı üniversiteydik."

"Memnun oldum, bana Louis'nin rezil üniversite anılarını anlatır mısın?" Demesiyle hepsi gülmüş, James'te onu onaylamıştı. "Ah, tam bir parti insanıydı. Gerçi üniversiteden sonrada öyleydi." Sonrasında Harry'i süzüp devam etti. "Artık evli hayatı yaşamayı tercih ediyor."

"James'te sadece kızları Louis üzerinden düşürebildiği için depresyona falan girdi, o yüzden bu kadar şerefsizdir kendileri." Dedi Calvin araya girerek. Harry'nin biraz gerildiğini hissetmişti.

Louis'de hissetmiş olacak ki, "James artık evlisin, eh, asıl evlilik hayatının nasıl geçtiğini sana sormalıyız." Dedi.

Harry ne zaman tuttuğunu bilmediği nefesi geri verirken -neden tuttuğunu bilmiyordu ayrıca- diğerleri konuşurken kaçırdığı bir şakaya gülerken biraz daha Louis'ye sokulmuştu.

"Her neyse, karımı çok seviyorum."diyerek bitirdi James konuşmasını. Ardından tekrar Harry'e döndü. Umarım sizinde iyi haberlerinizi duyarız."

**

"Annem hafta sonu bizi yemeğe çağırdı."

"Biliyorum Lottie beni aradı ama senle konuşmasını söyledim." Dedi kestiği salatalıkları önündeki büyük kaseye atarken.

Birkaç saniyelik sessizlik içerisinde Louis'nin tepkisini kontrol etmek için döndüğünde yüzündeki kocaman sırıtışla tabakları masaya dizdiğini gördü. "Demek Lottie benden önce seni aradı? Gittiğimizde kafasını ezeceğim." dedi Harry'nin cevap beklediğini fark ederek.

"Ah, unutma. Lott'a geçen sefer gittiğimizde yeni çıkan parfümlerden alma sözü verdik." dedi salatayı birbirine karıştırırken.

"Ben vermedim, sen verdin."

"Sende onun abisi olduğun için sende vermiş sayılıyorsun."

"Fizzy ortalığı yıkar." Dedi, bir yandan Harry'nin arkasından beline sarılıp ensesine öpücük kondururken. Harry bu harakete o kadar mayışıyordu ki, sanki evli- hayır. Bunu düşünmek yok. Sen otuz yaşında evde kaldım krizi yaşayan kızlardan değilsin. Kendine gel.

İçindeki ikilemi susturmaya çalışarak Louis'ye döndü ve kollarını boynuna sararak bir öpücük kondurdu. "Ona da ayrı alırız, hatta ikizlere de oyuncak alalım. Geçen reklamdaki oyun setini çok beğenmişlerdi."

"Onu da alırız, onu da alırız..." Harry hala haftasonu planlarından bahsederken Louis tamamen ilgilisini tezgah ile kendisi arasında olan adama vermekle meşguldü. Ki onu suçlayamazdınız, teşekkürler.

"Gerçi Lottie'ye de acaba bir araba mı alsak? Erken doğum günü hediyesi olur hm?" Louis duyduklarıyla kaşlarını çatarak Harry'e baktığında Harry gülüp işaret parmağıyla Louis'nin alnından onu ittirip uzaklaştırarak geri arkasına dönüp işlerini halletmeye devam etti. "Beni dinlemediğini biliyodum. Bidaha dinlemediğinde Range Rover'ını Lottie'nin üzerine yaptırırım."

"Lott onbeş yaşında."

"Geleceğe yatırım. Git yerine otur şimdi." Dedi Harry Louis'yi mutfaktan kovarken.

Louis'de sevgilisini dinleyip bütün bu yemeğe yardım ediyormuş gibi gözükmek için ikisine de içki dolduruyordu.

"Ne diyorum biliyor musun?" Dedi Harry elindeki iki tabağı masaya koyarak. "Haftaya Paris'de çekimim var. Beraber gitsek güzel olmaz mı Lou?"

"Sen Sarah'ın dilinden kurtulmamak için çok çaba harcıyorsun galiba." Harry'nin çok uzakta olduğunu düşünerek bir yandan da kıvırcık olanın sandalyesini kendine doğru çekiyordu.

Harry gözlerini devirdi. "Hiç merak etme, Mitch'de geliyor. Her bana laf ettiğinde geri laf edebilirim. Ayrıca çekimden sonra biraz kalırız hm? Kenn ve Rhode geçen çok güzel yerler önerdiler."

Louis çatalına batırdığı tavuğu ağzına atarken kafasını sallayarak onayladı. "Görünüşe göre sen her şeyi planlamış gibisin, ve ben tam olarak kim olup Harry Styles'a hayır diyorum?"

"Seçim hakkın yoktu zaten. Seninde fikrin değerliymiş gibi hisset diye sordum." Louis göz devirerek Harry masumca gülümsemişti.

Bu yüzden cumartesi sabahı Louis'nin ailesine gitmeye hazırlanırken girdikleri alışveriş merkezinde hediye seçmeye çalışıyorlardı.

"Lou, sence hangisi?" Dedi Harry elindeki iki gömleği de havaya kaldırarak. Kızlara hediye seçme işi aniden Harry'nin alışveriş krizine denk gelmişti ve Louis sabrediyordu. Hemde gerçekten.

Ancak biraz daha buradan çıkamazlarsa köşede duran inci kolyeler kendini tavana asacaktı.

Harry'nin büzülmüş dudaklarla odaklanmış bir şekilde iki gömleği de kafasında tartan haline yine de dayanamamış, huzur dolu bir gülümsemeyle ona bakmaya başlamıştı bu seferde. "İkisini de alsana bebeğim." Dedi Louis Harry'nin seçemeyecek olduğunu anlayınca.

Harry Louis dünyanın en inanılmaz fikrini vermiş gibi onu onayladı. "İkisini de hemen denemem lazım, bekle." Hızlıca Louis'yi öpüp kaybolduğunda mavi gözlü olan birkaç saniye arkasından bakakalmış, ardından o da kabine ilerlemişti.

"Bu gömlek tam sizin renginiz." Dedi çalışan Harry'nin üstündeki gömleği incelerken. "Gerçi, az önce giydiğiniz gömlekte çok yakışmıştı. Size her renk yakışıyor da diyebiliriz."

Harry gülümseyerek teşekkür ederken aynadan sevgilisinin duvara yaslanmış bir şekilde ona baktığını görerek ona döndü. "Lou, sence nasıl olmuş?"

"Çok güzel olmuşsun bebeğim." Harry'nin yüzünde beğenilmenin mutluluyla olan gülümsemeyle o da gülümsemişti. Ah, Harry nasıl da aşıktı!

Bu arada çalışan gözlerini çift arasında gezdirirken mavi gözlü olanlar göz göze gelmiş, ardından da tüymüştü.

"Sen ödemeyi yap, ben ufak bir iş halledip geliyorum." Sonrasında Harry'nin cevabını beklemeden deneme kabininden çıktı.

Arabaya bindiklerinde Louis hiçbir şey demeden elindeki yüzüğü sadece yola bakarak Harry'nin yüzük parmağına geçirdiğinde, ikisi de bunun hakkında konuşmamıştı.

***

"Biraz daha başını sola yatır, evet çok güzel oldu. Omuzlar dik, aynen öyle. Çok iyi gidiyorsun Harry." Peş peşe kamera flaşları patlarken Harry elinden geldiğince pozunu bozmuyordu.

En sonunda araya girdiğinde hemen kulise ilerleyip kendisini sandalyeye atmıştı.

"Sakin ol kıvırcık, eminim Louis kaçmıyordur..." sesi sonlara doğru kırılırken Sarah büyük bir şokla kaşlarını kaldırıp bir Harry'e birde parmağına bakıyordu. "Ben kör mü oldum yoksa orada gerçekten bir yüzük mü var?"

Harry sadece masumca gülümsediğinde Sarah birkaç saniye boyunca ağzı açık bakakaldı. "Sana evlenme teklifi mi etti?"

"Hayır." Dedi Harry, bir yandan elindeki yüzükle oynuyordu. "Haftasonu annesine giderken kardeşleri için alışveriş yapıyorduk. Bir ara kaybolup gitti, geldiğinde parmağıma yüzüğü takıp hiçbir şey demedi."

"Siz ikinizde çok anormalsiniz ve ben size yetişemiyorum." Kafasını iki yana sallayarak "Sizi gördükçe kocamla benim ne kadar normal olduğumuzu fark ediyorum."

"Senin kocan da sen de normal değilsiniz. Mitch'in kelime haznesi on? Zorlasak belki onbeş?" Harry söylenirken Mitch içeri girdi. Oluşan sessizlikle üçü de birbirine bakarken Mitch konuştu. "Sus."

Harry gördün mü der gibi Sarah'a bakarken Sarah göz devirdi. "Mitch, Harry evleniyor."

"Kimle?"

"Louis'yle tabii ki?" Dedi harry. Ardından ekledi. "Ve evlenmiyorum."

"Eh tabii, yazık Louis'ye." Mitch deri koltuğa kendini atarken "Ya evlenseydiniz?" Dedi.

"O ne demek?" Harry hışımla sandalyesiyle beraber Mitch'e döndü. Mitch ise büyük bir sakinlikle söyledi. "Sen salaksın. Louis değil. "

"Siz dünyanın en kötü arkadaşlarısınız. Sizi nedimem yapmayacağım."

"Üzülme, bizde seni yapmadık."

"Ben daha iyi arkadaşlar hak ediyorum."

"Kim daha iyi arkadaşlar hak ediyor?" Louis içeri girdiğinde Harry resmen kendini fırlatarak Louis'nin boynuna sımsıkı sarılmış, arkadan iğrenme sesleri çıkartan arkadaşlarına da orta parmak çekmişti.

"Mükemmeldin hayatım," Dedi Louis içten bir şekilde. "Belki de seni izlemeye daha çok gelmeliyim."

"Kalsın. Sonra biz uğraşıyoruz." Harry bozulan romantik anla beraber dönüp Mitch'e çekimdirmek üzereydi. "Mitch, sus."

Louis ikisine de gülerek göz devirirken Harry'e döndü. "Çıkmıyor muyuz?"

Kıvırcık olan onu onaylayacakken Sarah araya girdi. "Önce oğlumuz hakkındaki niyetin ne onu söyle? Çıkınca ne yapacaksınız?"

Louis oyuncu bir şekilde kaşlarını havaya kaldırarak"Ne kadar detaylı anlatayım?" Dedi. Anında Mitch ve Sarah yüzlerini buruştururken "ya da vazgeçtim, kaybolun buradan." Dedi Sarah.

Harry gülerek Louis'nin koluna girerek setten çıktılar.

**

"Yani."

"Yani?"

"Yani, konuşacak mıyız?" Dedi Harry hala Louis'nin omzunda yatarken. Paris'teki ilk geceleriydi ve sonunda Harry içinde tuttuğu bombayı patlatmıştı. Yüzük.

Louis'den ses gelmeyince kafasını kaldırıp ona baktı. Ciddi bir ifadeyle hala karşısındaki televizyona bakıyordu. En som hala Harry'nin ısrarcı bakışları üzerinden çekilmeyince derin bir nefes aldı. "Konuşalım hadi."

"Dinliyorum." Harry arkasındaki yatak başlığına yaslanıp Louis'nin düşünceli halini izliyordu.

"Seni kıskandım." Dedi Louis bir süre sessizlikten sonra. "Ve  başkalarının seninle flört ettiğini görünce pek mantıklı düşünemiyorum."

"Yani?"

"Yanisi bir nişan yüzüğüydü. Çünkü senle istediğim şey o."

Louis Harry'e dönerek elini tuttu, ardından yüzüğü Harry'nin parmağından çıkardı. Harry kaşlarını çatarak ne olduğunu anlayamaya çalışırken Louis tekrar söze girdi. "Bu yüzüğü verdim çünkü seninle evlenmek istiyorum."

"Bana sormadan beni nişanlınız yapmışsınız zaten Bay Tomlinson, ait olduğu yere geri takarsanız çok sevinirim." İçinden bastırmaya çalıştığı hislerle beraber mutlulukla söylediği sözlerle beraber Louis'nin geri parmağına yüzüğü takmasını izlemiş, sonrasında da onu öpücüklere boğma kararı almıştı.

Ve hayır, Harry gerçekten Mitch ve Sarah'ı nedimesi yapmadı.

Continue Reading

You'll Also Like

339K 42.8K 41
bir ipe bağlanmayı öğretmek fwb texting / düzyazı slowburn⚠️
A0023 By ruhperver

Science Fiction

843K 71K 58
On altı yaşındaki Reena zamanda donduruldu. Yıllar sonra gözlerini yeni bir dünyaya açtı. Ait olduğu medeniyet yok olmuş ve geriye yalnızca bir ülke...
10.3K 459 15
VegasPete çifti için yazılmış bir fanfic Kitap @BetterUnseen yazarına aittir 20.07.2022•23.08.2022 🥇Bible:22.07.2022 🥇Bible:31.08.2022
351K 32.4K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...