Hikaye çerez tadındadır, bölümlerin kısa olması normal, ilerleyen bölümlerde binlik sayılar üç bin gibi sayılara yükseltilmiştir, şimdiden iyi okumalar.
Gelecekten not: bölümler düzenlendiği için yorumlar satır başlarında görünmeyebilir!
Oy ver yorumlarınızı unutmayın.
Şarkı; Gazapizm - Sağı Solu Kes
Keyifli okumalar.
Başvuru işlemlerini tamamlamış, motoruma sıkıca tutunmuştum. Usulca yarışın başlamasını umut ederek bekliyordum.
O an, o görüldü, Demir Atasoy. Siyah koca motosikletinin üzerinde yüzünde yarışı kazanacağından hiç şüphesi olmadan piste doğru ilerliyordu. Saçları dağılmış, burnunun ucu soğuktan kızarmıştı. Saçlarını düzeltti, siyah kaskını taktığında uzun boyuyla hiç zorlanmadan motorunu düzeltti.
O da çizgiye geldiğinde tüm sayı tamamlanmıştı. Ben de dahil olmak üzere toplam on kişiydik ve aralarında en küçük duran ben ve altımdaki bebekti. Ellerimi motorun gaz kollarına sıkıca dayadım ve Starter kızın komut vermesini bekledim. Yine crop altına ultra kısa bir etek giymişti, ağzından hiçbir zaman eksik olmayan sakızını çiğneyerek piste attı kendini.
"Bir, iki, üç!"
Bayrağı çeker çekmez ben de dahil olmak üzere tüm motorcular korkusuzca gaza bastı. Yarışı kazanmalıydım, Demir varken bu imkansızdı, evet, ama en azından ikinci falan olmalıydım. İkinci gelenlerin de az da olsa ücret aldığını duymuştum.
Demir, en önde olmak üzere ilerliyorduk. Yaklaşık on dakikanın ardından kavisli bir kavşaktan döndük, üç yarışçı oldukça geride kalmıştı. O yol dört dakika sürerken yeniden sağa döndüğümüzde iki yarışmacı daha geride kaldı. O sırada İlayda son hızıyla önümde ilerliyordu. Ben onu geçebilirdim, hareketleri gözüme kolay gibi gelmişti. Gazı sonuna kadar kökleyip sağ şeride doğru güçlü bir manevra uyguladım, İlayda arkamda kalırken göz ucuyla ona baktım, kaskının vizöründen öfkeli gözleri görünüyordu.
Sırıtarak önüme döndüğümde Demir'in arkasından ilerleyen motorcunun Demir'in önüne geçmeye çalıştığını fark ettim. O an Demir onu asla ciddiye almadığını açık olarak belirterek motorunu yavaşca sola doğru büktü, koca motorun arka kısmı arkadaki adamın motorunun ön kısmına sürttüğünde o da geride kalmıştı. Arkamızdan küfürler yağarken Demir takmadan tıpkı benim gibi son gaz ilerlemeye devam ediyordu.
Önümdeki son kişiyi de geçtiğimde Demir'in arkasında artık ben vardım, yarış çizgisine yirmi saniye gibi bir süre kala yan yana geldi motosikletlerimiz. Birkaç saniye bana doğru çevirdi başını, ben yarış boyunca ondan tarafı gözlediğim için göz göze gelmiş olmamız kalbimi hızlandırdı.
Göz temasını keserek önüne döndüğünde o birinci, ben ise ikinci olaraktan yarışı bitirmiştik. Kaskını çıkarıp kolunu kaldırarak parmaklarıyla saçını düzeltti, bu hareketi pazularını gözler önüne sermişti. Derin bir iç çekerek önüme döndüm ve biraz ilerledim. Diğer yarışçılar da bitiş çizgisine ulaştığında Starter kız gülerek piste koştu yeniden. "Seksi yıldızımız Demir Atasoy, yine galip geldi!" dedi yavşak bir ses tonuyla.
Kızlar ismini haykırırken Demir'in dudağının kenarı arsız bir şekilde kıvrıldı. "Bahisler açılsın o zaman," dedi sert sesiyle. Yine ve yeniden Demir'in üzerine bahse girenler para kazanırken girmeyenler kaybediyordu.
Starter kız paraları topladı bir süre ardından Demir'e payını uzattığında "Çıkıştan sonra görüşmeye ne dersin?" diye sordu.
Demir paraları alıp ceketinin cebine sokarken "Bakarız," dedi ona dönmeden. O sırada yarışta motoruna vurduğu adam burnundan soluyarak yanına doğru yaklaştı.
"Motorun hasarını karşıla," dedi öfkeyle.
Demir öfkesinden hiç etkilenmemiş gibiydi. "Sen kaşındın çocuk," dedi üstten bir tavır sergileyerek. "Eğer üzerime gelmeyip kenardan sürseydin motorun da, sen de bu yarıştan hasarsız kurtulurdunuz."
Adını bilmediğim ama simasını birçok kez gördüğüm adam bu sözlere sinirlenmiş olacak ki, büyük bir nefes vererek güldü. "Bunu bilerek yaptın, hasarı karşılamak zorundasın, Demir."
Demir hafifçe başını çevirdi, gözlerini kıstı ardından kaskını direksiyona asıp motordan indi ve adamın karşısına dikildi. Adamın boyu Demir'in çenesine geliyordu, bu görüntü nefesimi kesti. "Karşılamazsam ne olur," diye sordu fısıldar gibi, ona doğru eğilerek. "Döver misin beni?"
Adamın da ondan kalır yanı yoktu. "Hiç şüphen olmasın!" dedi cesaretle ve işaret parmağını Demir'in göğsüne vurduğunda kaskımı çıkarıp motordan indim. Demir kendine temas edilmesini sevmezdi, sırf bu yüzden çoğu kişiyi hastanelik ettiğine şahit olmuştum ve şimdi bu adam resmen kaşınıyordu.
Demir önce adamın göğsüne vurduğu parmağına, sonra yüzüne baktı. Dilini üst dişlerinde gezdirerek başını salladı art arda. Adam kabul ettiğini düşünüp gülümserken o adama öyle bir kafa geçirdi ki, adam yeri boyladığında her şey sadece birkaç saniye içerisinde olup bitti; etrafa toplananlardan birkaçı çığlık attı, kimisi gülerken, kimisi de korkmuşa benziyordu. O sırada Demir düşen adamın üzerine eğilerek göğsüne vurduğu parmağını tuttu. "Bir daha bana dokunurken iki kere düşün!" dedi dişlerinin arasından, çıldırmış gibi görünüyordu. Koyu gözleri daha da koyulaşmış, yüzünde ve kollarında beliren damarlar gözle görülecek derecede sıkılaşmıştı. Adamın parmağını geriye doğru çevirerekten "Ve ne olursa olsun kurallarına göre yarış," dedi. "Ha diyorsan bilmiyorum, gel abin sike sike öğretsin!"
Adamın parmağını geriye ittiğinde, adam acıyla karışık yüksek bir sesle bağırdı. Demir rahatlamış olacak ki parmağını bırakıp üzerinden kalktı, o an gözleri bu tarafa döndü, birkaç saniye gözlerimiz buluştu ardından arkasına dönerek hemen motoruna atlayıp tozu dumana kattı.
"Yemin ederim belasını sikeceğim!"
Şaşkınlıkla yerde bağıran adama baktım, o kadar şeyden sonra hala konuşuyordu. Ayrıca hiç kimse kalkması için elini uzatmamıştı. Zaten kavgayı ayıran da olmamıştı. Herkes dedikodu yaparak sadece izliyordu.
Yanına doğru yaklaşıp kalkması için elimi uzattım. Bu yaptığım garip bir şeymiş gibi kaşlarını çatarak elime baktı, ardından yüzüme. "Dua mı okuyorsun hadi!" diye bağırdığımda kısık sesle bir şeyler mırıldanarak elimi tuttu, çektiğimdeyse kalkmıştı yerden. Alnı kanıyordu. Hızlıca elimi çekip geriye doğru çekildim.
"Atasoy'da ne kafa varmış abi! Harbiden Demir gibi adammış!" dedi biri gülerek. Diğerleri de ona katıldığında karşımdaki adamım yüzü daha da öfkelendi.
Çıldırmış gibi adamın yakasına yapıştı. "Sus da o ağzını sikmeyeyim, Gökhan!"
Gökhan denilen adam ellerini teslim olurcasına kaldırdı. "Relax tatlım, sadece bir kafa ve işaret parmağı bu kadar büyütme!" Yüzünde son derece alaylı bir ifade vardı, kahkaha atmaya başladığında diğeri de ona kafa attı. İkisi birbirine girdiğinde daha fazla bu saçmalığa dayanamayıp kaskımı takıp motoru çalıştırdım.
Paranın verildiği yere doğru sürdüm. Kayıt işlemini yaptığım yere geldiğimde adam barkot numarasını istemişti. Uzatıp ödül olan bin lirayı aldım. Bu işte gerçekten para vardı, hem de çok para. Yüzlerce kişi bahse giriyordu ve kazanan yarışmacı o kişilerin üzerinden kazandığı para ayrı, bir de buradan para alıyordu.
Ben tanınmıyordum, destekleyenim yoktu ancak Demir'in öyle çok destekleyeni vardı ki, her oynanan bahisten ayrı kazanıyordu.
Bu mükemmeldi.
❥❥
Melis'in motorunu teslim edip, babam işten dönmeden eve yetişmiştim ve her gün yaptığımız gibi annemle birlikte akşam yemeğini hazırlamıştık. Babam ise içeri girer girmez annemi öperek yine benim öfkemi arşa çıkarmıştı. Annem bu denli rahatsız olurken ona nasıl izinsiz dokunurdu, bu resmen tacizdi. Kocam bana böyle davransa kalbine çoktan bıçağı saplamıştım fakat annemde o cesaret yoktu maalesef. Üstüne üstlük bu konuda bana da engel oluyordu!
Bu kahrolası görüntüye daha fazla dayanamayıp anneme döndüm. "Ben tokum odama çıkabilir miyim?"
Annem başını sallarken babamın şüpheli bakışları üzerimde geziniyordu. "Niye kız? Ne yedin de toksun?" diye sordu.
Bir de sorması yok mu, gebertesim geliyordu ama bunu yapmak yerine "Atıştırdım bir şeyler," diye geçiştirdim.
"İyi bakalım," dedi ters ters. Onu daha fazla görmek istemediğimden hızla odama çıktım.
Yarıştan kazandığım bin lira öylece cebimde duruyordu. Ben bu parayı ondan nasıl saklayacaktım? Babam evi toplamıyordu, bulamazdı elbet ama annem bu parayı bulup düşürmüşsün diye ona götürecek kadar saf bir kişiliğe sahipti. Şimdilik ona bu paranın benim olduğunu söyleyemeyeceğim için ondan da saklamam gerekiyordu.
Dolabın içine mi saklasaydım? Olmazdı, annem her dağıldığında düzlüyordu dolabı.
Ya kitaplık? Orası da para koymak için pek uygun değildi, elbet silmek için haftada bir kez indiriyordu tüm kitapları.
En iyisi yatağımdı, örtüsünü değişse bile yatağın altını değişecek değildi ya.
Hemen yatağı kaldırıp parayı altına sokarak gizledim. Görünmediğinden emin olduktan sonra da örtüsünü düzeltip yatağa uzandım. Masanın üzerinde duran telefonumu da elime alıp açtım. Bugünkü yarışın kesitlerini ve kavgayı Intagram'da paylaşmışlardı.
Açıp, sanki bugün orada değilmişim gibi yeniden izlemeye koyuldum. O sırada ekranda Demir ve Berk belirdi ve kahretsin ki tam arkalarında kazık gibi dikilen şahıs bendim! Yüzüm bile net olarak çekilmişti, kahretsin!
Babam Instagram kullanmıyordu ama bunu görürse beni kesinlikle öldürürdü. Yarışırken başımda kask vardı ama burada, burada gerçekten de dımdızlak yüzüm ortadaydı!
Derin bir iç çekerek Demir'in kaydettiğim numarasına bastım, keşke beni engellemeseydi diye içimden geçirirken WhatsApp'a girdiğimde açık olan profilini fark ettim.
Tanrım, engeli kaldırmıştı!
Bilinmeyen; Bakıyorum da engeli kaldırmışsın.
Bilinmeyen; Özledin değil mi, doğruyu söyle!
Birkaç dakikanın sonunda çevrimiçi olduğunda sırıtmadan edemedim ama aynı zamanda da gerildiğimi hissettim. Okudu mesajları ve yazmaya başladığında kalbim neredeyse yerinden çıkacak gibiydi.
🐻; Sadece telefon değiştirdiğim için engelin kalkmış, hemen boş konuşma.
🐻; Her kimsen bilmiyorum ama beni daha fazla rahatsız edersen hiç iyi olmaz.
Bilinmeyen; Sana ezelden beri yanık olan biriyim, ayrıca benimle böyle konuşman beni üzüyor, Demir adam.
🐻; Sikik sikik konuşma, kimsin diyorum. Numaramı nereden buldun?
Bilinmeyen; Bırak şimdi bunları, ben sana şey soracağım.
Bilinmeyen; Bugün o adama vururken kafan çok acıdı mı?
🐻; Demek oradaydın, tanışıyor muyuz peki?
Bilinmeyen; Keşke...
🐻; Son kez soruyorum, kimsin?
Bilinmeyen; Dedim ya,
Bilinmeyen; Sana yanık biriyim.
🐻; Bunu söyleyen çok, hangi birisin?
Bilinmeyen; Lanet herif.
Bilinmeyen; Biliyorum çok olduklarını.
Bilinmeyen; Tabi, Yunan Tanrısı gibi adam olunca normal geliyordur.
🐻; Boş konuşmaya devam diyorsun.
Bilinmeyen; Sana aşığım Demir, tüm herkes gibi değil ben sana gerçekten aşığım.
🐻; Kimsin?
Bilinmeyen; Bunu söyleyemem.
🐻; Ağzını sıkı sıkı tut o halde.
Bilinmeyen; Nasıl yani? (Gönderilemedi.)
Bilinmeyen; Cidden bunu yaptın mı yine? (Gönderilemedi.)
Bilinmeyen; Sen gerçekten pisliksin, adi herif ama yine de seni sevmeye devam ediyorum lanet olsun! (Gönderilemedi.)
❥❥
Kitap nasıl gidiyor?
Yorum yapın lütfen...
Bu arada okumayan varsa diğer kitaplarıma da davet ediyorum!
Beni -Kirilmisbirkalp ← buradan takip edin.
İletişim için Instagram; Pantiselchavo