SİPER

By zihniminheryani

2.9M 160K 19.6K

Tesadüfler birbirlerinin kaderine yazılı olan iki insanı birleştirmişti. Şırnak'ta görev yapan Yüzbaşı Bora... More

1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4. BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
30. BÖLÜM
31.BÖLÜM
32.BÖLÜM
33.BÖLÜM
34.BÖLÜM
35.BÖLÜM
36.BÖLÜM
37.BÖLÜM
38.BÖLÜM
39.BÖLÜM
40.BÖLÜM
41.BÖLÜM
42.BÖLÜM
44.BÖLÜM
45.BÖLÜM
46.BÖLÜM
47.BÖLÜM
48.BÖLÜM
49.BÖLÜM
50.BÖLÜM
51.BÖLÜM
52. BÖLÜM
53.BÖLÜM
54.BÖLÜM
55.BÖLÜM
56.BÖLÜM
57.BÖLÜM
58.BÖLÜM
59.BÖLÜM
60.BÖLÜM
61.BÖLÜM
62. Bölüm Alıntısı
62. Bölüm Part:1
62. Bölüm Part:2
63.Bölüm
64.Bölüm Part: 1
64.BÖLÜM Part:2
65. Bölüm
66.Bölüm
67.Bölüm
68.Bölüm
69. Bölüm
70. Bölüm
71.Bölüm
72. Bölüm
Önemli DUYURU
73.Bölüm
74.Bölüm
75.Bölüm
76.Bölüm
77.Bölüm
78.Bölüm
79.Bölüm

43.BÖLÜM

26.4K 1.6K 294
By zihniminheryani


Evden çıkmış arabaya binmiştik ama Bora hala konuşmuyordu. Ona yeteri kadar zaman tanıdığımı düşünüyordum artık konuşmalıydı "Ne oluyor?" dedim.

"Ailemden biri sana kızım diyecekse o babam ve benim annemdir. O diyemez" sinirlerini yatıştırmaya çalıştığını hissediyordum ardından "Diyemez" diye tekrar etti.

Biraz olsun sakinleşmesini istediğim için konuşmadım. Evimin önüne geldiğinde ben kapımı açmıştım ama Bora'nın inmeye niyeti yoktu.

"Gelmiyor musun?"

"Hayır" dedi

"Bora" dedim ardından elini tuttum "Sevgilim mutlu olurken nasıl yan yanaysak sinirli veya üzgün hissettiğimizde de yan yana olabilmeyiz. Yalnız kalmak da insana iyi gelir ama her durumda değil" dedim. 

Başıyla onayladı. Eve girdiğimizde sessizce salona geçtik ve oturduk. Sessizlik ona iyi gelecekse beklerdim. Bora kafasını dizlerime koyarak yattı.

"Sana bağırdığım için özür dilerim" dedi.

Başına bir öpücük kondurdum "Bunu isteyerek yapmadığını ve bağırdığının ben olmadığını biliyorum sevgilim"

Belki babasına bir sitemdi belki de içsel çatışmasını susturmak için bağırmıştı.

Uzun bir süre sustu ardından gözlerini kapattı. Ben buradaydım istediği zaman anlatabilirdi ve ya susabilirdi. Her türlü yanında olurdum. Sevginin temelinde anlayış olmalıydı ve onun kararına her türlü anlayışım vardı.

Bir ilişki yaşıyorduk. Bence bir ilişki sadece mutlu anlar üzerine kurulu olmamalıydı. Kötü anlarda da bir olunmalıydı.

"Annem ben on dört yaşındayken öldü" dedi. O kadar uzun saattir sessizdik ki konuşmasının beklemiyordum. 

"Abim ise o zaman on sekiz yaşındaydı reşit olmanın ciddiyeti o zaman omuzlarına yüklenmişti. Cenaze sırasında bir ara merdivene çöktü. Kaldıramadığını anladım. Büyük ben olmak zorunda kaldım. Bir sene oldu. Unutmadık ama alışıyorsun. Gülnur beş yaşındaydı ve babam bakımı konusunda çabalasa da zorlanıyordu. Nagihan hanımı bir çok kez gördük ama babamın onu sevmeye başladığını anlamamıştık. Annem öleli bir buçuk sene olmuştu. Babam abim ile beni kenara çekti evleneceğim dedi. Karşı bir şey söyleyememe sebebimiz seviyorum demesi oldu. Ben babaannemde kaldım uzun süre sonra zaten yolumu seçmiştim. Gülnur küçük olduğu için hep anne dedi. Bazen öyle demesi zoruma gidiyor ama o da haklı bir şeyleri farkında olmaya başladığı her an anne figürü olarak Nagihan hanım vardı. Babamla aram kötü değil sadece onu anlamıyorum" dedi dizlerimden kalktı.

"Dargın olduğumuz günü birlik geldiğim gün babama bir soru sordum 'O kadını seviyor musun?' dedim cevabını yıllar önce verdi ama anlamam için tekrar sormam lazımdı 'Çok seviyorum' dedi. Ben artık onu anlayamazdım. Babam da olsa benim dünyamda hatalı bir insan"

Destek vermek istercesine elini sıkıca tuttum

 "Seni çok seviyorum Didem ve seni kaybetme düşüncesini aklımdan geçirmek bile çıldırtacak gibi hissettiriyor. Sen yoksan kalbim başkasına çarpamaz"

Aslında sinirinin sebebi artık çok belliydi "Babam sevmemiş. Çünkü sevgi benim için bu demek değil. "dedi.

Belki  her sevgi bir değildi.

Belki de herkesin sevgisi eşit değildi.

"Böyle bir tablo da yanımızda olacak kişi annem olmalıydı sana kızım diyen annem olmalıydı. Aksini görmek beni sinirlendirdi"

"Her ne olursa olsun yanındayım sevgilim" dedim çünkü ihtiyacı olan cevap buydu bunu hissediyordum.

"Hep yanımda ol" dediğinde ona sıkıca sarıldım.

"Dersin var mıydı güzelim?"

"Hayır" dedim ama vardı yarım saat önce başlamış olması gerekiyordu.

"Var olduğunu biliyorum."

"O zaman niye soruyorsun sevgilim? Hem ben o dersi bugünlük 'sevgilim ile vakit geçirme' olarak değiştirdim'"

"O zaman resim sözünü yerine getirelim" dedi konudan uzaklaşmak istiyordu.

"Sende yapacak mısın?"

"Benim resim yeteneğim yok sevgilim ama seni izleyebilirim"

"Seyirci sevmem ama size bir ayrıcalık yapabilirim sanki Yüzbaşım"

Belimden çekmiş ve boynuma öpücük kondurmuştu "Çok memnun olurum" dedi.

Kalemimi ve defterimi getirmiş uzun süredir çizim yapıyordum ve bana odaklı bir seyircim vardı.

"Sevgilimin tembel olduğunu düşünüyorum. Siz bu konuda ne dersiniz Yüzbaşım?"

"Ümit Yaşar Oğuzcan şiirinde 'En ağır işçi benim; Gün yirmi dört saat, seni düşünüyorum.'  demiş ne güzel söylemiş. Benimde güzel yoğunluklarım var."

Ellerimi göstererek "Artık gerçekten fotoğraf çekinmeliyiz. Sonsuza kadar resim çizemem" 

"Öperim o elleri ben" diyerekten iki elime öpücük kondurdu. En güzel anlarımızın katili olan telefon sesi yükseldi. Bora ekrana baktığında modu düşmüştü.

Telefonu açtı "Efendim baba" ,"Sanmıyorum", "Hayır", "İstemiyorum", "Bu hile yapmak biliyorsun dimi?" dedi sırayla ve en son kapattı.

"Babam gerilimi hissettiği için babaannemi öne sürüyor"

"O ne demek sevgilim?"

"İstemeye kadar babamın yanında kalacakmış. Bu da demek oluyor ki sende bizimle kal. Benim babaannesinin peşinden gelen çocuk olmadığımı hatırlaması lazım"

Bu konuda Bora zıt düşünceye kapalı göründüğü için bir şey söylemek istemedim. Çok geçmeden telefonu ikinci kere çaldı.

"Efendim babaanne", "Tamam babaanne" evet tam olarak aralıklarla sırası bu şekildeydi ve sonra kapattı.

"Off" dedi Bora ve telefonunu masaya çarptı "Yaşlıyım ben ölüp gidersem silahını kullandı. Akşam yemeğe bekliyor."

"Sevgilim ilk defa bir olmayacaksınızdır biraz rahatla hem ben bir mesaj uzaklıkta oluyorum. Sıkıldığın her vakit yazarsın"

"Bekliyor dedim sevgilim beraber gideceğiz"

"Beni de mi?"

"Evet, hem de ikisi de babamda çağırırken beraber gelin dedi"

"Bora emin misin? Ailecek bir arada olacaksınız kız isteme konuşulacak benim orada olmam doğru mu bilemedim"

"Emininim.  Hem kötü günde beraber olmalıyız diyen sendin destek olmaya gelmeyecek misin?"

"Dram silahını kullandın Yüzbaşım"

"İşe yaradı mı?"

"Yaradı"

&

Utandığım için ret edeceğim teklifi sevgilime destek olmak için kabul etmiştim. Evlerinin önüne geldiğimizde Bora'yı Caner arıyordu.

"Sevgilim sen önden gitsen benim bunu açmam lazım" dedi. Özel bir konuşma olduğunu anladığım için onayladım ve indim.

Apartmana girdiğimde asansöre yönelecekken yaşlı bir kadının merdivenleri zar zor çıktığını gördüm.

"İsterseniz destek için yardım edebilirim" dedim merdiven çıkmaya çalışan yaşlı kadına.

"Sağ ol kızım ayaklarım ağrıyor zorlanıyorum."

"Asansör vardı ama arızalı mı?"

"Yok kızım doktor yürü dedi bende dinliyorum" dediğinde yavaş yavaş çıkıyorduk.

"Sen kimsin burada ilk defa görüyorum"

"Buraya misafirliğe geldim diyebiliriz"

"Anladım kızım sağ ol valla yardımın olmasa ben bu merdivenleri bitiremem"

Geldiğimiz kapının önü sonrası jeton bana yeni dank etmişti. Zile bastı ve kapı açıldığında "Babaanne" dedi Güran abi "Ben seni almaya geliyordum. Bora alacaksa niye haber vermediniz?"

"Ne Borası oğlum kendim geldim"

"Kızım sende sağ ol" dediğinde nasıl anlatacağımı şaşırdım.

"Şey-" dedim ama arkadan Bora'nın sesi geldi.

"Babaanne erken mi geldiniz?" dedi.

"Ay bunlar da saatli kabul ediyorlar sanki yoruldum bırakın artık soruları kendim geldim"

"Didem ile tanışmışsınız" dedi Bora.

"Aslında tanışmadık ben merdivenlerde görünce yardımcı olmak istedim" dedim.

"Didem sensin demek" dedi ve babaannesi resmen süzdü "Hadi bakalım girin içeri" dedi ardından.

"Tarih tekerrür ediyor" dedi Güran abi.

"Ne oldu ki?"

"Ayşen ile de aynı bu şekilde karşılaştılar ve biraz olumsuz geçmiş olabilir" dedi Bora.

Herkes ile tek tek sarıldık. Bora'nın babasının yüzü gülüyordu. Sabah ki hava dağılmıştı.

"Olumsuz derken?" diye sorduğumda cevap verecek zaman kalmamıştı çünkü  "Gel kızım ayakta kalma" diyerekten babaannesi yanına çağırdı "Bu devirde zor bulunuyor hatırlı, büyüğe sevgili gençler asansöre binecekti geldi sordu. Seninle tanıştığıma çok sevindim kızım" dedi.

"Babaanne" diye uyardı Güran abi.

"Bende sizinle tanıştığıma çok memnum oldum" dedim.

"Siz ne kızım babaanne diyeceksin" dediğinde Ayşen abla'nın geldiğini gördüm ve bakışları bugün çokta arkadaşça değildi.

"Tamam" dediğimde bakışlarım Bora'ya  döndü muzip br ifadeyle sırıtıyordu. Beyefendi rahat ben burada heyecandan kasıldım.

Nagihan hanım ile Ayşe abla içeriye masayı kurarken "Bende yardım edeyim diye" kalkacakken "Biz sohbet ediyoruz kızım bu seferlik onlar halleder bir dahakine yardım edersin hem Güran, Bora siz ne oturuyorsunuz kalkın bir iki çatal, kaşık taşıyın" diye kızdı.

"Siz sohbetinizi edin yardım edilecek bir şey yok hallediyoruz" dedi Nagihan hanım sevecenlikle.

Bora'nın yüzüne baktım ama sular durgun gibi duruyordu.

"Kaç yaşındasın?" dedi babaanne.

"22 yaşındayım"

"Sen Emre ile birsin demek ne okuyorsun?"

"Psikoloji okuyorum" dedim.

"Hem zeki, hem saygılı, hem de güzel  ne güzel yetiştirmiş ailen seni bir tanışalım bu güzel insanlarla" dedi Bora'nın babasına doğru. 

Babaanne ile biraz daha konuşursak bir saate düğünde yapardık gibime geliyordu. 

"Emre nerde?" dedi babaanne bir anda konuyu değiştirerek.

"Didem'in kardeşi Tunahan var onunla dışarıda olacaklardı"

"İyi ters bir durum olmasında merak ettim torunumu" dedi.

"Olmaz babaannem" dedi Güran abi. 

"Sofra hazır buyurun" diye seslendi Nagihan hanım.

Sofraya geçmek için babaannenin kalkmasına yardım ettim. Masanın başına kadar koluma girmiş bir şekilde ilerledik ve o baş köşeye geçtiğinde Bora ile yan yana olacak şekilde soluna oturmuştuk.

Babaannenin oğlu ve torunlarıyla bol bol uğraştığı bir yemek sonrası masayı topluyorduk. Gülnur da peşimden tabakları getirirken "Babaannem seni çok sevdi. Bu nadir görülen bir durum"

"Olay ne ben anlamadım, girişte de tarih tekerrür ediyor falan dendi. Bir türlü soramadım"

"Yine babaannem kendiliğinden geldiği gün Ayşen abla hiç babaanneme yardım etmeden yanından geçmiş bir de yavaş yürüyor diye yanından geçerken bir şeyler söylemiş galiba ben orayı tam bilmiyorum. Sonra eve geldiğinde kapıyı Ayşen abla falan açtı derken babaannem zaten zıt kapmıştı. Bir şey demez ama çok konuşmazlar. Babaannem birini ya çok sever bağrına basar ya da hiç sevmez ve konuşmaz"

"Sen tabakları getir ben makinaya dizeyim" dediğimde onayladı ve çıktı. Yorum yapmamıştım çünkü utanıyordum. 

Mutfağa biri daha girdiğinde gelen kişin Nagihan hanım olduğunu gördüm "Didem'ciğim biz yerleştirirdik "

"Olur mu öyle şey bir yandan bende yardımcı olayım" dediğimde yanıma doğru gelmişti.

"Sabah olanlar bana karşıydı Bora sana bağırmaz öyle biri değildir"

"Biliyorum" 

"Bora çok iyi birisidir ben bana olan tavrını anlıyorum. Herkesin annesi çok değerlidir onun için beni görmek zor oluyor hissediyorum."

Ben cevap veremeden mutfağa Bora gelmişti "Ne konuşuyorsunuz?" diye sert bir şekilde sormuştu ama duyduğu açıkça belliydi. 

Bölüm sonu. 

Bölüm hakkındaki genel yorumunuz nedir?

Sonraki bölümde görüşmek üzere....❤

Bölüm sınırı 700 oy 200 yorum. 

Son olarak mafya kurgusu sevenleri Vezir adlı hikayeme, aile- evlilik kurgusu sevenleri Yanılgı adlı hikayeme beklerim. 😊

Continue Reading

You'll Also Like

3.5M 200K 36
Kız kardeşinin hatası yüzüden ceza alan ve ailesinden veto yiyen Rojbin, parasız pulsuz bilmediği bir şehre sürgün edilir. Tabi bu sürgüne ek deli do...
4.1K 1.9K 15
Üniversite okuyan Banu görme yetisini kaybediyor. Doktorlar bir daha göremeyecek deseler bile annesinin ısrarıyla ameliyat oluyor ve hayatı o ameliya...
4.5M 337K 58
"Bu kitap babası tarafından sevilmeyen ve hiç bir zaman sevilmeyeceğini düşünen kızlara ithafen yazılmıştır..." (Haziran-Temmuz ayları arasında kitap...
3K 1.2K 97
Anlatmak değildi derdim ,anlaşılmak...