Son Muhafız {Muhafızlar Seris...

By amour_des_livres07

42K 3.4K 2.4K

Kim olduğunu bilmeyen bir kız Amaris. Yetimhanede büyümüş dış dünya hakkında tek bildiği şey kitaplar ve hay... More

1.Bölüm : Gerçekler
2.Bölüm : Tören
3.Bölüm : Akademi Yolunda
4.Bölüm : Bir Dost
5. Bölüm : Bir Umudun Yıkılışı
6.Bölüm : Düşmanın İninde
7.Bölüm : Kabulleniş
8.Bölüm : Karanlığın İçinden
9.Bölüm : Düello
10.Bölüm : Buz ve Elektrik
11.Bölüm : Kan
12.Bölüm : Görünenin Öteki Tarafı
13.Bölüm : Kabullenişler ve Parçalanışlar
14. Bölüm : Örtbas Edilenler
15. Bölüm : Zedelenen Bağlar
16. Bölüm : Kara Gözlü Kara Saçlı Adam
17.Bölüm : Kolye
18.Bölüm : Açığa Çıkanlar
19. Bölüm : Kaybetmek
20.Bölüm : Benim Küçük Perim
21.Bölüm : İki Ruh Tek Beden
22. Bölüm : Cehennemin Kızı
23. Bölüm : Kaos'un Başlangıcı Part 1
24.Bölüm : Yüzeye Çıkanlar Part 2
Açıklama !!!
25. Bölüm :Bedel Zamanı Part 3
26. Bölüm : Elementer Halkı Part 4
27. Bölüm Alıntı
27.Bölüm : Yalnızlık
28. Bölüm : Göz Yaşı Damlası
30. Bölüm : Hor Hor Zamanı
31. Bölüm : Buz Tutmuş
32. Bölüm : Leke
33. Bölüm : Yüzleşme
34. Bölüm : Kibarlık
Duyuru !
35. Bölüm : Yılbaşı
36. Bölüm : Tartarus
37. Bölüm : Ama Umuttu
38. Bölüm : Deli Kızım
39. Bölüm : Rövanş
40. Bölüm : Evimsin
41. Bölüm: Asrın Kılıcı
42. Sezon Finali Bölümü'nden Alıntı
42. Sezon Finali Bölümü : Benzedik
II. Kitap | 1. Bölüm : Diğer Yarım
II. Kitap | 2. Bölüm : Suyun Gelişi
II. Kitap | 3. Bölüm : Geçmiş ve Şimdi
II. Kitap | 4. Bölüm : Kadim Ejderhalar I
II. Kitap | 5. Bölüm : Kadim Ejderhalar II
Duyuru!

29. Bölüm : Düşmanla Dost

575 49 1
By amour_des_livres07


Nasılsınız ?

Bölüme başlamadan önce oy vermeyi unutmayınız bir de satır arası yorumlarınızı eksik etmeyiniz





29. Bölüm : Düşmanla Dost






•••

Dean'ı eliyordum direk, gelseydi bunu günler önce yapardı.

Hiç bir hareketlilik hissetmediğimde gözlerimi ağır ağır açtım. Karşımda görmek istediğim kişi yoktu. Asla tahmin etmediğim gelme ihtimalinin olmadığı kişi karşımda duruyordu.

Gözlerim bana oyun oynuyor sanmak istedim ama hissettiğim aura ile bunun yararsız bir düşünce olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Gözlerimi kırpıştırdım emin olmak adına ama oradaydı.

Kara gözlerinin hedefi bendim her zamanki gibi .

•••

Gözlerimdeki bariz nefretle baktım karşımdaki adama . Sırtımı kapıdan ayırdım ve karşısına doğru dikildim.

Hala ne cüretle karşıma dikilebiliyordu ? Yaptıkları yetmemiş miydi ?

" Neden geldin ?"

Sesim sarayın mahzenlerinden bile soğuk çıkmıştı. O mahzenlerde kimse kalmak istemezdi. İçerisi eksi yüzlere kadar düşüktü.

" Seni merak ettim."

Dudaklarım alayla kıvrıldığında odamda bulunan koltuklardan tekli olanına geçip oturdu. Hala ayakta ona bakarken gözleriyle oturmam için koltuğu işaret ettiğinde göz devirdim.

Önünde dikilip ona üstten bir bakış attım.

" Söylediklerine inanmamı beklemiyorsun dimi ?"

Dudakları kıvrıldı . Tekrardan oturmamı işaret ettiğinde sinirle karşısına oturdum.

" Burada ne işin var !"

Tıslayarak konuştuğumda yüzünü buruşturdu.

" Sadede gelelim diyorsan kabul uzatmayacağım."

" Söyle sonra çekip git !"

" Çok kibarsın !" dediğinde hala nefretle bakıyordum Kara Muhafıza. Ben bunun adını da bilmiyordum.

" İkimizin de istekleri var Amaris. Sen halkını geri getirmek istiyorsun ben ise halkımı kurtarmak."

" Seninle hiç bir anlaşma yapmayacağım." diyerek ayağa kalkıp kapıyı gösterdiğimde sinir bozucu bir şekilde gülümsedi.

" İkimizin yararına olacak bir anlaşma ama. Düşün halkının sana nerede olduğunu göstereceğim bir anlaşma ?"

Söylediklerinde doğru olabilir miydi ?

Ya bana yalan söylüyorsa istediğini alıp çekip gitmeyeceğini nerden bilecektim ben !

" Aklında sorular olduğunun farkındayım. Özellikle bana güvenip güvenmeme konusunda. Yerinde olsam bende kendime güvenmezdim."

Tek kaşımı havya kaldırdım.

" Ama bende sana güveniyorum Amaris."

" İçim ne kadar rahatladı bilsen !"

" Kabul ediyor musun ?" dediğinde yüzüne bomboş baktım.

Net bir sesle " Hayır !" dediğimde yüzü düşmüştü. Sonra ayağa kalktı ve pencereden dışarıya baktı.

" Suyu geri getirmemişsin ."

" Seni ilgilendirmez !"

" Haklısın sonuçta burada yaşamıyorum ."

" Ne bu bana vicdan mı yoklatacaksın yoksa  ?"

Yüzünü bana döndüğünde buruk bir şekilde gülüp önüne döndü. Onu ilk defa bu kadar yakından iyi incelediğimi fark ettim. En son karşılaşmamızda beni öldürüyordu ! Önceki sefer de pek farksız değildi !

Koyu mor siyaha çalan saçları vardı. Yüzü ve fiziği oldukça düzgündü. Üstünde mor özel kumaş bir zırh bulunuyordu. Bel kısmında kılıcı bulunurken başka hiç bir silah taşımadığını fark ettim.

" Element Kılıçları."

Gözümün nerede takıldığını hissetmiş olmalıydı çünkü yüzünü dönmemişti.

" Herkeste var, sen hariç." diyerek sözlerinin devamını getirdiğinde kaşlarım havalanmıştı.

" Hala teklifimi kabul etmiyor musun ?"

" Hayır !"

" Bugün sakin kafayla düşün sonuçta diğer krallıklarla iyi bir yemek geçirmedin ."

Gözlerimi büyüterek yüzüne doğru baktığımda sis bulutlarının arasında kaybolduğunda arkasından bir süre bakmıştım.

Kendime gelerek dolaba doğru ilerledim ve pijama takımlarımı çıkardım ve banyoya girdim. Ilık suda bedenimi gevşettim. Ruhumda aynı oranda gevşettiğinde gözlerimi kapatarak Kara Muhafız'ın teklifini düşünmeye başladım.

Ama işin içinden çıkamadığımda oflayarak sudan çıktım ve pijama takımlarımı giyip yatağıma yattım.

Hava biraz sonra tamamen kararacaktı ve soğuk rüzgarları esmeye başlayacaktı. Bu Hava Krallığının gündüz vaktindeki sıcaklığa karşı olduğunun göstergesiydi.

Ama benim umrumda değildi istediklerini yapabilirlerdi.

Gözümü kapattığımda zihnimden Ligeroya seslendim.

Düşüncelisin ?

Evet ve yardımına ihtiyacım var.

Kara Muhafıza güvenip güvenmeyeceğini söyleyemem ama sana bu teklifi yaptıysa zor durumda olan kendi tarafıdır.

Kabul edersem ona yaptıklarını sineye çekmek oluyor ve bana yaptıkları şeyler yenilir yutulur bir şey de değil. Beni öldürmek istedi hemde iki defa !

Önceden yaptıkları hırsı yüzündendi.

Bana onu mu savunuyorsun !

Ben öyle bir şey demedim Amaris. Eğer teklifi reddersen halkını kısa sürede bulabilecek misin ? Savaş kapıda diğer krallıklar hazırlıkların çoğunu tamamladı.

Su yok.

Gece vakti saldırı için en uygun zaman.

Sen nereden biliyorsun ?

Benim kadim bir ruh olduğumu unutuyorsun Amaris ?

Bana yalan söylemeyeceğini nereden bileceğim peki kadim ruh !

Hiç güleceğim yoktu ! Soruna gelirsek bunda da zekan devreye girecek Amaris.

Dudaklarım kıvrıldığında banyodan çıktım ve üstüme pijama takımlarımı giyip yatağa yattım. Sağ tarafa dönüp bir süre gökteki yıldızları izledim. Her biri bir umut göstergesi gibi parlıyorlardı adeta. Bir tanesi kayıp gittiğinde gülümsedim.

Biri daha terk etmişti gökyüzünü. İnsanlar her kayan yıldızda bir dilek tutarlarmış.

Gerçekleşmediklerini bile bile .



🧚🏻‍♀️🧚🏻‍♀️🧚🏻‍♀️


Okyanus uzun süre sessiz kalabilir mi ?

Dalgasız bir şekilde hiç bozulmamış bir çarşaf gibi öylece bekleyebilir mi hiç ?

Sanmıyorum.

Bir okyanusun dalgalanmışsın gerekir, defalarca kıyıya çarpması, ses çıkararak kendini hatırlatması gerekir. Yoksa orada var olduğu unutulur ve aşağı görülür.

Bir okyanus misali çırpınırken durulmuştum ve bunun daha iyi olduğuna karar vermiştim.

Yanılmışım.

Tekrardan dalga olup sertçe kıyılara çarpma zamanım gelmişti geçiyordu da. Aynada kendimi süzdün iyice.

Üzerinde özel yapım Muhafız zırhım vardı. Su geçirmezdi kolay kolay da zırha bir şey olmazdı. Hatta demir gibi fazlalığı da olmadığı için kolay taşınıyordu. Zırh vücudumu iyicene saran zırh  nadiren görülen bir kelebek kozasından yapılıyordu.

Sağ ve sol ayak bileğinde olmak üzere iki hançer boşluğu belinde kılıç için kılıf bulunuyordu. Arkasında gözlerime kadar gelen bir şapkası vardı. Ağzımı ve burnumu örtmem içinde özel kılıf bulunuyordu.

Aynada tek açık olan yerim gece mavisi gözlerimdi, geri kalan yerlerimi kapatmıştım. Son kere kendime bakıp masanın üzerinde duran Su Altı yayımı aldım ve sırtıma taktım. Tamamen hazır olduğuma kanaat getirdiğimde gözüm boynumdaki kar tanesi kolyesine takılmıştı.

Yolculuk sırasında düşebilirdim veyahut kaybolabilirdi. Bunu istemeyeceğim için boyumdaki kolyeydi çıkardım ve zırhın sol göğüs kısmında bulunan cebe koydum. İyice kapandığından emin olduğumda odadan çıktım.

Seri adımlarla koridoru geçip taht odasına geldiğimde diğerlerinin  beni beklediğini gördüm. Ben gelince bakışların hepsi bana çevrilmişti . Aralarındaki fısıldamaya bile son vermişlerdi. Hepsinin aklındaki soru benim nasıl bu teklifi kabul ettiğimdi aslında .

Gölcükteki tahtta oturan su altı Kraliçesi Layla söz başladı ilk.

" Kararını destekliyoruz Amaris ama yine de aklımızda bazı sorular var."

" Hepiniz aynı şeyi mi düşünüyorsunuz ?" dediğimde ortamda yeni fısıltılar oluşmuştu. Kurt ırkından David sözü ele aldı kendi ırkı adına.

" Su elementlerleri her nerede iseler mutlaka ortaya çıkacaklardır biraz daha beklemek daha iyi olmaz mı ?"

" Hayır . Çıkacak niyetleri olsalardı çoktan haberimiz olurdu ama onlar bizimle iletişime bile geçmeye niyetli değiller."

" Kararında kesinsin ama o şeytan kılıklının seni kandırmadığı ne malum."

Bakışlarımı melek ırkının Kralı Chris'e çevirdim. Yüzümde ise sinsi bir ifade vardı.

" Şeytan kılıklı asıl şeytanın kim olduğunu öğrenmeli değil mi ?"

" Aklından neler geçiyor inci tanem ?"

" Düşmanımla özellikle canıma kast eden birileriyle anlaşacak değilim ama çıkar ilişkilerimiz bizi buna diretirken reddedecek de değilim."

Durdum ve kıyıya bakan pencerenin önüne geldim. Georgela Sarah'ı orada gördüğümde dudaklarım kıvrıldı. Aklıma sabah Kara Muhafız Carlos'la yaptığımız konuşma geldi.


•••

" Bundan emin misin ?"

George'un yüzüncü kere soruşu ile bıkkınlık geçirmiştim.

" Evet !"

Yüzünü buruşturarak bana tersçe bakmaya başladı.

" Ne diye kulağımın dibinde bağırıyorsun ?"

" Yüz defa sorduğun için anlama kıtlığı çektiğini sandım kusura bakma." dediğimde göz devirdi.

Ortalığı sis bulutu sarınca Kara Muhafız özel mor zırhıyla karşımda duruyordu.

" Kabul edeceğinden emindim." dediğinde dudağında zafer gülüşü vardı. Biraz sonra bozulacağı için sorun etmemiştim.

Elini sıkmam için uzattığında tereddüt etmeden sıktığımda ikimizin elementleri birbirine karıştı ve küçük bir mühür oluşturdu avuç içlerimizde.

Elimi Kara Muhafızdan çekip avuç içime baktığımda su dalgasının hemen etrafını saran mor sisler olduğunu gördüm.

" O zaman sana nasıl halkını kurtaracağını söyleyeyim."

Tüm dikkatimi Kara Muhafız'a verdiğimde yüzünde belli bir heyecan vardı.

" Ama önce sana adımı bahşedeyim. Carlos."

" Bu benim açımdan bir değişiklik yaratmadığını bilmiş ol." dediğimde başını salladı.

" Su Kılıcı seni halkına götürecek anahtar. Onu da devlerin arasından alcaksın."

" Sana bu konuda güvenmiyorum ." dediğimde beni onaylayan mırıltılar çıkardı.

" Yanında geleceğim sonra da halkıma suyu geri getireceksin."

Alayla güldüğümde bana anlamsızca baktı.

" Sen değil çok sevdiğim Sarah bizimle gelecek."

" Buna izin vermem." dediğinde kaşlarımı çattım ve üzerine doğru yürüdüm.

" Suyu istiyorsan Sarah bize eşlik edecek hem biz onunla iyi anlaşırız."

" Hem de nasıl !" diyerek belirdi Sarah. Emin adımlarla Carlos'a doğru yürüdü ve elini omzuna koydu. Aralarında benim anlamadığım türden bir bakışma gerçekleşti. En sonunda Carlos gözlerini onaylarcasına açıp kapattığında dudaklarım kıvrıldı.

Tehditkar gözleri beni bulduğunda parmağını bana doğru salladı.

" Ona bir şey olursa tüm diyarın tepesine çökerim."

Dilimi damağıma vurduğumda bana anlamazca bakıyordu.

" Diyarın tepesine çökmek yerine beni yakalayıp babama karşı koz olarak kullanabilirsin veya babamın ayaklarına kapanıp yalvarabilirsin."

Tek kaşını havya kaldırıp Sarah'a baktığında güldüm.

" Biliyor musun ben ikisine izin vermeyeceğim. Eğer bana yalan söylüyorsan bedelini " işaret parmağımla Sarah'ı göstererek " Onunla ödersin."

" Yalan söylemiyorum."

" Göreceğiz. Yarın şafaktan sonra yola çıkacağız. Aşağıda George seni karşılayacak sonra da yola çıkacağız. Başka bir sorunuz var mı ?"

Başlarını iki yana sallayıp hayır dediklerinde George'un yanına gittim. Rüzgarla Saray'a ışınlamıştı bizi.

•••

" Biz yola çıkıyoruz Saray size emanet. Bir sorun olursa Ella aracılığıyla haberleşiriz."

Hepsinden başarılar, yolunuz açık olsun gibi laflar aldıktan sonra beni bekleyenlerin yanına gittim. George tüm marifetini konuşturarak Sarah'ı delirtirken bu duruma gülümsemekle yetindim.

Onu zor durumda bırakmayı seviyordum . Sarah iyi bir rakipti ama bu iyi anlaşçağımızı göstermiyordu. Kızıl saçlarını kulağının arkasına sıkıştırıp George bağıra bağıra bir şey söylemişti.

Yanlarına geldiğimde Sarah çıldırmışcasına çığlık attığında suyun üzerinde hafif bir titreme olmuştu. Kulaklarım maruz kalan sesle gerilirken yüzümü buruşturmuştum.

" Hey !"

Ela gözleri öfkeyle bana bakarlarken kaşlarımı çattım.

" Daha önümüzde uzun bir yol var ve sen şimdiden yelkenleri suya indirmişsin. Dikkat et daha dev dalgalarla karşılaşmadın."

" Bu arkadaşın bizimle gelmek zorunda mı !"

Dudağımı büzüp George baktığımda gözlerimi kısarak Sarah'a baktığını gördüm.

" Gelmek zorunda !" diye karşılık verince yüzüne gelen kızıl saçlarını arkaya attı ve bir şeyler fısıldadı.

Karanlık aura hissi benliğimi sararken büyük bir kükreme sesi duydum. Başımı kaldırıp yana bakınca devasa koyu mor tüylere sahip bir dişi aslan karşında duruyordu.

Bakışlarında Sarah'ta olduğu gibi karanlık ve bu durmadan hoşlanmadığını belli eden ifade vardı.

Sarah bir kaç adımla kendi ruh hayvanının önüne geldiğinde dişi aslan önünde eğildi. Sarah tüylerini okşayıp kulağına bir şeyler fısıldadığında kendime geldim.

İçimden Ligero'ya seslendiğinde kaplanım aurasıyla beraber göründü. Gök gürültülüsünden daha yüksek bir şekilde meydan okurcasına kükrediğinde tebessüm ettim. Bana doğru başını eğdiğinde kar beyazı tüylerini okşadım.

" Hazır mısın ?"

Seninle her zaman .

Memnun bir şekilde gülümsediğimde geri çekilip Ligero'nun üzerine bindim. Yukarıdan gelen çığlığa benzer sesle altın sarısı tüylere sahip boyun kısmında bir tek beyazlık bulunan Georgun şahini Pera göründü.

" Hazırsak gidelim de devler nerede yaşıyordu ?"

Ligero gideceğimiz yeri bildiği için o yön doğrultusunda kendini çevirdiğinde başımı kaldırıp George baktım.

" Element şelalelerinin başlangıç noktasında yaşıyorlar. Dört günlük bir yolumuz var arada dinlenmeleri sayarsak altı."

" Yol baya uzunmuş ben acıkırım ama."

" Böcek yersin sende !" diye bağıran Sarahla muzipçe güldü George.

" Sen toplarsan neden olmasın ."

" Zıkkım ye !"

Hadi gidelim Ligero.

Bana cevap vermek yerine rüzgarı arkamıza alarak son hız güney doğu tarafına doğru koşmaya başladı Ligero.

Hemen yanımızda kükreyerek kendini belli eden dişimaslanla Ligero'nun tüylerine daha da sıkı tutundum.

Daha hızlı !

Yarış mı yapıyorduk ?

Yapıyormuşuz koca oğlan . Bir itirazın mı var ?

Yok.

Rüzgar yüzüme nüfus ederken gözlerimde büyük bir kararlılık ve inanç vardı. Yolculuk bize neyi getirdi bilmiyorum ama ben bu yolda düşmanla dost olmayı seçmiştim.

Kararım geri dönülmez bir hataya sebep olamazdı umarım.


Bölüm sonu

Yeni bölümü nasıl buldunuz ?

Sizce Carlos ( Kara Muhafız ) doğru söylüyor muydu ? Su kılıcı gerçekten de devlerin elinde mi ?

Sarahla yola çıkma fikri sizce iyi mi kötü mü ? Neler olabilir ?

Spoi : Gelecek bölüm bomba gibi olacak. Aksiyon dolu olacak yolculukları öyle kolay geçmeyecek .

Diğer bölüme kadar sağlıcakla kalın perilerim...

Continue Reading

You'll Also Like

147K 267 2
(+18) Yabancı çevik bir hamleyle beni çevirip masaya dayarken elimdeki hançere gülerek baktı, buz mavisi gözleri bana dönerken gölgeler sıklaştı, uya...
273K 18.5K 32
"Sakın onun adını anma." "Neden?" "Eğer yaparsan sana sonsuza kadar sahip olur." ~~~~ "Büyü zayıflıyor Aria. Sen ölmek istesen bile o buna izin verme...
296K 25.8K 46
Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki...
482K 81.4K 71
❝Karanlık çöktüğünde parlayan tek yıldız benim. Ben, sonsuz ışığın başladığı yerim.❞ Eleta tanıdığı bütün kişiler tarafından yalanlarla kandırılmıştı...