MODEL | +18 ( Yarı Mesajlaşma)

By OjoTelTigro

3.4M 83.8K 19.6K

Bir fotoğraf gönderdin. Bir fotoğraf gönderdin. Ahu: Merhaba Mert Bey bu fotoğrafları atmışsınız menajerime... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
Gezinti 👀
55 /Final
Özel Bölüm 1

Sezon Finali 35

41K 1.2K 643
By OjoTelTigro

Yorum ve vote atmayı unutmayın...

Ve sezon finalimizi okuduğunuz tarihi bırakın lütfen.

——

"Ahu, batırma tırnaklarını güzelim." Ensesindeki elimi tişörtünün içine doğru kaydırdım. Kalçamdan sıkıca tutmaya devam ederken koca eli sırtıma baskı uyguluyordu.

Boynumda ki dudakları içimi eritirken; sıcak nefesi, dişleri boynumdaki sırasını aldığında başımı geriye doğru attım.

Birkaç adım atarak sırtımı duvara yasladı.

"Güzelim benim..." kısık sesi dudaklarımı yalayıp geçerken gözlerimi açmakta zorlanıyordum.

Gece sonu odamızda bu şekilde devam ediyordu.

"Kartal, sevgilim.." saçlarını çekiştirdim. Kafası geriye doğru geldiğinde yutkundu. Adem elmasına bastırdım dudaklarımı.

Sulu sulu öptüm bütün boynunu. Küçük küçük ısırıklar bahsettiğim de kısıkça inledi. Ellerimi saçlarına çıkarıp okşamaya başladım.

Elleri belimi yavaş yavaş sıkıp okşuyordu aynı zamanda.

Duvardan çekip yatağımıza yatırdı beni. Ben sırt üstü yatağı bırakırken bacak arama dizini yaslayıp üzerime eğildi.

Üzerimi bir çırpırda çıkarttı.

Tişörtünü çıkarttım hızla. Belini kıvırarak kendisini ittiğinde, gerilen kaslarına tırnaklarımı sürttüm. Kemerini çıkarttım ardından. Nefes nefeseydik. Düğmesinide açtığımda iki elini dirseklerinden  yanıma koyarak üzerimde uzandı.

"Sana çok aşığım. Bugün yapacaklarımdan şimdiden özür diliyorum." Dedi gülümseyerek.

"İnanır mısın bebeğim, bundan zevk duyarım." Kaşları keyifle havalandığında gülüşümden öptü. Dişlerimde hissettiğim dudaklarının geriye çekilmesine izin vermeden öpmeye başladım.

Saatler geçmişken terden saçlarım boynuma yapışmıştı.

"Sikeyim Ahu." Kartal üzerimdeki haraketliliğini sürdürürken çıkarttığım seslerden daha çok etkileniyordu.

"Yapıyorsun zaten." Dedim dişlerimi sıka sıka.

"Dahasını istiyorum. Doymuyorum sana doyamıyorum." Üzerime eğilip göğüslerimi öpmeye başladı. Kafasını daha çok bastırırken alt dudağımı kemiriyordum.

——

"Çok yordum seni." Üzerimde uzanan Kartal Gece dediğini yapmıştı. Yaklaşık yirmi dakikadır uzanıyorduk ve ben hala nefeslerimi kontrol altına alamamıştım.

Kartalın sırtına şekiller çiziyordum parmağımla.

"Ev dolu olmasaydı devam edeceğimizi çok iyi biliyoruz bence. Hiç boşuna konuşma." Gülümsemelerimin arasından konuştum.

"Öyle tabii. Ya valla doyamıyorum kızım. Anlamıyorsun sen beni."

"Sevgilim anlıyorum aynı hisleri paylaşıyoruz. Bende sana doyamıyorum."

'Hım' diye mırıldanıp boynumu öptü. Aynı anda göğsümü avuçladığında eline vurdum.

"Bu gece bitti Kartal." Elini çekip kendini yan tarafa attı. İkimizde sırt üstü uzanıyorduk.

"Bugün parti var. Alışverişe gidelim mi?"

"Gidelim, bende bakarım bir şeyler."

Kafamı göğsüne yasladım. Yatak örtümüzü üzerime doğru çekti. Bende onun üzerine doğru çektiğimde ikimizde güldük.

——

"Kartal şu suyu birazda bana tutar mısın dondum."

"Hayatım durulanıyorum bir dakika!" Gözlerimi devirdim. Sabah altı sularıydı. Biraz uyuyup duşa girmiştik.

Suyu sonunda bana tuttuğunda dibe girdi.

"Bir daha beraber duş almayacağız."

"Aynen." Dedi umursamadan. Şey gibiydi bu 'Boşuna konuşma'.

"Annemler dönmecekler. Söyledim döndüğümüzde nişanlanmak istediğimizi."

Sular akan göğsüne dudaklarımı bastırdım.

"İyi yapmışsın. Bende anneme söyledim. Biraz ani olmasına sinirlendi ama tamam dedi."

Kartal suyu kapattığında duştan çıktık. Havlusunu beline doladı. Beni de diğer havluyla kurulayıp bornozu uzattı. Giydiğim gibi odaya geçtik.

"Yüzükleri buradan mı alsak? Orada uğraşmayalım bir daha. Zamandan kazanırız."

"Olur bebeğim."

İç çamaşırını giyip bana da bir takım seçip uzattı. Göz kırpmayı da ihmal etmemişti. Seçtiği beyaz takımı alıp üzerime giydim. Uslanmaz biriydi benim sevgilim.

İkimizde giyindiğimizde Kartalın saçlarını hızla kuruttum. Oda benimkilerini kurutup bir güzel taradı.

"Saat daha çok erken ne yapsak?"

"Bilmiyorum bebeğim."

Yatağa uzanıp sırtını başlığına yasladı.

"Gel nişan için yer bakalım."

Hemen gidip yanına geçtim. Telefonundan bakacaktık.

"Açık alan olsun bence." Diye mırıldandım.

"Bak birkaç yer biliyorum."


"Nasıl burası?"

Çok güzeldi ama fazla büyüktü. Aile arasında bir şeyler yapacaktık. Biraz fazlaydı.

"Aşkım nişan için çok büyük bir yer. Aile arasında yapacağız."

Diğer yerin adresini yazdı arama kısmına.


"Bu nasıl bebeğim?"

"Güzel bence. Kişi sayısına göre ayarlattıra bilir miyiz?"

Kartal hemen açıklama kısmına baktı.

"Standartmış, 300 kişilik diyor."

Gözlerimi devirdim. İki masa kaldırmak bu kadar zor olmamalıydı yahu!

"Boşver Ahu ben beğenmedim zaten. Bence daha sakin bir yer olmalı. Yemek yeriz sonra birkaç şarkı eğlencemize bakarız. Hem saat sıkıntımız da olmamalı ya." Dedi Kartal.

Oldukça haklıydı. Ne kadar düşünceli ve mükemmel bir eş adayıydı bu çocuk böyle.

Benim olayları abartma seviyesi...

Kendi kendime gülmeden edemedim. Ne yapayım her ayrıntısına bayılıyordum.

"Haklısın sevgilim. Sen nasıl istersen. Zaten fikirlerim aynı. Başka bildiğin bir yer var mı?"

Saçlarıma dudaklarını bastırıp kolunun altına çekti beni. Güzelce yerleştim yuvama.

"Ya aslında Üniversiteden bir arkadaşım var Kadem, onun nişanının olduğu yerde yapabiliriz. Orayı ayarlayalım ben o zamanda çok beğenmiştim"

Çenesini ısırdım. Elimle kafasını çekmesin diye tuttum bir güzel.

"Ahu, Ahu!" Kartal kurtulmaya çalışırken ısırmayı bırakıp öpücüklerimi bıraktım.

"Aşkım ya ne nazlısın. Ufacık ısırdım." Kirpiklerimi kırpıştırdım, alt dudağımı da büzmüştüm.

"Nazlı? Ufacık?" Diye sordu, kaşları havalanmıştı.

Dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım.

"Hadi göster o yeri."  Dedim hiçbir şey olmamış gibi.

Bıraktığı telefonunu geri alıp ismini yazdı yerin.



"Burası süper!"

"Evet, bende çok beğeniyorum. Burası güzel umarım boşluk vardır."

"Ay tam bizlik! Sadece ve şık. Hemde herkes biriyle rahatça görür, konuşur. Süper süper!"

Kartal kısa bir kahkaha attı.

"Baya beğendin sen daha çok beğeneceğin şeylerde söyleyeyim o zaman."

"Söyle söyle. Hemen tarih belirleyelim!"

"Sol tarafı düzlük bir arazi. Biraz ilerisinde buraya ait bir villa var. Geceyi de orada geçiririz."

Ben burayı istiyordum! Tam aklımdaki gibi bir yerdi. En sevdiklerimiz,bolca sohbet, dans, eğlence...
Düğünümüzünde böyle olmasını isterdim ama çevremiz oldukça kalabalıktı malum..

"Tamam bebeğim gün belirleyelim o zaman." Dediğinde hemen telefonumdan takvimi açtım.

Bugün 22 Ekimdi, yarın dönecektik.

"Kaç gün yeterki hazırlanmamıza? Elbise falan bakacağım daha."

Kartal yanağıma sulu bir öpücük bıraktı.

"Dert ettiğin şeye bak. Modellik yaptığını unutuyorsun bazen. Nişanlacağımızı duyan elbiselerinden birini giymen için tonla mesaj atacak zaten."

Haklıydı, modacılar özel günlerde kendi elbiselerinin giyilmesini severdi. Böyle günlerde ne kadar az paylaşım yapılsada iyi PR olurdu.

"Evet canım, aslında dört gün yeter bize. Yani 26 Ekim oluyor Çarşamba."

"Hafta sonu yapalım. 30'u olsun. Bana kalırsa yarın akşam ama annemde bir ton laf yapacak büyük ihtimalle o yüzden ailemizin kadınları için 30 Ekim gayet iyi."

"Ya sen var ya..." dudaklarına yapıştım gülerek. Alt dudağını ezerken belimi okşamaya başladı.

Bacağımı diğer tarafa atarak kucağına yerleştim. Belimdeki eli kalçama indi. Parmakları öyle güzel kaçlama dokunuyordu ki, arzulattırıyordu kendini. Uzun ve kemikli parmaklarından daha fazlasını istiyordum.

Belim yay gibi gerilirken göğüslerin çıplak bedenine sürterek dikleştirmiştim. Kısakça bir ses çıkarttı. Gülümseyerek öpüşmemizi yarım bıraktım. Dudaklarımız ıslak ıslaktı. Yanağına sürterek boynuna geçtim.

Kalçamı hamur yoğurur gibi yoğuruyordu. Gözleri kapalı, nefes alış verişleri kesik kesikti.

"Seni çok seviyorum." Kulağına doğru fısıldadım.

Yutkunarak cevapladı.

"Bende seni çok seviyorum. Biraz daha kucağımdan inmezsen olacaklardan ben sorumlu değilim, bebeğim."

Alt dudağımı dişleyip yan tarafa eski yerime geçtim. Yoksa gerçekten beni tekrardan yeme girişiminde bulunabilirdi.

"Aman sende Kartal hemen etkileniyorsun. Sevgilimizi de öpemez olduk ya a-a!" Dedim gülmemeye çalışarak. Pek fazla becerememiştim.

Üzerime doğru eğilerek gıdıklamaya başladı. Kahkahalarım odayı doldururken kurtulmaya çalışıyordum.

"Aşkım tamam!" Ellerini itmeye çalışsamda beni bacaklarının arasına kıstırmıştı.

"Bir daha sevgilinle alay edecek misin?" Gülerek söyledi.

"Edicem!"

Daha fazla gıdıklamaya başladığında, işiyecektim!

"Tamam tamam!" Yüzünü avuçlarımın arasına aldım. Durmuştu.

"Özür dile." Dedi yarım ağız gülerken.

"Abartma." Kelimemi bitirmeme kalmadan devam etti.

"Tamam tamam özür dilerim."

"Aferin böyle sevgili sözü dinle." Üzerimden çekilip yatağın ucuna oturdu. Resmen dağılmıştım.

Yataktan indim bende.

"Aferin böyle it gibi bırakırsın işte." Kapıya uzanmıştım kaçmak için. O havalanan kaşlarını görmeliydiniz!

Nasıl olduğunu anlamamıştım kolumundan tutup beni dizine yatırdığında sadece kısa çaplı çığlığım vardı.

Dişleri kalçamı ısırırken, eli ağzımı kapatmıştı. Bastırmıyordu, sesim boğuk çıkıyordu.

Isırdığı yere öpücükler bıraktı.

"Al sana it. Madem itim senin için, o götünü kaparım öyle." Kafasını sallıyordu aynı zamandı.

"Kartal ya." Dedim a yı uzatmıştım. Alt dudağımı sarkıttım. Yüzünü bana doğru eğip saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Efendim ya." Dedi taklitimi yapıyordu.

——

"Hayır bırakıcaksın beni Kartal."

Arkamdan sarılıp kollarımı da önümde birleştirip beni kollarının arasında resmen kitlemişti.

"Giymeyeceksin onu. Vallahi küserim."

Kahkaha attım.

"Aşkım kırmızı bana çok yakışıyordu hani?" Boynuma sulu bir öpücük bıraktı.

"Yakışıyor zaten sevgilim ama bak saçların çok sarı ya."

"Tamam bırak bak geç kalacağız." Dedim gülerek.

Hep beraber kahvaltımızı yapmış kısa bir sohbet ettikten sonra herkes akşam için dağılmıştı. Bizde alışverişe çıkacaktık güya. Kırmızı bluzumu giymemi istemiyordu. Sanki hiç giymiyormuşum gibi.

"Bak bizde söz senettir kızım. Bırakıyorum giymeyeceğim dedin."

Kahkaha attım. Başımı göğsüne yasladım. Üstten üstten bakıyordu.

Kirpiklerinin tekine daha zarar gelmesin diye canımı bile verebilirdim.

"Sevgilim iyeceğim dedim. Dediğin gibi bizde söz senettir. Hem bende Beşiktaşlıyım ama sen çoksun ya!" Biraz sitem edebilirdim bence.

Kaşlarını hafifçe çatmıştı yandan gülümsemesiyle bakmaya başladı.

"Nesin sen nesin?"

"Beşiktaşlıyım."

"Sen takım tutmazsınki?" Dedi sorarcasına.

Kollarının arasında ona doğru dönüp parmak uçlarımda yükseldim.

"Senin için çiğ tavuk bile yerim. Sen, hangi takımlıysan bende o takımlıyım."

Hemen dudaklarımızı birleştirdi.

Hani bir insanı iyi kötü her şeyiyle seversiniz ya öyleydi işte bizim aşkımız. Varım da yoğumda Kartaldan başkası değildi. Bana dünyanın en güzel, en değerli insanıymışım gibi hissettiriyordu.

"Alışverişe çıkmasak olmaz mı?" Masum masum bakıyordu. Yalandan yanına vurdum.

"Sen hiç uslu durmak nedir bilmez misin?"

Kaşlarını havalandırıp dudaklarını büzdü. Şu bütün yüz hatları oturmuş tipe bu bakışların yakışacağını hiç düşünmezdim. Şu an ki onu yeme isteğim bu düşüncemi çoktan çürütmüştü.

——

"Aşkım yeter, sevgilim, bebeğim ne olursun ya?"

Kartal dolu elleriyle boynunu büküp bakmaya başladı.

"Sen değil miydin eşya alma yanına oradan alırız diyen."

"Bendim dilimi sikeyim bendim aşkım bendim sevgilim."

Seslice gülüp bezdiği bütün yüzünden okunan sevgilimin yanaklarını sıktım.

"Tamam bak burayada bakalım sonra alyanslarımızı alıp gideriz. Zaten hazırlanmamız uzun sürer."

Kafasını sallayıp onayladı. Küçük bir öpücük bırakıp mağazaya girdim. Peşimden geliyordu. Bütün kıxlar bakmak zorunda mıydı gerçekten?

Hiç mi görmediniz 1,96'lık, esmer, kirli sakallı, yüz hatları belli olan, kaslı bir erkek!

——

Alyans almaya gelmiştik. Kartal bir türlü beğenmiyordu.

"Bakın bunları kesin beğeneceksiniz." Dedi görevli. Alyansların dizili olduğu kutuyu çıkarttı. İnce bir modeli alıp Kartala uzattı. Kartal da parmağına taktı, yüzünüzde buruşturmuştu.

"Bu ne abi böyle? İncecik yüzük. Kim görecek bunu? Daha kalını yok mu?"

Kaşlarım keyifle havalanırken alt dudağımın kenarını ısırdım.

"Beyefendi genellikle erkekler ince isterler görünmesin diye. Siz kalın istiyorsunuz gerçekten çok şanslısınız hanımefendi." Diyerek bana döndü.

Kalın bir yüzüğü alıp parmağına geçirdi.

"Ha söyle ya evli olduğun belli olacak. Zaten kocaman parmaklarım var. İnecek yüzük mü olur?"

Koluna çenemi yasladım.

"Çok tatlısın." Fısıldadım güzel yüzüne doğru.

Tekrar çalışan Beyefendiye döndüm.

"Çok çok şanslıyım." Dedim, gülmeden edemiyordum.

Ben çoktan düz ince bir alyans seçmiştim bile.

Kartal Bey'in yüzüğü.

Ahu Hanımın yüzüğü.

"Tamam biz bunları alalım."

——

Kartal siyah takım giymişti. Bende siyah bir elbise giydim. Beraber seçmiştik giyeceklerimizi. Bence gayet güzel olmuştuk. Kartala saçlarımı fönleyip,saçlarımın önünü kulağımın arkasına sıkıştırmıştı

Yetenekli bir eş adayı mı?

"Ahu hazır mısın?" Yatakta uzanıyordu Beyefendi.

"Hazırım, hazırım giy hadi gömleğini."

Kırışmasın diye giymemişti. Saçlarını yapıp uzanmıştı.

"Şükür ya!"

——

El ele girdiğimiz partide bütün gözler bize dönmüştü.  İçerisi harika dizayn edilmişti resmen. Işıl ışıl ve oldukça güzeldi. Bizimkilerin olduğu masaya geçtik.

Ha bu arada Kartalın alyansını da taktığını söylemiş miydim?

O takınca bende takmıştım.

Karya bu gecenin en yakışıklısıydı! "Halam!"
Hemen kucağıma aldım.

"Ahu birazdan geliyorum. Bir şey olursa ara beni." Kafamı sallayarak Kartalı onayladım.

"Bu ne güzellik böyle ya." Batu koluma dokundu, sözlerinin ardından.

"Ya sizde mükemmel görünüyorsunuz!"

Saatler geçmişti. Herkes doyasıya eğleniyordu. Oldukça yorulmuştum. Karya, Kartalın omuzunda uyuya kalmıştı. Bende diğer omzuna başımı yaslamıştım.

"İstersen eve geçelim."

"Olabilir aslında. Bu gece bitecek gibi değil."

"Ahu!" Leylanın seslenmesiyle ona döndüm.

"Tamam güzelim sen Leylaya bak ben burada bekliyorum."

Leylanın yanına geçtim.

"Ay şu kızın giydiğine bak!" Dedi utanmadan parmağıyla kızı gösteriyordu.

"Ya indirsene parmağını." Eline vurup güldüm.

Yağmur masamıza gelip gülümsedi.

"Her şey çok güzel gidiyor." Diyip içkisini yudumladı.

"Sende çok güzel görünüyorsun!" Dedim karşılık olarak.

"Sağ ol, hepimiz çok güzeliz eski günlerdeki gibi süslenip çıktık."

Yağmur eskiye mi dönmüştü? Leylaya baktım çaktırmadan. Oda Yağmura yüzünü hafifçe buruşturmuş bakıyordu. Kolumla dürttüm. Uyuz olduğunda kişi, yer, mekan fark etmiyordu.

"Yağmur mutlu gördüm seni?" Leyla iğneleyici ses tonuyla konuştu.

"Evet, biraz daha iyiyim?"

"Ee anlatmayacak mısın?" Dedi Leyla masaya kolunu yaslayıp.

"Kendi içimde halledemediğim, kafamda bitiremediğim bazı şeyler vardı. Size de yansıttım kusura bakmayın."

Leyla gözlerini devirdi.

"Bu zamana kadar birbirimize neler neler anlattık. Bunu anlatmaya çekiniyorsan baya büyük bir problem sanırım!"

Leyla büyük oynuyordu. O kadar yorgundum ki pekte umrumda değildi açıkçası. Eve gidip uyumak istiyordum.

"Olmayacak bir şeyi kafamda kurmuştum. Boş bir şeydi. Oldu bitti. Lütfen üzerime gelme."

Yağmur arkasına yaslandı ve bakışlarını çevirdi.

"Of boşver." Dedim sadece Leylanın duyacağı şekilde.

"Yok yok var bunda bir haller!"

"Bir şey söyleyecektin galiba bana, neden çağırdın?"

Omuzlarını silkti.

"Kızı göstermek için."

Derince nefes bıraktım. Enerjisi hiç bitmeyen o arkadaş...

——

Yatağa bıraktım kendimi. Ayaklarım ağrıyordu. Alışkındım aslında ama uzun zamandır dans etmiyordum. Kızlara ayak uydurmak zordu.

Gecelerin kızı olan ben resmen bu durumdan oldukça uzaklaşmıştım. Küfürü bile bırakmıştım!

Kartal üzerini değişip gelmişti. Bakışlarımız birleşti anında.

"Neden üzerini değişmedin?"

"Çok yorgunum." Sesim kısık çıktı. Alt dudağımı sarkıttım.

Giyinme odasına geçti. Saniyeler sonra iç çamaşırlarım ve kendi tişörtüyle yanıma geldi.

Parmaklarını tenime sürte sürte elbisemi çıkarttı.

Kasıklarıma öpücük bıraktı. İç çamaşırımı giydirip karnımı öptü, göğüslerimin arasına bastırdı dudaklarını. Saçlarına daldırdım parmaklarımı.

Dantelli braletimi başımdan geçirdi. Tişörtünüde giydirdi.

"Sen kapat gözlerini. Makyajını sileceğim bende. Sonra yatacağım yanına tamam mı?"

"İyi ki varsın."

——

Evin içinde yankılanan zil sesi resmen beynimi deliyordu.

"Yat sen bakıp geliyorum." Gözlerimi kısıkça açıp Kartala baktım. Tişörtünü üzerine geçirip gitti.

Dakikalar geçmişti hala dönmemişti. Yataktan çıkarak kapıya doğru ilerledim.

Merdivenlerden kapıya doğru baktım.

"Sandra, saçmalama git buradan!" Kartal sesini kısıp dişlerini sıkarak konuşmuştu.

"Beni sokmadığın bu evde onunlasın!" Dedi esmer kadın yarım yamalak Türkçesiyle.

"O dediğin kişi benim karım!"

"Beni bu kadar çabuk unutamazsın." Kan beynime sıçramıştı. 

"Yıllar oldu Sandra kes şunu! Defol git." Aslan sevgilim tavrını koymuştu.

"Bu burada bitmedi!" Kadın arkasını dönerek gittiğinde ardından kapıyı kapattı, alnını kapıya yaslayıp bir iki kere vurdu.

Hiçbir şey duymamışım gibi merdivenlerden indim.

"Kimmiş canım?" Dedim.

Hızla bana döndü.

"Şoför ya. Uyandık sanmış bir şey istiyor musunuz diyor."



Bölüm Sonu

Anlık bir kararla Sezon Finali yazmam banada şok oldu.

Kesik kesik oldu biraz ama birkaç olay görün istedim. İlerletmek istiyorum biraz 36. Bölümde nişanı yazmak istiyorum artık.

Nasılsınız????

Geç oldu ama geç olsun güç olmasın demişler ahahahahahs

Vizelerimden sonra bölümler gelecekkk

Bu arada yeni bir kurgu var kafamda Model'den sonra onu yazacağım.

İki hikayemden de farklı olacak. Silahlar, güç çatışmaları ve aşk tabiki aşk olmadan olmaz ahahahaha

Kartal'da Ahu'da bu bölüm tam bir aşk böceği oldular yahuuu

Kartal sonda yaptığın hiç hoş değildi annem. Yakıştırmadım!!!! Ahahhahss

Öpüldünüz...

Continue Reading

You'll Also Like

6.6K 781 22
chenle: beni dikizlemeyi keser misin artik? *** # 11 - chensung # 1 - zhongchenle # 3 - chenji
656K 37.9K 33
Kuru öksürükleri durmadı bir süre. Boğazının acısını ben hissetmiş gibi yüzümü buruşturdum. Hastalığı benden kaptığı için kendimi iki kat kötü hissed...
862K 31.9K 45
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Defne çocuk ruhlu biridir. Bir akşam canının sıkıntısı ile anonim bir uygul...
14.3K 647 75
Dışı sakin ruhu cani bir okul müdürü. Lise öğrencileri olan Derin, Gökay, Afet ve Burak... Bu dörtlü okul müdürünün gerçek yüzünü ortaya çıkarmaya ça...