AYDAN GELEN : ELPADORA

By Luna_1rum

1K 141 1K

...🔮🌑🪽... Var olan.... Erişilenler... Duyulanlar ... Kaybolanlar... Onlar deli değil, onlar var olana eriş... More

...TANITIM...
1.BÖLÜM : UYANIŞ
2.BÖLÜM : ZİHİNDEN DOĞUŞ
4.BÖLÜM : AY YÜKSELİRKEN
5.Bölüm: SİS VE SIR
6.BÖLÜM: DİYAR

3.BÖLÜM : PERDENİN ARKASI

127 20 223
By Luna_1rum

İyi okumalar...

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın...

Medya temsili birbirlerinin ellerini asla bırakmayan Runa & Sira...

Bu bölüm ilham kaynağıma gelsin... (Sira Nigel)

:🎵 Loreen- TATTOO

1,2,3,4,5,6,7... Tik tak tik tak

Küçük kız çocuğu saatin önüne dikilmiş zamanın gelmesini bekliyordu. Elbisesinin uçlarını tuttu ellerinin için topladı. Yanakları kıpkırmızıydı. Küçük bedeni fazlasıyla stres altındaydı. Birazdan onun için oldukça kalabalık olan bir ortama girecekti.

"Runa!"

"Buradayım!"

"Ne yapıyorsun burada? Herkes seni bekliyor."

"Zamanın gelmesini bekliyorum ve sanırım hazır değilim Olga. Ya başaramazsam? Annem ya bu gece gelmezse? " Elleri elbisenin eteklerini sıkmaya devam etti.

"Derin nefes al. Rahat ol ve asla zayıf gözükme!"

Kafasını salladı küçük kız.

"Başarbilirsin tanrıça!"

Kızın elleri elbisesini bıraktı. Omuzları dikleşti derin nefes aldı. Evet bunu başarabilirdi. Ne de olsa defalarca kez yapmıştı bunu. Birazdan Olga onun elini tutacak birlikte her dolunayda olduğu gibi o balkona çıkacaklardı. Ona inanan insanlara bakıp onlara el sallayacaktı. Annesini karşılayıp gücünü herkese gösterecekti. Evet bunu yapabilirdi.

Yavaş adımlarla balkona çıktılar onun için oraya konulan küçük merdivene tırmandı. Artık herkes onu görebiliyordu. Yılın her günü yaramazlık yapabilirdi fakat dolunay günleri hariç. O gün en uslu kız o olmak zorundaydı çünkü annesini tam anlamıyla görebildiği gün sadece o günlerden ibaretti.

Gözlerini kapattı. Derin nefes alıp verdi. Elinde toplandığını hissettiği enerji ile gücünün halkasal hareketlerle etrafa yayılmaya başladığını fark etti minik tanrıça. Elindeki ışıkla omuzları iyice dikleşti. Bir alkış tufanı oluştu.

Herkesin ağzından tek bir isim anıldı...

Var olan tanrıça...

(...🌑...)

Bakmakla görmek aynı şey değildir. Bazen baksanızda göremezsiniz. Kimi zamansa görmesenizde hissederek bakarsınız. Bizim hikayemiz baksam da göremediğim ama her daim hissettiğim bi adama olan bağlanma duygusuyla başlayan bir hikaye. Her daim yanımda gibi hissettiğim sanki asırlardır yanımda olan bir adam...

Saatlerdir panik atak geçiren yavrumu sakinleştirmeye çalışıyordum. Lakin beni boşluğa -Alex'e- sarılırken görmesi onun paniğini daha fazlalaştırmış nefes alışverişini katletmişti. Bi ara bayılacak gibi kayan gözlerinden söz etmiyorum bile.

2 saat önce...

'Runa?'

'Sira?'

'Bana şizofren olmadığımı ve seni boşluğa sarılırken görmediğimi söyle.'

Alex'in sensin boşluk diye mırıldandığını ben duydum ama Sira duydu mu emin değildim.

'Ne ara geldin? Hoş geldin. Gel aşağıya inelim. Sen bana her şeyi baştan anlat.'

'Konu değiştirme, düzgünce soruma cevap ver. Ne haltlar yiyorsun?'

'Ne halt yiycem ben be! Asıl sen anlat ne haltlar olduğunu?'

'Beni geç asıl sen kendini anlat boşluğa sarılmak ne demek ya?'

'Bak ya hâlâ boşluk diyor. Sen görmedin diye ben niye boşluk oluyorum?'

Ve Sira vefaat...

'Duydun mu? Duydum de lütfen. Tek başıma delirmek istemiyorum. Delireceksek birlikte delirebilir miyiz lütfen? Gerçi rüya görüyorum bence'

'Ormanda kurda diş gösteren kıza bak sen, Leo aklını zıplatmış belli ki...'

'Bak hâlâ konuşuyor. Duydun demi?'

'Runa duymuyorum desene bi, o an alacağı yüz ifadesini aşırı merak ediyorum.'

'Galiba ölücem. Yada lanetlendim.'

'Beynim şişti. Susun. İkinizde.'

'Runa... Duyuyor musun?'

'Sadece duysam yine iyi...'

'Hıh! Yoksa görüyor musun da? Ay rüyamda tek başıma fıttırmadığım için mutluyum.'

'Kuzu can derdinde kasap et derdinde cümlesini tam anlamıyla yaşatıyorsun canım arkadaşım. Çok teşekkür ederim.'

'Yani tamam. Sesler görüntü falan derken dışardan bakıldığında hoş bi durumun içinde değiliz. Ama bunu tek başıma yaşamadığım için mutluyum.'

Ağzım açık onu izliyordum. Tam anlamıyla durumu kavrayamamıştı.

'Runa...' diye fısıldadı Alex. 'Bence Sira kendini rüyada olduğuna ikna etmiş durumda ve rüyasında seni gördüğü için falan mutlu şuan.'

'Görünmez yaratık haklı bebeğim. Biz bu aralar çok şey atlattık ondan bu rüyalar. Sabah mis gibi yatağımda uyanacağım. Hatta bak kolyen boynunda bu da rüya olduğunun en büyük kanıtı.'

Elim kolyemi buldu. Gözlerim Sira'daydı. Yavaş adımlarla Siraya ilerledim. Tam karşışında dikildim. Ellimi omuzlarına yerleştirdim.

Delirmesini istemiyordum. Evet Alex'i duyuyordum ve evet onu görebiliyordum. Sira da duyuyordu. Aynı anda aynı şeyleri duymamız onları var yapar mıydı emin değildim. Belki dediği gibi bu bir lanetti. Uçurumun kıyısında yürüyorduk belki de. Ama ne olursa olsun ona zarar gelsin istemiyordum.

'Sira... Rüyada değiliz. Anlıyorsun de mi? Eğer ben iki haftadır komada değilsem bu yaşananlar gerçek.'

'Yok be. Gerçek olsa bilirim ben. Lanet falan da değildir bu yani, sonuçta sende dedin asırlardır bi lanet olamaz illa bozulur falan filan. Ben bilmiyorum. Sen daha iyi bilirsin bu abidik gubidik işleri. Söylesene rüyadır bu desene. Lanet falan değil. Şizofren de değilizdir herhalde. Runa bir şey söylesene!'

Rüyada olduğunu düşünüp kendini rahatlatmaya çalışıyordu. Geceleri gördüğü kabuslarının rüya olduğu bilinciyle çoğu şeyi atlatıyordu.

Panik yapıyordu. Kalp ritmi o kadar hızlıydı ki bu göğüs hareketlerinden anlaşılıyordu. Nefesleri kesik kesikti. Bir mahkumun idam tahtasını kafasını koymuş, celladının baltasını ona vurmasını bekler gibi bir durumdaydı. Ecel terleri ve sesli yutkunuşlar ve asla gözlerinden eksik edemediği umut ışığı... Yutkunmaya çabalıyordu. Gözleri zelzeledeydi. Kollarıma yığılmadan hemen önce duyduğu şey ise bi oyunbazın kahkahalarıydı....

(...🔮...)

Sira'nın bayılmasının üzerinden iki saat geçmişti arada uyanır gibi oluyordu fakat duyduğu manyağın sesiyle geri kapanıyordu gözleri. Sanırım her seferinde kendini kabusun içinde bulduğunu düşünüp kapatıyordu gözlerini.

Gel gelelim bizim kızı bayıltana... Leo. Leo Brave. Kendileri Alexin arkadaşı. Anlatışlarına göre bir arkadaştan daha fazlalar. Sira nasıl benim ailem olduysa Leo'da Alex'e bir sığınak olmuş. Hâlâ hikayede eksikler mevcut. Nerden geldikleri, kim oldukları, neden yanımızda bulundukları falan filan gibi bir çok sorunun cevabı hâlâ yok. Tek söyledikleri baygın olan ayılırsa her şeyi tek tek açıklayacaklarıydı...

En son baktım kız ayılacağına daha çok bayılıyor herkesi dışarıya attım. Yani umarım atmışımdır.

Sira'nın kafasında dikilmiş ayılması için onu tokatlasam mı düşüncesiyle yüzünü inceliyordum. Sağ kulağındaki beni bu incelemem esnasında keşfettim. Genelde kulaklarını kapatırdı ve ben onu genellikle sol profilinden görüyordum.

Gözlerinin titrediği anlarda Alex'i bana getiren kitabı komodine resmen fırlattım. Sira'nın başına dikildim. Yavaşça gözlerini açtı bana bakan gözleri kabustan uyandığı için şükür ediyordu.

"Runa"

"Sira"

"Uyandım mı?"

"Görünüşe göre evet! İyi misin?"

"Çok kötüydü. Berbat ötesiydi. Kısır döngüdeydim. Her uyandım sandığımda tekrar bi kabusa gözümü açıyordum. Bi evrene sıkışmış gibiydi. Ay sende vardın. Delirmiştik. Sesler duyuyorduk. Sen benden daha deliydin görüyorum falan diyordun. Kahkaha sesi kulağımdan hiç silinmedi. Her açtığımda beni buldu. Beynimi söküp atasım geldi. Kulaklarım onları yok etmek istedim. Duymak istemiyordum."

Ardarda sıraladığı cümlelere yetişmeye çalışıyordum. Arada bir durup nefes almak için araya nokta falan koysaydı her şeyi anlatabilirdim.

"Sira... Sira. Tamam. Dur."

Durdu. Yatakta oturur pozisyona geldi. Kafası iyi değildi belli. Mal mal etrafa bakınıyordu. Birden kahkaha attı. Heh işte şimdi cidden delirdi.

"Yüz ifaden çok komik. Ay dur ölücem."

Aptal yemin ediyorum aptal.

"Hahaha ne kadar komik aptal. Susta bi anlatayım. Tamam yeter gülmeyi kes."

Kendine zor hakim oluyordu. Dişlerini dolgun dudaklarına geçirdi. Otokontrol: 0 otur kızım. Yüzüne nasıl baktığımı bilmiyorum. Son iki buçuk saattir mimiklerimi hissetmiyorum.

"Tamam. Tamam sustum. Anlat hadi. Sahi ben buraya ne ara geldim?"

"Rüya değildi." Dedim pat diye. Damdan inercesine. Durdu baktı baktı veeee tekrar kahkaha atmaya başladı. Al işte durdur durdurabilirsen.

"Ciddiyim gerizekalı sus artık." Yüzüme baktı ciddi olup olmadığımı sorguluyordu. Bi' an buz kestiğini hissettim. Durdu ve ciddi bir ifadeyle bana baktı.

"N-ne demek değil. Sen şimdi seslerin gerçek olduğunu mu söylüyorsun?"

Kafa sallamakla yetindim. Korktu ama her zaman olduğu gibi hiç belli etmedi. Ellerim ellerini buldu. Ona sarılmak istedim, haftalar öncesinde delirdiğimi düşündüğümde de biri bana sarılsın isterdim. Yapamadım, her şeyi anlatmadan ona sarılamadım.

"Baştan anlat ama en başından..."

Anlamıştı ondan bir şeyler gizlediğimi. Hep anlardı ama bunuda belli etmezdi. Kimi zaman robot gibi hissiz görünüyordu ama içinde bir fırtına kopuyordu.

Bir elim elini tutarken diğeri kitaba gitti. Derin bir nefes aldım. Ne diyeceğimi kafamda toparlamaya çalıştım.

"Bu kitabın elime geçtiği günü hatırlıyor musun?" Diye başladım cümleme kafasini salladı sessiz ve dikkatlice.

"O gün sana bu kitabın bana ait olmadığını söylemiştim. Bana senindir diye ısrar etmiştin. Ama hayır benim değildi. Eve geldiğimde kitabı inceledim. O sabah bana dediğin gibi ama tek bir farkla o gece fısıltılarım kitapta yazanlar değildi. O gece beklenmedik bir şey oldu."

Bir derin nefes...

"Sayfaları çevirdim tüm yazılar blurluydu. Mürekkep akmış ve sayfaları yıpranmıştı. Sanki saydam olmayan bir camin arkasında gibiydi tüm sayfalar tek bir sayfa hariç, ilgimi çekmişti özellikle sayfadaki boyut kapısı resmi , yazılanları okudum. Anlamadım tekrar ettim. Sonra yine anlamadım fısıltı ile tekrar ettim. Sonra daha fazla uğraşmamın bir anlamı olmadığını düşünüp odadan çıktım. Daha doğrusu sen odaya girdin sen çıkınca duşa girdim. Duştan sonra su almak için aşağıya inmiştim. Döndüğümde kitap yerdeydi ve sayfa açıktı. Korktum ama rafa tam koymadığımı düşünüp kendimi rahatlamaya çalıştım, kitabı rafa kaldıracaktım."

Bir derin nefes daha...

"Ta ki o sesi duyana kadar. Senin sesini duyduğun ama görmediğin rüya sandığın o varlık. Sonra bende senin gibi bayıldım tabi. Gözümü açtığımda onun varlığını hissettim, defalarca kez sesini duydum. Kimseye anlatamadım delirdim sandım lanetlendiğime inandım. Haftalarca peşimde dolaştı. Sıcaklığını hep hissettim ama bir kez göremedim. Kolyemin kaybolduğunda bizimle birlikte ormana girdi çıktı her anımda yanımdaydı. Seninle buluştuğumuzda bana anlattıklarını hatırlıyor musun? O kizlar gibi olmaktan aşırı korktuğumda panik yaşıyordum."

Bir nefes daha...

"Kolyem yoktu her şey daha korkunç oluyordu. Tam o anda önce kolyemi bana verdi daha sonra kendisini bana gösterdi. O an dedim ki kızım sen ya şizofrensin ya da her şey bir gerçek biz boyut değiştirdik. Daha sonra sen geldin hemde Leo ile. Alex'in yakın arkadaşı, Alex bana musallat olurken Leoda sana geliyormuş."

Küçük bir nefes daha...

"Hâlâ hikayede eksikler mevcut. Nerden geldikleri, niçin geldikleri ve neden bize geldikleri hakkında en ufak bir bilgim yok. O manyak -Leo- sen uyandığında her şeyi tek tek anlatacaklarına dair söz verdi. Ama sen ne zaman uyansan o konuşuyor ve sen tekrar pat diye gidiveriyorsun."

Huh bitti şükür, anlattım her şeyi.

Bana bir malmışım gibi bakıyordu. Muhtemelen eror veriyordu. Biraz ağır mı olmuştu? Her şey aynı anda gerçekleşince kız öteki tarafa gitti tabi oda haklı.

Derince yutkundu. Bekledi bekledi. Ve bam! Patladı.

"Lanet olsun. Siktir hemde en büyüğünden bir siktir. Öleceğiz! O kızlar gibi öleceğiz. Tanrı aşkına o ormana neden girdik ki? Neden? Siktiğimin ayını camından izlesen olmaz mıydı? Lanetlendik. O kızlar gibi öleceğiz. Belkide cesedimizi bulamayacaklar. Onlar azrail. Duydun mu beni o azrailler canımızı almak için buradalar. Gebereceğiz. Kahretsin ölüp gideceğiz. Öleceksin. Runa gebereceksin."

"Oha! Biraz daha abart istersen bu çok az oldu çünkü. Onlar bizi öldürmeden intihar edelim mi?"

"Saçmalamayı ve aptalca konuşmayı kes aptal öleceksin diyorum."

"Bir saçmalayan sensin. İki ölmekten bu kadar korktuğunu bilmiyordum."

"Bir saçmaladığım falan yok. İki ölmekten değil. Senin ölmenden korkuyorum aptal. Üç öl istemiyorum. O aptal lanet umrunda değil. Bana her türlü bok olabilir ama sana olamaz anladın mı beni? Arkanda kimseyi bırakamazsın. O ihtiyar sensin yapamaz bende sensiz yapamam. Benden öncede ölemezsin sen zaten. Sen ve ölüm ayni cümlede olamaz. O aptal azrailler eğer seni istiyorlarsa önce benim canımı alsınlar."

Cümlesini çok hızlı kurmuştu. Ve cümlenin sonunda bana öyle sıkı sarıldı ki bi an organlarımın ezildiğini hissettim.

"Kuş beyinlisin. Belkide balık emin değilim. Ya da belki hiç yoktur. Bana bak burda fantastik olaylarla ben ilgilenirim sen realist kal ve davalari çözmeye devam et. Ölmeyeceğiz. Ses duyan kızların öldüğünü söylemedin. Sadece bir kizin lanetlendiğini ve öldüğünü söyledin. Üstelik bu ormana ilk girişimiz değil. İhtiyarın bize peri masalı anlattigini hiç gördün mü? O genelde bize lanetlerden söz eder. Bizim evde herkeste olduğu gibi saçma çiçek vazolarindan süsler yok bizim evin dekorasyonunu cadı kazanları üstleniyor. O yüzden her anlatılana gözünle görmeden inanma."

"Sesli varlıkları da görmüyorum Runa!"

Kız haklıydı...

"Haa. Yaniiii... Mantıklı ama ben gördüm sonuçta. O yüzden onlar sayılmaz. İnan bana kötü değiller gerçekten. Sadece Leo fazla manyak bence benziyorsunuz."

Bana içinden sövüyordu bence.

"Sen az önce beni hiç görmediğim bir yaratığa mı benzettin ben mi yanlış anladım?" Küçük öksürükler ve toparlanan cümlelerin ardından en mantıklı açıklama sizlerle...

"Senin henüz görmediğin benim gördüğüm, senin yaratık sandığın fakat gayet malum insanlara benzeyen görünmez adamlar... Lütfen onların bir isimleri var ve öyle hitap et."

"Evet yani bizim bir adımız var!" Diye yakındı ne zaman odaya girdiklerini bilmediğimiz Leo.

Ve Sira çığlık.

Şaka...

Sakince kafasını arkaya yasladı. Gözlerini bana dikti.

"O boktam kitabı o gün yakmalıydın. Görmediğin birinin sesini duymam daha boktan gerçi." Hatalıydım. Biliyordum asla inkar etmedim. Onları buraya getiren bendim -nerden geldikleri hâlâ meçhul- sonuçta.

"Özür dilerim. Gerçekten. İlgi alanımın böyle bir sorun çıkaracağını asla düşünemedim. Bu işlere seni suruklemeli-"

"Tamam heter sus abartma. Bide ağla tam olsun yani."

Beni kendi çekip sarıldığında bize bakan bir adet Leo ve Alex vardı...

(...🪽...)

Yazardan...

Olga Allen... Zekanın ve zerafetin bir bedende toplanmış hali... Yıllar boyu bir kız çocuğuna yuva olan Olga. Kimsenin asla üstlenmeyeceği bir görevi üstlenmiş, kimsenin cesaret edemeyeceği bir yola girmişti. Tek başına... Kucağında bir bebekle savaş vermişti... Bir zamanlar elleriyle büyüttüğü kız çocuğu onun her şeyi olduğunda o kız çocuğu için her seyden vazgeçip o kız çocuğunun her seyi olmaya ant içmişti. Onun elini asla bırakmayacağına ve her daim arkasında olacağına soz vermişti.

'Andım olsun Minevra, andım olsun Elena... Ay parçası Runayı asla bırakmayacağım. Eğer bir gün onun elini bırakırsam benim ruhumu bedenimden söküp alsınlar.'

Yemin ettiği gün dün gibi aklındaydı. Asla unutmayacaktı.

Onun bir eli daima Runa'nın diğer eli ise daima Sira'nın üzerinde olacaktı. Bu yolda ölebilirdi umrunda değildi. Onun görevi o kızları büyütüp gün geldiğinde savaş için hazırlamaktı. Ama once savaştan haberdar olmalılardı.

(...🔮...)

Büyükannem evde değildi, salondaki masaya bizim için not bırakmıştı.

'Bugün yan kasabanın merkezine gidiyorum. Yarın anca evde olurum. Rezil rüsva ettiğiniz ergenlik hayatınızda bir günü bensiz geçirebileceğinizi umuyorum. Ben dönene kadar aptalca bir şey yapmayın ve hayatta kalın. Aç durmayın ve uykusuz kalmayın. Evimi dağıtmayın. Yarın geldiğimde tek parça bulmak istiyorum. Evimi... Tabi sizde tek parça kalsanız iyi olur.'

Kağıdın arkasında bir not daha vardı.

'Dikkatli olun. Sizi seviyorum.'

İşte tam anlamıyla Olga Allen.

Alex, ben, Sira ve Leo masaya oturmuş birbirimize bakıyorduk. Daha doğrusu ben ve Sira bir açıklama bekliyorduk.

İki saattir öksüren Leo'dan söz etmiyorum bile. Tabi şuan boşluk dikizleyen Sira daha cezbediciydi. Sira önce sandalyelere boş boş bakmıştı. Sonra Leo nereye bakıyorsun sen sorusunu masaya atınca kafasını camdan dışarıya çevirmiş o zamandan beride masaya bakmıyordu. Ben sabırla Alex'e bakarken Alex Leo'ya ters ters bakmakla meşguldü. Sira birden bana döndü.

"Şuan ne yaptıklarını görmüyor ne zaman anlatacaklar bi fikrim yok. Sinirleniyorum ne yapıyorlarsa söylede anlatsınlar."

Leo bana fısıldamaya çalışsada bir tik sesli konuşan Sira'ya baktı. Alex'e dönüp "Bu bizi göremediği için bizimde onu duymadığımızı falan mı sanıyor." dedi ki bu Sira'yı daha sinir etmişti.

Karşısındaki sandalyeye bakamadığı için masaya bakıyordu.

"Duyduğunun farkındayım ama seninle iletişim kurmak beni pek cezbetmedi."

"Bana bakarak konuşmaya ne dersin dengesiz çılgın."

"Konuştu ruh hastası. Runa söyle seninkine o anlatsın. O daha insani en azindan."

"Seni duyuyorum Sira. Eğer hazırsanız, galiba vakit geldi Leo." Kendince bizim hazır olduğumuzu kabullendi.

İkiside ayni anda yakalandıkları yerden dikleştiler.

Artık gerçeklerin gün yüzüne çıkma vakti gelmişti...

(...🌑...)

Eveeeeeet. Huh ne yaşadık biz ayol.

Nasılsınız???

Biliyorum baya uzun bir süredir yokum ama aşırı yoğun bir tempodaydım.

Eeee! Nasıldı ama?

Ne düşünüyorsunuz?

Gerçekler hakkinda bi tahmininiz varmı?

Leo hakkında düşünceleriniz??

Bu bölüm fav karakteriniz???

Sira bu bölüm aşırı tatlıydı. Ah benim kırmızı kafalı kekim...

Şaka bir yana bir şeylere cidden aşırı yaklaştık. Bir sonraki bölüm bizim icin bir dönüm noktası diyebilirim.

Bir süre sonra tekrar görüşmek üzere o zamana kadar kendinize iyi bakın ay ışıklarım...

Yıldıza basmayı unutmayın....

Continue Reading

You'll Also Like

25.6K 3.7K 27
•Baş Şeytan serisinin üçüncü hikayesidir. •Yetişkin okurlar içindir. Tanrıça yeni tanıştıklarını sanıyordu. Oysa baş şeytan onu doğduğundan beri tanı...
109K 3.7K 16
"Seni çok seviyorum Çavê Şîn. Seninle gözlerimi açıp kapatacak kadar. Seninle doğup ölecek kadar. En çokta o mavi gözlerine aşık oldum."
24.3M 1.4M 80
Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız... Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bi...
629K 53.6K 42
abilerim kurgusu, erkek versiyon. Bu kurgu reenkarnasyon içerir! Yᴇɴɪᴅᴇɴ ᴅᴏɢ̆ᴅᴜᴍ ʟᴀɴ! Tᴜ̈ɴᴇʟɪɴ ᴜᴄᴜ ʙᴏᴍʙᴏᴋ ʙɪʀ ʏᴇʀᴇ ᴄ̧ıᴋᴛı! 🛸Küfür ve argo içerir.🚀 ...