Mafya bey (18+) (Yeniden Yazı...

By baharwold

183K 4.5K 1K

Sözde, "ben Emre'yle sadece el ele tutuşup sarılabilirdim ilerisini yapamazdım, yaptıramazdı." ... 'Her zerri... More

1.bölüm (düzenlendi)
2.bölüm (düzenlendi)
4.bölüm (DÜZENLENDİ!)
5.bölüm (DÜZENLENDİ!)
6.bölüm (DÜZENLENDİ!)
8.bölüm(düzenlendi)
9.bölüm(düzenlendi)
10.bölüm
11.bölüm(düzenlendi)
12.bölüm (düzenlendi)
13.bölüm
14.bölüm (düzenlendi)
15. bölüm (düzenlendi)
16.bölüm (düzenlenicek)
17.bölüm
18.bölüm
19.bölüm
20.bölüm
21.bölüm
22.bölüm
23.bölüm
24.bölüm
25.bölüm
26.bölüm
27.bölüm
28.bölüm
29.bölüm
30.bölüm
31.bölüm
32.bölüm
33.bölüm
34.bölüm
35.bölüm (Firuze)
36.bölüm
37.bölüm (ipuçları)
38.bölüm(isimsiz)
39.bölüm (kalpler)
40. bölüm (ihanet)
41.bölüm (yaralar)
Duyuru!
42. bölüm
Duyuru. •KAYIPLAR•
43. bölüm
44.bölüm

3.bölüm (DÜZENLENDİ)

12.6K 319 213
By baharwold

Yıllar sonra fotoğraflarına baka baka yüzünü ezberlemiştim ama şimdi nasıl oldu da çıktı karşıma, nasıl, Zümrüt... hiç bir şeyi bilmemeli asla. Sandalyemde oturmuş hala o görüntüyü konuşuyordum, gördüğüm o görüntü. Hayatında bir adamı var yoksa.?

Zümrüt'ün babası, Murat'ı odama çağırmıştım. Kapının çalmasıyla gözlerimi kapıya diktim, 'gel' diyince içeriye giren kişiye baktım, Murat'tı.

"buyrun Hazar bey beni emretmişsiniz" içeriye girip kapıyı kapattı.

"evet seni çağırdım, geç otur şöyle" karşımdaki çift koltuklardan birine oturdu.

"Kızınızın bir erkekle ilişkisi varmı? Sevgili gibi bir şey" dudağımı ıslatıp bekledim çatık kaşlarla bana baktı. Düşünmeye başladı, bu beni yutkunmama neden oldu, Zümrüt'e zarar vermek istemiyordum. Ama merak ediyordum hayatındaki adam kim, yada varmı.? Kafasını iki yana salladı.

"hayır... yok efendim neden sordunuz? Bir sorun mu var yoksa?" Kafamı sakince iki yana salladım.

"Hayır bir sorun yok, öylesine bir soru, bilmek istedim" Murat'a baktım "sen gidebilirsin artık" ayağa kalkıp odadan çıktığı an derin bir nefes aldım. Peki ya o adam, kimdi o. Neden Zümrüt'ün evine girdi. Neden.? İlişkisini babasından saklıyor olabilirmiydi? Babasından korkup saklamış olabilirmi.?  Ama bunu öğrenmem lazım, o adam kim neyin nesi, aralarındaki bağ ne? Bunu öğrenmem lazım.

(Zümrüt'ten)

Elimde iki tabak makarna ile solana girdim, Emre'ye kendi tabağını uzatım, yanına oturup televizyonu açtım. Emre'ye 1 yıldır tanışıyoruz, 2 aydır da çıkıyoruz, Emre benim umut kaynağımdı, o benim her zaman yanımda oldu. Babası ve annesi 2018 yılında ayrılmış annesi Ankara'da babası Meksikada, tatil için hep babasının yanına gidiyor.

"Aşkım bir şeyler istermisin?" Diye sordum bana bakıp gülümsedim.

"Hayır tatlım, ellerine salık" bol salçalı makarnayı yemeye başlamıştı. Ona karşılık vererek bende yemeye başladım.

"Bugün nasıl geçti günün?" Diye soru yönelttim.

"İyi geçti tatlım..." gülümseyip bana baktı yüzümü inceleyip konuştu "çok güzelsin..." Dedi bu beni mutlu etmişti. Elimdeki tabağı komodinin üstüne koydum. Ona yaklaştım ve sarıldım.

"Böyle kalalım" dedim ona sıkıca sarılarak. Bana karşılık verdi beni sıkıca sarıldı. Kokusunu kokladım.

"Tabikide güzelim, kalalım böyle" Emre bana iyi geliyordu ona sarılmak iyi hissettiriyordu. Onu çok seviyorum, hep yanımda kalsın istiyorum.

...

Saat sekiz olmuştu. Kapı çalınce elimdeki bardağı bırakıp kapıya yöneldim. Babam gelmiş olmalıydı, kapıyı açtım, evet babam gelmişti, yemeğini koyup hemen odama gitmek istiyordum.

"Hoş geldin baba" diyip kapıyı kapattım, babam içeri girdi.

"Hoş buldum, yemek hazırdır umarım" dedi, kafama salladım.

"Evet hazır baba" Babam montunu astı, banyoya ilerledi. Elini yüzünü yıkayıp yemek masasına oturdu.

"Zümrüt" dedi babam, masadaki kaşığı eline alarak. Ona baktım.

"efendim baba" dedim sakin bir ses tonuyla. Bana ne söyleyecekti merakla bekliyordum.

"Kızım, senin erkek arkadaşın, sevgilin varmı?" diye sordu birden bire, yutkundum konuşamadım, ne bu... nerden çıktı şimdi. Ona bunu söyleyemem hayır... hem neden durduk yere sordu'ki babam yoksa bir yerde bizi mi gördü.? Sakin ol Zümrüt yok öyle bir şey, kendine gel.!

"Sana dedim, Zümrüt, daldın gittin" dedi babam, hemen kendimi toparlayıp ona baktım.

"Hayır baba yok, sende biliyorsun" dedim sakin ve profesyonel bir şekilde.

"Aferin, uslu bir kız ol, beni üzme, tamam mı?" Dedi kafamı salladım.

"Hı hı tamam"

Aynen çok uslu bir kızım dedim kendi kendime.

...

Saat on bir olmuştu kitabımı elimden bırakıp yatağa girdim, bugün nedense çok yorgundum, kafamı yastığa koydum kendimi uykuya bıraktım.

...

Telefon ziliyle Uyandım saat altı buçuk olmuştu, hemen kalkıp hızlıca bir duş aldım. Saçımı kurutup, çabucak üzerime bir şeyler giyindim .

Aşağı indim kahvaltıyı hazırlamaya başladım. Son olarak omlet'ide sofraya koyunca, babamın odasına ilerleyip uyandırdım. Bende hemen tekrar mutfağa döndüm çayı masaya koydum. Babam elini yüzünü yıkamış gelmişti sofraya.

"Baba benim okula gitmem lazım" dedim, bana baktı ve konuştu.

"tamam çık sen" dedi, bende hemen çantamı alıp çıktım evden

...

Okula gelmiştim hoca daha gelmemişti, yerime geçtim. Emre'nin  geldiğini gördüm, bana baktı, ona baktım.

"Günaydın tatlım ve hoş geldin" dedi güler bir yüzle.

"Günaydın canım ve hoş buldum, bugün napıyoruz?" Dedim, bana baktı.

"Okul çıkışı biraz gezeriz" dedi bu beni mutlu etmişti.

"Tamamdır" dedim.

Hoca içeri girmişti, bizde yerimize oturduk ve hoca hemen derse başlamak istedi, ne çabuk ya bir günaydın deyin bari. Bu hocada ders anlatmaya çok meraklı.

...

Okul bitmişti saat saat beş buçuk olmuştu, biz okuldan çıktık ve her gün ki kafeye geldik, içeri girdik Emre benim elimi tutuyordu. Her gün yaptığı şeyi yapıyordu parmaklarımla oynuyordu.

"Oo hoş geldiniz çifte kumrular."

"Hoş bulduk kardeşim."

"Hoş bulduk."

"Eee ne alırdınız efendim" hakan beni güldürmüştü.

"Hım bilmem ne alırız tatlım?"

"Her zamankinden lütfen" masaya geçip oturduk.

Zamanımız burada geçmişti. Saat geç olmuştu bende evin yolunu tutmuştum yarım saat sonra babam gelicekti ve benim hemen yemek yapman lazımdı. Elimi çabuk tutum eve girdim, hemen üzerimi değiştirip mutfağa gittim ve yemek hazırlamaya başladım.

...

Babam odasına geçmişti, bende yarım kalan kitabımı okuyordum. Saat on buçuk olmuştu bile.

(Hazar'dan)

"Kimmiş bu adam?" Oturduğum yerden bir soru yöneltim.

"Efendim sevgilisiymiş, 2 aydır birliktelermiş" gözlerimi sakince kapattım.

"Onun evini bul bana selim" sakince söylediğim cümleyle derin bir nefes aldım.

"Peki efendim" Selim'in çalışma odasından çıkmasıyla kendimi kaybedip elimi masaya sertçe vurdum. Zümrüt ona zarar vermesin bu adamın zaafını bulman lazımdı. En büyük zaafı.

Çalışma odasından çıkıp odama ilerledim. Odaya girir girmez banyonun yolunu tuttum. Duşu altına girip derin bir nefes aldım, gözlerimi kapatım ve aklıma sadece aşık olduğum kadını getiriyordum, gözümün önünde başka birisine ilgi göstermesine dayanamam, buna izin veremem.

...

Saat altı olmuştu erkenden kalkmıştım kahvaltı yaptıktan sonra üzerimi değiştirmek için odama gittim.

Üstümü giyinip aynaya baktım.
Aşağı indim dışarı çıkıp arabama bindim saat altı buçuk olmuştu olmuştu, arabayı Zümrüt'ün evine doğru sürdüm.

...

Zümrüt'ün evine gelmiştim ama evden uzak bir yerde duruyordum.  Babası evden çıkınca arabanın camını azda olsa kapattım, Zümrüt'ün babası arabaya binip evden uzaklaştı. Arabayı sürüp, evin önünde durdum.

~Zümrüt'ün elbisesi~~

Arabadan inip etrafa göz gezdirdim, kimse yoktu. Kapıya yöneldim kapıyı çalacağım an kapı açıldı ve karşımda Zümrüt durdu, beni gördüğüne şaşırmıştı. Hafifi gülümsedim, çatık kaşlarına karşı.

"Ne işiniz var sizin burada? Babam çıktı az önce" onu süzdükten sonra yüzüne baktım.

"İçeri almayacak mısın?" Dudaklarını ıslatığını gördüm, derin bir nefes aldığını bile duymuştum.

"Babam işe gitti... ve benimde işim var, hemde acil, kusura bakmayın, efendim" efendim kelimesini söyleyince üzerine bastıra bastıra söylemişti, bende onun kolundan tutum içeri soktum ve kapıyı kapatım.

"Napıyorsunuz siz böyle, bırakın beni."

"Sus ve beni dinle Zümrüt."

"Ne dinlemesi ya bırak kolumu diyorum sana canımı acıtıyorsun!" Kolunu bırakıp belinden tutup kendime çektim, benden ayrılmak için çabalıyordu, ama yapamıyordu çok güçsüz duruyordu karşımda.

"Bırak diyorum! Yoksa çığlık atarım bırak!"

"Kes sesini diyorum"bu sefer bağırmıştım ve korkmuştu, bana masum masum bakıyordu onu korkutmak istemiyordum.

"Sadece biraz sarılayım sana" sarılmıştım kolarımla bedenini sarmıştım kokusunu kokladım gözlerimi kapattım.

"Bırak beni sapık herif seni! Şuan yaptığın şey tacize giriyor!" Hemen ondan ayrıldım, geri çekildim, asla hayır, ben sevdiğim insanlara zarar vermem asla, helede Zümrüt'e asla zarar vermem, istemediği bir şeyi ona asla yaptırmam. Derin bir nefes alıp Zümrüt'ün yüzüne baktım.

"Tamam bıraktım ama Zümrüt seni hak edenle yaşa, ve sen beni hak ediyorsun bende seni Zümrüt" bana anlamsızca baktı "aklının bir köşesinde bulunsun istiyorum... sen benimsin, seni alacağım" yüzünü inceledim her datayını ezberlemiştim.

Evden çıktım, arabama ilerledim, arabaya binip evden uzaklaştım.

"Şirkete geliyorum orda ol" cevap vermesine izin vermeden telefonu kapatım.

...

Şirkete giriş yapmıştım odama yöneldim, Sema ya Murat'tı odama yolamasını söyledim.

...

Kapı çalmıştı "gel" emrini verdikten sonra içeri Murat girdi ve ona oturmasını işaret ettim.

"Buyrun efendim beni çağırmışsınız."

"Konuya direk girmek istiyorum."

"Konu nedir efendim."

"Zümrüt, konu Zümrüt."

"Ne olmuş Zümrüt'e."

"Zümrüt'ü bana ver... onu koruma amaçlı, benim işlerimi biliyorsun, beni nedensizce Zümrüt'le tehdit ettiler. Onu koruma amaçlı, benim yanımda durması için bana ver... biliyorum bu çok tuhaf ama Zümrüt için bunu yapabilirsin, onun iyiliği için" beni dinler şaşkın ve tedirgin bir yüz ifadesi vardı yüzünde

"Hazar bey... biliyorum maleseef ki, ama ben kızımı tehlikeye atamam" demesiyle lafını kestim.

"Biliyorum bende onu yapıyorum zaten, onu korumak için" biraz bekledikten sonra konuşmaya başladı.

"Neden Zümrüt? Onun sizinle ne alakası var?" Arkama yaslandım.

"Çünkü senin kızın, benim yanımda görmüşler, şirkete gelmişti o ara şirkette bir ajan varmış, bu şekilde haberleri olmuş, Zümrüt'le tehdit ettiler" öfkeyle nefes almasını gördüm. İyiye gidiyordum, istediğimi alıyordum.

"Hazar bey... tam nasıl olucak Zümrüt'e zarar vermeyeceksiniz değil mi?" Kafamı iki yana salladım.

"Asla sadece benim güvenliğim içinde kalacak, ve benim eşim olduklarını öğrensinler ki ona zarar vermekten korksunlar" kaşlarını çatıp bana baktığını gördüm.

"Eş, nasıl yani?" Dudaklarımı ıslatıp Murat'a baktım.

"Onunla evlenirsem o güvende olur, yoksa başına gelecek olaylar beni ilgilendirmez" şaşkın ve çatık bir kaşla karşılaştım.

"Ama Hazar bey sizin düşmanlarınız benim kızıma kafayı taktıysa, ne demek başına gelen olay beni ilgilendirmiyor?" Sakince yüzüne baktım.

"Bende onu diyorum neden Zümrüt benimle bir bağı yok, ama eğer eşim olursa, onu en küçük kötülükten bile korurum, benim için değersiz insanlarla uğraşmaktan hoşlanmam, sende biliyorsun" kafasını iki yana salladı.

"Sağolun Hazar bey ben kızımı, korurum, iştende ayrılıyorum, güzel düşünceniz için teşekkürler Hazar bey" ayağa kalkıp odadan çıktı, beklediğim gibi olmadı, bana verecekti senin o al diyecekti nasıl olur bu, arkasından baktım sadece masaya bırakmış olduğu araba anahtarını alıp elimde sıktım, bu böyle olmamalıydı. Sinirle dağınık olan saçlarımı kaşıdım. Kapı çalındı, gel emrini verdim. İçeri giren kişiye baktım, Selim.

"efendim bilmeniz gereken şeyler var" öfkeyle nefes verdim.

"Şimdi değil Selim, şimdi değil!" Öfkeyle derin nefes alıyordum.

"Konu Zümrüt hanım efendim" kafamı kaldırıp ona baktım, Zümrüt mü.?

Continue Reading