- Tepki : Sınıf arkadaşısınız, onlarla yürüyüşe çıkıyorsunuz/ berabersiniz ve daha sonra onları öpüyorsunuz. ((İkinizde asiksiz emme haberiz yok)
- Modern au?
- tanjirou kamado
Tanjirou, ilk aşkın. Nazik olması, kibar olması, harika olması ve sayabileceğin daha bir sürü şey. Aradığın kişiydi. Seni mutlu edebilen tek erkekti. Kısa bir göz teması, kısa bir sohbet bile seni derinden mutlu ediyordu.
Okul çıkışı, zil çaldı ve kitabını çantana koydun. Sırtına çantanı alacakken, Tanjirou sana seslendi.
“Y/n...”
Sana seslenmesi bile mükemmeldi.
“Evet?”
“Birlikte eve yürümeye ne dersin, her zamanki gibi.”
“Bana uyar.” gülümsedin.
Çantanı alıp sınıftan çıktınız. Sessizce merdivenlerden iniyordunuz.
“Neden uzun zamandır evimize gelmiyorsun?”
Beklemediğin yerden soru gelmişti, fakat asıl mesele onun evine gittiğinde biraz fazla aşık olduğunu gösteriyordun. (Ben bu cumleyi anlamadim ama siz anlayin iste belli ediyormus)
“Ders çalışıyorum, haliyle size gelecek vakti bulamıyorum.“
“Anladım.”
Okuldan çıkmıştınız, evleriniz birbirlerine yakındı, çoğunlukla beraber giderdiniz.
Garip bir sessizlik vardı, ikinizde göz ucuyla birbirinize bakıyordunuz. Daha sonra sen durdun.
Tanjirou biraz ilerlemiş olacakki geri dönüp sana baktı.
“Bir sorun mu var?”
“Evet.”
“Sorun değilse, nedir?”
Gözleriniz buluştu, yanına yaklaştın. Tanjirou bu yakınlıktan utanmış olacakki, sürekli yutkunuyordu. Daha sonra dudakların onun dudakları ile buluştu. ( Umarjm opme anlami budur yoksa yarra yerim)
Kısa süren bir öpücüktü fakat ikiniz içinde hoştu. Daha sonra kulağına yaklaştın.
“Seni seviyorum.”
Kulağından uzaklaşıp, yavaştan yürümeye başladın.
“Y/n!”
Arkanı döndün.
“Bende öyle..”
Cok cringe yazdim
- zenitsu agatsuma
Sınıfın korkağı fakat nedense her şeyi yapan kişi. Sınıfındaki herkes ona “Korkan civciv” desede, onun mu masumluğu hoşuna gitmişti. Sana karşı nazik davranırdı, hoşuna giderdide.
Okulun uzaktaydı ve sende otobüsü kaçırdın, daha da kötüsü ikinci otobüs ilk ders saatinin başladığı zaman gelecekti. Yürümeye başladın.
Birinin sana arkandan seslenmesini duyunca arkana döndün. Koşarak sana yaklaşan bir adet zenitsu'dan başka kimse yoktu, gülümsedin.
Hemen arkana saklandı, meğer onu yavru köpek kovalıyormuş. Köpeği kovup ona döndün.
“Zenitsu iyi misin?”
“Sen benim kurtarıcımsın!” diyerek sana sarıldı, alışmıştın artık sana böyle sarılmalarına. Geri ayrıldı.
“Birlikte okula yürüyelim mi?” dedin.
“Tabii.”
Yürümeye başladınız.
“Zenitsu, nasıl hergün bir köpeğe kovalanıyorsun?”
“Benim ilerdeki meslek.”
İkinizde güldünüz, okula az kalmıştı. Düşüncelerin seni çoktan ele geçirmişti. Bir anda duraksadın. Zenitsu telaşlanmış olacakki ne olduğu sordu.
“Ne oldu?”
“Bir şey soracağım.” (dunyanin en klise sahnesine hazir olun)
“Evet?”
“Daha önce birini öptün mü?”
“Hayır, ne-”
“İlkin olabilir miyim?”
“An-”
Genç kız, oğlanın cevap vermesine izin vermeden dudakları birleşmişti, oğlan olduğu yerde terliyordu. Kısa bir öpücüktü.
Oğlan, hava soğuk olmasına rağmen terliyordu, yüzü yanıyor. Bu haline gülümsedin.
“Neden beni bir anda öptün! Benim yapmam lazımdı.”
“İlk oynayan kazanır.”
Gülüşerek okula yürümeye devam ettiniz, merak etme.
- inosuke hashibira
(Yazmaya cok korkuyorum ne gibi birsey cikacak)
Okulun en garip çocuğu, sağı solu belli olmayan biri. Yinede ona karşı duygular hissediyordun, belkide özünde iyi biridir.
Komşunuz olan inosuke, her zaman seninle okula gider, gelirdi.
Çoğunlukla 'garip' sohbetleriniz vardı.
Sıcak bir haftasonu, ödevlerini çoktan bitirmiş, uzanmış telefon oynuyordu. Kapının çalmasıyla irkildedi. Kapıya açmaya yöneldi. Kapıyı açtı, bir de karşısındaki inosuke değil miymis.
“Naber kız!”
“İyi, sen?”
“Dondurma yiyelim mi?”
“Bana uyar!”
“Hadi gidelim!”
“Bekle.” kız yatak odasına girip cüzdanını aldı.
“Hadi gidelim!” dedi, genç kız.
Birlikte yürümeye başladılar. İnosuke, ıslak çalarak yürüyordu, yanında sessizce yürümeye devam ettin.
En sonunda şirin, küçük bir dondurma dükkanına geldiniz. İçeri girip, dondurmaları sipariş ettiniz. Bir masaya geçip beklemeye başladılar.
Dondurmaları geldikten sonra, inosuke daha önce hiç yememiş, görmemiş gibi saldırmıştı. Bu haline gülüp, dondurmanı yemeğe başladın. İnosuke bitirmiş, seni izliyordu.
Sende bitirip, insouke ile göz göze geldiniz. İnosuke'nin yüzünün her tarafına dondurmayı bulaştırmış, silme gereği bile duymamış.
“İnosuke, dudağında bir şey kalmış.”
“Hani nerde?”
Genç kız, ayağa kalkıp oğlana doğru eğildi.
“Tam şurada.”
Dudakları birleşmiş, iki genç. Kısa sürmüştü fakat her öpücük gibi güzeldi. Eline bir mendil alıp oğlanın yüzünü sildi.
“Hey, sen az önce beni mi öptün?”
“Sayılır.”
“Seni sevdiğimi sen nerden biliyorsun?“
“Bilmiyordum, çünkü bende seni seviyorum.”
Farkında olmadan iki gerizekalı aşklarını itiraf etmişlerdi.
- nezuko kamado
Şakasız sınıftaki en güzel kızlardan, çok nazik ve kibar. Çok seviyordun onu. Çokta arkadaşcanlısıydı, bu yönden avantajlıydın.
İlkbaharın ilk zamanları, çiçekler çoktan açmış, arılar vızıldıyor, rüzgar kendini gösteriyor, güneş hiç olmadığı kadar parlıyordu. Genç kız, sabahın köründe parka gelmeni iyi bir fikir olduğunu düşünmüştü fakat sabah soğuğu g9tünü dondurdu. Neyseki şanslıydı, ilerleyen zamanlarda hava ısınmıştı. Salıncakta garip bir poz ile sallanırken hayatı sorguluyordu.
Yanındaki salıncak hareket etti, o kadar odaklanmıştıki, yanına birinin geldiğin fark etmişti. Bir ses ile irkildi.
“Günaydın, S/A!” dedi.
Aynı sınıftayken bile zor gördüğü sevdiği kızdı bu. Şimdi ise yanına gelmiş senin ile sohbet etmeye çalışıyordu.
“Günaydın, Nezuko'cum.”
“Hava bugün çok soğuk, neden dışarı çıktın? Üşütebilirsin.”
BU KİZ NEDEN BU KADAR DUSUNCELİYDİ?
“Canım sıkıldı, peki sen neden çıktın?”
“Benimde öyle.”
Aralarında sessizlik vardı.
“Beni sallayabilirmisin?”
“Tabiki.”
Genç kız, kızın dediğini ikiletmeden salıncağı arkasına geçti. İki eliyle önündeki salıncağı itti. Çok yavaş ittiği için pek bir değişim olmadı.
“S/A, biraz daha hızlı sallar mısın?”
“Hemen!”
Genç kız bu sefer iki adım geri gitti, hızlıca önündeki salıncağı sertçe itti. Bu sefer çok daha hızlı sallandı. Bir kaç defa tekrarladı.
Nezuko sallanırken, genç kız yanındaki salıncağa oturdu ve ileri-geri hareketlerle kendini salladı, şiddetliydi fakat yanındaki salıncak kadar değil.
Sevdiği kız gülüyordu.“Teşekkür ederim!” demeyi ihmalde etmedi. Aşık oluncak en mükemmel kişiyi sevdiğin için kendinle bir kez daha gurur duyduktan sonra sevdiğini izlemeye devam etti.
Salıncak kısa süre sonra yavaşladı ve durdu. Nezuko salıncaktan indi.
“Biraz sohbet edelim!”
“Pekii”
Nezuko, genç kızı elinden tutarak yakınındaki banka oturdular.
“Sence en iyi öğretmen kim?“
“Giyuu sensei...” (Giyuu: ben ne alaka amina koyayim)
“Bence de.”
“Yönelimin?”
Soru karşısında sessiz kalmıştın, neyi planlıyordu?
“(Yönelimin)”
“Ya senin Nezuko?”
“(artik ne istiyorsaniz)”
“Yani seni öpmemde sakınca yok?”
“Tabikide yok!”
Zavallı Nezuko, Yanağından öpüleceğini sanıyor.
Genç kız, yanındaki güzele yaklaştı. Dudaklarını, onun dudaklarına yaklaştırdı. Nezuko, ne yapacağının farkına varmıştı, fakat geri çekilmedi. Dudaklarını yakınındaki dudağa bastırdı. Kısa fakat hoş bir öpücüktü. Genç kız dudaklarını geri çekti.
“Seni seviyorum Nezuko-chan!”
“Ne garip, bende öyle.”
Neden 4 karakter var amina koyayim demeyi lutfen
Ben bunu milattan once yarisini yazmisim sonra aklima yazmak gelmemis sonracigima yarim kalmis
Yazim yanlisi var mi bilmiyorum bakmaya useniyorum kusura bakmayin
Diger karakterleri yazmak en az 5 gunumu alacagi icin ve benim bes gunum olmadigi icin yazamayacagim
Tepkiyi isteyen arkadastan ozur dilerim gec yaptigim icin 😞
bir daha tatile girelim diger bolum o zaman-
Şaka
BİRDE LUTFEN ADAM AKİLLİ TEPKİ YAZAR MİSİNİZ
İsteklerim bu kadar kendinize iyi bakin <3